Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 AĞUSTOS 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI ekonomi@cumhurjyet.com.tr 13
ŞİRKETLER
• PURÎNA, "Van-
Ankara kedileri güzellik
yanşması'" düzenliyor.
Kedi ve köpek mamalan
fırmasının yanşması
için aynntılı bilgi
www.kedigen.com'dan
alınabilir.
• TELEFUNKEN,
televizyon
teknolojisinin ulaştığı
son nokta olan ve tüm
dünyada yaygınlaşmaya
başlayan LCD
televizyonlan
tüketicilerin beğenisine
sundu.
• BLUE SYSTEM,
tüm ürünlen için nakit
ödemede yüzde 50,
kredi kartlı tek ödemede
yüzde 40, taksitlı
ödemede yüzde 30
indirime başladı.
• ETt CİCtBEBE,
yenilenen ıçeriği ile
artık 10 vitamin ve 3
mineral içeriyor. Finna,
1 kıloluk kutu Etı
Cicibebe alana ıslak
temizleme havlusu
hediye ediyor.
• ÇARŞI'nın özel iç
giyim markası Belle De
Jour. iç giyimi minik
taşlar ve aksesuvarlarla
süslüyor. İç çamaşın,
gecelik-sabahlık
takımlan ve pijamalarda
model zenginliği dikkat
çekiyor.
• StEMENS, Ev
Teknolojisi'nin son
ürünü SLÎDER buharlı
ütüyü piyasaya sürdü.
Ütü, güçlü buhar
sistemiyle dikkat
çekiyor.
• GİMA 13 Ağustos'a
kadar SuperCard ile
Carlsberg'den en yüksek
tutan satın alan 5 kişiyi
UEFA Süper Kupa final
maçına götürüyor.
Yaşlı kıta gelecek yıl 12.5 milyon yeni işsize ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor
Avrapa işsizlik kıskacmda• 12 Avrupa ülkesinde
iş gücü piyasası
düzenlenmediği taktirde
2008'deişsizlik%7.5
dolayında olacak.
Işsizlik ödemeleri
Avrupa ülkelerinin
bütçelerinde ağır bir
baskı oluşturuyor.
Ekonomi Servisi - Uzmanlann
gelecek yıl için ekonomik iyileş-
me kıpırtılan öngörülerine karşın
işsızlik Avrupa'nın üzerine kâbus
gibi çökmüş durumda. Önümiiz- ^
deki yıl 12.5 milyon kişinin işsiz
kalması beklenirken işsizlik sigor-
tası ödemeleri Avrupalı ülkelerin kamu
bütçelerinde ağır bir baskı oluşturuyor.
OECD, Avrupalı hükümetlerin, işgü-
cü piyasalarını düzenlemek için gerek-
lı girişimleri yapmamalan durumunda,
aynı para birimıni kullanan 12 Avrupa
ülkesinde işsizliğın 2OO8'de yüzde 7.5
dolayında olacağını öngörürken,
ABD'de aynı oranın yüzde 5.5 dolayın-
da olacağına dikkat çekiyor.
İşsizlik sigortası ödemelerinin Avru-
palı ülkelerin kamu bütçelerinde ağır bir
baskı oluşturması, büyümenin önünde
ciddi bir engel olarak göriilüyor.
Avrupa'nın en büyük ekonomisine sa-
hip olan ve 4 milyonun üzerinde işsizi
bulunan Almanya'da ise ekonomide he-
nüz bir canlanma beklenmezken, yakla-
şık üç yıllık bir ekonomik durgunluğun
yaşanacagı tahımn edıliyor.
Avrupa'da yeni iş alanlan yaratmanın
riskli ve yüksek malıyetli olması, ayn-
ca firmalann ekonomik beklentilerinin
olumluya dönüşememesı nedeniyle dur-
gunluğu aşmanın zor oldugu göriilüyor.
Temel göstergeler yıl sonuna dogru
bir iyileşmeyi işaret etse de, büyük fir-
malar çeşitli oranlarda işten çıkartmala-
n uygulamak zorunda kalıyorlar. Si-
emens, geçen hafta mobil telefon birim-
lerinden 500'ü Almanya'da toplam
2300 çalışanının işine son verirken,
elektronik firması Epsos da maliyetleri
düşürmek için daha fazla işi yurtdışına
kaydıracağını açıkladı.
Vergi ve benzeri yükümlülüklerin
çalışanlarm ücretleri üzerindeki yükü
ise diğer bir önemli sorun. Euro böl-
gesinde vergi ve benzeri yükümlü-
lükler brüt ücretlerin yüzde 40'ın-
dan fazlasını eritirken, bu oran
ABD'de yüzde 30'un altına düşü-
yor.
Uzmanlar rekabet dolayısıyla
2008 de Avrupa'daki bankalann
100 bine yakın şubesini düşük ma-
liyetli ülkelere kaydıracağını tah-
min ediyorlar.
îşgücü hareketliliği ise diğer bir
problem olarak göriilüyor. Aktanla-
bilir emekli fonlan ve iş nitelikleri-
nin sırur ötesinde de tanınması yö-
nünde kaydedilen aşamalar, Avru-
palı hükümetlerin işgücü hareketli-
İiğini sağlayabilmek için yaptığı uy-
gulamalardan başlıcalan.
Uzun dönemde üretim faaliyetle-
rinin Çin, Hindistan gibi düşük mali-
yetli ülkelere kayması, hem Avru-
pa'nın hem de ABD'nin önünde cid-
di bir sorun olarak duruyor.
Bu durum, işgücünün yüzde 30'un-
dan fazlasını sanayide istihdam eden
Almanya, Italya ve Ispanya için ciddi
bir risk içeriyor.
Avrupa Birliği'nin, üye ülkelerin
bütçe açıklannı milli gelirlerirün yüz-
de 3 ünün altına çekmesini istemesi,
özellikle Almanya'yı zor durumda bı-
rakıyor.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
Dünyanın dikkatleri
ABD militarizmi, "teroriz-
me karşı savaş" ve sö-
mürgecilik üzerinde yo-
ğunlaştığından Japonya'nın "normal" bir
devlet olma girişimleri dikkatlerden kaçı-
yor. Bu "normalleşme" sürecini Japon-
ya'nın emperyalistdış politika, faşizan ulu-
salcılık geteneği, mali ve ekonomik gücüy-
le biriikte düşününce dünya banşının ge-
leceği açısından endişe duymamak ola-
naksız.
Tırmanan mtlitartzm
Hiroşima, Nagasaki, ABD işgali, bu iş-
gal altında hazırlanan anayasa ve komşu-
lannın II. Dünya Savaşı anılan yakın zama-
na kadar Japonya'ya aktif bir dış politika
izleme ve askeri güç yansıtma olanağı ta-
nımıyordu. Japon kamuoyunun, bir nük-
leer silahlanma olasılığını düşünmesi bile
söz konusu değildi. Soğuk savaş döne-
minde JaponyaABD'nin nükleerşemsiye-
si altına girdi, dikkatini ekonomi üzerinde
yogunlaştırdı. 1980'lere gelindiğinde Ja-
ponya, ABD'den sonra ikinci ekonomik
süper güç olmuştu, hatta yükselen hege-
mon olarak görülüyordu.
Soğuk savaşın bitmesi, 1990'da, Ja-
ponya'da borsa ve gayrimenkul köpükle-
rinin delinmesiyle başlayan uzun reses-
yon/deflasyon ülkede giderek yeni rüzgâr-
lar estirmeye başladı. ABD'den bağımsız
dış politika, Çin'i dengeleyecek bir askeri
kapasite hatta nükleer silahlar edinme ar-
zusu Japon toplumunda muhafazakâr ve
milliyetçi kesimler tarafından giderek da-
ha sık dile getirilmeye başlandı. Bu sırada
hükümetin resesyona ve deflasyona kar-
şı parasal genişlemeyle ve sıfır faiz politi-
kasıyla mücadele etme çabası sonuç ver-
miyor, ülke ekonomisinin bir "likiditekapa-
nına" tutulduğu (yatırımların ve üretimin
parasal genişlemeye ve düşük faizlere tep-
ki vermediği), işsizliğın artmaya devam et-
tiği görülüyordu. Tarih ise böyle koşullar-
da, askeri harcamalann ve militarizmin
hem yeni yatınm ve gelir olanakları yarat-
tığını hem de denizaşın genişlemenin ye-
ni kaynaklara ulaşmaya olanak sağladığı-
nı anımsatıyordu. Üstelik ekonornik sıkın-
Japonya 'Normal' Devlet Olmak Istiyop
tılar Japonya'nın kimi dış politika sorunla-
nnıneskisi gibi "yüklübir çekyazarakçöz-
meye devam edemeyeceğini" gösteriyor-
du. Son yıllann moda deyişiyle, ABD' gi-
bi, Japonya'nın da "yumuşakgüç" yansıt-
ma kapasitesi artık tükenmişti. Bundan
böyle, uluslararası etkisini sürdürmek ve
güçlendirmek isteniyorsa, Japonya'da da
askeri güç yansıtma kapasitesinin öne çık-
ması beklenebilirdi.
11 Eylül, hem Japonya'nın dış politika-
sını yeniden biçimlendirdi hem de Japon-
ya'da muhafazakâr milliyetçilere (siz mili-
tarist/faşist diye okuyunuz), II. Dünya Sa-
vaşı'ndan sonra askeri-sınai kompleksin
üzerine giydirilen dar giysıden kurtulmak
için paha biçilmez
bir olanak sağladı.
11 Eylül sonrası sü-
reçte Japonya he-
men ABD'nin yanın-
da yer aldı ve ba-
ğımsız dış politika
oluşturmayönelimi-
ni terk etti. Japon
pariamentosu, Ekim
2001 'de yeni bir te-
rorizme karşı müca-
dele yasası çıkartı.
Bu yasa Japon hü-
kümetine ABD'ye
destek bağlamında uluslararası sulara güç
göndeıme olanağı getirdi, hem de "Tero-
rizme Karşı özel Yasa", Japon Deniz Kuv-
vetleri'ne şüpheli gördükleri gemilere ateş
açma yetkisi de verdi (Asia Times, 25/07).
Böylece Japonya, ABD militarizminin ete-
ğine asılarak, onunla çatışmadan, impara-
toru "germeden" kendi militarizmini inşa
etmeye başladı.
Japonya Kasım 2001 'de ABD ile biriik-
te tarihinin en geniş çaplı deniz savaş
oyunlannı gerçekleştirdi. Afganistan sava-
şı sırasında, Japon donanması Hint Deni-
zi'nde ABD donanmasına lojistik destek
sağladı. Afganistan savaşı bitti ama altı
Japon savaş gemisi hâlâ Basra Körfe-
zi'nde (China Daily, 1/11/2002). Japonya
1998'de, ABD'nin füze kalkanı projesine
katılacağını açıklamıştı. 2002 Ağusto-
su'nda, kendi füze savunma programını
geliştireceğini açıkladı. Bu süreç boyunca
"pasifist" anayasanın değişmesi için giri-
şimler de hızlandı, Japonya Doğu Asya'yı
izlemek üzere bir casus uydu fıriattı (Asia
Times). Japon Başbakanı Koizumi, içle-
rinde A-sınıfı savaş suçlulannın da bulun-
duğu II. Dünya Savaşı'nda ölenlerin anıt-
mezannı, tüm uluslararası protestolara al-
dırmadan ziyaret etti, bundan sonra da
her yıl etmeye devam edeceğini açıkladı.
Iki hafta önce, Japon hükümeti, ABD'ye
yardım etmek üzere Irak'a kendisini koru-
mak için ya da uyan amacıyla silah kullan-
maya yet-
kili birlikler
göndere-
ceğini
açıkladı ve
ilgili yasayı
meclisten
geçirdi.
Asahi
Shim-
bun'un
başyaza-
nna göre
"Böylece
artık Ja-
ponya uluslararası arenanın bebek havu-
zunda yüzmeye son veriyor", açık deniz-
lere açılıyordu (28/07). Nihayet yine önce-
ki hafta Japon Başbakanı, "önleyici vunjş
politikasınr benimseyeceklerini de açık-
layınca (Syndey Morning Herald, 22/07)
yeni Japon militarizminin yol haritası da
hemen hemen tamamlanmış oldu.
Şimdi gündemde iki adım daha var. Bi-
rincisi denizaşın böigelere silah kullanma
yetkisi olan askeri güç göndermeye ola-
nak verecek kalıcı bir yasa çıkartmak. Ba-
kanlar kurulu sekreteri Yasuo Fukuda'nın
hazırladığı taslak, bu asker gönderme ka-
rannın BM'nin çağnsına, olmadığı takdir-
de Japonya meclisi karanna, gerektiğinde
de başbakana bırakmayı planlryor; diğer
ergirtyfatr.net
bir deyişle, tüm uluslararası
ve ulusal (yasama meclisi)
meşruiyet süreçlerinin dışına
çıkararak, salt Japon hükü-
metinin kararına bağlı kılıyor (Yomuiri
Shimbun 28/07). Ikincisiyse, Kuzey Ko-
re'yi bahane ederek nükleer silahlanma
tartışmalannı hızlandıımak ve bir aşama-
da nükleer silahlara sahip olmak. Japon-
ya'nın nükleer silahlanması için dört
yıllık plan başlıklı bir kitap yayımladığı için,
yakın zaman kadar, fanatik sağın "çatlak-
lar kulübünün" üyeleri arasında görülen
Nisochai Hyodo'nun bugünlerde üniver-
site kampuslanndaki popüler konferans-
lar dizisine, Tokyo'nun önde gelen radyo
istasyonlanndan birinde kendi hazıriadığı
bir programı sunmakta olmasına (The
New York Times 22/07) bakarak kamu-
oyunun nükleer silahlar düşüncesine alış-
tınlması sürecinde önemli adımlar adıldığı
söylenebilir.
Enbüyük 5 ordudan biri
Japon savunma çevrelerinin "normal"
devlet olma ağlamalarına bakarak sakın,
bu ülkenin ufak ve önemsiz bir askeri gü-
cü olduğu sonucuna ulaşmayınız. Ja-
ponya ordusu 50 milyar dolar savunma
bütçesiyle dünyanın en büyük beş ordu-
sundan biri.. Ama bu devasa güç bugü-
ne kadar dünya kamuoyunun dikkatin-
den hep, George Orvvell'in 1984 roma-
nındaki dıktatörlüğün kullandığı iki an-
lamlı dili anımsatan bir betimlemeler di-
zisiyle saklandı. örneğin The Econo-
mist'in nükteli bir biçimde anımsattığı gi-
bi, 240 bin personelli Japonya'nın ordu-
su, bombardıman uçakları yok, ama sı-
rasıyla "özelsavunma gücü" ve "destek
uçaklan" var. Japon özel savunma gücü-
nün tanklan da yok ama nedense tanka
çok benzeyen "özel Hizmet Araçlan"
var. Japonya, Güney Asya'nın en geliş-
miş ve büyük deniz gücüne sahip. Şim-
di Japonya tüm bu kamuflajlardan da
kurtulup "normal", diğer bir deyişle baş-
kalarının topraklarını işgal etme hakkına
sahip bir ülke olmak istediğini söylüyor
ve bu yolda hızla ilerliyor. Ne diyelim böy-
le dünyaya böyle devletler yakışır...
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Barış, Savaş ve Sermaye
Ülkemiz, enerji yollannın kesiştiği, etnik kavgala-
rın yanardağ volkanı gibi toplumları yaktığı; çaresiz-
liğin, yoksulluğun ve açlığın ölümle kucaklaştığı bir
bölgededir. Burada barış egemen olamıyor; kalıcı-
laşamıyor; çünkü savaş ve sermaye iç içe giriyor.
Büyük Millet Meclisi'nin, 1 Mart'ta Tezkere'yi ret
etmesi, savaş ve çıkar hesaplarını bozmuştu; şim-
dilerde bu "hesabın görülmesi", isteniyor. Sona er-
diği 1 Mayıs'ta resmen açıklanmış bulunan Irak Sa-
vaşı'na Türkiye'nin asker göndermesi yönünde iç ve
dış baskılar yoğunlaşıyor.
Dış baskının kaynağı ve nedeni açık; ya içerdeki-
ler?
Tezkerenin reddini bir türiü kabullenemeyen ku-
ruluş ve kişiler, yeni asker isteğini, tam birfırsat sa-
yıyor; kendilerince yanlış saydıkları reddin intikamı-
nı almaya çalışıyor. Türkiye'nin Irak bataklığına as-
ker göndermesi için kimi eski politikacılar, sermaye
ve basın-yayın çevrelerince olmadık yorumlar yapı-
lıyor. Irak'ın yeniden yapılanmasına katkı; petrol, su,
Orta Asya bağlantılan ite stratejik boyutlar bu yorum-
lara katılıyor. Orduların kısa aralıklaria savaşmaları
gerektiğinin kuramı oluşturuluyor; adı sürekli olarak
banşla anılan, banşla eşanlamlı olan Lozan bile kul-
lanılıyor; "Kürt kartı" çıkaniıyor. Diğer ülkeler ömek
gösterilerek "sakın geri kalmayalım" görüşü sürek-
li işleniyor. Kısaca Irak bağlamında savaş özlemi, ıs-
rarla akıllara aktanlıyor; kapsamlı bir tasanmla, top-
lumun bilincine yarleştiriliyor. Ve hep yapıldığı gibi,
savaşa asker gönderelim önerileri "ulusal çıkar" gi-
bi süslü bir kavramın tabağında sunuluyor.
Savaş çağrılan, genellikle sert sözcüklerie yapılır;
bu kez, çok değişik bir durum var.
Savaş istekleri, iletişimin en ileri olanakları kulla-
nılarak, şiirsel bir yumuşaklıkla; yüzeyselliğin hatrf-
liği, alçaklığın esneyen kolaycılığı ve bol kazancın ve
sendika düşmanı patronun okşayışının şişirdiği şı-
manklıkla uyumlu sözcüklere dökülüyor. Vaaz verir-
cesine sıralanan tümceler, ya birtür müziğin oynak-
lığına ya da okuyanın iliklerine işleyen dinsel öğele-
rin sinsi içeriğine eklemleniyor. Yorumcu, yazar ken-
dinden geçiyor, sermayeye dönüşüyor; kendisi ser-
maya oluyor. Savaş özlemi, tüy kadar hafif, yaprak
hışırtısı gibi okşayıcı, sabah meltemi kadar kucak-
layıcı, deniz suyu kadar kavrayıcı, okuyanın bede-
nini de ruhunu da kendine çeken ben merkezci ko-
nuşlanma ile ve de sevgilinin rüzgârla uçuşan men-
dili kadar sevecen bir çekicilikle sunuluyor.
Kurtuluş savaşlan dışındaki tüm savaşlar için ge-
çerli olan bir kural, şu sırada Türkiye'de işliyor: Sev-
gilinin mendili uzatılıyor; karşılığında gençlerin ölü-
mü isteniyor. Ve yalnızca, dışarıdan gelecek ve sa-
vaş kışkırtıcılarının patronlannca yağmalanacak pa-
ranın miktanna bakılıyor.
• • •
Burada bir alıntı yapmanın tam sırasıdır.
"Savaşta... ulusal vaıiığın özü ve güzelliği, yani
ulus bilinci, onun kaderini belirteyenler için özellik-
le açıklık kazanır.
Uzun süren bir banş sırasında, yurttaşlann göz-
leri tümüyle iç işlerine yöneleceginden, ulusal bir-
liğin en duyarlı ve yoğun özelliği kesin yok olur. Bir-
lıîk, toplumun bütün olarak düşmanla karşılaşması-
nı gerektiren, uzun birsavaştan sonra, yeniden sağ-
lanır.
Hükümet politikasının birinci amacı, savaşın gu-
ruriu ruhunu sımsıkı tutmak, onu banş denilen du-
rumun içine şınnga etmek, onun tüm banş kurum-
lanna veyönetim birimlerine girmesine olanak ver-
mek olmalıdır.
Sürekli banş, siyasetin ideali özlem olamaz. Ba-
nş ve savaş, dinleme ve hareket gibi, birbirini ta-
mamlamalıdır.
...Ekonomi ve siyasetfı)... din birleştirir. Insanlar
Tannsal gücü unuituklan zaman ekonomik güçlük-
ler başlar.
..Iktisatçılar, ruhsal sermayeyi biryana bırakıyor...
İşgücü, ...üretimdekullanılan, gücünü Tanndanalan
biraraçtır.
...Ekonomi, tanm, sanayi ve ticaret. savaş için
gereklidir. Savaş da para kullanımını hızlandırarak
onlan güçlendirir... Devlet savaşsız düşünülemez.
...Her insanın iki kimliği var: "kişi" ve "eşya". In-
san kişi olarak bir şeye sahip olur. Eşya olarak ise
biri onun sahibidir."
• • •
Alıntı, 1930'ların Almanya'sında Naziler kendileri-
ne bir köken ya da geçmiş aradıklarında "bulunan"
düşünüre, Adam Müller'e (1779- 1829) aittir. Mül-
ler'in Vom der Geist Gemeinschaft adlı yapıtının
49-53 ve 117. sayfalarından alınmıştır (Ingilizce'ye
aktaran E. Roll Ekonomik Düşünce Tarihi s. 219 vd).
Bu ve benzeri düşünceler, her zaman bir yerterde
filizlenir; kimi zaman yoğunluk kazanır; ekonomik ve
siyasal bunalım içinde kıvranan topluma, çekici ge-
lir. Ve bu yalnızca, savaştan parasal çıkar sağlayan-
lann işine yarar. Bu kez banş kazanmalıdır.
YALOVA SULH HUKUK MAHKEMESÎ'NDEN
Sayr 2002 845 Esas
Da\-acı Ergü] Özşen vekılı Aviıkat Yavuz Oğuzer tarafından davalılar Abdurrahım Bu-
lan ve arkadaşlan aleyhıne kat mûlkiyetı kanuna göre alacak davası açılmış olup yapılan
açık yargılaması sırasında venlen ara karan gereğince:
Adapazan Küçük Osman Sokak Nc 34'de oturan Abdurrahim Bulan. Yalova Bahçeli-
evler Mahallesı Şebnem Sokak 85/9 adresinde oturan Elena Mağazacı ve Yalova Fatih
Caddesı Şebnem Sokak 1 5 adresinde bulanan Mey-Kjvı-Fıdan ve Hayvancihk San. Ltd.
Ştı'ye tüm aramalara rağmen duruşma gününün kendılenne teblığ edılemedığı. da\a dos-
yasınm halen derdest olup duruşmasının 10. 09.2003 günü saat 10.45'e bırakjlmış oldu-
ğundan, duruşma gününde mahkememızde hazır bulunmalan. aksı tadırde duruşmaya
gelmediklennden gıyaplannda duruşmaya devam edileceği, Adapazan Küçük Osman So-
kak No: 34'de Abdurrahim Bulan, Yalova Bahçelievler Mahallesi Şebnem Sokak No-
85/9'da Elena Mağazacı ve Fahh Caddesi Şebnem Sokak 15 adresinde oturan Mey-Kıvı-
Fidan ve Hayvancılık San. LtdŞti. 'ye tabligat yerine geçerli olmak ûzere ilanen teblığ
olunur. 04.08.2003 Basın: 39067
BORNOVA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN
DosyaNo. 2003 215 Esas
Davacı Gûneş Sigorta \ekih tarafından davalı Mustafa Cömert aleyhine açıla tazminat
da\asında: Davacı vekilı dılekçesı ile davalı Mustafa Cömert'e ait 34 UP 8108 plakalı ara-
cın müvekkılı şırkete 7363 polıçe no ile sigortalı olan 06 BP 216 plakalı araca 22.07.
2001 tanhinde çarparak hasara neden olduğunu şırketlerine sigortalı olan araçta
2.500.0O0.0OO.-TL. hasar meydana geldığıni bu hasann bedelinin 24.09.2001 tarihinde
sıgortahya ödendiğı sıgortahya ödenen 1.875. 000.000.-TL.'nin davalıdan tahsilinı iste-
yen dava dılekçesı davalının bıldınlen adresine tebliğ edilmemiş, zabıta marifetiyle adre-
sırun tesbıtı mümkün olmamı^. dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebiiğine karar
venlmekle: Davalı Mustafa Cömert'ın duruşma günü olan 08.10. 2003 günü saat 09.00'da
Bomova 2. Asliye Hukuk Mahkemesmde hazır bulunması, kendisini bir vekil ile temsil
ettirmesı, hazır bulunmadığı kendisini bir vekil ile temsil ettirmediği takdirde yargılama-
ya yokluğunda devamla karar \enlecefi hususu davetiye yerine kaım olmak üzere ilan
olunur. 17. 07.2003 Basur 39084
İSTANBUL1. SULH HAKİMLİĞrNDEN
DosyaNo: 2003,351 Vasil
Hastalığı sebebiyle mahkememızden verilen 30.07. 2003 tarih, 2003/351 esas,
2003/327 karar sayüı ilamı ile Istanbul, Beşıktaş, Mecidiye Mahallesi, Cilt: 14, Hane:
673 nüfusuna kayıtlı Mehmet ve Sebahat'tan oüna 05.07.1959 doğumlu Hacı Bayram
Vural vesayet altına alınmış olup, kendisine Orkıde evleri, C 10, B Blok, Esenkent-
Bahçeşehir- Istanbul adresinde ikamet eden Leyla Vural vasi tayin edihıüştir. Ilan
olunur. 07. 08.2003 Basın: 38980
YALOVA SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 2002/416 Esas
Davacı Muhammet Çiçek vekih Avukat lhsan Yıldız tarafından davalılar Mehmet Ya-
şar Orhan ve arkadaşlan aleyhine mahkememizde açılan ortaklığın giderihnesi davasında
davalılann bu" kısmına duruşma günü tebliğ edilemediğinden ilanen tebligat yapıhnasına
karar venlmış olmakla; Yalova ili, Çınarcık ilçesı Nuribey Caddesi No: 32 adresinde otu-
ran Bırsen Orhan (Bora). Semıha Orhan (Çağlar). Mehmet Yaşar Orhan ile Istanbul Ta-
rabya Yeni Çamlık E\leri No: 96 adresinde ikamet eden Nurten Şener'e ve Istanbul Göz-
tepe Tünel Sokak No: 15 30 adresinde oturan Ayten Kurt'un tüm aramalara rağmen bulu-
namadıklanndan dava dılekçesı ve duruşma günü kendılenne tebliğ edılememiştir. Dava
dosyası derderst olup duruşması 17.09 2003 günü saat 09.30'a bırakılmıştır.
Tebliğ yenne geçerli olmak üzere duruşma gününün yukanda adresleri yazılı davalılar
Nurten Şener. Ayfen Kurt, Birsen Orhan (Bora) Mehmet Yaşar Orhan. Semiha Orhan
(Çağlar)'a duruşma gününün gazetenm yayın tarihinden itıbaren 7 gün sonunda teblığ
edilmiş sayılacağı ilanen tebliğ"olunur. 07.08.2003 Basın: 39066
MEIVDERES ASLÎ1T HUKUK 1VL4HKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2001 334
Davacı S.S. Bınbir Rüya Konut Yapı Kooperatıfı vekili Av. Ahmet Dokucu tarafin-
dan da\alılar Yaşar Kahya ve 91 arkadaşı aleyhine mahkememize açılan tescil dava-
sının yapılan duruşmasmda venlen ara karan gereğınce; Küher Köyü Menderes,lz-
mir adresinde bulunan dahılı davalı (1940 Medine, Halil oğlu) Sami Güner, (1940
Medine, Halil oğlu) Niyazi Güner. (1940 Medine, Halil kıa) Huriye Güner (Yeğen),
(1940 Medine. Halil kizı) Hatıce Güner'in yapılan tüm araştırmalara rağmen dahılı
dava dılekçesı tebliğ edilemediğinden ilanen tebiiğine, duruşma günü olan
13 10.2003 günü saat 09.20'dekı duruşmada bizzat hazır bulunmalan veya kendıleri-
nı bir vekılle temsil ettırmelen, aksı takdirde yargılamaya gıyabmda devam olunup
karar verileceği, dava dılekçesı ve duruşma gününün tebliği yerine kaım olmak üzere
ilan ve tebliğ olunur. Basın: 38858
ZARA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2000/8
Davacı Orman Genel Müdürlüğü tarafından davalı Ebuseyıf Yıldınm ve mirasçılan
aleyhine mahkememize açılan tapu ıptalı ve tescil davasının yapılan açık duruşması sıra-
sında venlen ara karan gereğınce; Dahılı davalılar Zara Kevenli köyünden Murtaza Yıl-
dınm tüm aramalara rağmen bulunamamış ve mahkememızden duruşma için çıkartılan
davetiyeler kendılenne teblığ edilememış olduğundan,
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 29. maddesı gereğınce davalılar Zara Kevenli köyün-
den Murtaza Yıldınm'a ilanen tebligat yapılmasına karar verıldiğinden. adı geçenin
12.09 2003 tanhinde mahkememızde yapılacak duruşmada hazır bulunmalan için bu
ılanın kendılenne ilan tarihinde tebliğ edılmış sayılacağı ılan olunur. Basın: 33702
ZARA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2000 9
Davacı Orman Genel Müdürlüğü tarafından davalı Paşa Ömer ve mirasçılan aley-
hine mahkememize açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan açık duruşması sıra-
sında venlen ara karan gereğınce; Dahıli davalılar Zara Kevenli kövünden Esas Şim-
şek, Adalet Şimşek. Hürnyet Şunşek, Hicret Şımşek. Nuran Şimşek, Ayten Şimşek
tüm aramalara rağmen bulunamamış ve mahkememizden duruşma ıçın çıkartılan da-
vetiyeler kendılenne teblığ edilememış olduğundan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun
29 maddesı gereğınce dahılı davalı Zara Kevenli köyünden Esas Şimşek, Adalet
Şunşek, Hürriyet Şunşek. Hicret Şimşek. Nuran Şimşek, Ayten Şımşek'e ilanen tebli-
gat yapılmasına karar verıldiğinden. adı geçenin 12.09.2003 tanhinde mahkememizde
yapılacak duruşmada hazır bulunmalan için bu ilanın kendılenne ılan tarihinde tebliğ
edilmış sayılacağı ilan olunur. Basm: 33703
DİKİLİ SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
İ. Şuyuu Satış Memuıiuğu
GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI
Sayı: 2003/9 Satış
Dikili Sulh Hukuk Mahkemesınin 30.10.2002 tarih ve 2001/192 esas, 2002/407 ka-
rar sayıh ılamı gereğince satılmasına karar verilen, Dikili-Gazipaşa Mah, 28. Sokak
Mevkiı. 262 ada, 1 parselde kayıtlı, 441 m2 Bahçeli iki kath kargir ev (yıkık vaziyet-
te) cınsrnden olan taşınmazın tamamı Katma Değer Vergisi hariç, 13.230.000.000.-
TL. (Onüçmilyarikıyüzotuzmilyonlira)'dan satışı yapüacaktır.
Saüş şaıüan: 1 - Satış. 19.09. 2003 Cuma günü saat 11. 00 ile 11.10 arasında Dikili
Adliyesi yarunda bulunan Seçım Müdürlüğü Bahçesinde yapılacaktır. Bu arttırmada
tahmm edilen kıymetin yüzde 75'inı ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmu-
unu ve satış masraflannı geçmek şartı ile taşınmaz en çok artttrana ihale olunur. Böy-
le bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıramn taahhüdü baki kalnıak koşulu ile ikinci
açık artırma 29.09.2003 Pazartesı günü aynı yerde aynı saarte yapılacaktır. Bu arttır-
mada da rüçhanlı alacaklılann alacağını, takdir edilen kıymetin yüzde 40'nı ve satış
masraflannı geçmesi şartı ile taşınmaz en çok artırana ihale olunur.
2- Ihaleye ıştirak edeceklenn, tahmın edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey
akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanm teminat mektubunu venneleri lazun-
drr. Satış. peşın para ile olup, ısteyen alıcıya 20 günü geçmemek üzere mehil verilebi-
lir. Damga vergisi, Tellaliye harcı, katma değer vergisi ve tapu masraflan alıcıya aıttir.
3- Ipotek sahıbı alacaklılarla diğer ilgililenn (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklan-
nı hususiyle faız ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeleri ile on beş gün
içinde mahkememize bildirmeleri lazrmdır. Aksi takdirde haklan tapu sicilı ile sabit
olmadıkça paylaşmadan hariç buakılacaklardır.
4- Satış bedelı hemen veya verilen süre içinde ödenmez ise, l.l.K.'nun 133. madde-
sı gereğuıce ihale feshedilir. İki ihale arasmda farktan ve yüzde 10 aylık faizden alıcı
ve kefılleri mesul tutularak hiçbir hükme hacet kalmaksızın kendilerinden tahsil olu-
nur.
5- Şartname dairede herkesrn görebıhnesi için açıktır. Satışa iştirak edenler şartna-
meyı görmüş ve münderecatım aynen kabül etmiş sayılacaklan, fazla bilgı almak iste-
yenlerın dosyasına müracatlan ilan olunur. 06.08. 2003 Basın: 39075