Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 TEMMUZ 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
s
933
3
E
•oc
OutrtaUe»
kr Ytı^kmvn
.' ~7 ~7~
niHW!
D E N İ Z S O M
Bektronik poste denDSom9ctanhuriysicom.tr www.denizsom.coin Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- AKP, Sıvas canilerini
affedecekmiş...
"Bu da demokrasinin
cinneti olmalı!"
TÜP
Basına yansıyan habere
göre Ziraat Bankası'nın
kârlı gösterilmesi için
2001 yılında Hazine,
bankaya 11.4 katrilyon
liralık tahvil vermiş. Zi-
raat Bankası eski genel
rnüdürü ve Hazine eski
müsteşarı Selçuk Demi-
ralp de Ziraat Banka-
sı'nın likidite açığının üç
nedenini "Hazine adına
her türlü ödemeyi yap-
ma yükümlülüğü. Yüzde
110-120 gibi faizle elde
edilen kaynakların
çiftçrye yüzde 44-60
arasında faizle kul-
landınlması. Banka-
nın o dönemki ope-
rasyonel giderleri"
olarak göstermiş... Yedi-
tepe Üniversitesi'nden
Yrd. Doç. Dr. Atilla Ön-
er'in yorumu: "Demiralp
önce müsteşar, sonra
genel müdür mü olmuş-
tu? Yoksa tersi mi ger-
çekleşmişti? Bu tür po-
zisyon değişikliklerinin
ne kadar sağlıksız oldu-
ğu ortaya çıkıyor. Bir
yerde aynı kişinin o yeri
kontrol eden başka bir
pozisyona getirilmesi
veya kontrol eden nok-
tadan kontrol edilmesi
gereken kuruluşun başı-
na getirilmesi de biryol-
suzluk türüdür ve bunun
adı 'bilgi saklama' yol-
suzluğudur!"
MMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Ku-
rulu Başkanı Ümit Nevzat Uğurel: "Hükü-
meti sağduyulu olmaya çağınyoruz. işbaşı-
na geldiği günden beri ekonomik krizden
çıkmak için ülkenin geleceğini, halk adına devletin yö-
netiminde bulunan doğal değerleri satmaya çalışan
hükümet şimdi de gözünü kent merkezlerinde bulu-
nan okul alanlanna çevirdi.
Hükümeti insaflı olmaya çağınyoruz. Bahsedilen
okul alanlarının hemen hepsi tarihi niteliklere sahip,
bazıları Osmanlı döneminin, bazıları Cumhuriyetin
kuruluş yıllarının mimari örnekleridir. Bu okullann sa-
tışı demek bu binalann yıkılarak yerlerine kâr getire-
cek tesislerin yapılması demektir.
Hükümeti kente karşı suç işlemekten vazgeçme-
ye çağırıyoruz. Bu okul alanlannın varlığı kent mer-
kezlerindeki yapı yoğunluğunu azaltmaktadır. Çok
katlı, binlerce insanın çalıştığı yüksek katlı yapılann
arasında bu alanlar kentin vahalan gibidir. Birçoğu-
Okullar
nun bahçesi insanlann rahat soluk alıp vermesini
sağlayan yeşillikler ile doludur. Bu bahçelerin yok
edilmesini mi istiyorsunuz.
Kent merkezleri bugüne kadar bu tür özelleştirme
kararları ile Süt Endüstrisi Kurumu'nun, Et ve Balık
Kurumu'nun, Sümerbank'ın satışı sonucundaki ge-
lişmelerin kötü sonuçlarını yaşadı. Bu alanlar üzerin-
deki tesisler yıkılarak yerlerine yapılan büyük alışve-
riş merkezleri ile kent merkezlerindeki trafik yoğun-
luklan iyice artmış ve otopark sorunu daha da büyü-
müştür.
Kent merkezindeki okul alanlarının birçoğunun
bahçesi eğitim saatleri dışında otopark olarak kulla-
nılmaktadır. Bu durum okullann sürekli eğitim ve sos-
yal kültürel merkez olarak kullanılması gereği ile çe-
lişse de otopark sorununa kısmı bir çözüm olmakta-
dır. Hükümeti, şehir plancılarına, belediyelere, yasa-
lara saygıya çağırıyoruz.
Şehır plancılığı bir kentin sağlıklı ve yaşanabilir ol-
ması için kentsel alanların ne şekilde kullanılacağına
karar veren; bilgi birikimini, bilimsel verileri sosyal ve
kültürel ilişkilerin mekânlarını oluşturmaya veren bir
meslektir. Şehir plancılarının mesleki ürünleri beledi-
ye meclislerinde tartışılarak kabul edilir ve yürürtüğe
girer. Yasalara göre bir eğitim alanının kaldınlabilme-
si için yine aynı bölgede 500 metre yürüme mesafe-
si içinde yeni bir eğitim alanının düzenlenmesi gere-
kir. Şimdi hükümet bütün bunlan yok sayıyor ve di-
yor ki ben okul alanlannı satacağım. Buralarda tica-
ret merkezleri, iş merkezleri yapılacak, para kazanı-
lacak.
Hükümeti, üniversitelerin şehir ve bölge planlama
bölümlerini kapatmaya çağınyoruz. Hükümet, şehir
plancılığı ışinı deyüklenmiş görünüyor."
SESStZ SEDASIZ (!)
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku n yahoo.com
Sanki "hayatımın hayatında" benden başka biri var!
Taksici, keyfinin istediği yere gider!
Kadıköy Hasanpaşa'da taksiye bi-
niyor Aysel Ergüney... Moda'yagit-
mek istediğini söylüyor... Taksı şofö-
rü, Moda yönünde trafiğin yoğun ol-
duğunu bildirip, başka bir taksiye bin-
mesını istiyor. Ergüney, söylenen yere
gitmek zorunda olduğunu hatırlatınca
şoför sanki dövecekmiş gibi arkaya
uzanarak hemen inmesini söylüyor. Bu-
nun üzerine Ergüney, az ilerideki Ha-
sanpaşa Karakolu'na gitmek ıstıyor...
Şoför, taksiyi hışımla önce geriye sü-
rerek, sonra ani bir patinajla yolun sol ta-
rafına geçirerek gaza basıyor...
Aysel Ergüney de kaçınkJığını sanıp
korku içinde taksiyi durdurması için ba-
ğınyor... Şoför biraz ileride duruyor. Er-
güney, taksiden inerken plakasını alaca-
ğını söyleyince şoför, "Al ve istediğin
yere şikâyet et" dıyor...
Aysel Ergüney, Hasanpaşa Kara-
kolu'na gidip olayı anlatıyor ve plaka-
sını verdiği taksı şoföründen şikâyet-
çı olmak istiyor... Polis, konunun yet-
kisi dışında olduğunu, savcılığa dilekçe
vermesi gerektiğini bildiriyor...
Savcılığa dilekçe vermenin konuyu
sürüncemede bırakacağını düşünen
Aysel Ergüney eve gelip polisin 154 nu-
maralı telefonunu arıyor. Telefondaki
polis de başka bir telefon numarası ve-
riyor... Aradığında "SOS" diye bir yer çı-
kıyor... SOS'teki kişi taksi şoförünü bu-
lup telefonla özür dileteceklerinı söylü-
yor... Ergüney, özür dilenrriesini değil
yaptınm uygulanmasını istediğini bildi-
riyor... Aradangünlergeçtiğihalde özür
bile dileyen çıkmıyor!
'Doğrulıık Dost
Kapısıdır
%
AVŞE GÜROCAK
21. Dönem DSP Ank. Mv.
Tarihsel olaylan doğru araş-
tıran bilim adamlannın açtığı
kapılarkardeşliğı çoğaltır. Bir-
liği, dirliği dost yolunda dost
evınde dostlukla buluşturur.
2003 Temmuz'unun sıca-
ğında Pir Sultan ın köyü Ba-
naz da buluşma böyle bir bu-
luşmaydı. Banaz Alevi birköy,
Pir Suttan'ın köyü; Yıldız Da-
ğı'nın eteğinde bir düzlükte
kurulu. Kerpiç üzeri çinko ev-
lerin aralarında üstü kiremit
taş evler serpiştirilmiş, 2 gün
boyunca her evin ışığı sabaha
dek yanıyordu, her evin için-
de onlarca misafır vardı. Ek-
meğini aşını paylaşmak için
en içten duygularlaellerinı ge-
lenlere uzatmışlardı. Komşu
köyter Altınoluk, Çırçır, Kazı-
köyü, Göğkaya köyleri Yıldız
Dağı'nın eteklerine yayılmış
Pir Sultan'ın pirliğinin yolun-
da Banaz'a traktörlerin arka-
sında römorkörlerle çoluk ço-
cuk doluşarak gelmişlerdi.
Azıklannı yanlarına almış, lok-
masını yanındaki ile paylaş-
mak heyecanı içindeydiler. Pir
Sultan, yalnızca Sıvas'ın Ale-
vi köylerini değil, demin adını
saydığım Sünni köyleri de hu-
zunjnaçağırmıştı. Sünni gele-
nekten gelen, kardeşlik ve
dostluk bağlannı yıllarca Ale-
vi geleneğinden gelen kardeş-
leri ile güçlendirmişlerdir.
"Bir er yatar Sıvas Banaz
köyünde
Pirimizsin sana geldik Pir
Sultan
Nesli ehlibeyt Ali soyundan
Pirimizsin sana geldik Pir
Sultan."
Banaz da üç kuşağın bu-
luştuğunu gördüm. Yaşamı
içinde Aleviliğin öğretilerini
yaşam biçimi saymış orta yaş
ve daha üzeri olanlar, bilimsel
temelde Aleviliği araştıran,
okuyan öğrenen birüniversi-
te gençliği, daha ayakları be-
denini yeni kaldırmaya başla-
mış çocuklan ile semaha dur-
dular. Yani üç kuşak semah-
lan ile semahı "cümbüş" gi-
bi algılayanlara inanç dolu bi-
rer turna kuşu, güvercin gibi
hak ile hak yolunda olmanın
sorumluluğuyla semah dön-
düler. Bütün evren sanki on-
larla kardeşlik dostluk, andı
içiyordu.
1990'dan bu yana tanıdığm
Emel Sungur'a teşekkür et-
mek istiyorum. Alevi-Sünni
kardeşliğinin en güzel örneği
olmuştur. Pir Sultan Ab-
dal'dan okuduğu her deyişte
yüreğim yerinden oynadı.
Tüm varlığıyla pirin sözlerini
anlamlaştınyordu. Sabnna ve
dost kapısına teşekkür Emel
Sungur.
2002 yıhnın Hacı Bektaşi
Veli'yi Anma Şenlikleri'nde Sn.
Bülent Ecevit "Alevilikdin ve
mezheplerin çok ötesinde, i-
nanç ve yaşam biçimidir"
sözleriyle Alevilerin inanç ve
kültür birikimlerine vurgu yap-
mıştır. Araştırmacılar son za-
manlarda Alevilik konusuna
daha da eğilmiştir. Ben dahil
bu öğretiyi bildiğimi sanma-
ma rağmen okumalıyız, öğ-
renmeliyiz. Bu yol hak ve hak-
kın yoludur.
Anadolu Aleviliği Ali ve Ehl-
beyt sevgisini, insan sevgisi-
ni, kadın erkek eşitliğini, kar-
deşliğini, hakça bölüşümü,
doga ve hayvan sevgisini, öz-
gürlüğü, her türlü aynmcılığı
her türlü toplumsal haksızlığa
karşı olmayı önemli gören bir
yoldur.
Alevi ve Bektaşilerin inanç
ve ibadet kural ve uygulama-
lanna yer vermeyen bir din
özellikle de Islam dini öğreti-
minın anlamı, din ve inanç öz-
gürfüğünün, doğru yorumlan-
maması, Alevi ve Bektaşi olu-
şumunun görmezden gelin-
mesi, yok sayılmasıdır. Bu du-
rum bizatihi aynmcılık değil
midir? Ayrıca Alevi ve Bekta-
şi ailelerin çocuklan kendi di-
ni inanç ve kurallanna, ibadet-
lerine yabancı kalmakta. Aile-
lerin kültür ve inancıyla kopuk
yaşamaktadırlar. Bu da, mev-
cut en etkin sosyalleşme ku-
rumu olan ailenin önemini ve
etkisini küçültmekte, çocuk-
lan bir anlamda köksüzlüğe
bırakabilmekte ve aileye oldu-
ğu gibi, diğertoplumsal ortak-
lık ve değerlere yabancılaşa-
bilmelerinezemin hazıriamak-
tadır.
Çözüm; ceme "cümbüş"
diyerek değil, kaynaştıncı, bü-
tünleştirici farklılıklaıîa bir ara-
da yaşamayı hedefleyen bir
yaklaşımın esas alınması ve
hayata geçirilmesi gerekmek-
tedir.
*Hacı Bektaşi Veli
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak[(t turk.net
H A R B İ SEMİH POROY semihporoy(a yahoo.com
HAYAT EPlK TtiATROSU MUSTAFA BÎLGL
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKA\ 3 Temmuz unttc.mumtaz-arikan.com
KÜLTÜR • SANAT (0111) M31*71
Aynı Sok.'ta "3 ayrı bölümü,
3 ayrı yaz keyfi (biri müzikli)
12.00'dan 02.00'a kadar
ÇATIPASSAGE RESTAURANT
Özel davetleriniz için
(0212) 251 00 00"
Memleket meselelerı ile ılgilenenlerin yeni internet adresi
inadina.com
DAĞA CIKANRESNEÜ NİYA2İI
1308'OE BU&ÛN,KOLAŞASl(oNYİkSASt) NİYAZİ
BEY,B.A8DVLHAMİT'İN İSTİSMr YĞNETİMİNE
KARŞI İSYAN E7Tİ. İTTİHAT t/E TERAKKİ ÜYESİ
OLAN NİYAZİ' BEY gU KllHUUlÇUN' DA ONA-
YINI AlARAK, 160 SADIK AOAMI İLE ffESNEl
£>£($İMOİ YU6O£lAVYA'M) bAĞLARA Ç/KM/Ş-
TI.MEÇ.RUTİYETİN KURULMA&I İÇİN BASMAL
D/JSAA/ 8ESNELİ NİYAZf BU KONUDA YAL-
A112 DE6İLD/. BJRKAÇ SÛ/V SONRA, 8W-
BAŞ1 ENVER BEY D£(SONRA ENVER
PA$A) İSYAN EDECEKTİR. ZoSÜN
SONRA, İKİNCİ MEÇRUTİYEr'İN İLA-
\ Hl İLE İSYAN 8İTECE*:,RESN£U NİYA-
Zİ, ENVER BEYLE BlRLİKTS "HÜISRlYEr
''üNI/ANINI ALACAKTI.
SAHİBİNDENSATILIK
YAZLIK
Çatalca Binkılıç Doğanyamaç sitesinde seçkin bir ortamda
yan olimpik yüzme ha\r
uzlu 500 m2 bahçe içinde triplex villa
Tel: 0536 423 9068
Muayene, Teşhis, Tedavi
TÜRK KALP VAKFI
19 Mayıs Cad. No: 8 Şişti/lstanbul
Te): (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35
Internet http://www.tkv.org.tr e-mail: gen.sekreterwtkv.org.tr
koordinatorın tkv.org.tr
DÜZ ÇİZGt
ÜMİT ZİLELt
Hayatı IskalamakL
Denizin ortasında, dört bir yanımı çevirmiş Is-
tanbul'u seyrediyordum...
Sağımda solumda küçücük tekneler içinde,
küçücük dünyaları olan insanlar büyük bir şevk-
le, ısrarla ve de hiç sıkılmadan küçücük balıklan
avlryorlardı...
Akşamın alacakaranlığında Istanbul güzel, çok
güzeldi.. Işıl ışıl Istanbul sanki bütün çirkinlikle-
rinden arınmıştı!.. Siyah; binlerce yıldır ihanetle,
kalleşlikle, entrikayla, insanın insanı en acımasız
şekilde sömürüsüyle, ahlaksızlıkla beslenen bu
kentin bütün defolannı kapatmıştı!..
Birkaç saat sonra sabah olacak, siyah kaçınıl-
maz olarak beyaza yenilecek, acımasız çark
olanca ağırlığıyla dönmeyi sürdürecektL Ve gü-
nün ilk ışıklan gecenin sihrini alıp götürecek, de-
folar tüm çıplaklığı ile sırıtacaktı!..
Ama daha vakit vardı...
• * •
O an, denizin ortasında, gecenin koynunda
kavgalardan, çirkinliklerden, kalleşliklerden, iha-
netlerden, entrikalardan uzak yalnızca ben var-
dım...
Bir de rakı kadehim...
Bir de o, uzansam tutuverecekmişim gibi yo-
ğun, arada bir geçen devasa tankerierin bile boz-
maya kıyamadığı sessizliğin içinde yükselen gü-
zelim şarkı...
- ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır...
O an biliyordum ki; gecenin o saatinde bile
çark dönüyor, kapalı kapılar ardında kıyasıya he-
saplaşmalar yapılıyor, şafakla birlikte acımasız-
ca sömürülecek, paramparça edilecek insanla-
nn listeleri düzenleniyor, bir bankadan diğerine
aktanlacak çok büyük paralann envanterleri çı-
karılıyordu...
Yarın, gün ışıdığı andan başlayarak yine birile-
ri ölecek, birileri çalacak, birileri nutuk atacak, bi-
rileri gündemi biçimlendirecekti.. Ve birçoklan bi-
çimlendirilen şekliyle yeni bir günü daha sona
erdirmek için koşuşturacaktı...
- Ne acı!..
Bir ara gözüm saate ilişti... Sihrin bitmesine
çok az kalmıştı... Kendime buz gibi bir son rakı
daha koydum.. Bir hüzzam şarkının hüzünlü di-
zelerine yürekten iştirak ettim:
- Beklerim her gün bu sahillerde..
Yüreğimin üzerinde tarifsiz bir ağırtık, "yarın "ı
düşündüm... Hemyannı, hem geçip gitmiş 40yı-
lı... Kızgınlıklanmı, anlık mutluluklanmı, kederle-
rimi, sevinçlerimi, kayıplanmı, korkularımı, sev-
diklerimi, yitirdiklerimi düşündüm... ödün ver-
meden, başım dik, ayakta kalma savaşının ru-
humda bıraktığı izlere dokunmaya çahştım...
"Değermiydi" diyesordum kendime... Uzun bir
aradan sonra "değdiğine" karar verdim....
Sonra, yakıcı bir iç hesaplaşmanın ardından,
aklımda aynı sözcükler "yarına" katılmak üzere
yürüdüm;
- Her şeye karşın hayatı ıskalamadım!..
• • •
Bu yazı, 2000 yılının bir gecesi yazıldı...
Neredeyse 3 yıl olmuş... Ama o geceyi çok net
hatırlıyorum... Tarifsiz bir iç sızısıyla 40 yılın mu-
hasebesini yapmış, beynimde dönüp duran o
soruya yanıt aramıştım:
- Değer miydi?..
O gece, yakıcı bir hesaplaşmanın ardından
"değdiğine" karar vermiştim...
Aradan üç uzun yıl geçti.. En açık ihanetlerin,
en bayağı kalleşliklerin art arda yaşandığı, insa-
nı insan yapan değerlerin bir bir çiğnendiği, hır-
sızlığın, koıioklığın, haysiyetsizliğin baştacı edil-
diği ve sonunda koca bir ulusun karanlığa teslim
olduğu bir üç yıl!..
Çoktandır olduğu gibi yine derin bir kederie otur-
dum masamın başına... Yazacak çok şey vardı...
Ama ben, sanki önceden hesaplamışım gibi arşi-
vime gittim ve üç yıl önce yazdığım yazıyı buldum.
Hayret, her satırını sanki bugün yazmışım gibi ha-
tırlıyordum!.. "Galiba" dedim kendi kendime,
"Ben bu yazıyı, 3 yıl erken yazmışım!.."
- Çünkü "değdiğine" artık o kadar emin
değilim!..
E-posta: umitzileli <J ttnetnettr
1 2
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAl*
SOLDANSAĞA:
1/ Hem yel-
ken. hem de
kürekle yol
alan bir tür 3
savaş gemisi.
2/Denizcilik-
4
te"alt,aşağı" 5
anlamında
kullanılan
sözcük...
Kalkan ve
8
zırh gibi ko- 9
runma aracı.
3/ Birliği, beraberli-
ği bozulmak. 4/Bek-
taşi dervişi...Gördek 2
balığına verilen bir 3
başka ad. 5/Bir kişi- 4
liği canlandıran 5
oyuncunun söyle- 6
mesi ve yapması ge- 7
reken hareketlerin 8
genel adı... Istek, di- 9
lek. 6/Rus köylü topluluğuna verilen ad... Mey-
dana gelme, oluşma. 7/Evlerin üzerindeki kan at-
mak için kullanılan büyük tahta kürek. 8/Ağızda
güç eriyen bir cins şeker... Çemberin çevresinin
çapına oranını gösteren sayı. 9/ Bilgisizlik, kül-
türsüz kimse... Başakla kanşık iri saman.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Gümüşhane ilinde ünlü bir yayla. 2/ Gerniyi
baştan ya da kıçtan halatla karaya bağlama... Özel
gezinti gemisi. 3/Parçalara aynlmak, ufalanmak.
4/ "'Ayhan—": Sinema oyuncumuz... Düğme de-
liği. 5/Yapmacıkh da\Tanış... Bir şeyi yapıp yap-
mamaya karar verme gücü. 6/Bey... Değme, do-
kunma. II Harman dövülüp kalktıktan sonra yer-
de kalan toz ve samanla kanşık taneler. 8/Bir şe-
ye inanarak bağlanış... Atasözlerine dayanan di-
daktik Çin şiiri. 9/ Küçük bitkilere verilen ortak
ad... Taş gibi olmuş toprak parçası.