Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2003 PAZAR
HABERLER
DUMADABUGUN
ALİ SİRMEN
8eyirciyi de Vururlar
Sevgili,
Gülriz Sururi'nin "BirAn Gelir" kitabını, ba-
na ulaştıktan yedi ay sonra, elime alır almaz, bir
buçuk günde okuyup bitirirken, doğum günü-
nün 24 Temmuz olduğunu öğrenince, yıllar ön-
ce Rafi Portakal'ın bir davetindeki yaşadığımız
olayı anamsadım.
- Siz herhalde cadı olmalısınız Gülriz Hanım,
demiştim.
Gülerekbanayanıtvermişti, hiçbirzamanya-
şı olmamış olan her daim genç ve öyle kalacak
olan Gülriz Sururi:
- Yaşar Kemal söylemişti, bana bu sözü ilk
olarak.
- Onun önemi yok, o güzeli ve doğruyu bul-
mak için çaba harcamaz çünkü, onda bu has-
tetler Allah vergisi, o bir dahi, şu anda bunları
söyleyen ise tersine bir fani...
Gülmüştük.
Eskiden doğum günlerine "yaş günü" de de-
nirdi. öyle ya, insan bir yaş daha alıyordu. Gül-
riz Hanım'ın yaşı olmadığına göre, olsa olsa do-
ğum günü olabilir.
"Ebedi gençliğimiz"\n doğum gününü, bura-
da üç gün gecikmeyle de olsa kutlamak iste-
rim.
Diyeceğim, Gülriz Hanım'ın ne herkes tarafın-
dan görünen solmaz gençliği, ne de "Bir An
Ge//r"de bir kez daha tanık olduğumuz yazın gü-
cü; onun için gerekenlerin hepsini bu alanda bir
dev olan Yaşar Kemal söyledikten sonra bize ne
demekdüşerki?...
• • •
Ama kitabın "Tiyatro" başlıklı bir bölümü var
ki, üzerinde uzun uzun düşünmeye değer.
Gülriz Hanım, yalnız Türkiye'de değil, bütün
dünyada altmışlı yıllarda tiyatronun büyük bir çı-
kış içinde olduğunu belirttikten sonra, günü-
müzTürkiyesi'ndeki tiyatronun içler acısı halini
anlatıyor ve sözü Füsun Akatiı'ya bırakıyor.
Burada hem Sayın Sururi'nin hem de Akat-
h'nın görüşlerine katılmamak otanaksız.
Bin dokuz yüz ellili, altmışlı yılları ve o günler-
deki tiyatro heyecanını hâlâ tüylerim ürpererek
anımsıyorum.
Burada bir noktayı iyice vurgulamak gerekir.
Tıyatromuzun şu andaki içler acısı halinden söz
ederken, ben ortaya konan yapıtlan değil, ona
gösterilen ilgi ve tiyatronun onsuz olmazı seyir-
ciyi kastediyorum.
Yoksa yalnızca bu yıl, adından uzun süre söz
ettirecek oyunlar gördüm.
Murathan Mungan'ın metninden, Mustafa
Avkuran'ın sahnelediği, Deli Dumrvl ve Azra-
//'i nefesimi tutarak izledim. Tiyatromuzun iki
korkunç çalışkan kişisi, Işıl Kasapoğlu'nun
Sheakespeare uyariaması, Fırtına enfesti; ya-
zar ve oyuncu Ferhan Şensoy'un "Biri Bizi Di-
kzliyor"ü toplumun içleracısı durumunu ti'ye alır-
ken, düzeyini ve esprisini koruyordu. Kubilay
Tüncer'in yazdığı ve yönettiği Olağan Mucize-
ter*de hem kendisi hem de Lale Mansur unu-
tulmazdılar.
örnekleri uzatmak mümkün.
Diyeceğim o ki tiyatroyu yaratanlara söyleye-
cek fazla bir şeyimiz yok.
Ama izleyicisi, değeriendiricisi olmaz ise tıyat-
ro neye yarar ki?
Din kitaplan, ulu yaratıcıTann'nın bileyaradı-
lanın ve yaradanın kıymetini bilsin diye insanı ya-
rattığını söylemiyor mu?
• • •
Evet, bizde tiyatronun köküne kibrit suyunu,
seyirciyi yok ederek ya da yozlaştırarak ektiler.
Yoksa tiyatro için hayatlarını hasreden sanat-
çriann sayısı artıyor, heryıl konservatuvariarımız-
dan, eskisiyle kıyaslanmayacak kadar çok öğ-
renci mezun oluyor.
Düzeyleri de şaşırtıcı.
Ama karşısına çıkacak seyirci bulamayan bu
gençler, uzun yıllar, sahneyi göremiyor, beyaz
carndaki dizilerle yetinmek zorunda kalıyorlar.
Ürettiğinden fazla üreyen, üretmediğini tüket-
me eğiliminde olan, talan ve avantayı amentü
eden toplum, önce kendi etiğini yaratıyor, ora-
dan hareketle de kendi garip estetiğini.
Bu estetik, üretime, kaliteye prim vermeyen
yüzeysel, zekâsı reklam spotlannın peşinde ko-
şan bir seyirci doğuruyor.
Bu seyirci, çaba harcamayı da sevmiyor, önü-
ne konanlayetiniyor ve ortayaöyle bir sonuç çı-
kıyor ki, yalnız tiyatro değil, tüm toplumsal ya-
şam bundan olumsuz etkileniyor.
Amerikan kara romanının en önde gelen kişi-
terinden olan Horace MacCoy'un, Sydney Pol-
teck tarafından, sinemaya aktarılan eşsiz ese-
rinin adı "Atlan da Vururlar"d\.
Evet, Atları da Vururlar, Seyircileri de Vururlar.
Öyle değil mi?
TAYAD'hkrAnkrayolunda
Itatuklu AUeleri Yar-
«fcmlaşmaDerneği (TA-
YAD) üyeleri, tecride
karşı topladıklan im-
zalan TBMM'ye ver-
Mek ûzere Ankara'ya
yflrûyecek. Okmeyda-
m'ndan 3 otobüsle yo-
fepkanTAYAD'baile-
terin sayısı, bugün de
yola çıkacak ailelerle
birlikte 200'ü bulacak.
OkmeydanTndaki Fat-
ma Girik ParkTnda
dûn saat 12.30'da bir
araya gelen TAYAD'n
aileİer, davııl zurna ve
halaylarla gidenleri
uğurladı. (Fotoğraf:
EBRU ERDOĞAN)
AKP ile CHP arasında dokunulmazlıklar konusunda görüş aynlığı yaşanıyor
Dokunmada 'sınır'tarüşmasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Anayasa değişiklikleri konusunda
CHP'nin desteğine gereksinim duydu-
ğu için somut adım atmak zorunda ka-
lan AKP ile CHP arasında, düzenle-
menin kapsamı konusunda görüş ayn-
lığı yaşanıyor CHP, "kürsü dokunul-
mazhğı'' dışında mületvekili ve bakan-
ların doğrudanyargılanmasını ısterken
AKP, daha dar kapsamlı bir düzenleme
istiyor. Bu tartışmalar sürerken
TBMM'de dokunulmazlığının kaldı-
nlması istenen millervekili sayısı 45'e
ulaştı.
3 Kasım seçimlerinden beri CHP'nin
dokunulraazlıkların sınırlandınlması
yönündeki isteklerine sıcak yaklaşma-
yan AKP, sonunda anayasa değişikli-
ğıne "Evet" dedi. Adalet Bakanı Ce-
mil Çiçek'in Başbakan Tayyip Erdo-
• Dokunulmazlıkların sınırlandınlması konusundaki anayasa değişikliği yeni yasama
yılına kaldı. CHP, "kürsü dokunulmazlığı" dışında milletvekili ve bakanlann doğrudan
yargılanmasını isterken AKP, daha dar kapsamlı bir düzenleme istiyor.
ğan'a CHP'nin konuyla ilgıli görüşle-
rini iletmesinin ardından ıkı parti ara-
sında ortak bir komisyon oluşturulma-
sı beklenıyor.
Dokunulmazlıklannsınırlandınlma-
sı konusundaki anayasa değişikliği ye-
ni yasama yılına kalırken, ıkı parti ara-
sında sınınn kapsamı konusunda da
görüş aynlıklan göze çarpıyor. CHP, do-
kunulmazlığın "kürsü" ile sınırlandı-
nlmasım istiyor. CHP"nın önensınde,
millervekili ve bakanlann TBMM'de
araştırma ya da soruşturma komısyo-
nu kurulmasına ve dokunulmazlıkların
Meclis tarafindan kaldınlmasına gerek
olmadan doğrudan yargılanabilmesi-
ne olanak tanımyor. Yargıtay'da oluş-
turulacak bir kurul tarafından yargı-
lanmanınyapılmasını ısteyen CHP, su-
çüstü durumlan dışında milletvekille-
nningözaltına alınmadantutuksuz ola-
rak yargılanmasını önenyor.
Hukukçu miUetvekiUeri ile akademıs-
yenlerden dokunulmazlıklar konusun-
da önenler alan AKP'de ise dokunul-
mazlığın suıırı konusunda farklı dü-
zenlemeler savunuluyor. AKPde. do-
kunulmazlık zırhının hangi suçlar için
geçerli olacağı, zırhın süresının seçim
öncesini kapsayıp kapsamayacağı tar-
tışılırken ortaya somut bir önen geti-
nlemiyor.
TBMM'de dokunulmazhklarla ilgili
kurulan araştırma komisyonunun ça-
hşmalan da, yeniyasama yılına bırakıl-
dı. Seçimlerden bugüne kadar
TBMM'ye sunulan fezlekelerle ilgili
olarak da karma komisyonlar çahştı-
nlmadı. Meclıs'te, 31 'ini AKPTi, 12'si-
nı CHP'li, bınni DYP'li ve birin de ba-
ğımsız olmak üzere toplam 45 millet-
vekili hakkında 93 dokunulmazlık dos-
yası bulunuyor. Söz konusu mületve-
kıllennın partilere göre dağılımı şöyle:
AKP: Başbakan Yardımcısı ve Dışiş-
leri Bakanı AbduDab Gül, tçişleri Ba-
kanı AbdülkadirAksu, Milli Savunma
Bakanı Vecdi Gönül, Orman Bakam
Osnıan Pepe, Sanayi ve Ticaret Baka-
nı AK Coşkun, Genel Başkan Yardım-
cısı Dengir Fırat, SadullahErşn,Nev-
zat PakdiL, Mehmet San. Soner Aksoy,
Nevzat Doğan, NihatErgüıu Muzaffer
Baştopçu,MustafaEğiccoğlu. İbrahim
Köşdere, Hüsnü Ordu, Hanefi Mahçi-
çek, Muzaffer Külcü,AsımAykan, Ah-
met Koca,MehmetSafihErdoğan,Or-
han Yüdız,Metin Kaşıkoğju,Akif Gül-
le,MahfuzGüler,Ali SezaLOsman As-
lan,Polat Türkmen,Adem Baştürk,AH
CHP: Sefa Sirmen. Feramus Şahin,
Fikret Ünlü, Gökhan Durgun, Hasan
Güyüldar, Yaşar Tüzün, Hakla tlkü.
Muharrem Kıtaç, AtiüaKart Mehmet
Semerci SelamiYiğit,Fahrettin Üstün.
DYP: Genel Başkan Mehmet Ağar.
BağimsiZ: Süleyman Bölünmez.
TÜTSABdan uyarı-.
Yerli
girişimci
TekeVi
almalı
• TÜTSAB Başkanvekili
Keskinci, Tekel'in
yabancılara satılması
durumunda 750 bin kişinin
işsizler ordusuna
katılacağım ifade etti.
tstanbul Haber Servisi- Tekel
Ürûnleri Toptan Satıcılar
Birliğı (TÜTSAB) Başkan
Vekili tdris Keskinci.
özelleştirilmesi düşünülen
Tekel'in, Türk girişimcisinin
olması gerektiğini söyledi.
Tekel'e sadece para getirecek
bir kurum olarak bakılmasının
yanhş olduğunu belirten
Keskinci, özelleştirmenin,
üretenden satana, büyük
bir sosyal çevreyi
etkileyeceğini ifade etti.
'Yabancılar gözlerini dikti*
TÜTSAB Başkan Vekili
Keskinci, yaptı^ı yazıh
açıklamada, Tekel ürünlerini,
911 şırketle. sekiz yılda ve çok
düşük kârlarla 275 bin noktaya
ulaştrrdıklannı, Tekel'i,
yabancılann da gözlerini
diktiği bir kuruluş haline
kendilerinin getirdiğini
söyledi. Türkiye'nin en önemli
sorununun işsizlik olduğunu
anımsatan Keskinci, Tekel'in
yabancılara satılması
durumunda 750 bin kişinin de
işsizler ordusuna katılacağım
ifade etti. Tekel'in yabancı
yatmmcılara peşkeş
çekilmesine izin
vermeyeceklerinı açıklayan
Keskinci, hükümetin
kendilerini göz ardı etmemesi
gerektiğini bıldirdi. Maliye
Bakanı Kemal Unakrtan ile
görüştüklerinı de sözlerine
ekleyen Keskinci,
açıklamasında şu ifadelere
yer verdi: "Tekel milli bir
kuruluştur, kurmuş
olduğumuz TÜTSAB da
millidir. Onun için
Tekel bize yaloşır."
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
Pir Sultan Abdal Derneği:
tktidar kendini
ele veriyor
tstanbul Haber Ser-
visi - Pır Sultan Abdal
Kültür Derneği Kültür
ve Sanat Sekreteri
GaziAslan. "SıvasMa-
dtmakkattiamınınüze-
rindenhenüzoDydgeç-
nûşken,yüreğimizdeki
acüar dinmemişken
AKPiktidanadı'Top-
luma Yenıden Kazan-
dırma' aso ise 'itirafçı
türetme projesi' olan
yasa tasansı ile Sıvas
katillerini de affermek
istiyor" dedı.
Galatasaray Postane-
si önünde Pir Sultan
Abdal Kültür Derneği
tstanbul Şubeleri adına
basın açıklamasını ya-
pan Aslan, 37 aydını
diri diri yakan Sıvas
katlıamı sanıklanm af-
fetmenin Madımak'ı
yenıden ateşe vermek
oluğunu söyleyerek,
"Sıvas katiUeri.ne fikir
nedekadermahkûmu-
dur. Bunlar. insanhk
suçu işlemişlerdir. 7sa-
at süreyle kuşarakları
oteli 'yak ula yak' nida-
lan eştiğinde ateşe ver-
mişlerdir'' dedı.
AKP iktıdannın Sı-
vas katillerini af kap-
samından çıkarması is-
tediklerini dile getiren
Aslan, AKP iktidanna
seslenerek şunlan söy-
ledi: "Buvahşetianım-
sayın. Bırakın laik, de-
mokrat kesimi, hangi
Müslüman sizin yap-
uğuuz bu işi onaylar?"
BCP'nin 1. Olağan Kurultayı'nda yeniden genel başkan seçilen Soysal hükümeti eleştirdi:
Cumhuriyet tehdit altuıda
Kurultavın açıhş konuşmasııu BCP Genel Baş-
kanıSo>
:
salyapa.(Fotoğraf: SERDARÖZSOY)
A.NKARA (CumhuriyetBürosu)
- Mümtaz Soysal Bağımsız Cum-
huriyet Partisî (BCP) 1. Olağan Bü-
yük Kurultayı'nda genel başkanlı-
ğa yeniden seçildı. Kurultaya tek
aday olarak giren Soysal, curnhun-
yetin tehdit altında olduğunu belir-
terek "CumhuriyetbütüntehfikeJer-
le, ilkesiz ve ufüksuz bir geleceğe
doğru sürükknmektedir" dedi.
Gençük Parkı Kültür Mer- —
kezi'nde gerçekleştirüen BCP
1. Olağan Büyük Kurulta-
yı'nda genel başkanlık için
282 oy kullanıldı. Mümtaz
Soysal 280 oyla genel başkan-
hğını sürdürürken 2 oy da ge-
çersiz sayıldı.
Kurultaym açıhş konuşma- "~^
smı yapan Soysal, Atatürk döne-
minin köklü devTİmlerinden gelen
cumhuriyetin iyı bir ufka doğru git-
mediğini söyledi. '"Cumhuriyetteh-
dit altmdadır.cumhuriyetinbağun-
sızhğıtehdit altmdadır" diyen Soy-
sal, Kuzey Irak'ta yaşananlann ar-
dından Türkiye'nin onurunu koru-
mak için gerekenin yapılamadığını
dile getırdi. Türkiye'nın Irak'a as-
kergöndermesine kesinlikle karşı ol-
duklannı kaydeden Soysal, "Ne ga-
zi, ne şehH bik saydmayacak olan
Turkhç'ningençkri,başkalannın he-
saplan için öunek üzere doğurul-
mamışlanhr" dedi.
Cumhuriyetin "unıksuztuktan bu-
nakhğmı" kaydeden Soysal, büyük
devlet obna azmini yitiren Türki-
ye'nin ayakta kahnanın tek çaresi-
• Kurultaya tek aday olarak giren
BCP Genel Başkanı Mümtaz Soysal,
Kuzey Irak'ta yaşananlann ardından
Türkiye'nin onurunu korumak için
gerekenin yapılamadığını söyledi.
ni ve gelişmenin tek yolunu A\TU-
pa Birliği'ne tam üye olmakta gör-
düğü için bu isteğin zamanla "akü-
dışıbirtutkuya" dönüştügünü söy-
ledi. Bu durumdan yararlanmak is-
teyen Batıh devletlerin Se\T'le ya-
pamadıklannı şimdi yapmaya ça-
hştıklanm anlatan Soysal, cumhu-
riyeti olabildiğince zayıflatıp Ana-
dolu Türklüğünün birleşik Avru-
pa'nın emellerine hizmet eden ikin-
ci smıf bir toplum durumuna geti-
rilmeye kalkışıldığmı dile getirdi.
Soysal, ordunun cumhuriyete bek-
çilik gÖTevinin köreltümeye. insan
haklan bahanesiyle ulusal dille eği-
tim yerine etnik aynmcıhğa ve ay-
nlıkçıhğa yönelik öğretim haklan-
nın körüklenmeye çalışıldığma
dikkat çekti.
— — Soysal, cumhuriyetin son
yıllarda açıktan açığa sürdü-
rülenkarşıdcrimıntehdidi al-
tında olduğunu söyledi.
BCP'nin cumhunyetibu *va-
him" sürüklenişten kurtar-
mak için kurulduğuna işaret
eden Soysal. cumhuriyete yö-
~—~ nelen tehditlerin böyle bir
bütünleşmeyı kaçmılmaz kıldığını,
aksi takdirde cumhuriyetin kaybe-
dileceğine dikkat çekti. tlerici güç-
lerle işbırüği yapmaya hazu- olduk-
lannı anlatan Soysal, "Dinözgürlü-
ğü bahanesiyle cumhuriyetin laik
nhetiğini de0ştirme>i ve örtühi ça-
balaria şeriat ağırûkh bir rejime
getirmeye yöneük girişimlere son
verilmesini istrvoruz" dedı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Büyükada Su Sportan Demeği'nde
güneşlenirken Dernek Başkanı Ad-
nan Demir seslendi: "Yann bizim
yüzme takımının Adalararasıyüzme
yanşması var, birkaç cümle de genç-
lere siz söylemek ister misiniz?"
Yaşlan 8 ile 15 arasındaki onlarca yü-
zücü genç, bir gün sonra yapılacak
yanşa motive olmaya çalışıyordu.
Hepimiz onlara başanlar diledik.
Büyükada Su Sporlan Derneği, ya
da diğer adıyla Büyükada Deniz Ku-
lübü, 1985yılındakurulmuştu. Kına-
lıada, Heybeliada ve Burgazada'da
su sporlan kulüpleri daha önce ku-
rulmuş ve faaliyete geçmişti. Büyü-
kada'da ise en eski kulüp olan Ana-
dolu Kulübü vardı. Atatürk'ün sık
sık ziyaret ettiği Anadolu Kulübü, o
dönemin siyaset ve edebiyat insan-
lannın yaz aylannda buluştuğu biryer-
di. Bu kulüp nedeniyle Büyükada'da
başka bir kulübün kurulması gecik-
mişti. Şimdi üye sayısı iki binlere
yaklaşan Deniz Kulübü, olimpik ha-
vuzu, kapalı yüzme havuzu vetesis-
leriyle Adalılara hizmet veriyor. Yıl-
'Ben Adalıyım' Demek...
dınm Spor Kulübü de Büyükada'da
tesisleri olan kulüplerden.
Yaz geldiğinde Adalar, Istanbul'un
yanı başında bir tatil ve piknik yeri
olarak kentlilere hizmet verir. Kışın nü-
fusu 17 bin olduğu için, lller Idare-
si'nden aldığı yardım küçük bir ka-
sabanınki kadarazdır. Halbuki yazın
bu adalarda yaklaşık 150 bin insan
yaşar. Hafta sonlan ise günübirlikçi-
lerle birlikte bu nüfus 600 bine ula-
şır.
_ Adalar Belediye Başkanı Coşkun
Özden, bu kısıtlı bütçe ile çok zor-
landıklarını belirtiyor. Çözüm yolu
olarak da Adalar'a özel bir statünün
verilmesi gerektiğini savunuyor. Bu
kadar önemli tarihi veturistikbirye-
rin, mutlaka özel bir bütçeye, özel ko-
ruma programlarına sahip olması
gerektiğini vurguluyor.
Çelik Gülersoy, ölümünden ön-
ceki son yazılanndan birisinin baş-
lığını "Ada ünlülerine vefa borcu-
muz" koymuş. Yazısının sonuna "de-
vam edecek" notunu düşmüş. Gü-
lersoy, yanm kalan bu yazısında Bü-
yükada'nın tarihi önemi konusunda
şunlan söylüyor "Birincisi 'ada' söz-
cüğüyle, htanbul adalannın en bü-
yüğünü kast ediyorum. Çünkü Bü-
yükada sadece yüzölçümû ile de-
ğil, banndırdığı kültür ve sanat mi-
rası ile de Istanbul adalannın en 'do-
nanımlısı'd/r Yapılann en görkemli-
leri burada. Bahçelerin en göz alı-
cılan burada. O yüzden ün yapmış
kişilerimizle ülfeti en fazla olanı."
(Adalı, Adalar Vakfı Aylık Haber Der-
gisi, Temmuz 2003)
Gülersoy, adada yaşamış ünlüle-
rin adına plaketlerçakılmasını, büst-
ler yapılmasını, heykeller dikilmesi-
ni öneriyor. Bu önerisinden yola çı-
karak adadayaşamış ünlülerin aday-
la olan ilişkilerini anlatıyor. Onlara
ilişkin önerilerini sıralıyor. Reşat Nu-
ri Güntekin adına evinin bulundu-
ğu yerde bir sokak ismi bulunması-
nı öneriyor. Çünkü Reşat Nuri Gün-
tekin Sokağı Reşat Nuri'nin evinin tam
tersi tarafta. Yahya Kemal'in ada-
da evi yok.. ancak onun Viran Bağ'a
gelip ünlü kır kahvesinde oturduğu-
nu söylüyor ve şunu öneriyor "Ye-
nibirhamlenin içindekiAdalar Vak-
fı'mız, bu küçük taş evi kolaylıkla
onarabilir. Teras tekrarihya edilebi-
lir ve kapıya da anlı şanlı levha ası-
labilir: 'Yahya Kemal Beyatlı Mehta-
biyesi'..."
Gülersoy, Ahmet Refik Altınay,
Şakir Paşa ve birdönem adada ya-
şamış ünlü Rus ihtilalcisi Troçki adı-
na da çeşitli önerilerde bulunuyor. An-
cak yazı burada bitiyor. Adada da-
ha çok ünlü yaşamıştı. Gülersoy on-
lan da anlatacaktı. Onun bıraktığı
yerden bizim devam etmemiz gere-
kecek. Tabii ki artık Çelik Gülersoy
için de onun adaya hizmetlerini anıt-
laştıracak bir şeyler yapmalıyız.
• • •
Bu arada Adalar Vakfı, "Adalı Ol-
mak" başlıklı bir kampanya başlat-
tı. 20 yaşına gelen Adalar Vakfı bu
kampanyasını şöyle açıklıyon "öy-
le sanıyoruz ki, Istanbul adalannda
sürekli ya da yaz döneminde yaşa-
yanlann büyük bölümüneyürekten,
'Ben Adalıyım' dedirtebilirsek, do-
ğası, kültürü, mimarisiyle benzersiz
adalanmızı daha yaşanabilir bir or-
tama dönüştürür, genciyle yaşlısıy-
la daha renkli kılabilir, var olan so-
runlan da hızia ve elbirliğiyle çöze-
riz."
Adaların büyüsünü en güzel anla-
tan şairierden birisi Yahya Kemal'di:
"Adalardan gelen bu mektuptaJOra-
dan sihirli birrayiha var/işvelersez-
diren birüslupta/Birgüzel şarkı söy-
lüyorrüzgârlAdalardan gelen mek-
tupta/Ve/Şen şarkılann durduğu bir
lahza/kenarda/ Yad et ki, seviştikti
Adalarda"