Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2003 PAZAR
10 P A Z A R Y4ZELARI dWiab@cumhuriyetcom.tr
Moruk 'Anar' Leo'nun ardından...Louis Aragon, "LEO FERRE'den sonra edebiyat
tarihmj yeniden yazmak gerekir" dermiş.
Fransızcadaki özel deyişiyle "auteur-compositeur-
interprete / yazar-bestder-okur" (YBO) veya belki
daha açık bir ifadeyle •'şair-şartacT, kendi
kendine taktığı nanuyla "MORUK 'ANAR'(şist)
LEO", 14 Temmuz 1993te -hem de en önemli
Ulusal Bayram gününde- dünyaya, o pek sevdiği
jesti. koluyla şöyle bir okkalı "nah" çekerek veda
etmışti. Yine bir yaz günü. 24 Ağustos 1916'da
Monako'da, Monakolu "Casino" yöneticisi bir
baba ve Italyan kökenli bir anneden doğan Leo.
Akdenizliliğin hiç yitirilmeyen ateşi içinde,
başından sonıma sıkı bir "Anarşist" kaldı. (Hani
şu bazılannın sizin "oralarda" yıllarca tüm karşıt
düşüncelilerin anasına dolu dolu sövdükten gayri
hızını alamayıp küfür niyetine en haz aldıklan
sıfat) 1969'dan ölümüne değin yaşama mekânı
olarak Italya'nm Toskana bölgesini seçen
Moruk, "Chanson Française / Geleneksel Fransız
Şartaahğı"nın (GFŞ) en saygıdeğer 4
büyüğünden biriydi... Tam otuz yıl önce
"buraJara" geldiğimizde, pek Fransa kültürii
olmayan çoğu yan aydın Türk genci gibi bir
Jacques Brel adını bilirdik. Birazcık da Georges
Brassens'ı duymuştuk. Leo Ferre ve ilk üçü denli
ön plana çıkrnamış da olsa GFŞ'nin temel
referanslardan biri. şimdilerde bir dağ köyünde
yan inzıva hayaö yaşayan Jean Ferrat'dan
bihaberdik. Sol snobizmin etkisıyle Claude
François, Charies Aznavour, Enrico Macias,
Gilbert Becaud, Johnrry Halhday. Yves Montand
ve benzeri sanatçılan. hatta Chartes Tnaet gibi
ustalan bile ticari müzik kefesine koyardık.
(Ancak hemen ekleyelim, o tavır ne yalnızca bize
hastı, ne de bugün tümüyle değişti. Olsa olsa
PARIS
UĞUR
HÜKÜM
kulak sınırlan genişledi ve
akla kara arasındaki
nüanslan seçer olduk...) 4
büyüklen özünde
ötekilerden ayırt eden
yalnızca çağına duyarlı
veya hayata ve egemen
değerlere eleştirel
bakışlan değil. aynı
zamanda okuduklan şarkılann güftelerini ve
bestelenni de kendilerinin yapmalanydı: YBO.
Düzensiz klasik mûzik eğitiminın yanı sıra Paris
Siyasal Bilgiler Hukuk mezunu (1939) Leo.
"duygulannun tereümanı mü/iğim.
düşüncelerimin ifadesi söz ve şiirlerim benim
silahlanmdır- Yetemediğim yerierde Rımbaud ve
Debussy. Beethoven ve Verlaıne. Baudelaıre ve
Ravel imdadıma yetişir™" Örneğin, 11 yaşında ilk
bestesı Verlaine'in bir şıiridır. 7 yaşında Monaco
Katedralı korosuna katılan Leo'ya, 10 yaşında
tanıştığı Beethoven ve 5. Senfonisi ömür boyu
eşlik edecektir. 1941 'de Studio de Monaco'da
amatörce şarkı söyleyen Leo, eşsiz sesi ve özgün
yorumunu kabul ettirmezden çok önce şaırdir.
Yıllarca Edith Piaf, Catherine Sauvage, Yves
Montand. Freres Jacques gibi sanatçılann
eserlerinı yorumlar. Süreklı isyan halindekı
dızelen ona zor günler yaşatır. 100 kişilik koro ve
senfonik orkestra yöneteceğı mevsimler henüz
gelmemıştır. 1946'dayerleştiğı Paris ve
kabareleri. müzikholleri onun ıçın en zorlu hayat
okullandır. Şarkıları ya sakıncalı veya aşın yoğun
sözlü bulunur. Ama o mutlu ve kararlıdır. St.
Germaın mahallesinde Albert Camus, Boris VTan,
Jean Genet ve Miles Davis gıbı mutlak özgürlük
yanlısı. öncü nitelikli sanatçılarla aynı havayı
Otobanlarda
kelle koltuktaGünlerden Cuma.
Heidelberg'den dönuyoruz.
Hava \ ağmurlu, kararmak
üzere. Stuttgart yönüne uzanan
otoban dolu. Yanımda oturan
yaşlı Alman uzun yıllar
Brenrya'da vaşadıktan sonra
emekliliği geldiğı için ülkesine
döneli daha bir ay olmamış.
Bugün havanın güzelliğinden
yararlanıp Neckar akarsuyu kıyı
sından Heıdelberg'e uzanmış,
şirin kentın tarihi sokaklannı ve
kalesim gezmıştik. Bütün gün
gülen, çenesi hiç durmayan
neşeli Rudi nedense
Heidelberg'den yola çıkalı sus
pustu. Az sonra da
dayanamadım, sordum: "Ne
oldu, canını sıkan bir şey mi
var?" Hemen yanıt vermedi
Suratına baktım. Başını salladı:
"Şu otobanuı hafine baksana"
dedı. "bu berbat havada deoler
gibi araç süren şu insanlar seni
rahatsız etmiyor mu?" Kapkara
alçak bulutlar neredeyse
başımıza değecekti. Şakır şakır
yağıyordu yaz yağmuru. Üç
şeritli otobanda
ayağını gaz
pedalından çeken
yok. lşten çıkanlar,
evlerine dönenler,
hafta sonu tatiline
gidenler kelle
koltukta gaza
basıyor. Yağmur ^_^___
kimsenin umurunda
değil. Ben de farkında olmadan
kendimi onlara uydurmuşum.
Sağ şeritte peş peşe uzun
araçlar. kamyonlar kervaru.
Aralanna düşen bir daha
kendinı zor kurtanr. Bizim gibi
orta şeritte gidenler saatte 150
km yapanlar. Sağdan soldan
fışkıran kirli yağmur sulanran
arasından önümüzü görmeye
çalıyorum. Solumdan geçenleri
gözümün ucuyla şöyle bir
seçiyorum. Mercedes'ler.
BMVV'ler, Porscheier...
Sürücüleri otobanlann
Schumacher'leri! Yanılıp da
şentlerine geçmeye filan
kalkışmayın. Yandınız. Bu
"kahramarüar"' otobana çıkar
çıkmaz gaz pedalına sonuna
kadar basar, saatte 200-250
kilometre hıza ulaşırlar.
Uzunlan yakar söndürür, arka
tamponunuza yapışırlar. Daha
geçenlerde yakınlardaki
Karlsruhe otobanında böyle bir
sürücü, genç bir kadınla üç
yaşındaki kızının ölümüne yol
açmış. Görgü tanıklanrun
anlattığına göre kazadan sonra
kaçan Mercedes marka kara
limuzinin sürücüsü, önünde 150
km hızla giden araca iyice
STUTTGARTIİ
AHMET
ARPAD
sokulmuş. Kadınrn korkusundan
direksiyonu anıden sağa
kırmasıyla otomobıl devrilip
ağaçlara çarpmış. Genç kadınla
küçuk kızı olay yerınde ölmüş.
Trafık kayıtlanna göre bu
model elli otomobilden yirmi
beşı Mercedes kuruluşunun
Stuttgart merkezine kayıtlı özel
lımuzinlermiş "Bunlarölüme
gkfiyor" dıye Rudi tıslar gibi
konuştu "Brezflya'da da
otobanlar var, fakat saatte 100-
120 kilometredeıı fazla tuz
yapanı göremezsnL" Aynı anda
az önümüzde sağdan giden uzun
araç sinyal venp, çabucak şent
değiştiriyor. Aramızdaki mesafe
şimdi taş çatlasa 20 metre.
Koma, reflektörler, gaz!
Hollanda plakalı aracın şoforü
de benimle alay eder gibi havalı
kornasına basıyor. Şerit
değiştinyonım. Yanından
geçerken bana bir koma daha.
Az sonra yıne orta şeritteyım.
Kamyonun yanıp sonen uzun
yol farlan dıkiz aynasında
gözümü alıyor. Yavaşlıyorum.
Sanki benden
ka bütün
ürücüler telaş
içinde bir yere
yetışmek
derdinde. Kansı
çocukmu
doğurmuş, evinde
____^_ yangın mı çıkmış.
randevusunu
kaçınrsa kızı onu terk mi
edecek? Belki de bu otobanda
bir yanş düzenlenmiş.. benim
haberim yok? Az sonra
Heilbronn Würzburg
sapağından Stuttgart yönüne
uzanan dört şeritli otobana
girdiğunizde yağmur sanki
bıçakla kesilmiş gibi
duruveriyor. Batmaya
hazırlanan güneş alcak
bulutlann arasından kendini son
bir kez gösteriyor. Bu otobanda
trafık daha da yoğun. Frankfurt,
Nürnberg ve Würzburg'dan
gelip, güney Almanya'ya,
Isviçre'ye gıtmek isteyenler dört
şende yayılmış. Biraz sonra da
uzun rampada birbirini sollayan
kamyonlar ilk iki şeride el
koyuyor "Ben daha fazla bu
işkenceye dayanamayacağırru"
dıye inler gibi konuşuyor Rudi.
"Haydi seni Monrepos
sarayındaki lokantaya akşam
yemeğme davet edjyorum."
Direksiyonu sağa kınyorum.
Lud\vigsburg çıkışından
kendimızi dışan atıyoruz. Az
sonra buzlu duble Iskoç'lanrruzı
yudumlarken keyfımiz yine
yerine geliyor.
wwwahmet-arpa<Lde
MbmfmnShyûınıMııyor
Küba De\Tİmi''ni başlatan 26 Temmuz 1953 tarihli Monca-
da Kışlası baskınının 50. yüdöniinıü kutlamalan ülkenin tüm
kentlerinde süriiyor. Küba lideri Fidel Castro ve arkadaşlan-
nın Fulgendo Batista'nın diktatöriükrejimineyönelik olarak
1953'tedüzenledikleri bu ilksaldın başanlı olamamış, ancak 1959'da Castro'vu iktidara getirecekdevrim sürecinin yolunu
açmışü. Moncada baskuunuı 50. vıldönümü. "Zaferin 50 yılı" slogamyla anılıyor. Zaferin 50. yüını kutlayan Kübahlar gün-
lerdir sokaklarda havai fişek gösterüeri ve konserkr eşliginde dans ederek bira ve rom içi\or. (Fotoğraf: AP)
tenerKis etmektedir. Akdeniz'i, güneyi asla
unutmaz. Sürekli Monako'ya gıder. Radio Monte
Carlo'da programlar hazırlar. Angaje yıllar,
60'lara, 70'lere. aslan yelelı uzun kırlaşan
saçlanyla Leo damgasını vuracaktır. O artık. en
revaçta şarkılanndan birinin başlığı gibi "Ni Dieu,
Ni Maitre / Ne Tann, Ne Efendi" tanımaktadır.
"Poete. vos papiers / Şair, KâğrtJarm™" ıle polisiye
devlete meydan okurken, 68 sonrasında artan
baskılara "Paris Artik Seni SeMni\onım" diye
haykınr. En güzel bırliktelıkler, parlak ve umut
dolu baharlann ardrndan gelen düş kınklannın
içinde. senfonı orkestrasıyla yorumladığı müzıkal
şiiri "La Soütude / Yalnızlık''ı dinledığıniz zaman
Fransızca anlamasaruz bile tüylennız diken dıken
olup duygulanmamanız olanak dışıdır "A Vendre
/ Saaük"la anasını bılen satanlann liberal
dünyasına, yeryüzünün açtığı bin türlü "Cette
Blessure / Bu Yara"lara, "La Frime / Hava
AtmalT zihniyetli toplumlara rağmen,
*ABende''yi ve insanoğlunu uyandırmak
TEspoir / Umufunu hiç yitirmeyen "Les
Artistes / Sanatçüar^dan oldu. Tüm şartalan
sadece olağanüstü bir zevk. kı\Taklık ve
yaratıcılıkla kullandığı "La Langue Française /
Fransızca Dffi"nin yüceltilmesi değildi, "La
Gitane / Çingene". "LeEtran^rs / Yabancılar",
"Mister Giorgüıa", -Rotterdam". "Basta" gibi
besteleri kendısının ıkıncı yansı. "Oteki''ne ne
denlı yakın olduğunu dışa Miran seçkin
kanıtlanydı. Moruk Anar'ın en belırgin boyutu,
sürekli siyasi provokatör yanı ıse özellikle "L'ete
68 Yaa, La Greve, .\narsistler, Banlhö, Franco la
Muerte, Quartier Latin'" gıbı parçalannda
seslenır "Ma VTe Est Un Slalom / Slalom Gibi
HayabnTda 77 yıllık bır mücadeleyi özetleyen
Leo, düşündüğü, yaşadığı gibi yazdı, duyduğu
gibi okudu 1969yazınınHstebaşışarkısı, "C'est
Extra/ Harika", 68'in simge sesı, üstadın bir
çırpıda milyonlar satan tek plağıydı. Her
dinleyışımızde gözlenmızı yaşartan "Avec le
Temps / Zamanla"nın sözlerindeki
karamsarlığa katıbnıyoruz. Zamanla
her şey sılinip gıhnıyor. tüm giızelliklen
unutmuyoruz. Bak. ölümünün üzennden 10 yıl
geçmış olmasına rağmen dısklerin yılda ortalama
200 bin satıyormuş. Sanrrım. yıllardan 82 ıdi.
I\Ty'dekı genç komünıstlenn Avant-Garde
Ba>Tamı'nda bedava bır açık hava konseri
veriyordun. Yüz kişilik bir koro ve orkestra ile
pıyano ve mikrofon arasında 3 saate yakın
arasında koştun durdun. 50 bin kışılık heyecanlı
bır topluluğa yaklaşık 3 saat müzik ziyafeti
çekmıştın. "Nasıl gençler. Moruk Anar daha
nefesi tüketmemiş değil mi" dedın. Sonra bızlere
tiklenn ve sürekli kırpıştırdığın gözlennle
Bakunin'den şöyle bir deyiş aktardın:
"Sos\aBzmsiz özgürlük bir ayncahknr ama
adaletsizliktir. Ozgür olmayan bir sosyaliznı ise
kölelik ve zorbanknr. Basta" dedın ve gıttin.
Sağol..
hukum (i paris.com
Hepimiz birer savaş suçlusuyuz!Çalar saat, bir gece önceden \erilen
emre uygıuı zamanda çalıyor. Yan
buruşuk yüzlerle, halıfleksle kaplı
evlerde yalınayak, diğer durumlarda
ayaklara geçırilmeye çalışılan
terliklerle banyoya uzanılıyor.
Hindıstancevizlı sabun, badem
özlüşampuan, şeftali aromalı
duşjelı, muzlu saç kremiyle
yıkanıhyor. Gıyınmeye giderken
mutfağa uğranıp kahve makinesi
çahştrnhyor. Belki mikrodalgaya,
ekmeğin üstüne peynir atılıyor.
Tıraş olup ya da makyaj yaptıktan
sonra sürülen parflim, mutfaktan
gelen kokulara kanşrruşken, havanın
grıliği, radyo veya televizyondan
duyulan haberlenn de can
sıkmasıyla bır gün daha sağlıklı
uyanmanın. kahvaltı yapabilmenın,
çahşacak bir ışe sahıp olmanın
mutluluğu yaşanamadan yollara
düşülüyor. Metroyla gidenler
gazetelerine, arabasıyla gidenler
radyolanna fıkslenmış, durum ne
olursa olsun savaş tehdıdi altında
olmadıklan halde hayatın tadını
çıkanp şükretmeden offlayıp
pufflayarak güne başhyorlar.
Milyonlarca işyeri, yerçekimine inat
kepenklerini açıp, o gün ne kadar
tükettıreceklerinin hesabına
düşüyorlar. Tükettırdıkçe varsın ve
varoldukça tüketmek zorundasın.
Yaşa(ma)sın kapıtalizm. Evet bu
belgesel film! Almanya'da geçıyor.
Berlrn'den yazmam boşuna değil.
Binlerce şubesı olan Tchibo, Aldi
ve yüzlerce şubesı olan H&M çok
müşterisi olan ve çok yüksek ciro
yapan sıradan alman fırmalan.
Tchibo kahve satar. Aldı marketler
zınciri ve H&M de konfeksıyon
mağazası. Tchibo"da Güney
Amenka'mn, Afrika'nın ve Arap
ülkelerinın lezzetlı kahvelerinin
yanı sıra her hafta değişen
konseptiyle birbınnden farklı
ürünler satışa sunulur. Ev
eşyalanndan bısiklet ve her türlü
yedek parçasına, kadın- erkek-
çocuk-bebek kıyafetinden
dekorasyona, elektronikten elektrikli
ev aletlenne, hediyehk eşyadan
bahçecihğe her türlü şey. Güzel
vıtrın. eğitimli satış kadrosu, iki
yıllık garanti ve son derece ama son
derece cazıp fıyatlarla herkesin
BERLIN
BANU
BtRTEK
uğrak yeridiı Tchibolar. Aldi'nin
sahibi iki kardeş, Almanya'nın en
zengınleri listesınde ilk beşte. Oysa
Aldi Almanya'nın en ucuz
süpermarketı. Zevksiz mağaza
dekorasyonu. kıro elemanlan ve
plastık torbasıyla komedı şovlara
malzeme olacak kadar kendine
özgü bır market. Bu kendine
özgünlüğü daha çok olumsuz ama
fıyatlar o kadar ucuz ki, insan
kendinı alamıyor. Üstelik ürünler
taze ve çoğu Alman Standartlar
Enstitüsü belgelı. Hans ve Mauritz
üçüncü dünya ülkelerine
diktırttikleri kıyafetleri çok ucuza
satarak, sadece Özal'a aıt köşelen
dönmediler. Üçüncü Dünya
Ülkeleri'nin sayesinde Almanya'da
yaşayanlan tüketime zorlayan
sadece H&M değil elbet. Tchibo v e
Aldi de bu kuyrukta yer alan
dığer şirketler. Bu şırketlerden
daha çok var ama benim üçüncü
dünya ülkesı vatandaşı kafam bu
kadanna yetiyor.
Tchibo"da 199.90 Euro'ya satılan
bısiklet, H&M'de 9.90'a satılan bır
bluz. Aldi'de 90 Cente satılan bır
mango, Almanya'da çalışıp para
kazanan bıri için son derece cazip.
Asgan ücretin 1.000 Euro, hatta
işsizlık parası ya da sosyal
yardımın 400-700 Euro olduğunu
düşünecek olursak. belirttığim
rakamlann ne kadar uygun
olduğunu vann siz çıkann. Ama bu
vıtrinlere bakarken akluna soru
işaretleri takırmıyor değil. Yüzde 90
pamuklu olduğu ıddıa edilen
kıyafetm 9.90 Euro gibi saçma bır
ücrete satılması mesela. Almanya'da
pamuk yetişemez la.
Tayvan'da yaptınlan bisiklet ya da
Brezılya'dan ithal edilen meyve tabıı
ki Euro'ya karşı savTinmasız.
Avnıpa'nın sömürge politıkası nasıl
sona ermedıyse, Amenka'nın da
savaşa doymaması son bulmuyor.
Tükettirdıkçe var oluyorlar, bizler de
sömürüldükçe var edıyoruz. Normal
şartlarda doğru düzgün bır şeyin
yetışmedığı Orta ve Kuzey
Avrupa'da yaşayanlar Lut
Gölü'nden getırilen tuzla. lavanta
yağıyla banyo yapıyor da, bu
ürünlen üretenler neden açlık
çekıyor? Avrupa nasıl bu ürünlen bu
kadar ucuza getırebihyor?
Çoğu eski sömürgesi olan ülkelere
yemleri katıldı ve sömürgecılik
şekıl değiştırerek de\am ediyor o
kadar. Çoğumuz çoktan unuttuk
ama. her ne kadar gün başına düşen
bomba ve ölü sayısında
düşüş olsa da, Irak'ta savaş
devam ediyor. Bush'un Irak'ta
yaptıklannı, Avrupa yüzlerce yıldır
bombasız yapıyor Bıraz da
misyoner edasıyla yaptığından,
Amerika kadar düşman toplanuyor.
Dünyarun en küçük kıtası tüm
dünyaya yeüyor. Biz ne yapıyoruz?
Her şeyi olduğu kabul ettiren
kapıtalıstlere bo>-un eğıyoruz. O
halde hepımız ama hepimiz savaş
suçlusuyuz.
BukalemlO'a vahoo. com
Okurlar bilir, O hep vardı... Yıllarca süregelen dinlence alışkanlığı...
Artemis Tatil Köyü, 30 000 m2'lik bir alanda denizin hemen kıyısında kurulmuştur.
112 standart oda ve 6 suit, toplam 232 yatak kapasrtesi, peyzaj düzenlemesiyte
ünlü, rengârenk çiçeklerin kokulannı yaydığı tatil köyümüzde tüm odalarda balkon.
direkt teleton, 3 kanal müzik yaymı, minibar, TV ve baz\ odalarda klima mevcuttur.
Alışveriş yapmak ısteyenler mını çarşımızaan yararlanabilırler.
Mıni çım futbol, baskettx)l, plaj voleybolu sahalan, masatenısı, tenıs ve bdardo,
ideal bır olanak sunuyor.Çocuklar. Artemis Tatil Köyü'nde oyuna ve eğlenceye
doyacaklar.
Çocuk havuzu. çimle kaplı oyun parkı, yarı açık atari salonumuz onlara güvenli
ve neşeli ortam sunuyor. Kahvaltı ve akşam yemekleıinde
tatil köyümüzün açık büfesi, her zevke uygun,
Türk ve dünya mutfağından zengın seçeneklerle karşjnıza çıkıyor.
A la Carte Ftestaurant, Kafeterya. Snack Bar ve Havuz Bar günün her saatı hızmetinızdedır.
lyi ve mutlu bir tatil geçirmeniz dilegiyle...
REZERVASYON VE BİLGİ İÇİN
Artemis Ören Holiday Resort, Ören-Burhaniye. Tel: 0 266 416 3776 (pbx)Fax: 0 266 416 3226
Web Page: www.artemis.gen.tr
K ı t tm» uı m m
H I! fl W J III IE Jlı
• » « « *gm m m m
. M B f tffift jjs m
KUŞADASl
Temmuz
Her Şey Dahil Fiyatımız
Iki kişilik odada kişibaşı 95.000.000.-TL
0-12 yaş1. Çocuk Ücretsiz
13-16 yaşi. Çocuk %50
"advantage ûye kurnluşudır"
• Denize srfır • Özel plaj • Havuz
• Hamam • Sauna • Su sporlan
• TV • Klima • Animasyon.
• Yukanda belrrtiien fryattarda KDV dahildir.
P.O.B. 140 Yavansu 09402 KUŞADASl - TÜRKİYE • TeJ: (256) 622 05 05 (12 LJnes) Faks: (256) 622 07 27
Belek 'teki Eviniz Herşey Dahil
SIW ZE\1VEP AtLESt
• J
\3aeıdaı
i!ralananspor\erekreas\on ımkânlan ıle. Suka\ağı. paruşûî. sorf.jet-skj. denız bmUetı. katamaran. kano. *Beach-
\olle>. bajketbol. tenıs. okçuluk. boccıa. shuffle board mım ftıtbol. darts. masa tenısı. • Atan. bılaıdo. akülu arabaJar. •
Oj'un salonu. oke>. ta\la, salranç ıb ovunlar. • Gunduzçeşıtlı axiiMle \e vanjmalar. gece çe^ıtlı eŞlence \e *ahne dbnlıkien
(anımas)on). • Mını kulüp \e ı,ocuk büfesi. • 1 kapalı. 1 açık. 1 kavdıraklı ıe I çocuk ha'.uzu. • Hamam, sauna, fitness. masaj
ve güzellık hızmetlen. tÇevrede kıralanabılır. atbınroe. golf. paınt ba!l \b aktı\ ıteler. • Ote! ıçı alışvenş araba braJama. bı-
sıklet kjralama ve doktor hızmetlen \ e • Dı>et bûfesınden; uluslararası mutfağma her türlü \ı\ecek ve ıçecek hızmetlen; »U lus-
lararası 1SO W01 -2üuO Kalıte Belgesı çen;ev esınde sunduğu »"üksek hızmet standardı. • Yıne uluslararas! H.\CCP Belgesı çer-
çev esuıde îağladığı ajlıklı \ e hıpenık \ ı> ecek-ıçecek üretım \ e surııımu. • 2000 > ılmdan ben dûnvanın en eskı tur opetatörün-
ce her sene lavık görûldüfu en ı\ı 'Herşey Dahil" tesıs ödulu. • 1200 kışılık ana salon ve ] 1 ayTi toplantı odasından oîu^an
kongre Merkezı. • 2u9 Otel. 172 Bunşalo». 16 SuıL 8 Vılla v e 5 ^pan'tan olusan konaklama ımkânlan. • Uluslararası "Ma\ ı
Bajrak kntenne sahıp denızı. • Sızlen en ı\ı şekılde aarlama>a ant ıçmış pereonelı ıle hızmetınızdedir
Geçmişteki başanlı hizmetleıimiz geleceğimizin leminandır.
Tesısırm: ha\aalamna 30 km l'Ualya \a 41) km mesafede olup.
Antahü \a çıit vollu bağlantıst ıle ulaşılması çok kola\ hır konumdadır
H O T E L S U N Z E Y N E P TAŞLIBliRUN MEVTflİ BELEK -ANTALYA
E-.MAİL:
TEL: 90 242 725 41 80 FAX: 90 242 725 42 00
sunzejTiep.coin.tr \VEB: