25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2003 PAZAR 10 P A Z A R Y4ZELARI dWiab@cumhuriyetcom.tr Moruk 'Anar' Leo'nun ardından...Louis Aragon, "LEO FERRE'den sonra edebiyat tarihmj yeniden yazmak gerekir" dermiş. Fransızcadaki özel deyişiyle "auteur-compositeur- interprete / yazar-bestder-okur" (YBO) veya belki daha açık bir ifadeyle •'şair-şartacT, kendi kendine taktığı nanuyla "MORUK 'ANAR'(şist) LEO", 14 Temmuz 1993te -hem de en önemli Ulusal Bayram gününde- dünyaya, o pek sevdiği jesti. koluyla şöyle bir okkalı "nah" çekerek veda etmışti. Yine bir yaz günü. 24 Ağustos 1916'da Monako'da, Monakolu "Casino" yöneticisi bir baba ve Italyan kökenli bir anneden doğan Leo. Akdenizliliğin hiç yitirilmeyen ateşi içinde, başından sonıma sıkı bir "Anarşist" kaldı. (Hani şu bazılannın sizin "oralarda" yıllarca tüm karşıt düşüncelilerin anasına dolu dolu sövdükten gayri hızını alamayıp küfür niyetine en haz aldıklan sıfat) 1969'dan ölümüne değin yaşama mekânı olarak Italya'nm Toskana bölgesini seçen Moruk, "Chanson Française / Geleneksel Fransız Şartaahğı"nın (GFŞ) en saygıdeğer 4 büyüğünden biriydi... Tam otuz yıl önce "buraJara" geldiğimizde, pek Fransa kültürii olmayan çoğu yan aydın Türk genci gibi bir Jacques Brel adını bilirdik. Birazcık da Georges Brassens'ı duymuştuk. Leo Ferre ve ilk üçü denli ön plana çıkrnamış da olsa GFŞ'nin temel referanslardan biri. şimdilerde bir dağ köyünde yan inzıva hayaö yaşayan Jean Ferrat'dan bihaberdik. Sol snobizmin etkisıyle Claude François, Charies Aznavour, Enrico Macias, Gilbert Becaud, Johnrry Halhday. Yves Montand ve benzeri sanatçılan. hatta Chartes Tnaet gibi ustalan bile ticari müzik kefesine koyardık. (Ancak hemen ekleyelim, o tavır ne yalnızca bize hastı, ne de bugün tümüyle değişti. Olsa olsa PARIS UĞUR HÜKÜM kulak sınırlan genişledi ve akla kara arasındaki nüanslan seçer olduk...) 4 büyüklen özünde ötekilerden ayırt eden yalnızca çağına duyarlı veya hayata ve egemen değerlere eleştirel bakışlan değil. aynı zamanda okuduklan şarkılann güftelerini ve bestelenni de kendilerinin yapmalanydı: YBO. Düzensiz klasik mûzik eğitiminın yanı sıra Paris Siyasal Bilgiler Hukuk mezunu (1939) Leo. "duygulannun tereümanı mü/iğim. düşüncelerimin ifadesi söz ve şiirlerim benim silahlanmdır- Yetemediğim yerierde Rımbaud ve Debussy. Beethoven ve Verlaıne. Baudelaıre ve Ravel imdadıma yetişir™" Örneğin, 11 yaşında ilk bestesı Verlaine'in bir şıiridır. 7 yaşında Monaco Katedralı korosuna katılan Leo'ya, 10 yaşında tanıştığı Beethoven ve 5. Senfonisi ömür boyu eşlik edecektir. 1941 'de Studio de Monaco'da amatörce şarkı söyleyen Leo, eşsiz sesi ve özgün yorumunu kabul ettirmezden çok önce şaırdir. Yıllarca Edith Piaf, Catherine Sauvage, Yves Montand. Freres Jacques gibi sanatçılann eserlerinı yorumlar. Süreklı isyan halindekı dızelen ona zor günler yaşatır. 100 kişilik koro ve senfonik orkestra yöneteceğı mevsimler henüz gelmemıştır. 1946'dayerleştiğı Paris ve kabareleri. müzikholleri onun ıçın en zorlu hayat okullandır. Şarkıları ya sakıncalı veya aşın yoğun sözlü bulunur. Ama o mutlu ve kararlıdır. St. Germaın mahallesinde Albert Camus, Boris VTan, Jean Genet ve Miles Davis gıbı mutlak özgürlük yanlısı. öncü nitelikli sanatçılarla aynı havayı Otobanlarda kelle koltuktaGünlerden Cuma. Heidelberg'den dönuyoruz. Hava \ ağmurlu, kararmak üzere. Stuttgart yönüne uzanan otoban dolu. Yanımda oturan yaşlı Alman uzun yıllar Brenrya'da vaşadıktan sonra emekliliği geldiğı için ülkesine döneli daha bir ay olmamış. Bugün havanın güzelliğinden yararlanıp Neckar akarsuyu kıyı sından Heıdelberg'e uzanmış, şirin kentın tarihi sokaklannı ve kalesim gezmıştik. Bütün gün gülen, çenesi hiç durmayan neşeli Rudi nedense Heidelberg'den yola çıkalı sus pustu. Az sonra da dayanamadım, sordum: "Ne oldu, canını sıkan bir şey mi var?" Hemen yanıt vermedi Suratına baktım. Başını salladı: "Şu otobanuı hafine baksana" dedı. "bu berbat havada deoler gibi araç süren şu insanlar seni rahatsız etmiyor mu?" Kapkara alçak bulutlar neredeyse başımıza değecekti. Şakır şakır yağıyordu yaz yağmuru. Üç şeritli otobanda ayağını gaz pedalından çeken yok. lşten çıkanlar, evlerine dönenler, hafta sonu tatiline gidenler kelle koltukta gaza basıyor. Yağmur ^_^___ kimsenin umurunda değil. Ben de farkında olmadan kendimi onlara uydurmuşum. Sağ şeritte peş peşe uzun araçlar. kamyonlar kervaru. Aralanna düşen bir daha kendinı zor kurtanr. Bizim gibi orta şeritte gidenler saatte 150 km yapanlar. Sağdan soldan fışkıran kirli yağmur sulanran arasından önümüzü görmeye çalıyorum. Solumdan geçenleri gözümün ucuyla şöyle bir seçiyorum. Mercedes'ler. BMVV'ler, Porscheier... Sürücüleri otobanlann Schumacher'leri! Yanılıp da şentlerine geçmeye filan kalkışmayın. Yandınız. Bu "kahramarüar"' otobana çıkar çıkmaz gaz pedalına sonuna kadar basar, saatte 200-250 kilometre hıza ulaşırlar. Uzunlan yakar söndürür, arka tamponunuza yapışırlar. Daha geçenlerde yakınlardaki Karlsruhe otobanında böyle bir sürücü, genç bir kadınla üç yaşındaki kızının ölümüne yol açmış. Görgü tanıklanrun anlattığına göre kazadan sonra kaçan Mercedes marka kara limuzinin sürücüsü, önünde 150 km hızla giden araca iyice STUTTGARTIİ AHMET ARPAD sokulmuş. Kadınrn korkusundan direksiyonu anıden sağa kırmasıyla otomobıl devrilip ağaçlara çarpmış. Genç kadınla küçuk kızı olay yerınde ölmüş. Trafık kayıtlanna göre bu model elli otomobilden yirmi beşı Mercedes kuruluşunun Stuttgart merkezine kayıtlı özel lımuzinlermiş "Bunlarölüme gkfiyor" dıye Rudi tıslar gibi konuştu "Brezflya'da da otobanlar var, fakat saatte 100- 120 kilometredeıı fazla tuz yapanı göremezsnL" Aynı anda az önümüzde sağdan giden uzun araç sinyal venp, çabucak şent değiştiriyor. Aramızdaki mesafe şimdi taş çatlasa 20 metre. Koma, reflektörler, gaz! Hollanda plakalı aracın şoforü de benimle alay eder gibi havalı kornasına basıyor. Şerit değiştinyonım. Yanından geçerken bana bir koma daha. Az sonra yıne orta şeritteyım. Kamyonun yanıp sonen uzun yol farlan dıkiz aynasında gözümü alıyor. Yavaşlıyorum. Sanki benden ka bütün ürücüler telaş içinde bir yere yetışmek derdinde. Kansı çocukmu doğurmuş, evinde ____^_ yangın mı çıkmış. randevusunu kaçınrsa kızı onu terk mi edecek? Belki de bu otobanda bir yanş düzenlenmiş.. benim haberim yok? Az sonra Heilbronn Würzburg sapağından Stuttgart yönüne uzanan dört şeritli otobana girdiğunizde yağmur sanki bıçakla kesilmiş gibi duruveriyor. Batmaya hazırlanan güneş alcak bulutlann arasından kendini son bir kez gösteriyor. Bu otobanda trafık daha da yoğun. Frankfurt, Nürnberg ve Würzburg'dan gelip, güney Almanya'ya, Isviçre'ye gıtmek isteyenler dört şende yayılmış. Biraz sonra da uzun rampada birbirini sollayan kamyonlar ilk iki şeride el koyuyor "Ben daha fazla bu işkenceye dayanamayacağırru" dıye inler gibi konuşuyor Rudi. "Haydi seni Monrepos sarayındaki lokantaya akşam yemeğme davet edjyorum." Direksiyonu sağa kınyorum. Lud\vigsburg çıkışından kendimızi dışan atıyoruz. Az sonra buzlu duble Iskoç'lanrruzı yudumlarken keyfımiz yine yerine geliyor. wwwahmet-arpa<Lde MbmfmnShyûınıMııyor Küba De\Tİmi''ni başlatan 26 Temmuz 1953 tarihli Monca- da Kışlası baskınının 50. yüdöniinıü kutlamalan ülkenin tüm kentlerinde süriiyor. Küba lideri Fidel Castro ve arkadaşlan- nın Fulgendo Batista'nın diktatöriükrejimineyönelik olarak 1953'tedüzenledikleri bu ilksaldın başanlı olamamış, ancak 1959'da Castro'vu iktidara getirecekdevrim sürecinin yolunu açmışü. Moncada baskuunuı 50. vıldönümü. "Zaferin 50 yılı" slogamyla anılıyor. Zaferin 50. yüını kutlayan Kübahlar gün- lerdir sokaklarda havai fişek gösterüeri ve konserkr eşliginde dans ederek bira ve rom içi\or. (Fotoğraf: AP) tenerKis etmektedir. Akdeniz'i, güneyi asla unutmaz. Sürekli Monako'ya gıder. Radio Monte Carlo'da programlar hazırlar. Angaje yıllar, 60'lara, 70'lere. aslan yelelı uzun kırlaşan saçlanyla Leo damgasını vuracaktır. O artık. en revaçta şarkılanndan birinin başlığı gibi "Ni Dieu, Ni Maitre / Ne Tann, Ne Efendi" tanımaktadır. "Poete. vos papiers / Şair, KâğrtJarm™" ıle polisiye devlete meydan okurken, 68 sonrasında artan baskılara "Paris Artik Seni SeMni\onım" diye haykınr. En güzel bırliktelıkler, parlak ve umut dolu baharlann ardrndan gelen düş kınklannın içinde. senfonı orkestrasıyla yorumladığı müzıkal şiiri "La Soütude / Yalnızlık''ı dinledığıniz zaman Fransızca anlamasaruz bile tüylennız diken dıken olup duygulanmamanız olanak dışıdır "A Vendre / Saaük"la anasını bılen satanlann liberal dünyasına, yeryüzünün açtığı bin türlü "Cette Blessure / Bu Yara"lara, "La Frime / Hava AtmalT zihniyetli toplumlara rağmen, *ABende''yi ve insanoğlunu uyandırmak TEspoir / Umufunu hiç yitirmeyen "Les Artistes / Sanatçüar^dan oldu. Tüm şartalan sadece olağanüstü bir zevk. kı\Taklık ve yaratıcılıkla kullandığı "La Langue Française / Fransızca Dffi"nin yüceltilmesi değildi, "La Gitane / Çingene". "LeEtran^rs / Yabancılar", "Mister Giorgüıa", -Rotterdam". "Basta" gibi besteleri kendısının ıkıncı yansı. "Oteki''ne ne denlı yakın olduğunu dışa Miran seçkin kanıtlanydı. Moruk Anar'ın en belırgin boyutu, sürekli siyasi provokatör yanı ıse özellikle "L'ete 68 Yaa, La Greve, .\narsistler, Banlhö, Franco la Muerte, Quartier Latin'" gıbı parçalannda seslenır "Ma VTe Est Un Slalom / Slalom Gibi HayabnTda 77 yıllık bır mücadeleyi özetleyen Leo, düşündüğü, yaşadığı gibi yazdı, duyduğu gibi okudu 1969yazınınHstebaşışarkısı, "C'est Extra/ Harika", 68'in simge sesı, üstadın bir çırpıda milyonlar satan tek plağıydı. Her dinleyışımızde gözlenmızı yaşartan "Avec le Temps / Zamanla"nın sözlerindeki karamsarlığa katıbnıyoruz. Zamanla her şey sılinip gıhnıyor. tüm giızelliklen unutmuyoruz. Bak. ölümünün üzennden 10 yıl geçmış olmasına rağmen dısklerin yılda ortalama 200 bin satıyormuş. Sanrrım. yıllardan 82 ıdi. I\Ty'dekı genç komünıstlenn Avant-Garde Ba>Tamı'nda bedava bır açık hava konseri veriyordun. Yüz kişilik bir koro ve orkestra ile pıyano ve mikrofon arasında 3 saate yakın arasında koştun durdun. 50 bin kışılık heyecanlı bır topluluğa yaklaşık 3 saat müzik ziyafeti çekmıştın. "Nasıl gençler. Moruk Anar daha nefesi tüketmemiş değil mi" dedın. Sonra bızlere tiklenn ve sürekli kırpıştırdığın gözlennle Bakunin'den şöyle bir deyiş aktardın: "Sos\aBzmsiz özgürlük bir ayncahknr ama adaletsizliktir. Ozgür olmayan bir sosyaliznı ise kölelik ve zorbanknr. Basta" dedın ve gıttin. Sağol.. hukum (i paris.com Hepimiz birer savaş suçlusuyuz!Çalar saat, bir gece önceden \erilen emre uygıuı zamanda çalıyor. Yan buruşuk yüzlerle, halıfleksle kaplı evlerde yalınayak, diğer durumlarda ayaklara geçırilmeye çalışılan terliklerle banyoya uzanılıyor. Hindıstancevizlı sabun, badem özlüşampuan, şeftali aromalı duşjelı, muzlu saç kremiyle yıkanıhyor. Gıyınmeye giderken mutfağa uğranıp kahve makinesi çahştrnhyor. Belki mikrodalgaya, ekmeğin üstüne peynir atılıyor. Tıraş olup ya da makyaj yaptıktan sonra sürülen parflim, mutfaktan gelen kokulara kanşrruşken, havanın grıliği, radyo veya televizyondan duyulan haberlenn de can sıkmasıyla bır gün daha sağlıklı uyanmanın. kahvaltı yapabilmenın, çahşacak bir ışe sahıp olmanın mutluluğu yaşanamadan yollara düşülüyor. Metroyla gidenler gazetelerine, arabasıyla gidenler radyolanna fıkslenmış, durum ne olursa olsun savaş tehdıdi altında olmadıklan halde hayatın tadını çıkanp şükretmeden offlayıp pufflayarak güne başhyorlar. Milyonlarca işyeri, yerçekimine inat kepenklerini açıp, o gün ne kadar tükettıreceklerinin hesabına düşüyorlar. Tükettırdıkçe varsın ve varoldukça tüketmek zorundasın. Yaşa(ma)sın kapıtalizm. Evet bu belgesel film! Almanya'da geçıyor. Berlrn'den yazmam boşuna değil. Binlerce şubesı olan Tchibo, Aldi ve yüzlerce şubesı olan H&M çok müşterisi olan ve çok yüksek ciro yapan sıradan alman fırmalan. Tchibo kahve satar. Aldı marketler zınciri ve H&M de konfeksıyon mağazası. Tchibo"da Güney Amenka'mn, Afrika'nın ve Arap ülkelerinın lezzetlı kahvelerinin yanı sıra her hafta değişen konseptiyle birbınnden farklı ürünler satışa sunulur. Ev eşyalanndan bısiklet ve her türlü yedek parçasına, kadın- erkek- çocuk-bebek kıyafetinden dekorasyona, elektronikten elektrikli ev aletlenne, hediyehk eşyadan bahçecihğe her türlü şey. Güzel vıtrın. eğitimli satış kadrosu, iki yıllık garanti ve son derece ama son derece cazıp fıyatlarla herkesin BERLIN BANU BtRTEK uğrak yeridiı Tchibolar. Aldi'nin sahibi iki kardeş, Almanya'nın en zengınleri listesınde ilk beşte. Oysa Aldi Almanya'nın en ucuz süpermarketı. Zevksiz mağaza dekorasyonu. kıro elemanlan ve plastık torbasıyla komedı şovlara malzeme olacak kadar kendine özgü bır market. Bu kendine özgünlüğü daha çok olumsuz ama fıyatlar o kadar ucuz ki, insan kendinı alamıyor. Üstelik ürünler taze ve çoğu Alman Standartlar Enstitüsü belgelı. Hans ve Mauritz üçüncü dünya ülkelerine diktırttikleri kıyafetleri çok ucuza satarak, sadece Özal'a aıt köşelen dönmediler. Üçüncü Dünya Ülkeleri'nin sayesinde Almanya'da yaşayanlan tüketime zorlayan sadece H&M değil elbet. Tchibo v e Aldi de bu kuyrukta yer alan dığer şirketler. Bu şırketlerden daha çok var ama benim üçüncü dünya ülkesı vatandaşı kafam bu kadanna yetiyor. Tchibo"da 199.90 Euro'ya satılan bısiklet, H&M'de 9.90'a satılan bır bluz. Aldi'de 90 Cente satılan bır mango, Almanya'da çalışıp para kazanan bıri için son derece cazip. Asgan ücretin 1.000 Euro, hatta işsizlık parası ya da sosyal yardımın 400-700 Euro olduğunu düşünecek olursak. belirttığim rakamlann ne kadar uygun olduğunu vann siz çıkann. Ama bu vıtrinlere bakarken akluna soru işaretleri takırmıyor değil. Yüzde 90 pamuklu olduğu ıddıa edilen kıyafetm 9.90 Euro gibi saçma bır ücrete satılması mesela. Almanya'da pamuk yetişemez la. Tayvan'da yaptınlan bisiklet ya da Brezılya'dan ithal edilen meyve tabıı ki Euro'ya karşı savTinmasız. Avnıpa'nın sömürge politıkası nasıl sona ermedıyse, Amenka'nın da savaşa doymaması son bulmuyor. Tükettirdıkçe var oluyorlar, bizler de sömürüldükçe var edıyoruz. Normal şartlarda doğru düzgün bır şeyin yetışmedığı Orta ve Kuzey Avrupa'da yaşayanlar Lut Gölü'nden getırilen tuzla. lavanta yağıyla banyo yapıyor da, bu ürünlen üretenler neden açlık çekıyor? Avrupa nasıl bu ürünlen bu kadar ucuza getırebihyor? Çoğu eski sömürgesi olan ülkelere yemleri katıldı ve sömürgecılik şekıl değiştırerek de\am ediyor o kadar. Çoğumuz çoktan unuttuk ama. her ne kadar gün başına düşen bomba ve ölü sayısında düşüş olsa da, Irak'ta savaş devam ediyor. Bush'un Irak'ta yaptıklannı, Avrupa yüzlerce yıldır bombasız yapıyor Bıraz da misyoner edasıyla yaptığından, Amerika kadar düşman toplanuyor. Dünyarun en küçük kıtası tüm dünyaya yeüyor. Biz ne yapıyoruz? Her şeyi olduğu kabul ettiren kapıtalıstlere bo>-un eğıyoruz. O halde hepımız ama hepimiz savaş suçlusuyuz. BukalemlO'a vahoo. com Okurlar bilir, O hep vardı... Yıllarca süregelen dinlence alışkanlığı... Artemis Tatil Köyü, 30 000 m2'lik bir alanda denizin hemen kıyısında kurulmuştur. 112 standart oda ve 6 suit, toplam 232 yatak kapasrtesi, peyzaj düzenlemesiyte ünlü, rengârenk çiçeklerin kokulannı yaydığı tatil köyümüzde tüm odalarda balkon. direkt teleton, 3 kanal müzik yaymı, minibar, TV ve baz\ odalarda klima mevcuttur. Alışveriş yapmak ısteyenler mını çarşımızaan yararlanabilırler. Mıni çım futbol, baskettx)l, plaj voleybolu sahalan, masatenısı, tenıs ve bdardo, ideal bır olanak sunuyor.Çocuklar. Artemis Tatil Köyü'nde oyuna ve eğlenceye doyacaklar. Çocuk havuzu. çimle kaplı oyun parkı, yarı açık atari salonumuz onlara güvenli ve neşeli ortam sunuyor. Kahvaltı ve akşam yemekleıinde tatil köyümüzün açık büfesi, her zevke uygun, Türk ve dünya mutfağından zengın seçeneklerle karşjnıza çıkıyor. A la Carte Ftestaurant, Kafeterya. Snack Bar ve Havuz Bar günün her saatı hızmetinızdedır. lyi ve mutlu bir tatil geçirmeniz dilegiyle... REZERVASYON VE BİLGİ İÇİN Artemis Ören Holiday Resort, Ören-Burhaniye. Tel: 0 266 416 3776 (pbx)Fax: 0 266 416 3226 Web Page: www.artemis.gen.tr K ı t tm» uı m m H I! fl W J III IE Jlı • » « « *gm m m m . M B f tffift jjs m KUŞADASl Temmuz Her Şey Dahil Fiyatımız Iki kişilik odada kişibaşı 95.000.000.-TL 0-12 yaş1. Çocuk Ücretsiz 13-16 yaşi. Çocuk %50 "advantage ûye kurnluşudır" • Denize srfır • Özel plaj • Havuz • Hamam • Sauna • Su sporlan • TV • Klima • Animasyon. • Yukanda belrrtiien fryattarda KDV dahildir. P.O.B. 140 Yavansu 09402 KUŞADASl - TÜRKİYE • TeJ: (256) 622 05 05 (12 LJnes) Faks: (256) 622 07 27 Belek 'teki Eviniz Herşey Dahil SIW ZE\1VEP AtLESt • J \3aeıdaı i!ralananspor\erekreas\on ımkânlan ıle. Suka\ağı. paruşûî. sorf.jet-skj. denız bmUetı. katamaran. kano. *Beach- \olle>. bajketbol. tenıs. okçuluk. boccıa. shuffle board mım ftıtbol. darts. masa tenısı. • Atan. bılaıdo. akülu arabaJar. • Oj'un salonu. oke>. ta\la, salranç ıb ovunlar. • Gunduzçeşıtlı axiiMle \e vanjmalar. gece çe^ıtlı eŞlence \e *ahne dbnlıkien (anımas)on). • Mını kulüp \e ı,ocuk büfesi. • 1 kapalı. 1 açık. 1 kavdıraklı ıe I çocuk ha'.uzu. • Hamam, sauna, fitness. masaj ve güzellık hızmetlen. tÇevrede kıralanabılır. atbınroe. golf. paınt ba!l \b aktı\ ıteler. • Ote! ıçı alışvenş araba braJama. bı- sıklet kjralama ve doktor hızmetlen \ e • Dı>et bûfesınden; uluslararası mutfağma her türlü \ı\ecek ve ıçecek hızmetlen; »U lus- lararası 1SO W01 -2üuO Kalıte Belgesı çen;ev esınde sunduğu »"üksek hızmet standardı. • Yıne uluslararas! H.\CCP Belgesı çer- çev esuıde îağladığı ajlıklı \ e hıpenık \ ı> ecek-ıçecek üretım \ e surııımu. • 2000 > ılmdan ben dûnvanın en eskı tur opetatörün- ce her sene lavık görûldüfu en ı\ı 'Herşey Dahil" tesıs ödulu. • 1200 kışılık ana salon ve ] 1 ayTi toplantı odasından oîu^an kongre Merkezı. • 2u9 Otel. 172 Bunşalo». 16 SuıL 8 Vılla v e 5 ^pan'tan olusan konaklama ımkânlan. • Uluslararası "Ma\ ı Bajrak kntenne sahıp denızı. • Sızlen en ı\ı şekılde aarlama>a ant ıçmış pereonelı ıle hızmetınızdedir Geçmişteki başanlı hizmetleıimiz geleceğimizin leminandır. Tesısırm: ha\aalamna 30 km l'Ualya \a 41) km mesafede olup. Antahü \a çıit vollu bağlantıst ıle ulaşılması çok kola\ hır konumdadır H O T E L S U N Z E Y N E P TAŞLIBliRUN MEVTflİ BELEK -ANTALYA E-.MAİL: TEL: 90 242 725 41 80 FAX: 90 242 725 42 00 sunzejTiep.coin.tr \VEB:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle