04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22TEMMUZ2003SALI CUMHURİYET SAYFA DIZI Necip Fazıl ilk hapis cezasını, Mustafa Kemal ve arkadaşlannın başlattığı mücadele hakkında yazdıklan yüzünden alır HareketOrdusu îstanbul'da Necip Fazıl: \Zıt kutuplann c 4 mürşidi' V MİYASE İLKNUR Hareket Ordusu tstanbul surlannın önünde boygösterir göstermez saray- daki bütün hizmetçilerve 'bendegan' kadrosu başmı aldığı gibi kaçmış, sağa sola sı- ğınmıştır. Padişah sarayda tek başrna. sadece ha- rem halkı ve iki üç yaknundan ibaret kalnuşür. Nîhayet örfi idare ve EHvan-ı Harp™ Hareket Ordusunun YeşiBtöy'de manevi otagı içinde toplanan ve Meclis-ı Umumi-Mılli'yiteş- kil eden Mebusan ve Ayan Meclisleri; başta ber sıkışügı zaman ecnebflere sığınmakla marufSa- id Paşa obnaküzere AbdüIhamkTe hıyaııetmes- leğinin ustalanndan ibaret Ittıhat ve Terakkı dalkavuklannınişemeşnı birşekilvermekgay- retieri ve din adına en büyük dinsizfik vesikası olan meşhur fetva_. Şeyhulislam Mehmet Zı- yaüddın imzasuu taşıyan bu fetva, Türk tarihi- ni dini celadet ve sadakatle dotduran uhi şey- hülislamlara karşıhk, korku ve mcnfaat fetva- lan vermekten çekinmemiş süfliler arasında en süfli olanıdır. Şeyhiiüslamın fetvasına göre Abdülhamid, Şeriat kftaplanm degiştirmek, boanak ve yak- mak, devlet hazinesini keyfine göre harcamak ve israf etmek, tebaasını da kanunsuz öldür- mek. zindaıılara atmak ve sürmekle suçlandı- nbnaktadır ki.ithamlann üçü birdengüneşe kat- ran ku>usu demek çapında bir yalandır. Sadece mason ve dönmelerin din tahrifçisi kitaplanm yaknran, 3 miJyon altınlık 'Düyun- u Umumiye' borcunu kesesindenödeyen vesal- tanau boyunca-tek bir harenıağası katil müstes- na-hiçbir idani karannı imza etmemiş olan bir padişahL bu maddeierie suçlamak. her üç mi- saldedeakakarademektenvevakıaJantamnt- lanyie ele almaktan farksızdır. Ve bakımz, gü- ya din eliyle dini tepelenıek için hangi aiçaklık derecesine kadar düşülmektedir. Dini vesfle ede- rek dini tepelenıek ve Abdülhamid'i devirmek taknğininmaziumlan,İstanbulme>danlannıdeh- şete boğan üç ayaklı sehpalarda. bir sürii gafü, belki de safdil insan oldu. Hareket Ordusu, bedav-adan vaziyete hâkim olunca Örfi İdareilan etti, Drvan-ı Harbmı kur- du ve dönmeierden ilk Türk zabiti olan,Ava Ta- burlankumandanı Binbaşı Remzı Bey'ı (Rem- zi Paşa) bu DivarM Harp işine memur ederek 'Şeriat isteriz' diye bağırttığı gafiDerin elebas- lanru teker teker ipte salIandırdL" Necip Fazıl, ilk hapis cezasını kitabın bu bö- lümünde de yer verdığı Rıza Tevfik'in "Abdül- hamid'in Ruhaniyetinden İstimdat" başlıklı şı- irini Büyük Doguda yayımladığı içın aldı. 'Vatan dostu Vahldüddin!' Necip Fazri'ın *Vatan haini değil vatan dos- tu Sultan VahidüddüT başlığı altında yazdığı dizı yazı, 19 Ma\ıs 1968 'den itıbaren Bugün ga- zetesinde yayımlandı. Cumhuriyet yönetimince vatan hainlığıyle suçlanan Vahdettin'i savunan ve başta Mustafa Kemal ve İsmet İnönii, Ulu- sal Kurtuluş Hareketi'ni gerçekleştiren kadro- yu "yalancıhk ve sahtekâruk'"la ıtham eden dı- zi. aynı yıl kitap olarak piyasaya sürüldü. Hakkında sonışturma açılan kitap toplatıldı. 1968'deki birinci bilirkişi raporunun ardından ıkıncı bilirkişi oluşturuldu ve 1971 'de eserde suç unsurubulunmadığıyönündekararverilince Ka- sım 1971 'de beraat karan verildi. Ancak tstan- bul Cumhunyet Savcılığrnın temyizi üzerine. Yargıtay 7. Ceza Daıresı karan bozdu. Daha ön- ce beraat karan v eren îstanbul Basın Toplu As- liye Ceza Mahkemesi, bozma ilamına uyarak yazar hakkında 28.11.1973 tarihınde mahkû- miyet karan verdi. Ecevit hükümetinin çıkar- dığı af kanunuyla ceza infaz edilmedi. Kitabın ikinci baskısı 1975'teyapıldı. Bir yıl sonra üçüncü baskı yapıldığında tekrar toplat- ma karan alındı ve yazar hakkında soruşturma açıldı. 1976'dan 1980"e kadar dörta\Ti bilirki- şi kitabı uıceledı. Sonuçta îstanbul Basın Top- lu Asliye Ceza Mahkemesi 17 Şubat 1982'de Necip Fazıl'ı 1.5 yıl hapse mahkûm etti. Ceza onandı. ancak Adli Tıp yazarın yaşı ve sağlık durumu nedeniyle ınfazın 4 ay tehiri yönünde rapor verdi. Aynı tarihte mahkûmun anayasa- daki af için öngörülen şartlan haiz olduğuna da- ir venlen Adli Tıp Kurumu raporu, Devlet Baş- kanı KenanEvren'e sunularak aftalebınde bu- lunuldu. Ancak E\Ten bu konuda işlem yapma- dı. Ceza infaz aşamasındayken 79 yaşındaki Ne- cip Fazıl, 25 Mayıs 1983'te yaşamını yıtirdi. 'Sarayın en güzel kızı' Necip Fazıl'uı söz konusu kitapta suç unsu- ru görülen bölümJer dönemin îstanbul Cumhu- riyet Savcı Yardımcısı Osman Cücük tarafın- dan hazırlanan iddianamede şöyle yer almış: "Suç konusu kitabın her üç baskısmda da ya- zar, Atatürk'ün Vahidüddin tarafindan ikna edibnek suretiyle Anadolu'ya gjtmeyeraa oWu- ğu, Atatürk'ün tam 6 ay vazifesiz bütün çöküş fetaketierini merkezden takip ederek ve sarayın en güzel kızı Sabiha Sultan'a talip olarak hadi- seleri kollamaktan başka bir şey düşünmediği, Mustafa Kemal'inçöküş devTİnde Harbiye Na- HareketOrdusu'nu 'bedavadan vaziyete hâkim obnalda' suçlav'an şair, Mustafa Kemal'i Anadolu'ya gitmek için iknaedeni/ı \ahdettin olduğunu \azar. zm ofanaktan başka emelinin buhınmadığı, Mus- tafa Kemal'in değıl \ ahidüddin'in Mustafa Ke- nıal'i affedecek durumda olduğu yönünde be- yanlarda buiunmuştur." Blllrkigl: Atatürfc ü küçümsüvor Bilirkişi olarak tayın edilen Prof. Dr. Taner Timurda raporunda Necip Fazıl'uı kitabı hak- kında şu değerlendirmeyi yapıyor: *YazarNecip FazrfKsaknrek'in kkabmda ana fikir olarak. Mustafa KemalAtatürk'ün müta- rekeden sonra padişaha nazır ve damat olmak- tan başka bir şe\ düşünmediği onu. MilB Kur- tuluş Savaşf nı başlatmak üzere ve özel kasa- sından bol ödenek vererek Anadolu'ya gihne- ğe ikna edenın bizzat Sultan Vahdettin olduğu" teziişlenmekte ve 'Vahidüddın olmasaydı Türk Istildal Savaşı olmayacak ve kurtuluş sağlana- mayacaktı' denmektedir. Yazar bu tezi kanıtla- mak için, bizzat Atatürk'ün anılaruu ve Saba- hattın Selek. Emer Behnan Şapolyo, Kazım Karabekir gibi bazı şahsiyeö'erin eserierini ken- dine göre yonunlayarak kullanmış, öte yandan dallvBsikailerisürülmuştur.Buvtsikalardik- kade incelenirse bunlardan hiçbirinin ikna gü- cü olmadıgı görümıektedir. Yazaragöre, Sultan Vahdettin,sonuna kadar, içinden Kurtuluş Savaşı'nı desteklemiş,fakatiş- gal kuvTederinin baskısı altında 'düşmanlara uyarak Kuvvay-ı Mılliye'yi kabahatlendirir gi- bı" davTannuş, 'Dünyadaki üç mel'un'dan bi- ri olarak gördüğü Ferit Paşa'\ı Sadrazam yap- nuş ve Şe% hüfislanıın fetvasma karşı çu\ama- mıştır. fşte Suftan Vahdettin'i tarih nazannda hain durumuna düşüren, yazann anlamak is- temedigi, düşmanla bu füli işbiriiğkiir. .„Yazann Mustafa Kemal Atanırk'ü sevme- diği ve onun tarihteki rolünü küçümsediği an- laşılmaktadır. Ancak yazar bu konudaki füdr- lerini açıkça ifade etmemiş, ilk defa padışah ta- rafindan düşünüien vatan kurtancılığı çapuıda bir ışin, ondan sonraki tatbikatında kazandığı başan, muhakak ki o tatbıkatın sahibine aıttir..." demek suretiyle açık bir tavır alnuştn:'' Adnan Menderes'ten ricası Şair, İsmet İnönü'ye olan kinini dile getirmekten hiç çekinmedi: Iııtilıaı* et ey mııhteris... Necip Fazıl'ın, milletve- killiği adaylığını engel- leyenCumhurbaşkanı ts- mettnönü hakkında Büyük Doğu Dergisi'nde neşrettiği dü- şünceleri şöyle: Sağır! Ezeli ve ebedi sağır! Al- lah seni en küçük çapta yarath, fa- kat hikmetı ıcabı, lculaklann gibi tıkah kalbine ihtiraslann en kudu- zunu musallat etti. ...Türk milletinin ana baba günleri doğup da kasırgaJarmey- danda hiç kimseyi bırakmayınca, avnı kasırganın garip bir ciîveyle seni bir kâğıt parçası gibi işin mer- kezine atması yüzünden göze gö- ründün ve emr- ü kumanda altın- da, yüksek kumanda makamla- nnda boy gösterdin. Askerlik ha- yahndaki gaflannı, korkaklıkla- nnı, biigisizliklerini, yanlış emir- lerini ve kötü sevk ve ıdareni. baş- ta Maraşel F«'zi Çakmak bulun- mak üzere, bilmeyen ve ibretle aniatmayan kalmamıştır. En büyük lüpçülükle kı\ırdı- ğın bupayelerden sonra, bir de si- yaset ve hükümet temsilciJiği sa- hasında rütbe üzerine riitbe ka- zandın! VeHıtimet... ...Bütün kazançlannı, sadece misilsiz derecedeki siliklik, şah- siyetsizlik, tabilik ve uşaklık se- ciyene borçluydun! Bu seciye, se- nin tabiük devrinde öyle bir ma- dendi ki, insanı o devrin nihai uşaklık makamı olan başvekilli- ğe kadar yükseltebilirdi. Elhak, sahibi olduğun platin değerinde uşaklık madeni yüzü suyu hür- metine, devrinin en yüksek "Fe- ki efendim!"cilik makamına ka- dar yükseldin. -Nihayet, hudutsuz menfaat ve şatafat hürriyetine rağmen mev- kiınin tek zerre şahsiyete imkân bırakmayan ruhı sefaletini için için hissetmekten ve artık daya- namamaktan mıdır, nedir, şöyle agzını açıp da. "Ben rakı masa- sından emiralnıam!" deyince, sa- ğır kulaklannın nasırlı yumuşak- lıklanna^tutulurtutuknaz, birçe- kilişte, gedikli makamından atıl- dığına şahit oldun! Dünyanın en müfteris kindar ve en muhteris içten pazarlıklısı olan sen, elberte sinsileni idam etseler arTedebiürdin de böyle bir muameleye müsamaha edemez- din. Buna rağmen, seni en üstün makama kadar yükselttikten son- ra en aşağı dereceye kadar alçal- tan "vefi-i nimefinin Türkiye tş Bankası'ndan\-eşahsi hesabından, her ay lütfettiği 1000 lirayı kabul ettinf Aynı "vtB-innnet" ölüm döşe- NecipFazıl, CHP'ye ve Cumhuriyet rejimine muhcdefete başladıkan sonra, özellikle îsmet înönû'yühedefalır. Çıkardığı Büyük Doğu Dergisi 'nde înönü hakknda yazdığı yazılar, hakaret doludur: Sağır! Ezeli ve ebedi sağır! Intiharet, ey müfteris Mn ve muhteris şahsiyetsizlik. Birgün hiç ummadığın bir çığır açıhr da kimbilir seni ne hale koyar? Biraz açıkgöz ol da intiharetü! ğinde yazdırdığı vasiyetnamesin- de. kendisinden sonra senin dev- let reisliği makamına gelmeni o kadar uzak bir ihtimal kabil etti ki, lütuf dideleri arasına artık, ha- misiz ve çaresiz kalacaklannı dü- şündüğü senin çocuklannı bile kattı, onJara tahsil parası ayırmak lüzumunu bile duydu. Mllll $ef yaftası' ...Onun "Ebedi ŞeP unvanına mukabi] kendine derhai bir "Mfl- KŞeP yaftası peyledin! Onun ne- rede, hangi tavır ve azamette bir heykeli varsa, yanıbaşında ve ay- nı tavır ve azamette heykeller ıs- marlattın! Seni başvekillikten atıp aylarca ölüm ve hayat arası bir boşlukta bekJettiği için, sen de onun, ölüsünü, yıllarca toprak ve mermer arası bir çukurda beklet- tin! ...Nihayet cihanfirtınasıkoptu ve ikinci Dünya Harbi patladı. Bir ne\i kedi insiyakiyle bir kö- şede saklanmayı ve meydana çık- mamayı becerdiği için, tarihte ve hiçbirdin ve mezhepte eşi ve ben- zeri görülmemiş "variik vergi- a"nden sonra. Türk miiletine ha- yat vergisi tarh etmeye kadar gi- decek bir gurur tavn takındın! Nihayet her türlü uşaklığına rağmen, sana en küçük bir hürmet ve muhabbet duymayan Batı De- mokrasyalannm istibdat "dik- te*siyle verdiği hürriyet(!) emri üzerine, başına göstermelik bir muhalefet çıkartmak bedbahtlı- ğına uğradın! ...îşte bugün de "Başunızdaku- lak istiyoruz!" gibi mücerret bir ibare yüzünden kapatüğın mecmu- anın, sana, isminJe ve cisminJe: - Sağır, sağır, sağır! Ezeli ve ebedi sağır!!! Diye hitabmda rnazhar oluyor ve buna karşı herhangi bir vatandaş hakkında fazla bir mu- kabele imkânına malik bulunmu- yorsun! Şimdi de muhalefetin ba- şındasın, öyle mi? Ayol, senin muhalefette bulun- man şarhyla muvafakati Nemrud, Firavun, Ebucehil temsil etse, baş tacı edileceğine şüpheyoktur. De- mokrat Parti iktidan, bütün dev- let bütçesini sana bahşiş diye ve- rip muhalefetini ödese, yine mü- cerret olarak senin muhalefetin- le temin edeceği fayda önünde, topyekûn devleti harcamış olma- nm gafını tamir ve telafı etmiş olur. Yazık ki, Demokrat Partide, senin gibi bir şahsın muhaJefe- tiyle faziletlenmeye mahsus ehli- yet yoktur! tntihar et, ey müfteris kin ve muhteris şahsiyetsizlik! Bir gun hiç ummadığın bir çığır açılır da kim bilir seni ne hale ko- yar? Biraz açıkgöz ol da intihar etü! CHP'nin kapısını ebediyyen kapatın... Türklüğe hakaret, rejüni kötülemek ve şeriat propagandası yapmak suçlanndan 1947 yılında iki kez hapse giren Necip Fazıl, 1950'de de Şapka Kanunu'na muhalefetten yargılandı. Şair, tnönü ve CHP'ye olan muhalefetini hakarete varan ölçüde artınrken Menderes'ın en sadık bendelen arasında yerini almıştır. Menderes'in artık zulum gören Müslümanlann kurtancısı olduğunu ılan eden Fazıl, Büyük Doğu ideolojisını ve örgütlenmesini birlikte gerçekleştirebilecekleri önerisinde de bulunur. Büyük Doğu Dergisi'nde 25.11.1951 "de Adnan Menderes hakkında şu satırlan yazmıştır: Türk milletini temsil kürsüsünden evvelki gün yükselttiğiniz ses, beni kendimden geçirdi. Memnunluk, bahtıyarlık, zevk, tahassüs, bunlar birtakım pörsük kelimeler... Memnun olmadık; Türk tarihiyle beraber müebbed kürek cezasına çarptınlmış ve içinde yıllardır oturduğu hücresinin karanlığından gözleri ışıkta görmez olmuş bir mahkûma, bu-denbire zindan kapılannın açılması gibi bir şey hissettim. Hele bu azim tecellinin, bırkaç gün e%'vel bu sütunlarda size yükselttığım hitabın hemen arkasından ve tam da çehrenizi belırtmenız hususunda ettiğim davetin peşinden vaki oluşu. ismine tesadüf dedikleri ilahi hikmet bakımından beni büsbütün hayranhğa boğdu. -Sağeıhğın memleket için tehlikeii olduğu görülmemiştir!" Diyordunuz. -Bugün din propagandasına mani bir hal yoktur ve tedbir auna\a da lüzum kalmamıştır."' Diyordunuz. "Prensibimiz hatalanmızı m'raf ve kabul etmektedü-!" Diyordunuz. Bunlan söylüyor, şiddetle alkışlanıyor, Türkiye Büyük Millet Meclisi içinde bile ihtibasa uğramış, ugratılmış bir duyguyu g^li bü- uzvu meydana çıkaran bir operet maharetiyle dışanya vurduru- yordunuz. Tam bir çeyrek asırdır, Türk miiletine edep yeri kadar ayıp gösterilen gerçek Türk ruhunun, böyle tek neşter darbesiyle meydana çıkanlması ve hükümet reisinin resmi lisanıyla korunması, inanınız Adnan Menderes bir azim inkılaptır. Çehrenizi tespitte hadiselerin bizi hayli sıkıntaya uğratmasına, belki de arada bir yüzünüze dolan tazarrud gölgelerinin ciddi özürleri bulunmasına rağmen, böyle bir tecelli, hiç şüphe bırakmamaktadır ki, artık siz de, ruhunuzun en mahrem umklannda yaşayan halis Müslüman-Türk'ün hakkını, Başbakan Adnan Menderes'e devretmek suretiyle, Allah'a ve kullara borcunuzu ödemek yoluna girmış bulunuyorsunuz. Tam 27 senedir baştan başa samimiyetsiz ve şahsiyetsiz başvekiller zincınne bugün bağladığınız altın halka, gözyaşlanyla dua ediyoruz. iç ve dış politika bakımından gerçek Türklerin hayatında yeni bir başlangıcın ilmiği olsun... Siz bu saffet ve samimiyet, asliyet ve halisiyette devam ettikçe, azad kabul etmez bağlınız sıfatıyle arkanızdan geleceğımizi; ve her türlü palavra bir tarafa. Türk milletini de arkamızdan çekerek getıreceğimizi taahhüt ediyoruz. Ve bu taahhüdün heyecanıyla bildiriyoruz ki, bugünden itibaren tek ümidımiz sizdedır. Sizde. yani Adnan Menderes'in şahsında... Ne şu ve bu parti, ne de şu ve bu heyet. yalnız siz!... Yazımın sonunu müthiş bir hükme getireyim: Evet, Adnan Menderes. 27 yılın şekavet ocağı (CHP) ile o ocağın içuıden çıkıp hâlâ hakiki mesnedini bulamamış olan kendi ocağının (DP), müstahak olduğu muameleye kavuşturulması ışini de sizden bekliyoruz. Birinin ebedıyen kapısuıı kapamak ve kapıcılığını örümceklere havale etmek, öbürünün de pencerelerini açmak ve içıne güneşı kabul ettirmek hüneri!... Bu işin muhtaç olduğu deha ve hamleyi de sizden bekJiyoruz! Yarın: Necip Fazıl'ın tarihçillği Adnan Menderes.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle