04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ 2003 SALI HABERLER I Büyük kentlere gelen aileler umutsuzluk içinde yaşıyor, yardım eli uzatılmasını bekliyorlar ! SALI ^bksuUuğagöç ettileroşalan köylerden yurda dağılan işsiz, umutsuz, yoksul yurttaşlar gittikleri yerlere ayak uyduramıyor. Adana, Mersin, Aydın, Bursa, Istanbul ve tzmir'de köy yaşamını sürdürmeye çalışan göçer aileler içinde en büyük sıkıntıyı kadınlar yaşıyor. İBRAHÎM KARAARSLAN DİYARBAKIR - Güneydoğu Anadolu kentlerine 15 yılı aşkın süre büyük zarar veren terörün yarattığı en önemli sıkıntılardan biri göç... Boşalan köylerden yurda dağılan işsiz, umutsuz, yoksul yurttaşlar gittikleri yerlere ayak uyduramıyor... Adana, Mersin, Aydın, Bursa, Istanbul ve tzmir'de köy yaşamını sürdürmeye çalışan göçer aileler içinde en büyük sıkıntıyı kadınlar yaşıyor. Başta Diyarbakır olrnak üzere zorunlu göç alan bırçok kentte işsiz kocalar. okumayan ve sokakta çalışmaya mahkûm edilen çocuklar, kadınlar üzerinde büyük yük oluşturuyor. Onlardan ikisiyle göçün ve büyük kentte TBMM Şiddete karşıyeni birim ANKARA(ANKA)- Türkiye'de kadınlann yüzde 76.5'inin farklı şekillerde şiddete maruz kaldığı çeşitli araştırmalarla ortaya çıkarken, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün kuruluşuna ilişkin yasa tasansı kapsamında bu konuda yeni önlemler tartışıhyor. TBMM Sağhk ve Sosyal Işler Komisyonu'nda bu tasan görüşülürken, çeşitli kadın kuruluşlanndan gelen çeşitli önerilerın ele alınması için bir alt komisyon kuruldu. Alt komisyonda CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur'un, bu genel müdürlüğün bünyesinde bır-KadınlaraYönelik Şiddeti ÖnJeme Daire Başkanbğt" kurulması için yaptığı öneri de ele alınacak. CHP'li Erbatur, kadınlann hem ev içinde hem dışında çeşitli şekillerde şiddete maruz kaldıklannı, toplumda taciz, ensest, namus cınayeti gıbi olaylann yaygın olduğunu belirtti. Erbatur, bu daire başkanlığının öncelikli görevüun toplumun bu konuda eğitilmesi olması gerektiğini bildirdi. Temmuz sayısı Gorunum aynmahğı inceledi Haber Merkezi - Türkiye Aile Planlaması Vakfı'nın (TAP) ayhk yayını "Görünüm"ün temmuz sayısında Kadınlara Karşı Her Türlü Aynmcıhğın Onlenmesi Sözleşmesi ve Türkiye hakkında bir değerlendirmeye yer verildi. Dergide aynca vakfın kurucu üyesi. Üzeyir Garih'in kızı DaBa Garih Herzikowitz'le yapılan söyleşiye de yer verildi. Gecekondularda oturan Sdte Tutmaz ve Fikrhe l manın sıkmülan birfoirine benzer. İkisi de yoksuOuktan şikâyetçi varoşlarda yaşamanın sıkıntılannı konuştuk. Sılte Tutmaz Diyarbakır'ın Bağlar semtindeki tskânevleri civannda bir gecekonduda yaşıyor Sorulara umutsuzca yanıt veriyor: - Mardin'in Derik ilçesinden Diyarbakır'a neden ve nasıl göç ettiniz: - Bölgedeki çatışmalar nedeniyle Derik'ten 10 yıl önce 12 çocuğumla birlikte geçmişimizi geride bırakıp Diyarbakır'a göç etmek zorunda kaldık. Ilk geldiğimiz dönemlerde geceleri sokakta kaldık. Daha sonra Derik'teki mallanmızı satarak bir ev satın aldık. Eşim yaşlı olduğu için çahşmadı. Çocuklar gündelik işlerde çalışmaya başladı. Ben de kızlanm ile birlikte pamuk dönemlerinde mevsimlik göç edip, tarlalarda Mimar Mücella YapıcL. Köseköy'de başka bir dünyanın kiiçük ölçekte gerçekleştirümesine çahşüklanm soyledL Köseköy'deyapılacakkahcı sitede meslekedindirme kursları verilecek KacbnLardan'Yeıd Acbm'ÖZGÜRERBAŞ İZMİT - Kadınlarla Dayanışma Vak- fi (KADAV), Izmit Koseköy'de 2025 metrekarelik bir alana inşa etmeye de- vam ettiği "YeniAdnnSitesi''ni 17 Ağus- tos'ta açabilmek için çalışmaya devam ediyor. Parasal sıkıntılar nedeniyle inşa- atın yavaşlamasından duyduğu sıkıntı- yı dile getiren projenin mimarlanndan Müceüa Yapta. bölgede çalışırken kadın- larla birlikte kendirun de güçlendığini söy- ledi.KADAVın temelmi 18 Ağustos 2002'de attığı kadınlann özgüvenlerini sağlayabilecekleri, danışmanlık ve mes- lek edindirme kurslan alabüecekleri bir yer olaraktasarlanan Köseköy Yenı Adım Sitesi'nin inşaatı sürüyor. Depreme dayanıklı, in- f san için gerekli tüm aynn- , tılar göz önüne ahnarak ta- sarlanan binanın mimarla- n Memikve MücellaYapı- a. 301 bin Euroluk proje için tüm malzeme satan ku- ruluşlardan ve Köseköy Be- lediye Başkanı Selahattin Alünkaya dan destek aldıklannı dile getiren Mücella Ya- pıcı, "301 bin Euro'ya deprem sonra- suıda prefabrikler vapıldı ve iki senede kullanılama/ hale geldL Biz kalıcı bir yer yapmak istedik. Proje hazuiandığında bu para yeternydi. Ancak şu anda eko- nomikolaraksıkışük. Attyaptsı bu kadar iyi olan bir binanın dış cephesi de srvası da bovası da i\i olmalı" dedı. köy'de başka bir dünyanın küçük ölçek- te gerçekleştirilmesine çalışnklannı ve projeyi buna göre hazırladıklannı söy- ledi. Nisan ayında eşini kaybeden Yapı- cı, "Memik inşaaün sesini duyabüeceği bir yere gömüldü. Onu Köseköy'e göm- dük, Burada çıkan zortukiarda onunvar- hğmdan güç abyonHn" dıye konuştu. Kendisınin daha çok ıç mimariyle il- gilendiğım söyleyen Yapıcı, eşini kay- bettikten sonra inşaahn başına geçtiği- ni ve bunu yadırgayan ustalann kendi- ni önce denediklerini, sonra iş yaptıkla- nnı anlatıyor. Kendisinin de ınşaat sü- recinde kadınlarla dayanışarak daha güç- lü duruma geldiğini ifade eden Yapıcı, "Nuh'un GemisT dediği inşaatın birip. 'Baska bir dünya mümkün' Eşiyle birlikte "Daha güzel bir dün- yamn mümkün olduğuna inanan insan- İar" olduklannı söyleyen Yapıcı, Köse- • KADAV'ın temelini 18 Ağustos 2002'de attığı depreme dayanıklı kalıcı sitenin mimarlan Memik ve Mücella Yapıcı. 301 bin Euro'luk proje için tüm malzeme satan kuruluşlardan ve Köseköy Belediye Başkanı Selahattin Altınkaya'dan destek alındı. projenin hayata geçmesı için var gücüy- le çalışıyor. Bölgedeki kadınlar merkezlerine bir an önce kavuşmak istediklerini dile ge- tiriyorlar. Depremden sonra bölgede ka- dına yönelik şiddetin arthğını söyleyen, HaticeBerberBayrak, eşınin "çirkinsHr diyerek aylardır dövdüğü arkadaşırun günlerdir kayıp olduğunu söyledi. Mer- kezin önemini bu olay nedeniyle daha ryi kavradığını belirten Bayrak. "K4DAV sayesinde kaduı kadına dayaıuşmayı, sev- gi ve dosnuğu gördüm. Binayı uzaktan göriince bile içim rahatiryor " dedi. Ön- celen KADAVa karşı büyük bir tepki duyduğunu ifade eden ve hâlâ prefabrike konutta yaşayan, Yıldan Akaycan ise. "Koca kadını. kadın da çocuğu dövüyor. Ben de öyleydim. Ben KADAVIa çocu- ğumuegtane\iögrendim,arukçocuğum benden korkmuyor. Bana yalan söyle- miyor, benimle konuşuyor. KADAV ba- na çocugumu kazandırdT dedi. Flsfcos Kooperatlfl KADAV'ın Mayıs 2000'de Hisareyn'de biçki dikiş kursuyla başlayan çalışma- lan, Şirinköy'de kurulan mum ve ev teks- tili atölyelerinin "Fiskos Kadınlar Çev- rcKültür ve İşletme KooperatifTne dö- nüşmesiyle devam etti. Bugün 37 üyesi olan bir kooperatifte kadınlar, kendileri üretip kendileri kazanıyor. KADAV'ın ve çalışma- nın kendilerini çok değiş- tirdiği söyleyen kooperarif üyelerinden AyşeCankdıç, eşlerinin kendılerinin eski hallerine dönmelerini iste- diklerini belirterek, "Arük değiştik. Eskiler gitiL Ken- di paranua kazanıyoruz ve sesimiz çuo- yor. Arnk susmuyoruz" dedi. KooperatifBaşkanı ZeynepAöa da ilk işe başladıklannda bir ayda 16 milyon kazandığını ve eşinin kendisine "iki ka- om vereyim evde otur" diyerek kendisi- ni ciddiye almadığını söyledi. Zeynep Atıcı, ikinci ay büyük bir si- pariş alıp 250 milyon kazandığında ise eve gidip eşine"Ver iki kabıu, evde otu- raymT dediğini ve çalışmaktan asla vaz- geçmeyeceğinı söyledi. Fiskos'lukadın- lar bu yıl içinde ev tekstili tezgâhlarının çalınması ve yakın zamanda mum atöl- yesinde çıkan yangına yenik düşmeyecek- lerini, ancak desteğe ihtiyaçlan olduğunu ifade ettiler. çalışmaya, para kazanmaya çabaladık. Bu işler kısa süreli oldu, şimdi evde oturuyoruz. 6'sı kız, 6'sı erkek 12 çocuğum var. 4'ü kız 6 çocuğum evli. Eve günlük 2 ila 3 milyon gibi bir para giriyor. Çocuklanmla birlikte şimdi 18 kişi aynı evde yaşıyoruz. - Derik'teki akraba ve komşulanmz nere>e gittüer? - Kent yaşamına ayak uyduramadık. Yıllar sonra gidip geri dönenlerden öğrendiğimize göre evimiz, yani geçmişimiz yıkılmış. Bizim gibi akraba ve komşularımız da göç etti. Diyarbakır ve farklı kentlere, batıya gidenler de oldu. Coculclan okutmak - Bu zor koşullarda çocuklannızı okutabiliyor musunuz? - Derik'te yaşadığımız dönemde okul olmadığı için okuyamadım. Çocuklar da tarlalarda çalıştıklan için okumadılar. Eğıtimin değerini bilmediğimiz için belki de çocuklanmızı okutmadık. 25 torunum \ar. Şimdi çöplerden kâğıt ve plastik şişe topluyor, boyacılık yapıyorlar. Yaşı küçük, ama okul çağına gelen tüm torunlanmı, ben ve çocuklanm gibi eğitimsiz kalmamalan için kesinlikle okula kaydediyorum. Okul çağına gelen 3 torunum şimdi okula gidiyor. - Bölge kadınlan için neler yapılmasım isterdiniz? - Yaşanan olaylardan olayı kadınlar çok acı çekti. Canlanmızdan, köyümüzden, evierimizden, tüm yaşantımız ve geçmişimizden isteğimiz dışında bir anda ayrılmak zorunda kaldık. En azından kızlanmızın da bizler gibi bundan sonraki yıllarda acı çekmesini istemiyoruz. Flkrlve Uman'ın dramı Göçer kadınlardan biri de Fikriye Uman Diyarbakır Cezaevi yakınlannda tek katlı gecekonduda yaşamını sürdürmeye çabalıyor: - Diyarbakır'a neden göç ettiniz, bu süreç nasü başladı? - Lice ilçesinde yaşıyorduk. Evimiz ve tarlalanmız vardı. Yaklaşık 10 yıl önce bunlann hepsini geride bırakıp terör nedeniyle kent merkezine zorunlu olarak göç etmek zorunda kaldık. Eşim Lice'deki tarlalara bakmaya gittiği sırada askerler ile PKK'liler arasında yaşanan bir çatışma sırasında öldürüldü. Bize eşimin cenazesinı teslim ederken öyle söylediler. Gerçekleri hiçbir zaman öğrenemedik. 3'ü kız 5 çocuğum var. 4'ü komşulann da yardımı ile okula gidiyor. 15 yaşında olan oğlumu 2'nci sınıfta okurken çalışması için okuldan ayırmak zorunda kaldım. Şimdi köyde çobanlık yapıyor. Tek odalı evde 30 milyon kira ödüyoruz. Çocuğumun alıp bize de gönderdiği 150 milyon aylığı ile geçiniyoruz. Yardım talepterl - Yakınlaruuzdan yardım istemediniz mi? - Benim ailem veya yakınlanm yok. Eşimin yakınlanmn da durumu benden farklı değil. Lice'de ve köyde tarlası olan akrabalanmız köye dönüşler kapsamında geri döndü. Tabii tarlalan için. - Resmi kurumlardan yardım \eya iş talebinde bulunamaduuz mı? - Yardım talebinde bulundum. Kısmi olarak resmi kurum ve belediye yardım veriyor bazen. Okuma yazmam olmadığı için ise iş için hiçbir yere başvuru yapmadım. Zaten okuma bilmediğim için şehrin içine dahi gidemiyorum, kaybolurum diye. Türkçe de bilmiyorum zaten. Şimdi pamuk toplamaya ve çapaya gidiyoruz. Adapazan'na 2 yıl fuıdık toplamaya gittim, orada da kendimizi ifade edemediğimiz için çalışamadık. - Nelerin özkmini çekrvorsunuz? - Düzgün bir evimiz yok, banyo ve tuvaleti olan evimin olmasmı, okula eksik malzemelerle zar zor giden çocuklarımın iyi bir eğitim ahnasını ve işimin olmasını isterdim. ORHAN BURSALI AB Uyeliği-2 Geçen Pazar günkü "ABye Tam Üyelik?" baş- lıklı yazımda, Türkiye'nin AB üyeliğinin gerçek- leşip gerçekleşmeyeceğini aslında kimsenin bil- mediğini belirtmiş, özetle şu fikri savunmuş- tum: "Üyeliğimiz gerçekleşirse, bu Türkiye ile Av- rupa arasındaki 600 yıllık rakipliğin, aynlığın ve birtarihsel dönemin sona erdiği anlamına gele- cektir. Birbirinden çok farklı iki kültür iç içe ya- şamaya başlayacaktır. Avrupalılaraçısından bü- yük bir tarihsel olay ve dönüm noktası..." Bu yazıda üyeliğin daha çok güncel koşulla- rı üzerinde duracağım. • • • Avrupa, Türkiye ile arasındaki tarihsel uçu- rumu aşabilir. Gerçi, geçmiş hiçbir zaman top- lumların yakasını kolay bırakmıyor. Ama bu bizim için de söz konusu değil mi? Içimizde soldan sağdan ortadan, tarihsel ve başka nedenlerden dolayı Avrupa'yı istemeyen yığınla insan var. Milliyetçiliğin en derinine doğ- ru dalışa geçen "komünist", "sosyalist" ve "sol- cu" görünümünde insan ve gruplar da üyeliğe karşı.. Avrupa'da Hıristiyan demokrat ve tutucu ke- sim bize hayır diyor. Sosyal demokratlar ve sos- yalistler, tutucuların estirdiği rüzgârın seçmeni etkilemesinden ve oy açmazına düşmekten endişeli. Türkiye, hayatın hemen her alanından Avru- pa'ya ve Dünya'ya doğru çağdaş güçlü rüzgâr- lar estirebilse; politikadan kültüre, bilimden sa- nata insanlığın ileri kazanımlannın bir üssü, ka- rarlı bir savunucusu olduğunu gösterebilse... Avrupa ile tarihsel uçurumların üzerinden gel- mek, her iki taraf için de çok kolay olurdu. Ama bu rüzgârlar yeterince yok, ne yazık ki.. En güçlü rüzgâr tabii ki çağdaş siyaset, siya- setçidir. Ülkemizde iktidara hangi partiler geldi grtti? Ülkeyi ne hale getirdiler? Arkasından han- gi partiler geliyor? Erdoğan'dan sonraki en güç- lü aday da, görülmemiş bir vurgunculuk bata- ğının kokusunu veren -sanki bilinmiyor muydu?- Uzan'lar.... Siyasal geleceğimize bakın! Ufukta iktidarı ele alabilecek düzgün bir siya- sal elit gören var mı? Avrupa beklemede. Irak'a saldırı, ABD ile Avrupa arasında çıkar ve görüş aynlığını iyice su yüzüne çıkartınca, Av- rupa'nın kararsızlığında lehimize bir kıpırdama oldu. Türkiye'nin coğrafyası ve kimliği, Avrupa Bir- liği'nin bölgesel açıhmlarını ve çıkarlarını her açıdan güçlendiren bir etken. Stratejikdüşünce, AB bu durumu göz ardı ede- mez, diyor. Ancak, "Bizim ABD ile dünya egemenliği ko- nusunda bir rekabet niyetimiz yok" gibi bir dü- şünce, Türkiye'ye kayıtsız kalabilir ve kendi ha- linde bırakabilir. Bana göre, tam üyelik olasılığımız yüzde 51. Bunun için AB'yi her bakımdan etkilemeliyiz. ••• AB üyeliği, bizim için çok bakımdan istikrar demek olacak. Siyasetten tutun, güvenliğe ve ekonomik kal- kınmaya kadar. Yoksa, ufukta görülen sadece sürekli çalkan- tılı bir gelecek... Sürekli iç ve dış güvenlik so- runlannı hep birinci planda tutan bir devlet an- layışı... Sürekli güçlü rüzgârların çalkalandırdı- ğı bölge denizinde inip çıkan bir ülke... AB, çıpayı atabileceğimiz daha güvenli bir li- mana benziyor. Orada büyük bir uygarlık projesi deneniyor; çok derin toplumsal sonuçlan, anlamlan, etki- lenmeleri olacak, geçmişten dersler çıkarmaya çalışan bir insanlık projesi.. Her açıdan Türkiye için stratejik doğru birter- cih gözüküyor, AB üyeliği. Hem AB'de hem ülkemizde (ve Kıbrıs'ta!), Türkiye'nin üyeliğini engelleyebilecek güçlü et- kenlerin varlığını da göz ardı edemeyiz. Ecevit'in vaktiyle çıkıp Türkiye'nin AB önünü karartması gibi, bugünkü büyük Türklerimiz ara- sında da -asker, sivil- benzer tarihi misyonu üstlenmeye hazır kuvvetler eksik değil. Avrupa Birliği'ne tam üyeliğimiz tamamen or- tada. obursaliCS cumhuriyet.com.tr. ANMA Ölümünün 2. yıldönümünde güzel insan Dr. İbrahim Serdar BÖLÜKBASlm şükranla anıyonız. Eşi: Ismet Ayten Bölükbaşı Çocuklan: Mehmet Deniz- Baran Bölükbaşı Ağabeyi: Mehmet Bölükbaşı Şilivri Basınkent-1 'de sahibinden SATILIK Tripleks Yazlık 0542 423 2872/513 85 94
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle