23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 TEMMUZ 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ PETROL SAVAŞU\RI TURHAN SELÇUK İMit-HATiîi HELUUU. Eski TRT'den sorumlu Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu, 'şarkıcı' kadrosuna öğretmen atamış 'Hamili sanatçı' yakmımdırHÜSEYİNKIVANÇ 1930'luyıllarda Türki- ye radyolan, musikinin ne tarzda yapılandınlaca- ğı konusunu değerlendir- mi$ ve sonuçta musiki top- luluklannda yetişmiş mü- zisyenler ve müzıkholler- deyetişenkaliteli sanatçı- lannmusikiyi icraetme- si uygun görülmüştü. Za- manla büyük kentlerdeki belediyeler bünyesinde oluşturulan konservatu- varlarda sanatçı kadrosu oluşturuldu. Musikideki bu tür faaliyetler, Tür- kiye radyolannın ku- ruînlaşmasına kadar böyle devam etti. İ980'de, Türkiye radyolannda stajyer sanatçı uygulaması son kez yapılarak, daha sonra bu sistem terk edildi. Yerine "aldt- B" denilen bir uygu- lama başlatıldı. TRT, bu uygula- maya TRT Mü- zik Dairesı Başkanhğı so- rumluluğunda 1990'h yıllarda başladı. Önce saz sanatçılan için uygulanan sistem uyann- ca, 1993'te de egitimli sanatçılar. akitli olarak sı- nav soncunda TRT'ye gir- diler. Bu uygulamaya 1993-1999 yıllannda ti- tizlik gösterildi ve ve olumlu sonuçlar alındı. Ancak daha sonra iktı- darda olan koalisyon hü- kümetlerinin güdümüne girenTRT, ipinucunuka- çırdı.Radyolarda sanat ic- ra edecek kişiler, bakan ve milletvekili talimatı ile şekıllendirildiler. 2002 yıluıda dönemin TRT 'den sorumlu Devlet Bakanı Yılmaz Karako- yunlu'nun direktifiyle, kendi basın damşmanı Os- man Yancı'nın eşi MeB- ha Yaacı, girdiği akitli sı- navını kaybetmiş olması- na karşın, sanatçı olarak kadroya alındı. Osman Ya- zıcı ise daha sonra Tuz îş- leri Müdürlüğü'ne atandı.. Asıl mesleği öğretmen- lik olan Meliha Yaacı'nın, Türk musildsi eğitimi gör- mediğj biliniyor. Ama Karakoyunlu'nun mari- fetiyle uzman kişilerin yapması gereken sınava dahi girmeyip uy- durma bir mülakat- la, uyduruk bir sı- nav heyeti mari- fetiyle kadroya alındı. ÜsteliktTÜKon- servatuvan mezu- nu SeçU Ak ve Ege Üniversitesi Konser- vatuvan mezunu Öz- lem Karaağaç,Meliha Yazıcı'dan 10 yıl önce sınavı kazanmalanna karşın, halen sanatçı kadrosuna alınma- dılar. Yılmaz Kara- koyunlu ise, TRT'den sorumlu Devlet Bakanı oluncaya değin. müzik piyasasındaki var- hğı, birkaç beste deneme- sini geçmezken bakan ol- duktan sonra sürekli üre- ten, yaratan bir büyük bes- tekâr olarak empoze edil- di. Öyle ki Karakoyun- lu'ya TRT camiasında Sadettin Yılmaz Kaynak (Karakoyunlu) denilme- ye başlandı. Döneminde salt onun eserlenrun icrası için rad- yo ve televizyon stüdyo- İan tahsis edilirken. hü- kümet dağıhnca bir şar- kısının bile çalınmaması dikkate şayandır. BoJu gezisine, okuıiannuzuı yanısıra, Cumhuriyet gazetesi yazan Dr. Erdal Atabek te kaülarak çevre konulu bir konferans verdi. Cumhuriyet okurlan Bolu-Abant ve Yedigöllergezisinde biraraya geldi KOOP-CKöroğlu diyarındaBOLU-(Cumhurhet) Bolu - Abant - Yedigöller gezisi, KO- OP-C'nın düzenlediği dördün- cü kültür gezisiydi. Cumhuri- yet gazetesinin bir yan kurulu- şu ve çe\Te-okur-işletme koope- ratifi olan KOOP-C, ayda veya 45 günde bir kez külfür gezile- ri düzenlemekte, geziye katılan Cumhuriyet gazetesi yazarlan, gittikleri her yörede güncellige uygun konulann anlatıldığı pa- neller ve konferanslar düzen- leyerek okur ile kaynaşmanın en güzel ömeğini sergilemekte... KOOP-C "nin Bolu civan ge- zisi de bu sorumluluk çerçeve- sinde gerçekleşti. Cumhuriyet gazetesi yazar- lan Dr. ErdalAtabek ve Söomez Targan'ın da katılımı, geziye ayn bir renk kattı. Geziye katı- lan gazete okurlan v e KOOP-C üyeleri şunlar: BirsenMalkoç,Tülaj ÇeDek, Ozen Uzel, GülenKıray;Prof Dr. Turan EnginoL Aülla EnginoL Özden Gönül, Setim Budak, Ay- şe Budak, Fezal Esmen, Rama- zan Karaçalan. Selma Yakar. Fatma Sema Alagöz, Sedat L'n- gan. trem GüHekin, Yurdagül Aksoy,Ahmet Aksoj; Taylan Bi- rik.Emel Birik. Sabahattin Çak- mak, Mahbube Çaknıak Fikri- ye Baş, Mefih Baş, Sevinç .\ktan- seLGönül SidaLHa\\a Fmdıkoğ- lu, Banşcan Fmdıkoğlu. MuaJ- laA»ikuz, Damla A»ikuz, Lc\- ia Sınna, Necla Gaikdağn, Hiif- ya Güi Hüha Sanoğlu, A\nur Akınolar, Sibel Erim. Aynca KOOP-C sekreterlerı Aysun İpek ve Birgül Çınar da gezide bulundu. Bolu gezisinde bırçok ilk de gerçekleşti. Bugüne kadarki ge- zilerde, katılımcılann hemen hepsi. Istanbul'dandı. Ilkkezbu geziye diğer kentlerden okur- lar da katıldı Doğa-Çe\Te ve Insan Gezı kapsamında Dr. Erdal Atabek'in, eski Bolu Belediye- si Evlendirme Salonu"nda ver- diği "Doğa-Çeyne ve Insan" ko- nulu konferans. Bolulu vatandaş- lann yoğun katılımıyla gerçek- leşti. Konferansa; BoluBeledi- yesi Başkanı Yüksel Ceylan, Bolu Atafürkçü Düşünce Der- neği, Bolu Çağdaş Yaşamı Des- tekleme Derneği de destek verdi. VEFAT Ve BAŞSACLICI Ülkemizde 1949 yılında ilk Hartta ve Kadastro Mühendisliği Bölümü'nün kurucu öğretim üyelerinden, 1954 yılında Odamızın 1 No'lu kurucu üyesi; Odamızın teknik ve bilimsel çalışmalarına, mesleğimizin gelişimine büyük katkı ve destek sağlayan, değerli bilim adamı, çağdaş, demokrat ve güzel insan, sevgili hocamız Prof. Dr. h.c. EKREM ULSOYu 15.07.2003 tarihinde kaybettik. Değerli hocamızın dediği gibi "En iyi hoca, en iyi öğrenci olandır... Sonsuza kadar öğreneceğiz. ' Sevgili hocamızın anısı önünde saygı ile eğilir, ailesine, dostlarına ve tüm meslektaşlanmıza başsağlığı dileriz. TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI MERKEZ ve 5UBELERİ Wof: 16,07.2003 tanhtnde (bugûn) saat 11.00'de YTÜ'de torenyapılacaktır. Cenazesı Istanbul Teşvıkiye Cam/ı'nde kılmacak oğle namazından sonra ka/dırrlacaktır. «r- 1 Rl L^VESCO'nun Dünya Kültür Mirası Listesine aday olma>a hazuianan, ancak dosyası eksiklikler nedenhie geri çekilen Mardinde shil toplum kuruluşlan. ıMardin Kent Konseji, Yerel Gündenı 21, Vaiilik ve Mardin Belediyesi çalışma başlatn. Müze Müdürlüğü'nde yapılan ilk toplanrı>a. çok sayıda ünrver- siteden öfretim üyesi ve Fransa BüyükelçUiği Birinci Müsteşan'nın eşi Marie-Laure Sturn da kaıldı. Eksik dosya tamamlanarak 2004 yılı başında sunulacak Mardin'den iyi miras mı olur? ADNANA\TKA MARDİN-Mardin'üı UNESCO Dünya Kültür.Mirası Listesi 'ne aday- lığı için hazırlanan ancak eksikük- lernedeniyle geri çekilen dosyanın yeniden hazırlanması için çalışma başlatıldı. Dosyanın 2004 "te tekrar sunulması için sivil toplum örgüt- leri, Mardin Kent Konseyi, Yerel Gündem 21. Vaiilik ve Mardin Be- lediyesi'nin başlattığı çahşmalar kapsamında Müze Müdürlüğü'nde yapılan ve ODTÜ, Bılkent ile Har- ran üniversıtelerinden öğretim üye- lerinin de bulunduğu toplantıda ko- nuşan Fransa Bü> r ükelçıliğı Bınnci Müsteşan Jacgus Sturn'un eşi Ma- rie-Laure Sturn. Mardinüıbirdün- ya mirası ve kentı olduğuna ınandı- ğuıı belırti. Sturn, internet aracılı- ğıyla kamuoyu oluşturduldannı ıfa- de ederek "Ben, Mardin sevdaksı- yım. ~ür dernek adı ahında bu olu- şumun daha çokgenşmesnıi ve ama- ca ulaşmada basamak olmasını isti- yorum" dedı. Mardin Valısi Temel Koçaklar, kentin listeye almması için ibrele- rin olumlu yönde seyrettiğini belir- terken, Mardin Belediye Başkanı Abdulkadir Tutaşı ise kentin tarihi konumunun korunmasına yönelik gösterilen hassasiyetten memnuni- yet duyduklarını belirtti ve katılım- cılara teşekkür etti. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Tarih Nasıl Not Edeceköp? 11 askerimizin Kuzey Irak'ta uğradıkları saldırı ola- yını incelemek amacıyla kurulan Ortak Komısyon'un kararının kamuoyunda düş kırıklığı yarattığını söyle- mek, yangının üstüne benzinle gitmek gibi algılan- mamalıdır. İlk resmi tepkinın sahibi Adalet Bakanı ve Hükü- met Sözcüsü Cemil Çiçek, topu Genelkurmay Baş- kanlığı ile Dışişlen Bakanlığı'naatmayı yeğliyorvega- zetecilere, "Herhalde olabilecek olanı bu kadardı." diyor. Çiçek devam edıyor: "llişkileıin devamı açısından, bugünkü metnin ye- terii olduğunu düşünmüş olabilirier!" Hükümet Söz- cüsünün Ortak Araştırma Grubu'nun, Amerikan ta- rafının açıklamasını beklemeden Genelkurmay Ge- nel Sekreterliğinin yayımladığı metin üstündekı gö- rüşlennin diplomatik söylemdeki çevirisi "zevahih kurtarma"ya da "idareimaslahat" olarak özetlene- bilir. Bir gün öncesine kadar, resmi olmayan haber sız- dırmalan ile Amerika Birleşik Devletleri Avrupa Kuv- vetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Slyvester'ın, sal- dırıya uğrayan askerlerimizin sağduyulu davranışla- rından övgü ile söz ettiğı bildiriliyordu. Dünkü açıklama da öyle bir övgünün, Amerikan ta- rafının resmi görüşü haline gelmediğini ortaya koyu- yor. Buna karşılık askerlerimizin uğradığı üzüntü ve- rici muamele nedeniyle Türk tarafının kaygılarının ABD tarafınca not edildıği belirtiliyor. Ama, aynı tüm- ce ıçinde hızlı bir denge sağlanmak amacıyla Türk tarafının da Kuzey Irak'taki askerlerimizin faalıyetle- riyle ilgili olarak ABD'nin kaygılannı not ettiğı bıldiri- lıyor. Şiş de kebap da yanmasın politikası Bu şu anlama mı gelmektedir? ABD, Kuzey Irak'taki varlığı apaçık PKK+Kadek eş- kıyasının sınırlarımıza yönelik çalışmalarını öğren- mek, eyleme geçilmeden olabildiğınce önlemek olan Türk asken timı hakkında, bölgedeki yerel Kürt olu- şumlarında var olan huzursuzluğu, münasip bir bi- çimde Ortak Komisyon gündemine geürmış, Türk tem- silcilerde bu konular üstünde bundan böyledaha dik- katli olacaklarını mı söylemişlerdir? Genelkurmay Genel Sekreteriiği bu karmaşık an- latıma açıklık getirmehdir. Ortak Komisyon'daki karariann belki de yazılma- yan yönü, Kuzey Irak'taki Türk askeri varlığının, be- lirli kayıtlar altında da olsa bundan böyle de sürece- ği konusunda tarafların anlaşmaya varmaları olma- lıdır. Oradaki TSK gücünün, bölgedeki Kürt oluşum- ları tarafından açıktan dile getirildiği biçimde çalış- malanna son verilmesinı ABD, Türkiye'ye kabul et- tirebilmiş olsaydı; bu herhalde dünkü açıklama met- ninde yer alırdı. Tam aksine, çok çirkin bir olay olarak ikı ülkenin ilişkilerini zedeledıği gizlenemeyecek kadar dal bu- dak salan 4 Temmuz saldınsının, "uzun geçmişe sa- hip ikili ilişkilerin temelini oluşturan güven ve itima- dı" zedelediği açıklamanın içine diplomatik bir söy- lem ile yerleştirilmiştir. Zedelenen o güvenin yeniden nasıl oluşturulaca- ğı ise açıklamada inandıncı bir biçimde anlatılmamış- tır. Ortak açıklamayı hazırlayanlara göre, bu konuda görüş alışverişinde bulunulmuştur. O görüş alışverişinde, taraflann özellikle bölgede- ki çalışmalar için birbirlerine daha etraflıca bilgi ver- meleri, eşgüdümü arttırmalan gibi, hemen her ulus- lararası komite toplantısından sonra tekrarianan ka- Ifplaşmış söylemler vardır. O tür kalıplann tekrarı vardır da Celal Talabani de- nilen bir dağ sergerdesinin, tek ayak üstünde bin tür yalan düzerek kendisini dünyanın süper gücü olarak tanıtmaktan hoşlanan ABD'yi nasıl oyuna getirmiş ol- duğunun da saptanmış olduğunu anlatan tek bir cümle yoktur. Tıpkı o sergerdenin bu nedenle taraflarca kınan- mış olduğu, bundan böyle ABD'nin kendisini güve- nilmez kişiler listesınde göreceğı gibi bir dip notu bi- le kayıtlara geçirtmek, nedense ortak açıklamayı ha- zıriayanlarca ihmal edılmiştir. Bence, kamuoyumuzun önemli bir kesimi, 4 Tem- muz saldınsı ıçın emir veren ABD'Iİ komutan hakkın- da, hiç değilse dısıplın kovuşturması yapılmasının dü- şünüldüğünü söyleyen bir küçük paragrafın bıle dün- kü açıklamaya sığdınlamamış olduğunu gördüğü için, yarasının sanlmadığı düşüncesındedir. Yarayı sarmak, askerlere değıl, ıkı tarafın hükümet yetkiiilerine düşen bir görevdir. Ve bu nedenle de dünkü Ortak Komisyon açıklamasının, Türkıye-ABD ilışkılerinın geleceği açısından tamamlanmasının ge- reğinı yerine getirmek için Hükümet, öncelikle bu bil- diri ile ilgili olarak VVashington'daki suskunluğun ne- denini öğrenmelı, dahası askerlerin bıraktığı boşluk- lan da doldurmalıdır. Faks: 0212- 677 07 62 obirgitae-kolay.net Selahattiıı Ülkümen Türk Schindler'in vefatı Times'ta LONDRA (ANKA) - Geçen ay vefat eden 88 y_aşındaki emekli Türk diplomatı Seiahattin Llkümenın, îkinci Dünya Savaşı sırasında 42 Yahudi aileyi kurtarması olayı, The Times gazetesinde haber oldu. Gazete, "Türk Schindler'' olarak tanınan Ülkümen'in söz konusu ailelerin toplama kampma gönderilmesirü önlemek için yaptığı çabalan, "tarafsE" Isviçre'nin kayıtsız kalan diplomatlannın tutumuyla karşılaştırdı. Prestijli Ingiliz The Times gazetesi, Seiahattin Ülkümen in ölümünü duyururken Ülkümen'in Yahudi aileleri SS ve Gestapo'dan kurtarmak için olanaklannı kullanan küçük bir Türk diplomat grubundan biri olduğunu belirtti. Gazete, 1944 yılında Rodos Konsolosu olan 30 yaşındaki Ülkümen'in, Alman işgal kuvvetleri adadaki 1700 Yahudinin Auschwitz toplama kampına nakli için hazırlıklara başladığında Türk uyruklu 42 Yahudi ailesini kurtarmak için adanın Alman makamlan nezdinde yaptığı yoğun girişimlerini aynntılı bir biçimde yazdı. Seiahattin Ülkümen'in ancak 70 yaşlannda iken îsrail, 80 yaşlannda iken Türkiye tarafından onurlandınldığına dikkat çeken gazete. ÜUcümen'in "Benim Yahudilerk özel bir bağlantun yoktu. Sadece bir insan olarak görevimi yapüm" sözlenne de yer verdi. .»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle