23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2003 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUN AÜ StRMEN Ç.Giilersoy'un Dramı Sevgili, Çelik Gülersoy'un ölümü üzerine çıkan ya- zılar, bende hem umut hem de garip duygular uyandırdı. Çelik Bey'in ölümü üzerine çıkan övgü dolu, ondan da önemlisi, yapmak istediği işin anla- mını kavrayan ve onunia aynı kaygıyı paylaşan yazılar da Çelik Bey'in tek baştna bir savaşçı ol- madığının kanrtıydı. Evet diğerleri belki onun gibi yaşamlarının tü- münü koymamışlardı bu yola, ama yine de onun doğrultusunda kendi yaşamlarının elverdiği öl- çüde yürümüşler, aynı değerleri, aynı kaygıları paylaşmışlardı. Bu tepkiler beni aynı zamanda garip duygu- lara gark etti. Toplum, hiç değilse, basındaki kalemleri ara- cılığıyla bu adamı umursuyordu. Peki ne yapmıştı bu adam? Toplumun umursamadığını umursamıştı? Onun umursadığını umursayamayan bir top- lumun, onun kendisini önemsemesinde bir ga- riplik yok mu? • • • Aslında çelişki yumağı çözülmeyecek cinsten de değil. Çelik Gülersoy'u önemseyen ve öven- ler toplum içinde de azınlıktalar. Yıne de yok de- ğiller. Unutmayalım ki, aydın tavnnda önemli olan nicel değil, nitel yandır. Demek ki, Çelik Bey'in dramı kimsesiz değil, ama azınlıkta olmasıydı ki, bu tarihte küçük ya da büyük önemli işlere soyunmuş birçok kişi- nin başına gelmiştir. Çelik Gülersoy'un çabaları, Istanbul'a değil, Londra veya Paris'e yoğunlaşmış olsaydı, top- lum tarafından böylesine aldırmazlıkla karşılan- maz, ama böylesine de önemsenmezdi. Çünkü Londra ya da Paris'in korunması, bü- tün hemşerilerinin, hatta yurttaşlannın ortak bi- linciyle kristalleşmiş bir ulusal davranışa dö- nüşmüştür. Tabii ki, öyle bir ortamda, bu işin gönüllü ne- ferleri ya da önderleri, çabasını Istanbul'a yo- ğunlaştırmış Çelik Gülersoy kadar önemsenmez- lerdi. Demek oluyor ki, Çelik Gülersoy'un dramı, aynı zamanda yaşamını ve kişiliğini bizim açı- mızdan önemli kılan öğeyi de oluşturuyor. Yanlış anlaşılmak istemem, "Çelik Bey'in dra- mı ve de önemi Türk olmasından kaynaklanı- yordu" demek istemiyorum. Onun dramı ve önemi, geçiş dönemini yaşayan ve onun hay- huyu içinde birçok şeyi önemseme olanağını bu- lamayan bir toplumda yaşamasından kaynak- lanıyor; ve tabii ki bu da geçecek. Ama bu ge- çicilik, dramı ortadan kaldırmayacak, çünkü bü- tün bunlargeçene kadar korunması gereken şey- lerin tümü değilse bile büyük çoğunluğu yok ola- cak. • • • Çelik Gülersoy'un bütün bu çabalarına kar- şın umutsuz olduğu çok söylenip yazıldı. Onun bu tavrı bana, "Zekâmla kötümser ama ira- demle iyimserim" diyen Antonio Gramschi'yi anımsatıyor. Hatta onunia Turing Kulüp'te birara birlikte çalışmış olan Mine Kınkkanat, bir gün Çelik Bey'in, "Bu Istanbul'u bize bırakmayacak- lar" dediğini söylüyor. Istanbul'u bize bırakmayacak olanın yaban- cılar mı, yoksa göçtükten sonra bilinçsizce yağ- malayan kardeşlerimiz ile onlann oluşturduğu ve kendilerine hertürlü talan imkânını sağlayan demokrasi olduğunu sandığımız rejim mi oldu- ğu sorusunu bırakalım bir yana da olaydaki dra- matik öğeye bakalım. Demek ki, Çelik Gülersoy'un bütün bu çaba- lannda, kendi insanlarına gelecek için bir şey- ler bırakmak umudu yatmıyordu. 0 zaman neydi onu böylesine çabalamaya iten? Burada ilk bakışta çok korkunç gibi gelen bir sonuca varabilir ve "Çelik Gülersoy, kendisi ve yakın dostlan için düşlediği küçük Istanbul kö- şeleriyaratmaya çalışıyordu" diyebiliriz. Böyle bir düşünce bizi Çelik Bey'in büyük bir bencil olduğu gibi dramatik bir sonuca ulaştır- mazmı? Sanırım ki, burada kişisel bir dram yoktur. İlk bakışta ne kadar çelişkili görünürse görün- sün, başkaları için bir şey yapabilmek için as- lında büyük bir bencil olmak gerekir. öyle ya! Kendi benliğini, kendisine büyük gö- rünen davalara adayacak ve bunu ancak ken- disinin başaracağını düşünecek kadar bencil ol- madan diğergam (altruiste) olmaya olanak var mı? Hizbullah operasyonu Sıvas'ta iki kişi tutuklandı \"urt Haberieri Ser- visi- Sıvas'ta gerçekleş- tirilen operasyonda. şe- riatçı terör örgütü Hiz- bullah üyesi olduklan gerekçesiyle l'iöğren- ci iki kişi tutuklandı. Sıvas Emniyet Mü- dürlügü Terörle Müca- dele Şubesi ekipleri. alı- nan bir ihbar üzerine önceki gün kent mer- kezinde bir eve baskın düzenledi. Baskında, terör örgütü Hizbullah üyesi olduklan iddia edilen üniversite öğren- cisıHaH\amuk(29)ıle Meliha Sevinç (23) gö- zaltına alındı. Terörle Mücadele Şubesi'nde- ki sorgulamaları ta- mamlanan örgüt üye- leri, tutuklanarak ceza- evine gönderildi. tki ör- güt üyesinin Hizbullah için propaganda yap- nklan ve örgüte militan kazandırmaya çahştık- lan ileri sürüldü. Yetki- liler bu kişilerin bağ- lantılı olduklan sapta- nan örgüt sempatizan- lanna yönelik operas- yonlann devam ettiği- ni söylediler. Bakan Çelik tarafından hazırlanan YÖK taslağına ilişkin kaygılannı Cumhurbaşkaıiı'na iletecekler Rektörler Sezer'eçıkıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Rektörler, AKP hükümeti tarafindan ha- zırlanan ve büyük tepkı gören Yükse- köğretim Yasa Taslağı'nı Cumhurbaş- kanı AhmetNecdet Sezer'e taşıyor. Ünıversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Tunç Erem ile Ankara clabu- lunan 4 devlet ünıversitesi rektörünün, 21 Temmuz'da Köşk'e çıkarak tasla- ğa ilişkin kaygılannı Sezer'e iletece- ği öğrenildi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇeKk tarafindan 3 ay gibi kısa bir sürede ha- zırlanan ancak, rektörler ve yükseköğ- retim çevresinin yoğun tepkisini alan YÖK taslağının tarbşmalı ve yükseköğ- • Rektörlerin yanı sıra sivil toplum kurluşlatinın taslağa tepkileri de sürüyor. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Kazancı, kara cüppelilerin en az yanm yüzyıldır üniversitelerle uğraştığını vurgulayarak, bu tür siyasi baskılann üniversiteye zarar vereceğini belirtti. retime zarar verecek maddeleri rek- törler tarafından Cumhurbaşkanı Se- zer'e anlatılacak. Hükümetın, rektörlerve Ünrversite- lerarası Kurul'un gösterdiği tepkinin ardından, hükümetin taslağı geri çek- mesi, rektörler ve ÜAK Başkanı Prof. Dr. Erem'i harekete geçırdi. Erem, Başkent'te bulunan ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Vural Akbulut. Ankara Üni- versitesi Rektörü Prof. Dr. NusretAras, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tunçalp Ozgen ve Gazi Üniversi- tesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan ile birlikte Sezer'i ziyaret edecek. Erem'ın daha önce randevu istedi- ği ancak hükümetın taslağa ilişkin ola- rak geri adım atmasından sonra Se- zer'in buluşmayı 21 Temmuz'a erte- lediği öğrenildi. Öte yandan taslağa ilişkin tepkiler sürüyor. Atatürkçü Dü- şünce Derneği Genel Başkanı Ertuğ- rul Kazancı yaptığı açıklamada. yük- seköğretimdekı sorunlann, üniversi- teler tam bir özerkliğe sahip olmadan sağlanamayacağını söyledi. YÖK'ün bir 12 Eylül darbesi kurumu olduğu- nu anımsatan Kazancı, YÖK'ün üni- versite öğrencileri ve öğretim eleman- lanna yönelik kararlannın da yadsı- namaz olduğuna işaret etti. Kazancı, "YÖK üyelerinin seçimi, ÖSS sınav esaslamun betirlenmesi, bi- limsel özerkliğin daha da kısıdanmasL, siyasal baskının artnnlması. kadrola- nn tasfıjesi gibi ohımsuz öğeler tasan- AKP KADROLASMASI Mutemedihastane müdürüyuptdar MEHMET ALt SOLAK ANTAKYA - Antakya'da kadrolaşmayı sürdüren AKP'liler, acil servis memuru- nu sağlık il müdür yardımcısı, bir mute- meh ise devlet hastanesine müdür yaptı- lar. tsmetGürbüzCivelek'in ölümünden sonra vekille idare edilen Hatay'a vali atan- masına ilişkin bir çalışma yapılmazken. _ _ ^ ^ _ _ _ ^ ^ _ _ kamu kurumla- nndakadrolaşma sürüyor. AKP'li- ler Antakya 112 Acil Servis'teme- mur olan Kasım • tskenderun Devlet Hastanesi'nde mutemet iken Antakya Devlet Şafak'ı, Hatay II Hastanesi'ne Saghk Müdür ..... , , Yardımcısı olarak mudur olarak a t a d U a r atanan Bilal Iskenderun Turhan' ınatama Devlet Hastanesi smm yasal Müdür Yardımcı- olmadığı ileri S I Mustofa Cö- . . . M . mertdetl Sağlık s u r u l d u - MüdürYardırncı- hğı'na getinldi. Antakya Devlet Hastanesi'nde de ilginç bir atama olayı yaşandı. Iskenderun Devlet Hastanesi'nde görevli mutemet Bilal Tur- taan, Antakya Devlet Hastanesi'ne müdür olarak tayin edildi. Bilal Turhan'ın iki yıl- lık yüksekokul mezunu olduğu, ataması- nın yasal olmadığı ileri sürüldü. Geçmiş dönemlerde birkaç kez görevin- den alınan, ancak bölge idare mahkemesi karanyla tekrar makamına dönen Çevre tl Müdürü Muhammet Sever'in yerine de Tanm Orman Müdürlüğü'nde mühendis olan Bilal Doğan getirildi. 1 abancı Holding bünyesinde bulunan Temsa şirketinin ürettiği otobüslerin Avusturyaposta idaresineteslimi töreninekatilan Erdoğan, bir otobüsebinerek direksiyona geçti. (Fotoğraf: AA) Erdoğan, YÖK tasansının yeniden Meclis'e getirileceğini söyledi Konsensüs arayışı içindeyiz VİYANA-ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan, Yükseköğretim Yasa Tasansı'nın yeni yasama dönemin- de Meclis'e getirileceğini söyledi. Konuyla ilgili olarak geniş bir kon- sensüs aradıklannı belirten Erdo- ğan, "Arkadaşlarmttdayaptiğırruzgi)- rüşmelerden sonra dedik ki, şu an- daki taslağı rektörlerimize, anamu- halefet partisine, Genelkurmayımı- za, Cumhurbaşkanhğı'na takdim edeKm, onlan bilgüendiretinT dedi. Avusrurya'ya yaptığı ziyareti ta- mamlayarak akşam saatlerinde An- kara'ya dönen Erdoğan, uçakta ga- zetecilerin sorulannı yanıtladı. "Irak'taki mağduriyetimizin gide- rihnesi noktasında ne aşamadayız. ABD'den bir mesaj geldi mi" soru- su üzerine Başkakan, her şeyden önce "Irak'takimağdurh'et'" ifade- sine katılmadığını söyledi. Erdoğan, "Bizimlraktaniyeniağ- duriyetimizolsunkL Bizne\i kaybet- ük orada, ne>i verdik* diye konuş- tu. Yaşanan gözaltı krizinin, iki ül- kenin dostluğunu bozmaya yönelik bir 'Sirüs" haline getirilmemesi ge- rektiğini belirten Erdoğan, "Çün- kü, biz her şeyden önce siyaset >"apı- yoruz ve bu siyaseti de öfke üzerine kurmak her zaman için > anhşör" diye konuştu. Sözde Ermeni soykınmı ile ilgili sorulan da yanıtlayan Erdoğan, ko- nuyla ilgili bir "oUhıbittTnin hazır- landığını, ancak ABD Başkan Yar- dımcısı Dick Cheney'nin çabalan sonucunda tasannın gündeme gel- mediğini belirtti. Avusturya'da da temaslarda bulunan Erdoğan, bu ülkede yaşayan Türklere hitap etti. Bir \"atandaşın Avrupa'daki holding ve şirketlere para kaptırdığını söy- lemesi üzerine Erdoğan, "Bu hol- dinglere para verirken kime sor- dunuz?" dedi. Kadrolaşmasıyla tepki çeken AKP, 57. hükümet dönemindeki kadrolaşmayı soruşturuyor Esld bürokrallara soruşturma izıü • Ecevit'in başkanhğındaki 57. hükümetin son Başbakanlık Müsteşan Füsun Koroğlu, Müsteşar Yardımcısı Ali Çakı, Personel ve Prensipler Genel Müdürü Bahattin Şahin ve yardımcısı Gürhan Yücel, "yakınlannı istisnai kadrolara atamak" suçlamasıyla karşı karşıya. ANKARA (AA) - Danıştay 2. Dairesi. DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit'in başkanhğmdaki 57. hükümetin son Başbakanlık Müsteşan Füsun Koroğlu ile Müsteşar Yardımcısı Ali Çakı, Personel ve Prensipler Genel Müdürü Bahattin Şahin ve yar- dımcısı GürhanYücelhakkında, "Devlet Memurlan KanumTna aykın olarak yakınlannı istisnai kadrolara atamak ve daha son- ra da bu kişilerin naklen başka kurumlarageçmesini sağlamak- tan" eski Başbakan AbduUah Gül'ün verdiği soruşturma izni- ne yapılan irirazı reddetti. Gül, Koroğlu ve Şahin hak- kında, "Bayram AdsayisimBld- şinin güvenlik soruşturması gei- medenvegetenbOgOerindeolum- suz olması nedenivie değerlen- dirme komisyonu kunümadan Başbakanhk Basın ve Halkla tüş- kfler Müşavirliği'ne atanmasuu sağlamak" eylemınden soruş- turma izni verdi. Gül aynca, es- ki Başbakanlık Müsteşan Yaşar Yazıaoğhı, Füsun Koroğlu, Ali Çakı, Bahattin Şahin ve Gürhan Yücel hakkında, "Devlet Me- murlanKanunu'nun59.madde- sine aykın olarak vakınlannı is- tisnai kadrolara atamakvedaha sonra da bu kişilerin naklenbaş- ka kurumlara geçmesini sağla- mak" eyleminden dolayı soruş- turma izni verdi. Gül. Koroğlu hakkında, "Dur- dağı Yıldınm'ın usülsüz atan- masuu sağlamak" eylemınden ıse soruşturma izni vermedi. Soruşturma konusu eylemler, 1998-2002 yıllarını kapsıyor. Haklannda soruşturma izni ve- rilenler, bu karara itiraz etti. Itı- razı görüşen Danıştay 2. Daire- si, Koroğlu ve Şahin hakkında "Bayram Adsav isimlikişmingü- wnKksoruşturması gehneden ve gelen bugilerin de olumsuz ol- ması nedeniylehakkında değer- lendinne komisyonu kuruima- dan Başbakanhk Basuıve Halk- laİSşkierlVlüsavirli^''ne atanma- suusağlamak" eylemınden Baş- bakan'ın verdiği soruşturma iz- nini, 2'ye karşı 3 üyenin oyuyla kaldırdı. Kararda, söz konusu kışının atandığı görevin, gizlilik dereceli birim ve kısımlarla ilgi- li olmadığı belirtildi. Daire, aynı eylemden dolayı Koroğlu, Çakı, Şahin ve Yücel hakkında hazırlanan ön incele- me raporu ve ekli belgelerin is- nat edilen eylem nedeniyle ha- zırlık soruşturması yapıhnasını gerektirecek nitelikte olduğuna işaret ederek. yapılan itirazı red- detti. Itirazı reddedilen eylemler yönünden soruşturmayı Yargı- tay Cumhuriyet Başsavcılığı ya- pacak. Başsavcılık, takipsizlik karan verebileceği gibi dava da açabilecek. j'a egemen görüppbbelilerin en az ya- nm > ûzyıldır üniversitelerle uğraşnğı- m vurgulayan Kazancı, bu tür siyasi baskılann, üniversiteye zarar verece- ğini belirtti. Öte yandan Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği adına yazılı bir açıklama yapan Prof. Dr. Kadir Er- din, YÖK yasasuıın yalnız Milli Eği- tim pakanlığı, Yüksek Öğrenhn Ku- nılu iYÖK) ve rektörler arasında çö- zülecek bir konu olmadığını ifade ede- rek "Bu konuda asü ilgilitaraf olan öğ- retim üyelerinin görüşlerinin ahnma- a,taslağınfakülte\-eüjüversitedÜ2e>in- de tarüşüması gerekir'' dedi. CHPVEANAP Parti içi demokrasiye aykırılıkyok ANKAR\ (AA) - Anayasa Mah- kemesı'nin CHP ve ANAP'a ihtar verilmesi istemlerinin reddine iliş- kin kararlannın gerekçesi, Resmi Gazete'de yayımlandı. Emekliye aynlan Yargıtay Cum- huriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğ- lu, CHP ve ANAP partı yönetımle- nnin oluşturuhnasında genel baş- kana tanınan yetkilerin Siyasi Par- tiler Yasası'na aykın olduğunu ile- ri sürerek her iki partiye ihtar veril- mesini istedi. Anayasa Mahkemesi, istemleri 22 Ocak 2003'te karara bağladı. Kararda, toplam 72 üyeli PM'ye yapılacak seçimde, 12 üyelik için ekonomik ve sosyal nedenlerle si- yasi hayata aktif olarak katılama- yan belırh sınıf ya da meslekten olanların seçilmesini sağlamak amacıyla genel başkanın isteği doğrultusunda kurultaya sınırlı sa- yıda aday gösterihnesinin, eşitlik ve demokrasi ilkelerine aykın ol- madığı vurgulandı. MEHMET AĞAR: Dokunulmadık sınırbndınkın İstanbul Haber Servisi - D\T Ge- nel Başkanı Mehmet Ağar, Meclis Araştırma Komisyonu'nun eski baş- bakanlardan Tansu ÇiDer ve eski ba- kanlar hakkında soruşturma yapıl- ması önerisini "kornisyonunolayısu- landırması'" olarak gördüğünü söy- ledi. Ağar "Yolsuzhıklan önlemek bu yoDa değil, dokunulmazhklan sı- nırîandırarak yapüu-" dedi. Mehmet Ağar dün Küçükayasof- ya'dakı DYP Eminönü Ilçe Başkan- lığı'nı ziyaret etti. Ağar Eminönü îl- çe Başkanı Recep Sözeri ve İl Baş- kam Ertan Uygun tarafindan karşı- landı. Ağar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gazetelerde yer alan Hiz- bul tslami lideri Gülbeddin Hikmet- yar ile birlikte çekilmiş fotoğrannı de- ğerlendınrken "Herkes kendi hay^- ünın sorumhıluğunu taşır, bizi başba- kanın hayatı değil millet için yapa- caklanmız ilgüendirir" dedi. Ağar, TansuÇüler ve eski bakanlar hakkın- da soruşturma komisyonu kuruhna- sı önerisini komisyonun olayı sulan- dırması olarak gördüğünü belirterek "Üzerinden yılların geçtiği olaylan ortaya çıkanp yapüklan işi sulanoV nyoriar. Yolsuzluklan önlemek bu yolla değil dokunuhnazhklan suıır- landırarak yapıhr* dedi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Yaz gelince Istanbul'un Adalar'a il- gisi artar. Adalar'la Istanbullular ara- sındaki ilgi, zaman zaman azalsa da hep sürer gider. Cumhuriyet'in kuru- luş yıllannda Atatürk'ün çok sevdiği Adalar, Cumhuriyet aydınlarının da buluşma yerlerinden birisiydi. Büyü- kada'daki Anadolu Kulübü, Atatürk'ten ittihat Terakki'nin Maliye Nazın Cavit Bey'e, Falih Rıfkı Atay'a, Reşat Nu- ri Güntekin'e, Kılıç Ali'ye kadar çok sayıda önde gelen siyasetçinin bu- luştuğu bir yerdi. Bedia Muvahhrtler, Vasfi Rıza Zo- bular, Sart Faikler, Ahmet Rasimler, Hüseyin Rahmi Gürpınarlar, Mina Urganlar, Nurullah Ataçlar, Cevat Şakirier de yıllannı Adalar'da geçir- miş ünlüler arasındadır. Türk Futbo- lunun efsane ismi Lefter de Büyüka- dalıdır ve 70 yılı aşkın bir süredir kış yaz Büyükada'da oturuyor. Adalar, Istanbul'un yanı başında motorlu araçlann bulunmadığı yem- yeşil bir doğa zenginliğidir. Istanbul- Kınalıada'da TV Vericileri ve Adalar lular hafta sonlan serinlemek, denize girmek için Adalar'a gelirler. Adada yaşamak bu nedenle bir ayncalık, bir keyiftir. Ada aynı zamanda bir alış- kanlıktır. • • • Adalar'dayaşamak güzeldir de, an şu sorunları olmasa diyebiliriz. Son yıllarda en büyük ve tehlikeli sorunlar- dan birisi Kınalıada'nın tepesine diki- len Televizyon vericileri. Somut bir şe- kilde ortaya çıktı ki, bu vericilerin ku- rulmasından bu yana Kınalıada'da kanser vakalan hızla artıyor. Adalar Belediye Başkanı Coşkun Özden başta olmak üzere bütün Adalılar bu vericilerin Kınalıada'dan kaldınlması- nı istiyorlar. Üstelik bu konuda somut bir çözüm önerileri de var: Bu verici- lerin hiç insan yaşamayan Sivriada'ya nakledilmesi. Gelin görün ki, bu çok tehlikeli du- ruma, somut çözüm önerilerine rağ- men bu konuda bir adım atılamadı. Ko- nuştuğumuz ilgililer, konunun Ulaş- tırma Bakanlığı tarafından çözülmesi gerektiğini söylüyoriar. 0 zaman bu- radan Ulaştırma Bakanı'na çağnda bulunuyorum: Lütfen bir an önce bu konuya el atın ve Kınalıada'da insan sağlığını tehdit ettiği artık açıkça or- taya çıkan vericilerin yerini değiştirin. Televizyon vericileriyle uğraşmak kolay iş değil. Bütün TV kanallannın Kınalı'da vericileri bulunuyor. 0 yüz- den bunlara dokunmaktan sanırım korkuluyor. Ancak artık iş tehlikeli bir boyuta ulaştı. Adalann çözülmesi ge- reken ilk sorunu bu. Bu konunun bir an önce çözülmesi Adalılann acil di- leği. • • • Kışlık 17 bin nüfusa göre örgütlü olan Adalar Belediyesi, sınırlı olanak- lan ile yazın yüz binin üzerindeki in- sana hizmet vermek zorunda kalıyor. Yıllardan beri söylüyoruz, Istanbul'un önemli turistik alanlanndan birisi olan Adalar'a özel bazı imkânlann tanınma- sı gerekiyor, belediyenin desteklen- mesi gerekiyor. Adalar'da yıllardır çö- zülemeyen at ahıriarı parasızlık yü- zünden hâlâ bir sorun olarak duru- yor. Bir diğer sorun ise Adalar'daki dev- letin resmi araçlannın hoyrat bir şekil- de kullanılması. Adalarda özel motor- lu araç yok. Ulaşım, inşaat her iş at arabalanyla sağlanıyor. Motoriu araç- laryalnızca devlet kurumlanna ait. Be- lediye, hastane, polis ve orman ida- resine ait motorlu araçlar, çoğu zaman ne yazık ki görevlerinin ötesinde bir şe- kilde kullanılıyor. özellikle yaz ayla- rında bu araçlar servis araçlarına dö- nüşüyor. Bu da Adalar'ın yollannda yürümeyi zoriaştınyor. Yıllardır şikâyet edilen bu duruma bir çözüm bulun- madığı gibi resmi motoriu araç sayı- sı her yıl artmaya devam ediyor. Adalılann bir isteği de, Deniz Yolla- n'na ait vapuriarda belediyenin Akbil sisteminden yararianmak. Belli saat- lerde bu hatlarda yüzde 50'ye varan indinmler uygulanıyor. Ancak Ada is- kelelerine Akbil cihazlan konmadığı için, Adalar'a gidecek olanlar bu ola- naktanyararianamıyor. Adalılar, Istan- bul Büyükşehir Belediyesi'nden bu konuda bir çözüm üretilmesini istedi- ler. Adalar'da sorunlar çok. Ancak ay- nı zamanda Adalar, 12 mityonluk bü- yük bir kentin yanı başında bir doğa cenneti. Bu sorunlann çözümü de zor değil. Ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da ciddi bir çaba gösteril- miyor. Adalılann ilk beklentisi, artık bu TV vericilerine bir çözüm bulunması. Hep birlikte bekliyoruz. Umanz artık bu konuda bir çözüm üretilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle