Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2003 PAZAR
HABERLER
DUNYADA BUGUN
AÜ StRMEN
Ç.Giilersoy'un Dramı
Sevgili,
Çelik Gülersoy'un ölümü üzerine çıkan ya-
zılar, bende hem umut hem de garip duygular
uyandırdı.
Çelik Bey'in ölümü üzerine çıkan övgü dolu,
ondan da önemlisi, yapmak istediği işin anla-
mını kavrayan ve onunia aynı kaygıyı paylaşan
yazılar da Çelik Bey'in tek baştna bir savaşçı ol-
madığının kanrtıydı.
Evet diğerleri belki onun gibi yaşamlarının tü-
münü koymamışlardı bu yola, ama yine de onun
doğrultusunda kendi yaşamlarının elverdiği öl-
çüde yürümüşler, aynı değerleri, aynı kaygıları
paylaşmışlardı.
Bu tepkiler beni aynı zamanda garip duygu-
lara gark etti.
Toplum, hiç değilse, basındaki kalemleri ara-
cılığıyla bu adamı umursuyordu.
Peki ne yapmıştı bu adam?
Toplumun umursamadığını umursamıştı?
Onun umursadığını umursayamayan bir top-
lumun, onun kendisini önemsemesinde bir ga-
riplik yok mu?
• • •
Aslında çelişki yumağı çözülmeyecek cinsten
de değil. Çelik Gülersoy'u önemseyen ve öven-
ler toplum içinde de azınlıktalar. Yıne de yok de-
ğiller.
Unutmayalım ki, aydın tavnnda önemli olan
nicel değil, nitel yandır.
Demek ki, Çelik Bey'in dramı kimsesiz değil,
ama azınlıkta olmasıydı ki, bu tarihte küçük ya
da büyük önemli işlere soyunmuş birçok kişi-
nin başına gelmiştir.
Çelik Gülersoy'un çabaları, Istanbul'a değil,
Londra veya Paris'e yoğunlaşmış olsaydı, top-
lum tarafından böylesine aldırmazlıkla karşılan-
maz, ama böylesine de önemsenmezdi.
Çünkü Londra ya da Paris'in korunması, bü-
tün hemşerilerinin, hatta yurttaşlannın ortak bi-
linciyle kristalleşmiş bir ulusal davranışa dö-
nüşmüştür.
Tabii ki, öyle bir ortamda, bu işin gönüllü ne-
ferleri ya da önderleri, çabasını Istanbul'a yo-
ğunlaştırmış Çelik Gülersoy kadar önemsenmez-
lerdi.
Demek oluyor ki, Çelik Gülersoy'un dramı,
aynı zamanda yaşamını ve kişiliğini bizim açı-
mızdan önemli kılan öğeyi de oluşturuyor.
Yanlış anlaşılmak istemem, "Çelik Bey'in dra-
mı ve de önemi Türk olmasından kaynaklanı-
yordu" demek istemiyorum. Onun dramı ve
önemi, geçiş dönemini yaşayan ve onun hay-
huyu içinde birçok şeyi önemseme olanağını bu-
lamayan bir toplumda yaşamasından kaynak-
lanıyor; ve tabii ki bu da geçecek. Ama bu ge-
çicilik, dramı ortadan kaldırmayacak, çünkü bü-
tün bunlargeçene kadar korunması gereken şey-
lerin tümü değilse bile büyük çoğunluğu yok ola-
cak.
• • •
Çelik Gülersoy'un bütün bu çabalarına kar-
şın umutsuz olduğu çok söylenip yazıldı. Onun
bu tavrı bana, "Zekâmla kötümser ama ira-
demle iyimserim" diyen Antonio Gramschi'yi
anımsatıyor. Hatta onunia Turing Kulüp'te birara
birlikte çalışmış olan Mine Kınkkanat, bir gün
Çelik Bey'in, "Bu Istanbul'u bize bırakmayacak-
lar" dediğini söylüyor.
Istanbul'u bize bırakmayacak olanın yaban-
cılar mı, yoksa göçtükten sonra bilinçsizce yağ-
malayan kardeşlerimiz ile onlann oluşturduğu
ve kendilerine hertürlü talan imkânını sağlayan
demokrasi olduğunu sandığımız rejim mi oldu-
ğu sorusunu bırakalım bir yana da olaydaki dra-
matik öğeye bakalım.
Demek ki, Çelik Gülersoy'un bütün bu çaba-
lannda, kendi insanlarına gelecek için bir şey-
ler bırakmak umudu yatmıyordu.
0 zaman neydi onu böylesine çabalamaya
iten?
Burada ilk bakışta çok korkunç gibi gelen bir
sonuca varabilir ve "Çelik Gülersoy, kendisi ve
yakın dostlan için düşlediği küçük Istanbul kö-
şeleriyaratmaya çalışıyordu" diyebiliriz.
Böyle bir düşünce bizi Çelik Bey'in büyük bir
bencil olduğu gibi dramatik bir sonuca ulaştır-
mazmı?
Sanırım ki, burada kişisel bir dram yoktur.
İlk bakışta ne kadar çelişkili görünürse görün-
sün, başkaları için bir şey yapabilmek için as-
lında büyük bir bencil olmak gerekir.
öyle ya! Kendi benliğini, kendisine büyük gö-
rünen davalara adayacak ve bunu ancak ken-
disinin başaracağını düşünecek kadar bencil ol-
madan diğergam (altruiste) olmaya olanak var
mı?
Hizbullah operasyonu
Sıvas'ta iki
kişi tutuklandı
\"urt Haberieri Ser-
visi- Sıvas'ta gerçekleş-
tirilen operasyonda. şe-
riatçı terör örgütü Hiz-
bullah üyesi olduklan
gerekçesiyle l'iöğren-
ci iki kişi tutuklandı.
Sıvas Emniyet Mü-
dürlügü Terörle Müca-
dele Şubesi ekipleri. alı-
nan bir ihbar üzerine
önceki gün kent mer-
kezinde bir eve baskın
düzenledi. Baskında,
terör örgütü Hizbullah
üyesi olduklan iddia
edilen üniversite öğren-
cisıHaH\amuk(29)ıle
Meliha Sevinç (23) gö-
zaltına alındı. Terörle
Mücadele Şubesi'nde-
ki sorgulamaları ta-
mamlanan örgüt üye-
leri, tutuklanarak ceza-
evine gönderildi. tki ör-
güt üyesinin Hizbullah
için propaganda yap-
nklan ve örgüte militan
kazandırmaya çahştık-
lan ileri sürüldü. Yetki-
liler bu kişilerin bağ-
lantılı olduklan sapta-
nan örgüt sempatizan-
lanna yönelik operas-
yonlann devam ettiği-
ni söylediler.
Bakan Çelik tarafından hazırlanan YÖK taslağına ilişkin kaygılannı Cumhurbaşkaıiı'na iletecekler
Rektörler Sezer'eçıkıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Rektörler, AKP hükümeti tarafindan ha-
zırlanan ve büyük tepkı gören Yükse-
köğretim Yasa Taslağı'nı Cumhurbaş-
kanı AhmetNecdet Sezer'e taşıyor.
Ünıversitelerarası Kurul Başkanı
Prof. Dr. Tunç Erem ile Ankara clabu-
lunan 4 devlet ünıversitesi rektörünün,
21 Temmuz'da Köşk'e çıkarak tasla-
ğa ilişkin kaygılannı Sezer'e iletece-
ği öğrenildi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇeKk
tarafindan 3 ay gibi kısa bir sürede ha-
zırlanan ancak, rektörler ve yükseköğ-
retim çevresinin yoğun tepkisini alan
YÖK taslağının tarbşmalı ve yükseköğ-
• Rektörlerin yanı sıra sivil toplum kurluşlatinın taslağa tepkileri de sürüyor. Atatürkçü
Düşünce Derneği Genel Başkanı Kazancı, kara cüppelilerin en az yanm yüzyıldır üniversitelerle
uğraştığını vurgulayarak, bu tür siyasi baskılann üniversiteye zarar vereceğini belirtti.
retime zarar verecek maddeleri rek-
törler tarafından Cumhurbaşkanı Se-
zer'e anlatılacak.
Hükümetın, rektörlerve Ünrversite-
lerarası Kurul'un gösterdiği tepkinin
ardından, hükümetin taslağı geri çek-
mesi, rektörler ve ÜAK Başkanı Prof.
Dr. Erem'i harekete geçırdi. Erem,
Başkent'te bulunan ODTÜ Rektörü
Prof. Dr. Vural Akbulut. Ankara Üni-
versitesi Rektörü Prof. Dr. NusretAras,
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Tunçalp Ozgen ve Gazi Üniversi-
tesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan ile
birlikte Sezer'i ziyaret edecek.
Erem'ın daha önce randevu istedi-
ği ancak hükümetın taslağa ilişkin ola-
rak geri adım atmasından sonra Se-
zer'in buluşmayı 21 Temmuz'a erte-
lediği öğrenildi. Öte yandan taslağa
ilişkin tepkiler sürüyor. Atatürkçü Dü-
şünce Derneği Genel Başkanı Ertuğ-
rul Kazancı yaptığı açıklamada. yük-
seköğretimdekı sorunlann, üniversi-
teler tam bir özerkliğe sahip olmadan
sağlanamayacağını söyledi. YÖK'ün
bir 12 Eylül darbesi kurumu olduğu-
nu anımsatan Kazancı, YÖK'ün üni-
versite öğrencileri ve öğretim eleman-
lanna yönelik kararlannın da yadsı-
namaz olduğuna işaret etti.
Kazancı, "YÖK üyelerinin seçimi,
ÖSS sınav esaslamun betirlenmesi, bi-
limsel özerkliğin daha da kısıdanmasL,
siyasal baskının artnnlması. kadrola-
nn tasfıjesi gibi ohımsuz öğeler tasan-
AKP KADROLASMASI
Mutemedihastane
müdürüyuptdar
MEHMET ALt SOLAK
ANTAKYA - Antakya'da kadrolaşmayı
sürdüren AKP'liler, acil servis memuru-
nu sağlık il müdür yardımcısı, bir mute-
meh ise devlet hastanesine müdür yaptı-
lar. tsmetGürbüzCivelek'in ölümünden
sonra vekille idare edilen Hatay'a vali atan-
masına ilişkin bir çalışma yapılmazken.
_ _ ^ ^ _ _ _ ^ ^ _ _ kamu kurumla-
nndakadrolaşma
sürüyor. AKP'li-
ler Antakya 112
Acil Servis'teme-
mur olan Kasım
• tskenderun
Devlet
Hastanesi'nde
mutemet iken
Antakya Devlet Şafak'ı, Hatay II
Hastanesi'ne Saghk Müdür
..... , , Yardımcısı olarak
mudur olarak a t a d U a r
atanan Bilal Iskenderun
Turhan' ınatama Devlet Hastanesi
smm yasal Müdür Yardımcı-
olmadığı ileri
S I
Mustofa Cö-
. . . M . mertdetl Sağlık
s u r u l d u
- MüdürYardırncı-
hğı'na getinldi.
Antakya Devlet Hastanesi'nde de ilginç bir
atama olayı yaşandı. Iskenderun Devlet
Hastanesi'nde görevli mutemet Bilal Tur-
taan, Antakya Devlet Hastanesi'ne müdür
olarak tayin edildi. Bilal Turhan'ın iki yıl-
lık yüksekokul mezunu olduğu, ataması-
nın yasal olmadığı ileri sürüldü.
Geçmiş dönemlerde birkaç kez görevin-
den alınan, ancak bölge idare mahkemesi
karanyla tekrar makamına dönen Çevre tl
Müdürü Muhammet Sever'in yerine de
Tanm Orman Müdürlüğü'nde mühendis
olan Bilal Doğan getirildi.
1
abancı
Holding
bünyesinde
bulunan Temsa
şirketinin
ürettiği
otobüslerin
Avusturyaposta
idaresineteslimi
töreninekatilan
Erdoğan, bir
otobüsebinerek
direksiyona
geçti.
(Fotoğraf: AA)
Erdoğan, YÖK tasansının yeniden Meclis'e getirileceğini söyledi
Konsensüs arayışı içindeyiz
VİYANA-ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan, Yükseköğretim Yasa
Tasansı'nın yeni yasama dönemin-
de Meclis'e getirileceğini söyledi.
Konuyla ilgili olarak geniş bir kon-
sensüs aradıklannı belirten Erdo-
ğan, "Arkadaşlarmttdayaptiğırruzgi)-
rüşmelerden sonra dedik ki, şu an-
daki taslağı rektörlerimize, anamu-
halefet partisine, Genelkurmayımı-
za, Cumhurbaşkanhğı'na takdim
edeKm, onlan bilgüendiretinT dedi.
Avusrurya'ya yaptığı ziyareti ta-
mamlayarak akşam saatlerinde An-
kara'ya dönen Erdoğan, uçakta ga-
zetecilerin sorulannı yanıtladı.
"Irak'taki mağduriyetimizin gide-
rihnesi noktasında ne aşamadayız.
ABD'den bir mesaj geldi mi" soru-
su üzerine Başkakan, her şeyden
önce "Irak'takimağdurh'et'" ifade-
sine katılmadığını söyledi.
Erdoğan, "Bizimlraktaniyeniağ-
duriyetimizolsunkL Bizne\i kaybet-
ük orada, ne>i verdik* diye konuş-
tu. Yaşanan gözaltı krizinin, iki ül-
kenin dostluğunu bozmaya yönelik
bir 'Sirüs" haline getirilmemesi ge-
rektiğini belirten Erdoğan, "Çün-
kü, biz her şeyden önce siyaset >"apı-
yoruz ve bu siyaseti de öfke üzerine
kurmak her zaman için > anhşör"
diye konuştu.
Sözde Ermeni soykınmı ile ilgili
sorulan da yanıtlayan Erdoğan, ko-
nuyla ilgili bir "oUhıbittTnin hazır-
landığını, ancak ABD Başkan Yar-
dımcısı Dick Cheney'nin çabalan
sonucunda tasannın gündeme gel-
mediğini belirtti. Avusturya'da da
temaslarda bulunan Erdoğan, bu
ülkede yaşayan Türklere hitap etti.
Bir \"atandaşın Avrupa'daki holding
ve şirketlere para kaptırdığını söy-
lemesi üzerine Erdoğan, "Bu hol-
dinglere para verirken kime sor-
dunuz?" dedi.
Kadrolaşmasıyla tepki çeken AKP, 57. hükümet dönemindeki kadrolaşmayı soruşturuyor
Esld bürokrallara soruşturma izıü
• Ecevit'in
başkanhğındaki 57.
hükümetin son
Başbakanlık
Müsteşan Füsun
Koroğlu, Müsteşar
Yardımcısı Ali
Çakı, Personel ve
Prensipler Genel
Müdürü Bahattin
Şahin ve yardımcısı
Gürhan Yücel,
"yakınlannı istisnai
kadrolara atamak"
suçlamasıyla karşı
karşıya.
ANKARA (AA) - Danıştay 2.
Dairesi. DSP Genel Başkanı Bü-
lent Ecevit'in başkanhğmdaki
57. hükümetin son Başbakanlık
Müsteşan Füsun Koroğlu ile
Müsteşar Yardımcısı Ali Çakı,
Personel ve Prensipler Genel
Müdürü Bahattin Şahin ve yar-
dımcısı GürhanYücelhakkında,
"Devlet Memurlan KanumTna
aykın olarak yakınlannı istisnai
kadrolara atamak ve daha son-
ra da bu kişilerin naklen başka
kurumlarageçmesini sağlamak-
tan" eski Başbakan AbduUah
Gül'ün verdiği soruşturma izni-
ne yapılan irirazı reddetti.
Gül, Koroğlu ve Şahin hak-
kında, "Bayram AdsayisimBld-
şinin güvenlik soruşturması gei-
medenvegetenbOgOerindeolum-
suz olması nedenivie değerlen-
dirme komisyonu kunümadan
Başbakanhk Basın ve Halkla tüş-
kfler Müşavirliği'ne atanmasuu
sağlamak" eylemınden soruş-
turma izni verdi. Gül aynca, es-
ki Başbakanlık Müsteşan Yaşar
Yazıaoğhı, Füsun Koroğlu, Ali
Çakı, Bahattin Şahin ve Gürhan
Yücel hakkında, "Devlet Me-
murlanKanunu'nun59.madde-
sine aykın olarak vakınlannı is-
tisnai kadrolara atamakvedaha
sonra da bu kişilerin naklenbaş-
ka kurumlara geçmesini sağla-
mak" eyleminden dolayı soruş-
turma izni verdi.
Gül. Koroğlu hakkında, "Dur-
dağı Yıldınm'ın usülsüz atan-
masuu sağlamak" eylemınden
ıse soruşturma izni vermedi.
Soruşturma konusu eylemler,
1998-2002 yıllarını kapsıyor.
Haklannda soruşturma izni ve-
rilenler, bu karara itiraz etti. Itı-
razı görüşen Danıştay 2. Daire-
si, Koroğlu ve Şahin hakkında
"Bayram Adsav isimlikişmingü-
wnKksoruşturması gehneden ve
gelen bugilerin de olumsuz ol-
ması nedeniylehakkında değer-
lendinne komisyonu kuruima-
dan Başbakanhk Basuıve Halk-
laİSşkierlVlüsavirli^''ne atanma-
suusağlamak" eylemınden Baş-
bakan'ın verdiği soruşturma iz-
nini, 2'ye karşı 3 üyenin oyuyla
kaldırdı. Kararda, söz konusu
kışının atandığı görevin, gizlilik
dereceli birim ve kısımlarla ilgi-
li olmadığı belirtildi.
Daire, aynı eylemden dolayı
Koroğlu, Çakı, Şahin ve Yücel
hakkında hazırlanan ön incele-
me raporu ve ekli belgelerin is-
nat edilen eylem nedeniyle ha-
zırlık soruşturması yapıhnasını
gerektirecek nitelikte olduğuna
işaret ederek. yapılan itirazı red-
detti. Itirazı reddedilen eylemler
yönünden soruşturmayı Yargı-
tay Cumhuriyet Başsavcılığı ya-
pacak. Başsavcılık, takipsizlik
karan verebileceği gibi dava da
açabilecek.
j'a egemen görüppbbelilerin en az ya-
nm > ûzyıldır üniversitelerle uğraşnğı-
m vurgulayan Kazancı, bu tür siyasi
baskılann, üniversiteye zarar verece-
ğini belirtti. Öte yandan Üniversite
Öğretim Üyeleri Derneği adına yazılı
bir açıklama yapan Prof. Dr. Kadir Er-
din, YÖK yasasuıın yalnız Milli Eği-
tim pakanlığı, Yüksek Öğrenhn Ku-
nılu iYÖK) ve rektörler arasında çö-
zülecek bir konu olmadığını ifade ede-
rek "Bu konuda asü ilgilitaraf olan öğ-
retim üyelerinin görüşlerinin ahnma-
a,taslağınfakülte\-eüjüversitedÜ2e>in-
de tarüşüması gerekir'' dedi.
CHPVEANAP
Parti içi
demokrasiye
aykırılıkyok
ANKAR\ (AA) - Anayasa Mah-
kemesı'nin CHP ve ANAP'a ihtar
verilmesi istemlerinin reddine iliş-
kin kararlannın gerekçesi, Resmi
Gazete'de yayımlandı.
Emekliye aynlan Yargıtay Cum-
huriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğ-
lu, CHP ve ANAP partı yönetımle-
nnin oluşturuhnasında genel baş-
kana tanınan yetkilerin Siyasi Par-
tiler Yasası'na aykın olduğunu ile-
ri sürerek her iki partiye ihtar veril-
mesini istedi. Anayasa Mahkemesi,
istemleri 22 Ocak 2003'te karara
bağladı.
Kararda, toplam 72 üyeli PM'ye
yapılacak seçimde, 12 üyelik için
ekonomik ve sosyal nedenlerle si-
yasi hayata aktif olarak katılama-
yan belırh sınıf ya da meslekten
olanların seçilmesini sağlamak
amacıyla genel başkanın isteği
doğrultusunda kurultaya sınırlı sa-
yıda aday gösterihnesinin, eşitlik
ve demokrasi ilkelerine aykın ol-
madığı vurgulandı.
MEHMET AĞAR:
Dokunulmadık
sınırbndınkın
İstanbul Haber Servisi - D\T Ge-
nel Başkanı Mehmet Ağar, Meclis
Araştırma Komisyonu'nun eski baş-
bakanlardan Tansu ÇiDer ve eski ba-
kanlar hakkında soruşturma yapıl-
ması önerisini "kornisyonunolayısu-
landırması'" olarak gördüğünü söy-
ledi. Ağar "Yolsuzhıklan önlemek
bu yoDa değil, dokunulmazhklan sı-
nırîandırarak yapüu-" dedi.
Mehmet Ağar dün Küçükayasof-
ya'dakı DYP Eminönü Ilçe Başkan-
lığı'nı ziyaret etti. Ağar Eminönü îl-
çe Başkanı Recep Sözeri ve İl Baş-
kam Ertan Uygun tarafindan karşı-
landı. Ağar, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın gazetelerde yer alan Hiz-
bul tslami lideri Gülbeddin Hikmet-
yar ile birlikte çekilmiş fotoğrannı de-
ğerlendınrken "Herkes kendi hay^-
ünın sorumhıluğunu taşır, bizi başba-
kanın hayatı değil millet için yapa-
caklanmız ilgüendirir" dedi. Ağar,
TansuÇüler ve eski bakanlar hakkın-
da soruşturma komisyonu kuruhna-
sı önerisini komisyonun olayı sulan-
dırması olarak gördüğünü belirterek
"Üzerinden yılların geçtiği olaylan
ortaya çıkanp yapüklan işi sulanoV
nyoriar. Yolsuzluklan önlemek bu
yolla değil dokunuhnazhklan suıır-
landırarak yapıhr* dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Yaz gelince Istanbul'un Adalar'a il-
gisi artar. Adalar'la Istanbullular ara-
sındaki ilgi, zaman zaman azalsa da
hep sürer gider. Cumhuriyet'in kuru-
luş yıllannda Atatürk'ün çok sevdiği
Adalar, Cumhuriyet aydınlarının da
buluşma yerlerinden birisiydi. Büyü-
kada'daki Anadolu Kulübü, Atatürk'ten
ittihat Terakki'nin Maliye Nazın Cavit
Bey'e, Falih Rıfkı Atay'a, Reşat Nu-
ri Güntekin'e, Kılıç Ali'ye kadar çok
sayıda önde gelen siyasetçinin bu-
luştuğu bir yerdi.
Bedia Muvahhrtler, Vasfi Rıza Zo-
bular, Sart Faikler, Ahmet Rasimler,
Hüseyin Rahmi Gürpınarlar, Mina
Urganlar, Nurullah Ataçlar, Cevat
Şakirier de yıllannı Adalar'da geçir-
miş ünlüler arasındadır. Türk Futbo-
lunun efsane ismi Lefter de Büyüka-
dalıdır ve 70 yılı aşkın bir süredir kış
yaz Büyükada'da oturuyor.
Adalar, Istanbul'un yanı başında
motorlu araçlann bulunmadığı yem-
yeşil bir doğa zenginliğidir. Istanbul-
Kınalıada'da TV Vericileri ve Adalar
lular hafta sonlan serinlemek, denize
girmek için Adalar'a gelirler. Adada
yaşamak bu nedenle bir ayncalık, bir
keyiftir. Ada aynı zamanda bir alış-
kanlıktır.
• • •
Adalar'dayaşamak güzeldir de, an
şu sorunları olmasa diyebiliriz. Son
yıllarda en büyük ve tehlikeli sorunlar-
dan birisi Kınalıada'nın tepesine diki-
len Televizyon vericileri. Somut bir şe-
kilde ortaya çıktı ki, bu vericilerin ku-
rulmasından bu yana Kınalıada'da
kanser vakalan hızla artıyor. Adalar
Belediye Başkanı Coşkun Özden
başta olmak üzere bütün Adalılar bu
vericilerin Kınalıada'dan kaldınlması-
nı istiyorlar. Üstelik bu konuda somut
bir çözüm önerileri de var: Bu verici-
lerin hiç insan yaşamayan Sivriada'ya
nakledilmesi.
Gelin görün ki, bu çok tehlikeli du-
ruma, somut çözüm önerilerine rağ-
men bu konuda bir adım atılamadı. Ko-
nuştuğumuz ilgililer, konunun Ulaş-
tırma Bakanlığı tarafından çözülmesi
gerektiğini söylüyoriar. 0 zaman bu-
radan Ulaştırma Bakanı'na çağnda
bulunuyorum: Lütfen bir an önce bu
konuya el atın ve Kınalıada'da insan
sağlığını tehdit ettiği artık açıkça or-
taya çıkan vericilerin yerini değiştirin.
Televizyon vericileriyle uğraşmak
kolay iş değil. Bütün TV kanallannın
Kınalı'da vericileri bulunuyor. 0 yüz-
den bunlara dokunmaktan sanırım
korkuluyor. Ancak artık iş tehlikeli bir
boyuta ulaştı. Adalann çözülmesi ge-
reken ilk sorunu bu. Bu konunun bir
an önce çözülmesi Adalılann acil di-
leği.
• • •
Kışlık 17 bin nüfusa göre örgütlü
olan Adalar Belediyesi, sınırlı olanak-
lan ile yazın yüz binin üzerindeki in-
sana hizmet vermek zorunda kalıyor.
Yıllardan beri söylüyoruz, Istanbul'un
önemli turistik alanlanndan birisi olan
Adalar'a özel bazı imkânlann tanınma-
sı gerekiyor, belediyenin desteklen-
mesi gerekiyor. Adalar'da yıllardır çö-
zülemeyen at ahıriarı parasızlık yü-
zünden hâlâ bir sorun olarak duru-
yor.
Bir diğer sorun ise Adalar'daki dev-
letin resmi araçlannın hoyrat bir şekil-
de kullanılması. Adalarda özel motor-
lu araç yok. Ulaşım, inşaat her iş at
arabalanyla sağlanıyor. Motoriu araç-
laryalnızca devlet kurumlanna ait. Be-
lediye, hastane, polis ve orman ida-
resine ait motorlu araçlar, çoğu zaman
ne yazık ki görevlerinin ötesinde bir şe-
kilde kullanılıyor. özellikle yaz ayla-
rında bu araçlar servis araçlarına dö-
nüşüyor. Bu da Adalar'ın yollannda
yürümeyi zoriaştınyor. Yıllardır şikâyet
edilen bu duruma bir çözüm bulun-
madığı gibi resmi motoriu araç sayı-
sı her yıl artmaya devam ediyor.
Adalılann bir isteği de, Deniz Yolla-
n'na ait vapuriarda belediyenin Akbil
sisteminden yararianmak. Belli saat-
lerde bu hatlarda yüzde 50'ye varan
indinmler uygulanıyor. Ancak Ada is-
kelelerine Akbil cihazlan konmadığı
için, Adalar'a gidecek olanlar bu ola-
naktanyararianamıyor. Adalılar, Istan-
bul Büyükşehir Belediyesi'nden bu
konuda bir çözüm üretilmesini istedi-
ler.
Adalar'da sorunlar çok. Ancak ay-
nı zamanda Adalar, 12 mityonluk bü-
yük bir kentin yanı başında bir doğa
cenneti. Bu sorunlann çözümü de zor
değil. Ancak her konuda olduğu gibi
bu konuda da ciddi bir çaba gösteril-
miyor. Adalılann ilk beklentisi, artık bu
TV vericilerine bir çözüm bulunması.
Hep birlikte bekliyoruz. Umanz artık
bu konuda bir çözüm üretilir.