Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 HAZİRAN 2003 PAZARTESİ
HABERLER
Vanlı tıp öğrencileri imkânsızlıklanm anlattı, Çapa'yı gezdi ve verilen eğitime gıpta etti
Bügiyeulaşmak istiyoruzSAADETUSLU
Hepsı de Türkiye "nın en az hizmet
götürülen illerinden geliyor. Çoğu
tstanbulu ilk kez görmüş. 100. Yıl
Üniversitesi Tıp Fakültesf nde son
sınıfta okuyan öğrenciler, mezun ol-
duklannda kendi yörelerindeki hal-
ka hizmet vermek ıstiyorlar. Ancak,
büyük kentlerde ılkokul çocuklan-
nın bıle elının altmda olan intemete.
tam donanımlı bır kütüphaneye sahıp
olamamaktan yakınarak, "İstanbuTda-
ki öğrenciler bilgiye ulaşmak için bir
adım aüyorsa, biz 15 adım atmak zo-
rundayız" dıyorlar. Çoğu çok çocuk-
lu, ekonomik sıkınulann yaşandığı ai-
lelerden gelen öğrencıler, tıp gıbi ağır
bır eğıtimı, teorik eksikJennı pratik-
le tamamlayarak almaya çalışıyor-
lar.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakül-
tesi 6. sınıfta 17 ögrenci, Halk Sağlı-
ğı dersı için Istanbul'a geldı. Yüzün-
cü Yıl Üniversitesi Rektör Yardımcı-
sı Prof. Ayşe Yüksel'ın gırişimleriyle
gerçekleştinlen organızasyonu, Çağ-
daş Yaşamı Destekleme Dernegı des-
tekledi. Istanbul'da Prof. FüizMeriç-
B'nin yürüttüğü çalışmada öğrencıler
Zafer Akan: En büyük eksiklik kütüphane. Internet yok, bilgiye erişim yok.
Yunus Çelik: Çapa'da öğrenciler kalp krizi durumunda yapacaklannı öğreniyor. Bizde bu yok.
Necmettin KİIİS: Bizde hasta potansiyeli fazla. Klinikte pratik eğitim yapabiliyoruz.
Ayhan Demir: Öğrenci merkezli eğitim istiyoruz.
Sİbel BalCl: Kütüphanede 1970'li, 1980'li yıllardan kalma kitaplar var.
kısa sürede hem Istanbul'un kültürel
zengınliklerinı oğrenmeye çalıştılar
hem de Istabul Tıp Fakültesı, Küçük-
çekmece Sağlık Ocağı, Lepra Hasta-
nesi'ni gezerek buradakı sağlık hız-
metleri konusunda bılgı aldılar.
Öğrenci merkezli eğitim
Tıp Fakültesı'nde asistan olarak
derslere gıren aynı zamanda doktora-
sını yapan ZaferAkan, bır öğrencının
Istanbul Tıp Fakültesı'nı gördükten
sonra, "İyi ki birinci ikinci sırufta gef-
medik. Yoksa Van'da okumazdım"
sözleriyle ımkânsızlıklannı özetlıyor.
Akan ve Urfalı MehmetHalhaJh. Muş-
lu Sibel Balcı, Mardınlı İkram Durç,
Ardahanlı YunusÇetik, Elbıstanlı Nec-
mettin Kilis Batmanlı Ayhan Demir,
Van'da tıp fakültelı olmayı \ e yaşadık-
lannı şöyle anlatıyorlar:
Zafer En büyük eksiklik kütüpha-
ne. Internet ve bilgiye enşım yok. Bil-
gısayar laboratuvarlan 'ne yapacak-
lar kı' mantığıyla kullandmlmıyor.
Yunus: Çapa'da beceri odalan, ça-
lışma laboratuvarlan gördük. Örneğin
öğrencıler kalp krizi durumunda acil
ne yapacaklannı öğreniyor. Bizde bu
yok. Sosyal etkinlıkler kısıtlı.
Sibel: Kütüphanede 1970'li, 1980'li
yıllardan kalma kitaplar var. Bannma
koşullan yetersız.
Ayhan: Sosyal faaliyetlenmize des-
tek bulamıyoruz Öğrenci merkezli
eğitim istiyoruz.
- Ogretim görevhleriolanaklannız?
Mehmet: Dekanla ve dığer yönetı-
cilerle görüşemıyoruz. Buradakı ho-
calardan bazılan Doğu'ya gıtmeli.
Van'ı görseler beğenecekler Herke-
si oraya davet ediyoruz.
Yunus: Çapa'da 500 kadar Prof. ve
Doç. öğretim görevlisi var, bizde ıse
100. Derslere çoğunlukla yardımcı
doçentler geliyorlar. Neyı verecekle-
nni bılmıyorlar. Zaten şu anda 57 olan
mevcuttan sadece 17'si son sınıfa ge-
çebildı.
Doğu'da görev alacağız
- Hiç arnnız yok mu?
Necmettin: Bizde hasta potansiye-
li fazla. Klinikte pratik eğitim yapa-
biliyoruz. Buradakıler ise teorıkte iyi-
ler. TUS'ahazırlanıyorlar. Bizim TUS
ımkânlanmız yok.
Sibel: Burada hastaya yaklaşmak-
tan korkan öğrencıler var. Bızse po-
lıklınıkte çok çalışıyoruz.
İkram: Bız asistan gıbı çalışıyoruz.
Buradakılerse kütüphanede çalışıyor.
- tş yaşantınızdan beklentiniz ne-
ler?
Sibel: Kımse ücra köylere gıtmek is-
temiyor. Hepimiz Doğu'dan geldık
orada görev alacağız. Ama şartlann
iyileştirilmesi gereklı. Halk pratıs-
yeniığe ıyi bakmıyor. Bu bilinç geliş-
tirilmeli
İkram Sağlık ocaklannda aktif ça-
lışıyoruz. Halk sağlığı, koruyucu sağ-
lık nedir biliyoruz.
Zafer: Gelecek kaygılan var. Bu
kaygı hekime ıhtiyaç olmadığından
kaynaklanmıyor, devletin düzenlı kad-
ro anlayışının olmaması, halk sağlı-
ğına önem verilmemesinden kaynak-
laruyor.
- Yörenin sağlık durumu nasd?
Zafer: Aıle hekımlığı ka\ ramı yok.
Ölmeye yakın hekime gıdebiliyorlar.
Ayhan: Çoğunun sağlık güvencesı
yok.
Mehmet: Muayene olabılen, ilaç
alamıyor. Van'daki insanlann çoğunun
Yeşıl Kart'a ıhtıyacı var.
İkram: Bız gelen hastalara süt ıçın,
meyve sebze yıyın tavsıyesınde bulu-
nurken çehşkıye düşüyoruz. Çünkü ın-
sanlar bunlan alamayacaklar.
OOTÖ'de mezuniyet törera
• ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Orta
Doğu Teknık Ünrversıtesı'nden (ODTÜ) 2002-
2003 öğretim yılında mezun olan öğrencilere
diplomalan düzenlenen törenle verildi ODTÜ
Stadyumu'nda düzenlenen törende konuşan
Rektör Prof. Dr. Ural Akbulut, öğrencilerden.
ülkenin içinde bulunduğu ekonomik knz
nedeniyle morallerinı bozmamalan gerektığini
söyledi Üniversite birincisi Murat Türk de
konuşmasında, "Dileğım, tükenmeyen hız,
dinmeyen coşkunluk ve sarsılmayan birlik ile
çalışmamız ve ilerlememizdir" dedi
Ustün zekâHaraı yartkn arayışı
• KAYSERİ (AA) - Kayseri'de, üstün zekâlı
çocuklann eğitimıne yönelik olarak
yaptınlacak "Bılim ve Sanat Merkezi" ıçın
hayırsever aranıyor tl Milli Eğitim Müdürü
Osman Nuri Gülay, 54 üstün zekâlı çocuk
tespit edildiğini belirterek, bu çocuklann
özel eğitime ihtiyaç duyduklannı vurguladı.
Kaysen'de üstün zekâlı çocuklara eğitim
verecek bır merkezin kurulması için
çalışmalara başladıklannı açıklayan Gülay,
"Çocuklar burada bıreysel yetenekleri
doğrultusunda çalışmalar yapacak, projeler
üretecek ve uyguJayacak" dedı.
TÜB/rdan17kişiyebırs
• ESKİŞEHtR (AA) - Anadolu Üniversitesi
(AÜ) Engellıler Araştırma Enstıtüsü Öğretim
• Üyesi Doç Dr. Elif Tekin Iftar, Türkiye
Bilimler Akademisfnden (TÜBA) 'Seçkın
Genç Bilimci Ödülü ve Bılım Bursu' alan 17
kişi arasına girdi. TÜBA'nın 2001 yıhndan bu
yana düzenledığı Üstün Başanlı Genç Bılım
• lnsanlannı Ödüllendırme Programı'na
ı (GEBÎP) 2003 dönemi için yapılan
başvurudan 108'inin değerlendirilmesi sonucu
17 genç bilim insanına Seçkin Genç Bilimci
Ödülü ve Bilim Bursu verildi. Doç. Iftar,
akademisyenlere üç yıl boyunca yılda iki defa
maddi destek sunan TÜBA'dan ödül ve burs
almaya hak kazanan 17 kişiden bin oldu.
Suriye ve b*ak diplomalan iptal
• ANK4RA (ANKA) - Yükseköğretım
Kurulu (YOK), Suriye ve Irak'taki
üniversitelerden tıp diploması alan 5 kışiye
denklık vermedi. Resmi Gazete'de yayunlanan
Yönetim Kurulu karanna göre, Suriye'nin
Şam Üniversitesi'nden Zahid Haswa, Sunye'in
Tişrin Üniversitesi'nden Shefık Hapteh,
; Irak'ın Musul Üniversıtesı'nden Önder Hamit
Behcet ve Irak'ın Salahaddin
Üniversitesi'nden Mahmut Muhsin
Doğramacı'nın diploma denklıği iptal edildi.
r
Izmir'de 45 dalda spor okulu
Geleceğin
sporculan
yetişecekKuruluşunun 65. yüdönümünü kudayan
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün
bünyesinde, Izmir'de 45 dalda kurulan U spor
merkezieri, düzenlenen törenle açıldı. Atatürk
Yüzme HavuzıTnda yapılan tören, sporcularuı
resmi geçidiyle başladL Törenin açıhş
konuşnıasını yapan İzmir Vali Yarduncısı Fahri
Aykıru kuruluşunun 65. yüdönümünü de
kudayan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nü
kudadı. Gençlik ve Spor İzmir îl Müdürü Sabri
Sadıklar ise iyi sporcularuı iyi öğrenciler ve lider
birejier olduklannı kaydederek "ti spor
merkezierine başvuran tüm çocuklarunıza,
kapasite ne olursa olsun spor yaptıracağız. Bu
çocuklanmızın arasından dünya üçüncüsü
olmuş milli takınnmızda yer alacak, alün
madalyalar kazanacak sporculanmızın
çıkacağına tüm kalbimie üıanıyorum" diye
konuştu. Konuşmalann ardından, il spor
nıerkezlerinde eğitim gören sporculann
sunduğu gösteriler ilgjyte izlendi. (AA)
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Son 1 Temmuz'lar mı?
YARIN yıne Kabotaj Bayramı. Yıne gemiler dona-
nacak, yine "Üç tarafı,." diye başlayan nutuklar söy-
lenecek.
Yurtiçindeki yüktaşimacılığının yüzde93'ünü kam-
yonculann sırtladığı, denıze kalan payın demiryolla-
nndan bile sonra geldiği unutularak.
Denizyoluyla dışa gönderılen Türk mallarırnn ço-
ğunu yine yabancı bandıralı gemılerin taşımakta olu-
şundan utanılmayarak.
Marmara ve Istanbul'la Izmır'in "şehirhatlan" dı-
şında, artık deniz yolculuğu diye bir şeyin kalmadı-
ğı bilıne bilıne.
• • •
Yunanistan ve Güney Kıbrıs, denizcıliğin gelışme-
si ıçın konuyu benimseyecek kurumları çoktan ku-
rup sorumluluklan belirleyerek büyük ticaret filoları-
na sahip olurken yıllar yılı hâlâ "denizcilik bakanlığı
kurulsun mu"yu tartışan bır Türkıye, böyle bir bay-
ramı sıkılmadan nasıl kutlayabılir?
Ege'yı ve Akdenız'ı kıyılan ve ufuklanyladoğru dü-
rüst kullanamamış bir ülke, o denizlerdeki sıyasal da-
valarında ne ölçüde ağır basacak? Becenksızler elin-
de er geç sürükleneceğe benzedığimiz uluslararası
yargı kuruluşlan, "Yakın kıyılannı bile kullanmadığı-
nız denizlerde, nasıl olur da karasulan kavgasına çı-
karsınız" veya "Üstünde bile gemi gezdiremediği-
niz sulann dibinde ne hakla kıta sahanlığı iddiasın-
da bulunursunuz" demezler mi?
Şimdiki Ulaştırma Bakanı'nın bir "gemiinşaatmü-
hendisi" oluşu, denızcılığe nihayet gereken önemin
verilmesinı sağlamaya yetecek mı? Yoksa o da ar-
matörter dünyasının büyükçe bölümüne egemen
olan kısa vadelı kazanç oyunlarının tutsağı mı ola-
cak? Yok pahasına elden çıkarılmış ve o çok düşük
bedelı bıle tam tahsıl edılmemiş bır Denız Nakliyatı
AŞ hikâyesınden sonra, kim hangı cesaretle denız-
cilikte kamusal ve özel olanaklann akıllıca seferber
edılmesını göze alabılecek?
AB'ye bır an önce tam üyelik için çırpınanlar, bi-
razcık geçış süresı verılse bile kabotaj hakkının enin-
de sonunda kalkacak olrnasına karşı ne düşünmek-
tedirter? Savaşlar ve çetin müzakerelerle zor elde edil-
miş bır hakkı zamanında ıyi kullanamamış olmak
Türkıye'nin büyük ayıbı değıl mıdir?
• • •
Türk denızcıliğıne yaratıcılığın nereden nasıl gele-
bıleceğı ve hıç denenmemış olanaklan kımin zorla-
yacağı henüz yanıtlanmamış bır soru.
Örneğin, nehır gemicılığı? Ruslann ve Tuna ülke-
lerinın becerdikleri gıbı hem ırmaklarda hem de de-
nizlerde çalışabilecek türden şılepler yapıp onlarla Do-
ğu ve Orta Avrupa'yla Hazer'ın kapılannı zorlamak?
Türkıye'nin her yıl kıta ıçlenne yaklaşık 500 bin do-
larlık fayans dışsatımı var; böylesıne "yükte ağır, pa-
hada hafif" bir malı koca kamyonlarfa bınlerce kilo-
metre ötelere taşımak akıl kân mıdır? Nehır taşıma-
cılığını devreye sokmak çözüm olamaz mı?
Denız, her şeyden önce, ufuk genişliğı demektir.
Denızı hiç düşünmeyenlerın ufukları hep dar olur.
Dinçer'den TED'in fiyatına tepki:
Ozelsektörcüye
ders olsun
ANKARA (Cumhu-
ri>etBürosu)-TED Ko-
lejrnin, 2003-2004 eğı-
nm öğretim yılında oku-
löncesi eğitim (anaoku-
lu) yıllık fıyatıru 24 rml-
yar hra olarak behrleme-
sı tepkiye neden oldu.
Eğitim-Sen Genel Baş-
kanı Alaaddin Dinçer.
"Bu fiyat, özel sektörü
desteklevenlere ders ol-
sun. Bu girişim, firsat
eşiüiğine tamamen a> kı-
ndjr" dedı.
Dinçer, konuya ilış-
kin yaptığı açıklamada.
fiyatlann bu denli yük-
sek olmasının, özelleş-
tirme yandaşlannın su-
çu olduğunu söyledi.
Eğıtimde firsat eşıtliği-
nnı yok edildiğini vur-
gulayan Dinçer. "Ashn-
da özel öğretim kurum-
lannın hangi noktaya
geküğini görmemiz açı-
smdan çok anlamta bir
şey. Açgözlülüğün smı-
n obnadığı hepimizeser-
güendi" diye konuştu.
Duıçer, bu durumun
ve toplumsal sorumlu-
luklar açısından tehli-
keli olduğunu belirtir-
ken "Bu, eğıtimin özel-
Ieştir3mesiniteş\îkedeıı-
ler içûı iyi bir ders olur.
Fakir öğrenchi 15 trü-
yon Urayla özel okulla-
ra göndermeye çahşan
Bakanm, ashnda özel-
leştirmeyi nasıl teşviket-
tiğini göstermesi açısın-
dan önemlidir" dedi.
Özel okullarda okutul-
ması planlanan yoksul
öğrencilerin, 1.5-3 mil-
yara okutulacağırun du-
yurulduğunu anımsatan
Dınçer, "Büjiik kent-
lerdeki özel okullar. bu
öğrencileri almayacak-
Hr. Öğrenciler doğru-
dan cemaat okullarma
gönderilecektjr" dedı.
TEKAM'ın araştırmasına göre Türkiye, en fazla beyin göçü veren 34 ülke içinde 24. sırada
Beym göçü getişmeyi battafayor
Üniversite insanlara dil oldu
• ESKİŞEHİR (Cumuhuriyet)-Türkiye de
dil ve konuşma bozukluğu bulunan 650 bin ıl-
köğretim çağındaki çocuğa eğitim verilemez-
ken Anadolu Üniversitesi'ne bağlı Dil ve
Konuşma Bozukluklan Eğitim, Araştırma ve
Uygulama Merkezi" Konuşma bozukluğu
olan çocuklar ile geçirdiklen rahatsızlıklar
sonucu konuşma güçlügu çeken yetışkinlenn
merkezden yararlandığıru belirten DİLKOM
Müdürü Seyhun Topbaş, eğitımın bırkaç yıl
sürebildigıni söyledi. Topbaş, Türkeyi"de söz
. konusu eğıtımi verebılecek terapist açığı
I yaşandığını vurguladı.
EVTOMKAYA
Eğitılmiş insanlann gelişmiş ülke-
lere akışı, göç veren ülkelenn geliş-
mesını yavaşlatıyor. "Beyin göçü",
21. yüzyılda azgelışmış \ e gelişmek-
te olan ülkelerin başlıca sorunlan ara-
sında yer alıyor. Türkiye en fazla be-
yin göçü veren 34 ülke ıçınde 24. sı-
rada yer alırken iyi yetışmış 100 kı-
şıden 59"unu da kaybediyor.
Eskişehır Osmangazı Üniversitesi
Teknoloji Araştırma Merkezi"nın(TE-
KAM) yaptığı "Rakamlaria Türkne
ProfiB" adlı araştırmada beyin göçü-
nün, ülkelerin gelişmelennı engelle-
yen etkenlerin başmda geldığı belir-
tılıyor. Beyuı göçünün, Nazı Alman-
yası'ndan kaçan Yahudi bılim insan-
lannın başka ülkelere yerleşmesı ile
2. Dünya Savaşı yıllannda başladığı-
nA dıkkat çekılen araştırmada, 1960-
• Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Teknoloji Araştırma Merkezi'nin araştırmasına göre Türkiye her
yıl iyi yetişmiş 100 kişiden 59'unu kaybediyor. Beyin göçünü engellemenin ülke insanlannın refah
seviyesini arttırmak ve yaşam kalitesini yükseltmekle mümkün olabileceği belirtiliyor.
70 yıllannda özellikle mühendis ve
doktorlann ülkelerinin dışmda iş ola-
naklan aradığı anlatılıyor.
Cöçün nedeni yaçam ve
çalışma koşulları
Araştırmaya göre Türkiye en fazla
beyin göçü veren 34 ülke içinde 24.
sırada yer alırken ıyi yetışmış 100 ki-
şiden 59'unu da kaybediyor. Beyin
göçüne neden olan etmenleri, poli-
tik, ekonomik, psikososyal. yaşam
şartlan ve çalışma koşullannın elve-
rişsizliğı olarak sıralayan TEKAM
Müdürü Prof. Dr. Muammer Kaya. ni-
telikli kişilerin dış göçü gelışmemiş-
lık ve uluslararası gelir ve servet fark-
lılıklannın yansıması olarak değer-
lendirdi. Prof. Dr. Muammer Kaya,
"Eğitilmiş. insan sermayesinin fakir
ülkelerden akışı, BaO dünyasııun bi-
lim ve ekonomisini arttınrken göç ve-
ren ülkelerin geUşmesini yavaşlatrvor.
Gelişmiş ülkelerde iş vefirsatolanak-
lan olduğu ve bu ülkeler daha i>i bir
gelecek sunduğu sürece be>in göçü
kaçımlmaz olarak devam edecektir"
diye konuştu.
Cençlere değer verltmeli
Prof. Dr. Kaya, beyin göçünü engel-
lemenin ülke ınsanlannın refah sevi-
yesini arttırmak ve yaşam kalitesini
yükseltmekle mümkün olabileceğini
vurgulayarak "En önemü yaünm, eği-
Olmiş insanayatınmdır. Küresel dün-
yada a> akta kalabilmenin tek \ olu i\i
eğitilmiş gençlere, profesyonellere ve
bübne değerverflerek başarılabilir" di-
ye konuştu.
Çukurma Üniversitesi Öğretim Üye-
si Prof. Dr. İbrahim Ortaş da beyin
göçünün başka bir boyutuna şöyle
dıkkat çektı: "MaalesefbugünAme-
rika'nın en saygm biu'm kuruluşlan-
nın başuida çok savıda Üçüncü Dün-
ya ülkesinin her yönüyle başanh h'der
vasıflı bilimcileriçanşmaktadır. Bu bi-
Bnıcikrin bUunsel bulgulan da yine bu
ülkelere karşı kullanılnıaktadır."
Yurtdışuıa öğrenım ıçın gıdenlenn
basmda fazlaca yer almasının özenti
yarattığınm altını çizen Prof. Dr. Or-
taş, "Türkrve'deki çalışma ortanüan
düzehilnıeden. nıevcut maaş sistemin-
dea>arlamalar>apdnıadan nitefikli be-
>inleri ülkede tutmakimkânh gözük-
müyor" diye konuştu.
50 binden fazla öğrenci
yurtdışında okuvor
Yüksek Öğretim Kurumu'nun
(YÖK) hazırladığı rapora göre de 24
bini Almanya'da, 15 bıni ABD'de ol-
mak üzere 50 bmden fazla Türk öğ-
renci yurtdışında eğitim görüyor ve bu
öğrencılenn bırçoğu gen dönmüyor.
Türk Sanayicı ve İş Adamlan Derne-
ğı'nuı (TÜSİAD) verilerine göre ise
Türkıye, ABD'de en fazla öğrencisi
bulunan ülkeler arasında 9. su-ada yer
alarak ABD ekonomisıne yılda 824
mılyon dolar katkı sağlıyor.