05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 HAZİRAN 2003 PAZARTESİ HABERLER Vanlı tıp öğrencileri imkânsızlıklanm anlattı, Çapa'yı gezdi ve verilen eğitime gıpta etti Bügiyeulaşmak istiyoruzSAADETUSLU Hepsı de Türkiye "nın en az hizmet götürülen illerinden geliyor. Çoğu tstanbulu ilk kez görmüş. 100. Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesf nde son sınıfta okuyan öğrenciler, mezun ol- duklannda kendi yörelerindeki hal- ka hizmet vermek ıstiyorlar. Ancak, büyük kentlerde ılkokul çocuklan- nın bıle elının altmda olan intemete. tam donanımlı bır kütüphaneye sahıp olamamaktan yakınarak, "İstanbuTda- ki öğrenciler bilgiye ulaşmak için bir adım aüyorsa, biz 15 adım atmak zo- rundayız" dıyorlar. Çoğu çok çocuk- lu, ekonomik sıkınulann yaşandığı ai- lelerden gelen öğrencıler, tıp gıbi ağır bır eğıtimı, teorik eksikJennı pratik- le tamamlayarak almaya çalışıyor- lar. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakül- tesi 6. sınıfta 17 ögrenci, Halk Sağlı- ğı dersı için Istanbul'a geldı. Yüzün- cü Yıl Üniversitesi Rektör Yardımcı- sı Prof. Ayşe Yüksel'ın gırişimleriyle gerçekleştinlen organızasyonu, Çağ- daş Yaşamı Destekleme Dernegı des- tekledi. Istanbul'da Prof. FüizMeriç- B'nin yürüttüğü çalışmada öğrencıler Zafer Akan: En büyük eksiklik kütüphane. Internet yok, bilgiye erişim yok. Yunus Çelik: Çapa'da öğrenciler kalp krizi durumunda yapacaklannı öğreniyor. Bizde bu yok. Necmettin KİIİS: Bizde hasta potansiyeli fazla. Klinikte pratik eğitim yapabiliyoruz. Ayhan Demir: Öğrenci merkezli eğitim istiyoruz. Sİbel BalCl: Kütüphanede 1970'li, 1980'li yıllardan kalma kitaplar var. kısa sürede hem Istanbul'un kültürel zengınliklerinı oğrenmeye çalıştılar hem de Istabul Tıp Fakültesı, Küçük- çekmece Sağlık Ocağı, Lepra Hasta- nesi'ni gezerek buradakı sağlık hız- metleri konusunda bılgı aldılar. Öğrenci merkezli eğitim Tıp Fakültesı'nde asistan olarak derslere gıren aynı zamanda doktora- sını yapan ZaferAkan, bır öğrencının Istanbul Tıp Fakültesı'nı gördükten sonra, "İyi ki birinci ikinci sırufta gef- medik. Yoksa Van'da okumazdım" sözleriyle ımkânsızlıklannı özetlıyor. Akan ve Urfalı MehmetHalhaJh. Muş- lu Sibel Balcı, Mardınlı İkram Durç, Ardahanlı YunusÇetik, Elbıstanlı Nec- mettin Kilis Batmanlı Ayhan Demir, Van'da tıp fakültelı olmayı \ e yaşadık- lannı şöyle anlatıyorlar: Zafer En büyük eksiklik kütüpha- ne. Internet ve bilgiye enşım yok. Bil- gısayar laboratuvarlan 'ne yapacak- lar kı' mantığıyla kullandmlmıyor. Yunus: Çapa'da beceri odalan, ça- lışma laboratuvarlan gördük. Örneğin öğrencıler kalp krizi durumunda acil ne yapacaklannı öğreniyor. Bizde bu yok. Sosyal etkinlıkler kısıtlı. Sibel: Kütüphanede 1970'li, 1980'li yıllardan kalma kitaplar var. Bannma koşullan yetersız. Ayhan: Sosyal faaliyetlenmize des- tek bulamıyoruz Öğrenci merkezli eğitim istiyoruz. - Ogretim görevhleriolanaklannız? Mehmet: Dekanla ve dığer yönetı- cilerle görüşemıyoruz. Buradakı ho- calardan bazılan Doğu'ya gıtmeli. Van'ı görseler beğenecekler Herke- si oraya davet ediyoruz. Yunus: Çapa'da 500 kadar Prof. ve Doç. öğretim görevlisi var, bizde ıse 100. Derslere çoğunlukla yardımcı doçentler geliyorlar. Neyı verecekle- nni bılmıyorlar. Zaten şu anda 57 olan mevcuttan sadece 17'si son sınıfa ge- çebildı. Doğu'da görev alacağız - Hiç arnnız yok mu? Necmettin: Bizde hasta potansiye- li fazla. Klinikte pratik eğitim yapa- biliyoruz. Buradakıler ise teorıkte iyi- ler. TUS'ahazırlanıyorlar. Bizim TUS ımkânlanmız yok. Sibel: Burada hastaya yaklaşmak- tan korkan öğrencıler var. Bızse po- lıklınıkte çok çalışıyoruz. İkram: Bız asistan gıbı çalışıyoruz. Buradakılerse kütüphanede çalışıyor. - tş yaşantınızdan beklentiniz ne- ler? Sibel: Kımse ücra köylere gıtmek is- temiyor. Hepimiz Doğu'dan geldık orada görev alacağız. Ama şartlann iyileştirilmesi gereklı. Halk pratıs- yeniığe ıyi bakmıyor. Bu bilinç geliş- tirilmeli İkram Sağlık ocaklannda aktif ça- lışıyoruz. Halk sağlığı, koruyucu sağ- lık nedir biliyoruz. Zafer: Gelecek kaygılan var. Bu kaygı hekime ıhtiyaç olmadığından kaynaklanmıyor, devletin düzenlı kad- ro anlayışının olmaması, halk sağlı- ğına önem verilmemesinden kaynak- laruyor. - Yörenin sağlık durumu nasd? Zafer: Aıle hekımlığı ka\ ramı yok. Ölmeye yakın hekime gıdebiliyorlar. Ayhan: Çoğunun sağlık güvencesı yok. Mehmet: Muayene olabılen, ilaç alamıyor. Van'daki insanlann çoğunun Yeşıl Kart'a ıhtıyacı var. İkram: Bız gelen hastalara süt ıçın, meyve sebze yıyın tavsıyesınde bulu- nurken çehşkıye düşüyoruz. Çünkü ın- sanlar bunlan alamayacaklar. OOTÖ'de mezuniyet törera • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Orta Doğu Teknık Ünrversıtesı'nden (ODTÜ) 2002- 2003 öğretim yılında mezun olan öğrencilere diplomalan düzenlenen törenle verildi ODTÜ Stadyumu'nda düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ural Akbulut, öğrencilerden. ülkenin içinde bulunduğu ekonomik knz nedeniyle morallerinı bozmamalan gerektığini söyledi Üniversite birincisi Murat Türk de konuşmasında, "Dileğım, tükenmeyen hız, dinmeyen coşkunluk ve sarsılmayan birlik ile çalışmamız ve ilerlememizdir" dedi Ustün zekâHaraı yartkn arayışı • KAYSERİ (AA) - Kayseri'de, üstün zekâlı çocuklann eğitimıne yönelik olarak yaptınlacak "Bılim ve Sanat Merkezi" ıçın hayırsever aranıyor tl Milli Eğitim Müdürü Osman Nuri Gülay, 54 üstün zekâlı çocuk tespit edildiğini belirterek, bu çocuklann özel eğitime ihtiyaç duyduklannı vurguladı. Kaysen'de üstün zekâlı çocuklara eğitim verecek bır merkezin kurulması için çalışmalara başladıklannı açıklayan Gülay, "Çocuklar burada bıreysel yetenekleri doğrultusunda çalışmalar yapacak, projeler üretecek ve uyguJayacak" dedı. TÜB/rdan17kişiyebırs • ESKİŞEHtR (AA) - Anadolu Üniversitesi (AÜ) Engellıler Araştırma Enstıtüsü Öğretim • Üyesi Doç Dr. Elif Tekin Iftar, Türkiye Bilimler Akademisfnden (TÜBA) 'Seçkın Genç Bilimci Ödülü ve Bılım Bursu' alan 17 kişi arasına girdi. TÜBA'nın 2001 yıhndan bu yana düzenledığı Üstün Başanlı Genç Bılım • lnsanlannı Ödüllendırme Programı'na ı (GEBÎP) 2003 dönemi için yapılan başvurudan 108'inin değerlendirilmesi sonucu 17 genç bilim insanına Seçkin Genç Bilimci Ödülü ve Bilim Bursu verildi. Doç. Iftar, akademisyenlere üç yıl boyunca yılda iki defa maddi destek sunan TÜBA'dan ödül ve burs almaya hak kazanan 17 kişiden bin oldu. Suriye ve b*ak diplomalan iptal • ANK4RA (ANKA) - Yükseköğretım Kurulu (YOK), Suriye ve Irak'taki üniversitelerden tıp diploması alan 5 kışiye denklık vermedi. Resmi Gazete'de yayunlanan Yönetim Kurulu karanna göre, Suriye'nin Şam Üniversitesi'nden Zahid Haswa, Sunye'in Tişrin Üniversitesi'nden Shefık Hapteh, ; Irak'ın Musul Üniversıtesı'nden Önder Hamit Behcet ve Irak'ın Salahaddin Üniversitesi'nden Mahmut Muhsin Doğramacı'nın diploma denklıği iptal edildi. r Izmir'de 45 dalda spor okulu Geleceğin sporculan yetişecekKuruluşunun 65. yüdönümünü kudayan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün bünyesinde, Izmir'de 45 dalda kurulan U spor merkezieri, düzenlenen törenle açıldı. Atatürk Yüzme HavuzıTnda yapılan tören, sporcularuı resmi geçidiyle başladL Törenin açıhş konuşnıasını yapan İzmir Vali Yarduncısı Fahri Aykıru kuruluşunun 65. yüdönümünü de kudayan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nü kudadı. Gençlik ve Spor İzmir îl Müdürü Sabri Sadıklar ise iyi sporcularuı iyi öğrenciler ve lider birejier olduklannı kaydederek "ti spor merkezierine başvuran tüm çocuklarunıza, kapasite ne olursa olsun spor yaptıracağız. Bu çocuklanmızın arasından dünya üçüncüsü olmuş milli takınnmızda yer alacak, alün madalyalar kazanacak sporculanmızın çıkacağına tüm kalbimie üıanıyorum" diye konuştu. Konuşmalann ardından, il spor nıerkezlerinde eğitim gören sporculann sunduğu gösteriler ilgjyte izlendi. (AA) AÇI MUMTAZ SOYSAL Son 1 Temmuz'lar mı? YARIN yıne Kabotaj Bayramı. Yıne gemiler dona- nacak, yine "Üç tarafı,." diye başlayan nutuklar söy- lenecek. Yurtiçindeki yüktaşimacılığının yüzde93'ünü kam- yonculann sırtladığı, denıze kalan payın demiryolla- nndan bile sonra geldiği unutularak. Denizyoluyla dışa gönderılen Türk mallarırnn ço- ğunu yine yabancı bandıralı gemılerin taşımakta olu- şundan utanılmayarak. Marmara ve Istanbul'la Izmır'in "şehirhatlan" dı- şında, artık deniz yolculuğu diye bir şeyin kalmadı- ğı bilıne bilıne. • • • Yunanistan ve Güney Kıbrıs, denizcıliğin gelışme- si ıçın konuyu benimseyecek kurumları çoktan ku- rup sorumluluklan belirleyerek büyük ticaret filoları- na sahip olurken yıllar yılı hâlâ "denizcilik bakanlığı kurulsun mu"yu tartışan bır Türkıye, böyle bir bay- ramı sıkılmadan nasıl kutlayabılir? Ege'yı ve Akdenız'ı kıyılan ve ufuklanyladoğru dü- rüst kullanamamış bir ülke, o denizlerdeki sıyasal da- valarında ne ölçüde ağır basacak? Becenksızler elin- de er geç sürükleneceğe benzedığimiz uluslararası yargı kuruluşlan, "Yakın kıyılannı bile kullanmadığı- nız denizlerde, nasıl olur da karasulan kavgasına çı- karsınız" veya "Üstünde bile gemi gezdiremediği- niz sulann dibinde ne hakla kıta sahanlığı iddiasın- da bulunursunuz" demezler mi? Şimdiki Ulaştırma Bakanı'nın bir "gemiinşaatmü- hendisi" oluşu, denızcılığe nihayet gereken önemin verilmesinı sağlamaya yetecek mı? Yoksa o da ar- matörter dünyasının büyükçe bölümüne egemen olan kısa vadelı kazanç oyunlarının tutsağı mı ola- cak? Yok pahasına elden çıkarılmış ve o çok düşük bedelı bıle tam tahsıl edılmemiş bır Denız Nakliyatı AŞ hikâyesınden sonra, kim hangı cesaretle denız- cilikte kamusal ve özel olanaklann akıllıca seferber edılmesını göze alabılecek? AB'ye bır an önce tam üyelik için çırpınanlar, bi- razcık geçış süresı verılse bile kabotaj hakkının enin- de sonunda kalkacak olrnasına karşı ne düşünmek- tedirter? Savaşlar ve çetin müzakerelerle zor elde edil- miş bır hakkı zamanında ıyi kullanamamış olmak Türkıye'nin büyük ayıbı değıl mıdir? • • • Türk denızcıliğıne yaratıcılığın nereden nasıl gele- bıleceğı ve hıç denenmemış olanaklan kımin zorla- yacağı henüz yanıtlanmamış bır soru. Örneğin, nehır gemicılığı? Ruslann ve Tuna ülke- lerinın becerdikleri gıbı hem ırmaklarda hem de de- nizlerde çalışabilecek türden şılepler yapıp onlarla Do- ğu ve Orta Avrupa'yla Hazer'ın kapılannı zorlamak? Türkıye'nin her yıl kıta ıçlenne yaklaşık 500 bin do- larlık fayans dışsatımı var; böylesıne "yükte ağır, pa- hada hafif" bir malı koca kamyonlarfa bınlerce kilo- metre ötelere taşımak akıl kân mıdır? Nehır taşıma- cılığını devreye sokmak çözüm olamaz mı? Denız, her şeyden önce, ufuk genişliğı demektir. Denızı hiç düşünmeyenlerın ufukları hep dar olur. Dinçer'den TED'in fiyatına tepki: Ozelsektörcüye ders olsun ANKARA (Cumhu- ri>etBürosu)-TED Ko- lejrnin, 2003-2004 eğı- nm öğretim yılında oku- löncesi eğitim (anaoku- lu) yıllık fıyatıru 24 rml- yar hra olarak behrleme- sı tepkiye neden oldu. Eğitim-Sen Genel Baş- kanı Alaaddin Dinçer. "Bu fiyat, özel sektörü desteklevenlere ders ol- sun. Bu girişim, firsat eşiüiğine tamamen a> kı- ndjr" dedı. Dinçer, konuya ilış- kin yaptığı açıklamada. fiyatlann bu denli yük- sek olmasının, özelleş- tirme yandaşlannın su- çu olduğunu söyledi. Eğıtimde firsat eşıtliği- nnı yok edildiğini vur- gulayan Dinçer. "Ashn- da özel öğretim kurum- lannın hangi noktaya geküğini görmemiz açı- smdan çok anlamta bir şey. Açgözlülüğün smı- n obnadığı hepimizeser- güendi" diye konuştu. Duıçer, bu durumun ve toplumsal sorumlu- luklar açısından tehli- keli olduğunu belirtir- ken "Bu, eğıtimin özel- Ieştir3mesiniteş\îkedeıı- ler içûı iyi bir ders olur. Fakir öğrenchi 15 trü- yon Urayla özel okulla- ra göndermeye çahşan Bakanm, ashnda özel- leştirmeyi nasıl teşviket- tiğini göstermesi açısın- dan önemlidir" dedi. Özel okullarda okutul- ması planlanan yoksul öğrencilerin, 1.5-3 mil- yara okutulacağırun du- yurulduğunu anımsatan Dınçer, "Büjiik kent- lerdeki özel okullar. bu öğrencileri almayacak- Hr. Öğrenciler doğru- dan cemaat okullarma gönderilecektjr" dedı. TEKAM'ın araştırmasına göre Türkiye, en fazla beyin göçü veren 34 ülke içinde 24. sırada Beym göçü getişmeyi battafayor Üniversite insanlara dil oldu • ESKİŞEHİR (Cumuhuriyet)-Türkiye de dil ve konuşma bozukluğu bulunan 650 bin ıl- köğretim çağındaki çocuğa eğitim verilemez- ken Anadolu Üniversitesi'ne bağlı Dil ve Konuşma Bozukluklan Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi" Konuşma bozukluğu olan çocuklar ile geçirdiklen rahatsızlıklar sonucu konuşma güçlügu çeken yetışkinlenn merkezden yararlandığıru belirten DİLKOM Müdürü Seyhun Topbaş, eğitımın bırkaç yıl sürebildigıni söyledi. Topbaş, Türkeyi"de söz . konusu eğıtımi verebılecek terapist açığı I yaşandığını vurguladı. EVTOMKAYA Eğitılmiş insanlann gelişmiş ülke- lere akışı, göç veren ülkelenn geliş- mesını yavaşlatıyor. "Beyin göçü", 21. yüzyılda azgelışmış \ e gelişmek- te olan ülkelerin başlıca sorunlan ara- sında yer alıyor. Türkiye en fazla be- yin göçü veren 34 ülke ıçınde 24. sı- rada yer alırken iyi yetışmış 100 kı- şıden 59"unu da kaybediyor. Eskişehır Osmangazı Üniversitesi Teknoloji Araştırma Merkezi"nın(TE- KAM) yaptığı "Rakamlaria Türkne ProfiB" adlı araştırmada beyin göçü- nün, ülkelerin gelişmelennı engelle- yen etkenlerin başmda geldığı belir- tılıyor. Beyuı göçünün, Nazı Alman- yası'ndan kaçan Yahudi bılim insan- lannın başka ülkelere yerleşmesı ile 2. Dünya Savaşı yıllannda başladığı- nA dıkkat çekılen araştırmada, 1960- • Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Teknoloji Araştırma Merkezi'nin araştırmasına göre Türkiye her yıl iyi yetişmiş 100 kişiden 59'unu kaybediyor. Beyin göçünü engellemenin ülke insanlannın refah seviyesini arttırmak ve yaşam kalitesini yükseltmekle mümkün olabileceği belirtiliyor. 70 yıllannda özellikle mühendis ve doktorlann ülkelerinin dışmda iş ola- naklan aradığı anlatılıyor. Cöçün nedeni yaçam ve çalışma koşulları Araştırmaya göre Türkiye en fazla beyin göçü veren 34 ülke içinde 24. sırada yer alırken ıyi yetışmış 100 ki- şiden 59'unu da kaybediyor. Beyin göçüne neden olan etmenleri, poli- tik, ekonomik, psikososyal. yaşam şartlan ve çalışma koşullannın elve- rişsizliğı olarak sıralayan TEKAM Müdürü Prof. Dr. Muammer Kaya. ni- telikli kişilerin dış göçü gelışmemiş- lık ve uluslararası gelir ve servet fark- lılıklannın yansıması olarak değer- lendirdi. Prof. Dr. Muammer Kaya, "Eğitilmiş. insan sermayesinin fakir ülkelerden akışı, BaO dünyasııun bi- lim ve ekonomisini arttınrken göç ve- ren ülkelerin geUşmesini yavaşlatrvor. Gelişmiş ülkelerde iş vefirsatolanak- lan olduğu ve bu ülkeler daha i>i bir gelecek sunduğu sürece be>in göçü kaçımlmaz olarak devam edecektir" diye konuştu. Cençlere değer verltmeli Prof. Dr. Kaya, beyin göçünü engel- lemenin ülke ınsanlannın refah sevi- yesini arttırmak ve yaşam kalitesini yükseltmekle mümkün olabileceğini vurgulayarak "En önemü yaünm, eği- Olmiş insanayatınmdır. Küresel dün- yada a> akta kalabilmenin tek \ olu i\i eğitilmiş gençlere, profesyonellere ve bübne değerverflerek başarılabilir" di- ye konuştu. Çukurma Üniversitesi Öğretim Üye- si Prof. Dr. İbrahim Ortaş da beyin göçünün başka bir boyutuna şöyle dıkkat çektı: "MaalesefbugünAme- rika'nın en saygm biu'm kuruluşlan- nın başuida çok savıda Üçüncü Dün- ya ülkesinin her yönüyle başanh h'der vasıflı bilimcileriçanşmaktadır. Bu bi- Bnıcikrin bUunsel bulgulan da yine bu ülkelere karşı kullanılnıaktadır." Yurtdışuıa öğrenım ıçın gıdenlenn basmda fazlaca yer almasının özenti yarattığınm altını çizen Prof. Dr. Or- taş, "Türkrve'deki çalışma ortanüan düzehilnıeden. nıevcut maaş sistemin- dea>arlamalar>apdnıadan nitefikli be- >inleri ülkede tutmakimkânh gözük- müyor" diye konuştu. 50 binden fazla öğrenci yurtdışında okuvor Yüksek Öğretim Kurumu'nun (YÖK) hazırladığı rapora göre de 24 bini Almanya'da, 15 bıni ABD'de ol- mak üzere 50 bmden fazla Türk öğ- renci yurtdışında eğitim görüyor ve bu öğrencılenn bırçoğu gen dönmüyor. Türk Sanayicı ve İş Adamlan Derne- ğı'nuı (TÜSİAD) verilerine göre ise Türkıye, ABD'de en fazla öğrencisi bulunan ülkeler arasında 9. su-ada yer alarak ABD ekonomisıne yılda 824 mılyon dolar katkı sağlıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle