25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 »AZİRAN 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ PETROL SAVAŞU\RI TURHAN SELÇUK i—3- »• Uludağ Üniversitesi, gerçekleştirdiği reformlar nedeniyle EUA tarafmdan 'örnek' üniversite seçildi Kemalizm karşıüannaanlamlıders• 80 üniversite ara- sında ilk üçe giren Uludağ Üniversitesi rektörü Mustafa Yurtkuran, "Bu so- nuç, AB'ye giriş sü- recinde Kemalizmi engel olarak göster- meye çalışanlara ders olmalıdır" dedi. LEVÜsTGENCELLİ BURSA- "Çağdaşbflgi, kül- türel birikhn ve üetişim bece- rignesahip,araşnrmavçsorun çözme yeteneği geBşmiş, çev- resine önderük edebilecek ya- pıda, Atatürk ilke ve devrim- leriniözümsemiş, yurtsever bi- reyleryetiştirmek için" eğitim vermeyi amaçlayan Uludağ Üniversitesi (UÜ), son 3 yıl- da gerçekleştirdiği reformlar- la Avrupa Üniversiteler Birli- ği'nce (EUA) "ömeküniver- site'' seçildi. Üniversitenin eğitim ve ka- lite reform uygulamalan EUA'nın denetimini kabul eden 80 üniversite arasında en iyi üç arasmda gösterilirken Kalite Kültürü Projesi de Avrupa'da- ki eğitim kurumlanna yol ha- ritası olarak önerildi. Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, yaptığı basın toplantısında, EUA'nın karannın üniversitenin 30 yıl- lık tarihinin en önemli başan- sı olduğunu söyledi. Aydınlanmayı savunmak Yurtkuran, "SorbonneveBo- logna dekfaras}onlanna göre, AvrupaBiriiğisadeceekonomik değiL bflgi, kühür. sosyalve tek- Okul müdüresi Fatma Tan, tnönii'ye bir plaketverdi(Fotoğraf: HİLAL KÖSE) Bilimde 300yıl gerideyiztstanbul Haber Servisi - Prof. E>r. Erdal tnönii, bilimsel devrimin siyasal devrimden daha önemli olduğunu belirterek, "Siyasal devrim bir süre sonra bitiyor. Bilimsel devrim ise daüna yeni bilgi ve bilgive ulaşına yöntemi öğretiyor " dedi.lstanbul Lisesi'nin Kültür Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Bilimsel Devrim" konulu panelde konuşan Inönü, Türkiye'deki gençlerde karamsarlığın ve başka bir ülkeye gitme isteğinin olduğunu anımsatarak, "Maneviyat bozukluğu ve geri kalmışlık hissi var. İnsanlar geri kalmışhğın farkuıda" dedi. Inönü, Osmanlı tmparatorluğu'ndan itibaren Türkiye"nin bilimde nasıl geri kaldığını dile getinrken, 'Ekonomimizin düzelmemesinin nedeni yeterli bilgimizin olmamasından kaynaklanıyor. Ya da bilgimizin kıymetini bilmiyoruz" diye konuştu. Inönü, şöyle devam etti:"Osmanh tmparatorluğu'nda bilim Kanuni döneminden sonra durdu. 300 \iltak kaybumz var. Yeniliğe açık olmak gerekiyor.. Sonradan isterseniz de çağı yakalayamıyorsunuz. Biz manüklı düşünmeyi Cumhuriyet'ten sonra öğrendik. Siyasetçüerimiz duygusal kararlar ahyorlar. Kavga etmeden bir konu tartışıİnuyor. Büunsei düşüncenin topluma yayılması halinde bu sorunlar aşdabünf tnönü gençlere"Temei bilimlere ilgi duyııp buluş yapmak istiyorsanız, bilinıe yaşamınızı adamak zorundasımz" diye seslendi. Bilgi Üniversitesi öğrencileri Dolapdereli çocuklan araştırdı Suçla birtikte yaşamak HİLAL KÖSE tstanbul Bilgi Üniversite- si öğrencilerinin "Duvarla- nn Arkasım Anlamlandır- ma Çabası: Dolapdere Pro- jesi'''ne göre Dolapdere'de çocuklar şiddeti ve suçu "normal ve yapdabiar" bir eylem olarak tanımlıyor. 15 öğrencinin Kasım 2002 -Nisan 2003 tarihlerinde yü- rüttüğü araştırma sonuçlan- dı. Sosyoloji bölümü 2. sı- nıf öğrencisi Behice Sayat, amaçlannın Taksim'in ışıl- olı yaşamına 5 dakikalık me- safede olan Dolapdere'nin gerçek yüzünü anlamak ol- duğunu ifade etti. Dolapdere'de çocuk olmak.. Semtteki Hüviyet Bekir tlköğretım Okulu'ndaki öğ- renciler arasında yapılan araştırmaya göre, Dolapde- re'deki çocuklar şiddetin ve suçun normal olduğunu dü- şünüyor. Bu çocuklar Do- lopdere'de ne tür suçlar iş- leniyorgibi sorulan, "Kap- kaççıhk. telefon çalnıa, teyp çalnıa, anba çalma" diye tanımlıyorlar. Neden suç işleniyor so- rusuna 6. sınıf öğrencisinin verdiği ce\^p ise şöyle: "Kü- çükken onlar da aldablnuş, bu işlere sürüklenmiştirve bu işler de onlan değiştirmiş- tir." Öğrencilerin yansı ya- şadıklan yeri sevmedikleri- Çocuklar yaşadudan semti, Tinercüeriıı, hapçüann, hırsızJann ve fakuierin kendilerine mekân edindikJeri bir yer" olarak tanımlıyor. Dolapdere'deki ailelerin yüzde 66'sııun aylık geliri 500 milyonun altında. Hane reislerinin yüzde 25'i işçi ya da memur, yüzde 52'sinin düzenli bir geliri yok,yüzde 1 l'i ise işsiz. Masraflar nedeniyle doktora gitmekten vazgeçenlerin oranı yüzde 56. Yüzde 22'si hiç doktora gitmemiş. Dolapderelilerin yüzde 4O'ı çocuklannın eğitiminden masraflar nedeniyle vazgeçerken yüzde 51 'i hiç okula gitmemiş. ni söylerKen Dir ö. sınıf oğ- rencisi Dolapdere nasıl bir yerdir sorusuna "Çok pis, çok iğrenç, çok kötü ve çok çirkin'' cevabını veriyor, bir 7. sınıf öğrencisi de "Tiner- cflerin, hapçılann. esrarkeş- lerin. hırsızlann, fakirlerin ve kimsesiz insanlann ken- dilerine mekân edindikleri bir yerdir" cevabını vermiş. Oğrencilenn yüzde 34'ü yaşamak istediği evi "Hu- zurlu bir ortam; şirin. kü- çük bir ev" olarak tanımlı- yor. Çocuklann çoğu ileri- de "poKs" olmak istiyor. Er- kek öğrencilerin yüzde 69'u Ozcan Deniz, Alişan, Ibra- hinı Tatiıses ve Mahsun Kır- mızıgüTe benzemek ister- ken, kızlann örnek aldığı ki- şiler ise PetekDinçöz, Gül- ben Ergen, Nez. Sibel Can. nik boyutian da olan bir bir- hktir. Bu nedenle Türkiye'nin AB'ye kendi değerleri ije kab- hm sürecinde. liudağ C'niver- stesi'nin bu başansuun \adsj- namazetkileri olacakür" dedi. Yurtkuran, -Aydınlanma De\ - rimi'nin }ihnaz savıuıucusu" olarak tanımladığı üniversi- tenin ulusal değerlerden ödün vermeksizin Avrupa'ya ömek gösterilmesinin, AB'ye giriş sürecinde Kemalizmi engel olarak göstermeye çalışan- larla onların ülke içindeki destekçilerine büyük \e an- lamlı bir ders olarak algılan- ması gerektiğini vurguladı. Yurtkuran şöyle konuştu: "Değeriendirme ekibi bin sayfahk dokümanuı incelen- mesinden sonra, öğretim üy«- leri, öğretimetemankaöğren- ciler v« YÖK Başkamekili fle görüştüler. ÜnK^rsitemi- zaı fiziki alanlarmı inceledfler. Ekip Başkanı, 22 Mayıs 2003'te Kurumsal Değerlen- dirme Programı'nnı ön ra- porunu sundu." En iyisi Uludağ^. Yurtkuran, raporda yer alan ifadeleri kısaca şöyle özetle- di: f' Değerlendüme ekibi ola- rak misyon ve vizyonunuzun Avrupa ünrs'ersitelerinin ge- leneksel temel değerleriyle uyumlu olduğunu düşünüyo- ruz. Değişim sürecini destek- leyecek kurumsal politikalar gerçekten mükemmel oluştu- rulmuş. ^ Değerlendirme ekibi. üniversitedeki üyelerin, öğ- renciler dahil olmak üzere ka- lite gelişiminde yer almasın- dan dolayı çok etkilendi. ^ Uludağ Üniversitesi, "Biz nereden başbvoruz" so- rusuna dürüst bir cevap ver- meye çahşmasırun yanı sıra bize doğru cevabı vermiştir. • Performans ve değişim sürecini yönetme açısından mükemmelsiniz; dikkatli bir sıralama >r apmak gerekirse, şu ana kadar değerlendirilen 80'nin üzerindeki üniversite arasında Uludağ Üniversite- si ilk üç içindedir. Biraz ce- surca bir ifade kullanılırsa, birinci sıradadır. DUZYAZI ORHAN BİRGİT An Kovanına Çomak Sokan Kim? Başbakan, öncekı gün Konya'da içmesuyu tesis- lerinı açarken dönüp dolaşıp "kadrolaşma" iddiala- rına değiniyor. Değinmekle de yetinmiyor; üstüne basa basa yaptıklarını savunuyor. Sayın Erdoğan'a bakarsanız AKP döneminde ya- pılan atamaların sayılarını verınce, bu sayıları birön- ceki üçlü hükümet dönemindekilerle kıyaslayınca, "kadrolaşma" savları boşta kalıyor. Oysa Başbakan, daha önce bu konudaki konuş- malarında, bir siyasal partinin iktıdara geldiği zaman bürokraside kendi kadrosunu kurmasından daha doğal bir şey olmayacağını üstüne basa basa söy- lemiş, ABD'den örnek vermişti. Zaman insana ne de olsa bir şeyler öğretiyor. ABD'de başkanlık sısteminin geçerli olduğunu, bi- rer memur sayılan bakanların da parlamentoya de- ğil, başkana hesap verdıklerini Sayın Başbakan'a usanmadan yazıp söyleyenler, bir ölçüde yol almış sayılabiliıier. Aynca, ABD'linin irticadenildiği zanan tek biryum- ruk halinde nasıl bir araya geldiğini 11 Eylül saldırı- sına tepkiler kanıtlamadı mı? Türkiye'de bu tehlike- nin en dikkatli gözlemcisi TSK'nin bıkıp usanmadan konuşmasının elbette boşuna olmadığını AKP Ge- nel Başkanı anlamalı. Ordu, yıllardan beri gündem- den kaldırdığı bir tehlikeyı, bugün ısraria sıcak tutu- yorsa bunun bir anlamı olmalıdır. O sıcaklığı, Başbakan Konya'da elbette üstü ka- palı eleştirebiliyor ve atama konusunu gündemde tu- tanlan, aslında hortumculara destek olmak isteyen- ler diye suçluyor. "An kovanına çomak sokanlar"öan söz ediyor. Bu çomakçıların hortumculuk yolları, maşallah AKP iktıdara gelince başlattığı atamalarla kesiliyor- muş da. Onlar, doğrudan kamuoyuna "kaynaklan- mız kesildi" diye şikâyet edemeyınce, atamaları ba- hane hedef seçiyorlarmış! Yok, o kadar insafsız olmayın. Hiç kimse ve o ara- da Başbakan da, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni Güney Ame- rıka orduları ile kanştırıp hortumculuk gibı ağır bir su- çun töhmeti altında bırakmaz. Ne ordusunun ne de Çankaya'da göreve başla- dığı günden bu yana isminin tek bir gölgelı işe bu- laşmadığına milyonlarca yurttaşın yemin ile tanıklık edeceği Cumhurbaşkanı ıçin de Sayın Başbakan bu tür bir suçlamaya gırışmez. Inandırıcı olamamak Girişmez ve öyle bir şeye kalkışsa da kimseyi inandıramayacağını bilir. O zaman ne oluyor? Başbakan, kamuoyunu coşturacağını düşünerek mikrofonu eline alıyor ve sanki "Beraberyürüdük; biz bu yollarda" şarkısına eşlik edermışçesine o anda aklına geleni söylemekten geri durmuyor. Iktidarı elinde tutan kişinin, kim olursa olsun hor- tumculuktan sözü edilenleri bir sayfahk suç duyuru- su ile Adalet Bakanlığf na haber vermesı yetmez mi? Başbakan bunu yapacağı yerde, kurduğu tümce- ler ile yanlış adrese gidecek mesajlar verip sanki bir tabak-çanak mağazasına gırmiş fil gibi, çevreyi kı- np devinyor. Ne ölçüde şanssız bir günde olduğunu ise bir ge- ce önce Istanbul'da düzenlenen Polis Balosu'nda, Emniyet Vakfı'na yardım yapanlara dağıtılan plaket- ler arasında, kendısınden vermesi istenilen kişi ile çe- kilmiş fotoğrafının, bu hortumcular haberi ile aynı güne rastlaması ortaya koyuyor. Zeval erken başlayacağa benziyor. Tabii, parlamen- to dışında kalmış olan muhalefetin aklını bir an ön- ce başına alıp kendisini hızla derleyıp toplamanın çö- zümlerini arayıp bulması koşulu ile. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(g e-kolay.net Semra Sezer'den 12 yıl mesajı 8 yıllık eğitim büyük kazanım ANKARA (Cumhurhet) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in eşı Semra Sezer, zorunlu temel eğıtim-öğretım süresının 8 >ıla çıkanlmasının büyük bir kazanım olduğunu belirterek bundan sonraki hedefin bu sürenin 12 yıla çıkarılması olması gerektiğini kaydettı. Sezer, Ankara Üniversitesi Sürekli Eğıtun Merkezı'nın 1. kuruluş yıldönümü etkinliklen kapsammda, Ankara Üniversıtesı'nde düzenlenen "Oğrenen Toplumlar, Kurumlar ve Bireylere Doğru" konulu panelin açüışuıda konuştu. "Cumhuriyet'in ilk 25 yılında gerçekleştirilenlerin eşsiz bir halk eğhimi başansı olarak rehber njteligi taşıdığuu" belirten Semra Sezer, 1997"de başlayan zorunlu ilköğretimin uygulamasıyla ilköğretunde okullaşma oranında önemli artış sağlandığını kaydetti. ENTERNET / MEHMET SUCÜ mehmet@ cumhuriyet.com.tr Türk Telekom, Cezayir depreminin rdından kopan Türkiye'nin yurtdışı in- femet bağlantısının tekrar sağlanması bnusunda sınıfta kaldı. Telekom bel- ı de Türkiye'de topu topu 3-4 milyon ullanıcısı olan ınternet ıçın büyük zah- lete girmeye gerek duymadı diye dü- ünmemek elde değil. Yoksa, Türki- e'nin yurtdışı bağlantısının birfiberob- k kablonun kopması ile kesilmesi ve u hattın alternatifinin çok uzun bir sü- 3 bulunmamasının veya aranmaması- ın başka nedeni olamaz. Artık inter- et kullanıcıları hatta internet kullan- ıayan büyük çoğunluk bıle bu kesin- nin kurum için çokfazlasayılmayacak ıryatırımla giderilebileceğini biliyor. Başka bir hat kiralamaktan, geçici larak veya kalıcı olarak uyduya taşın- naya kadar birçok çözüm bulunduğu- u hemen herkes biliyor. Hemen her- es biliyor, ama Türkiye'nin üç büyük nde internet hizmeti veren Telekom'un gilılen bilmiyorgibi görünüyor. Yurtdışı bağlantısı kesık olan internet- aTürkiye içinde bilgi alışverişi yapmak âlâ olanaklı. Yani artık internette de biz ıze kaldık. Böyle bir durumla karşıla- ınca doğal olarak tüketiciler yani net Interneti dalgıçlardan soruyoruzkullanıcıları yetkilileri arayıp bilgi alma- ya çalışmışlar. Sevgili bürokratlanmı- zın da bilgi almak isteyen kullanıcılara veya tüketicilere (siz nasıl tanımlarsa- nız öyle olsun) verdikleri yanıtlar değ- me mizah öykülerine taş çıkartacak gi- bi. Bunlann bir kısmı internette e-pos- ta aracılığıyla ekrandan ekrana dolaşı- yor. Telefonda anzanın ne zaman ve na- sıl giderileceğini soran kullanıcıya: "Biz kablonun koptuğu yeri buldurmaya çalışıyoruz" diye yanıt veren sevgili bürokratlarımız bakın ne inciler döktür- müşler: - Bu arızayı gidermek için atterna- tif bir planınız var mı? - Uydu diye düşündük, ama çok pa- halı, o yüzden gerek duymadık. - İnternet bağlantısı ne zaman es- ki hızına kavuşur? - Bu konuyu müdürüme sormak için başvurdum, toplantıdaymış, sekrete- riyle görüştüm, ama edindiğim izleni- me göre bizim işimiz çok uzar. - Bağlantıdaki anza ne zaman gi- derilebilir? Microsoft, VVindovvs programından sonra en fazla satan ofis programlannın fiyatlannda yüzde 15'e varan indirim yapacağını açıkladı. Fiyat indiriminin, diğer firmalann ürünlerinin rekabeti yüzünden değil, Microsoft'un ürettiği değişik ofis sürümlerinin birbiriyte rekabet etmesinden kaynaklandığı belirtiliyor. Microsoft'un yüzde 15 indirim yapacağı ürünlerin başında Ofis XP Standart ve Ofis XP Profesyonel geliyor. Ofis programı içinde yer almadan ayn olarak satılan Word ve Excel gibi programlann fiyatlannda ise daha büyük indirimlere gidileceği bildiriliyor. Fiyat indirimine, yazılım devinin geçen yıl piyasaya Ofis îndipimi sürdüğü ve sadece öğretmen ve öğrencilere satılan özel Ofis XP paketinin fiyatının çok düşük olmasının yol açtığı öne sürüldü. Söz konusu paket, normal Ofis XP'den 300 dolar düşük fıyatla 149 dolardan satılıyor. Microsoft'un, ürünü alanlann gerçekten öğretmen ya da öğrenci olduklannı kontrol etmemesi yüzünden söz konusu paketin satışlan çok artmıştı. Buna karşılık Microsoft'un büyük şirket ve kuruluşlara sattığı Ofis programlannın fiyatında şimdilik indirim yapmayacağı, indirimlerin, bu yılın sonuna doğru piyasaya verilecek Ofis 2003 programı için geçerli olacağı belirtildi. - Biz konuyla ilgili bir şey bilmiyoruz. Kablonun durumunu ancak dalgıçlar bilir. Türkiye'nin internet hareketlerinin yaklaşık yüzde 80'inin yurtdışı bağlan- tılı olduğu biliniyor. Bu hattın kapasite- sinin düşmesinin ülke ekonomisinde günlük 50-65 milyon dolar kayba ne- den olduğu öne sürülüyor. özellikle tu- rizm sektörünün bu dönemde hem çok zorlandığı hem de en fazla olumsuz et- kilendiği biliniyor. internet üzerinden bağlantılarını kuran ve rezervasyonla- rını yapan şirketler ciddi zararlar için- de. Ve siz bir kullanıcı olarak bu ko- nuyla ilgili bir soru sorduğunuzda aldı- ğtnız yanıt "Dalgıçlar bilir" oluyor. Biz bu yanıtı almak için acaba ne gü- nah işledik diye sormak geçiyor ınsa- nın aklından. Geçen hafta gazetelerde Everest tepesine intemet bağlantısı ku- ruldu haberleri yer aldı. Dünyanın da- mına çıkan dağcılar internet bağlantı- sı kurabilirken biz Türkiye'de dalgıçla- rın vurgun yemeden kabloyu onarma- sını bekliyoruz. Bunlann hepsinin üzerine bir de tuz biber ekmek için telefon ücretlerine yüzde 6 zam geldi. İlköğnetimli genç tasarımcılar Bahçeşehir Koleji'nin Koç Bilgi Grubu işbirliği ile düzenlediği "Bilişim Rüzgârı Bizi Nereye Götürûyor" konulu "Okullararası Web Sitesi Tasanm Yanşması 2003" ödülleri 28 Mayıs 2003 Çarşamba günü Bahçeşehir Koleji'nde düzenlenen birtörenle sahiplerini buldu. llköğretim okulu öğrencilerinin yaratıcılıklannı bilgi teknolojileriyle birleştirerek yeteneklerini geliştirmelerini hedefleyen Okullararası Web Sitesi Tasanm Yanşması'na öğrenciler geleceğin evleri, iş ortamlan, eğitim ortamlan, ulaşım araçlan ve robotlan gibi çok geniş yelpazede ürettikleri özgün projelerie katıldılar, Yanşmada Bahçeşehir Koleji'nden Ağlaya Uğur "Birinci", Doruk Can Özçiftçi "Ikinci" olurken özel Küçük Prens llköğretim Okulu'ndan Izzet Meşulam "Üçüncü" oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle