Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 6 HAZİRAN 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(« cumhuriyet.com.tr 15
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCÎ
Kültür Bakanlığı'ndaki bilimsel çalışmaları da yok sayan yasalar düzenleniyor
'Doğal SİT'lerde korumacılıkHükümetın 1. derece doğal SÎT
alanlanna "yasa gücüyle" ınşaat
olanağı sağlamak ıstemesıyle baş-
layan tartışmalarda. dıkkatler hep
ıster ıstemez bu gıbı sözde "imar
yasağı" bulunan güzelliklere çev-
nldı.
"Sözde" dıyorum; çünkü bu
alanlarda ashnda "kesin yapı yasa-
ğı" yok. Doğayı zedelemeyecek
projelenn koruma kurullarınca da
uygun görülmesı koşuluyla, sadece
"toplumun yararlanabiieceği gü-
nübirlik kuİlanım" tesıslen yapı-
labıliyor. Böylece o SÎT'ın güzel-
lıklennden "herkesin" yararlana-
bılmesuıe de "koruma uygarüğı
içinde" olanak sağlanması hedef-
leniyor...
Ancak, bunun yenne, aynı alan-
larda "otel-tatil köyü-konut-vil-
la" vb. gıbı "ayrıcabklı" kulla-
nımlar isteyenlere bu uygarlık yet-
miyor olmalı ki, şimdi imar ve rant
hesaplannı "yüzde 3 imar hakkı-
na" gore yapmakla meşguller...
Buna karşın, asıl önlem alınması
gereken uygulamalar arasındaki,
örnegın 2. derece doğal SlT'lerde
süregelen "turizm tahribatf'ndan
ya da 3. derece doğal SÎTlerdekı
"kaçak yapılaşmayı affeden
planlar"dan, ne Erkan Mumcu
tek söz edıyor ne de "deneyimli
Kültür bürokratlan"nın bunlan
bakanlarına anımsattıklarına daır
bır belırtı var...
Bellı ki bakanlığı ve ülkeyı yöne-
Yapı Kredi Yayınları
Farklı
diülerden
yenı
IdtaplarKültür Servisi - Yapı Kredi
Yayınlan, okurun ılgısıne farklı
dızılerden beş yenı kıtap sundu.
Aleksandr Sergeyeviç
Puşkin'ın 'Yevgeni Onegin' adlı
şur-roman türündekı yapıtı,
'Kazım Taşkent Klasik
Yapıtları' dızisınden çıktı. Yenı
Rus yazınının kuruculanndan
kabul edılen Puşkin'ın bu
kıtabını Azer Yaran Türkçeye
çevırmış.
Türk
yazınının usta
kalemlennden
Şevket
Rado'nun
Akşam
gazetesınde
yayunlanan
yazılanndan bir
seçkinin yer
aldığı 'Sözün
Gelişi' de
yayınevınden
yenı çıkan
kitaplar
arasında.
Kıtabı Cem
Akaş yayma
hazırladı
'Zümrüt
Ayna-
Bilimsel
Düşünce
Üzerine
Denemeler'
de.
yayunlanmış
yazılann
derlenmesıyle
oluşturulan bır
başka kıtap.
Bu kıtapta, A.
M. Celal
Şengör,
Cumhuriyet
Bılim Teknık
dergisinde 1999yılmda
'Zümrütten Akisler' başlığıyla
yayunlanan denemelerinden bir
seçkıyı sunuyor. Türk şıirinden
bir ustanın, Metin Altıok'un
kültür alanındakı eleştırilerden
oluşan yazılannm yer aldığı
'Şiirin tlk Atlası' da
yayınevınden yeni
çıkan kıtaplardan bir tanesi.
Yapı Kredi Yayınlan Genel
Kültür Dizısı'nden çıkan yeni
kitap ıse 'Unutulmuş Mısır'ın
lzinde' Jean Vercoutter
ımzasını taşıyan kıtap. görsel
açıdan oldukça zengın.
DERECE OVUNLARIYLA YARATILAN YIKIM: Muğla kıyılarında, 1. derece SİT alanı olan Gökova, işte böyle korundu
(solda). 2. derece SİT sayılan Marmaris ormanlarına da bu oteller dikildi (sağda).
tenler, doğanın tahnbatını değıl,
bunu engellemek ıçın getınlmış ı-
mar kısıtlamalannı "öncelikli so-
run" olarak görmekteler...
Asıl sorun 'ilkelerde1
...
Pekı, acaba doğal SÎT'lerdekı
"koruma" hedefı ıle buna uygun
bır "kullanımın" temel kurallan
neler olmalıdır'
7
. .
Bu soru, 3 Kasım 2003 seçımle-
nnden önce de Koruma Kurulla-
n'nın gündemındeydi... Alınan ya-
nıtlar Koruma Yüksek Kuru-
lu'nda değerlendınlerek yürürlük-
tekı kımı "koruma karşıtı" ilke-
lerın kaldınlmasını da sağlayacak
yenı bır "ilke karan" üretilmek
üzereydı...
Böylesı bır önemli çalışma bıle
"yok" sayılarak 1. derece doğal
SİT'lere "yasa zoruyla" ınşaat
oranı getırmek, tek amacın "acil
rant yaratmak" olduğunu goster-
miyor mu?...
Geçen yıl yapılan çalışmalarda,
ashnda bu beklentiyi de "doğayı
zedelemeden" karşılayabılecek
genel bir "yeni düzenlemenin"
nasıl olabileceğine çok sayıda uz-
man kafa yordu... Tüm doğal
SlT'lerin, korumadan ödün venl-
meden insanla buluşabilmesının
bazı temel ılkeleri ıçın de özetle şu
saptamalaryapıldı:
1- Doğanın ve yaşamın 'kültü-
1999 yılmdan bu yana süren etkinlikte çeşitli disiplinler bir arada
Taşmektep seminerleri başlıyor
Kültür Servisi - Çanakkale'nın Küçükkuyu belde-
sıne bağlı Adatepe köyünde, 1999 yıhndan bu yana
sanat tarıhı, sanat, tanh, felsefe, müzık \e fotoğraf
alanlannda sürdürülen 'Taşmektep Seminerleri'nın
2003 yılı programı başlıyor.
7 Temmuz'da başlayacak olan ve bu yıl beşıncı dö-
nemıne gıren Adatepe Taşmektep Semınerlen, ka-
tılımcılara kendı uzmanlık alanlan dışında, ilgı duy-
duklan konularda bılgı edınebılme ortamı oluştur-
mak amacıyla hayata geçınlmış bır proje. Semıner-
ler, Adatepe köyünun Mıdılh'den Ayvalık'a kadar
genış bır manzaraya hâkım noktasında bulunan bır
binada yapıhyor.
Okulda. Hilnıi Yavuz, İlber Ortayh, Murat Bel-
ge, Oruç Aruoba, Zerrin Boynudelik, Ömer Mad-
ra ve Kanıil Fırat'ın ders \ereceğı Taşmektep'ın bu
yılkı temalan ıse şöyle: 'Postmodernliğin Yol Açı-
cısı N'ietzsche', 'Kamusal Sanat', 'Fotoğrafta Tek-
nik - Estetik Çözümlemesi Üzerine Teorik Bir De-
neme', 'Avrupa, Amerika ve Asya'da Milli Devlet
Oluşumuna Örnekler', 'Osmanlı Toplumunda
Günlük Hayat', 'Ne Olacak Bu Kâinatın Hali'.
Farklı dısıplınlerden kışılenn kendı dısıplınlenyle
ilgilı konulan aktarmalanyla yaratıcı bir ortam oluş-
turmasının amaçlandığı semuıerlere katılmak ıçin 18
yaşını doldurmuş olmak, kayıt yaptınlarak ücretin
yansının ödenmesı gerekiyor Her alanda üç gün sü-
ren semınerlerde sınıflar en az 10, en çok 35 kışıden
oluşacak. (Bılgııçın Tei02122276467-0286752
59 99 - www.tasmektep.com)
Festivalde bir org ustası
Kültür Servisi -31. Uluslararası
Istanbul Müzık Festı\alı'nın bu
yılkı en ılgınç dınletılennden bın
de günümüzün tanınmış
orgculanndan Martin
Haselböck"ün yarın Sent Antuan
Kıhsesı'nde saat 20.30'da
vereceğı konser. Usta bır org ve
klavsen sanatçısı olarak tüm
dünyada tanınan Martin
Haselböck, solo bır konserle
Istanbul dınleyıcısının karşısına
çıkacak. Sanatçının Bach'tan
modern bestecılere uzanan genış
bır repertuv an kapsayan ellıyı
aşkın kaydı bulunuyor. Solo
konserlennın yanı sıra pek çok
festivalde, Claudio Abbado,
Riccardo Muti, Lorin Maazel
gıbı şefler yönetımınde orkestra
eşlığınde çalan sanatçı, konserde
Marchand, Bach, Mozart,
Soler, Halffter ve Liszt'ın
eserlennın yanı sıra kendi
bestesıne ve çeşıtlı temalar
üzenne doğaçlamalara da yer
verecek. Solistlık kanyennın
yanı sıra orkestra şeflığı de yapan
Haselböck'ün repertuvannda
çağımızın pek çok bestecısının
yapıtlan bulunuyor. Lübeck
Yüksek Müzık Okulu'nda
profesör olan sanatçı, her yıl
Avrupa, Amenka ve Japon\a"mn
çeşıtlı kentlennde kurslar
düzenlemekte ve sık sık
uluslararası org yanşmalanna
jün üyesı olarak davet
edılmektedır 1985yılmda
kurduğu 'Wiener Akademie'
topluluğuyla barok müzık
çalışmalanna ağırlık veren
sanatçı, orkestra ıle birlıkte şef ve
solıst olarak tüm dünyada konser
gezılenne çıkmış, çok sayıda da
kayıt gerçekleştırmıştır Bu
kayıtlar, 1986'daMacanstan'da
Lıszt Ödulu, 1991'de Prag'da ıse
Mozart Ödülü'ne değer
bulunmuştur Sanatçı son olarak
şef Frühbeck de Burgos
yönetımınde Hindemith'ın org
konçertolannın kaydını
gerçekleştırmıştır. Martin Haselböck, şeflik de yapıyor.
rel' bütünlüğü: Evrensel belgeler-
de "SİT" kavramı, doğanın ve ın-
san yaşamının birliktelığmdekı
"kültürel sorumluluğu" tanımlar.
Tüm eskı yerleşmelerdekı kent ve
çevre bürünsellığı rastlantı değıl-
dır. Bu nedenle, (bazı bürokratlar-
da gozlenen) doğal SlT'len Kül-
tür Bakanlığı ndan ayırmak dü-
şüncesı, tarihten geleceğe "yaşam
ve uygarlık" ılışkısıni de göreme-
mek demektır.
2- 'Koruma amaçlı kullanım'
ilkesi: SlT'lerdekı tahnbatlar, ge-
nellıkle "koruma-kullanma den-
gesi" söylemıne sığınılarak ve bu
dengede hep "yapılaşmanın" ağır
basmasıyla gerçekleşiyor... Oysa
bunun yerine temel kavram: "ko-
ruma amaçlı kullanım" olmalı ve
SlT'lerle ilgilı tüm yasal ve teknik
tanımlarda bu ilke öne çıkmahdır.
3- Koruyarak kullanımın koşu-
lu: 'Planlama': Insanın doğal çev-
reden yararlanma hakkını, her yö-
renin kendi özelliklerine dayah
"SİT değerlerini tahrip etme-
den" düzenleyebilecek tek bilimsel
yöntem "planlama"dır Buna ay-
kın "genel yapılaşma oranlan"
ya da planlamayı süreklı erteleten
"geçici imar koşullan" vb uygu-
lamalar artık kalkmalıdır..
4- 'Derece' yerine 'Gruplama'
tanımı: SlT'len " 1 . , 2., 3." dıye
derecelendırmek, doğa içın "de-
ğerli-değersiz" aynmını ve buna
bağlı "gözden çıkarma" süreçle-
rinı yarattı.. Bunun yenne "grup"
tanımı yeğlenebihr. Her türlü yenı
fızıksel müdahaleye karşı en "has-
sas" doğal dokuları bulunan
SlT'ler "(A) Grubu"nda. koruma
amaçlı kullanımın mümkün ve hat-
ta doğa ıçın de yararlı olabıleceğı
düşünülen SlT'ler ıse "(B) Gru-
bu"nda ve planlanarak yaşatılma-
lıdır...
5- Doğa ve tarımın yaşamsal
dostluğu: Hükümet 1. derece doğal
SlTTerde "yatırımcılara" ınşaat
hakkı sağlarken. asıl "yerel halkı"
mağdur eden "tarım yasağını"
önemsemıyor... Oysa, örneğin zey-
tinlıkler, bademlikler, sebze ve
meyve bahçelen.... çoğu yerde
"SİT dokusunu ve peyzajını" da
güçlendırebıhyorlar. Bu nedenle,
her yöre ıçın "SİT'e ve yaşama
katkısı olan" türler belirlenerek
"koruma amaçlı tarımsal kulla-
nım"ı da tanımlamak gerekiyor.
6- ...Ve işgal alanlannda 'kur-
tarma planlan': Yıllann ihmali ve
sıyası desteklerle "işgal" edılmış
kımi doğal SİT'lerde ıse "koruma
kararından vazgeçmek" ya da
tahribatı yasallaştıran sözde "ko-
ruma" planlanyla avunmak yeri-
ne, sadece bu alanlar içın artık
"kurtarma planlan" kavramını
da gelıştırmek gerek.
Haksız rantlan değil, doğayı ve
doğaya saygılı yaşamı gözeten bir
anlayışla düzenlenebılecek bu plan-
lar, belkı de Türkiye'nin "kendi
deneyiminden" yarattığı, benzer
sorunlardakı diğer ülkelere de ör-
nek olabılecek bir yöntemi başlata-
caktır...
Işte bütün bunlar ıçm de ancak
"amacımız gerçekten korumak"
dıyebılecek bir sıyası ırade gereki-
yor. .. Erkan Mumcu ıse böylesı te-
mel konuları tartışmak yerine;
"Mimar, plancı, arkeolog, sanat
tarihçisi bu konudan ne anlar"
sorusuyla polemik peşınde...
Üstelık, yıllardır SlT ilanlannda
ımzalan olan ve şimdi de bunlan
öneren "mimarların", ashnda
kendı meslekı hızmet alanlannı da
"kamu yaran" adına kısıtladıkla-
nnı göremeden ve bundan ötürü bir
"teşekkür" bıle etmeden...
ODAK NOKTASI
AHMET CgMAL
Yazarlann Kateminden
Yazmanın Seriiveni.••••
İstediğimi ıstediğim kadar söyleyeyim, insa-
nın neden yazdığffli ve nasıl olup da yazmadığı-
nı hiç bulamayacağım- ••"
Marguerite Duras, kısa süre once Metıs Ya-
yınlan arasında Çikan "Murathan Mungan'ın
Seçtikleriyle Yazıhane" adlı kitapta yer alan, di-
limize Aykut Derman'ın çevirdiği "Yazmak"
başlıkh denemesinin bir yerinde böyle demiş.
Çağına onca kitap armağan etmış, yazmayı bir
yaşama biçimı ola
r a k
benimsemiş bir yazarın,
iş yazmanın nedenine geldiğinde bir tür sus-
kunluğa gömülmesi, ilk başta sanki çelişki gibi.
"Yalnızlık hazır bulunmaz, oluşturulur. Yalnızlık,
yalnızbaşına oluşturulur. Ben öyleyaptım. Çün-
kü orada yalnız olmam, kitap yazmak için yalnız
kalmam gerektiğine karar vermiştim..." Yazmak
için neyin gerekli olduğunu saptayabilmek, bu-
na karşılık yazmanın nedeni söz konusu oldu-
ğunda bunu açıklayamamak da yine bir çelişki
gibi. Yazar, neden yazdığını açıklayamazken ne
zamanyazabilecegini çok iyi biliyor:"... Yitipgit-
tiğinizde, dolayısıyla da artık yazacak, yitirecek
hiçbir şeyiniz kalmadığında, oturup yazarsınız.
Kitap orada duruyorsa ve haykınyorsa, sizi bitir-
meye zoriuyorsa, oturup yazarsınız. Onun buy-
ruğuna girmeye zorunlu duyumsarsınız kendini-
zi. Birkitabı, birdaha elinize almamak üzere kal-
dınp atmak olanaksızdır; bunu, o kitabı bütünüy-
le yazmadan yapamazsınız - yani: O kitap - onu
yazan kişi olarak sizden - yalnız ve bağımsız ha-
le gelmeden. Bu, bir cinayet işlemiş olmak ka-
dar katlanılmaz bir şeydir..."
Yazmak, ama yazmanın nedenini açıklayama-
mak, ashnda -görünüşün tersıne- çelişki falan
değıl. Ya da bir insana neden doğduğunu sor-
mak ne kadar çelişkıyse, bir yazarın neden yaz-
dığını sorgulamak da ancak o kadar çelişki. Sa-
natçı dediğimiz.yegâne'yi yaratabilen insan; sa-
natsal yaratıcılık, kendini ancak bu yegâne ile
açığa vuruyor. Bunu başarmış olana: "Bunu na-
sıl becerdin" diye sormak ise abes, çünkü o, bu-
nu bir şeyi becermiş olmak için ortaya koymu-
yor. Üstelık hiçbir sanatçı, hiçbir yazar, öyle sa-
nıldığı kadar somutluklar ya da kesinlikler içeri-
sinde değildir, yaratma eyleminin ilk sancılarını
çekmeye başladığında. Duras, tam tersine, ışin
başında hiçlik duygusu'ndan ya da hiçlik karşı-
sında bulanık bir seçenek olarak yazı'dan söz
ediyor: "Bir deliliğin içinde, o deliliğin dibinde
neredeyse tam bir yalnızlık içinde olmak ve sizi
bundan yalnızca yazının kurtarabileceğini bul-
gulamak. Kafanızda hiçbir kitap konusu, kitap
düşüncesiyoksa, bu, önünüzde bir kitap var, ye-
ni bir kitapla karşı karşıyasınız demektir. Bir son-
suz büyüklük, bomboş. Olası bir kitap. Hiçliğin
karşısında..." Picasso da: "Ashnda kanımdan
damlalardır... "demişti renkleri için. Böyle birşey.
Yazar, yazarken bir anlamda kanıyor. Bildiği tek
şey, kendini kendi kanını dökmek zorunda olan
biri gibi duyumsaması. Yapabileceği tüm açık-
lamalar, bu noktada son buluyor. Sonrası ise
dökülen kanların eser'e dönüşmesi ve öteki
ölümlülerin karşısına bir eşsizlik olarak çıkması.
Murathan Mungan, yazarlann kaleminden
yazma serüvenıni yansıtma girışımı bağlamında
nefis bir seçki hazırlamış. Giorgio Manganelli,
Elias Canetti, George Orwell, Ursula K. Le-
guin, Eug*ene lonesco, Peter Handke, Ro-
land Barthes, Marguerite Duras, Man^es
Sperber ve Hanrf Kureishi'nin kalemleri, oku-
ru yazmaya ilişkin açıklamalara değil, yepyeni bir
sorulardenizine sürüklüyor. Zaten lonesco, "Ya-
zıhane"öe Murat Belge'nin çevirisiyle yer alan
"Yazar ve Sorunlan" başlıkh denemede neden
yazdığına sadece okurlara yönelttiği bir soruy-
la karşılık vermiş: "Sizin bilmeniz gerek, çünkü
yazdıklanmızı siz okuyorsunuz ve okuduğunuza,
okumaya devam ettiğinize göre onlarda sağlam
bir yan, bir beslenme yolu, gereksindiğinizi kar-
şılayan birşey buluyor olmalısınız. Neden bu ge-
reksinmeyi duyuyorsunuz ve biz sizleri ne bakım-
dan doyuruyoruz, diye sorabilir miyim ben de?
Ben biryazar olabilirim, ama sizlerneden benim
okuyuculanmsınız? Bana sorduğunuz sorunun
cevabı sizin kendi içinizde..."
Murathan Mungan ise "Yazıyorum ve Bilmiyo-
rum" başlıkh yazısında yanıtı kısa tutmuş: "Ya-
zıyorum ve Bilmiyorum. - Tekbildiğim, bunun iyi
geldiği."
e-posta:ahmetcemal(â superonline.com
acem20 a hotmail.com
BUGÜN
• AKBANK KIILTÜR SANAT
MERKEZt'nde saat 18.30'da Ali İhsan
Gökçen' m Küçüklerin Dünyası adlı saydam
gösterisi. (0 212 252 35 00)
• tFSAK'ta saat 19.30'da Dr. Önder
Mangut'un Jazz Portreleri konulu saydam
gösterisi. (0 212 292 42 01)
M 17. ULUSLARARASI İZMİR
FESTtVALUndesaat 21.30'da Yunan Sanat
Tiyatrosu'nun Oedipus Colonus'ta' adlı
oyunu. (0 232 48i 03 08)
• ASPENDOS'ta saat 21.30'da Sofya Ulusal
Operası'ndan Turandot operası
(0242 243 8824)
15- BALAT^ ŞENLİĞİ'NDE BUGÜN
• GALATASAJtAY MEYDANI'nda saat
18.30' da Semaver Kumpanya'nın
'Kuşlar Meclisi' adlı oyunu
(0 212 244 80 44
• NARDİS JAZZ CLUB'da saal 21.30'da
Neşet ve NükhetQua
rted
(0 212 244 63 27
• OKÇU MTJSA İLKOKULU'nda saat
19.00'da Lüleburgaz Trockyablues dan
Roman Müziği e
saat 21.30'da Kula
Oyunculan Kuıjpanyası'ndan Ladino
Dilinde (Seferad, Müzikal Tiyarro
(0 212 244 80 44
• VENTA DELTORO'da saat 20.00'de
Mark Petrovic'daı stand up gösterisi.
(0 212 244 80'44,