05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19> HAZİRAN 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ PETROL SAVAŞLARI TURHAN SELÇUK / OTûM0öİJ-"İN AKT| . 4H J>0S7~U O-LAN NLiMAPAU i ALMAH L>A tTÎDAö.1 KAi-MAMı5T|. TAM O 13Eİ.L Ü B ' Î>E TEHUİKfcLl CHP Kadın Kollan Başkanı, İstanbul Milletvekili Güldal Okuducu, parlamento gözlemlerini anlattı... CHP feministpartiTÜREYKÖSE ANKARA - CHP Kadın Kollan Başkanı ve istanbul Milletvekili Gül- dal Okuducu, TBN1M gözlemlerini anlatırken "CHP feminist bir parti. AKP'de siyasetyapan kadın arkadaş- larunız yeteri kadar rahat bir zetnin- de siyaset yapmıyorlar. Onlar farkın- dalar ya da değilİer ama daha kuşanl- nuş, daha kısnnlmışlar'" dedi. Okudu- cu, "Kadın daha duyarh, daha özve- riü değeriendirnıelerine kanlmadığı- ru, düzenin dişüleri arasında bu bek- lentinin karşüanmadıgınr söyledi. 12 Eylül sonrasında CHP açıldığın- da bu partiye üye olan ve bugüne dek partide çeşitli aşamalarda görev yapan Okuducu, 7 yıldır kadın kollan baş- kanlığını yüriitüyor. Okuducu, son se- çimlerde de tstanbul milletvekili ola- rak parlamentoya girdi. Okuducu, *ka- dm" olarak parlamento gözlemleri ve "syasetçi" olarak yaphklannı anlat- tı. Okuducu'ya sorulanmız ve yanıt- lan şöyle: -Bir kadın olarak 7 aytk parlamen- to idenimlerinizi anlaür nusınız? AKP'de siyaset yapan kadınlann daha kuşatılmış, daha kıstınlmış olduğunu belirten Okuducu, kadının daha duyarh olduğu yolundaki görüşe de katılmıyor. Okuducu'ya göre bunun en iyi örneği, işkencecilere adayhk yolunu kapatan yasa tasansma AKP'li kadınlann erkeklerle birlikte karşı çıkması. - Siyasette uzun bir yoldan geliyo- rum, bir birikimim var. Sonuçta par- lamentodayım. TBMM'de olmanın bir kaduı siyasetçi olarak yüklediği sorumluluk çok büyük. Meclis'te iki- li bir yapıyla görev yapmanın zorluk- lan ve kolaylıklan var. Parlamentoda 24 kadın milletvekili var. 11'iCHP'li. Bu; siyaset yolunda kadınlan bekle- yen yolun uzunluğuna, çözülecek so- runlann yoğunluğuna bir delildir. Par- lamentodaki görevlerimi yerine ge- tirmeye çalışırken kadın ya da erkek çok fark etmiyor. tnsan olarak dünya- ya, Türldye'ye nasıl baktığınız önem- li. Kadınlar daha duyarh, daha hassas. daha özverili, gibi bir değerlendirme var. Ben bıraz farkh düşünüyorum. Düzenin dişlileri arasında bu özellik- leri yansıttığımızı ya da beklenildiği kadar, öngörüldüğü kadar yansıttığı- mızı düşünmüyorum. Meclis'te iş- kencecilerin aday olmamalanyla il- gili yasa görüşülürken kadın tavn ör- nektir. CHP'li kadınlar ve erkekler, işkenceciler aday olamaz olayına bir- likte oy kuüandı. Iktidar partisinde de bunun geçmemesi için aynı eller kalk- tı. Hiçbir kadının eli işkence için kal- kamazdı eğer o değerlendirmeler doğ- ru olsaydı. Ya da Türkiye'nin savaşa girmesine neden olabilecek bir tezke- renin oylamasında kadınlann imzası varsa, İ'i hariç bütün kadınlann eli kalkmışsa bu dikkat çekici. - Kadın potitikacüar, partiyi yöne- tenerkekkreboyııneğmekzorundamı kabyor? - Erkeklerin getirdiklerine mi boyun eğiyoruz yoksa erkekler de kadınlar da getirilene mi boyun eğiyor? Çoğu milletvekilleri, mensup olduklan sos- yal sınıfayûkler getirecek düzenleme- ler için oy veriyor. - Anayasa değişikBgi görüşmeleri sı- rasuıda yumruklu, küfüıiü sahnelere tanıkolduk™ - Evet, şiddetle reddedilecek man- CEV'den açık oturum 4Kasmrm ardmdan Haber Merkezi - Çağdaş EğitimVakfı(ÇEV), "4 Kasım'dan Bugüne Türkiye" konulu bir açık oturum düzenledi. ÇEV'den yapılan yazılı açıklamaya göre Prof. Dr. Necla Arat'ın yöneteceği açık oturuma eski Devlet Bakanı Masum Türker, Prof. Dr. Nur Serter, emekli Orgeneral Kemal Yavuz ve gazetemiz imtiyaz sahibi ve yazan İlhan Selçuk konuşmacı olarak katılacak. Bugün saat 17.00'debaşlayacak"4 Kasım'dan Bugüne Türldye" konulu açık oturum, Taksim Şehit Muhtar Caddesi. 58 numaradaki Elite Otel'de gerçekleştirilecek. İtalya'ya gidecek 6 Ankara' Idralandı İstanbul Haber Servisi - Istanbul- İzmir ve Istanbul-Rize hattında çalışan Ankara feribotu, artık Türkıye-Italya seferi yapacak. Zarar ettiği gerekçesiyle seferleri durdurulan feribot, 78 günlüğüne ve 700 bin dolara Santur şirketine kiralandı. 2002'de 3 trilyon lira zarar eden feribot seferlerinin kaldınlması, îstanbul- Izmir yolculannın, karayolunu kullanmasma neden olacak. Türkiye Denizcilik İşletmeleri (TDİ) Basın Müdürü Ceznıi Zafer, Ankara feribotunun yüzde 70'lık doluluk oranıyla, 2002 yılmda 3 trilyon lira, 2003'te ise 2.5 trilyon lira zarar ettiğini belirtti. Zafer, kaynaklann daha iyi kullanılabilmesi amacıyla Santur"a kiralanan feribotun Türkiye-Italya seferiyle Avrupa'dan Türkiye'ye yolcu taşıyacağını söyledi. tstanbul LhesVnde mezuniyet heyecanı tstanbul Lisesi, 2002-2003 yıh mezunlanna okul bahçesinde düzenlenen törenle diplomalannı verdi. 279 öğrencinin mezuniyet belgesini aldığı törene, Eminönü Kaymakamı Cezmi Türkgöçer, İlçe MilB Eğitim Müdürü Basri Özbay ile çok sayıda öğrenci velisi katüdı. Törende bir konuşma yapan Okul Müdürü Fatma Tan, öğrencilerden hiçbir inanca körü körüne bağh kalmadan, Atatürk ilke ve devrimlerinin takipçileri olmalannı istedi. Duygulu anların yaşandığı törende, eğitim maratonunu birincuikle noktalayan Puıar Ertör ile ikinci Özge Özden ve üçüncü Arda Saltoğhı'na plaket verildi. (Fotoğraf: ÖZGÜR BURAK ÖZTÜRK) VALİLİĞE BAŞVURULDU Korsan durağa tepki tstanbul Haber Ser- visi - Sefaköy, Fevzi Çakmak Mahalle- si'ndeki ISKİ Halkalı Su Antma Tesisi'nin tek şeritli itfaiye yolu olan Şeref Sokak'a, İs- tanbul Büyükşehir Be- lediyesi Ulaşım Koor- dinasyon Merkezi'- nin(UKOME) izni ol- madan Topkapı-Sefa- köy-Fevzi Çakmak mi- nibüs hattının durağı yapıldı. Mahalle sakinleri, çocuklann artık soka- ğa çıkamadığını ve ma- hallede huzur kalma- dığını belirterek, dura- ğın kaldınlması için be- lediye, valilik ve kay- makamlığa 150 imza- lı dilekçe verdi. istan- bul Büyükşehir Beledi- yesi Ulaşım Koordi- nasyon Merkezi'nin (UKOME) 28 Şubat 2003 tarihli karanna göre söz konusu mini- büs hattının son dura- ğının Şeref Sokak'ın paralel caddesi olan Mehtap Sokak olması kararlaştınlmıştı. Belediye yetkilileri. durağın kaldınlması için kolluk kuv\etleri- ne bildirimde buluna- caklannı belirttiler. ECZACIFAZLASI VAR İşsizlikkapıda İstanbul Haber Ser- visi - VII. Türkiye Ec- zacılık Kongresi bu- gün Grand Cevahir Oteli'nde başlıyor. 21 Haziran'a kadar devam edecek kongre ile ilgili olarak dün dü- zenlenen basın toplan- tısında konuşan Türk Eczacılar Birliği Baş- kanı Mehmet Domaç, Türldye'de 2020 yılına kadar yetecek eczacı bulunduğunu söyledi. Her yıl yeni eczacı- lık fakülteleri açılma- smı eleştiren Domaç, eczacılık eğitiminin de hasta odaklı olacak bi- çimde yeniden düzen- lenmesi gerektiğini vurguladı. Avrupa'da 4 yıl eczacılık eğitimi veren nadir ülkelerden biri olduğumuzu da be- lirten Domaç, "Eğiti- min 5 yüa çıkması ge- rekiyor. Eğitim hasta odaklı oimalı. Konten- janlar sumiandmhna- n* diye konuştu. istanbul Eczacılar Odası Başkanı Zafer Kaplan da halen tas- lak halinde olan Ilaç Kunımu'nda eczacı ve hekim istihdarranın söz konusu olmadığına dikkat çekri. zaralar oldu. Ben oy kullanmaya git- tiğimde de kabinin önü etten duvarla kaphydı. Filmlerde gördüğümüz, Ame- rika'nın mafya egemenliğindekı sen- dika kongTeleri gibiydi. Oy kullan- maya çalıştım ama benım iki katım uzunluğumda bir milletvekili engel- ledi. Bu arada elimi çizdı. Bana, ba- yansın diye bir şey yapmıyoruz, dıye lafattılar. -Kadın mifletvekilleriparlamento- da kadın istemlerini ne ölçüde yansı- tabiHyor? - Biz 11 millet\ ekiliyiz. Doğru bir işbirliğiyle, ortak bir çalışma yürütü- yoruz. Medeni Yasa için değişiklık önerileri verdik, TCK'yi inceliyoruz. Seçim öncesi çıkardığımız kadın prog- ramında yer verdiğimiz taahhütlerimiz var, onlardan hayata geçmesi için ça- lışma içindeyiz. Oradaki en çarpıcı önermelerden biri kadınlann eşit tem- silini sağlamaya dönük tedbirleri al- mak. Biz feminist bir partiyiz. Biz söylersek eksik kalabilir. Partimizin genel başkanı yıllar önce ilan etti, CHP feminen bir partidir, diye. Çok da iyi tepkilerle karşılaştı. Biz de ka- dın çalışmalan yaparken o sözün ge- tirdiği bütün kolaylığı kullandık. - Siyasette bir yerlere gelmiş kaduı- lar, diğer kadmlara biraz tepeden mi bakıyor? ~Ben mücadele ettim. çahş- sın seçfisin, kotaya ne gerek var" ben- zeri yanoşlan kadın siyasetçilerde çok gördük... - CHP grubundaki kadınlara bakar- sanız böyle değildir. Ezihniş, ikinci sı- mf, geri bıraktınlmış bir büyük top- lumsal kesimin yürüyüşünde ona ufak tefek kolaylıklar sağlama çabası önem- lidir. Hayatın hangi alamna bakarsa- nız, çeşitli nedenlerle kadınlann yeri daha ikincil. Olumlu aynmcılık poli- tikalanna ihtiyacımız var. Insanlar kotaya ihtiyacı olmadan da gelebilir ama mesele ben meselesi değil, kişi- sel değil. Geldiğinyeri, ait olduğun top- lumsal grubu reddetmeyle mesafe al- mak çok olanaklı değil. - CHP feminist bir parti, dediniz. AKP nasü bir parti? - AKP kafasının arkasındakilerle topluma yansıttıklan örtüşmeyen bir parti. Toplumun karşısında, Milli Gö- rüş elbisesini sıyırdik, diyorlar. Ger- çekten sıyırdığına kanıt olacak yakla- şım olmadan kimin değirmenine su ta- şındığı iyi görünmeli. Milli Görüş'ün neyinden rahatsız oldun, neyi değiş- tinnek istiyorsun, kimsenin kendini böyle bir ikna erme arayışmda oldu- ğunu görmedim. Tesettür defilesiyle ilgili birçok spekülasyon oldu. Dev- let KonukevTne bir anlayışın taşın- mak istenmesi, beni rahatsız ettiği ka- dar, AKP'li kadın milletv ekilini de ra- hatsız etmeli. Çağdaş Türkiye cumhu- riyeri felsefesini hedef alan açıklama- lar, denemelerkarşısında Atatürk cum- huriyetinin açtığı yolda parlamentoya gelmiş kadınlar olarak bizim soraca- ğımız sorularla, ıktidar partisinden ka- dınlann soracağı sorular arasmda fark olmamalı. AKP Genel Başkanı Tayyip Erdo- ğan'ın, kadınlar doğurun, diye bir açık- laması vardı. Buna, kadınlar kuluçka makinesi mi. diye tepki göstermiştim. Doğurmaya karşı değiliz ama kadını nerede. nasıl. ne için görmek istedi- ğiniz önemli. Kadınlar için siyaset yapmak biraz daha zor. Ama CHP dı- şındaki partilerde siyaset yapmak ka- dınlar için çok daha zor. - Kadın milletvekilleri pantolon gi- yemiyor. Bu konuda ne düşünüyorsu- nuz? - Doğrusu, pantolon giyebihneyi is- terdim. GÖRÜŞ DENİZ KtTE ögr,•etim Görevlisi Strateji ve Satranç Strateji üretmek, satranç oynamaya benzer; her olabilecek hamleye karşı alternatif hamleler üre- tilmemişse, beklenmedik bir hamle karşısında du- yulan şaşkınlık ve acelecilik; oyuncuları hata yap- maya yöneltir. Hatalar ise mat olma olasılığını art- tırır. 11 Eylül'den sonra dünyada olan değişikliklere kısaca bakacak olursak... ABD. terorizm diyerek Afganistan'a dolayısıyla Kafkaslar'a girdi. Özgürlük diyerek bugüne kadar variığı kanıtlanamayan kimyasal silahlara sahip ol- duğunu söylediği antidemokratik Irak'a da askeri güç ile girdi... Enerji kaynaklarını böylelikle tama- men kontrolü altına aldı. Israil, terorizm gerekçesiyle Filistin'i hemen he- men yerle bir ettikten sonra, Arafat'sız bir Filistin kurulması için anlaşmaya razı oldu. Çin ve Uzakdoğu, nereden geldiği belli olmayan ve kısa sürede tedavisi de mümkün görünmeyen bir virüsün etkısinde ekonomik olarak çökmekle kalmıyor, aynı zamanda etkin bir güç olmaktan da uzaklaşıyor. Rusya bir tarafında hastalıkla mücadele eden Çin ve diğer Uzakdoğu devletleri, diğertarafta Kafkas- lar'da ABD askeri gücü ile çevrelendi. Aynca ABD, Romanya ve Bulgaristan'da kuracağı askeri üsler- le, hem Boğazları hem de Rusya'yı kontrol altına almış olacak. Polonya, Estonya, Litvanya gibi ül- keler ise ABD yatırımlanyla ekonomik olarak Ame- rikanlaşmıştır. Kısaca Rusya, ABD kıskacında ra- hat hareket edebilme şansından yoksun. AB, 11 Eylül sonrasında terorizme karşı Afga- nistan'da ABD'nin yanındaydı. Ancak AB kendi içinde önce Ingiltere'nin ABD yanlısı politikasıyla, sonrasında ise Irak savaşı yanlıları ve karşıtlan ola- rak bölündü. Bu, başlangıçtaFransa veAlmanya'yı birbirine yaklaştırdı, ancak birkaç gün önce de gö- rüldüğü gibi Fransa da ABD ile yeniden yakınlaş- ma içinde. Kısaca AB, Ingiltere dışında, enerji kay- naklarının merkezi olan Kafkaslar ve Ortadoğu'da askeri üstünlüğü ABD'ye kaptırdı. Genişlemenin san- cısı, tarihten gelen ayrılıklar, Ortadoğu'da kaybet- miş olmanın verdiği rahatsızlıklar, AB'yi kendi bün- yesinde birlik ve beraberlik içinde hareket etmek- ten uzaklaştırıyor. Bundan sonra neler olur? ABD, Ortadoğu ülkeleriyle serbest ticaret yap- maya başladığı andan itibaren, askeri üstünlük kurduğu coğrafyada sadece enerji kaynaklannı kontrol etmekle kalmayacak, aynı zamanda kriz için- dekı ekonomisine de yeni bir pazar yaratacaktır. Birkaç on sene sonra bu bölgedeki ülkeler, eko- nomik olarak ABD'ye bağımlı tüketici toplumlar ola- caklardır. Iran'a gözdağı vermekle birlikte, ABD buraya müdahale yapacaksa yapmadan önce Or- tadoğu devletleriyle serbest ticaret anlaşmalarını imzalayacaktır. Aynca Iran'a müdahaleyi kolaylaş- tırabilmek için, Iran içindeki aynlıkçı gruplar ara- sında kendine destek olabilecek gruplarta ön ha- zırlık ve pazarlık süresine ihtiyacı vardır. Rusya ve Uzakdoğu, ABD karşısında hareket şan- sına sahip değildir; ne şimdi ne de birkaç on se- ne sonra... AB'nin yeni açılımlara ihtiyacı vardır. ABD karşı- sında etkin bir güç olmamakla beraber AB, Kaf- kaslar'dan Ortadoğu'ya kadar tüm coğrafyada, askeri üstünlükten sonra ekonomik üstünlüğün de ABD kontrolünde olmasını istemeyecektir. Türkiye'ye gelince... Türkiye, Ortadoğu yeniden şekillenirken bu şekillenmede şimdeye kadar söz sahibi olamamıştır. Ancak elinde hâlâ çok önemli olan su ve gıda (tanm) kozları vardır. Ortadoğu'nun en önemli ihtiyaçları su ve gıdadır. Akıllı politika- larla, bu çok önemli pazarlık unsurları Türkiye'nin Ortadoğu'daki stratejik önemini arttırarakTürkiye'yi bölgede karar vericiler arasına sokabilir. Ve bu mutlaka ulusal bir polrtika haline gelmelidir. AB üyeliğine gelince; şimdiye kadarTürkiye'nin AB üye- liğinin önündeki en önemli sebeplerden biri, Tür- kiye'nin üyeliği ile birlikte AB'nin sorunlu Ortado- ğu ve Islam ülkelerine doğrudan komşu olması ve AB'nin bundan rahatsızlık duymasıydı. Ancak Kıb- rıs'ın üyeliği, Ortadoğu'da esen barış rüzgâriarı ve ABD'nin Ortadoğu'daki varlığı ve her şeyden önem- lisi, tıpkı ABD gibi içinde bulunduğu ekonomik aç- mazdan kurtulabilmesi için ihtiyaç duyduğu yeni pazar arayışı, AB'nin Türkiye'ye çok daha ılımlı bakmasına sebep olabilir. AB Parlamentosu'nun kabul edilen son Türkiye raporu, tartışılması ge- rekli, sözgelimi Kıbrıs ve Ermenistan konularında, birkaç madde dışında, 1993 Kopenhag kriterîeri- nin yerine getirilmesi isteğinden başka bir şey de- ğildir. Türkiye'nin uluslararası arenada önündeki engel- ler bellidir; insan hakları sorunu, Ermeni sorunu, Kıbrıs sorunu, Kürt sorunu ve çok yakında gelme- si muhtemel su sorunu... Strateji üretmek satranç oyununa benzer... Ülke olarak bu sorunlara karşı, 'karşı hamleler' düşünebiliyor muyuz? Daha da önemlisi, karar verici merciler bu hamleler konu- sunda aynı düşüncelere sahip mi? Uluslararası başanlar, masa başında kazanılıyor... Türkiye'de bir güç gösterisi haline gelen siyaset, duygu ve çıkar- lara dayalı olmadan. ülke geleceği düşünülerek aklıselim bir şekilde düşünülmeli, planlanmalı ve her şeyden önemlisi aklıselim bir şekilde uygula- nabilmelıdir. Pek fazla seçeneğimiz de yok; ya ka- zanırız ya da mat oluruz. TEŞEKKUR Yırmıncı >aşmda aramızdan aynlan se\gılı kedımız MIRNIK ıçm onun son \ıllannda\e gunlerınde şefkatlı çabalannı esırgemeven Ankara l nnersıtesı \'etenner Fakültesı Iç Hastahklan \nabılım Dalı Başkanı Profesör Dr. M E H \ H : T Ş A N A L ile değerlı >ardımcılannadenn te^ekkürlenmızı bildınrız SOYSAL AİLESİ LÖSEV Lösemılı Çocmar SaOI* ve Ejjıom Vakfı teefon 0 312 447 06 60 faksO3i2 447 68 33 ww» losev org.tr losevsiosev.org.tr Reşıt Galıp Caddesi llkagrm Sokak No:14 G.O.P/ Ankara
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle