Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1-9 HAZİRAN 2003 PERŞEMBE
+
CUMHURİYET SAYFA
17
3
S
-Ifeteonfc posta: dem2somecwnh1my6tcom.tr
DPT lojmanı
Kartal Soğanlık,
Istanbul Su ve
Kanalizasyon Idaresi
lojmanı ndaki kara
çarşaf ve peçeli bir
kadından söz
etmiştik... Meğer
Türkiye
Cumhuriyeti'nin
başkenti Ankara'daki
Devlet Planlama
Teşkilatı lojmanı daha
#
beter haldeymiş:
"Oran, Ahmet
Rüstem
Sokak'taki 160
haneli lojmanda
kadınlann yüzde 70'i
tesettürlü ve
tesettürlülerden iki kişi
de kara çarşaflıdır.
Geriye kalanlar ise
potansiyel
tesettürlüdür çünkü
tesettürlü kadınlar
tarafından yoğun bir
şekilde
eğitilmektedirler.
1989yılında Devlet
Planlama Teşkilatı'na
alınan uzman
yardımcılannın çoğu
bugün yönetim
kadrosundadır. Bunlar,
ılımlı bir görüntü
artında şimdiye kadar
kendilerine çalıştılar;
dil öğrendilen
Amerika'ya grttiler...
Kısacası, bugünler için
kendilerini çok iyi
yetiştirdiler."
- Pakistan ve Malezya
yöneticilerinin eşlerinin bası açık;
Türk heyetindekUer tûrbanlıynvş...
"Mûslüman mahallesinde
satvanaoz!"
şağıdakı dilekçe, fahrı trafik müfettışı olan bir
vatandaş tarafından trafik polisinin bir uygu-
laması karşısında, Istanbul Valiliği'ne veril-
miştir: "12 Haziran 2003 Perşembe günü sa-
at 15.00 sıralarında aracımı kullanırken cep telefonum
çaldı. Ekrana bakmaya çalışırken Vılayet binasının az
ilerisinde Iran Konsolosluğu hizasında görevli memur
tarafından durduruldum. Memur, evraklanmı aldı ve
ceza ödemem gerektiğini bildirdi. Fahri trafik müfetti-
şi olduğum için araç sürerken telefonla konuşmanın
cezaya tabi olduğunu ve dışandan bakan bir memu-
run beni doğal olarak konuşuyor sanmasının normal
olduğunu biliyordum ve bu nedenle uygulamaya itiraz
etmedim.
Memur evraklanmı yolun öbür tarafında bekleyen
5580 plakalı trafik aracına götürdü, ben de araçtan inip,
yolun tam ortasında duran polisin geçen diğer araçla-
ra uygulamasının nasıl olduğunu izlemeye başladım.
Önce bir Mercedes cip geçti, aracı bir hanım kulla-
Trafik uygulaması
nıyordu ve cep telefonuyla konuşmaktaydı. Beni dur-
duran memur tam önünden geçen bu araca müdaha-
le etmedi. Ardından, emniyet kemeri kullanmayan en
az beş sürücü aynı memurun önünden geçip gittiler.
Ben memurun yanına gidip, emniyet kemeri kullan-
mayanların cezaya tabi olup olmadıklannı sordum. Tam
bu sırada, gene emniyet kemeri bağlı olmayan bir sü-
rücü tam söz konusu memurun yanında aracını dur-
durarak, bir adres sordu. Bunun üzerine memura fah-
ri trafik müfettişi olduğumu ve bu uygulamayı hangi öl-
çülere göre yaptığını sordum. Aldığım cevap 'değişik
bir uygulama' olduğu şeklinde oldu.
'Yani, emniyet kemeri takmayanlara bakmayıp, sa-
dece cep telefonu kullananlara mı ceza uyguluyorsu-
nuz' dediğimde, 'Işime müdahale ediyorsunuz' dedi.
Bunun bir müdahale olmayıp, bir vatandaşın hakkı-
nı araması ve uygulamalar önünde eşit olmak isteme-
sinden ibaret olduğunu belirttim. Memurun cevap ver-
memesi üzerine de ceza makbuzumu alıp oradan ay-
rıldım.
Söz konusu uygulamanın, görevli bir polis memuru-
nun keyfi bir davranışı mı olduğunun ve görev bölge-
sinde trafik suçlannın ve cezalarının bu polis memu-
runun kişisel tercihlerine göre tayin edilmesinin doğ-
ruluğunun araştınimasına emir ve müsaadelerinizi say-
gı ile rica eder, gereğinde söz konusu memuria yüz-
leştirilmek üzere çağrınıza uyacağımı belirtirim."
Vatandaşın dilekçesi böyle...
Dilekçesine ödediği cezanın makbuzunu da ekle-
miş... Zaten cezaya itirazı yok...
Vatandaş, yasalan ve vllayet binasının yanıbaşında-
ki kişisel tecihleri öğrenmek istiyor...
Vatandaş, memuria yüzleşmeye hazır...
Acaba Vali Bey hazır mı?
SESSÎZSEDASJZ(!)
Yüksek Yerilim Hattj
erdincutku yahoo.com
^ Maternatiksel düşünen CHP'liler, solda SIFIR olmak yerine
sağda SIFIR olunca değerlerinin artacağını sanıyor!
Topkapı Sarayı'nı temiderken kadrolaşmak!
Kurumun adı biraz uzun ama aynen
şöyle: Türkiye Cumhuriyeti Kürtür ve
Turizm Bakanlığı Döner Sermaye Iş-
letmeleri Merkez Müdürlüğü Istanbul
Işletme Müdürlüğü.
Biz buna kısaca Istanbul DÖSİM di-
yelim...
Istanbul DÖSİM, Topkapı Sarayı
Müzesi ile Istanbul Arkeoloji Müze-
leri'nin temizliği için ihale açıyor.
Ihale ilanında işin süresi 6 ay 20
gün olarak açıklanıyor... Ihale şartna-
mesinde ise 7 ay olarak bildiriliyor...
Arada 10 günlük fark bulunuyor...
İşin, malzemeli temizlik işi olması-
na rağmen şartnamede kullanılacak
temizlik malzemelerinin türü, miktan
belirtilmiyor... Ve hatta bir başvuru
üzerine Istanbul DÖSİM yetkilisi, İ h -
tiyaç duyuldukça müze müdürlüğü
malzeme talebinde bulunacaktır" di-
yor...
Ihalede "kısmi teklrf verilemez" hük-
mü getirilirken Topkapı Sarayı Müze-
si ve Arkeoloji Müzeleri için ayn ayn
teklif isteniyor...
Bir ihale açılmış ama neyin ne oldu-
ğu belli olmuyor...
Ve ihalede temizlik işini alan şir-
ketin çalıştıracağı işçilerin yüzde
30'unun idare tarafından belirlenece-
ği kuralı getiriliyor.
Bu son hüküm, AKP iktidannın kad-
rolaşma operasyonlannın kamudan
ihale alan şirketleri de kapsadığını
gösteriyor.
Pes dedirtiyor!
Ihale bahane, kadrolaşma şahane...
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
ABD ve İran
Tann'nın adaleti ya da ada-
letsizliği konusunda, kimi za-
man içim ürperiyor. Mezopo-
tamya; dünya üzerinde, insan-
lann uygarlıkla tanıştığı ilktop-
raklardan biri. 0 topraklarda
dünyanın en ileri uygarlıkları
kurulduğu dönemde; Kuzey
Amerika topraklannda, insan-
lar cilalı taş devrine bile geçe-
memişlerdi. Şimdi ABD'li as-
kerlerin kirli postallan, o uygar
toplumlann en seçkin eserleri-
ni çiğniyor.
Iran, tarihin en eski devletle-
rinden biri. Başlangıcına bak-
tığımız zaman, 2500 yıl gerile-
re gitmemiz gerekiyor. önce
Persler, ardından Sasaniler;
"devlet düzeni" denilen kav-
ramı, zirveye taşıyan devletler-
di. Daha sonra kendilerince
farklı bir Islamiyet çerçevesin-
de, "Şahlık" yönetimi oluştur-
dular. Değişik hanedanlar gel-
di, geçti. Fakat son hanedan,
"Pehlevi Hanedanı", bunlann
en zayıfı idi.
Iran ve Osmanlı; zaman za-
man çatışsalar da birbirlerine
güç yetiştiremeyeceklerini an-
lamışlardı. Içten içe yıkmaya
ya da en azından sarsmaya
çabalayarak, günümüze kadar
geldiler.
• • •
2. Dünya Savaşı sonrasında
Iran, çok ciddi sarsıntılar ya-
şadı. Ve sonunda, Musaddık
adında yurtsever ve güçlü bir
siyasetçinin önderliğinde, is-
tikran yakaladı.
Fakat Musaddık'ın iran'ın çı-
karlannı ön plana çıkartması
ve Iran petrollerini uluslaştır-
ması, sonunu hazırladı. Ingitte-
re ve ABD; bir "darbe" düzen-
leyerek, Musaddık'ı saf dışı et-
tiler ve Rıza Pehlevi 'yi Ital-
ya'dan apar topar getirip tah-
ta oturttular.
Son Şah Rıza Pehlevi; biraz
ABD'ye dayanarak biraz da
"şeriatçılara" ödün vererek
tran'ı yönetti. Ama müthiş bir
baskı rejimi ile. Toplumun zir-
vesinde bir oligarşi oluşturdu
ve gözlerini halkın acılanndan
kaçırarak ilelebet payidar ola-
cağını zannetti. Fakat ABD'nin,
Sovyetler Birliği'ni, bir "yeşil
kuşak"\a çevreleme politikası
ve buna bağlı olarak; Iran'da
halk desteği kalmayan bir
"Şahlık" yerine, halk desteği
olan bir "Mollalar yönetimini"
yeğlemesi, hern Rıza Pehle-
vi'nin sonu oldu, hem de "Iran
Islam Cumhuriyeti"n\n başlan-
gıcı oldu.
•••
Iran Islam Cumhuriyeti'nin
kurulması; Şah'ın hatalan ka-
dar, iran komünistlerinin hata-
lannın da bir sonucu sayılır. 0
zamana kadar, bu türden ha-
reketlerin "parsasını" hiç ka-
çırmayan ve "mollalan" ikinci
plana iten bir bölüm aydınlar
ve komünistler, bu kez yanıldı-
lar ve bu yanılgılannı, canlany-
la ödediler.
Iran'da bir Islam yönetiminin
altyapısı, Şah döneminde de
vardı. örneğin, Iran Mecli-
si'nden bir yasa çıkabilmesi
için, önce bir mollalar grubu-
nun, "Dinen uygundur" biçi-
minde fetva vermesi gerekirdi.
Fakat ABD'nin desteğinden
emin olan Şah, bunlan önem-
semiyordu. Yanıldığını acı bir
biçimdegördü...
Fakat yanılan sadece Şah
değildi. Mollalar yönetimini
Şah'atercih eden ABD, bu yö-
netimi etkisi altına alamayınca
ve Iran, Islami birdevrimin "ih-
racatçısı" durumuna gelince,
ne denli yanıldığını anladı. Fa-
kat yapabileceği fazla bir şey
yoktu. Bu arada, Irak'ı özendi-
rerek Iran'a saldırttıysa da
bundan da sonuç alamadı.
ABD, İran'ın büyük bir dev-
let olduğunu bir türtü anlama-
dı.
• • •
Şimdi Iran'da, bambaşka bir
oyun sahneye konulmak iste-
niyor. Halk, mollalar yönetimi-
ne karşı ayaklandınlmak iste-
niyor. Ve korkanm bu oyun tu-
tar.
Iran halkı, mollalar yöneti-
minden bıkmış durumda. Zira,
çeyrek yüzyıldan beri süren bu
yönetim, halkın sofrasındaki
ekmeği büyütemedi. Zaten
Hatemi'nin Cumhurbaşkanlı-
ğı'na seçilmesi de bu hoşnut-
suzluğun ifadesiydi. Fakat Ha-
temi, söz verdiği reformları ya-
şama geçiremiyor. Zira, "bağ-
naz mollalar" buna izin vermi-
yor.
Peki, ABD bugün Iran'da na-
sıl bir yönetim peşinde?
Bana öyle geliyor ki, ABD
"yerine kim gelecek olursa ol-
sun" bu yönetimin değişmesi-
ni istiyor. Böylece Iran'daki
(kendince) olumsuz gelişme-
leri önleyebileceğini ve bölge-
mizdeki diğer yönetimlere, bir
gözdağı vermiş olabileceğini
hesaplıyor.
ABD bunu başarabilir mi?
Bilmiyorum, ama temenni de
etmiyorum. Fakat bölgemiz,
çok radikal değişimlere gebe
bir bölgedir.
Neolacağını, hep birlikte gö-
receğiz.
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakia turk.net
ÇlZGÎLİK KÂMİL MASARACI
•j
H A R B I SEMİH POROY
t UYUM YA^ALARJ )
semihporoy (a yahoo.com
(^UYUAMMM Mrte SÖZ, eîît &w ^ w i ın
HAYAT EPİK TtYATROSU MLSTAFA BÎLGÎN
ATO'NUhi
ARASTIRMASISM TEMİZ HAVA DEDİK ULA !
DOKTOR BEY NEFES ALA-
AAT/OL. AÇ1LIN
DA5ILIN !..
HADİ
MZZDE 1000
E 1 DOKTOft
00
TARİHTE BLGÜıN MÜMTAZ ARIKAI* 19 Haziran tcwic.mumtaz-arikan.com
ÖZEL SÜRÜCÜ İŞ ARIYOR
îş ve yaşam tecrübesi olan 50 yaşında, pratik
îngilizce bilen prezantabl bir kişiyim
özel sürücü olarak iş anyorum.
Tel: 0544 236 58 01
IMPARATÖRUN İDAMH
186?'D£BU6ÜH, MBK&İK4
M4XİtÂİLİAfiJ KU/iŞuHA Dİ2İLDİ. 1QS7
DE, »eMSİKA 'DA KABUL EOÎLEN YEHİ
AUAYASAHIN USERAL KeFOBMLA&mi
OAVUNAM &AŞKAN &EHİTD JUARE2'E
KARÇt, MUHAPAZAKÂeiAR FRANSA ii£
ANLAÇtP MEKSİKA'yi İŞ&ALEBAfLA-
M/$L»RPl. BU ARADA AVUSTlMZyA PKEtl
Sl HAXİMLİAAI, MEICSİAtf 7Xt4n İÇfN
OAVBT EOİLOt. IMPA8AT0R OLAN
MAXİM/L İAN, ÇOK SE.ÇMEDBN HUHA
FA2AKARLARLA ANU\$MA2UJĞA Pûl
ŞÜP OESTEJO£gfNİ Yİri&Pl. SONRA
DA SENİrO JU4KE2 TA£A£INOAN El£
BECJfiiUP KURfUNA OİZİLOİ...
PETERPAN'IN
y YARATJOSL.
„ *./1937'DE BU6ÛN, İSKOÇ YAU
£Î7 YA2AR SHZJAMES Atm
I-OND&İ'DA ÖLDÜ. GENÇ-
UĞİNPE GAZETÇCİIİK YAPAN
WA SONRA ROMAfll
VE TİYATKO YHP/TIAIZI •&ZKİAYA
YÖNELDİ.8AÇARI KA2AHlYoe&U.
AMA ONU ASIL ÜNE tCAVUÇTU-
/JfO 'MN SONRA "P£TE£ VE WENDY'
MTAP &>H4 yA2AN
TfPLE ÖLÛMSÛ2l£p<
DÜZ ÇİZGt
ÜMİT ZİLELİ
Ihanetin Ikiz Mührü!
Onlara kısaca "Ikiz sözleşmeler" diyorlar...
Kopenhag kriterteri çerçevesinde hazırlanan 6. uyum
paketinin bir parçası olarak TBMM'de sessiz sedasız
onaylanan sözleşmelerin açılımı şöyle:
- Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi.
- Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi.
Her iki sözleşmenin birinci maddesine bakalım:
- Bûtün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına
sahiptir. Bu hak vasrtasıyla halklar kendi siyasal
statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik,
sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdüre-
bilirler...
Her iki sözieşmede yer alan şu maddeye de göz ata-
lım:
- Bu sözleşmeye taraf devletler, bu sözieşmede
beyan edilen haklann ırk, renk, cinsiyet, dil, din, si-
yasal veya diğer bir fikir, ulusal veya toplumsal kö-
ken, mülkiyet, doğum gibi herhangi bir statüye gö-
re aynmcılık yapılmaksızın kullanılmasını güvence
altına almayı taahhût eder.
Bir de her iki sözieşmede de yer alan ve ne hikmet-
se birine çekince konup diğerine konmayan şu madde-
yi okuyalım:
- Taraf devletler, anne-babalar ile, mümkünse
vasilerin kendi inançlanna uygun biçimde çocuk-
lanna din ve ahlak eğitimi verilmesiniisteme özgür-
lüğüne saygı göstermeyi taahhût eder...
Başka çok ama çok önemli maddeler de var, ancak
biz şimdilik bu üç maddeyle yetinelim. Ancak her mad-
deyi enine boyuna ele almadan önce düşüncemizi olan-
ca çıplaklığı ile söyleyelim; ikiz yasalar, küreselleşme açı-
sından ulus devletlerin ortadan kaldınlmasını sağlaya-
cak en elverişli malzemediıi.. Türkiye açısından ise kö-
leleşmenin, parçalanmanın son aşamasıdır...
- Türkiye'ye ihanetin ikiz mührüdüri..
* • •
Ikiz sözleşmelerin yukanda yer alan iki maddesi bir-
likte okunduğunda, kendi kaderini tayin hakkının yalnız-
ca halklara değil, mezhep, cemaat, tarikat, aşiret gibi
gruplara bile tanındığı görülüyor. Yani istendiği takdir-
de bir ulus devletin yalnızca etnik değil, cemaatlere va-
nncaya değin parçalanabileceği öngörülüyor!.. Aynca
tüm gruplara kendi statülerini özgürce geliştirme hakkı
kisvesi altında evrensel hukuk ortadan kaldınlıp "cema-
at hukuku" devreye sokuluyor!..
Çocuklara ailenin istediği gibi eğitim verilmesi, "eği-
tim biriiği"ri\ tamamen ortadan kaldırarak ulusun orta-
dan kalkmasını iyice sağlam kazığa bağlıyor!..
Sözleşmelerde doğal zenginliklerin ve kaynaklann
kullanımını "halklara" vebölgelerebırakanhükümlerde
küresel efendilere küçük "kent devletleri" yaratmak
için eşsiz fırsatlar yaratıyor!.. Böylece küreselleşmenin
ideologlanndan John Naisbitt'in ta 1994'te "Global
Paradoks" kitabındasözünü ettiği "Hükümetsiz, dev
şirketleröncülüğünde, bin ülkelik (yaniparampar-
ça edilmiş) ve ulus devletin ötesine geçmiş bir dün-
ya" hedefi ile işlerlik kazanmış oluyor!..
Sözleşmelerde yer alan son madde ise bu hükümle-
re uymayan devletlere müdahaleyi meşrulaştınyor!.. Kı-
sacası "ABD imparatorluğu"na engel olarak düşünü-
len ulus devletlerin ortadan kaldınlmasının yolu tama-
men açılıyor!..
• • •
Işte işbirlikçi tam bu noktada devreye giriyor!..
Bazı aydınlann iyi niyetli yaklaşımlannı da kullanarak
şu propagandayı yapıyor:
- Ikiz anlaşmalar, kendi kaderini tayin edecek
halklar olarak denizaşın ülkeler tarafından sömür-
ge haline getirilmiş ülkeleri kapsıyor... Zaten anlaş-
ma 1960öncesisömürgeciliği kastediyor.... 1960la-
nn özgürlükçü ve anti emperyalist yükseJışi sırasında ha-
zırlanan bu sözleşmeler 37 yıl sonra bugün, acaba dün-
ya yüzünde hangi sömürgeye uygulanacak?
- Eskimolara mı yoksa Avustralya yerlisi Abori-
jinlere mi?.. Yoksa yeni düzene karşı çıkan asi ulus-
lara mı?L
Hiç sıkılmadan yalan söyleyen işbirlikçi, Türkiye'nin
istendiği zaman bu sözleşmeler kullanılarak önce "Bal-
kanlaştınlacağını" artimöan da tıpkı Yugoslavya öme-
ğinde olduğu gibi parçalanacağını bilmez mi?.. 0 ka-
dar cahil mi?!..
Tabii ki değil!.. Ancak işbirlikçi için önemli olan, Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin kuruluş belgesi olan "Lozan Ant-
laşması"n\n ve ulusal sözleşmesi "Misak-ı Milli"n\n
paramparça edilmesi değil efendisinden alacağı "mad-
di-manevi" aferindir!..
- Çünkü o, 114 yıl önce Düyun-u Umumiye görevlisi
Daniel Ducoste nın Batılı emperyalistlere hararetletav-
siye ettiği "yert/m/syoner"dir!!!
NOT: Cumhurbaşkanı "Ikiz Yasalar"\ onayladı... Ge-
çen yüzyılın başında yaşadıklanmızı bir kez daha yaşa-
yacağımız günler arbk çok daha yakın... Bu ülkenin tüm
aydınlık insanlanna önemle duyurulurü!
E posta: umitzileli " ttnet.net.tr
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Uşak iline
özgü, nişasta
ve pekmezle
yapılan bir tat-
lı. 2/ Tuzağa
düşürülen
şey... Kazak
başkanlanna
verilen ad. 3/
Kumaşiara ve
çinilere uygu-
lanan bir süsle-
me motifı. 4/
Hıristiyan ermişlerine
verilen san... tnsan se-
siyle ezgili sesler çı-
karma. müzik yapıtla-
nnı seslendirme sana-
tı. 5/ Böceklerin kurt-
çuk dununundan ye-
tişkin duruma geçer-
ken arada aldıkları
özel biçim... "Gökten
nazire indi Siham-ı
Kaza'sına / — diliyle
uğradı Hakkın belasına". 6/Evcil bir geyik... "Ölürise
— ölür / Canlar ölesi değil" (Yunus Emre). 7/ Bezek-
çilikte kullanılan yeşil ve pembe dalgalı bir çeşit sedef.
8/1571 'de Osmanlı donanması ile müttefik Hıristiyan
donanması sırasında yapılan deniz savaşı. 9/ Bir gıda
maddesi... Tahıl ölçmede kullanılan bir ölçek.
YUKARTOAN AİŞAĞIYA:
V Pastırmalı börek. 2/ Içinde bulaşık yıkanan musluk
teknesi.. Dinsel tören ve kurallan. 3/ Mersin'in Çam-
lıyayla ilçesinin eski adı. 4/ Fizikte kullanılan bir güç
birimi... Altı aylığa kadar körpe yaban domuzu. 5/Vü-
cut ısısı... Kitap getirmemiş peygamber. 6/ "Geçmiş -
- olur ki hayali cihan değer" (Hayali)... Maden külçe-
lerinin eritilip anndınlması. 7/Birkimse ile birine gön-
derilenşey... AsafHaletÇelebi'mnbirşiirkitabı. 8/Tar-
la sının... Birey. 9/Boya sanayisinde kullanılan zehirli
bir madde... Şarkı, türkü.