04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MAYIS 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA MEDYA ABDÜLCANBAZ PETROL SAVAŞLARI TURHAN SELÇUK LENtREK YM)A ,û EM» NE i>AZt ÎLKEL iSlVÖl APA- MALAW>ıö., M H . JOFDENI PETÖOLE AOpüUAHEj»? AKTÖft-ü ÖNDE Milli Görüş liderinin Saadet Partisi'nin başına geçmesi ile AKP'deki 'talebe'lerini zor günler bekliyor Bbakan'ındönüşüMamalanböldü Milli Ckısete medyaaynast@cumhurtyet com tr Islamcı basındaki Adalet ve Kalkınma Partisi Saadet Partisi ikilemi, Necmettin Erbakan ın SP'nin başına geçmesiyle birlikte daha da behrginleşmeye başladı. AKP'nin tek başına iktidar olması ve SP'nin de 3 Kasım seçimlerinde ağır bir yenilgiye uğraması nedeniyle, rakip iki parti arasında dengeleri gözetmeye çalışan lslamcı kalemlerin çoğu, Erbakan'ın dönüşü ve AKP'deki eski •'talebe"lerine dönük sert muhalefetı nedeniyle, artık kesin bir tercih yapmak durumuyla karşı karşıya kaldılar. Bu konuda en rahat olan iki gazete Yeni Şafak ve Milli Gazete oldu. AKP'ye yakın olan Albayraklar Grubu'nun çıkardığı Yeni Şafak, böyle bir tercih yapmak durumunda kalmadan, hükümet yanlısı yayınlannı sürdürdü. Mıllı Görüş'ün yayın organı olan Yener yönetlyor Habertürk 'Yann' oldu Habertürk gazetesi adını Yann olarak değiştirdi. Hafta içinde yaptığı değişiklikle "Gazete Habertürk Yann" admı alan gazetenin genel yayın yönetmenliğini ise Tevfik Yener üstlendi. Gazetenin "sahibi" olarak künyede yine UfukGüldemir'in adı yer alıyor. Serbest piyasayı ve özelleştirmeyi demokrasi olarak niteleyen. Irak'taki savaşta Amerika'yı destekleyen gazetenin yazı kadrosu genelde değişmezken, son günlerde gazetede hükümetin daha sık ve daha büyük haberlerle eleştirilrnesi dikkat çekiyor. Bu arada Habertürk'ten aynlan Deniz Arman, Vatan'a transfer oldu. Milli Gazete ise günlerdir manşete çıkardığı Erbakan'ın hareketin başına geçmesiyle birlikte büyük moral buldu ve AKP'ye karşı daha da sert yayınlar yapacağının ilk işaretlerini verdi. Milli Gazete dışındaki lslamcı gazeteler, Erbakan'ın dönüşünü ve SP kongresini çok fazla öne çıkarmadılar. tktidar kim olursa, ona yakın olan Türkiye gazetesi hükümet yanlısı yayınlannı sürdürdü. ABD'de "tedavi"sinı sürdüren" "emekli vaiz" Fethullah Gülen'e yakın olan Zaman gazetesi de hükümete yakın bir çizgi izledi. Zaman, Star gazetesinin, "Dışişleri Bakanı Gül'ün, Sofya Büyükelçiliği'ndeki resepsiyonda, Fethullah Gülen cemaatini bizzat kabıü ettiği" yönündeki haberine büyük tepkı gösterdi. Dün bınncı sayfadan "Dışişleri Star'ı yalanladı" dıye haber yapan, aynca "Star ve provokatif gazeteciliğin sınırlan" başlıklı bir yoruma da yer veren Zaman'ın, Star'la girdiği bu sert polemik dikkat çekti. Çünkü gazete, uzun bir süredır, hem cemaatin politikası gereği, hem de gazetecilik üslubu olarak, diğer gazetelerle polemığe girmekten özenle kaçınan bir çizgi izlemekteydi. Şeriatçı basının en radikal gazetesi olan Vakit ise AKP ile SP arasında bir denge rutturmaya özen gösterdi. Vakit, hükümetın icraatlannı överken, Erbakan'la ilgili haberlere de birinci sayfadan yer verdi. Üst Kurul. rüıKlye, Eıtakan'a VUŞUYOR îfcâS^BMÜMv'-^.^ ' ^ j ^ * mm Erfıakan'aiMiyacıınızvaı IJ ABD, rarfciye'ye RTUK, TRT'yi iyice karıştırdı Radyo ve Televizyon Cst Kurulu'nun (RTÜK) TRT Genel Müdürlüğü için yaptığı aday tercihleri ve adaylarm geçmişlerinden habersiz olması, hem kurumun, adeta kendi kalesine gol atarak kendisini yıpratmasına, hem de TRT'nin yönetimi konusundaki belirsizliğin uzayıp, işlerin arapsaçına dönmesine neden oldu. RTÜK'ün, TRT Genel Müdür adayı olarak gösterdıği Mehmet Nuri Şahinin, geçmişte BBP üyesi olduğu ortaya çıkınca, RTÜK bu kez de Şahin'in adaylığının iptaline karar verdi. Bu gelişmeler, RTÜK'ün şimdiye kadar almış olduğu diğer kararlann da tutarlılığı ve hukuksallığını gündeme getirdi. Onümüzdeki günlerde kurulun TRT adaylannı yeniden seçmesı beklenirken, TRT'deki huzursuzluk da en üst noktaya ulaştı. TRT'nin yönetimi konusundaki belirsizliğin hükümeti de rahatsız ettiği, hem yayın politikası, hem de kadrolaşma potansiyeli nedeniyle büyük önem taşıyan TRT'nin durumunun, AKP'li milletvekilleri arasında da sık sık gündeme geldiği ifade edildi. Kurulun, şimdiki üyelerle seçeceği yeni adaylann tartışmalı olacağım açıklayan CHP'liler ise. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin vermiş olduğu "RrCKüyeierinin TRT genel müdür adaylannı seçme vetkisi yoktur" şeklindeki görüşüne dikkat çektiler. Medyadaki 'Amerikan Sesleri'nekarşıJeopolitik JEOPOLİTİK Türkiye 'nin ulusal çıkarlanm savunan uzmanlann çıkardığı strateji ve uluslararası ilişkiler ağu-lıklı Jeopolitik dergisi. medyada, üniversitelerde ve sivil toplum örgütlerüıde kümelenen çok sayıda "Amerika'nın Sesi" tarzı yorumcunun yarattığı bilgi kirliliğine karşı ciddi bir seçenek oluşturdu. 5. sayısı çıkan bilimsel, hakemli dergı, Jeopolık ağırlıklı olarak, Irak'taki son gelişmelere, Türk- Amerikan ilişkilerinin geleceğine ve ABD Başkanı George Bushun amaçlarına yer verdi. Editörlüğünü Türk Coğjafya Kurumu Başkanı ve Istanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaşar HacısaJihoğlu nun yaptığı dergüıin yazı kurulunda Prof. Dr. Erol Manisah. Türk-Iş Başdamşmam Yıldınm Koç, Prof. Dr. Anıl Çeçen, ekonomist Selim Somçağ, emekli Korgeneral Suat İlhan. emekli Amıral Tanju Erdem, emekli Tuğgeneral HaHl Şimşek'in de aralannda olduğu çok sayıda uzman ve akademisyen bulunuyor. 'Sava; çocuklan' Öte yandan ABD'nin Irak'ı işgali, tüm savaşlarda olduğu gibi en büyük acıyı çeken çocuklann dramını bir kez daha gündeme getirirken, geçtiğimiz günlerde p_iyasaya çıkan "Savaş Çocuklan Oksüzler ve Yetimler" adlı kitap, konuyu tüm boyutlanyla ele aldı. Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Emine Gürsoy-NaskaH ve AyBn Koç'un editörlüğünde, Celal Bayar Vakfı'nın katkılanyla çıkan "Savaş Çocuklan Öksüder ve Yetimler" başlıklı kitapta, "Osmanlı Sosyal Yapısında Oksüz ve Yetimler", "Milli Mücadele Döneminde Oksüz ve Yetimler", "Yetimhaneler", "Sürgünler ve Hatıralar". "Azerbaycan ve Rusya Coğrafjasında Öksüz ve Yetimler", "Edebiyatta Öksüz ve Yetimler", "Psikolojik ve Sosyolojik Perspektif, "Hukuki ve Yasal Düzenlemeler", "Sanat ve Müzik" alt başhklannda savaş çocuklan konusu çok sayıda makaleyle ve farklı boyutlanyla ele alındı. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Bir Kupultay ve Şölen Öncesi Kemal Derviş'in, hafta sonunda Kanal-D'de Fatih Altaylı ile yaptığı söyleşinin yankıları büyü- yor. öncekı günkü gazeteler, CHP'nin "imtiyazlı mil- letvekili"ri\r\ partisine eleştiri yöneltirken, Baykal'ın bilgisi içinde hareket ettiğini yazdılar. Dahası, Der- viş'in görmek istediği yeni CHP modeli içın yalnız olmadığı, o arada mesela Genel Başkan'ın "stra- teji uzmanı" olarak takdim edilen Bülent Tanla da "merkez demokrasiye doğru hızla kayma "nın işa- retinin verildiğıni "Sabah" muhabiri Fahri Ertürk'e söylüyor. 3 Kasım'da siyaset coğrafyamızı altüst eden fır- tına, henüz tam durulmadı; ama uçan kiremitler, devrilen ağaçların kaldırılma zamanı neredeyse geçiyor. Taşlan yerine oturtmak ve hasarın bilan- çosunu iyice gözden geçirip hızlı bir onanm için kolları sıvamak gerekiyor. Bu gereksinim, özellikle merkez sol için kendi- sini iyiden iyiye hissetirmelidir. Çünkü, seçmen ge- ride bırakılan genel seçımlerde iktidar görevini AKP'ye verirken muhalefet için de bugün kendi- sine yeni bir yörünge aramakta olduğunu aşama- lı olarak açıklayan Kemal Derviş'in partisini seç- miştir. Oyle bir gereksinim için, acaba gözleri yeniden DSP'ye çevırmek ve 3 Kasım'ın en ağır yenilgisi ile adeta cezalandınlmış olan dönemin çoğunluk partisinden yeni bir hamle beklemek olası mıdır? Politikayı yakından izleme alışkanlığını bırakma- yanlar, Demokratik Sol Parti'nin, genel seçimlerin 3 Kasım 2002 tarihine alınmasıyla sonuçlanan par- ti içi darbe ile Meclis grubunun yarısını yitirmiş ol- ması ve o seçimlerde adeta hezimete uğraması- na karşın, genel örgüt yapısını en az hasarla kur- tardığını biliyorlar. Bir başka bilinen de, genel seçimlerden sonra özellikle DSP'nin elindekı büyükşehir belediye baş- kanlannı transfer için, öteki partilerin yaptıklan gi- rişimlerin sonuçsuz kalmış olduğudur. Ne Pirişti- na, ne Büyükerşen ve ne de Bilenser; Izmir, Es- kişehir ve Bursa'da bu amaçla kendilerine yönel- miş olan çağrılara yüz vermediler. Ama, gizlisi saklısı olmayan bir başka olgu da, DSPörgütünün, özellikle "Ankara"dan yeni bir ha- yat suyu bekleyişinde olduğudur. Bu bekleyişi, partinin genel merkezi cevaplayabilmek amacıy- la önce "Araştırma ve Geliştirme Kurulları" adıy- la bir dizi çalışma yürütmüş. Daha sonra "Kadın ve Yerel Yönetimler Kurultayları"n\ toplayarak kü- çük ölçülerde moral aşılama denemelerine giriş- miş. Bu iki toplantıyı Istanbul'da ulusal medyamı- zın yeterince değerlendinmediği "Ulusal Birtik Top- lantısı" izlemişti. 19 Mayıs'a iki gün kala DSP, 19 Mayıs'ın iki gün öncesine rastlatılan bir günde, 17 Mayıs'ta Ankara'da "Gençlik Kurulta- yı"n\ topluyor. Topluyor ama partinin bugüne de- ğin gençlik kolu yoktu. öyle anlaşılıyor ki, 3 Ka- sım'dan sonra yeni bir yapılanma dönemine adım atmaya hazırianırken, on beş yıldır ihmal edilmiş olan bir örgütlenme olgusu da yaşama geçirilecek. Her ilden milletvekıli sayısına eşdeğer 800 genç yann Atatürk Spor Salonu'nda toplanarak "öğ- renci gençlik", "sporcu gençlik", "engelli genç- lik", "sanayi gençliği", "tarım gençliği", "bilişim ve iletişim gençliği", "ulusal gençlik" ve "gençli- ğin siyasetteki yeri" üstüne görüşlerini açıklaya- cakmış. DSP'nin yeni gençlik kollannı oluştura- cak bu 800 yurttaşın, Bülent Ecevit'in 1954'te, dö- nemin CHP'sinde oluşan gençlik kollarında aldığı görev ile uzun politika maratonu için bu kulvara ilk adımı atttığını bilmelerini isterim. Yannki kurultayı sıradışı yapması gereken bir başka önemli olgu da, Bülent Ecevit'in yapacağı konuşmanın içeriği olmalı. DSP Genel Başkanı, bir siyaset bılgesi olmanın yanı sıra, öyle sanıyorum ki, Rahşan Ecevit ile birlikte kurduğu partinin "ya- rını" için genç kuşaklara sorumluluk görevi yö- nündeki beklentilerini de anlatacak. Belki de yannki Kurultay ve Gençlik Şöleni, 2003 Kasım ya da Aralık ayında toplanacağı söylenilen asıl kurultay için, bir yeni başlangıç döneminin ilk verilerini belirleyecek. Kurultay gençler için, ama ağabeyleri, amcala- rı uzun zamandır hummalı bir hazırlık çalışması içinde olmalılar. Geçen hafta masamın karşısına oturup o hazırlıkları anlatırken yannki düzenleme kurulunun başkanı Erdoğan Toprak, kendisinden geçmiş gibiydi. Toprak'ı, yıllarcaönce Istanbul ll Başkanlığı'nı üst- lendiği zaman tanımıştım. Genel seçimler önce- sinde kısa süre üstlendiği Gençlik ve Spor Bakan- lığı mı, yoksa yannki sorumluluğu mu onu böyle- sine heyecanlı bir atmosfere sokmuştu? Bilmiyo- rum. Ama, bıraksalar 19 Mayıs gösterilerinde stad- yumlann yeşil alanlanna fırlayacak kadar kabına sığmayan bir yapı içinde "Gelin de, yeni yapılan- mamızın bu ilk şölenini görün" diyordu. Erdoğan AKP'yi; Derviş ve Baykal ekibi de, CHP'yi merkezdebuluşturup, kucaklaştırma ama- cıyla çalışadursunlar. DSP, bu ülkedeki ulusal sol olgusunun yeniden umudu olmayı başarmakzorun- dadır. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(g e-kolay.net DENİZ SOM deyenin basıOYKULER "Yok Devenin Başı"ndaki öyküleri okurken "yok devenin başı" diyerek itiraz edebilirsiniz. Fakat sizi temin ederim ki, öykülerde hiçbir abartı yoktur, her biri yaşanmıştır ve anlatılanlar aslında devede kulaktır! GÜNİZİ YAYINCILIK Tel 0.212 512 42 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle