04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16MAYIS2003CUMA HABERLER Türkiyeli girişimcilere yeni bir fırsat: Türk-Alman Ticaret Merkezi'nin temeli atıldı BIR BAKIMA Tüm çabalarAvrupa içinZEV^VEPORAL 60"lı yıllardaydı. Kapitalist düzen süreklı artan sermaye bırikimine, süreklı artan üretime gereksinım du- yuyordu. Almanya'nın ekonomisi, nüfusundan daha çok büyümüştü. Işgücü eksikliği \ardı. Bu açığı göçmen işçiyle kapata- caktı. Ve dünyanın azgelişmiş ("az- getişmiş" sözü ayıp kaçtığından "ge- lişmekte olan" denirdi ya da politik bır tercıhı sergıleyen "geri bıraloJ- mış" denirdi) ülkelerden, göçmen işçi olmak üzere Almanya'ya gidi- yorlardı. Gitmeye can atıyorlardı. Sınav- lardan geçip binbir engeli, badireyi aşıp gidiyorlardı. Genellikle de kır- sal alandan çıkıp, yoksulluğu, çare- sizlıği. duraganlığı ve her şeylerini bırakıp bir umut peşınde legal ya da illegal yollardan gidiyorlardı... "Insan gücü", "insan emeğT sözle- ri dillerden düşmezdj. Ve "Onlar in- san, biz güç, biz emek" dıye diye yü- reklerdekı yangın sönmek bilmezdı... İnsan ve emek Cç gün önce Köln-Bonn havaala- nının yakınında Türk-AIman Tica- ret Merkezi "nın temel atma törenı- ni izlerken işte o günleri düşünüyor- dum. O gün bugün köprülenn altın- dan ne çok sular akmış, ne çok aşa- madan geçılmıştı. Bugün Almanya'da 2.6 milyon Türk yaşıyor. Bunlann 750 bini Al- man \atandaşı. O günkü sorunlarla bugünkü sorunlar arasında dagiarla fark var. Orada yetişen ikinci, üçün- cü kuşak. yaşamın her alanında gi- nşimcı... Belkı de en önemlısı. "on- lar insan, biz „" dıye başlayan söy- lem ortadan kalktı. İnsan ve emek, insan ve güç bütünleşti. Özellikle Ruhr ha\zasında yaşayan Türkler için önemli bir gündü. Bakmayın "temel atma" töreni dendiğine, te- mellerın üzennde yapı yükselmeye çoktan başlamış bile. Inşaat hızla ilerliyor. 18 bin metrekare brüt kul- lanım alanıyla, önümüzdeki yıla kal- madan tamamlanacak. Türk-Alman Ticaret Merkezı. bır Alman özel şırket (Rahmann ve Hoflf Poje Gelıştırme Şırketi) tarafından gerçekleştırilıvor (30 milyon Eu- ro'luk bır yatınm) ve her ıkı devlet tarafından destekleniyor. Temel atma törenınde, Kuzey Vest- falya Eyaletı Ekonomi ve Çalışma Bakanı Herald Schartau ve Türki- ye Dış Ticaret Müsteşar yardımcısı Ömer Faruk Doğan, rüzgâr, fırtına, yağmur demeden konuşmalannı ya- pıyorlar. Anadolu'dan Almanya'ya Türk -Alman Ticaret Merkezınin taşıdığı potansiyelı ve geleceğe dö- nük açılımını Türkiye Araştırmalar Merkezı (TAM) Direktörü Faruk ŞeıTden alıyorum. "Kuzey Vestfalya'da 860 bin Türk yaşıyor. 22 bin Türk işadamı var. Yal- nız onlara değiL, Gaziantep, Bursa, Adana. Erzurum ve daha birçokyer- den Almanya'ya açılmak isteyenle- re katkıda bulunulacak. Dörtyüzün üzerinde küçiik ve orta ölçekü kunı- luşaticaretve shonroom olanağı sağ- layacak. Bu kuruluşlar buradan yer kiralayabilecek.... Buranuı aynı za- manda büyük bir riiketim gücü var. • Kapitalist düzenin süreklı artan sermaye birikimi ve üretime gereksinim duyduğu 196O'lı yıllarda, "insan gücü", "insan emeği" sözleri dillerden düşmezdi. Ve "Onlar insan, biz güç, biz emek" diye diye yüreklerdeki yangın sönmek bilmezdi... Bugün köprülerin altından nice sular aktı, nice aşamalardan geçildi. • Bugün Almanya'da yaşayan 2.6 milyon Türk'ün 750 bini Alman vatandaşı. O günkü sorunlarla bugünküler arasında dağlar gibi fark var. AB takviminde kaybedilecek zaman yokken ve koşuyu hızlandırmak zorunda olduğumuz şu sıralarda, Türk-Alman Ticaret Merkezi gibi yatınmlar büyük önem taşıyor. BIR UMUT PEŞINDE... Ekonomisi nüfusundan daha hızb büyüyen Almanya, işgücü açığını göçmen işçilerie kapatmaya karar verince, 'azgelişmiş ülkeler'den bu ülkeye büyük bir akın başladı. Sınavlardan geçip binbir engeli, badireyi aşıp Almanya'da çaüşmaya 'hak kazanan' işçiler arasında Türkler de büyük bir kesimi oluşturuvordu. Türk göçmenler, genellikle kırsal alanlardan çıkıp, yoksulluğu, çaresizliği, duraganlığı ve her şeylerini bırakıp, bir umut peşinde legal ya da illegal yollardan gidiyorlardı. (Fotoğraflar: CUMHURİYET ARŞİVİ) Tekstil vegtda maddeieriburadan AJ- nıanya'ya yayüryor. Son yülarda be- yazeşya da televizyon, bıizdolabı ça- maşır makinesi de bu pazara girdi. Bugün Karstadt'ta (dev mağaza zin- riri) sanlan mallann vüzde 17'sâ Türk- lerden geliyor." Yapılması gereken Türk- Alman Ticaret Merkezi'nin işlevselliğinı arttırmak, etkın kılmak için neler yapılması gerekiyor? "Türkhe'den kargoticaretininbaş- laması gerekhor. Halen kargo, Frank- furt yakınındaki Hahn Havaalanına geliyor, oradan buraya kaydırmak gerek. Bir de bu merkezüı Türki- ye'de tanıtılması gerek. Bu bölgede Avrupa Büiiği yapdanma fonundan yirmi >ıl vadeli, üç yıl ödemesiz, yüz- de 4 faizle para aJnıa olanağı var. Al- manya, şinıdiki durgunluk nedeniy- le bu tür yaünmlara olanak tanryor. Yaünmcı Türkiye'de bürokrasiyle boğuşurken Almanya'da bu tür ola- naklardan yararianabilrv or. Ben Tür- kiyeli girişimcilere burada yatınm yapmalannı tavsiye ederim." (Bu ko- nuda bilgı almak isteyenler Essen'de- ki Türkiye Araştırmalar Merkezi'nde proje yetkilisi Yunus Ulusoy'a baş- vurabilir). AB takvimimizde kaybedilecek hiç zaman yokken önümüzdeki tem- muz aymda Türkiye'ye ilişkin "ge- lişmeraporu"nu beklerken. koşuyu hızlandırmak zorunda olduğumuz şu sıralarda bu tür yatınmlann elbet- te ki önemı var. Faruk Şen. AB sınırlan içinde 3 milyon 800 bin Türk'ün yaşadığını belirtiyor. (Lüksemburg nüfusunun 7 katı! Yunanistan nüfusunun üçte biri!) 82 bin Türk ışadamı olduğu- nu. bunlann 450 bin kışiye istihdam sağladığını \ urguluyor. Üç silah "AB sınırlan içindeki Türklerin ellerinde üç silah var: Birincisi eko- nomik güç: Yalnız sayılanyla değil, ekonomik potansiyeİleri, tüketime katkılam la, sağladıklan istihdanıla da önemli bir güç. İkincisi politik güç: Bugün Almanya, Belçika, Hol- landa, Avusturya'da Türk kökenli politikacüann sayılan ve etkinlikle- ri artıyor. Üçüncüsü kültürel ve sa- natsal güç obnah. (Hiç söylemeyecek diye ödünı kopuyordu. Neyse, söyle- dl) BugünAlman bankalan Türkres- samlann tablolannı alıyor. Örnek vermek gerekirse Zekı Aslan'ın... Parlamento başkanının arkasında Mehmet Güler'in tablosu asıh. Mü- zeler îsmaıl Çoban'ın eserierini alı- yor_ Buradaki Türk gençlerde sana- ta olan eğUim artıyor. Her kent tiyat- rosunda oyuncu, dramaturg olarak çabşan birkaç Türk var. Bunlann artması Türkiye'nin olumlu yüzü- nü ortaya çıkaracak." Bu listeye ben kendı başına bır mücevher değerinde olan Essen Sa- natMüzesi'ndeprogramyöneticili- ği yapan Necmi Sönmez'i eklemek isterim. Bu çerçevede Türkiye ne yapma- lı? Yanıtı anında veriyor Faruk Şen: "Gölge etmesin başka ihsan istemez!" Türkiye'nin ımaj konusunda Al- manya ve Fransa'ya yönelik çalış- malannda eski yanlışlan tekrarladı ğını söylüyor. Türkiye'nin yiız akı Geçen kasım ayında yapılan bir araş- tırma. .Almanlann yalnız yüzde 18'inın, Fransızlann ise yüzde 22'sinin Türkı- ye'yı AB'de görmek ıstediğiru ortava koyuyormuş. Içimde büyüttüğüm. her önüme gelene sorduğum soruyu soru- yorum "Irak İşgaline ilişkin ikinci tez- kerenin Mecüs'ten geçmemea».'' Soru- yu tamamlayamadan Faruk Şen, "İkin- ci tezkenenin geçmemesi TürkKe'nin yüz akıdır.imajunızı çok olumlu değiş- tirdl A>nı araşürma ma\ıssonundatek- rarianacak \e \uzdelerin değişecegini hep birtikte göreceğJz." Aynı günün akşamı Essen'den bır- kaç lalometre uzaklıktaki Gelsenkırc- hen kentinde Mesut Yılmaz'ı dinlı- yorduk. AB-Türkiye ilişkilerini anla- tıyordu Almanlardan \e Türklerden oluşan kalabalık bir dınle\ici btlesı- ne. Ankara siyasetinden uzaklaşmış olabılir (şimdilik) ama AB yolunda- kı çabalan sürüyordu. AKP, Hıristiyan Demokratlar Partisi'ne başvuruya hazırlanıyor Verheugen, Berlusconi'nin sözlerinin gerçekçi olmadığını söyledi Hıristiyan kulübüne adım 2007tarihi aşırıiddialıHaber Merkezi - Dışişleri Bakanı Abdul- lah GüL AKP'nin Avrupa Hıristiyan De- mokratlar Partisi'ne üye olmak için başvu- ru yapmaya hazırlandığını açıkladı. Gül, Tür- kiye ile ÂBD arasındaki ilişkilere "bir tez- kere Be gölge düşürüleraeyeceğıni'' belirtti. A\Tupa Konvansiyonu toplantılanna katıl- mak üzere Belçika'nın başkenti Brüksel'de bulunan Gül, dün AB'nin Dönem Başkanı Yunanistan'ın Dışişleri Bakanı Yorgo Pa- pandreu ile bır araya geldi. Görüşmenin ar- dından bir açıklama yapan Papandreu, Tür- kiye"nm AB üyeliği yolunda atacağı adun- lan desteklemeyi sürdüreceklerini belirtirken Kıbns'ta yaşanan olumlu gelişmelere *da- ha fazla dinamizm" kazandınbnası gerekti- ğinı kaydetti. Papanderu ile yaptığı görüşme- nin ardından A\xupa Konvansiyonu toplan- tılanna katılan Gül, akşam saatlerinde Av- rupa Hristiyan Demokrat Partisi yetkilüe- riyle bir araya geldi. Görüşmede, AKP'nin önümüzdeki günlerde partiye katıiımı yö- nünde bir başvnru yapması kararlaştınldı. Daha sonra Konrad AdenauerVakfi'nın dü- zenlediğı "Türidye'nin ABüyel@yota''ko- nulu konferansta izleyicilerin sorulannı ya- nıtlayan Gül, burada Hıristiyan Demokrat- larla yaphğı görüşmeyle ilgili bilgi verdi ve AKP'nin Avrupa Hınstiyan Demokratlar Partisi'ne katılrnak üzere başvuru yapaca- ğını açıkladı. Gül, hüküme- tin yabancı asker bulundurmayla il- gili olarak Mec- lis'esunduğutez- kerenin reddedil- mesiyle ilgili so- ru üzerine, "Bir tezkere Türkiye- ABD ilişkilerine gölge düşüremez'' şeklinde konuştu. Türkiye'de ordu- nun siyaset üze- rindekirolüne iliş- kin bir soru üze- rine Abdullah Gül, hükümetinin Gül-Verheugen'in buluşması samimi bir havada gerçekleşti. demokratikleşme konusunda kararlı oldu- ğunu belirterek "Türkiye'de siyasi sorum- hıluk hükümetindirT> diye konuştu. BRÜKSEL (AA) - AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu temsilcisi Günter Verheugen Italya Başbakanı Silvio Berlus- coni'nin "Türkiye AB'w 2007'de ûye olabi- lir" açıklamasını "flginç,sürprizve aşm iddiair bul- duğunu söyledi. Verheugen, Dı- şişleri Bakanı Ab- dullah Gül'le gö- rüşmesinin ardın- dan yaptığı açıkla- mada Berlusco- ni'nin sözlerinin iyimser, ancak gerçekçi olmadı- ğını belirtti. Ver- heugen Türki- ye'de sürdürülen reform çalışmala- nnı memnuniyet- le izlediklerini be- lirterek şunlan söyledi: "Hükümetdemok- ratikkşme konusunda cesaret verici adım- lar aüyor ve reformlan gerçekleştirmek için guçtübiriradeyesahip." Verheugen, Kıbns'ta önemli gelişmelere tanık olduklarını da anımsatarak olumlu gelişmelerin de\amnıı bekledıklerini \ıırguladı. Gül de Türkiye'nin en kısa zamanda tam üyelık görüşmeiennın başlaması ıçın gereken çabayı sürdüreceğini beürttı. Hükümetın Ko- penhag kriterlennin gerçekleştirilmesi konu- sunda kararlı olduğunu anımsatan Gül, yeni hazırlanan demokratikleşme paketinin Mec- lis'te yaz tahlinden önce geçmesı ıçın çalışa- cakJannı anımsattı. Gül, KKTC'nın sorunun çözümü konusunda önemli ve cesaret verici adımlar attığına işaret ederek, Türkiye'nin bu adımlara destek verdiğini kaydetti. AP: İHD'ye mali yardım arttırılsın Avrupa Parlamentosu'nda dun kabul edı- len bir tavsiye karar tasansında, AB Komis- yonu'nun Türkiye "de faaliyet gösteren İn- san Haklan Derneği'ne (İHDj yaptığı ma- li yardımı arttırması istendi. Geçen hafta po- lisin tHD'de yaptığı aramanın "kabul edi- lemez"olduğunun belirtildiği kararda, Türk hükümetine, aramanm gerekçesiyle ilgili bilgi vermesi çağnsında bulunuldu. SERVER TANİLLİ Ulusal Onurun Sesi... Ne uluslararası düzene saygı, ne dıplomatik bır ko- nuşma düzeyı: ABD'yi bugün yöneten kadroda, bu düşünce ve dilden eser yok. Irak'a, bütün uluslara- rası kuralları ayaklar altına alarak saldırmanın arka- sından, çok geçmeden bize de dille saldın. 7 Mayıs güniü gazeteler, ABD Savunma Bakan Yardımcısı Pa- ul Wolfowrtz'ın ağzından dökülenlerı yansıtıyorlar- dı okurlarına; ertesi günü de, aynı ülkenın Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Grossman'ın dedikleri ya- yımlanıyordu. Vene sözleri.. Amerikalıların bir ımparatorluk kurmakta oldukla- n söylenır. Bu kafayla, değil ımparatorluk, mahalle kah- vesi kurulup işletilemez. Her şeyin bir düzeyi olmak gerekmez mi? • ABD Savunma Bakan Yardımcısı, Irak'a kuzeyden cephe açılmasını önleyen Türkiye'ye, iki ülke arasın- da bozulan ilişkilerin düzelmesı için, "Ben ettim, sen etme" politıkası önerıyordu. "Türkiye, hatayaptığı- nı kabul etmeli" diyordu Wolfowitz. Arkasından, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sözü getirip, "Çok büyük hayal kınklığına uğradık. özellikle askerler kendilerinden beklenen güçlü liderliği gösteremediler" dıye ekli- yordu. Ne mi yapmalıydı Türkiye şımdi? ABD'ye, oturup nasıl yardımcı olabıleceğine karar vermelı idi. Ertesi günü, Grossman da, ABD Savunma Bakan Yardımcısı'nın sözlerinin önemli olduğunu vurgulu- yor ve "Wolfowitz'idikkate alın!"diye buyuruyordu. Türkiye'de hükümetin, Irak'a saldın öncesi ve son- rasında kişilikli bir politika ızleyemedığı herkesin ma- lûmu. Ama işler parlamentoya ıntıkal ettiğınde, kos- koca Meclıs'ın, savaşa katılmama yolunda bır karar verdiği de biliniyor. Peki ona rağmen bu saygısızlık da ne? Türkiye'de kurumlar, sanırsınız ki Amerikalılara, ne yapıp ettiklerini düşünmeden, gözü kapalı hizmet etmeye amâde... Tam bır sömürge valısı kafası! Söylenip edilenlerdekı çelişmeleri birerbirersayıp, okurlann asaplannı yeniden germenin anlamı yok. Asıl altını çizmek istediğımız şu: Olayı ızleyen günlerde yazılan çizilenlere dıkkat ettık. Birkaç haysiyetli ka- lem bır yana, havayı daha da germek istemeyen bir alttan alma tavrı egemen oldu. Hükümetinki öyleydi, özellikle de malum "liberal" takımınki... Ama gazete olarak Cumhuriyet farklıydı. Gerçekten olay gazetelere geçtiğinde, yani 7 Ma- yıs günü, Cumhunyet, kuruluşunun 80. yılını kutlu- yordu: Yazarlan, çizerlerı, okuriarı, bir anlamlı yıldö- nümünün sevıncı ve gururu ile sarmaş dolaştılar o gün. Ve ertesi gün, gazetemız, "Hem Suçlu Hem Güç- lü" başlığıyla bır başyazı yayımlıyor, Amerikalı şahin- lerın söyledıklerındeki bütün çelişmelenn birer birer altını çıziyor, suratlanna çarpıyordu. "Ulusal onurun ses/"ydı o gün Cumhuriyet. Sonraki günlerde de, haklı tepkisini, çeşitli kalem- lerin dilinden sergiledi durdu. Ne var kı, bütün alttan almalara karşı, şu soru gün- deme gelip oturmuştur: Kurulacak yeni bir dünya- da, safımızı ulusal onurumuza yakışır biçimde yeni- den belirlemek zorundayız. Güncelde yer alması gereken bir soru da şudur: Irak saldırısının başladığı sıralarda, bır ıki yazımızda, başta Bush olmak üzere, Amerıkan yetkililenn "sa- vaş suçlusu" sayılması yolunda görüşümüzü açık- lamış; ülkemizdeki sivil toplum kuruluşlan ile aydın- ları mücadeleye çağırmıştık. Danıştay Başkanı Sa- yın Nuri Alan, birkaç gün önce, Danıştay'ın 135. ku- ruluş yıldönümü dolayısıyla yaptığı ilginç konuşma- sında bu konuya da yollamada bulunuyor. Konu önemlidir, sürdürülmelıdir... BİRLESIK REHBERLER TURİZM Mayıs / Haziran Kültür Gezileri TOPHANE'DEN GAIATA'YA (Öglen yemeğı dahil) ÜSKÜDAR (Otobüs ile - öğlen yemeği Kanaat'te) MUDANYA, ZEYTİNBAĞI, TRİLYE (Fenbot ile) Art-Deco, Art-Nuvo Beyoğlu 25 Mayıs 25 Mayıs 31 Mayıs - 01 Haziran 01 Haziran 03-08 Haziran 03-08 Haziran DOĞU ANADOLU (Uçak ile) GÜNEYDOĞU 21-29 Haziran (Uçak ile) • ODESSA ve KIRIM Odessa, Kersson, Askania Nova, Bahçesaray, Yalta, Sıvastopol, Khersenesos, Çufutkale... BRT-BİRLEŞİK REHBERLER TURİZM Tel: (212) 252 6578-79-80 www.kulturgezilen.com / bilgi ^ kulturgezileri.com YEŞİL \T MA\İNİN BULUŞTUĞU BODRUM-BİTEZ'de HOTEL N A T U R ••• 19 MAYIS ÖZEL FİYAT Kişi Başı Y.P.: 25.000.000.- TL. Odalarda klıma, mınıbar. TV saç kurutma, balkon, sauna, masaj, fitness. tenis, bisiklet, yüzme ha\*uzu. kapalı açık restaurant. bar, snack bar, özel restaurant. engellı odası, eğlence geceleri ve tam gün doktor. Tel: 0 252 - 363 77 ^415 Hall. Faks: 0 252 - 363 7' 83 www.naturhotel.com ÎLAN Mehmet Şınası \ elekoğlu olan ısmın, muracatım üzerine Be>oğlu 2 Ashje Hukuk Mahkemesı'nın 2003 86 E \e 2OÖ3 214 K sa\ılı karan ile Hasan Şınası Yelekoğlu olarak değışmıştır. duşurulur Basın 23308
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle