05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2003 PAZAR 8 Istanbul HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Eclime B 25 Sinop B 20 Adana B 30 Samsun PB 35 B 22 Kocaelı B 28 Trabzon PB 20 Çanakkale B 26 Giresun B 20 Izmir B 31 Ankara B 30 Manisa Aydın B 33 Eskişehır B 29 B 27B 34 Konya Denizli B 30 Sıvas B 26 Zonguldak B 20 Antalya B 32 Kars Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van PB B B B B PB PB 30 29 32 28 28 21 18 PB 22 Doğu Akdenız. Doğu Karadenız ıle Doğu Anadolu'nun doğusu parçalı bu- lutlu ve açık geçe- cek. Havasıcaklığın- da önemlı bır değı- şıklik olmayacak. Rüzgâr kuzey ve do- ğu yönlerden hafıf ara sıra orta kuvvet- te esecek. DIS MERKEZLER Oslo Heisınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn Y Y B Y Y Y Y Y 1b 14 16 18 18 20 21 20 Münıh Y 20 Zürıh Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına B Y Y Y PB B ÇB PB 24 28 26 23 31 29 24 27 Y 20 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflıs Kahire ÇB B B Y PB Y ÇB A 23 16 23 23 24 10 11 34 A 31 Taşkent 'Tafıran AçıK Sıslı Buljtlu t Çok Dulutlu . Yağmurlıj •JJ-=-... Kariı Sulu kar > Gok gurjltulu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK H Baştarafi 1. Sayfada güçlendiriyor. Altı yedı aydır Ankara-KKTC arasında kaygı ve kuşku uyandıran çelişkilere sünger çekildi. RTE, iktıdara gelmeden, geldikten sonra Kıbns'ta iki devletin variığına yanm ağızla değiniyor; çözümün geçmiş iktidartarın, Rauf Denktaş'ın uzlaşmaz si- yasetinden kaynaklandığını söylüyordu. Oysa 9 Mayıs'taki konuşmasında özenle vurgula- dığ ı şu nitelikler Kıbrıs politikasının can daman: "Kıbns'ta her açıdan eşit, dini ve dili ayn iki halk, iki ayn demokratik düzen ve iki ayn devlet vardır. Kıb- ns'ta çözüm çabalan da bu gerçeklere dayanmalı- dır". KKTC'nin başlattığı, süreceği anlaşılan son açılım- lardan sonra çözümsüzlüğün çözümü, bu temel il- keye dayanıyor. Rum yönetimı Kuzey Kıbrıs'ta dini, dili ayn de- mokratik bır devlet olduğunu vurgulayan temel ilke- yi kabul ettıği anda, diğer konuların çözümüne yol açılacak, topraktan mal mülk edinmeye kadar he- men her sorunda uzlaşma kolaylaşacaktır. • • • Geniş yankılar uyandıran toplumlar arası kaynaş- madan sonra önem kazanan bir başka sorunun bir an önce çözümlenmesi gerekiyor. 40 yıldır Rum yö- netimiyle AB'nin KKTC'ye uyguladığı ambargolar. Denktaş'a ve RTE'ye göre; "insanlık dışı ambar- golan artık kaldırmanın" zamanı geldi. Kıbnslı Türkleri Denktaş'a karşı kışkırtmak için KK- TC'nin zayıf ekonomik gerçeği ile Güney Rumları- nın müreffeh yaşamını kıyaslamak; uzun zaman ara- mızdaki ve adadaki ver kurtulcuların dilinden, kale- minden düşmedi. Tabii Rum politikaları hesabına KKTC'ye uygula- nan ambargoların üzerine gidilmedi. Türk tarafı gü- neye oranla ekonomik açıdan daha zayıf ve yeter- siz görünüyorsa, bu durumun oluşmasında üretimi- ni dış piyasalara sürememesi, dışa açılamaması, dı- şarıdan destek görememesi başlıca nedenler. Ambargolara karşın -RTE'nin söylediği gibi- "KK- TC'de gelinmiş olan nokta övgüye değer". Kıbrıs Türk halkını ekonomik açıdan kalkındırmak için Türkiye KKTC'de "her türiü tedbiri almaya ka- rariı" görünüyor. RTE'nin Lefkoşa'da verdiği sözler kâğıt üzerinde kalmamalı ve artık: "Ahdi ve tarihi sorumluluklar doğnıltusunda Tür- kiye, KKTC'ye desteğini esirgememeli". ••• KKTC ziyareti Yunanistan'la Güney Rum yöneti- minde oluşan "spekülatifbeklentilerin" ne denli boş düşler olduğunu kanıtladı. Rum medyasına göre RTE; Denktaş'tan "derhal (hatta Annan Planı doğrvltusunda) görûşmelere baş- lamasını isteyecek, önemli miktarda Türk askerini çekeceğimizi" açıklayacaktı. Oysa RTE, "Güvenlik sorunu gereği, askerin azal- tıiması da, çekiimesi de söz konusu değil" dedi. Derhal görûşmelere başlamanın, üstelik Rum li- deri Papadopulos'un önerdiği gibi Annan Planı üze- rinden müzakere açılmasının, ancak "taraflann mu- tabık kalmalan" koşuluyla gündeme gelebileceğini söyledi. AB de uyanldı: "Avrupa Birtiği'nin Kıbns'ta kuru- lacak ortak devleüe Türk tarafının eşit ortak olması- nı bilmesini istiyoruz". KKTC-Ankara uzlaşması, kuzeyin başlattığı giri- şimler karşısında; güneyin ilktepkisiyeni birşaşkın- lıkeseri: Papadopulos, RTE'nin Kıbns ziyaretini "ya- sadışı" ilan ediverdi! • • • KKTC ile Türkiye arasındaki biıiiktelikten burada ve orada memnun olmayanlar yok mu? örneğin ulusal bir davayı Denktaş kinine dönüş- türen, ver kurtulcuların simgesi Mehmet Ali Talat. Hâlâ -Türkiye Başbakanı'na- Denktaş'ın ve KKTC'deki hükümetin Kıbrıs Türk halkını temsil et- mediğini söylüyor. Oysa, kuşku bulutları dağıldı. Kervan yürüyor. Danıştay hükümeti uyardıI Baştarafi 1. Sayfada ğunda, daha önceki iktidar dö- neminde yapılmış olan siyasal amaçlı atamalar neden olarak gösterilmektedir. Ileri sürülen bu gerekçe hakJı ve büyük ölçü- de gerçeği ifade etmekJe birlikte, daha sonraki değişikJiklerin de gerekçesi olacağı için ortaya bir kısırdöngü çıkmaktadır. Yüksek memurlar yönünden bu uygula- malann tanığı, iktidar değişikli- ğini izleyen günlerde yayımlanan resmi gazetelerdir. Baskıyla görevden uzak- la$tiriliyor. Uygulama giderek daha alt görevlilere ınmekte ve zaman içinde daire başkanlan, şube müdürlen ve hatta şefler gö- revlerini kaybetmekte ya da hu- kuka uygun olmayan yöntemle- re başvurularakgörevlerinı fiıJen yapamayacak duruma getiril- mekte, bunlardan bir kısmı da usandıncı baskıiar sonucunda kendiliğinden görevlerini bırak- maktadırlar. Ortaya çıkan tahn- batın temizlenmesinin maiiyeti kamu hizmeti yönünden çok yük- sek olmaktadır. Kamu yararı gözetllme- II: Yetkili makam, bir kamu gö- revlisinin yerini değiştirme ko- nusunda sahip olduğu takdir yet- kisini kullamrken idare hukuku ilkeleri gereği, kamu yarannı gözetmek zorundadır. Yetki sahi- YARCISAL DENETİMİN AMACI ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMAK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer, yargısal deneti- min temel amacının, devlet organlanm hukukla bağlamak, görev ve yetkilerin kullanımının hu- kuksal sınınnı çizmek, temel hak ve özgürlükle- ri koruyarak eşitsizlik ve aynmcıhk yaratan uy- gulamalann önüne geçmek olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Sezer, Idari Yargı Günü ve Danıştay'ın 135. kuruluş yıldönümü nedeniyle Danıştay Başkanı Nuri Alan'a bir kutlama mesajı gönderdi. Sezer mesajında, yönetenlerin eylem ve işlemlerinin yargı denetimine bağlı olduğu hukuk devleti, te- mel hak ve özgürlükkri güvence altına alarak bi- reylere hukuk güvenliği sağlayacağını belirtti. Yargı kararlannın uygulanmamasının, hukuk devleti ilkesiyle olduğu gibi, kamu yaranyla da bağdaşmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Se- zer, "Devletin yüksek danışma, inceleme ve ka- rar organı olan, yönetsel yargıda yüksek mah- keme göre\ini üstlenerek yönetimin işlem ve eylemlerinin hukuka uygunluğunu denetleyen Danıştay, Türkiye Cumhuriveti'nin temel ku- rumlarındandır" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da demok- ratik hukuk devletinin rüm kurallanyla yerleşme- si ve yaşamasında Danıştay'ın hukukun üstünlü- ğü prensibine dayanan adil ve tarafsız çalışmala- nnın büyük rol oynadığını bildirdi. TBMM Başkanı Bülent Annç, "Danıştay'm, özelükle cumhuriyerin ilanından bu yana, hu- kukun üstünlüğünün korunması ve idari hiz- metlerin denetlenmesi görevini başanyla yeri- ne getirdiğini" belirtti. binın, siyasi, dini, felsefi görüş- leri yönünde ya da kendisine ve- ya üçüncü kişilere yarar sağla- mak veya onlara zarar vermek amacıyla yaptığı idari işlemler maksat yönünden hukuka aykı- n olurlar. Eklple değll bürokratla çallŞllir: Siyasıler tarafından sıkça tekrarlanan "Ben progra- mımı ancak kendi ekibimle uy- gulayabilirim" savı geçerli de- ğildir. Emri yerine getirmeyen kamu görevlisi, görevini yapma- mış olur ve bunun hukuki sonuç- lanna da katlanır. Dileğim, pozi- tif hukukun önleyici kurallanna karşın uzun zamandan beri süre- gelen ve artık sistemleşmeye başlayan, kamu yönetimini içten içe kemiren ve çökerten ve istik- rarsız bir yönetimin başlıca ne- denlerinden biri olan bu tür uy- gulamalann artık yinelenmeme- si, sona ermesidir. Zorunlu emeklillkte kısa yol SeçllSİn: Anayasa Mahke- mesi'nin yürürlüğü durdurma karan dikkate almarak emekliye sevk işlemlerinin geri alınması ve emeldiye sevk edilenlerin tü- münün eski görev] erine iade edilmesi, yönetimin hukuka bağ- lılığını ortaya koyması bakımın- dan önemli bir fırsattır. îdare, mahkemelerin iş yükünü arttır- Berçin'e hatıra ormanı Gazetemiz istihbarat şefi Cengiz Yıldırım, geçen yıl 14 Mayıs'ta ani bir ra- hatsızlık sonucu yitirdiği kızı Berçin Yıldırım için anı ormanı kuruyor. Si- li\Tİ"yc bağlı Çantaköv Belediyesi'nin 2 bin met- re uzunluğundaki gölet bölgesine yapılacak olan "Berçin Yıİdırım Anı Or- manT'na fidanların diki- mine dün başlandı. Çan- taköv Belediye Başkanı Saffet Sert, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sangül, As Y'apı-Aks İnşaat Şir- keti'nden Ali Seydi Şa- hin, Bilal tlhan ile Murat Canviirtk. Yakup Ankan ve Hasan Can'ın katkı sağladığı 40 bin metreka- relik bir alanı kapsayan anı ormanma, sahil çamı. çınar, dişbudak ve akça- ağaç olmak üzere 2 bin fîdan dikilecek. (Fotoğraf: GÖKÇE UYGUN) madan, kısa ve toplu yoldan so- runu çözmelidir. Cumhurbaşkanının seçll- mesl: Mıllervekilleri arasından seçilecek bir cumhurbaşkanının siyasal yaşamı boyunca belli bir siyasal parti ile ilişkisinin, bu iliş- ki nedeniyle de belli siyasal gö- rüşlere ve değer yargılanna sahip olacağının düşünüknesi halinde bu yetkilerin, veriliş amacının dı- şında, tam tersine bir sonuca ne- den olması ve böylece yargmın siyasallaşması uzak bir ihtımal olarak görülmemelidir. Özellikle bir siyasi partinin tek başına ikti- darda olduğu dönemlerde, TB- MM tarafından üyeleri arasından seçilecek cumhurbaşkanın yük- sek mahkeme üyelerini seçmesi, mahkemelerin bağımsızlığı ilke- si yönünden, beraberinde çeşitli sakıncalan getirebilir. YAS kararları yargıya açilSIII: YAŞ keyfi kararlar ver- mediğinden, kararlannın belli kural ve ilkelere uyularak ve ka- mu yaran ön planda rurularak alındığından kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Hukuk devletinde ayncahklı merci ve makamlar yaratılmamah yapılan her türlü işlemin yargı denetimine bağlı olduğu kabul edilmelidir. Nürnberg Mahkemelerl: Dünyanın en güçlü ülkesi, bin- lerce kilometre ötesindeki birül- keye acımasızca saldırmış, Irak'ı günlerce bombalamış, yüzlerce günahsız insanın ölümüne neden olmuştur. Sivil toplum örgütleri ve bilim adamlan bu noktada, 2. Dünya Savaşı sonrasında kuru- lan Nürnberg mahkemelerinde Nazi savaş suçlulannın kültür varhklannın çahnması ve zarar görmesi suçlarından da yargılan- dıklannı hatırlatarak bu savaşa karar verenlerin ve uygulayanla- nn da aynı suçtan yargılanmala- n gerekhliğıni sa\oınmaktadırlar. AL GÖZÜiVI SEYREYLE/IŞILÖZGENTÜRK 'Uçan Süpürgeyle' Uçmak! • Baştarafi Arka Sayfada fihn, Türk sinemasının benim için ilk onu içindedir. Fihn öylesine gerçek- çi, oyuncular öylesine sahidirler ki, film bugünlerde Türk sinemasını sa- dece Ömercik, Ayşecik ya da Kahpe Bizans filmlerinden ibaret sananlara özellikle tavsiye edilir. Türk sınemasının en gerçek oyun- culanndan biri Sezer Sezin de bu yıl festivalin ılklerinden olan onur ödü- lünü almak için Ankara'da. Açılışta oynadığı fihnlerden kısa bir fragman sundular. O kısacık bölümlerden bile anlaşılıyor, Sezer Sezin, Türk sine- masının en sahici kadın tiplerinden biri. Iri gözleri, çıkık elmacık kemik- leri ve olağanüstü kişilikli burnuyla adeta hayatm içinden fırlamış gibi. Ve oynadığı bütün kişilikler adeta yenı- den var oluyor. Kim ŞoforNebahat'ı. Vurun Kahpe'nin genç ve ıdealist öğ- retmeninı unutabilir? Pek çok kışinın içinden şöyle ko- nuştuğunu biliyorum: "Nerede o es- ki oyuncular, nerede?" Mutlaka görmek istediğim filmler- den biri de, bir efsanenin, Marlene Dietrich'ın "Ma\i Melek"ı. Bu fil- mi hayal meyal anımsıyorum. Unuta- madığım bir sahne var. Eğitimli, her- kesin örnek gösterdiği ama Mavi Me- lek'e duyduğu tutku nedeniyle her şeyden gönüllü olarak vazgeçen Prof. Unrat'ın, Mavi Melek'i sahneye ha- zırladığı, ona ipek çoraplannı giydir- diğı o muhteşem sahne. Tutku o sah- nede adeta elle rutulacak kadar sahi- dır. Ama samlarun tersine adama acı- mazsınız, aksine tutkunun peşine dü- şen bu adamı kıskanırsmız. Çünkü hayatın ana damarlanndan buine dokunmayı başarmıştır. Haya- tını anlamlı kılmayı başarmıştır. Çocukluğumun benı etkileyen bu i- ki filmini yeniden görünce fikrimi de- ğiştinr mıyim, bilemem? Ama heye- canla gösterim gününü beldiyorum. Bu arada cümle arkadaşlanm birbı- rinden ilginç seksen belgesel, kısa ve uzun filmin peşinde koşarken ben ge- ne görev başında olacağım. Üç yıldır festival kapsamında yaptığımız fihn atölyesinde, bu yıl da dur durak yok! Bu yıl dıdık dıdık edeceğımız kısa fihnlerin başlığı, 2003 yılı Birleşmiş Milletler tarafından, "Kadına Karşı Her Türlü Şiddeti Kınama" yılı se- çildiği için "Her Yer KırmızT'ydı. Türkiye'nın her yerinden 160 İasa film senaryosu geldi. îçlerinden on tanesi seçildi ve yazarlan şimdi An- kara'da, hem film izliyorlar hem atöl- yede ter döküyorlar. "Her Yer Kırmızı"run ilginç öy- külerini size de aktaracağım. Şımdı- lik didiklenme safhasında. Evet yerim gene bitmek üzere, An- kara'da hava güzel, filmler güzel ve bu kısa kaçamak insanı gerçekten ço- cuklaştınyor, hayal dünyası yeniden gehyor ve mutlu oluyorsunuz. Yaşa- sın Sinema! Yaşasm Cadılar! Seyreyleisil(5 yahoo.com Isilozgenrurkğ superonline.com Ortadoğu'da Türkiye istenmiyor ABD 'liyetkililer ve JVashington'dakidiplomatik kaynaklara göre, Ankara 'nın 'Serbest Tıcaret Bölgesi 'ne katılması olası görünmüyor Dış Haberler Servisi - ABD Başkanı George W. Bush'un Arap ülkelerinde demokrasinin yaygınlaştınlmasının bir parçası olarak önerdiği "Amerika- Or- tadoğu Serbest Ticaret Bölge- si'nde" Türkiye'nin yer alması beklenmiyor. Bush. önceki gün Güney Carolina Cniversitesi'nde yaptığı konuşmada yönetiminin, Ortadoğu'ya yeni bir düzen ge- tirme idealini açıklarken Arap dünyasına demokrasi telkininde bulunmuş ve müyonlarca Müslü- manın. Türkiye'den Endonez- ya'ya kadar demokrasi altında ya- şadığı örneğini vermişti. Bush yönetimin, Ortadoğu'da adaletten ekonomiye. cahillikle mücadeleye, özgürlüklerin yeşer- tilmesi ve refahın getirilmesine kadar kapsamlı bir çaba içine gi- rişeceğini vTirguladığı konuşma- sında, "Bunun öniinde pek çok engel var. Değişimin zor olaca- ğını anlıyorum" demışti Bush, "Ama, umut dolu değişim işa- retleri de görüyoruz. Müslü- man dünyasının neredeyse yarı- sı, Türkiye'den Endonezya'ya kadar demokrasi altında yaşı- yor. Bahreyn ve Fas'ta özgür se- çimler yapıldı. Ürdün, gelecek ay seçinı yapacak. Katar, temel özgürlükleri güvence altına alan yeni anayasayı onayladı" diye konuşmuştu. Arap ülkelerinin toplamının gayri safi milli hasılasınrn, İspan- ya'dan daha düşük olduğunu söy- leyen. Afrika ülkelerinde bile in- ternetin, Arap dünyasından daha fazla kullanıldığını kaydeden Bush, bu çerçevede, "Amerika- Ortadoğu Serbest Ticaret Ala- nı" önerisinde bulunmuştu. 'Bölgeye refah gelecek' Konuşmasının dün yayımlanan bölümünde. küçük ve orta ölçek- li işkollaruıın sermaye ulaşunının arttırılması ve gerekli yasalar, mülkiyet haklan xe düzgün ışko- şullannın oluşturulmasında bu önerinin yardımcı olacağım söy- leyen Bush, "Yolsuzluğun yeri- ne serbest piyasa ekonomisi ve adil yasalar koyarak Ortadoğu halkı, refah ve özgürlük içinde büyüyecek" dedi. Ekonomik fır- satlann iyi eğıtimı getireceği, ka- dınlara eğitim olanağı sağlayaca- ğının altını çizen Bush, kadınlar arasında okuryazarlık oranının arttınlması için çalışacaklarını kaydetti. Bush, buna benzer çaba- lann Afganistan, Fas ve Yemen'de de yürürüleceğini söyledi. Dışiş- leri Bakanı Colin Powell ve Tica- ret Temsilcisi Robert Zoellick. gelecek ay Ürdün'de bölge lider- leriyle ekonomik, siyasi ve top- lumsal ilerlemeyi tarrışacak. Ülkeler açıklanmadı Öte yandan "Amerika- Orta- doğu Serbest Ticaret Bölge- si'nde" Türkiye'nin yer alması bekjenmiyor. Şimdilik, serbest ti- caret bölgesine hangi ülkelerin dahil edileceği açıklık kazanma- makla birlikte, ABD'li yetkililer ve Washington'daki diplomatik kaynaklara göre, Türkiye'nin ka- tılması olası görünmüyor. Buna gerekçe olarak da Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik başvuru- su çerçevesinde yürürlükte olan Gümrük Birliği anlaşması göste- riliyor. Türkiye. AB ile serbest ticaret anlaşması olmayan ülkelerle, böyle anlaşmalara giremiyor. ABD, Mısır ve Bahreyn ile gele- cek yıl serbest ticaret müzakere- lerine başlamayı umuyor. Bu gö- rûşmelere, hazır olduğunu göste- ren bölgedeki başka ülkelerin de eklenmesi planlanıyor. ABD ile müzakereler, ikili yatmm anlaş- maları ve pek çok ülke için Dün- ya Ticaret Örgütü'ne üyelik gibi bazı hazırlayıcı adımlara dayana- cak. Şu anda ABD ile serbest ti- caret anlaşması bulunan tek Arap ülkesi Ürdün. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada ni yaşayan 13-15 yaşındaki öğrencilerden 10'u, devlet yöneticilerinden gazetecilere kadar 8-10 ki- şi seçmişler, yazdıkları mektupları göndermeye karar vermişler. Art arda yaşadıkları iki depremin yüreklerinde bı- raktığı acıyı öylesine değişik ifadelerle söze dök- müşler ki, şaşırdım kaldım. Biri, yazının başlığı. 8-A 30 No'lu öğrenci Şenay Doğan: "Bu mektubu kınlan kalplerle, yıkılan umutlarlaya- zıyorum. Umutlanmızyeşeriyor, hedeflerimizgerçek- leşiyor derken, her şeyin tam tersi oluyor. Hiç mut- luluğa erişemediğimiz, acılarla, felaketlerle büyüdü- ğümüz bir ülkeden yazıyorum. Belki her şey düzelir diye yazıyorum. Kışın donarak yaşamla mücadele ettiğimiz okulu- muzda, doğan sıcacık güneşle ısınıyoruz. 27 Ocak'- ta kitabımda son sayfayı okurken, yüreklerimizi ye- rinden koparacak bir gürültü duyduk. Adeta sıralar canlanmış dışarı kaçmak istiyorlardı. Artık kendimi öleceğim konusunda inandırmıştım. Gözlerimi kapa- dım ne olacaksa bir an önce olup bitsin diye... Aynı korkuyu 1 Mayıs'ta bir kez daha yaşadık..." Sevim Pekin, hep aynı korkuyla yaşamak isteme- diğini yazıyor, sadece seçilmiş okulların değil, tümü- nün depreme dayanıklı hale getirilmesini istiyor. Hasret Bilgin, "Soğuk, acımasız deprem, tekrar kapımızı çaldı" diyor, devam ediyor: "Deprem korkusu vücudumuza bir zehir gibi aktı. Ailemizden uzak olmamız yüreğimize ayn bir gölge düşürüyor. BingöTde ölen öğrencilerin anne-baba- lannın feryatlan kulağımda yankılanıyor." 'Sınavı kaybettik!' Ayşe Turan, "Yaşamak için el ele verelim" diyor, tüm okulların depreme dayanıklı hale gelmemesi ha- linde ne olacağım şöyle dile getiriyor: "Bahçelerdeki çiçeklerazalacak..." Aysel Kirişoğlu durumu daha farklı bir benzet- meyle anlatmış: "Okulumuz birsınav sonucu kullanılamaz hale gel- di. Demek ki hayatın sınavlan daha bitmemiş. Yaşlı, korkak gözlerle bu sınavın sonuçlarına bakıyorum. Kim 5 aldı? Hayatmı, yoksa YİBO öğrencileri mi? Ce- vap, 'yanıtsız'... Bütün Türkiye'ye, kanşkanş sesimi- zi duyuracağız. Artık Çeltiksuyu gibi biracı daha ya- şamak istemiyoruz... Harabe haline gelen Pülümür YİBO onanlarak açılacakmış. Ne yapmak istedikleri- ni bir anlayabilsem. Zaten kıl payı kurtulduk..." Yine 8-A'dan Öznur Kalkan, ders zili yerine ölüm zili duyduklarını haykırıyor. "Korku tüm benliğimizi sardı. Bu deprem bize korku zaran verdi. Hafıften bir ranza sallansa yüreğimizağzımıza geliyor, ağlıyoruz" diyor. 5-A'dan Gülen Bektaşoğlu'nun şu sorusu, artık küçüklerin de gözlerinin gerçeği görmeye başladı- ğını ortaya koyuyor: "Neden hep okullar yıkılıyor?" Yine 5-A'dan Ahmet Albayrak, çözüm için çok acımasız, kesin bir reçete ortaya koyuyor: "Neden ekin ekilmesi gereken yerlere bina yapılı- yor? Türkiye'ye haykınyorum. Yıkılmamış bütün bi- nalan bugün yıkın. Bir daha o kadar ölüyü betonla- nn altından çıkarmamak için..." Gülay Deci'nin tümceleri insanı yıldızlara çıkarıp yere çakıyor: "Ben umutlannı gökyüzünde parlayan Samanyo- lu yıldızına adamış bir öğrenciyim. Umutlar, gökyü- zündekiyıldızlara ışıklarım adamasa, onlar nasıl par- lar? Deprem sabahı Samanyolu yıldızının birden ka- yıp gittiğini gördüm... Türkiye'de sorumsuz, duyar- sız insanlar oldukça, yine insanlaryine insanlık yok olacak..." Canan Turan, iki sayfalık mektubunu şöyle bitiri- yor: "Neden, neden hâlâ bile bile hatalara düşüyoruz?" 10 öğrencinin tüm Türkiye'ye ortak mesajı şu: "Lütfen bütün okullan sağlam yapınız, mevcutlan sağlamlaştınnız. Ölmek istemiyoruz." [email protected] Aria-Aycell birleşmesi Erdoğan'dan yeşil ışık ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Baş- bakan Tayyip Erdo- ğan, Ulaştırma Bakanı BinaliYıldırım a Ana ve AyceH'in birleşmesi için talimat verdiğini açıkladı. Erdoğan, Ari- a'nın Aycell'den hisse alacağını, daha sonra da Aycell'in altyapı hizmetlerini kullanaca- ğını söyledi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ABD Milli Savunma BakanYardımcısı Paul Wolfowitz"in açıkla- malannı "duygusal" olarak niteledi. AKP MKYK dün Başbakan Erdoğan başkanlığında toplandı. Alınan bilgiye göre, MKYK üyelerine hü- kümetin çalışmamany- la ilgılı bilgı veren Er- doğan, yerel yönetim ve kamu yönetimi re- formu çalışmalannın sürdürüldüğünü, yerel yönetimler reformunun eyalet sistemi gibi tak- dim edildiğini, ancak bunun doğru olmadığı- nı söyledi. Orman arazilerinin satışıyla ilgili anayasa değişikliğinin mutlaka çıkması gerektiğini an- latan Erdoğan, Kıbrıs gezisiyle ilgili olarak da kurul üyelerine bil- gi verdi. Dışişleri Bakanı Gül de, ABD-Türkiye iliş- kilerini değerlendirir- ken Wolfowitz'in açık- lamalannı ammsata- rak, " ABD'de farklı düşünceler olabilir. Wolfowitz'in açıkla- maları da farklı bir düşüncenin işaretidir, ancak bunlar iki ülke arasındaki stratejik ortaklığı bozmaya- caktır" diye konuştu. Toplantıdan sonra açıklama yapan AKP Genel Başkan Yardım- cısı Dengir Mir Meh- met Fırat, hükümetin TBMM'deki görüşme- lerinde iş güvencesine sınırlamalar getirdiği Iş Yasası Tasansf nı ken- dilerinin hazırlamadı- ğmı, tasarının işçi \e iş- veren kesimlerinin uz- laşmasıyla seçimden önce gündeme geldiği- ni sa\aındu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle