Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11MAYIS2003PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
AmerikaMçüyiiKaçnyor!
Ikı ahbapçavuş. Mehmet Ali Birand ıle Cengiz
Çandar, ABD Savunma Bakanı Yardımcısı Wolfo-
wrtz e gıtmışler, konuşmuşlar Neden, nıçın?
Hızlı ABD'cı, dıye tanınır Çandar'la Birand Bı-
n Belçıka uyruklu, otekı ne bılmıyoruz Ama ıkısı
de sankı Turkıye'nm bağımsız bır polıtıka yurutme-
sıne karşı1
llle ABD'nın yanında olmalıyız! 21
yuzyılda bağımsız ulke olmayacak, "Küreselleşme"
denen gerçek, dunyanın Bush ABD'sının çızgısın-
de olması1
Mıllıyet'te Melih Aşık, "Suskun Bulbüller" dıyor
bu unlu ıkılı ıçın1
Durup dururken gıtmışler Was-
hıngton'a, Wolfowıtz'ı bulmuşlar Adam, şahınler
kralı,Turkıye'yeatmıştutmuş, "Hatayaptınız, bız-
den ozur dıleyın" demış Bır başkası, Grosmann
da "Sızkendınızı çok önemlı sayıyorsunuz" buyur-
muş'
Melıh Aşık hepımız adına soruyor
"Beklıyoruz kı roportaj yapan arkadaşlanmız, bu
ağzından çıkanı kulağı duymaza, dışe dokunup
onu rahatsız edecek, bırteksoruyoneltsınler.. Or-
neğın, Irak'a kıtle ımha sılahları var dıye saldırdı-
nız, hanı nerde bu sılahlar, dıye sorsunlar! Ya da
Turkıye'yı destek vermemekle eleştırıyorsunuz,
dunyada kaç ulke sızı destekledı kı, türunden bır
soru yoneltsınler Veya eleştırdığı karann bırMec-
/ıs kararı olduğunu, Turkıye'nm de demokrasıyle
yonetılen bır ulke olduğunu, hatırlasınlar Ne ge-
zer° Sorduklan sorulann neredeyse tamamı 'ça-
nak' "
ABD kendını ne sanıyor? Dunyanın fatıhı mı?
160 olu vermış, Irak'ı ele geçınmış1
Bır ıkı yuz oluy-
le daha nıce ulkelen zaptedeceğını mı duşunuyor?
Irak, nasıl son anda teslım oldu, bunu anlayan var
mû Neoldu Saddam'ların alaylan, gonullulen? Bır
anda havaya mı uçtu? Yoksa uçuruldu mu"> Sad-
dam takımı nerelerde şımdı'? Başka ulkelen boy-
lesme ele geçırmek o kadar kolay olmayacaktır Was-
hıngton şahınlen, bu kolay başanya bakıp aldan-
masınlar
1
Bu ağır sozlere, hakaretlere, kuçumsemelere kar-
şı AKP ıktıdan ne üıyor? Gül'e gore 'samımı soz-
ter'mış
1
Başbakan ıse suspus
1
ABD'ye karşı çıkmak,
gızlı toplantıda cumhurbaşkanına çıkışmak kadar
kolay değıl
1
"Cumhunyet gıbı konuşuyorsunuz"
dıye saygısızlık etmek de oyle
1
Çankaya'ya gıden yasalar hep gen çevnlıyor-
muş
1
Ak/ından her geçenı, kendıne en yarar getı-
recek olanı yasa yapıp gondenrsen, oradakı buyuk
hukukçu elbet onlan gen yollar' Işte, Anayasa Mah-
kemesı de 61 yaş emeklılık yasasını bozmadı mı''
Amaç, kadronun adamlarını yerleştırmektı, olma-
dı. Bu anlayışla daha çok duvarlara çarpar, AKP lı-
derien'
Bush Amenkası'na karşı çekıngen, korkak, ozel
hesaplı davrandığımız surece, aşağılanmaktan, bır
çeşıt emır en durumuna duşmekten kurtulamayız
Yedı duvele meydan okuyarak bağımstzlık savaşını
kazanan ulusal kahramanlann çocuklanyız Seksen
yıl once, en guçsuz, en yoksul gunumuzde bıle boy-
le baskılara dırenmesını bılmıştık Varsın, AKP kad-
rosu zılletlığı ıçıne sındirsın Türk ulusu yuzyıllardır "Ya
bağımsızlık ya ölum" demesını bılmıştır Bılmek ıs-
temeyenlere de oğretmıştır öğretecektır de
1
önce desen vardı...
guzel sanatlar fakultelerinın
* Resim
* Grafik
* Seramik
* Heykel
* İç Mimarlık
* Resim Öğretmenliği
bolumlerıne hazırlanmak,
yaşamınıza boyut katmûk,
çızgınızı gelıştırmek,
ıstıyorsanız.
desen çalışmalarımıza
sızleri beklıyoruz
UÇIIIİARASTIRMACI
mumcu:., 'Pans Caddesı No 14
Kavaklıdere - Ankara
Tel (0312) 417 77 20 pbx
Faks (0312)417 57 46
e-posta umag@umag org tr
www umag org tr
ŞİŞLİ 3. ASLIYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No 2002 1606
Da\ acı Nurşen Akarçeşme \ ekılı tarafmdan da\ alılar Nufus
Mud Ismaıl •Mcarçeşme \e arkadaşları ale\hlerıne açılan
ka\dın duzeltılmesı da\asının vapılan açık \argılamasında
\enlen ara karan uvannca
Halen Beledı\e E\len Aşıklar Sokak No 9 K 2 Samsun
adresınde bulunan davalı Fatma Genç adına da\a dılekçesının
teblığ edılemedığı zabıta araştırmasından da eKenşJj adresı-
nın tespıt edılemedığınden da\a dılekçesı ozetı \e duruşma
gununun ılanen teblığme karar \enlmıştır Yukanda ısmı ya-
zılı davalı Fatma Genç ın duruşma gunu olan ^0 05 2003 gu-
nu saat 10 00 da mahkememızde hazır bulunmanız \eva ken-
dınızı bır \ekılle temsıl ettırmenız delıllennızı ıbraz etmenız
duruşmava gelmemenız \e>a mazeret bıldırmemenız halınde
HLMknun 2 P maddesı u\annca jargılamanın vokluğu-
nuzda vapılacagı le hukum kurulacağı da\a dılekçesının ve-
nne geçerlı olmak uzere ılan olunur 10 04 20CH
Basm 22002
KADIKÖY 2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dos\aNo 200^ S0 \ ası Ta\
Mahkememızce \erılen 1 4 2003 tarıh \e 2003 50 E
2003 1 ^9 Karar savılı ılamı ıle 1338 doğmulu Hasan Basn kı-
zı Hatıce Fahrıve \ asun un rahatsızlıgı sebebıjle 4
7
21 s
TMK. nun 40^ maddesı gereğınce \ esa\ et altına alınarak ken-
dısıne veğenlen O Cengiz \asun \e Sınan Yasun'un muşterek
ve munfent vetkılı olmak uzere vası ta\m edılmelenne karar
venlmıştır tCevfhet ılan olunur 14 2003 Basın 220P
'Eyleme Geçen Cahillik' ve Ötesi
Cehalet yanı bılısızlık, toplumlann oncelıkle savaşması gereken bır olgu
Kendısını besleyen onemlı kaynaklardan bınsı de yoksulluk Otekı yan
kaynaklar ıse önyargılar, mısısızm, akıldışılık, dogmatık duşunce yapısı
Prof. Dr. B e m a A R D A A U Tıp Fak Deontolojı Anabıhm Dalı
B
ugımJerde Goethe nın "Hiçbir şey,
eyleme geçen cahillik kadar kor-
kunçolamaz" sozlenıun aklıma ta-
kılması neden7
Ulkede yaşanan ge-
nel secımlerden sonra ortava çıkan
tablonun, gordûklenmızın, tanık olduklanmızın
veışıttıklenmızınkatkısıvarherhalde Amabel-
kı de bu, çok uzun bır suredır goz yumulmuş bır
gıdışın. gelıp dayandığı kaçınılmaz sonuçlardan
sadece bınsı Bu yazıda kısaca cahillik (ozleşen
dılımızde cahıllık= bılısızlık) olgusunu, yol açan
etkenlen, cehaletın farklı gorunumlennı, farkJı
çağnşımlannı dıle getırmek ıstenm
Cehalet yanı bılısızlık, toplumlann oncelıkle
savaşması gereken bır olgu Kendısını besleyen
onemlı kaynaklardan bınsı de yoksulluk Ote-
kı yan kaynaklar ıse önyargılar, mıstısızm, akıldı-
şılık, dogmatık duşunce yapısı olmalı Batı
dünyası ıçın cehaleün en yoğun yaşandığı donem-
lerden bınsı, ortaçağ olmuş gıbı gorunmektedır
Batı ortaçağına damgasını vurmuş onemlı oğe-
ler, son derece belırgın bır karanlıkçılık (obsku-
ranrızm), gızemcılık (mıstısızm) gıbı gozukü-
yor Bu konuda yığınla omek venlebılır, hasta-
hk kavramının Tannsal etkenle baglantılandınl-
ması ve boy lece onun doğal akışına dokunulma-
dan. asla mudahale edılmeden >aşanması gere-
ken bır sureç olarakkabul edılmesı bunlardan yal-
nızca bınsıdır Dolayısıvla, u
Akıküşı açıklama-
bra karnı tok bir mesiek erbabT olan hekımle-
nn. hastahklara karşı verdıklen mucadele boy-
lesı bır ortamda talıse tarafindan hemen yaftala-
nacaktır Ubi sunt tres medici. ibi sunt duo atfaei
(Uç hekımın bulunduğu yerde, ıkı dınsız vardır)
Karşılaştığımız çeşıtlı omekler, ancak cehalet
yaygın bır bıçımde alt edılebıldığı olçude aydın-
lanmaya ulaşılabıldığını \e "insan akh"rıın, tum
otekı açıklamalann onune koyulabıldığı olçude
uygarhğın yeşerebıldığını gostermışur Tıptaçok
behrgın olarak bılımselleşme, pozjöf bılımlenn
deneysel yontemının, eleştırel ve sorgulayıcı yak-
laşımuun 18 yuzyıldan ıtıbaren uygulamaya
damgasını vurmasıyla ortaya çıkmıştır Ya bız-
de. toplumsal olarak anımsayabıleceğımız ne gı-
bı cehalet orneklen vardır
0
Kubito ın bederun-
de Menemen'de, 6-7 Eyhll olaylannda Istan-
bul'da, Madımak Otelı'nın onunde Sıvas'ta ey-
leme geçen cahillik. tüm çıplaklığıyla karşınız-
dadır ışte Sonra ılle de cahıllıkten kaynaklanan
bu "eytemler'1
ın olumlerle somut yıkımlarla so-
nuçlanmasına da gerek yoktur Gunluk ha>atta
bılgısızlık kımı zaman >azıh bınkımlenn, kımı
zaman da yazılı olmayan ama \ıllann geleneğın-
den damıtılmış gelmış "•kurallann" varlığından
habersız olmak şeklınde karşımıza çıkabılır Hem
seçeneklerden habersız olmakla kendınızı dar
bıralana hapsetmektesınızdırhem de bılgısızlık
sızı guçsuz, temelsız ve donanımsız bırakmak-
tadır Bu tur cehalet oraeklennı bazen bır ga-
zete manşetınde, bazen bır basın açıklamasında
bazen de Meclıs tutanaklannda gorebılırsınız
Bazen cehalet ete kemığe burunur, havaalanın-
dakı bır tanıtrm resmını çarşafa sokturmayı bıle
başarabılır E> leme geçmesıne ızın v ermek-goz
yummak, hareket alanınızı kendı elJennızle da-
raltmanız değıl mıdır aslında0
Bılgı v e sağduyu-
dan yoksun çeşıtlı esınlemelenn gıderek daha
pervasız olabıleceğının habercısı değü mıdır''
Ulkeınizdeozeflüde eğitimgibisonuçlan hemen
ahn^rrm>acakkonularda. bir olçudezamana kar-
şı venlen >anşın onemlı ı\me kavbettiğini kabul
etinekzonındayız.Bu bağfamda özefflikie 1950'ler-
lebaşfavanooerrdi birgcriem€nin\aşandığınL top-
lumsal duzevde sistemin kendini gdiştirici duze-
nekleri otuşturma konusunda -en azmdan- sav-
saklayıa (ihmalkâr) davrandjğıra ama bunun
yer vcr srvmazhk bo>utlanna nla^fıgını da kabul
eünekzorunda>iz. Halkdalkavukluğu otarakad-
landınlacak u.vgulamalara sayısız ve kimileri
utançlaizteoenyenıbırçokornekekkndiğinL kü-
resefleşen ve "rnıkromıllıyetçılığın" de ön plaııa
çıkankiığı bir ortamda \ onunü şaşırmış, Ukek-
rinden ha\1ı uzağa duşmuş bır ulke gorunumu-
ne gelmiş olduğumuzu eklemeirviz. Gıderek de-
rinkşen \oksullugun, 'bızı bız yapan pek çok
değeri temelden sarsüğu son yıllar içerisinde gi-
derek daha çoksayıda insanı etküemekte olduğu
da nereden nereve geündığıne itişkın unutuhna-
ması gereken bir bovuttur. Bo\1ece bugun Tur-
kije içın soylenebilecck çok sa>ıda durum değer-
lendirme sözcüğü \arken, Kendıne guven duv-
ma\an başı eğık" ifadelerini kuDanmak, ne >-a-
ak ki zorunluluk gibi gorunmektedır.
Bugunden >anna hemen sonuç alınmay acağı-
nı bıle bıle eğırıın ıçın uğraşmak. çaba harcamak
oyle onemlı bır ış kı' Toplumsal savaşım once-
lıklenmızın başında yer alması gerektığı ve etık
tercıhJenmızı ondan yana koymamız gerekrıgı o
kadar açık kı Bu aşamada cehaletın başlıca ka>-
nağı olarakkarşımızdabelırenhemen tek oğe yok-
sul]uktur Turkı\e Insan Haklan Vakfi raporuna
gore, "mutlak voksuOuk" hayatta kalabılmek
ıçın asgan kaynaklardan yoksun olma durumu-
dur Bu durum dunya nufusunun onemlı bır bo-
lumunu etkılemekte olduğu gıbı, aynı zamanda
yaygınlaşmakta ve gıderek dahagenış toplum ke-
sırnlennı etkısı altına alma eğılımı gostermekte-
dır Dolayısıyla bu tablo "iradesi, onuru ve hak-
lan olan bir varhk olarak ınsan" anlavışı ıle de
çehşmektedır Bu tablonun getırdığı kaçınılmaz
sonuç, aynı zamanda bır yaşam hakkı sorunu ol-
duğu gerçeğıdır Aynı raporda yoksulluğun onem-
lı sonuçlan açhk, dışlanma, dâmgalanma, eğıtım
hakkının ıhlalı olarak ozetlenmektedır Yoksul-
luğun en yakından ve doğrudan etkıledığı kesım-
lenn başında da ana ve çocuklann geldığı vur-
gulanmaktadır
Rakamlar, ıstarıstıkler ne soylerse so> lesın.
gıderek sadece temel gereksınımlennı bıle kar-
şılavamama durumuna gelmış hastalannızda,
hasta yakınlannda, oğrencılennızde oyle belır-
grn gorursunûz kı yoksulluğu Artık hıssedılme-
nın otesıne geçmış, tum çıplaklığıyla karşıruzda
durmaktadır Kıtap, gezme, eğlenme gıbı duyu-
labılecek tum ısteklennden bırerbırer vazgeçmek
zorunda kalmış ve sadece temel ıhtıyaçlanru bır
olçude karşılama çabasındakı ınsanlan gorursu-
nûz Onlar, yoksulluğun gıderek ıyıce koşeye sı-
kışrırdıklandır Bukoşullardabılmeveoğrenme
ıhtı>acı nasıl du>oılabılırve nasıl kışkırtılabüırkı9
Işıltılı v ıtnnlennaz uzağına, buyuk alışvenş mer-
kezlennın bıraz dışına gıdın. karşılaştığuuz \ok-
sulluğun dennlığı sızı şaşkına çevırebılır Bu aç-
lık sona ermeden bılgı açlığı yaratılması da ham
bırhayaldır
Cehaletle ılgılı bır metnı, yıne bu kavramı ır-
deleyen bır duşunure sozu vererek bıtırmekte ya-
rar gonnorum Çünku yoksullukla doğrudan
ılışkısı olmayan cehalet de bır farklı tur olarak
karşrmızdadır, pekı bu neyın nesıdır' Bır tur du-
şunce tembelhğı mıdır, kendısıne sunulanlarla >e-
tınmerun verdığı karşı konulmaz huzur mudur,
yoksa nedır*
1
Çevrenızde olan bıtenı ve bu ceha-
let orneklennı yaşamımıza sokanlan bu uç gnıp-
tan hangısme y erleştıreceğınıze karar vermek sı-
ze duşmektedır
"Cahil" bılmeyendır Hem bılmeyen, hem de
bılmedığını bılmeyene "'echel'" derler
Bır de "cehl-i mürekkeb" vardır kı, o hem bıl-
mez hem bılmedığını bılmez hem de herkesı
hıçbır şey bılmıyor sanır
Üç Fotoğraf Karesi..
Muhsine HELİMOGLU \AVUZ
C
umhunyet'ın (24 Nısan 2003)
bınncı sayfasında, yan yana
konmuş uç fotoğraf karesi
vardı Aşağıda ıçenklennı betımle-
>eceğım bu fotoğraflar, 1923'ten
2003'e Turkıye Cumhunyetı'nın ne-
relerden nerelere geldığıru goster-
mesı bakımından, ıç burkan bır ozet
nıtelığrndeydı
1.Kare: "Turban protokolde." 23
Nısan Ulusal Egemenlık ve Çocuk
BavTarnnruzın kutlandığı bır buyuk
ılımızdekı resmı torende, on sırada
beledıye başkanı otururkenhemen ar-
kasındakı sıranın başında da turban-
lı eşı oturmakta ve "müsteha" bır yuz
ıfadesıv le de objektıfe poz vermek-
te Buhanımın
<
*ınadma"orada>er
aldığı ve Ankara'da sergılenemeven
bu tur goruntulenn, Anadolu'nun
bazı ıDennde ozellikle sergılendığı o>-
lesıne bellı kı Aynca, bu hamm
mademprotokoldeyer alıvor, o> lev-
se neden olması gereken verde va-
nı eşının > anında değıl de arkasında
oturuyor
9
Hem dın ve dunya goru-
şun gereğı kadını bır adım gerrnde
tutmaya ozen gostereceksın, hem de
getınp "madma" resmı torende pro-
tokole aynlan yere oturtacaksın Ey
ıkrıdann erkek sıyasetçıfer£ ne yap/
mak ne soylemek ıstıyorsanız. so-
nuçlanna da katlanmak kaydıyla,
açıkça yapsanız da şu "eşlerinizin
omzundan tüfek atmayı" artık bı-
raksanız
Hanımlar sız de saçınızı, başınızı,
gıv sınızı, ortunuzu şu adamlannelın-
de sımge (sembol) olmaktan artık
kurtarsanız
IKare: "Mnikraam torende." Yı-
ne aynı torende cuppe. sank, mest gry-
dınlmış bır çocuk. geçıt torenınde
protokolu selamlıvor Yavrucak sol
elı\le cuppesınınonunutoplamate-
laşı ıçınde, ne>e alet edıldığının pek
de ayırdında olmayan, şaşkmbıryuz-
le yuruyor
3. Kare: "Tesettur şorrJu vekil sa-
hada." BavTam nedenıv le 10-12 vaş
arası çocuklarla maç yapmak uzere
forma gıyen Mechsspor un bazı mıl-
jetvekıllen saha> a paçah şortla çık-
mışlar Fotoğrafta yer alan. paçalı
şortlu ıkı mılletv ekılı, ozenle kırpıl-
mış, dudak ustu sunneth bıyıklanv -
la v e buyuk bır cıddıyetle oynadık-
lan topla, trajıkomık brr goruntu ser-
gılıvorlar
Ataturk'un aydınlık Turkryesrnde,
kara bır yama gıbı duran bu fotoğ-
raflara bakarak buralara nerelerden
ve nasıl getrnldığımızı acı acı duşu-
makea 19.5û'lerdensonıaulusçaba$>,
lattığrmızher aydınlanma atılımımı-
zı, ıçerdekı ışbırlıkçılenn de vardı-
mıv la v e "Borç vennem haaa, yar-
dnn etinem haaa" tehdıtlenyle açık-
ça engelleven "yabanm" ozellikle de
Amenka'nın, ustumuzde kurduğu
baskırun açık bır orneğım Prof. İsa
Eşme'nın adıma ımzalavıp gonder-
dığı "\ uksek Oğretmen Okuüan"
(Bılgı-Başan Ya> , 2 Basım) kıta-
bında bır kez daha gordum Şoylekı
Oğrencılennı oğretmen okullannrn
en çalışkan, en zekı ıkıncı sınıf oğ-
rencılennden seçen, Ankara, Istan-
bul. tzmır'de yer alan ve hselere son
derece nıtehklı, okuyan, büen. goren,
konuşan. tartışan, sorgulavan, ulke-
sıne ve Ataturk ılkelenne v
r
uksek bır
bılınçle sahıp çıkan "essah ogret-
menler" yetıştıren Yuksek Oğret-
men Okullan, Ko> Ensntulennı ka-
patan zıhnıyenn bır de\ amı olarak
1978'dekapatıldı Bu kapanlma su-
recı, dahaAnkara Yuksek Oğretmen
Okulu'nun açılış aşamasrnda Be-
yaz Saray eğıtım muşavrrlennın. bı-
zım bakanlığa. muhnra gıbı bır ya-
zı vermelenyle başhyor Amenkalı
efendıler bu yazılannda ozetle, bızım
okullann, onlann yonlendırmesı doğ-
rultusunda (oğretmen kolejlen ola-
rak) oğretım yapmasını, >oksa yap-
maya söz verdiklefı 28 nuh on dolar-
hk > ardtfflivenneyeceklenru sov lu-
oriar ^t \
"Vîne" Sayın Eşme'nın kıtabından
okuduğuma gore bu muhnra karşı-
sında donemın Mıllı Eğıtım Bakanı
HilmiIncesulu,Ankara Yuksek Oğ-
retmen Okulu Muduru Mustafa Sa-
ncata'ya. "YazıdakiifadeterdeaAme-
rikablann bizi mustemlekelen gibi
gorduklen anlaşıhyor. Ben bağımsız
bir de\ let olan Turki>"e Cumhurrve-
ti'nin \ürbakamyım.Görevterimm ne
olduğu, nevi vapmam gerektiği hak-
kında başkalanndanemıralacak de-
ğflim. Venlen şehırJerve dokulen kan-
lar pahasına. bu memleketten kapi-
tulasvonlar da kaknnlnuşur.Ben tek-
rar bu befalan memieketegetiremem.
Bu memleket bır \ üksek Oğretmen
Okulu yapmaktan aciz değildır. Biz
Istiklal Savaşjarmdan çıknktan son-
ra bfle neter vapürdık. bunu da yap-
bnnz.AnıerJkaldarvardıriilanDikes-
s»" dıverekmusteşara, yazıya gerek-
lı yanıtın v enlmesı ıçın errur vermış
(a'ge.s 185)
Bu onurlu devlet adamlığı omeğı-
nı, v anında savaşa gırmedığımız ıçuı
Amenka bıze para vermedı dıve "ağ-
laşanlann* dıkkatıne sunuyorum
Mayıslarda Sait Faik ve Burgazada özlemi
Perihan ERGUN Ada Dostlan Derneğı Başkanı
E
debıyatı, Prens Adalan'nın
doyulmaz guzellıklerını,
ozellikle de Abasıyanık'ı
Burgazadası'yla bırleştınp seven-
lenn her gun bıtmek bılmeyen so-
rulanna saygı duyarak yanıtlamak
gereğım duydum
1978yılının 11 Mayısı'ndanbe-
rı öykucunun en sevdığı mekân
olan v e "haritada bir nokta** dıye
tarumladığı Burgazadası'nda ge-
çen yıla değın her yıl ara v ermek-
sızın anageldığımız Sait Faik ın
olum gununden sorırakı pazarla-
rın bu denlı kurumlaşabıleceğım
doğrusu ya b ç bılemezdım
flk kez Ada Muhtarlığı, daha
sonra Çevremız başhğıyla yayım-
ladığımızgazetemız, 1989'danbe-
n de Ada Dostlan Demeğı oncu-
luğunde TYS ve PEN Yazarlan be-
raberlığıyle oluşturduğumuz bıl-
gılendıncı ve ozlem gıdencı anma
gununun bekleyıcısı ne kadar da
çokmuş'
Demeğımızın tuzuğu Prens Ada-
lan'nın kultur ve doğa varlıklan-
nın konınup tanıtümasını amaçlar
Adalarda yaşayıp urun vermış olan
tanhımızdekı değerlı bılım ve kul-
tur ınsanlanmızın unutulmaması
ıçın genç kuşaklara bılgı aktarüma-
sını gorev bıldık Bu konuda oyku-
cunun 90 yaşında olduğu 1996 yı-
lında yayımlanan kıtaplaf 1), oy-
kulennden bırçoğunun esın kay-
nağı olduğu kabul olunan Kalpa-
zankaya Kır Gazınosu'na oturtulan
heykelıyle, Muze Evı nın gınşıne
koyduğumuz tasanmı değerlı yon-
tucumuz Gürdal Duyar'a aıt olan
bustuyle bunu yaptık
Aynca tum adalarda yaşamış
bulunan yûzun uzenndekı sanat,
kultur, bılım v e duşun uısanımızın
tanıûmını sağlayan Buyukada Cum-
hunyet Alanı'ndakı abıdeyı de bır
oncekı Beledıye Başkanı Av Can
Esen'e onererek yaptırrmş olduk
Şu anda gorev de bulunan Baş-
kan Sayuı Coşkun Özden de tum
ıçtenlığı ve ımkânlanyla onenle-
nmızı değerlendınp destekleye-
rek çalışmalanmızı guçlendırmek-
tedır
2002'nın Mayısı'nda oykucu-
muzu anma gunu yırmı beşıncı yı-
lındaydı Bu etkınlığıjubüerruz sa-
yarak noktalayacağımızı progra-
mı açış konuşmamızda belırtmış-
tık Bu karanmızın alınmasında
öykucunun tum mulkunun v e telıf
haklannın vakfedıldığı Daruşşafa-
ka Cemıyetı'nın yayın haklanyla
Muze Evı nın bakınunı YK Kul-
tur'e devretmış olmasıydı Çunku
bu guçlu kurum, bızım zor koşul-
larda uygulayageldığımız toplan-
tılan çok daha gorkemlı v e etkm ya-
pacağıınancıylaıçınuzrahattı Sa-
it Faik emın ellerdeydı
Varlığının en buyuk etkenı olan
anacığı MakbukHanım ın vasıye-
tıneuyarak Daruşşafaka yonetımı
1964'ten ben "Sait Faik Hikâye
Armağanı" yanşmasını oluştur-
muştu Her yıl onun olum gunu
olan 11 Mayıs'ta kazanana odulu-
nu \ eregelıyor Bu yıl seçmelerde
jun, Sayın Mehmet Gülşûr'u de-
ğerlendırmış Yazan kutluyoruz
Odulu Muze Evı onunde venle-
cekmış Hazırda bulunanlann evı
de gezmek ısteyeceklennı bılıyo-
rum Muzedekı arşıvın tumu değer-
lendınlmek uzere YK Kultur ekı-
bıne goturulmuştu Istemım, ev ı
gezenlenn bılgılenebılmelen ıçın
belgelenn getınlıp eskısı gıbı ye-
nne konmuş olmasıdır
Aynca bırkonudakıuzuntulen-
mı de burada behrtmeyı Sait Faık'e
v e > apıtına duyduğum saygı nede-
myle gorev bılıyorum TRT, Ede-
bıyat Uyarlamalan kategonsınde
öykucunun "HavadaBulut'' başhk-
lı hıkâyelennı senaryolaştırarak
dort bolumluk dızı halınde sundu
Sunmayı da surduruyor Bu oyku-
len okumuş olanlann bıJeceğı gı-
bı Havada Bulut 13 oykuden olu-
şan kısa bır romandır Dızı haben-
m aldığımda bu gûzehm oykulenn
belgeselleştınlmesı benı çok he-
yecanlandırmışti Tum dıkkatımle
v e bu duygularla ekranın karşısı-
na geçtım Belgeselde öykucunun
rolunu ustlenen sanatçının gıyımı
kuşamı Saıt'ın derbeder v e kalen-
der goruntusunun butunuyle tersı-
ne çok şık v e ozenlıydı Onunla
benzerlığı yoktu Bır de posta da-
ğıtıcısının abartılı tanımıyla "Kö-
peğiyie konuşan deü adam" ımajı
oykudekı ıçe kapamşuı dışavunı-
munu hıç sımgelemıyordu Onun
en çok ılgı ve sevgı duyarak bak-
ağı ayaktakımı ıle Rum camıasının
ekonomık ve toplumsal sıkıntılan
çokaşağılanaraksunulmuştu Son
Kuşlar'ın kuş katılı de oykudekı
kımlığıyle venlememıştı Burga-
zadası'nın zengın goruntulennden
sadece Halık (2) Koy (Adahlarca
Marta Koyu olarak bılınen yer) ba-
lıkçılanylagozdolduruyordu Sev-
gılı Ayla Algan'ın, ıhtıyar balık-
çıyla papazın Papuluğu, çocukla-
nn hayalcı tıplemelen goz doldu-
ruyordu Kısacası bu dızı belgesel
değıl dramaydı Adı yanlış kon-
muştu Her şeye karşın oykulen
bılrneyenler ıçın seyre değer bır
fıkndı Sait Faik değıldı Yıne de
bu konuda tum dıleğım emeğe say-
gım nedenıyle yanılmış olmamdir
PENCERE
Hayat Albenili Bir
Maceradır...
Geçen cuma gunu Beykent Unıversıtesı'ndey-
dım
Artık koskocaman bır ulkeye donuşen Istan-
bul'da nereye baksan çarpıcı goruntulere rastlı-
yorsun, her koşede beklenmedık bır açılım var,
ozel unıversıteler de bu şaşılası sergının bır parça-
sı
'Beykent lletışım Kulübu' 2500 oğrencı arasın-
da bır anket yapmış, medya dunyasında seçılen-
lere odullennı dağıtmak ıçın bır toplantı duzenle-
mıştı, çoğu unlu televızyon sanatçısının katıldığı bu
ortamda kabına sığamayan bırgençlığın salonu tık-
lım tıklım dolduran gızılgucu yaşam sevıncını dıle
getırıyordu
Bır suredır Istanbul'da ve Anadolu'dakı unıver-
sıtelerde konuşmalar yapıyorum
Unıversıteler hıç kuşkusuz 21 'ıncı Yuzyıl Turkı-
yesı'nın geleceğını aydınlatacaklar
195O'lı ve 6O'lı yıllarda, Anadolu halkı başbakan-
lan hangı ıstekle karşılardı
"Fabnka ısterız "
Bugun taşra unıversıte ıstıyor; kurulduğu yere can-
lılık taşıyor unıversıte
•
Çoğu albenısı yuksek televızyon sanatçısı Bey-
kent'te odullennı aldılar, olayın aynntılannı dunku
Cumhunyet'te okudunuz, sıra bana gelınce soy-
ledıklenmı, bu köşede pazar gunu bır kez daha yı-
nelemek ıstenm
Amenkalı bır pılot Ikıncı Dunya Savaşı'ndan son-
ra doğduğu kente donmuş, hemen bır toren du-
zenlemışler, kahramana ödul vermışler, sonra ko-
nuşması ıçın elıne mıkrofonu tutuşturmuşlar
Pılot demış kı
- Papağan guzel bır kuştur, uçamaz, ama ko-
nuşur, ben tyı bır pılotum, uçarım, ama konuşa-
mam
Sonra ekledım
- Ben yazanm, ama konuşurum
Pekı, çocuklara ne soyledım
9
•
Anlattığım oykuyu Nadir Nadı'den dınlemıştım,
unutamadım
Yıl 1920
Istanbul ışgal altında
Yunus Nadi 'Yenı Gun' gazetesmı çıkarıyor, In-
gılız ışgal asken ıle Osmanlı polısının gozu bu go-
zupek yazann ustundedır
Bır gun evı basıyorlar
Yunus Nadı Bey alelacele kocaman bır tahta
sandığın ıçıne gınyor, eşı Nazime Hanım o telaş-
la sandığın ustune oturuyor
Hızmetçılergorevlılen ıçen alıyoıiar, adamlar her
yanı arıyorlar, koşeye bucağa bakıyoriar, ama akıl-
lanna sandığa bakmak gelmıyor
Nadır Nadı o sırada 12 yaşında bır çocuktur
Yunus Nadı sandıktan çıktıktan sonra karannı ver-
mış
- Hanım, demış, ben artık burada bannamam
Anadolu'ya geçmek gerek, senCMttfıra yanıma al-
dınnm
1
-**.
Sevgılı Nadır Nadı anısını anlatttttan sonra ek-
lemıştı ^-,-
- Hep duşunurum, demıştı, acaba Turk polısı-
nın etkısıyle mı sandığı aramadılar, yoksa akıllan-
na mı gelmedû
•
Ne macera
1
Sen kalk masal kahramanlan gıbı ışlemelı tahta
sandıktan çık/p Mustafa Kemal'e katıl
Sonu bılınmeyen, başarı umudu çok kuşkulu bır
olumcul seruvene gırmenın heyecanını goğuslemek,
her kışıye nasıp olmayan bır efsaneyı yaşamaktır
Beykent Unıversıtesı'nın coşkulu oğrencılenne bu
oykuyu anlatıp ekledım
- Hayat bır maceradır, tadı da buradadır, sız
şımdı bu macerayı yaşamaya hazırlanın
1
ACI KAYBIMIZ
Merhum Albay Cevat Gungor, memume
Mesrure Gungor"un bncık oğlu, merhum
Temel Tokmakçı ve Solmaz Karabekır'ın
sevgılı damatlan, Özden-Fahn Fiolukbaşı ve
Gulden Gungor'un sevgılı kardeşlen,
Sıbel-Yusuf Şener, Serdar-Sema Bolukbaşı,
Çığdem-Chıp Delano, Erd-Lady Çankır'ın dayıları,
Mehmet-Ayme Tokmakçı'nın enıştesı, Seda-Murat
Aksut ve Incı Bahar Gungor'un sevgılı babalan,
Gulfem Gungor'un çok sevgılı eşı
İTU Inş Fak. 69 Mezunu
Bılgı Unıversrtesı Öğretım Gorevlısı
Dr. MEHMET
ÖNDER GÜNGÖR
10 Mayıs 2003 tarıhınde hayata veda etmıştır.
Cenazesı 11 Mayıs 2003 Pazar gunu (bugun)
Erenkoy Galıppaşa Camıı'nde kılınacak oğle
namazını muteakıp Karacaahmet
Mezarlığı'nda toprağa verılecektır.
GÜNGÖR AİLESİ
Çiçek gönderilmemesini, isteyenlerin T.E.V.
yaranna bağışta bulunmalannı rica ederiz.
1) Bılgı Yayınevı Sait FaikAba-
sı\ anık 90 Yaşında
2) Halık Rumca taş demektır
GAZETECİ
RAMAZAN ÖZTÜRK'UN
HALEPÇE KATLİAMI'NDAN CEZAYİR'E,
KÖRFEZ SAVAŞI'NDAN ÇEÇENİSTAN'A
SAVAŞIN GERÇEK YUZUNU ANLATAN
"FOTOĞRAFLAR SAVAŞI ANLATIYOR"
14 MAYIS'A KADAR PROFİLO ALIŞVERİŞ
MERKEZİ'NDE SERGİLENİYOR