Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
,9 NİSAN 2003 ÇAflŞAMBA CUMHURlYET SAYFA
17
İM
S
g
Etektronüc postac deni2som6cuntfKxw0tcom.tr
- Tayyip, dış polrtikaya
hâkim değilmiş...
"O vüzden düş politikası
vaDtvori"
İki haber
Yılmaz Dikbaş, Rus
televizyonlan TNT, TVS
ve Kanal-3'den venlen
iki haberin Amerikan,
Avrupa ve Türk
medyasında yer
almadığını söylüyor...
llk haber şöyle: "Rusya
Devlet Başkanı Putin;
Irak'ta saldınlar
sırasında anasız-
babasız kalan
çocukfarla, ilaçsızlık
ve gıdasızlıktan hasta
düşmüş çocuklan
Rusya'da misafir etmek
istediklerini bitdirip, bu
çocukların Iraktan
Rusya'ya güvence
içinde taşınabilmesi
için Amerika'dan izin
istedi. Taşıma işlemi
uçaklarla yapılacağı
için, Irak-Rusya
arasında bir 'yeşil hava
koridoru' açılmasını
Amerika'dan rica etti.
Amerikan yetkililer,
Rusya'nın bu isteğini
reddettiler." Ikinci
haber ise: "Amerika,
Rusya'daki bir firmaya
50 bin adet tabut
siparişi verdi."
AMERİKAN
MALI ALMA
IRAK HALKINA
BOMBA ATMA
menka'nın Irak a saldınsında medya, petro-
le bulanmış karabatak türünden sembol bir
fotoğraf bulamadı... Savaş fotoğraflannda
hepinsanlarvar... Amerika'nın güdümünde-
ki dünya medyasında yaş ve cinsiyet farkı gözetilmek-
sizin sivillerin öldürülmesi bile savaşın gereği sayıldı-
ğı için bu kez bir sembol fotoğraf çıkmadı!
Dün gazetelerde birfotoğraf vardı... 12 yaşında Irak-
lı bir çocuk... Adı Ismail Abbas... Bağdat'taki evleri
bombalanmış... Bombardımanda beş aylık hamile an-
nesini, babasını, kardeşini yrtirmiş... Ismail'in iki kolu
kopmuş... Göğsü yanık içinde... Hastanede yatıyor.
Amerika, Ismail'in iki kolunu kopartmış, tüm ailesini
hayattan kopartmış...
Bir başka fotoğraf... Bir kadın, belki anne... İki kü-
çük çocuğu kollannın arasına almış, kurşunlardan ko-
rumaya çalışıyor... Fotoğrafçı deklanşöre bastıktan
sonra, kadın ve çocuklar ölmüş olabilir...
Irak'tan gelen benzeri yüzlerce fotoğraf arasından
birteki bile birtürlü sembol olamıyor.
Amerika'nın güdümündeki medya nedense insan-
laria ilgilenmiyor; anlaşılan bir hayvan anyor!
Peki Amerika Irak'ta ne anyor?
Kimyasal ve biyolojik siiah aramanın yolu Ismail'in
kollannı kopartmak mı? Ismail'in evi, kitle imha silah-
lannın deposu muydu ki akıllı bombalar gidip Ismail'i,
Ismail'in hamile annesini, babasını, kardeşini evlerin-
de vurdu?
Hürriyet'ten Ertuğrul Özkök, alınmış... Bizim gaze-
tenin Medya Aynası'nda yayımlanan ve kendisini
Amerikan askeri gibi gösteren fotoğrafı hakaret ola-
rak nitelemiş...
Niye hakaret? 0 fotomontaj, bir sembol...
Amerika'nın savaşını kayrtsız koşulsuz destekliyor-
san, elindeki kalemi savaş için kullanıyorsan paralı ya
da gönüllü, eli kanlı "coni"den ne farkın kalır?
Insan, başını yastığa koyduğu zaman uyuyabilme-
li... 12 yaşındaki Ismail'in kolsuz ve yanık bedeni bu
savaşın sembol fotoğrafı olabilirdi ama olmadı, olma-
yacak. Çünkü onlar, kendilerine sembol olarak kara-
batak gibisinden bir şeyler anyorlar...
SESSİZSEDASIZ(l)
5O V/LPfO. BU ü
Yüksek Yerilim Hatta I
efdincutku J yahoo.com
IMF'ye "GÖNDERİLMEMİŞ niyet MEKTUPLART
Türkive'de sinemalarda...
ABD demokrasisinde yargı diktatörlüğü
ABD'deki Küba karşıtı etkınlikleri-
nin merkezi durumundaki Miami'de
beş yıl önce casusluk yaptıklan id-
diasıyla FBI ve CIA ajanlan tarafın-
dan yakalanan beş Kübalı vardı: Gerar-
do Hernandez Nordelo, Rene Gon-
zalez Sehvverert, Ramon Labanino
Salazar, Antonio Guerrero Rodrigu-
ez, Fernando Gonzalez Llort. Beş Kü-
balı, ABD'deyargılandı... Kübalılann da-
va süresince savunma haklan kısıtlandı,
haklanndaki iddianame kendilerine ek-
sik olarak bildirildi, avukatlanyla temas-
lan kısıtlandı, mahkemeye kanrt sunma-
lanna izin verilmedi, lehlerinde tanıklık
yapacak kişilere baskı yapıldı... Ve beş
Kübalı ABD'ye sığınan karşı-devrirnci
Kübalılardan oluşan birjüri tarafından
19 yıla kadar hapıs cezasına mahkûm
edildi... Beş Kübalının şu sıra Atlanta
Mahkemesi'nde temyiz duruşması var...
Ancak, temyizde de Kübalılann bırakın
avukatlannı herhangı bırziyaretçi ilegö-
rüşmelerine izin verilmıyor; cezaevinde
tecrtt koşullanndatutulan Kübalılartem-
yiz dilekçelerini dünyadan habersiz bir
şekilde hazırlamaya çalışıyor.
Miami ve Atlanta'daki mahkeme,
ABD'nin Bağdat'ta kuracağı demokra-
sinin ipuçlannı venyor!
K l l P S İ ABD'ninisteğiüzerine diplomatikkurallardışınaçıktıklangerekçesiyie
M l l t l l Qç ifgid, ^jpiomatS(nır dışı edilirken Ayşe Meral soruyor "Türkiye'de-
ki ABD'li diplomatlann AKP'lilerie yaptıklan çok özel görüşmeler kural içi mi?"
ÇED KOŞESt
OKTAY EKİNCt
12 Yıl Sonra Sinan İçin..
Bugün, MimarSinan ın ölümyıldönümü... Bu nedenle Ko-
ca Usta 'yı anarken, ABD 'nin Irak 'a saldınsında bombardıman
altında kalan eserleri için de sadece seyirciyiz...
1991 de de Sinan Günü 'nü, yine avnı ABD 'nin avm bombar-
dımanına tepkiyle kutlamıştık. Dönemin hükümetinin buna ka-
yıtsız kalmasım eleştiren yazımı da "MimarSinan 'dan özürdi-
leyecek miyiz? " başlığıyla kaleme almıştım.
Şimdi, ne o saldınmn ardındaki tarih ve insanlık düşmanh-
ğında birdeğişme var; ne de Sinan 'ın mirasmayönelik tahriba-
ta bile "ABDmüttefiküği"adına tepkisiz kalınanpolitikada...
Böyle olunca, 1991 deki yazım da "geçeHUiğini" hâlâ koru-
yor ve değişiklik yapmaya bile gerek kalmıyor...
Bu köşenin sınırları nedemyle, bazı kısımlannı çıkartarak "12
ydsonra 1 kez"yayımlıyorum... Vmanm, 3.'yegerekkalmaz...
Ozür dileyecek miyiz?..
Dışişleri Bakanlığımızca
1989'da yayımlanan "Türid-
ye Dışuıdaki Osmanlı Mima-
ri Yapdan" adlı kitabın önsö-
zünde de dönemin bakanı
Mesut Yümaz şunları yaz-
maktadır:
"Bu yayının,topraldan üze-
rinde Osmanh minıari eserle-
rini banndıran ülkelerte Tür-
khe arasuıdaJd mevcut dost-
hık ve işbnüği anlayışııun pe-
kiştirilmesinekadadabuluna-
cağı ümid edilmekte, insanb-
ğm ortak mirası olan bu mi-
mari yapıtiara daha bilinçli
olarak sahip çıkılmasına kat-
lada bulunmas beklenmekte-
dhf
Bu yıl ise 9 Nisan'ı, "top-
raklannda" Koca Sinan'ın ve
öbür mimarlanmızın çok de-
ğerli yapıtlannı "bann-
dffan" bir ülkeye 42
gün boyunca ara-
lıksız yağdınlan
bombalann he-
nüz dağılmamış
dumanlanyla
birlikteanıyoruz.
, Düzenlenen tö-
renJerde, bu yapıtla-
nn "ortak insan-
hk mirası''ol- ^ *
duğunu yine-
lerken, savaş süre-
since takındığımız
"dış poütikanın" bu
mirası korumak yönünde
\ mi yoksa "yokedilmesinegöz
yummak" yönünde mi oldu-
nu hiç düşünüyor muyuz?
yle görünüyor ki bakanlığı-
mızın bu güzel kitabı, önsö-
zûnde vurgulanan "01009"
konusunda kendilerine bile
yeterli "katkıda" bulunama-
mışnr...
Koca Sinan'ın hünerli elle-
riyle yarathğı ve Bağdat ken-
tiii süsleyen binalar şunlar:
- Şe> h Abdülkadir Gilani
Camisi
- Murad Paşa Camisi
- tmann Azam (Ebu Hani-
fc) Camisi
- tmam-ı Azam (Ebu Hani-
fc)Tekkesi
ğunu
Oyle
sL Aynca, Basra kentinde de
yine Sinan'a ait "Maktul Ayas
Paşa Camisi" yer ahyor...
Bütün bu kültürel zengin-
liklerin ve binlerce yıllık Me-
zopotamya, Arap-ıslam uy-
garlıklannın ürünlerinin bu-
lunduğu toprakJar, yüzyılın en
gelişmiş "imha gücü" kulla-
nılarak bombalandılar.
Ne Mimar Sinan Yılı'nda,
ne de daha önceki ve sonraki
toplantılarda, yayrnlarda ve-
rilen "resmi s&Jer" savaş sü-
resince hiç kimsenin aklına
gelmedı. Ortadoğu'da "Bder
ofanak", petrol paylaşımından
"pay kapmak", "sadık" bir
ABD müttefıki olduğumuzu
"kanıtlamak" uğruna, bu-
günlerde yine "tören-
lerte" andığımız Mimar
Sinan'lann yapıtlannı
da tehdit eden saldı-
nlar karşısında kılı-
mız bile kıpırda-
madı...
Dışişleri Ba-
kanlığımız, sözü-
nü ettiğim yayuu-
na şu saptamayla
başlamış: "Uygarhk
tarihi, milİetlerin
yarattiklan bü-
j-ûk eserlerle
zenginfcşmiştir."
Eğer, yıJalan Ortado-
ğu 'da "imar-mşaat işi kap-
makiçin*1
harcadığımız çaba-
lan, kültür mirasımızı koru-
mak için de gösterebilseydik,
belki o zaman "uygar bir ül-
ke" olarak "Bderü^e" soyun-
maya daha çok hakkımız bu-
lunabilirdi.
Mimar Sinan'ı ölümünün
403. yılında bir kez daha anar-
ken, Bağdat'ta ve Basra'da ya-
ratıp "bizlere emanet ettiğp
yapıtlannı, "petrol kokan bir
savaşın bombalarmdan koru-
mak" yönünde hiçbir şey
yapmadığımız için, ondan ve
tüm insanlıktan "özür dileme-
miz" gerekiyor.
(Cumhuriyet-9 Nisan 1991)
- Abdülkadir Gilani Tekke- OekincifS cumhuriyet.com.tr
KÎM KtME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakü turk.net
ÇİZGÜJK KÂMtL MASARAC1
HARBt SEMİHPOROY semihporoyayahoo.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 9 Nisan
MUYDKlUlJb IN UJVLULU17U..
1B5O 'PA 8U6ÜN, İNSİL İ2 FOTV&SAFÇlSI EADWE*O>
MüYB/e/P6E(*4fYge/.f) DOĞPU.HAREZETU ŞEYIB-
RİN FOTO6RAHNI Ç£KM£ HERAKJ, 6İPBREK,»A_
££k£Tİ OLDU6U 3İBİ SAPmMAYA DE6İN VAGA-
CAK, YAPACAĞI ÇAUÇMAUUilA,SİUEMAN/N ÖN-
CÜLBfiiNPEN BİRİ DUŞUMUNA eEL£C£XTHS.
AUBBİZA •YA YERL£$ri>£TEN SOUBA,FOTO6RAF-
LAGJYIA ÜNLENECEM- OIAN MüYSEIPSE, SELÜ
ARALIfClARLA OlZDlĞİ PO7p6£Af= MA/a'HELS-
RJYLB BİR. HAeEKETİfJ TÜM AŞAMALAISJNl gig
8'lfÜ AZDINA ÇEZM£YI gAŞAgACAKrre.M-
NA SOJeA,gUNLA2l DONEHSAYPAM gig.
KGHPİ ICADI OI/HI
</E£D/Gİ
SEYDİŞEHİR ASLİYE HUKUK İŞ MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo:200l/356
Davacı SSK Başkanlığı tarafından davalılar Kadir Tecirli ve arkadaşlan aleyhıne açılan rücuen tazminat davasuun yapılan açık yar-
gılaması sırasında venlen ara karar gereğince,
Davacı SSK vekilı tarafından mahkememize venlen 25.05.2001 tarihli dava dılekçesi ile ışyen sigortalılanndan 7365956 sigorta sı-
cıl numaralı Mustafa Süt'ün geçırmiş olduğu iş kazası nedemyle vefat ettığuıı, bu nedenle yapmış oldukları ödemeler toplamı olan
14.951.189.982.-TL'nın şımdılık 3.737.797.495.-TL'sının yasal faızi ile birlıkte davalılardan tahsilını talep etmekle, mahkememizce ya-
pıian araştırma neticesınde davalılardan Kadir Tecırli'nın rtim aramalara rağmen adresı tespıt edılemedığınden davalı Kadir Tecirli adı-
na mahkememizde 14.05.2003 günü saat 09.00'da yapılacak olan duruşmada tüm delillennız ile birlıkte hazır bulunmanız, hazır bu-
lunmadıgınız veya bir vekılle temsıl ettinlmediğıniz takdırde yargılamaya yokluğunuzda devam edıleceği hususu TK'nln 28, 29, 30 ve
31. maddesi hükrnü gereğince ilanen tebliğ olunur. 10.03.2003 Basın: 12250
PANO
DENtZ KAVUKÇUOĞLU
Badem Bıyıklı Barbarlap
Adının, çok eskiden çevresi surlarla kaplı şa-
tolar için kullanılan "A7offa"dan mı, yoksa 19.
yüzyılın ikinci yarısındaki sakinlerinin "alafran-
ga" giyim tarzlanndan mı geldiği bilinmeyen Mo-
da bir süredir "badem bıyıklı barbarlar"m tehdi-
di altında. Gönüldaşlannın Ankara'da merkezi
iktidan ele geçirmelerinden de aldıklan cesaret-
le Istanbul'un doğal yapısı görece bozulmamış
ender semtlerinden biri olan Moda'ya karşı
amansız bir saldırıya geçtiler. Eğer Moda halkı,
Istanbulseverler direnmezlerse şairterin dizeleri-
ne, ressamların fırçalanna konu olmuş bu güzel
kara parçasını denizden bir otoyol ile kuşatıp öl-
dürecekler.
Mühürdar sahili, falezler, vapur iskelesi, eski
kayıkhane, Yoğurtçu Parkı... Kısacası Kadıköyü
ile Kurbağalıdere arasındaki kıyı şeridi birtakım
müteahhitlerin cebine üç beş kuruş para koy-
mak, biraz daha fazla rant elde etmek uğruna yok
edilecek. Deniz doldurulup, betonlaştınlıp kam-
yonlara, otomobillereteslim edilecek. Istanbul bir
güzelliğini daha yiterecek. Istanbul bir kez daha,
Istanbullu olmayan, bu kente karşı hiçbir içsel
bağı bulunmayan dağlılar, kırlılar, göçerler tara-
fından yönetiliyor olmanın talihsizliğini, acısını,
hüznünü yaşayacak.
Moda'nın otoyolla kuşatılarak halkının egzoz
dumanına boğulmak istenmesinin para pul yanı
dışında bir de "intikam" yanı var hiç kuşkusuz.
Deniz küttürieri uzun paçalı donlarıyla suya gir-
mekle, deniz manzaralı "et lokantalarında" sırt-
lan denize dönük oturup, kuyruk yağlı, bol so-
ğanlı "acılı"yiyip, şalgam suyu içmekle sınırlı ba-
dem bıyıklı barbariar hiçbir zaman kendilerine ait
saymadıklan bu semtten intikam alacaklar. Mo-
da'nın "onsuz düşünülemez" yanını, denizini
otoyollaştırarak rahatlayacaklar.
Moda ezelden beri bir "gâvur" semtidir bu ba-
dem bıyıklı barbarlann gözünde. Erişemedikleri,
ulaşamadıklan, yaşamına ortak olamadıklan el
kadar bir coğrafyadır. Istanbul'un çağdaş köşe-
lerinden biridir. Bu köşenin insanlannın yaşam bi-
çemlerine, giyim kuşamlanna, yiyip içtiklerine ya
da onlann anlayacaklan dille kadın-erkek ilişki-
lerine, yazın şortla dolaşan kızlanna, kadınlanna,
Koço'da oturup rakı içmelerine müthiş öfkelenir-
ler. Çöl bedevisi ruhlan, Arap güdümlü kafalan
kaldırmaz bu görüntüleri. Kaldıramıyor.
"Modemliği" takım elbise giymek, boyunlan-
na "Versace" kravat bağlamak, eşlerini ipek tür-
banla dolaştırmak, "uygariığı" da otoyollaryapıp
üzerinden kamyon, otomobil geçirmek olarak
anlryor bu badem bıyıklı barbariar... Çöllerini oto-
yollarla donatan, sonradan görmüşlüklerini "7"
yıldızlı oteller dikerek taçlandıran petrol emirlik-
lerinin kullarını, Türkiye Cumhuriyeti'nin yurttaş-
lanyla eş tutuyorlar. Moda'yı otoyolla, gürültü kir-
liliğiyle, egzoz dumanıyla boğmak girişimi de bu
"eş tutuş"un bir yansımasıdır sonuçta.
Planladıklan bu cinayetin gerekçesini sorduğu-
muzda "Kadıköyü'nün trafiğini hafifleteceğiz!"
diyorlar. "Peki, bunun Moda kıyılannı betonlaş-
tırmaktan başka bir yolu yok mu?" dediğinizde,
"Birkazıklıyol, birbölümünde tünel de olabilir..."
diye yanıt veriyorlar. Oysa Kurbağalıdere'de ilk
yıkımlar başladı bile... Kıvırtıyorlaryani... Kendi-
lerine örnek aldıklan çöl emirliklerinin, bedevi
şeyhlerinin kulları birer "sinek" ya, Modalılan da,
fstanbulluları da onlar gibi sanıyorlar. Kıvırtarak,
gerçekleri saklayarak onları uyutabileceklerini
düşünüyorlar.
Fakat kazın ayağı badem bıyıklı barbarlann
sandıklan gibi değil. Bu kentin aydınlık yüzlü in-
sanlan geri dönüşü olmayan bu cinayete karşı
seslerini yükseltiyoriar... Eğersiz de onlardan ol-
mak isterseniz, bu cinayete "Dur!" demeyi dü-
şünürseniz, Kadıköyü Bilim Kültür veSanat Dost-
lan Derneği ile ilişkiye geçin. (kadikoyudostla-
ri(a yahoo.com) e-posta adresine ileti gönderin.
0532-774 45 25'e telefon edin. 0216-414 02
06'yafaksçekin...
Barbariar diledikleri gibi at oynatamasınlar bu
güzelim kentte, biriciklstanbul'da...
(e-posta: dkavukcuoglu " superonline.com)
(Faks:0212-234 68 73)
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2SOLDANSAĞA:
1/ Sıvas'ta,
Anadolu Sel-
çuklu döne-
minden kal-
ma ünlü med-
rese. 2/ Ilkel
birsilah...Ek-
vator kuşa-
ğındaki geniş
çayularaveri- „
lenad. 3/Adı-
yaman'ın bir 9
ilçesi... Kesintilerden
sonra kalan miktar.
4/Hisse,pay...Birze-
kâ oyunu. 5/ "Ta-
şizm" de denilen so-
yut resim anlayışı. 6/
Vilayet... Japon lirik
dramı... "Içimde
renkler uçuşur / —
yanar, yeşil tutuşur"
(B. R. Eyuboğlu). II
9
Budizm'in, Japonya'da büyük önem taşıyan kolu...
Sayılan göstermek için kullanılan işaretlerden her
biri. 8/Tez canlı... Nikelin simgesi. 9/Canhlarda bü-
tün hücrelerde bulunan ve kalıtsal bilgiyi yapısın-
daki genlerle taşıyan ipliksi yapı.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/Konserve zehirlenmesi. 2/Hawaii'ye özgü, gi-
tara benzer dört telli çalgı. 3/ Eşi olmayan, biri-
cik... "Sana bir — kesip uzahyor ya doğa / Tut-
sam tanelerini / Sevincin gözyaşlan derdim bu-
na" (Edip Cansever). 4/Akıl... Seviçli, neşeli...
Kobalt elementinin simgesi. 5/"— kafeste duran
kuştur / Elbet uçar gider bir gün " (Karacaoğlan)...
Balık akını. 6/ Acele, tez... Telefon sözü. 7/lnme
ya da sakatlık gibi bir nedenle yataktan kalkama-
yankimse. 8/Genişlik... ttarya'dabirkent. 9/"Çal-
ma, hırsızlık"' anlamında argo sözcük... Temeli
• taklide dayanan sözsüz oyun.