Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 NİSAN 2003 PAZAR
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Sessizce Kayan Yıldız
Sevgili,
Sonuna geldiğimiz haftanın ilk günü, Türkiye'de
futbolla ilgili olsun olmasın, büyük bir çoğunluk,
çarşamba gecesi Sunderland'a oynanacak, In-
giltere-Türkiye maçına odaklanmıştı.
Tarihte futbol sahalarında hiç yenemediğimiz,
yenmek şöyle dursun, kalesine gol bile atama-
dığımız Ingittere'yi bu kez alt edeceğimize ina-
nanlar çoktu.
Ingiltere'nin elendiği Dünya Kupası'nda takı-
mımız üçüncü olmuştu.
Grupta liderdik. Bu kez, kendi sahasında Slo-
vakya'yı bile yenemeyen, Lichtenstein gibi za-
yrf bir ekip karşısında güç anlar yaşayıp galibi-
yeti zor bela koparan Ingiltere karşısında artık
bizi beraberlik bile kesmiyordu.
Ama evdeki hesap çarşıya uymadı, Avrupa'nın
orta sınıf bir takımı (çünkü Ingiltere şu anda o
konumda) karşısında sonuç yalnız skor olarak
değil, oyun açısından da skandaldı.
• • •
Her neyse, pazartesi günü bütün bunlar tah-
min edilmiyor, herkes nihayet ulaşabileceğimiz
biryenginın hayalini kuruyor, gazetelerin sporsay-
faları ile ekranlardaki spor programlarında hep
Ingiltere maçı konuşuluyordu.
Böyle bir ortamda, sessizce gömülüverdi Kad-
ricik, spor sayfa ve ekranlarında hak ettiğı yeri
bulamadan.
Sözünü ettiğim, bir zamanlar bütün Türkiye'yi
yerinden oynatan ünlü futbolcu Kadri Aytaç'tı.
Futbolculuğundan sonra, çalıştıncı olarak mes-
lekyaşamını sürdürmüş olan Kadri Aytaç adı şim-
diki kuşaklara bir şey söyler mi bilmem?
0 ellili, attmışlı yılların, Metinler'in, Lefter-
ler'in Can'lann döneminin yıldızlanndan biriydi.
0 zamanki futbol bugünden çok farklı, daha
ağır, herkesin daha sınırlı kalıp kendi alanı için-
de oynadığı W M sistemiyle oynanırdı.
Kadri'nin yeri 10 numaralı sol iç mevkii idi.
Kadri'nin , kendi döneminde geleceğin fut-
bolunu muştulayan bir stili vardı; kâh kendi ka-
lesinden top çıkarır, kâh karşı kale önünde ar-
kadaşlarına asist yapar, kâh gol atar, sahada
basmadık yer bırakmazdı.
• • •
O zamanın futbol sahaları böyle yeşil halı gi-
bi çimle kaplı değildi. Diz boyu çamurda oyna-
nır, maç sonunda futbolcular, Irak'ta harekâta ka-
tılmış Amerikan askerinden de daha tanınmaz,
daha çamura bulanmış hale gelirlerdi.
Yine futbolcu, taraftarın gönlünde taht kurar-
dı, ama bugünkü gibi paralarda kazanmazdı.
Futbol stiliyle yenilik getirmiş olan Kadri Ay-
taç, transfer alanında da biryeniliğin öncüsü ol-
muş, Galatasaray'dan Karagümrük'e transfer
olurken, o zamana kadar ödenen en yüksek pa-
rayı almıştı.
Bugünkülerlekıyaslandığındayinedegülünç-
tü transfer ücreti, o zamanlarda var olan orta di-
rek insanların yaşadığı semtlerde ortalama bir
daire parasıydı söz konusu olan.
Top cambazı Kadri, oyun zekâsı yüksek bir ki-
şiydi ve maçın gidişini değiştirecek, rakibi sinir-
lendirecek, havayı gerecek hareketlerin de üs-
tadıydı.
Onun için kendisine hinoğluhin anlamında
"Piç Kadri" derlerdi.
Burnu havada Fransızların 1956 ya da 1957
yılında geldikleri Türkiye'de,
- Eğerburada yenilirsek, fare yerim diyen mağ-
ruryıldızı Raymond Copa'yt madara ettiği ma-
çı hiç unutmuyorum. Bizim Ordu Takımı'nın 4-
2 kazandığı maçta, Kadri saha ortasında, dört
Fransızın arasına topla girmiş, dördünü de bir-
birine vurdurarak çıkmış bir de gol atmıştı.
Bütün bunları anlatmamın, bugün için çıkarı-
lacak bir dersi göstermek gibi niyeti yok Sev-
gili.
Ben sadece onlu yaşlarımdan başlayarak,
uzun yıllar çocukluk ve gençlik dünyamı şen-
lendiren, keyiflendiren, sessizce kayıp giden
bir yıldıza son vefa borcumu ödemek istedim.
Hepsi bu.
Bahçeli'yle görüşme tartısması
MHP'de yine
'töre' dayağı
ANKARA (ANKA)
-Cumhurbaşkanlığı se-
çimleri döneminde,
MHP Genel Merke-
zi'nin karşı çıkmasına
rağmen aday olan Sa-
di Somuncuoğlu nun
*töre"ye karşı geldiği
gerekçesiyle MHP'li
milletvekilleri tarafin-
dan tartaklanmasının
bir benzerimn de Ge-
nel Merkez'de yaşandı-
ğı savunuldu. 3 Kasım
seçimlerinde Trabzon
üçüncü sıra adayı olan
tbrahim Çakır' ın, teş-
kilata ilişkin sorunlan
Bahçeli'ye iletmek is-
temesi üzerine engelle-
nerek dövüldüğü iddia
edildi. MHP Genel
Merkez'ine gelerek
Bahçeli'yle görüşmek
isteyen Çakır'ın tale-
binin Özel Kalem Mü-
dürü Ömer Karabaş
tarafindan reddedildi-
ği Çakır'ın ısrarcı ol-
*ması üzerine*de Bahçe-
li'nin koruması tara-
findan dövüldüğü be-
lirtildi.
Bahçeli ile görüş-
mek istemesi üzerine
"tatsız bir olay yaşan-
dığmı" belirten Çakır,
Özel Kalem Müdürü
Karabaş ve Bahçeli'nin
korumasının kendisi-
ni "cebren" dışan çı-
karmak istediklerini
söyledi.
"Bir ülkücünün ceb-
ren genel merkezden
çıkanlmak istenmesi
çokayıp" diyen Çakır,
bir şekilde o makamla-
n elde edenlerin ülkü-
cüleri çok üzdüğünü
ifade etti.
Yaşanan olayı ayıp-
ladığını belirten Çakır,
özellikle Genel Baş-
kan Devlet Bahçeli'nin
kendisini arayıp geç-
miş olsun dileklerini
iletmemesinden de
üzüntü duyduğunu
söyledi.
Anayasa değişikliğinde referandumdan kurtulmak için Sezer'in yasayı iade etmesini istiyor
AKP Veto'ya rauhtaçANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-Meclis'te taktik savaşına dönüşen
anayasa değişikliğinde halkoyu sı-
nırını aşamayan AKP, umudunu
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer'in "yasayı iade etme" olasılığı-
na bağladı. Iktidar, şimdiye kadar
hep tepki gösterdiği "Çankaya veto-
sunu" bu kez gönüllü istiyor.
Milletvekili seçilme yaşını 25'e
indiren ve orman niteliğini kaybet-
miş arazilerin satılmasına olanak ta-
nıyan 3 maddelik anayasa değişik-
liğinde 366 oyda kalan iktidar, refe-
randuma gitmek istemiyor. Mec-
lis'te önceki günkü kavgalı oturum-
da benzerine ender yaşanan bir ge-
lişmeyle iktidar kendi düzenlemesi-
ni genel kurul gündeminden çektir-
mek için çaba gösterdi ve Meclis ta-
rihinde ilk kez 365 çoğunJuğa sahip
olan bir hükümet, çalışmayı engel-
lemek için genel kurul salonunu terk
etti. Bu girişimlerin ardından yapı-
• Milletvekiü seçilme yaşını 25'e indiren ve orman arazilerinin satılmasına olanak sağlayan
anayasa değişikliğinde 366 oyda kalan iktidar. referanduma gitmek istemiyor. iktidar, bu
nedenle şimdiye kadar tepki gösterdiği Sezer'in 'veto'sunu bu kez gönüllü istiyor.
lan oylamada AKP 366 kabul oyu
sağlayabildi ve anayasa değişikliği
referandumu zorunlu olmaktan çı-
karan 367 oyun bir altında kaldı.
Fatura Dûlger'e kesfldi
AKP'de fatura yurtdışında bulunan
Dışişleri Komisyonu Başkanı Meh-
met Dülgere kesildi. Grup yöneti-
minin "görevliler dahil herkesin prog-
ramını iptal etmesi" talimatına kar-
şın Dülger'in Türkiye'ye dönme-
mesi tepkiye neden oldu. Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan ın da Dül-
ger'i eleştirdıği öğrenildi. Ancak
Dülger hakkında bir yaptınm düşü-
nülmüyor. AKP Grup Başkanveki-
li Faruk Çeük. "Mehmet Bey sonu-
cun böyle olacağmı tahmin etmemiş-
tir. Biünçli yapdan bir hareket değÜ.
Bir yapünm olacağını zannetmiyo-
rum" dedi.
Birçok yasası Çankaya Köş-
kü'nden dönen AKP iktidan, bu kez
Cumhurbaşkanı Sezer'e "GönüDü
olarak iade istiyonız" mesajı gön-
deriyor. Yasalann iade edilmesi ne-
deniyle TBMM Genel Kurulu'nda
yaptıklan konuşmalarda Cumhur-
başkanı'nı suçlayan AKP sözcüsü,
tartışmaya neden olan "Hırsızın hiç
mi suçu yok" ifadesini bile kullan-
mıştı.
AKP Merkez Karar ve Yönetim
Kurulu'nun dünkü toplantısında ko-
nuşan Başbakan Erdoğan, "Cum-
hurbaşkanı iade ederse bu kezyasa-
nın 367'nin üstünde kabul alacağuu,
referanduma ghse de kabul görece-
ğmi" söyledi, ancak tercihınin iade-
den yana olduğu mesajuıı verdi. Er-
doğan, gazetecilerin sorulan üzeri-
ne de "Daha referandum diye bir
şey yok.Bu Cumhurbaşkanı'nm tak-
dirine bağh" dedi.
Orman Bakanı Osman Pepe, or-
man arazilerinin satışıyla 20-25 mil-
yar dolar gelir beklediklerini belir-
terek "Keşke 367 oya ulaşabilseydi
Cumhurbaşkam'nın takdiridir. ama
parlamentoya bir kez daha getirse
geçeceğini duşünüyorum. Referandu-
ma götürülürse de geçer ama şu an-
da bir tek kuruşa ihtiyacımız oldu-
ğu dönemde referandum demek ge-
nel seçim demek, yüzlerce trilyon
harcamak demek. Bu kadar masraf
yapmak Türkiye gerçeğrvle bağdaş-
maz" görüşünü dile getirdi.
AKP yöneticileri de anayasa de-
ğişikliğinde CHP'nin desteğini al-
manın tek yolunun "dokunulmaz-
hk" konusu olduğunu düşünüyor.
Ancak Başbakan Erdoğan'ın onay
vermemesi nedeniyle dokunulmaz-
lıkJa ilgili madde anayasa paketine
alınamıyor. Oylamadaki tavn nede-
niyle CHP'yi suçlayan Orman Ba-
kanı Pepe. "Dokunuhnazhğı pake-
te ahnayı neden düşünmüyorsunuz"
sorusuna, "Dokunulmazük, günü
gekligi zaman daha geniş bir pake-
ti icinde getecek. Ama şimdi acfl kay-
nak sıkuıüsry la karşı karşryayız" ya-
nıtını verdi.
Anayasa Komisyonu Başkanı Bur-
han Kuzu da halkoylaması konu-
sunda "Bırakuı evet veya hayır çık-
masnu, harcanacak parayı düşünün.
Bu riski göze almamak lazım. Yeni-
den Mecüs'e geürse geçer. Bir eksi-
ğimiz var, zaten o da >Tirtdışındaydı.
Aynca bir ild bağnnsız daha destek
verecek" görüşünü dile getirdi.
CHP'den protesto:
iktidar
zorbalığı
• Anayasa
değişikliği
sırasında
AKP'lilerin takındığı
saldırgan turumun Meclis'in
itibannı zedelediğini belirten
CHP'li Sav, "iktidar sağlıklı
bir ruh hali içinde değil" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP Genel Sekreteri Onder Sav,
anayasa değişikliğinin ikinci tur oy-
lamalan sırasında AKP'li milletve-
killerinin oy kullanmayı engelleme-
ye çalışmalan nedeniyle büyük bir
skandal yaşandığını belirtti.
Sav ile grup başkanvekiUeri Mus-
tafaOzyürek,OğuzOyan ve Haluk
Koç dün basın toplantısı düzenledi.
Sav, anayasa değişikliği sırasında
AKP'nin 367 oyu sağlayamayınca,
oy kullanmayı engellemek için zor-
balığa ve kaba kuvvete baş\Tirarak
işi sonunda Meclis'in onurunu, say-
gınlığını zedeleme aşamasına kadar
taşıdığını anlattı. tktidann sağlıklı bir
ruh hali içinde olmadığını belirten
Sav, "Oranüsız çoğunluğuna daya-
narak kendisini heristediğiniyapma-
ya hakh gören bir zihniyetin dün ak-
şam sergUediği tutum ibret verici-
dir" diye konuştu.
İlk maddenin oylanması sırasında
Genel Kurul'da bulunmayan bir
AKP'li milletvekilinin yerine bir
başka milletvekilinin oy kullandı-
ğına işaret eden Sav şunlan söyle-
di: "Böyle bir sahteciliği bik içine
sindirebilecek bir siyasi iktidarın
Türkne'yi anayasal kurallar içinde
yönetebiİeceğini sanmak, bundan
sonra ancak geniş bir iyimseıükk
konuya bakılması dunımunda ge-
çerfi olabilir kanısındayız."
AKP iktidannın 5. ayında yöne-
timde tükendiğini vurgulayan Sav,
bunun ruhsal tepkisiyle CHP'ye sal-
dırdıklannı kaydetti.
n
Türkiye Barolar Büüği taranndan avukathk meskginde 40. ve 50. yıhnı dolduran 282 avukata plaket verildL Avukatlar,
tstanbul l nhçrsitesi Ord. Prof. Dr. Cemil Bflsel Konferans Salonu'nda düzenlenen törende plaketJerinL Türkiye Barolar
BirfiğiBaşkanı ÖzdemirÖzokvç tstanbul BarosuBaşjouiıKazımKokııoğhı'mme|iı^ (Fotoğraf: ALPER KIZILTAN)
Baro başkanlan ABD'nin Irak'a saldınsını kınayan açıklamalar yaptı
Avukadardan bııruk kııtlaıııa
tstanbul Haber Servisi - 5
Nisan Avukatlar Günü çeşit-
li etkinlerle kutlanırken bir-
çok ilin baro başkanı savaş
karşıtı açıklama yaptı. Istan-
bul Barosu Başkanı Kazım
Kolcuoğlu,
a
Irak savaşına
hakh kurtuluş savaşını veren
insanın gözüyk bakrvoruz"
dedi.
Afyon Barosu Başkanı
MümtazAkma Irak'ta savaş
varken kutlama yapamaya-
caklannı belirtti. Akûıcı, "Ya-
rm (bugün) cüppelerûnizi gi-
yerek Atatürk Anıtı'na çe-
lenk sunduktan sonra AtŞon
Adliyea'ne kadaryürüyerek
savaşa tepkimizi koy^cağız'"
dedi. Erzurum Barosu Baş-
kanı Sadullah Kara. temeli-
ni hukuktan almayan her ha-
reketin karşısında olduklan-
nı belirterek, sivillerin öldü-
ğü Irak savaşının da karşı-
sında yer aldıklannı söyledi.
Aydın Barosu Başkanı Sü-
merGermen, savaş nedeniy-
le Avukatlar Günü'nü buruk
kutladıklannı bildirdi.
Edirne Barosu Başkanı
Avukat Metin Kıray ise "Suç
işieyen avukatlara hiçbir şe-
kilde af çıkartılmasın. De\1e-
tin kurduğu düzene karşı ko-
Fakültesi'nde düzenlenen tö-
rende plaket verildi. "125.
Yıhnda tstanbul Barosu" ad-
lı belgeselın göstenmınin ar-
dından konuşan tstanbul Ba-
rosu Başkanı Kazım Kolcu-
oğlu, ABD'nin Irak'a saldı-
nsının hukuk dışı olduğunu
belirtti.
• Avukatlar Günü nedeniyle bir mesaj yayımlayan
Cumhurbaşkanı Sezer, insan haklarma dayalı
evrensel hukuk kurallannı gözetmenin ve meslek
etiğini her şeyin üzerinde tutmanın avukatlann
öncelikli sorumluluğu olduğunu ifade etti.
yan avukatlar da cezalandı-
nlmahdır. Bu kutsal mesleği
kimse kirletemez'' dedi.
113 avukata plaket
Avukatlar Günü ve Istan-
bul Barosu'nun 125. kuru-
luş yılı nedeniyle meslekte
35 yılını dolduran 113 avu-
kata Istanbul Üniversitesi Fen
Cumhurbaşkanı Ahmet
NecdetSezer, TBMM Başka-
nı Bülent Armç ve Başbakan
Recep Tavyip Erdoğan da bi-
rer mesaj yayımladı. Sezer,
hak ve özgürlüklerin, çoğul-
cu demokrasinin benimsen-
diği toplumlarda hukuk dev-
leti ilkesinin üstün tutulma-
sıyla gelişebileceğine dikkat
çekti. Sezer, insan haklarma
dayalı evrensel hukuk kural-
lannı gözetmenin ve meslek
etiğini her şeyin üzennde tut-
manın avukatlann öncelikli
sorumluluğu olduğunu ifa-
de etti.
CHP tstanbul milletve-
kili Mehmet AhÖzpolatda
TBMM Genel Kurulu'nda
yaptığı konuşmada, hukuk
devletinin temelınin ada-
let, adaletin temelinin de
savunma olduğunu kayde-
derek, avukatlann hak erak-
leri yere ve koşullara ka-
vuşturulması gerektiğini
belirtti. Özpolat, savunma-
nın etkin ve bağrmsız kı-
lınması gerektiğini de be-
lirterek, "Barolar üzerin-
de yürütme eridnin vesaye-
ti tamamen kaldmhnalı ve
savunma kurumu anayasa-
da yargı bölümü içinde yer
ahnabdır" dedi.
Tüccar
siyasetin
iflası
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-DSP
Genel Sekrete-
Süleyman Yağız,
AKP'nin iç ve dış pohti-
kada "zmdrlemebirbece-
riksizlik halkası
n
oluştur-
duğunu belirterek "Tüccar
siyasetçi referanduma
mahkûm okhı" dedi.
Yağız, dün yaptığı açık-
lamada. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın,
TBMM'de3651aşilikbir
çoğunluğa sahip olması-
nave grubunu zoriaması-
na karşın anayasa deği-
şikliği konusunda ancak
referandumluk oy sağlaya-
bildiğini kaydetti. Erdo-
ğan'ın tezkere ve güve-
noylamasında olduğu gi-
bi seçilme yaşının indiril-
mesiyle ilgili oylamada
da grubunun desteğini tam
olarak alamadığını vurgu-
layan Yağız, "Demek ki
grubunun 'tüccar siyaset-
çiye' güveni giderekazal-
maktadn"" diye konuştu.
CHP'nin de seçilme ya-
şının 25 *e ındirihnesı ko-
nusunda samimi davran-
madığını anlatan Yağız,
şu görüşleri dile getirdi:
"Bu parti, ilgili yasanm
geneline değil de hiç ol-
mazsa seçilmeyaşmı indi-
ren maddesine tam des-
tek verseydi, gençlerden
yana olduğunu göstermiş
olurdu. ama bu kadannı
bieyapamadL tnanyoruz
ki halkımız ve özeffikle de
gençlerimiz; zincuieme
bir beceriksizlik halkası
oluşturan AKP'nin de,
muhalefetetmeyidahiyü-
züne gözüne bulaştıran
CHP'nin de bu rutumu-
nu unutmavacaktır.'*
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Sabri Ergül önceki gün aradı, te-
şekkür etmek için. Ben de asıl kendi-
sine, Manisa davasının avukatlanna ve
tabii bir hukuk savaşı ve direnme sa-
vaşı veren gençlere teşekkür etmek
gerektiğini söyledim. Manisa davası,
Türkiye devlet sisteminin, yargı siste-
minin, kdari sisteminin işleyişini anlamak
bakımından tam anlamıyla bir labora-
tuvar özelliği taşıyor.
Nedir bu özellikler: 1) Türkiye'de iş-
kence yapılıyor. Bu işkence inkâr edi-
lemeyecek ölçüde herkes tarafindan
biliniyor. Yani bazı siyasilerin iddıa et-
tikleri gibi işkence "münferit" değil sis-
tematiktir.
2) Işkenceciler korunuyor. Bu dava
sırasında görüldü ki işkencecilerin ce-
za almaması için idareden yargıya ka-
dar birçok kurum ve kişi, işkencecile-
re çeşitli ölçülerde destek verdi, koru-
du, kolladı. Eğer Yargıtay karar alma-
saydı, bir işkence olayı daha dosyala-
nn arasında ve toplumun vicdanında ka-
lacak, işkenceciler her zaman olduğu
gibi "/ş/er"ine devam edebilecekJerdi.
3) Işkencecilerle ve işkenceyle mü-
Manisa Davasının Kanıtladıklan
cadele etmek kolay değildir. Manisa
davası, Sabri Ergül gibi duyarlı ve ka-
rarlı bir milletvekilinin, işkence gören ço-
cuklann yakını avukatlann, ailelerinin
çabalarıyla gün ışığına çıkanldı. 0 aşa-
madan itibaren sivil toplum kuruluşla-
n harekete geçti. Medyada bu olaya il-
gi duyan yazar ve gazetecilerin çaba-
sıyla dava kamuoyuna mal edildi. Işken-
ceciler ve onlann koruyuculan toplum-
sal tepkiyi üzerlennde hissettiler. Buna
rağmen işkencecilerin cezalandınlma-
sı için gereken ağırlık zar zor oluşturu-
labıldi.
4) idareye ve yargıya rağmen işken-
cecilerin mahkûm edilebilmesi birtop-
lumsal başandır. "İdareye veyargıya rağ-
men" diyorum, çünkü bu dosya ince-
iendiğinde görülür ki işkenceciler çe-
şitli aşamalarda idare ve yargı tarafin-
dan korundular. Bir örnek vereyim: Şu
anda mahkûm olan polislerin beşi ha-
len görevlerini sürdürüyorlar. Haklann-
da bu kadar net işkence iddiası olan,
cezaları Yargıtay tarafindan onaylanan
polislerin karar kesinleşinceye kadar
göreve devam etmesini nasıl açıklaya-
biliriz? Böylesine insanlık suçları ko-
nusunda haklannda şüphe olanlann
bilegörevden el çektirilmesi gerekirken
bu polisler neden görevlerinde kaldılar?
Daha da ilginç olanı, görevdeki bu po-
lislere mahkeme kararlarının tebliği bi-
le yıllarca mümkün olmadı. Bu koruma-
yı kim yaptı dersiniz? Işte bütün bu en-
gellere rağmen sonunda işkencecile-
rin bir mahkûmfyet alması önemli bir top-
lumsal başarı olarak kabul edilmeli.
• • •
Bütün bu süreci yakından izleyen bir
gazeteci olarak şöyle bir sonuca van-
yorum: Türkiye'de yaygın bir şekilde sü-
ren işkenceyi durdurmak o kadar ko-
lay değildir. Bu konuda daha fazla du-
yartılığa ve kamuoyu desteğine ihtiyaç
vardır. Çünkü bu süreç boyunca görül-
dü ki idare suç işieyen polisleri koru-
mayı bir görev olarak kabul ediyor. Iş-
lenen o suçlann sorumlusunun idare ol-
duğuna ilişkin genel bir inanç belki de
idareyi böyle bir davranışa zorluyor.
Polislerin "görevlerini" yaptığı düşü-
nülüyor. Polisler de böyle düşündük-
leri için işkencenin peşine düşenlere
tepki gösteriyorlar ve işkenceyle suç-
lanan meslektaşlannın yanında saf tu-
tuyoriar.
Karann kesinleşmesinin hemen ar-
dından Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in
şu açıklaması, biryeni anlayış olarak ka-
bul edilebilir: "Şu andan itibaren iş-
kence yapmaya kalkışacak olanlar do-
kuz defa düşünmelidir." Buna benzer
sözler daha önceki yöneticiler tarafin-
dan da zaman zaman ifade edildi. Uma-
nz, bu bir dönüm noktası olur ve artık
işkencenin devlet tarafindan da redde-
dilen bir insanlık suçu olduğu kesinlik
kazanır ve bu işi yapmaya kalkışacak
olanları korkutur.
• • •
Manisa davasıyla, Türkiye'de insan
haklan açısından önemli bir başan ka-
zanıldı. Fakat bu başannın kalıcı oldu-
ğunu söyleyemeyiz. Çünkü hâlâ Tür-
kiye'de işkence ve kötü muamele sü-
rüyor. Bu işe kalkışanlann çoğunluğu
hiçbir ceza görmedikleri gibi terfı ve
taltif edilmeye devam ediyorlar. En azın-
dan bugün kadar durum böyleydi. İş-
kenceyle ve işkenceciyle mücadele
edildiğine ilişkin fazla bir kanıta sahip
değiliz.
Manisa davası dosyasnın, Türkiye'cle-
ki sistemi tahlil edebilmek amacıyla ti-
pik bir örnek oluşturduğuna inanıyo-
rum. Idarenin tutumunu; idare hukuku
kürsülerinde, yargının tutumunu; ceza hu-
kuku kürsülerinde incelemek çok ilginç
sonuçlar yaratabilır.
Manisa davasına emeği geçen her-
kese geçmiş olsun demek geliyor içim-
den. Oyfesine zor bir işi başardılar ki!
Bu başannın ülkemiz hukukuna ve ida-
ri sistemine de önemli yararları olaca-
ğına inanıyorum.