07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 NİSAN 2003 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUN ALt SİRMEN Sessizce Kayan Yıldız Sevgili, Sonuna geldiğimiz haftanın ilk günü, Türkiye'de futbolla ilgili olsun olmasın, büyük bir çoğunluk, çarşamba gecesi Sunderland'a oynanacak, In- giltere-Türkiye maçına odaklanmıştı. Tarihte futbol sahalarında hiç yenemediğimiz, yenmek şöyle dursun, kalesine gol bile atama- dığımız Ingittere'yi bu kez alt edeceğimize ina- nanlar çoktu. Ingiltere'nin elendiği Dünya Kupası'nda takı- mımız üçüncü olmuştu. Grupta liderdik. Bu kez, kendi sahasında Slo- vakya'yı bile yenemeyen, Lichtenstein gibi za- yrf bir ekip karşısında güç anlar yaşayıp galibi- yeti zor bela koparan Ingiltere karşısında artık bizi beraberlik bile kesmiyordu. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı, Avrupa'nın orta sınıf bir takımı (çünkü Ingiltere şu anda o konumda) karşısında sonuç yalnız skor olarak değil, oyun açısından da skandaldı. • • • Her neyse, pazartesi günü bütün bunlar tah- min edilmiyor, herkes nihayet ulaşabileceğimiz biryenginın hayalini kuruyor, gazetelerin sporsay- faları ile ekranlardaki spor programlarında hep Ingiltere maçı konuşuluyordu. Böyle bir ortamda, sessizce gömülüverdi Kad- ricik, spor sayfa ve ekranlarında hak ettiğı yeri bulamadan. Sözünü ettiğim, bir zamanlar bütün Türkiye'yi yerinden oynatan ünlü futbolcu Kadri Aytaç'tı. Futbolculuğundan sonra, çalıştıncı olarak mes- lekyaşamını sürdürmüş olan Kadri Aytaç adı şim- diki kuşaklara bir şey söyler mi bilmem? 0 ellili, attmışlı yılların, Metinler'in, Lefter- ler'in Can'lann döneminin yıldızlanndan biriydi. 0 zamanki futbol bugünden çok farklı, daha ağır, herkesin daha sınırlı kalıp kendi alanı için- de oynadığı W M sistemiyle oynanırdı. Kadri'nin yeri 10 numaralı sol iç mevkii idi. Kadri'nin , kendi döneminde geleceğin fut- bolunu muştulayan bir stili vardı; kâh kendi ka- lesinden top çıkarır, kâh karşı kale önünde ar- kadaşlarına asist yapar, kâh gol atar, sahada basmadık yer bırakmazdı. • • • O zamanın futbol sahaları böyle yeşil halı gi- bi çimle kaplı değildi. Diz boyu çamurda oyna- nır, maç sonunda futbolcular, Irak'ta harekâta ka- tılmış Amerikan askerinden de daha tanınmaz, daha çamura bulanmış hale gelirlerdi. Yine futbolcu, taraftarın gönlünde taht kurar- dı, ama bugünkü gibi paralarda kazanmazdı. Futbol stiliyle yenilik getirmiş olan Kadri Ay- taç, transfer alanında da biryeniliğin öncüsü ol- muş, Galatasaray'dan Karagümrük'e transfer olurken, o zamana kadar ödenen en yüksek pa- rayı almıştı. Bugünkülerlekıyaslandığındayinedegülünç- tü transfer ücreti, o zamanlarda var olan orta di- rek insanların yaşadığı semtlerde ortalama bir daire parasıydı söz konusu olan. Top cambazı Kadri, oyun zekâsı yüksek bir ki- şiydi ve maçın gidişini değiştirecek, rakibi sinir- lendirecek, havayı gerecek hareketlerin de üs- tadıydı. Onun için kendisine hinoğluhin anlamında "Piç Kadri" derlerdi. Burnu havada Fransızların 1956 ya da 1957 yılında geldikleri Türkiye'de, - Eğerburada yenilirsek, fare yerim diyen mağ- ruryıldızı Raymond Copa'yt madara ettiği ma- çı hiç unutmuyorum. Bizim Ordu Takımı'nın 4- 2 kazandığı maçta, Kadri saha ortasında, dört Fransızın arasına topla girmiş, dördünü de bir- birine vurdurarak çıkmış bir de gol atmıştı. Bütün bunları anlatmamın, bugün için çıkarı- lacak bir dersi göstermek gibi niyeti yok Sev- gili. Ben sadece onlu yaşlarımdan başlayarak, uzun yıllar çocukluk ve gençlik dünyamı şen- lendiren, keyiflendiren, sessizce kayıp giden bir yıldıza son vefa borcumu ödemek istedim. Hepsi bu. Bahçeli'yle görüşme tartısması MHP'de yine 'töre' dayağı ANKARA (ANKA) -Cumhurbaşkanlığı se- çimleri döneminde, MHP Genel Merke- zi'nin karşı çıkmasına rağmen aday olan Sa- di Somuncuoğlu nun *töre"ye karşı geldiği gerekçesiyle MHP'li milletvekilleri tarafin- dan tartaklanmasının bir benzerimn de Ge- nel Merkez'de yaşandı- ğı savunuldu. 3 Kasım seçimlerinde Trabzon üçüncü sıra adayı olan tbrahim Çakır' ın, teş- kilata ilişkin sorunlan Bahçeli'ye iletmek is- temesi üzerine engelle- nerek dövüldüğü iddia edildi. MHP Genel Merkez'ine gelerek Bahçeli'yle görüşmek isteyen Çakır'ın tale- binin Özel Kalem Mü- dürü Ömer Karabaş tarafindan reddedildi- ği Çakır'ın ısrarcı ol- *ması üzerine*de Bahçe- li'nin koruması tara- findan dövüldüğü be- lirtildi. Bahçeli ile görüş- mek istemesi üzerine "tatsız bir olay yaşan- dığmı" belirten Çakır, Özel Kalem Müdürü Karabaş ve Bahçeli'nin korumasının kendisi- ni "cebren" dışan çı- karmak istediklerini söyledi. "Bir ülkücünün ceb- ren genel merkezden çıkanlmak istenmesi çokayıp" diyen Çakır, bir şekilde o makamla- n elde edenlerin ülkü- cüleri çok üzdüğünü ifade etti. Yaşanan olayı ayıp- ladığını belirten Çakır, özellikle Genel Baş- kan Devlet Bahçeli'nin kendisini arayıp geç- miş olsun dileklerini iletmemesinden de üzüntü duyduğunu söyledi. Anayasa değişikliğinde referandumdan kurtulmak için Sezer'in yasayı iade etmesini istiyor AKP Veto'ya rauhtaçANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Meclis'te taktik savaşına dönüşen anayasa değişikliğinde halkoyu sı- nırını aşamayan AKP, umudunu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer'in "yasayı iade etme" olasılığı- na bağladı. Iktidar, şimdiye kadar hep tepki gösterdiği "Çankaya veto- sunu" bu kez gönüllü istiyor. Milletvekili seçilme yaşını 25'e indiren ve orman niteliğini kaybet- miş arazilerin satılmasına olanak ta- nıyan 3 maddelik anayasa değişik- liğinde 366 oyda kalan iktidar, refe- randuma gitmek istemiyor. Mec- lis'te önceki günkü kavgalı oturum- da benzerine ender yaşanan bir ge- lişmeyle iktidar kendi düzenlemesi- ni genel kurul gündeminden çektir- mek için çaba gösterdi ve Meclis ta- rihinde ilk kez 365 çoğunJuğa sahip olan bir hükümet, çalışmayı engel- lemek için genel kurul salonunu terk etti. Bu girişimlerin ardından yapı- • Milletvekiü seçilme yaşını 25'e indiren ve orman arazilerinin satılmasına olanak sağlayan anayasa değişikliğinde 366 oyda kalan iktidar. referanduma gitmek istemiyor. iktidar, bu nedenle şimdiye kadar tepki gösterdiği Sezer'in 'veto'sunu bu kez gönüllü istiyor. lan oylamada AKP 366 kabul oyu sağlayabildi ve anayasa değişikliği referandumu zorunlu olmaktan çı- karan 367 oyun bir altında kaldı. Fatura Dûlger'e kesfldi AKP'de fatura yurtdışında bulunan Dışişleri Komisyonu Başkanı Meh- met Dülgere kesildi. Grup yöneti- minin "görevliler dahil herkesin prog- ramını iptal etmesi" talimatına kar- şın Dülger'in Türkiye'ye dönme- mesi tepkiye neden oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın da Dül- ger'i eleştirdıği öğrenildi. Ancak Dülger hakkında bir yaptınm düşü- nülmüyor. AKP Grup Başkanveki- li Faruk Çeük. "Mehmet Bey sonu- cun böyle olacağmı tahmin etmemiş- tir. Biünçli yapdan bir hareket değÜ. Bir yapünm olacağını zannetmiyo- rum" dedi. Birçok yasası Çankaya Köş- kü'nden dönen AKP iktidan, bu kez Cumhurbaşkanı Sezer'e "GönüDü olarak iade istiyonız" mesajı gön- deriyor. Yasalann iade edilmesi ne- deniyle TBMM Genel Kurulu'nda yaptıklan konuşmalarda Cumhur- başkanı'nı suçlayan AKP sözcüsü, tartışmaya neden olan "Hırsızın hiç mi suçu yok" ifadesini bile kullan- mıştı. AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nun dünkü toplantısında ko- nuşan Başbakan Erdoğan, "Cum- hurbaşkanı iade ederse bu kezyasa- nın 367'nin üstünde kabul alacağuu, referanduma ghse de kabul görece- ğmi" söyledi, ancak tercihınin iade- den yana olduğu mesajuıı verdi. Er- doğan, gazetecilerin sorulan üzeri- ne de "Daha referandum diye bir şey yok.Bu Cumhurbaşkanı'nm tak- dirine bağh" dedi. Orman Bakanı Osman Pepe, or- man arazilerinin satışıyla 20-25 mil- yar dolar gelir beklediklerini belir- terek "Keşke 367 oya ulaşabilseydi Cumhurbaşkam'nın takdiridir. ama parlamentoya bir kez daha getirse geçeceğini duşünüyorum. Referandu- ma götürülürse de geçer ama şu an- da bir tek kuruşa ihtiyacımız oldu- ğu dönemde referandum demek ge- nel seçim demek, yüzlerce trilyon harcamak demek. Bu kadar masraf yapmak Türkiye gerçeğrvle bağdaş- maz" görüşünü dile getirdi. AKP yöneticileri de anayasa de- ğişikliğinde CHP'nin desteğini al- manın tek yolunun "dokunulmaz- hk" konusu olduğunu düşünüyor. Ancak Başbakan Erdoğan'ın onay vermemesi nedeniyle dokunulmaz- lıkJa ilgili madde anayasa paketine alınamıyor. Oylamadaki tavn nede- niyle CHP'yi suçlayan Orman Ba- kanı Pepe. "Dokunuhnazhğı pake- te ahnayı neden düşünmüyorsunuz" sorusuna, "Dokunulmazük, günü gekligi zaman daha geniş bir pake- ti icinde getecek. Ama şimdi acfl kay- nak sıkuıüsry la karşı karşryayız" ya- nıtını verdi. Anayasa Komisyonu Başkanı Bur- han Kuzu da halkoylaması konu- sunda "Bırakuı evet veya hayır çık- masnu, harcanacak parayı düşünün. Bu riski göze almamak lazım. Yeni- den Mecüs'e geürse geçer. Bir eksi- ğimiz var, zaten o da >Tirtdışındaydı. Aynca bir ild bağnnsız daha destek verecek" görüşünü dile getirdi. CHP'den protesto: iktidar zorbalığı • Anayasa değişikliği sırasında AKP'lilerin takındığı saldırgan turumun Meclis'in itibannı zedelediğini belirten CHP'li Sav, "iktidar sağlıklı bir ruh hali içinde değil" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Sekreteri Onder Sav, anayasa değişikliğinin ikinci tur oy- lamalan sırasında AKP'li milletve- killerinin oy kullanmayı engelleme- ye çalışmalan nedeniyle büyük bir skandal yaşandığını belirtti. Sav ile grup başkanvekiUeri Mus- tafaOzyürek,OğuzOyan ve Haluk Koç dün basın toplantısı düzenledi. Sav, anayasa değişikliği sırasında AKP'nin 367 oyu sağlayamayınca, oy kullanmayı engellemek için zor- balığa ve kaba kuvvete baş\Tirarak işi sonunda Meclis'in onurunu, say- gınlığını zedeleme aşamasına kadar taşıdığını anlattı. tktidann sağlıklı bir ruh hali içinde olmadığını belirten Sav, "Oranüsız çoğunluğuna daya- narak kendisini heristediğiniyapma- ya hakh gören bir zihniyetin dün ak- şam sergUediği tutum ibret verici- dir" diye konuştu. İlk maddenin oylanması sırasında Genel Kurul'da bulunmayan bir AKP'li milletvekilinin yerine bir başka milletvekilinin oy kullandı- ğına işaret eden Sav şunlan söyle- di: "Böyle bir sahteciliği bik içine sindirebilecek bir siyasi iktidarın Türkne'yi anayasal kurallar içinde yönetebiİeceğini sanmak, bundan sonra ancak geniş bir iyimseıükk konuya bakılması dunımunda ge- çerfi olabilir kanısındayız." AKP iktidannın 5. ayında yöne- timde tükendiğini vurgulayan Sav, bunun ruhsal tepkisiyle CHP'ye sal- dırdıklannı kaydetti. n Türkiye Barolar Büüği taranndan avukathk meskginde 40. ve 50. yıhnı dolduran 282 avukata plaket verildL Avukatlar, tstanbul l nhçrsitesi Ord. Prof. Dr. Cemil Bflsel Konferans Salonu'nda düzenlenen törende plaketJerinL Türkiye Barolar BirfiğiBaşkanı ÖzdemirÖzokvç tstanbul BarosuBaşjouiıKazımKokııoğhı'mme|iı^ (Fotoğraf: ALPER KIZILTAN) Baro başkanlan ABD'nin Irak'a saldınsını kınayan açıklamalar yaptı Avukadardan bııruk kııtlaıııa tstanbul Haber Servisi - 5 Nisan Avukatlar Günü çeşit- li etkinlerle kutlanırken bir- çok ilin baro başkanı savaş karşıtı açıklama yaptı. Istan- bul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, a Irak savaşına hakh kurtuluş savaşını veren insanın gözüyk bakrvoruz" dedi. Afyon Barosu Başkanı MümtazAkma Irak'ta savaş varken kutlama yapamaya- caklannı belirtti. Akûıcı, "Ya- rm (bugün) cüppelerûnizi gi- yerek Atatürk Anıtı'na çe- lenk sunduktan sonra AtŞon Adliyea'ne kadaryürüyerek savaşa tepkimizi koy^cağız'" dedi. Erzurum Barosu Baş- kanı Sadullah Kara. temeli- ni hukuktan almayan her ha- reketin karşısında olduklan- nı belirterek, sivillerin öldü- ğü Irak savaşının da karşı- sında yer aldıklannı söyledi. Aydın Barosu Başkanı Sü- merGermen, savaş nedeniy- le Avukatlar Günü'nü buruk kutladıklannı bildirdi. Edirne Barosu Başkanı Avukat Metin Kıray ise "Suç işieyen avukatlara hiçbir şe- kilde af çıkartılmasın. De\1e- tin kurduğu düzene karşı ko- Fakültesi'nde düzenlenen tö- rende plaket verildi. "125. Yıhnda tstanbul Barosu" ad- lı belgeselın göstenmınin ar- dından konuşan tstanbul Ba- rosu Başkanı Kazım Kolcu- oğlu, ABD'nin Irak'a saldı- nsının hukuk dışı olduğunu belirtti. • Avukatlar Günü nedeniyle bir mesaj yayımlayan Cumhurbaşkanı Sezer, insan haklarma dayalı evrensel hukuk kurallannı gözetmenin ve meslek etiğini her şeyin üzerinde tutmanın avukatlann öncelikli sorumluluğu olduğunu ifade etti. yan avukatlar da cezalandı- nlmahdır. Bu kutsal mesleği kimse kirletemez'' dedi. 113 avukata plaket Avukatlar Günü ve Istan- bul Barosu'nun 125. kuru- luş yılı nedeniyle meslekte 35 yılını dolduran 113 avu- kata Istanbul Üniversitesi Fen Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer, TBMM Başka- nı Bülent Armç ve Başbakan Recep Tavyip Erdoğan da bi- rer mesaj yayımladı. Sezer, hak ve özgürlüklerin, çoğul- cu demokrasinin benimsen- diği toplumlarda hukuk dev- leti ilkesinin üstün tutulma- sıyla gelişebileceğine dikkat çekti. Sezer, insan haklarma dayalı evrensel hukuk kural- lannı gözetmenin ve meslek etiğini her şeyin üzennde tut- manın avukatlann öncelikli sorumluluğu olduğunu ifa- de etti. CHP tstanbul milletve- kili Mehmet AhÖzpolatda TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, hukuk devletinin temelınin ada- let, adaletin temelinin de savunma olduğunu kayde- derek, avukatlann hak erak- leri yere ve koşullara ka- vuşturulması gerektiğini belirtti. Özpolat, savunma- nın etkin ve bağrmsız kı- lınması gerektiğini de be- lirterek, "Barolar üzerin- de yürütme eridnin vesaye- ti tamamen kaldmhnalı ve savunma kurumu anayasa- da yargı bölümü içinde yer ahnabdır" dedi. Tüccar siyasetin iflası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DSP Genel Sekrete- Süleyman Yağız, AKP'nin iç ve dış pohti- kada "zmdrlemebirbece- riksizlik halkası n oluştur- duğunu belirterek "Tüccar siyasetçi referanduma mahkûm okhı" dedi. Yağız, dün yaptığı açık- lamada. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, TBMM'de3651aşilikbir çoğunluğa sahip olması- nave grubunu zoriaması- na karşın anayasa deği- şikliği konusunda ancak referandumluk oy sağlaya- bildiğini kaydetti. Erdo- ğan'ın tezkere ve güve- noylamasında olduğu gi- bi seçilme yaşının indiril- mesiyle ilgili oylamada da grubunun desteğini tam olarak alamadığını vurgu- layan Yağız, "Demek ki grubunun 'tüccar siyaset- çiye' güveni giderekazal- maktadn"" diye konuştu. CHP'nin de seçilme ya- şının 25 *e ındirihnesı ko- nusunda samimi davran- madığını anlatan Yağız, şu görüşleri dile getirdi: "Bu parti, ilgili yasanm geneline değil de hiç ol- mazsa seçilmeyaşmı indi- ren maddesine tam des- tek verseydi, gençlerden yana olduğunu göstermiş olurdu. ama bu kadannı bieyapamadL tnanyoruz ki halkımız ve özeffikle de gençlerimiz; zincuieme bir beceriksizlik halkası oluşturan AKP'nin de, muhalefetetmeyidahiyü- züne gözüne bulaştıran CHP'nin de bu rutumu- nu unutmavacaktır.'* IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Sabri Ergül önceki gün aradı, te- şekkür etmek için. Ben de asıl kendi- sine, Manisa davasının avukatlanna ve tabii bir hukuk savaşı ve direnme sa- vaşı veren gençlere teşekkür etmek gerektiğini söyledim. Manisa davası, Türkiye devlet sisteminin, yargı siste- minin, kdari sisteminin işleyişini anlamak bakımından tam anlamıyla bir labora- tuvar özelliği taşıyor. Nedir bu özellikler: 1) Türkiye'de iş- kence yapılıyor. Bu işkence inkâr edi- lemeyecek ölçüde herkes tarafindan biliniyor. Yani bazı siyasilerin iddıa et- tikleri gibi işkence "münferit" değil sis- tematiktir. 2) Işkenceciler korunuyor. Bu dava sırasında görüldü ki işkencecilerin ce- za almaması için idareden yargıya ka- dar birçok kurum ve kişi, işkencecile- re çeşitli ölçülerde destek verdi, koru- du, kolladı. Eğer Yargıtay karar alma- saydı, bir işkence olayı daha dosyala- nn arasında ve toplumun vicdanında ka- lacak, işkenceciler her zaman olduğu gibi "/ş/er"ine devam edebilecekJerdi. 3) Işkencecilerle ve işkenceyle mü- Manisa Davasının Kanıtladıklan cadele etmek kolay değildir. Manisa davası, Sabri Ergül gibi duyarlı ve ka- rarlı bir milletvekilinin, işkence gören ço- cuklann yakını avukatlann, ailelerinin çabalarıyla gün ışığına çıkanldı. 0 aşa- madan itibaren sivil toplum kuruluşla- n harekete geçti. Medyada bu olaya il- gi duyan yazar ve gazetecilerin çaba- sıyla dava kamuoyuna mal edildi. Işken- ceciler ve onlann koruyuculan toplum- sal tepkiyi üzerlennde hissettiler. Buna rağmen işkencecilerin cezalandınlma- sı için gereken ağırlık zar zor oluşturu- labıldi. 4) idareye ve yargıya rağmen işken- cecilerin mahkûm edilebilmesi birtop- lumsal başandır. "İdareye veyargıya rağ- men" diyorum, çünkü bu dosya ince- iendiğinde görülür ki işkenceciler çe- şitli aşamalarda idare ve yargı tarafin- dan korundular. Bir örnek vereyim: Şu anda mahkûm olan polislerin beşi ha- len görevlerini sürdürüyorlar. Haklann- da bu kadar net işkence iddiası olan, cezaları Yargıtay tarafindan onaylanan polislerin karar kesinleşinceye kadar göreve devam etmesini nasıl açıklaya- biliriz? Böylesine insanlık suçları ko- nusunda haklannda şüphe olanlann bilegörevden el çektirilmesi gerekirken bu polisler neden görevlerinde kaldılar? Daha da ilginç olanı, görevdeki bu po- lislere mahkeme kararlarının tebliği bi- le yıllarca mümkün olmadı. Bu koruma- yı kim yaptı dersiniz? Işte bütün bu en- gellere rağmen sonunda işkencecile- rin bir mahkûmfyet alması önemli bir top- lumsal başarı olarak kabul edilmeli. • • • Bütün bu süreci yakından izleyen bir gazeteci olarak şöyle bir sonuca van- yorum: Türkiye'de yaygın bir şekilde sü- ren işkenceyi durdurmak o kadar ko- lay değildir. Bu konuda daha fazla du- yartılığa ve kamuoyu desteğine ihtiyaç vardır. Çünkü bu süreç boyunca görül- dü ki idare suç işieyen polisleri koru- mayı bir görev olarak kabul ediyor. Iş- lenen o suçlann sorumlusunun idare ol- duğuna ilişkin genel bir inanç belki de idareyi böyle bir davranışa zorluyor. Polislerin "görevlerini" yaptığı düşü- nülüyor. Polisler de böyle düşündük- leri için işkencenin peşine düşenlere tepki gösteriyorlar ve işkenceyle suç- lanan meslektaşlannın yanında saf tu- tuyoriar. Karann kesinleşmesinin hemen ar- dından Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in şu açıklaması, biryeni anlayış olarak ka- bul edilebilir: "Şu andan itibaren iş- kence yapmaya kalkışacak olanlar do- kuz defa düşünmelidir." Buna benzer sözler daha önceki yöneticiler tarafin- dan da zaman zaman ifade edildi. Uma- nz, bu bir dönüm noktası olur ve artık işkencenin devlet tarafindan da redde- dilen bir insanlık suçu olduğu kesinlik kazanır ve bu işi yapmaya kalkışacak olanları korkutur. • • • Manisa davasıyla, Türkiye'de insan haklan açısından önemli bir başan ka- zanıldı. Fakat bu başannın kalıcı oldu- ğunu söyleyemeyiz. Çünkü hâlâ Tür- kiye'de işkence ve kötü muamele sü- rüyor. Bu işe kalkışanlann çoğunluğu hiçbir ceza görmedikleri gibi terfı ve taltif edilmeye devam ediyorlar. En azın- dan bugün kadar durum böyleydi. İş- kenceyle ve işkenceciyle mücadele edildiğine ilişkin fazla bir kanıta sahip değiliz. Manisa davası dosyasnın, Türkiye'cle- ki sistemi tahlil edebilmek amacıyla ti- pik bir örnek oluşturduğuna inanıyo- rum. Idarenin tutumunu; idare hukuku kürsülerinde, yargının tutumunu; ceza hu- kuku kürsülerinde incelemek çok ilginç sonuçlar yaratabilır. Manisa davasına emeği geçen her- kese geçmiş olsun demek geliyor içim- den. Oyfesine zor bir işi başardılar ki! Bu başannın ülkemiz hukukuna ve ida- ri sistemine de önemli yararları olaca- ğına inanıyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle