04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 2003 CUMARTESİ 2 OLAYLARVE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Yanlışın Başlangıcı KUZEY IRAK'a girme konusunu Amerika'yla koiuşuyor olmamız tuhaf değil mı? Orası Irak top- ratı. Irak'ın "toprakbütûnlüğünesaygrsözünü kim- sedilinden düşürmüyor. Birteşmiş Milletler de, Av- rupa Birliği de. Irak'ı işgal etmekte olanlar bile. Sa- »/as sonrasında da aynı bütünlük sürecekmiş. O hal- de? Hukuka göre, şu ya da bu nedenle oraya girmek ge-ekiyor idiyse, görüşülecek olan Bağdat hükü- neti olmalıydı. Nitekim, geçmişte bu da yapılmış, PKK terörünün sınır ötesinde "sıcak takibi" iÇin Türkiye ile Irak devleti arasında anlaşmaya vanl- mıştı. Tekrarlamakta yarar var: Uzun süre, Bağdat'ta hangi rejim ve hangi hükümet olursa olsun, AnKara'nın temel politıkası orayla lyi ilişki içinde kal- mak olmuştur. Krallık döneminde de, arka arkaya gelen çeşitli ihtilal rejimlerinde de. Ne oldu da şimdiki noktaya gelindi? Artık iş iş- ten geçmış de olsa, üzerinde dunjlması ve ders çı- kanlması gereken durum budur. Ama herkes biliyor ki, bunun temel nedeni, Ata- türk'ün banşçı komşuluk ilkesinden ya da iki ülke ekonomilerinin tamamlayıcılığından öteye, her iki yanda bulunan Kürt nüfus konusunda işbirliği yap- mazorunluluğuydu. Işbirliğinin o nüfus konusun- da, "önleyicilik"ten ibaret kalmayan, yaratıcı ve olumlu bir zemine çekilememış olması sonraki yan- lışlann başlangıç noktasını oluşturur. Sınırın bu ya- nında, etnik aynlıklan biryana bırakıp "vatandaş" kavramını "insan" kavramıyla eşitleştirici bir cum- huriyetçiliğin başarıyla uygulanamayışı yanlışların sürüp gitmesınde başlıca neden oldu. Obür yan- da ıse, etnik temele dayalı federatif çözümleri ki- şilere dayalı devrimci otoriter rejimlerce istenen sonuçlara ulaştınlamadı. Komşular, baş başa verip iki yanda da başanlı olabilecek çözümler üretmek yerine, her biri baş- ka âlemlerın içinde ve başka tutkulann peşinde, or- tak sorunları sayılan bir konuyu ihmal ettiler. Baş- kalarının o konuyu aleyhlerine kullanmasına fırsat vererek. ı ımdi, işın içine, uyduruk gerekçelerle, ama öz- •de petrol için ta uzaklardan gelenler kanşmış- tıf Bölgeyi ve insanlannı ne kadar bildikleri de pek belli değil. Işin kötüsü, VVashington, Bush ailesinin psiko- lojik takıntıları yanında, bir de Irak rejimine cephe alıp dışa kaçan ve oralarda etkin olmaya çalışan birtakım unsurlann telkinlerine kapılarak buralara sürüklenmiş gibidir. Hep bilinir ki, bu tür çevrele- rin telkinleri çoğu zaman yanıltıcı olur. Amerikan as- kerleri çiçeklerle karşılanmadı, her şeye karşın in- sanlann vatanlannı savunma içgüdüsü ağır bastı. Ders: Demek kı, hiçbir şey, komşulann başka- lannı kanştırmadan yan yana gelip ortak so- runlanna biriikte çözüm üretmelerinden daha iyi ola- mazmış. Karadenizli de, idam sehpasında, "Bu bana ders olsun" dememiş miydi? tırB Yargının İlkesel ve Somut Sorunları ANTALYA 3. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo 1999 141 KararNo 2003/138 Davacı Mustafa Dalar \ekılı Av. Levent Yıldız tarafın- dan davalılar Hafıze Esen vs alevhıne açmış olduğu ıza- le-ı şuyu davasının vapılıp bıtırıİen duruşması sonunda Antalya merkez Muratpaşa Mah. 5199 ada 12 parselde kayıtlı taşmmazda hissedar bulunan adresi tespıt edıleme- yen ve da\a dılekçesı ıle duruşma günu teblığ edılemeyen davalılar Yaşar Zından. Ayşe Zından. Ayfer Zından. Mu- sa Zından'a karar teblığ edılemedığınden ilanen teblığıne karar \erılmiş olup. karar gereğince mahkememızın 23 01 2003 tanh \e 1999 141 Esas 2003 138 Karar sayılı karan ıle taşınmaz. satış memurluğunca açık arttırma su- retıvle satılacagından adreslerı tespıt edılemeyen davalılar Yaşar Zından, Ayşe Zından. Avfer Zindan, Musa Zından tarafından kanunı suresı içinde temv ız edılmedığı takdırde kararın kesınleşeceSı. davalılara ilanen teblığ olunur 26.03.2003. Basın"l5164 Av. Müşür Kaya CANPOLAT I stanbul Barosu'nun 125. kuruluş yıl- dönümünde, >p argı sorunlannın günde- min başına getınlmesi, hukuk devle- ti. insan haklan, bağımsız yargı ve sa- vunma hakkı ıçin yüz yılı aşkın mü- cadele vermiş bir büyük baro'nun, bu sorun- lann ne kadar yaşamsal olduğunu ve bır an önce çözülmesi gerektığini öne çıkarmak amacı ile yapılmış bir seçim sonucudur. Tüm halkımızın da gereksinim duyduğu, öncelikle yargı sorunlanmızın çözümüdür. Her kesimden insanrmız, ister aydrn, ister işçi, ister esnaf, ister köylü, eğer yargı adil. doğ- ru, çabuk ve düzenli işleyecek olursa öbür so- runlanmızuı da çözüleceğini düşünmekte, nerdeyse tüm sorunlanmızın çözümünü yar- gıdan beklemektedir. tlkesel sorunlar: Bılındığı gibi yargı erkı, yasama,yürütme erkı üçlüsünden yalnızca bi- ridir. Toplumlar yüzyıllar süren çetin müca- deleler sonunda egemenliğin bu üç erkini toplumsallaşnrarak ve birbirinden ayırarak de- mokratik yönetimi gerçekleştirebilmiştir. Kuvvetkr aynhğı, demokratık yönetimin te- mel güvencesi olmuştur. Yasamaerki, serbest seçimlerle oluşan tem- sili demokrasiden kaühmcı demokrasi'ye doğru gelişmekte, iktidar ve muhalefet par- tileri ile yönetılmektedir. Yürütme erki, yasama organırun oluştur- duğu hükümet eli ile yürütülmekte ve Yasa- ma Meclisi tarafindan denetlenmektedrr. Yargı erki, cumhuriyet savcısı, yargıç ve sa- vunma görevini yapan avukat üçlüsü tara- findan kullanılan yargı süreciyle işlemekte- dir. Yargrya halkın demokratik kaühnn, sa- vunma görevını üstlenen a\-ukatlar tarafindan sağlanmaktadır. Bu sıradan bilgilerimizi tekrar etmemizin nedeni açıktır: Öncelikle, demokrasinin te- mel güvencesi olan kuvvetier aynhgı ilkesi m noksansız sağlamamız gerekir. Demokratik hukuk devletinde. kuvvetkr aynhğı ilkesi özellikle yürütmenin yargrya as- la müdahak etmemesi ile belirtenmektedir. Anayasada açıkça kabul editmiş bulunan kuv- vetler aynnğı ilkesinin hayata geçirihnesi ve her tüıiü müdahaleuin önlenroesi sağlannıa- udır. Demokrasinin omurgasını oluşturan hu- kuk devletinde bağımsız yargı, halkın hak ve özgürlüklerinin en önemli güvencesidır. Olağanüstü dunımlar bahane edilerek. yü- rütmenin yargıya müdahalesini yasal duru- ma getiren olağanüstü mahkemeler, bazı da- valar için özel mahkemeler kuvvetleraynb- ğı ilkesi ne açıkça aykındır. Sanıklann "doğalmabkemesindeyargMan- nu" ve "adil yargılama hakkına"" aykırüı- ğın kaldınlması zorunludur. Devlet güvenlik mahkemeleri kaldınlma- hdır. Bazı suçlar ve bazı sanıklar ıçin ayn yar- gılama usulüne çağdaş yargılamada yer yok- tur. Yürürlükte bulunan anayasa "djkta" dam- gasuıı taşımaktadır. Bazı maddelerinin değiş- tirihnesine karşın "antidemokratik" hüküm- leri durmaktadır. Toplumun yeni bir anaya- saya gereksinimi vardır. Toplumun tüm kat- manlannda önerilerek, tartışılarak gerçekten demokratik anayasa yapmanrn zamanı çok- tan gelmiştir. Tüm yasalar gözden geçiril- meli, antidemokratik hükümleri değiştiril- meli, çağdışı kalmış hükümleri kaldınlmalı- dır. Adalet dağıomında tarafsız yargdamanın en büyük güvencesi ise. laikliğin vazgeçilmez bir ilke olarak kabul edilnıesidir. Somut sorunlar: Yargı, tüm yurttaşlan il- gilendirdiği için, hak arama özgürlüğü ve adil yargılama hakkının tek güvencesi oldu- ğu için yalnız ilkesel sorunlannın çözülme- si yetmez. Somut sorunlannın da tek tek çö- zülmesi gerekir. Yargılamanın yapıldığı binalar gecekondu türü binalardan gerçekten adliye saraylanna taşrnmalı, çağdaş teknik araçlarla donatılmış duruma getirihnelidir. Hukuk eğhJmi, çağdaş düzeye yükseltil- meli; savcı, yargıç, avukat ve yardımcı per- sonelin meslek içi eğitimi ile sürekli gelişi- mi sağlanmahdır. Adliye koDuk göcö oluşturuhnah. cezaevi "insana yaraşır* bir infaz sistemine ve yö- netımıne kavuşturulmalıdır. Yarguıın ekonomik sorunlanna öncelik ve- rilmelidır. Bunun için Adalet Bakanlığı büt- çesi genel bütçeden yeterli paya kavuşturul- 'Hayır' Diyebilme Özgürlüğümüz En büyük özgürlüğümüz "hayır" diye- bihne özgürlüğüdür. Onurlu yaşam da bu- dur bence. Gerektiğinde karşı çıkabilmek yanlışa, haksıza; boyun eğmemek muha- nete... Ne yazık ki, bin türlü bağla bağlı- yız öbür insanlara: Sevgiyle, işle ya da çı- kar ilişkileriyle. "Hayır" demeye, karşı çıkmaya korkanz kimi zaman; bu durum ilişkilerimize zarar verecek, bozacak diye. Sevgi ilişkilerimiz, dayanır bu zorlama- lara, üzerindedir tüm bunlann, sağlamdır yıkıhnayacak kadar. En kolay sevdikleri- mize "hayır" diyebiliriz o yüzden. Iş ilişkilerimizde "hayu-" demek kolay değildir çoğu zaman, eğer patron da değil- sek... Fakat zehri altın tasla içirmenin bir yolu vardır her zaman. Benimsemediği- miz şeyleri sineye çekip çekmemek yürek ister sadece. Çıkar ilişkilerimize gelince; en zonı, hat- tı olanaksızı budur "ha>ır" demenin. Her şey çıkarlar üzerine kurulduğundan, en ufak yol aynmında parçalamverir ilişkiler. Hele minnet borcu da varsa, boyun kıldan incedir. "Haçnr" sana göre değildir. Her fik- ri kabul etmek, her aykın şeyı sineye çek- mek zorunda kalu^ın. "Hayır" diyebilme özgürlüğün, en büyük özgürlüğün elinden alınmıştır. Sağladığın çıkarlar uğruna, tut- sak kalırsın minnetduvaıian arasında. De- ğer mi? Değermi "hayır" diyebilme özgürlüğü- nün elinden alındığına? Değer mi, eli ko- lu bağh yaşamaya? Değer mi, ömür boyu duyunç (vicdan) azabma? Değer mi. kay- bettiğin insanlığına? Hiç düşündün mü? Prof. Dr. Emine Demirel YILMAZ malıdır. Yargıya yardımcı olan kurumlar ye- ni baştan düzenlenmeye muhtaçtır. Adli Tıp kurumu ve bilirkişilik müessesesi bunlann ba- şında yer ahnaktadır. Yargıya yardımcı olan kurum ve kişilere yargı duyarlılığı ve bilin- ci kazandınlmalı, adalet dağıtmıuıdaki hiz- metin diğer görevlerden farklı niteliği kabul ettirilmelidir. Mahkeme kararlannrn giderek bilirkişi ra- porundan ibaret kararlar durumuna dönüşme- sine meydan \ erilmemeudir. Büirkişilenn yargıyı tembelleştıreceği ve şaibeli kararlara neden olacağı unutulmama- hdır. Yurttaşhk bilüıci gelişrikçe, kişilik kazan- mış sanıklann yargılanmasında yargıçlann işi daha da zorlaşacaktır. Savunmanın sorunları Yargı sürecine halkın demokratik kahlmıı, savunmayı üstlenen avukatlar tarafindan sağ- lanabilmektedir. Cumhuriyet savcısı, yargıç ve avukat üç- lüsü tarafindan gerçekleştirilen bu süreçte, hal- lon katılma yollannın kapatıhnası, yargıla- manın demokratikliğini ortadan kaldnır. Yasama organı, demokratik bir işleyişe ka- Mişturulsa bile, yargı antidemokratik yapıda ise demokrasinin gerçekleştirilmesi münkün obnaz. Hukuk dev letinde. bağımsız ve demok- ratik yargı, halkın hak ve özgürlüklerinin başlıca güvencesidir. Yargı her türlü müdahalelerden kurtanl- mış olsa bile savxuımanın yargı sürecindeki yeri inkâr edilırse venlen kararlar adil de ol- sa demokratik olmaz. Savunma, halkın hak arama özgürlüğünün yargı sürecine katılma- sını sağladığı için kararlann demokratiklik şar- tıdır.Yargıda savTinmayı avukatın temsil et- mesi zorunlu mücadeleler sonunda elde edıl- miştir. Avoıkat yargı'da "HAK ARAıVLA ÖZ- GURLÜĞÜ'NÜ'' temsil eder. Tümbilgı. ye- tenek ve deneyimleri ile halkın karara katıl- ma yolunu açar, adil yargılama ortamını oluş- turur. Hukukun e\Tensel boyutlarda yaratıl- masına katkıda bulunur. insan haklarının önemli bir güvencesi olur. Avııkann,bugöre\lerini hakkı ileyapabil- mesi için bağunsız olması şartnr. Duyuncun- dan (vicdanından) başka kimseye hesap \ er- memelidir. Savunmayı üstlenen avukat bir yönden kamusal bir görev yapmakta, öte yan- dan da bağunsız bir savunma yaparak de- mokratik katkı sağlamaktadır. A\'ukatın asıl görevinin sivil bir görev ol- duğu, kararlar için asıl bu yönden, başka hiç- bir görevlinin yapamayacağı işleve sahip ol- duğu unutuhnamalıdu-. Çünkü avukat sivil toplumun önceliğıni temsil etmektedir. Bu nedenle toplumun "sivil tophım" öncülüğü- ne soyunmak zorundadn-. Avııkatlann mes- lek örgütü olan baroiar ve Baroiar Birliği si- vil toplum kuruluşlannın başmda yer almak- ta, katılnncı demokrasiye geçişte önemli bir özgörevi (misyonu) de temsil etmektedir. Ozetlersek, bu göre\lerini hakkı ile yerine getirebilmeleri için baroiar ve Barolar Birli- ği örgütsel bağımsızlığa kavuşturuhnalıdır. A\ııkatlann bağunsızlığı için de meslek ör- gütlenrun bağımsız olmalan gerekir. Avııkatlann ve barolann bağımsızlığrna karşı çıkanlann başmda dikta heveslileri ge- lir. Şiddet ve terör heveslileri, mafya babala- n, savaş kışkırtıcılan savunma mesleğine kar- şı çıkışlanyla kendilerini ele verirler. PENCERE Acı, Ama Gerçek Bir Senaryo... Kimi senaryo yazarının eski Yeşilçam'ı sollayan marifetlerini televizyonlarda izledikçe tepki gös- termeye kalkışanlar var: - Olmaz böyle şey!.. Olmaz olmaz deme.. Olmaz olmaz. • Ya gazetelere "Off-shore cinayeti" diye geçen olaya ne demeli?.. Ayrıntılannı gazetelerde okuduğunuz ve TV'ler- de izlediğiniz senaryodaki kişiler çok çarpıcı: 1)AJiBalkaner. Patron.. Aile babası, işadamı, bankasahibi, BalkanerHa- za'nın patronu, iyiliksever.. Kıbns'ta kıyı bankası (off- shore) kurduruyor.. Kurucu ortaklar arasında Balkaner'in sekreteri Bir- gül Özmen de var.. Patronun bankasına devlet el koyuyor, kendisi içeri düşüyor. 2) Birgül özmen.. Maktul.. Kıbns'ta kurulan bankanın ortaklanndan.. Sekreter.. Balkaner Holding'de güvenlik görevlisi Tuncay Baktimur'la evleniyor, boşanıyor.. Çünkü koca dengesiz çıkıyor.. 3) Oğul Hakan Balkaner.. Maktul.. Balkaner Holding'in veliahtı.. ÜnlüdansözSibel Banş ile evlenmiş, birçocuk- lan olmuş, aynlmış... 4) Tuncay Baktimur. Katil.. Balkaner Holding'de güvenlik görevlisiyken sek- reter Birgül ile evlenip ayrılmış, ama kıskançlık nö- betleri geçiriyor.. 5) Halk.. Oyunda halkın rolü de var, Balkaner'in bankası- na paralannı yüksek faizle yatınp zengin olacakla- nnı sananlar, umutlan suya düşünce öfkeleniyor- lar, ikide bir Balkaner Plaza'nın önüne gelip pro- testo eylemlerine girişiyorlar; içerde cinayet işlen- diğinden habersizdirier, kapının önünde bağınp çağınyorfar. • Bir oyun yazan böyle bir senaryoyu yazıp getir- seydi yanıt ne olurdu?.. - Olmaz böyle şey, oyun inandıncı değil.. - Niçin?.. - Tipler gerçek olamaz, sekreterine banka kur- duran patron pıyasada ciddiye alınmaz; patronun oğlunun dansözle evlenmesi abartılmış bir zorla- ma gibi geliyor; sekreterin dengesiz bir korumay- la evlenmesi de şişirmeden başka şey değil; pat- ronun bankasına devletin el koyup işadamını içe- ri atması melodramı büyütüyor; halkı oyunun içi- ne katıp 'Plaza 'nın kapısında bağırtmak ucuz po- pülizmden yararianmaktır... • Ama her şey gerçek... Acı en büyük gerçek!.. Acıya saygımızı koruyarak yaşanan olayın Tör- kiye'nin nereden nereye geldiğini hiçbir sosyolo- ğun ve hiçbir yazann vurgulayamayacağı kadar gerçekçilikle dile getirdiğini söylemek zorundayız. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Cazete Ülke sorunlanna ilişkın raporianyla, araştirmalanyla, köşe yaalanyla, tarafsız haberleriyle sivil toplumlann gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Td: 0.212.51108 75 evhugün KABLOLUIV S BAN0140. Kaml www.skyturk.tv BORNOVA1. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANININ DÜZELTMEİLANIDIR DosyaNo: 1998/2215 Tal. Müdürlüğiimüzün yukarıda numarası yazılı dosyasından gönderilen gayrimenkul açık arttırma ilanı Cumhuriyet gazetesinin 22.03.2003 tarihli sayısında ilan edilmış olup. Gayrimenkul açık arttınna ılanının satış şartlan bölümflnün 1. maddesi sehven ek- sik yazılmıştır Gaynmenkul satış ılanının satış şartlan bölümünün 1. maddesinın son cûmlesinde- ki "Bu arttrnnada da rüçhanlı alacaklann alacaklan ve satış masraflan ile muharamen bedelın yüzde 40'ını geçmesi şartı ıle olunur" yazılacakken eksik yazılmıştır. Satış ilanı bu şekılde düzeltılmıştır Düzeltme ılanınm ilanen gazetede yayınlanması nca olunur. 02.04.2003 Basın: 16016 G./L G. Hükümetlerin icraatlarını biliyor musunuz? Bilseniz de G.A.G.'ı izleyin, bilmeseniz de! Bu bölüm kaçırılacak gibi değil! 5 Nısnn 2003 Cumartesı *TV Tünıtım
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle