07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
J26NİSAN 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK 3URUST TA3İATII ÎSIANBUL EFEHDİSİ . ABDÜICAKBAZ1 MACZRALAEI KTSIM TEKMİIİ BIEDEN Ermeniler, çetecilerin tutuklandığı tarihi 'soykınm günü' ilan ettirmeye çalışıyorlar 24Nisan 1915'teneoldu? ZamanTüneli maltun @ ixir.com Mehmet Ahun E rmenilerin tüm dünyada 'soykınm günü' olarak ilan ettikleri 24 Nisan 1915 tarihi. Dahıliye Nezareti'nin Ermeni komite merkezlerinin kapatılması, evralana el konulması ve komite elebaşlannın tutuklanması için bir tamim yayımladığı tarihtir. Devlet aleyhine giriştikleri faaliyetler nedeniyle 2 bin 345 Ermeni komitacının tutuklandığı bu tarihin 'soykınm günü' olarak ilan edilmesi bile, öne sürülen iddialann ne kadar çarpık ve nesnellikten uzak bir zihniyetm ürünü olduğunu göstermektedir. 24 Nisan 1915 tarihi, 85 yıldır bir mu- sibet gibi üstümüze yapıştı kaldı. Bu. Ermenilenn 'soylanmgünü' ilan etmek ıstedikleri bir gün. Bir buçuk milyon Ermeninin Türkler tarafindan katle- dildığını iddia ettikJeri gün. Neresin- den tutsanız gerçek dışı, neresinden tutsanız ele gelmez bir konu. Ama güçlü Ermeni lobisi dünyayı al- datmaya devam ediyor, gerçekleri çar- pıtarak kendi amaçlanna alet etaıeyi sür- dürüyor. Biz mi? Biz de önümüze ge- len her ıddiayı 'Vallahi billahü'lerle ın- kâr ederek şuracıkta suçlu gibi boynu- muz bükük oturuyoruz. Bunun bir sa- vaş olduğunu, savaşta her iki taraftan da yüz binlerce ölen olduğunu. ama bu- nun bir soykınm olduğunu iddia etme- nin en az iddia edilen haksızlık ka- dar büyük bir haksızlık, en az onun kadar büyük bir suç olduğunu ba- ğırmakta nedense sesimiz kısık ka- lıyor. Oysa bu meselenin korkma- dan üstüne gıtmek lazım. Çünkü gerçekler bize karşı değil, bizim tarafımızda. 'Bağımsız Ermenlstan' Ermeni sorunu 19. yüzyılın ikinci yansından sonra, Osman- lı topraklanndaki etnik gruplar arasında yaygınlaşan bağımsız- hk hareketleriyle baş gösterdi. Ki- lisenin, özellikle de mısyonerler yoluyla yıllardan beri Anadolu'da- îci Ermenilerle yakın ilişki kuran Ba tılı güçlerin etkisiyle güçlenen Er- meni milliyetçıliği. 1877-1878 Os- manlı-Rus Savaşı sırasında açıkça bir 'bağunsız Ermenistan' düşüne dö- nüştü. Ermeniler Doğu bölgelerini işgal eden Rus ordusunu destekleyıp on- dan yardım alırken Rusya'dan özerk- hk ve himaye talebmde bulundular. Savaştan sonra imzalanan Ayastefa- nos ve Berlin antlaşmalan. Ermeni- lerin bu talebıne yönelik ımsurlar içe- riyordu. Bu siyasi hareketlilik 1880'lerden sonra büyük oranda si- lahlı mücadeleye dönüştü. İsvanlar başlıyor 1885 'de Van'da kurulan Armenakan Komitesi, 1886 tarihinde kurulan Hın- çak (Çan Sesı) Komitesi ve Ermeni Devrimci Federasyonu olarak da anı- lan Taşnak Komitesi, imparatorlu- ğun diğer bölgelerinde ginştikleri ba- zı eylemlerin yanı sıra Doğu'da ve Kilikya bölgesinde büyük çaplı is- yanlann öncülüğünü yaptı. Osmanlı İmparatorluğu' nun son döneminde bağımsızhk hareketine girişen etnik gruplardan biri de Ermenilerdi. 1880'lerden sonra ortaya çıkan Armenakan, Hınçak ve Taşnak gibi aynlıkçı Ermeni Talat Paşa. örgütleri bağunsızfak için silahh mücadeleyi kaçuıılmaz sayryorlardı. Armenakan Komitesi'nin "Kan dökülmeden özgürlük olmaz" slogam bu yaklaşımın net bir ifadesiydL Yabancı devletlerin desteğini de alan Ermeni çeteleri, silahlaruu bölgedeki shil Türk nüftısuna karşı kullanmaktan çekinmiyorlardı. Talat Paşa'ya atfedilen sahte telgraflar Ermenilerin soykınm iddialannı dayandır- dıklan en önemli belgeler, Talat Paşaya ait olduğu öne sürülen ve katliamın emredildiği bazı telgraflardır. Ük kez 1920'de Aram An- donyan tarafindan yayımlanan bu telg- raflann. Halep'te Ingiliz işgaü sırasın- da bir Osmanlı memurundan ele ge- çirildiği öne sürülmüştür. Daha sonra söz konusu telgraflar defalarca ki- taplarda kanıt diye gösterihniş, ya- bancı gazetelerde yayımlanmış ve dünyanın dikkatinin konuya çev- rilmesinde bir numarah propagan- da aracı olarak kullanılrruştır. Gelgelelım, bu telgraflann tamamı sahte ve gerçek dışıdır. Herhangi bir somut deİilden yoksun olan id- dialanna dayanak obnası için Erme- ni provokatörler tarafindan sonradan hazırlanmış uy- durma belgelerdir. Yapılan araştırmalarda belgelerin alındığı söylenen kişinin hiçbir zaman Halep'te çalışma- dığı anlaşılmıştır. Telgraflar resmi yazışmalarda görül- mesi asla mümkün olmayan yazım ve tarih hatalanyla doludur. Imzalar ve kayıt numaralan gerçek değildir. Şifreleme sistemi o dönemde kulla- nılan hiçbir şifreleme sistemine uy- mamaktadır. Aynca Ingilizler, bu belgelerin General ADenby kuvvet- lerince bulundugu yönündeki iddi- alan da yalanlamıştır. Diğer yan- dan Talat Paşa'nın bu sahte belge- lerle aynı tarihi taşıyan ve tehcir sı- rasında suç işleyen Osmanlı subay- lannın cezalandınlmasını emreden başka gizli telgraflan \ardır. Aynı Talat Paşa'nın bir yandan katliamı emrederken, diğer yandan Ermeni göçmenlere kötü davranan subayla- nn cezalandınlmasını istemesi mantık dışıdır. Tüm bu gerçeklere rağmen, düzmece oldukla- n her bakımdan açık olan bu belgeler yıllardan ben amacını fazlasıyla yerine getirmiş ve dünyanın soykınm iddialanna inanmasında önemli bir rol oynamıştır. Talat Paşa'nın kadiam emrini vermek için yazdığı iddia edilen sahte telgraflardan biri. Ermeni komitacılar köyleri basma- ya, Türk halkına yönelik şiddet ha- reketleri uygulamaya başladılar. Van'da, Sason'da çıkan ayaklanmalar- da silahsız on binlerce kişiyi öldür- düler. imdat telgraflan Bu ayaklanmalar ve şiddet hare- ketleri, Birinci Dünya Savaşı sırasın- da Ermenilerin Ruslardan ve Ingiliz- lerden yardım görmeleriyle daha da artarak sürdü. Türk birlikleri doğu cephesinde bir yandan Ruslarla sava- şırken bir yandan da arkadan vuran Ermeni çeteleriyle mücadele etmek zorunda kaldı. Bunun üzerine Os- manlı hükümeti önce Ermeni patri- ğini ve millerv ekillerini "Müslüman- lan arkadan vurmaya ve katietmeye devam ermeleri halinde gerekli ön- lemleri alacağt" konusunda uyardı. Ancak bu uyanya rağmen saldın- larda bir azalma olmadı. Ermeniler, düşmana yardım ederek \e Osmanlı ordusuna saldırarak fiılen savaşın ta- rafi olmayı sürdürdüler. Bunun üzerine Osmanlı hüküme- ti, 24 Nisan 1915 tarihinde Ermenı ko- mitelerinin kapatılmasına ve yöneti- cilerinden 2 bin 345 kişinin devlet aleyhine faaliyette bulunmak suçun- dan turuklanmasına karar verdi. Ama bu olay Ermeniler tarafindan ustaca bir mane\xayla uluslararası bir propaganda aracı halıne getirildi. Baş- piskopos Kevork. Amerikan Başka- nına "Türk fanatizminin şiddetine terk edilmiş Türki>e'deki haUanuı ko- runnıası vğsf ımdat telgraflan gön- derdı. Oysa gerçekte ortada ne iddia edil- diği gibi bir 'katliam' vardı, ne de 'Ermeni halkmm mevcudiyetini teh- like\e atacak organizc bir tedhiş' ha- reketi. Hatta bu olayın, büyük ölüm- lerin meydana geldiği göç olayıyla bi- le bir ilgisi yoktu. Ermeni tehciri, Doğu'da iki ateş arasında kalan Osmanlı ordusunun Ermenı çetelerinden kurtulmasımn tek yolu olan savunma hattı üzenn- de bulunan Ermeni nüfusun başka yerlere taşınması ve bölgenin boşal- tıbnasıydı. Bu amaçla 27 Mayıs 1915 tanhinde bir Sevk ve Iskân (Tehcir) Kanunu çıkanldı. Boşaltılacak köy- lerle bu köylerde ikamet eden nüfu- sun nerelere yerleştirileceği belirlen- di. Buna göre Erzurum, Van ve Bit- lis vilayetlerinden çıkanlan Ermeni- ler, Musul'un güneyine ve Urfa san- cağına; Adana. Maraş civanndan çı- kanlan Ermeniler ise Suriye'nin do- ğu kısmı ile Halep civanna nakledi- lecekti. Abartılan rakamlar Savaş koşullan içinde ve devlet gü- venliğinin sağlanamadığı bölgeler- den geçerek yapılan bu göçün büyük kayıplara neden olduğu açıktır. An- cak bu kaybm Ermenı lobisinin iddia ettiği gibi 1.5 miryon kişi olması, tüm Osmanlı devletindeki toplam nüfusu dahi bu kadar olmayan Ermeniler için elbette mümkün değildir. Bu konudaki temel başvuru kaynak- -4- lanndan biri kabul edilen Kamuran Gürün ün Ermeni Dosj'ası adlı kita- bına göre Türkiye Ermenilerinin I. Dünya Savaşı içinde her türlü sebep- ten verdiği toplam zayiat üç yüz binden fazla değildir. Bu ölümlerin önemli bir kısmı cep- helerde ve sılahh gruplar arasında gerçekleşmıştır. Tehcir sırasında mey- dana gelen ölümler de çoğunlukla eş- kıya saldınlan, açlık ve hastalık gi- bi nedenlerle olmuştur. Tehcir sırasın- da masum Ermeniİer arasında hükü- metin emri üzerine öldürülmüş kim- se yoktur. Ihmalleri ya da kasıtlı ha- reketleriyle ölümlere yol açmış Türk subay ve görevlileri olduysa da bun- lar mahkemeye \erilerek cezalandı- nhruş, çoğu da idam edilmiştir. Bu gerçeklerin 'soykırmı' tanımıy- la adlandmlması ve Türkiye Cum- huriyeti'ne mal edilmesi ise, tarihe olduğu kadar, kendisi de bir var ol- ma mücadelesinin içmden geçmiş olan bir ulusa yapılan en büyük say- gısızlıktır. İSKİ Cenel Müdürü codur: Haliç'e artık atıksu verilmiyor İstanbuJ Haber Servisi - ÎSKİ Genel Müdürü Dursun AM Çodur, Haliç çevresindeki kolektörlerin tamamlandığını artık atık su verilmedığini, Kadıköy'deki Kurbağalıdere'ye de pis su akmayacağmı vurguladı. 2004 yılı yaz aylarında Dragos'tan Salacak'a kadar uzanan şeritte denize girilebileceğini sa\aınan Çodur, Paşabahçe'de ön antma tesisi kurmak için kamulaştırmaya, bunun için de 16 trilyon liraya gereksinim duyduklannı söyledi. Gazetemizi ziyaret ederek Genel Yayın Yönetmenimiz tbrahim Yüdız ve yöneticilerimizle görüşen ÎSKt Genel Müdürü Dursun Ali Çodur, su havzalannın korunması amacıyla özel güvenlik birimleri kurulduğunu anlattı. Çodur, bu havzalann 24 saat süreyle gözetim altında rutulduğunu, kaçak yapılaşmaya izin verilmediğinin altını çizdi. Ömerli,Terkos ve Büyükçekmece gölleri çevresinde mutlak koruma alanı içinde denerimlerin arttınlmasıyla yapılaşmanın tamamen ortadan kaldınldığına dikkat çeken tSKİ Genel Müdürü Çodur, çabalannın kentin su kaynaklannın sağlıklı olarak korunması olduğunu vurguladı. Çodur, kentte kayıp, kaçak ve ücretsiz su kullanım oranının yüzde 27 olduğunu, ıbadethanelere ve tarihi çeşmelere de ücretsiz su verildiğinı ifade etti. "Bedavasu verdiğimiz yerlere de ne kadar su tükettiklerini öğrenmek için sa>aç taknrdım. Halen 200 bin ev ile ana boru arasında sorun var. Ama kent şebekesinde sıkmb yok" diyen Çodur. Çatalca ve .\rnavutköy'e de yaklaşık 2 ay içinde su vereceklerini söyledi. Çodur, ISKl'nin kullandığı borulann depreme dayanıklı, elastik ve 100 yıl ömürlü olduklannı belirtti ve Istanbul halkının, geçmiş döneme oranla, suyu daha u KUiıaııuıguıı ^avuııuu. l-/ursun Ali' Çodur, havzalann, korunması | amacıyla özel güvenlik birimleri kurulduğunu belirtti. j İşgalci olarak ilan edildiler Okmeydanı halkı tapulannı istiyor ELİF TURUÎNÇ Ekonomik kriz ve işsizlik nedeniyle yaşamlanru çok zor koşullarda sürdüren Okmeydanı sakinleri, yıllardır mal sahibi olarak yaşadıklan evlerinden çıkanlmak ısteniyor. Vakıflar Bölge Müdürlüğü, bölgedeki ev sahiplerine ya "evminizi'' yeniden satın alın ya da "kjra" ödeyin uyansında bulundu. Tapulann Fatih Sultan Mehmet Han Vakfi'na ait olduğu bilindiği halde satışlann gerçekleştiği 1950'den bu yana hiçbir girişimde bulunmayan Vakıflar Bölge Müdürlüğü. 2000'den başlayarak açtığı ecrimisil (haksız işgal bedeli) ve kal (yıkım) davalan ile semt sakinlerini yasal olarak işgalci ilan etti. Vakfa ait 4 bin 300 parsel arazı üzennde kurulu olan Pryakpaşa, Kaptanpaşa, Fetihtepe ve Mahmut __ _ _ _^____, Şev ket Paşa mahalklerinde yaşayan 150 bin kişi, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafindan geriye dönük 5 yıllık ecrimisil istenerek mağdur edildi. Piyalepaşa Mahallesi'nde yaşayan 25 bin yurttaş ise 50 yıldır verdikleri tapu alma mücadelesini, 2001 yılmda kurduklan *Tapu Alma Girişimi Komisyonu" adlı sivil toplum örgüfü ile sürdürüyor. Kendilenne yasal .L/konomik kriz ve işsizlik nedeniyle yaşamlannı çok zor koşullarda sürdüren Istanbul Okmeydanı semti sakiiıleri, şimdi de yıllardır mal sahibi olarak yaşadıklan evlerinde kiracı konumuna düşürülmek isteniyor. olarak "işgalci'' denmesinden rahatsız olan Tapu Alma Girişimi Komisyonu Başkanı Dr. Ercan Kesal, "Ecrimisfl mağdurlan olarak kangren halinc gelen tapu sorununu bölgemizin hassas yapısı da göz önüne ahnarak uygun bedeller ve ödeme koşullan çerçevesinde üzerinde oturanlara devrinin yapüarak, tapulannın hedi olarak verilmesini istemektejiz" dedi. Kesal, komisyon olarak kurduklan büronun 2 yıldır hukuk mücadelesini sürdürdüğünü, yıllarca arazinin sahibi olduğunu hatırlamayan vakfın yaklaşık 4 bin 500 konut ve işyerini yıktırmasının da söz konusu olamayacağını belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle