28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 2003 CUMARTESİ HABERLER Hükümetin hazırladığı kamu yönetimi reformu, Türkiye'nin idari yapısını altüst ediyor Uniter devletitasfîye planıIŞEKKANSU AMKARA- AKP hükümetının "ka- mu yönetimireformu"adı altında yap- mayı planladığı yasal düzenlemelerin Türkiye'nin "üniter devief yapısını tasfiye ederek "federal" çerçeveye oturtmayı amaçladığı ortaya çıktı. Reform taslaklannın içeriğini *fede- raüst yereDeşmecr olarak tanımlayan Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, "Çev- remizde sınırlann yeniden çizttme he- saplan yapıkhğı bir dönemde federal örgütlenmeden sözeünek, Türkiyeiçin açıkbiçimdeparçalanma tefadidi taşır " dedi. Prof. Dr. Cevat Geray da "Re- fonn Ue Türkiye'de alt böige örgütien- mesine gidilmesi öngörülüyor. Bu, ana- yasanın üniter de\1et ya da tekil dev- İet ilkesine ters düşer" diye konuştu. CHP Grup Başkanvekıli Oğuz Oyan • Prof. Dr. Birgül Ayman Güler: Çevremizde sınırlann yeniden çizilme hesaplan yapıldığı bir dönemde federal örgütienmeden söz etmek, Türkiye için parçalanma tehdidi taşır. Prof. Dr. Cevat Geray: Reform ile Türkiye'de alt bölge örgütlenmesine gidilmesi, anayasanın üniter devlet ya da tekil devlet ilkesine ters düşüyor. Yapı-Yol Sen: Reform değil yıkım. CHP Grup Başkanvelrîli Oğuz Oyan: Taslaklar çok riskJi. da taslaklann önemli riskler taşıdığı- Dr. Birgül Ayman Güler, "reform" adı ndmeclisininbütünkararianvahona- nı belirtti. 'Tam yetküi Meclis' AKP hükümeu tarafindan geçen haf- ta yapıian Bakanlar Kurulu toplantisın- da göruşülen "Kamu Yönetimi Temel KanıunT ve "MerkeziIdareile Mahal- b îdareler Arasında Görev, \etki ve Kaynak Paylaşunı Hakkmda Kanun" taslaklan ile Türkiye'nin idari yapısı- nın tümüyle değiştirilmek istendiği bildirildı. Taslaklar üzerinde deriıüemesine ça- hşma yapan SBF öğretim üyesi Prof. altında devletin "'milli eğitim, sağhk, tanm, sanavi, ticaret, turizm, orman ve kültür" gibi en temel toplumsal gö- revlerinin özel idareye devredildığine değınerek şunlan söyledi: *AB Kaühm Ortaklıgı Belgesi'nde Türkiye3 kademdi bölgeve aynlmıştı: Birinci düzey bölge 810, ikinci düzey bölge 26 birim, üçüncü düzey bölge 12 birim.AKPhükümetinin hazırladığı tas- latdadaiDer, bölgeolarak görülüyor.Bu- nunla yetinilmiyor, 26 ayn bölgede ye- ni birörgüHenme öngörülüyor. Bugün- kü yapıya göre il özel idaresinde il ge- yı>la yürürlüğe girer. Taslak ile taşra- da örgüüenmesi yasaklanan bakanhk örgüdenmeleri özdidareye devredib'n- ce yaklaşık 1.5 milyon memur ve tüm bu bakanüklann taşra teşkilatındaki kaynaklan, araçlan da buralara dev- redileeek. Bu ağırhkta bir vapryı bugün danışma meclisi gibi çalışan il medis- leri taşımayacak. Bir sonraki adımda denecek ki tam yetkili meclis olmah. Tam yetkili meclisi de valilik taşımaya- cak ve ortava seçimli valilik önerisi ge- lecek. Bu yapı kendfliğınden Amerika tipi bir eyalet önennesidir. Bu yüzden 100 klasör kayıp Başsavcılık: Dev-Soldavası bozulsun ÖZGÜRERBAŞ Yargıtay Cumhuri- yet Başsavcılığı, Dev- Sol ana dava dosyası- na ait 100 klasörün mahkemeler arasında kaybolması nedeniyle bozulmasını istedi. Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gün- del tarafindan hazırla- nan ve dosyayı ince- leyerek karar verecek olan Yargıtay 11. Ce- za Dairesi'ne gönderi- Ientebliğnamede, "ek- südflderin dosyayıesas- tan incelemeyi engel- ledigi ve bu eksiklikler giderilmeden dosya üzerinde sağtakb bir in- celeme yapılmasının mümkün otanadığıiçBi, d^jer unsuıiar incelen- meksizin kararuı bo- zurnıasma" karar veril- mesi istendi. tçlerinde ifadeler vardı Tebliğnamede, 1243 sanıklı davanın, 1981 ile 1991 yıllan arasın- da, Istanbul Sıkıyöne- tim 2 NoTu Askeri Mahkemesi'nce kara- ra bağlandıktan sonra Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne devre- dildiği anlatıldı. Tebliğnamede ayn- ca temyiz inceleme- sinde, davaya ait bazı klasörlerin eksik oldu- ğunun fark edildiği ve Usküdar Cumhuriyet Savcılığı ile yapıian yazışmalar sonucun- da 100 klasörün kay- bolduğunun ortaya çıktığı belirtildi. Ka- yıp klasörlerin içinde ıse bazı sanıklara ait iddianamelerin "önemli miktarda sa- luğnT ve bunlarla ilgi- li beyanda bulunan ki- şilerin ifadelerinin bu- lunduğu kaydediliyor. Yapıian araştırmala- ra karşın klasörlere ulaşılamadığının be- lirtıldiği tebliğname- de, 1. Ordu Komutan- lığı'nın, fazla olarak kendi arşivierindeki bazı iddıanameler ve esas hakkındaki mü- talaalann yer aldığı ki- taplardan bir kısmını gönderdiği, ancak dos- ya üzerinde sağlıklı bir ınceleme yapmaya bu evraklann yetmediği belirtiliyor. Tebliğna- mede aynca cumhuri- yet savcısının 226 sa- mk yönünden aleyhe, 3 sanığın lehınde tem- yiz isteminde bulun- duğu ve savcımn iste- minin ise gerekçesiz olduğu da belirtiliyor. Her 11 kişiden biri silah taşıyor Türkiye silah 'cenneti' oldu ALPERTURGUT Türkiye'deki silah sa- yısı son lOyılda 10 kat arttı. her 11 kişiden bi- ri silahlı. Dünyada 550 milyon ateşli silah oldu- ğunu varsayan uzman- lar. silahlanmanın önle- nilmesi içinyeterli mü- cadelenin yapılamadı- ğını vurguluyor. Bireysel silahlanma- ya "savaş açan" Umut Vakfi, ülkedeki ruhsat- lı silah sayısırun yakla- şık 3 milyonu bulduğu- nu, ruhsatsız silah sayı- sının ise bu rakamdan 3 kat daha fazla oldu- ğunun altını çiziyor. Silahlanmaya karşı çıkanlarise 11 bin 571 cinayet ve Ateşli Silah- lar Kanunu"na muha- lefet suçlusunun Şartlı Sahverilme Yasası' ndan yararlanmasına tepki gösteriyorlar ve şunlan söylüyorlar: "Her yıl on binlerce ruhsatsız tabanca ya- kalanıyor. Binlerce kişi gözaltına aunıyor, tu- tuklanıvorvadahüküm giyiyor. Cezalar ise caç- dırıcı değiL Bunun üze- rine cezae>indekilerin af"la sokaklara salın- ması eklenryor. Llkede suçunönlenînesi için ve- rilen mücadele böyle- likle darbe yemiş olu- yor." Yılda 3 bin cinayet Emniyet verilerine göre, geçen yıl 12 bin 449 ateşh silahla suç iş- lendi. Ele geçen silah- lann yiizde 76'sının ruhsatsız olduğu belir- lendi. Bu yılın ocak ayında ateşli silahlarla işlenen 992 suçtan yüz- de 23'ünde de ruhsat- lı tabancalar kullanıl- dı. Istanbul'da I997'den 2000'e dek yılda 3 bin cinayet iş- lendi. Kentte her yıl 500 ile bin arasında ci- nayet işleniyor. binler- ce kişi yaralanı- yor. 1998-2000 yılla- nnda yapıian göç, silah ve suç araştırmasına göre, sadece Esen- ler'de yılda ortalama 20 cinayet işleniyor. Polisten kaçtılarAKP 'ye sığındılar tman Haklan Derneği (tHD) tzmir Şubesi önünde dün basm açıklaması yapmalanna izin verilmevip poüs tarafindan coplanan öğrenciler, AKP Konak Dçe Teşküaü binasına girerek _ kendilerini bir odaya küHkdL Öğrenciler, ola> yerine gelen Izmir Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü CeBI TaşkmTa görüşerek basm açıklaması yap&ktan sonra teslim olacaklannı bildirtü. Bu sırada çevreye çok sayıda Çe\ik Ku\^et takviyesi de yapüdı. Öğrenciler bir süre parti merkezinde kaJdıktan sonra pofa's tarafindan gözaltına ahnriılar. Gözalüna atınan 20 öğrencinin yanı sıra 3 de İHD yönetkisi Boz>aika Emniyet Müdurlüğü'ne götürüldü. taslaklann içeriği.yönetimi federafistye- relleşmecUiktir.'* Prof. Dr. Ce\-at Geray da AKP hü- kümetının hazırladığı taslaklarda Tür- kiye'nin "alt bölgelere'* aynlmasının anayasanın üniter devlet ya da tekil devlet ilkesine ters düşeceğıne dikkat çekerek u Bizim anladığımız anlamda anavasanın yerinden yönetim ilkesine göreyerel yönetimlerin güçlendirüme- a,sağhkfcbir>apr\akavuşturulnıasbaş- ka, Türkhe'nin idari yapısını tümüy- le küresefleşmenin dedayatbğı yerefleş- me olgusuna yönelik degiştirmek ise başka birşevdir.LTus devletiby-passede- rek bölgeye inmek tüm engeuerin kal- dmbnası açısmdan ulusötesi sermave- nin işine geİiyor" dedi. Kültürel çatlama CHP Grup Başkanvekili Oğuz Oyan da taslaklann de\ letın yapısı- nı tümüyle değiştırmeyi ön- gördüğünü belirterek şu gö- rüşü sa\omdu: "Merkea ida- renin görev ve sorumlulukla- n ciddi biçimde sınıriandınla- rakademi merkezh«çilige açık bir vapı getirilmek isteniyor. Bu ekonomik açıdan risklidir. Bölgesel gelir ve hizmet dağn hrru uçurumunu büyütür. Mil- li eğitim ve kültür bakanükla- nnın yerelleşmesi ile kültürel bütünlüğün çatlaması da ayn bir risk alaıudır."" 'Yıkım düzenlemeleri1 Yapı-Yol Sen tarafindan ya- pıian açıklamada da hüküme- tin yenı düzenlemelerle kamu hizmeti ve kamu kuruluşlan- nı tamamen ortadan kaldınl- mayı amaçladığı vurgulana- rak "Bunareformdeğil, yıkun demek daha doğru olacakür" denıldı. Sendikanın açıklama- sında, taslaklara ilişkin şu sap- tamalara yer verildi: "Kamu hizmederinin sos- yal fay da yerine phasa malı olarak sunulması ve bu hiz- nıeoerin kamu kııruluşian ara- cıhgrjia değil,çokuluslu şjrket- ler aracılığıyla yürütülmesini sağlamak için kullanılan neo- liberal ideolojinin geliştirdigi tüm argümanlar bu yasa tasa- nlanna serpiştirümiştir. Eddn- Kk. hesap %erebfliriik. saydam- hk, şeffaflık, yönetişjm gibi kav- ramlar sermav e sınmnın bakış açısmı ohışturan bir tarzda ele ahnmış&r. Yerel yönetime dev- redilen hizmeder parah hale getirilmekte, bu hizmederiyap- ürmak için ihale açılmakta, yap-işlet, yap-işlet-devTet mo- deîkriyie çokuluslu şirkedere \^apanlması düşünülmektedir. EVIF, Dünya Bankası,Dünya Ticaret Örgütü'nün de istedi- ği budur." 'Terörist sandıklan' gerekçesiyle 2 çocuğu öldüren özel timcilere 10'ar yıl hapis Polislere ibretlik cezaERDOĞANERİŞEN ORDU - Mesudiye ilçesinde 2 çocuğu terörist diye öldüren 6 özel tim görevlisinin yargılanması 6 yıl sonra tamamlandı. Ordu Ağır Ceza Mahkemesi, olay sırasında 141 mermi sıkan ve halen görev- leri başında bulunan 6 polisten 4'ü hakkında 48' er yıl ağır hapis ce- zası verdi. Polislerin cezası daha sonra 10'ar yıla düşürüldü. Mesudiye'nin Güneyce köyün- de 23 Ağustos 1997'de hayvan- lan ahıra bıraktıktan sonra evleri- ne dönen 16 yaşındaki C. M, am- casının oğullan 13 yaşındaki T. M. ve kardeşi 11 yaşındaki Ü. M, • Ordu Ağır Ceza Mahkemesi 6 yıl süren dava sonucunda oybirliğiyle aldığı kararda, çocuklardan birine 10, diğerine 8 mermi isabet etmiş olmasının 'kesin öldürme amacını' ortaya çıkardığını belirtti. özel tim görevlilerince kurşun yağ- muruna tutuldu. Terörist oldukla- n gerekçesiyle hedef seçilen ço- cuklardan C.M. ve T.M.olay yerin- de ölürken. Ü.M yaralandı. Ya- pıian araşhrmada çevrede özel timcilerin silahından çıkmış 141 boş mermi kovanı bulundu. Olayın ardından özel timciler- den Mustafa Çavdar ile tbrahim Kayıa bir hafta tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldı ve görev- lenne döndüler. Özel timciler hak- kında dava açılması için Ordu İl Idare Kurulu'ndan yaldaşık 1 yıl karar beklendi. Ardındanda2.5 yıl ifadelerinin alınması için aran- dılar. Ailelerin avukatı TevfikKa- rabulut'un çabasıyla sanık polis- lenn yargılanmasına 3.5 yıl son- ra Ordu Ağır Ceza Mahkeme- si'ndebaşlandı. Olay sırasında tim komutanı olan ve halen Kars Özel Harekât Şube Müdürü olan Başkomiser Osman Aygüney'in kendisinin ateş etmediğini söylemesi üzeri- ne emanette bulunan silahının in- celenme si sonucunda boş kovan- lardan 42'sinin Aygüney'in silahın- dan çıktığı belırlendı. Mahkeme, oy birliğiyle verdiği karargereğı Mustafa Yütnaz ve AK Şirin hakkında ateş etmedikleri ge- rekçesiyle beraat karan verdi. Os- man Aygüney, tbrahim Kaya, Mustafa Çavdar ve Aziz Pullu ıse 48'er yıl ağır hapisle cezalandır- ıldı. Mahkeme cezayı önce 24, son olarak dalO'ar yıl ağır hapse çevirdi. ABD tŞGALt PROTESTO EDÎLECEK Barış meşalesi yakdacak tstanbul Haber Servisi- ABD'nin Iraka saldınsı, îstanbul'da kitlesel gösterilerle "Banş Meşalesi'' yakılarak protesto edilecek. Tünel Meydanı'nda saat 19.00'da gerçekleştirilecek etkinlikte, Banş Meşalesi ateşlenecek, davullar acılan dindirmek, dirençleri arttırmak, adalet isteyen kararhlığı yükseltmek için vuracak. Çiçek mumlarla yaşama hakkı savunulacak. Mazlum- Der ise Çağlayan Meydanı'nda saat 15.00'te, "Bu savaşı durdurun" mitingi yapacak. Girişim, bugün Okmeydanı Dügün Salonu'nda bir dayamşma gecesi düzenleyecek. 16Nisan'da da Istanbul Tabipler Odası u Katiiam koridoru kapansm, yardım kapılan açılsın" başlıklı bir basm açıklaması yapacak. ÎSTANBUL 1 NO'LU DGM 3 PKK'üye müebbet tstanbul Haber Servisi - Istanbul ve Bursa'da 1 'i asker 2 kişinin 11 yıl önce PKK terör örgütü adına öldürülmesi olaylanna ilişkin yargılanan 49 sanıktan 3'ü ağırlaştınlmış müebbet, 1 'i müebbet, 7'si de 12 yıl 6'şar ay ağır hapis cezasına çarphnldı. Istanbul 1 No'lu DGM'deld duruşmaya, 11 yıldır cezaevinde tutukhı olan Müslüm Demir. Ali Dursun, Mehmet Bahri Kurt veEnverElbatkatıldı. Duruşmada son savunmasını yapan sanıklar da suçsuz olduklannı belirterek tahliye talebinde bulundu.. Mahkeme, Müslüm Demir, Ali Dursun, Mehmet Bahri Kurt ve Enver Elbat'ı müebbet ağır hapis cezasına çarpnnrken Fehmi Akgül, Burhan Demir, Ramazan Harmaç, Serpil Ertekin. Cengiz Dğuz, Abidin Karakoç ve Selman Batmaz'a da, 12 yıl 6'şar ay ağır hapis cezası verdi. YAZILARI ATAOL BEHRAMOGLU Kazanan ve Kaybeden Irak'ta kim kazandı, kım kaybetti? Görünüşe göre, savaş karan veren ABD ve Ingil- tere yönetimleri kazandılar, Saddam yönetimi kay- betti. Bunun gibi, tüm dünyada bu savaşı destekleyen- ler kazandı, savaşa karşı olanlar kaybetti. Son duruma göre görunüş böyle, ama gerçek bu kadar basit mi? • • • Bu savaşa başından beri karşı çıkanlardan, onu ahlâksız bir savaş olarak niteleyenlerden biriyim. Yıne en baştan, ülkemizdekı barış etkinlikleri için- de yer aldım. Işgal güçlennin başanlanna üzüldüm, Irak direni- şinin başanlanyla mutlu oldum. Barış yandaşlarının ülkemizde ve başka ülkeler- deki eylemlerını sevgıyle, hayranlıkla izledim. Bunun nedeni ne Saddam yönetimine hayranlığım, ne körü körüne Amerika ya da Batı düşmanlığıdır. Bir Ortadoğu diktatöriüğüne ne diye yakınlık du- yayım? YadaVVhitman'ın, Merville n, Faulkner'ın, Ste- inbeck'in. kişiliğimın oluşmasında büyük katkıları olmuş daha nice yazann, şairin Amerika'sına, hüma- nist düşüncenin beşıği Batı'ya ne diye düşman ola- yım? Bu savaşa karşı oluşum edilgen bir banşçılık so- nucu da değil. Elbette haklı savaşlar da vardır ve bunlann en ba- şında gelenı, belki de tek haklı olanı, ulusal kurtuluş savaşlandır, yurt savunusudur. Onun dışında kalan savaşlann bir haklılığı otabile- ceğini düşünmüyorum. Ne aklım ne vicdanım kabul edebiliyor bunu. "Koalisyon" nitelemesiyle cınayetlerine sözüm ona bir nesnellik kazandınlmak istenen ABD-lngil- tere ıstilacılannın Irak'a saldınsına bunun için karşı çıktım. Aklım ve vicdanım kabul etmediğinden. • • • Bu saldınnın haklılığını aklım kabul etmiyor. Çünkü saldırganlar ışe yalanla başladılar. Irak'ın elinde kimyasal silah bulunduğu iddıalan- nın bahaneden başka bir şey olmadığını herkes an- ladı. Kaldı kı bunun gerçek olması bile savaş nedeni ola- mazdı. Saddam yönetimi zaten kuşatılmışt. Irak'ta demokrası olmadığına ilişkin savlar da an- lamsızdı. Dünyada demokrasınin bulunmadığı tek ül- ke herhalde Irak değil. Kaldı ki hiç kimse ABD ya da Ingiltere'yi herhan- gi bir ülkede üstelik kan dökerek demokrasiyi kur- makla görevlendirmedı. özetle, bu gerekçe de yalan ve bahaneydi. Sadece benim aklım değıl birçocuğun aklı bile bun- lann yalan ve bahaneden başka bir şey olmadığını görebilirdi. öyleyse geriye ne kalıyor? • • • Geriye kalan, başta ABD'nınki olmak üzere dün- ya kapitalizminin bunalımı, kapitalistinin isedoymak bilmez gözüdür. Geriye kalan, ınsandan soyutlanmış, dizginsız ve pusulasız birteknolojıkgelışımin; eski çağlann dino- zorları gibi beyinsız, duygusuz, koricunç bırteknolo- ji mekanızmasının dayatmasıdır. Bu yeni dinozor ya da yeni tann, insanlığa artık mut- luluktan çok mutsuzluk getıriyor. Serbest piyasa ekonomisinın ya da kapitalın na- sıl bireylerden bağımsız bir varoluşu varsa, teknolo- jık gelişim bugün ulaştığı düzeyde kendi varoluşu- nun gereklerini dikte ediyor. Bu arada kendi uydulannı, kölelenni yaratmayı da başanyor. Bu değeriendirmeler kimılerine belki bilim-kurgu ürünü gibi görünebilir. Bush gibi biri bence bu yenı robot ınsanın tıpik bir ömeğıdir. Bence o, nedenden çok sonuçtur. Neden olamayacak kadar önemli biri olmadığınr herkes görüyor. Onun da müttefıkinin de zavallı kuklalar oldukla- rını düşünüyorum. Emperyalist sermayenin dünya pazarını yağmala- ma saldınsında onlar bırer kukladır. Ama kan döken kuklalar. Irak'taki saldında böyle pıs bir amaç için bebek- lerin, çocuklann, insanlann öldürülmesini, sakatlan- masını, yersiz yurtsuz bırakılmasını aklım da vicda- nım da kabul etmiyor. • • • Savaş sonucunda Irak'taki otoriter yönetimin yı- kıldığı, saldırganların başan kazandığı doğru görü- nebilir. Ama insanlık tarihınde, hiçbir ülkede, o ülkenin ın- sanlan, çocuklan, bebekleri katledilerek, yabancı güçlerce o ülkenin daha lyi, daha doğru bir yöneti- me kavuşturulduğu görülmemiştir. Tıpkı teknolojinin yada kapitalin nesnel variığı gibi, bu da "eşyanın" doğasında, insanın insan oluşunda gizli bir olgu- dur... Irak'ın yeraltı zenginliklerinin bundan böyle artık Irak halkının yaranna kullanılacağını söyleyenler ya bile isteye yalan söylüyor, ya da akıllannı ve vicdanlannı körleştinnenin bir yolunu bulmuşlar. Bir halkı zengınliklerinden yararlandırmanın yolu onun çocuklarını öldürmek değildir. Bu gün bu pis, ahlâksız, haksız savaşın kazanan ve kaybeden taraflan kim görünürse görünsün ne Irak halkının ve Arap uluslannın, ne de insanlığın ortak bi- linci bu alçaklığı unutmayacak, unutmamalıdır. Unutacak olursa eğer bu bütün insanlığın toplu- ca bir yok oluş sürecine girmiş olması demektir. ataol b(5 cumhuriyet.com.tr. Faks:(0212)513 85 95 Oğlumuz . BORA YAVUZ, ÇIĞDEMMETE ile evlendi Çoğaldık, yaşama sevincimiz arttı. Güzel gelinimiz, ailemize HOŞ GELDlN. Muhsine Helimoğlu - Şerif Ali Yavuz 12 \ııan 200i ituvmrtetı)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle