22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 1 NİSAN 2003 SALI 8 Istanbu HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Y 11 Edırrte 10 Kocaeli Y 15 Çanakkale Y 14 Izmir Y 18 Manisa Y 18 Aydın Y 19 Denızli Y 17 Zonguldak Y 11 Antalya Sinop Samstın Trabzon Giresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas Y Y PB PB PB PB PB PB 13 18 12 14 16 17 15 11 Adana B 18 Y 17 Kare Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B B B B B B B 18 16 17 12 14 3 5 Marmara, Ege kıyı- lan, Batı Akdemz, Batı Karadenız ıle Orta Ka- radenız kıyılan yağmur ve sağanak yağışlı, dı- ğef yerter az bulutlu ge- çecek. Hava sıcaklığı yağış alan kesımlerde bıraz azalacak. otekı yerlerde artacak RJZ- gâr guney ve oatı yon- lerden hafif, ara sra or- ta kuvvette esecek DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn K B B Y Y Y Y Y 3 7 8 15 15 16 19 17 Berlın Y 15 Moskova K 1 Münih Y 15 Zünh Budapeşte Madrid vlyana Belgrad Sofya Roma Atina B B B B Y B Y 10 19 13 15 13 19 14 B 17 Şam Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Y B Y B K B B 14 2 13 12 4 5 25 B 19 Taşkent Parçalı bulutlu S<s. t Çok buıutlu ^ ^ f c Yağmuriu s Sulu kar , Gök gurultulû G U N C E L CÜIS'EYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada general rolüne soyunarak askerliğe uygun öneri- leri reddettiği ufak ufak açıklanmaya başlandı. Baba-oğulun Irak'ta kullanılan asker sayısı bi- le kıyaslanıyor. BabaBushdörttümenle KörfezSavaşı'nı baş- latmış, oğul Bush ise -Rumsfeld'in askeri deha- sına güvenerek- bir tümen le zafere ulaşmayı he- saplamış. Yanlış hesap Bağdat'tan dönecek mi acaba? • • • Büyüklüğüne, modern savaş silahlarına güve- nen Amerika, daha düşük silah gücüyle karşı ko- yan Irak'ta apışıp kaldı. Savaştan önce resmi törenlerde Saddam'ın önünden geçen beyazlar giyinmiş yüzleri kapalı intihar komandoları ABD'nin akıllı füzelerine kar- şı bugün dehşet saçıyor. Bağdat çevresinde konuşlandırılan intihar ko- mandolarına Amerika, bugünlerde karşı önlem- ler hazırlıyor. Saddam ise birinci Körfez Savaşı'ndan bu ya- na yeni bir Amerikan saldırısına karşı dersine iyi çalışmış. ABD, Mısırlı Nasır'ın ölümünden beri üzerine ölü toprağı serpilen Arap milliyetçiliğini Sad- dam'ın uyandırdığının ayırdında görünmüyor. VVashington; ya başansızlıklan örtmek ya da Amerika'nın Ortadoğu'daki emellerini erken za- manda açığa çıkarmak gibi tehlikeli oyunlara sa- pıyor. Suriye'yi, Iran'ı Rumsfeld'le Povvell'ın uyarı ör- tüsü altında tehdide girişrneleri herhalde Irak'la aynı zamanda bu iki ülkeyle savaşa gireceğini göstermiyor. Ama, ABD'nin niyetlerine işaret ediyor. Irak'ı üs olarak yapılandırarak Ortadoğu'da ve hatta Orta Asya'da dilediği gibi at koşturmanın peşinde. Ustelik kimi ülkelere demokrasi götüreceği sa- vıyla. • •*- Bizim yazılı ve görsel basında köşe başlannı tut- muş Amerika severlerin savaşta ABD'nin başan- sızlığını tarafsız bir gözle yansıtma çabalarına al- danmamak gerekiyor. Zira daha düne kadar Irak'ta savaşan koalisyon güçlerinden "bizimkiler" diye söz eden Amerika severlerimizin savaştaki olumsuz gidişi, ABD'nin yanlışlannı köşelerine, TV programlanna taşıma- lanna bakmayın, gözyaşlannı içlerine akıtıyorlar. Eski pilavları da ısrtıp ısıtıp önümüze koyuyor- lar. örneğin günlerdir ustaca kurguladığı söylem- lerinde aslında Amerika ile iyi geçinmenin tek ko- şul olduğundan söz eden, ABD'nin neredeyse her dediğine şapka çıkarmaktan başka çare gör- mediğini duyumsatan eski siyasetçilerden Sü- leyman Demirel, sanki kendi başına keşfetmiş- çesine (sokaktaki adamın bile artık farkına vardı- ğı) bilinen gerçeği diline doladı. AKP iktidannın ülkeyi iyi yönetemediğini söy- ledi. Uzatmalı cumhurbaşkanlığının önünü kesen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i aynı ka- bın içine koydu. Cumhurbaşkanı Sezer'in Çankaya'ya bakışı hemen hiçbir açıdan Demirel'le kıyaslanamaz. Demirel, cumhurbaşkanlarınaanayasanın olağa- nüstü yetkiler sağladığı kanısıyla icranın başı ol- duğunu söyleyen ve uygulayan bir sistem uygu- ladı. Oysa Sezer, anayasanın tanıdığı yetkilerle yetilerin sınırını asla aşmadı. Lafı şuna getirmek istiyorum; birzamanlarsol- cu mu solcu, şimdilerde sağcı mı sağcı, Ameri- kancı mı Amerikancı bizdeki Amerika sever dö- nekler, siyasette dönüşüm ustası Demirel'in kişi- liğinde bir önder buldular. • • • ABD'nin Kuzey Irak'a asker göndermemizi en- gelleyen Başkan Bush'un "Türkiye 'tek başına gi- remez'" diye özetlediği, müttefikliğe, stratejik or- taklığa yakışmayan tehdit niteliğindeki baskılara; ne Demirel'den ne de Amerika sever cemaatin- den tık yok! Asker-sivil kadrolar, bu tehdide boyun eğdi. Ku- zey Irak'a tek başına girmeyeceğimizi ilan etti. RTE de "K. Irak'ı işgal etmek istemediğimizi" söylemiyor mu? Eskisi öyle yenisi böyle. Ağlar mısın, güler mi- sin? Yazar Safire'den ABD-Türkiye yorumu: En büyük hataIslamcı hükümetegüvenmekâ Erdoğan, Wall street Journal'a yazdi: K. Irak'ta tek kurşun atmaya niyetimizyok NEW YORK (ANKA) - ABD yönetimine yakınlığıyla bilinen yazar \Vilham Safire, Irak Savaşı'na ilişkin olarak yapılan en büyük hatanın, "Türkiye'nin yeni fslamcı hükümetine güvenmek" ol- duğunu yazdı. Safıre, The New York Ti- mes'ta yer alan yazısına "Ha- va üstünlüğünüz varken bir strateji belirlemek, askeri deha gerektirmez" diye baş- ladı. Savaşın "en"leri biçi- mindeki değerlendirmelerinde Safıre, "En büyük diploma- tik hata"mn, "Türkiye'nin yeni tslamcı hükümetine gü- venmek" olduğunu öne sür- dü. Safire, "Bu yanlış itimat, bizi 'açılan kerpeten' hareke- tinden yoksun bıraktı ve 'ani üstünlük' sağlamanın müt- hişüğine darbe vurdu" diye yazdı. ABD Dışişleri Bakanlı- ğı ve CIA'nın askeri planlara kanşması sonucunda ortaya çıkan en büyük hata ise Safî- re'e göre "Türkleri kırmak- tan korkmak" olarak öne çık- tı. Safıre, "Daha iyi bir plan- lama, bize kuzey cephesinde, eğitilmiş bir yerli güç vere- bilirdi" diye yazdı. NEW YORK (Ajanslar) - Başbakan Recep Tayyip Er- doğan, Wall Street Joumal'a bir makale yazarak Türki- ye'nin K. Irak politikası hak- kında bilgi verdi. Erdoğan, "Türkiye'nin K. Irak'ta de- ğil savaşma. tek bir kurşun atma niyeti bile bulunmadı- ğını"belirtti. Erdoğan'ınABD Kongre üyelerine de birer mektup yazarak Türkiye'nin I- rak politikası ve ABD ile Tür- kiye arasındaki ilişkiler konu- sunda bilgi vereceği bildirildi. Erdoğan, "ABD'nin sadık dostu ve müttefiki Türkiye" başhklı makalesinde ABD ile Irak krizi nedeniyle yapılan görüşmeler için "dolar pa- zarlığı olmamıştır" ifadesi- ne yer verdi. Makalesinde, "bölgedeki Türk askeri mevcudiyetinin ABD ve böl- gedeki Iraklı gruplarla eş- güdüm içinde sürdürülece- ğini" belirten Erdoğan şu gö- rüşleri aktardı: "Türkiye'nin politikası, Irak'ın toprak bütünlüğünün ve ulusal bir- liğinin muhafazası esasına dayanmaktadır. Türkiye, ABD ile işbirliğini devam ettinneye kararlıdır." Gözler yeniden kuzey cephesi planlarına çevrildi. AKP pazarlığa açık PoweH'dan kritik ziyaretANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, Irak operasyonuna daha büyük destek istemek için yann Ankara'ya geliyor. Hüküme- tin, ziyaret öncesinde AB- D'den gelebilecek kuzey cep- hesinin açılması, Türkiye'de- ki üslerin kullanılması gibi taleplere pazarlık kapısıru açık tuttuğu öğrenildi. Ûst düzey bir diplomat, "Bu ziyaret, iliş- kilerin onanlması açısından önemli bir fırsat olabilir" dedi. Powell'ın temaslan sırasında Kuzey Irak konusundaki anlaşmazlıklann da aşılması hedefleniyor. ABD'nin Irak operasyonunda güneyde büyük direnişle karşı- laşmasmın ardından gözler ye- niden kuzey cephesi planlanna çevrilirken ABD Dışişlen Ba- kanı Powell, Ankara'ya sürp- riz bir ziyaret gerçekleş- tiriyor. Ya- nn Anka- ra'da te- maslarda buluna- cak olan Po- well'ın görüş- meleri kap- sammda Belçika'ya da geçe- ceği bildirildi. Farklı seçenekler gündeme geleblllr Hükümet kaynaklan, görüş- melerde ABD'den kuzey cephe- sinin açılması için Türkiye'de as- ker konuşlandırma, Türkiye'de- ki üslerin Kuzey Irak'a asker sev- kıyatı için kullanılması (landing- sending), üslerin hava saldınsı için kullanılması gibi seçeneklenn gün- deme gelebileceğini kaydettiler. Kaynaklar, hava sahası tezkeresı kabul edilirken, bunun ABD yöne- timinin yalnızca hava sahası tale- binde bulunması nedeniyle sınırlı kaldığını, bunun dışında yeni talep- leri ele almaya açık olduklannı di- le getirdiler. Başbakan Yardımcısı ve Dışişle- ri Bakanı Abdullah Gül ise gaze- tecilerin sorulan üzerine "mütte- fik ülkelerin birbirlerini ziyaret etmesinden daha doğal bir şey ol- mayacağını" söylemekle yetindi. Halilzad'la beklenen uzlaşma sağlanamadı ABD Başkanı George Bush'un özel danışmanı Zalmay Halilzad'ın Ankara temaslannda K. Irak'ta eş- güdüm konusunda dün de beklenen uzlaşma sağlanamadı. Halilzad'ın temaslannın ardından yaptığı değer- lendirmede Türkiye ile uzlaşma ko- nusunda zayıf işaretler vermesi dik- katçekti. Halılzad,Türkiye"nın K. I- rak'a girmemesi konusunda uyanla- nnı sürdürürken şu mesajlan verdı: Kuzey irakta göç tehlike- Sİ yok: tstikrarsızlığı önleme ve işbirliğinin modahtelennı ele aldık. GöçmenJer konusunda durum istik- rarlıdır. Yerel güçlerin bu problemi önleme kapasitesi çok ciddidir. Kerkük'te endişeye gerek yok: Ankara daki toplantıda tüm taraflar koalisyon ile işbirliği yap- ma, nüfus hareketlerini engelleme, Kerkük'e yönelik bir harekâtta bu- lunmama, buraya güçlerini gönder- me yükümlülüğü altına girdiler. Ay- nı zamanda tüm meşru taleplerin ele aluıacağı bir komisyonun kurulma- sı kararlaştınldı. Kerkük'ün güven- liğini koalisyon sağlayacaktır. Kürt siîahlı güçlen, ABD'nin komutası ve kontrolü altında olacaklardır. ABD ve koalisyon liderliğinin habe- n olmadan herhangi bir noktaya hiç- bir şekilde ilerlemeyeceklerdir. Türk askerinln girlşi baş- lı başına amaç değlhTürk ta- rafıyla. Türk askennın Kuzey Irak'a girişinin başlı başına amaç olmadı- ğı konusunda anlayış birliğımiz var. Ancak Türk tarafinın meşru çıkar- larının olduğunu da biliyoruz ve bunlan kabul ediyoruz. Geleceğe ilişkin bazı senaryolar ve potansiyel gelişmeler var. Taraflann mutlaka iletişim içinde olması, görüşmeler yapması ve sorunlan çözmek için birlikte yaklaşım ve süreç geliştir- meleri gerekiyor. Öte yandan Dışışlen Bakanlığı Sözcüsü Hüseyin Diriöz, başına yansıyan .AJBD*ve PKK- KADEK ilişkisiyle ılgıli haberler için, Türki- ye'nin Kuzey Irak'ta terör olgusu- nu büyük bir dikkatle ele aldığını belırterek "Bizim terör örgütü P- KK'yi başka bir tarafa ihale et- mek gibi bir niyetimiz yok" dedı. Diriöz, gazetecılenn konuya ilişkin sorulan üzerine bu tür temaslar hakkında "bilgi sahibi olmadıkla- rını" belirterek şöyle konuştu: "Bölgede terör örgütü faaliyetle- ri öteden beri izlenmektedir. Ko- nu Amerikalılarla aramızda her zaman görüşülmektedir. Zaten ABD, PKK- KL\DEK'i bir terör örgütü olarak görmekte ve kabul etmektedir." ABD'nin Türkıye'ye yeni birpiş- manlık yasası çıkarmasını önerip önermediğinin sorulması üzerine de Diriöz, "Hayır. Türkiye daha önce böyle bir yasa çıkarmıştı. ABD'den bu yönde hiçbir telkin gelmedi" yanıtını verdi. 23 yıl soııra tazmînat kar an • Baştarafı 1. Sayfada lileri tarafindan önemsenmediği için ko- runmayan Se\inç Özgüner, 23 Mayıs 1980'de faşistlerce Mecidiyeköy'deki evinde katledilmişti. Özgüner cinayeti de 23 yıldır "faili meçhul" cinayetler arasmda yer almıştı.Karann gerekçesin- de, anayasanın 5. maddesine atıfta bulu- nularak "Kişilerin ve toplumun refabj, huzur ve mutluluğunu sağlamanın ki- şinin temel hak ve hürriyetlerini, sos- yal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan si- yasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmanın, insanın maddi ve mane- vi varhğının gelişmesi için gereldi şart- lan hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri" olduğu belirtildi. Aynca kararda, anayasanın 125. maddesindeki "tdare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zaran ödemek- le yükümlüdür" hükmüne de yer ve- rildi. Içişleri Bakanlığı Teşkilat ve Gö- revleri Hakkında Yasa'nın bakanlığın görevini tanımlayan 2. maddesinde, "Suç işlenmesini önlemek, suçlulan takip etmek ve yakalama"nın bakan- lığın görevleri arasında sayıldığının be- lirtildiği kararda, Özgüner' in öldürül- düğü 23 Mayıs 1980 tarihinden sonra- Sevinç özgüner kimdir? Sevinç Özgüner, 1927 yılında Tarsus'ta doğdu. 1946 yıhnda Milli Eğitim Bakanlığı Tıp Fakültesi sınavını kazanan Özgüner, üniversitenin ilk yıllanndan başlayarak ülke sorunlan ile aktif olarak ilgilenmeye başladı. 1948'de Istanbul Yüksek Tahsil Gençlik Derneği'ne katılarak yöneticilik yaptı. Bu dönemde, üniversitenin paralı olmasına karşı başlatılan kampanyada, Nâzım Hikmet'e özgürlük kampanyasında ve Kore'ye asker gönderiunesine karşı ki dönemde, Istanbul Emniyet Müdür- lüğü suç kayıt defterine olay hakkında "Meçhul siyasi" olarak kayıt düşüldü- ğü belirtildi. Kararda, devletin temel amaç ve gö- revleri ile kişilerin temel hak ve ödevle- ri arasında paralellık olduğunu, kişilerin ancak anayasanın tanıdığı ve tanımladı- ğı tüm kişilik haklannın korunduğu gü- vencesi altnıda yaşarken vatandaşlık ödevini yerine getireceği kaydedildi. Kararda özetle şu ifadelere yer veril- di: "Vatandaşın devlete ve tauknka başlatılan kampanyalar nedeniyle sık sık tutuklandı. 1957'de bu kez Istanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'ne başladı. 1960Nisan olaylannda üniversiteli gençlerin yanında yerini aldı. 27 Mayıs sonrası önce TÎP'te, daha sonra da Türk Solu ve Demokrarik Devrim dergilerinde çalıştı. 1980'liyılların başlangıcında Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi'nde gazetemiz yazan Dr. Erdal Atabek başkanhğındaki yönetim kurulunda görev yaptı. duyduğu güven kavramı içinde, kim- senin kişilik haklarına zarar vereme- veceği, devletin buna engel olacağı fa- kat her nasılsa bu korunmadan yarar- lanamaz ve zarar görürse devletin za- rar vereni cezalandıracağı inancı da yer almaktadır. Zarar gören vatanda- şın, kendi bakkını kendisi aramaya- rak bu görevi devlete tevdi etmesinin ve devletçe zarar verene verilecek ce- za ile yetinmesinin nedeni, sosyal bir hukuk devletinde yaşıyor olmasından kaynaklanmaktadır." 'Kürt gruplara silah ve füze dağıtılıyor' K.Irak'a havadan indirme sürüyor FERİT DEMİR TUNCELt - ABD'liler Kuzey Irak" a havadan asker indirmeye devam ediyor. Herin Havaalanı'nı kulla- nan ABD'nin bölgedeki as- ker sayısı 1500'ü aştı. Heriri'ye indirilen güçler, daha sonra konvoy halinde başka yerlere naklediliyor. Bazı askerler K. Irak'ta kontrolü elinde tutan Bar- zani ile Talabani ye bağlı peşmergelenn buİunduğu karargâhlara yerleşirken ba- zı birlikler de Saddam Hü- seyin denetiminde bulunan kentlerin sınır bölgelerinde- ki stratejik bölgeleri üs tutu- yor. Kaynaklar, ABD'nin Kuzey Irak'a son günlerde aralannda ağır silah ve bazı küçük çaplı fuzeleri getirdı- ğini ve bunlan Kürtlere da- ğıttığını vurguluyor. 40 büı peşmergeyi silah ve malze- meyle donatan ABD'lilerin, yedekte tutulan 30 bin peş- merge için de kargo uçakla- nyla cephane ve silah gerir- diği ileri sürülüyor. Kuzey Irak'ta ABD asker- lerinin desteğiyle Irak as- kerlerine yönelik saldınlan arttıran peşmergeler, Kuşte- pe bölgesindeki mevzileri de ele geçirdi. Kuştepe, Er- bil'in 30 kilometre güneyi- ne düşüyor. Peşmergeler, Kerkük ve Musul'a her ge- çen gün yaklaşırken bölge- de Saddam Hüseyin'e bağlı askerler ile de çahşmalar ya- şanıyor. Irak askerleri cephe hattını Altın Köprü'ye kadar geriletmiş durumda. Önceki gün peşmergelere teslim olan bazı Irak asker- leri, Musulve Kerkük'ün iç kesimlerine doğru çekildi. Irak Ordusu'na bağlı 50 kı- şılik bir grubun da önceki gün Akre'nin güneyinde peşmergelere teslim olduğu öne sürüldü. GUNDEM MLSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada 1 'i özel sektörde, kalanı devletin. -18 ilimizde çalışma yaptık. 5 milyar metreka- relik bir bölüm oıman alanı içinde görünüyor ama, orman özelliğini yitirmiş. Bunların satışında önce- liği orman köylülerine vereceğiz. Orman alanlarının satışı, göreve gelen her hü- kümetin ilk göz diktiği gelir kaynağıdır. Işe başlar- lar, saptamalartamamlanır, birde bakarlarki, ana- yasa orman alanlarının satışına engel. Ya vazge- çerlerya da anayasayı değiştirmenin yollarını arar- lar. AKP hükümeti de öncekileri aratmadı, anayasa engelini görünce hemen kaldırmaya girişti. Bu yöndeki anayasa değişikliği geçen hafta komis- yonlardan geçti, bu hafta Genel Kurul'da görüşü- lecek. Gündemde olağanüstü bir degişiklik ol- mazsa, bugün ilk oylama var, perşembe günü de ikincisi. Pepe, bu projesıni parti yönetimine o kadar bal- landıra ballandıra anlattı ki, Orman ve Çevre ba- kanlıklannın birleşimi tartışmasında, Pepe'nin pro- jesini yarım bırakmaması görüşü ağıriık kazandı! Eski çağlarda bir kişiye "Aptal, neyaptığının far- kında değil" diyecekleri zaman şunu söylerlermiş: "Anadolu'ya kereste taşıyor!" O günlerden bugünlere gelindi ve Anadolu'nun büyük bir bölümü çıplaklaştırıldı. Ankara'dan uça- ğa binin, kuzey hariç hangi yöne giderseniz gidin altınızda tek bir ağaçın olmadığı, küs toprakları gö- rürsünüz. Gerçek anlamda orman kabul edilen alanlanmızın yüzölçümümüze oranı neredeyse tek haneli rakamlara inecek. Milyon dolarlık köylüler! AKP hükümetinin ormanlar için giriştiği deği- şikliğin ayrıntılarına inelim... Her şeyden önce, or- mana bakış açısı sağlıklı değil. Neymiş? Orman olma özelliğini yitirmiş çok alan varmış. Buralan satacaklarmış. Bu alanlar içinde yerleşim yeri ha- line gelmiş olanlara diyecek bir şey yok. Daha doğrusu yapacak bir şey yok. Ancak, orman özel- liği azalmış olanlar, yeni bir projeyle yeniden ağaç- landırılamaz mı? Bunu yapmak yerine, "özelliği bitmiştir" deyip satacaklar. Bu durum sadece o alanların satışına neden olmayacak. Kimi uyanıklar, "Vayy, orman- da ağaç azalınca satılıyormuş, öncelik de yöre in- sanınaymış" deyip, yazmaya elimiz varmasa da, orman yakmaya girişecekler. Yapılan istatistikler şunu gösteriyor: Ankara, orman alanlarını tartışmaya başladığı yıllarda, orman yangınları iki kat artmış! Pepe, satışın öncelikli olarak köylülere yapıla- cağını söylüyor. Bu orman alanlarının her biri bin- lerce metrekare. Milyon dolarlaria ölçülecek de- ğerde. Milyon lirayı zor bulan orman köylüsü mil- yon dolan nereden bulacak? Pepe, köylülerie dal- ga mı geçiyor! Hükümet, anayasa değişikliğinin şart olduğunu anlatırken gelişmiş ülkelerde özel sektörün de or- mancılık yaptığını iddia ediyor. Doğrudur. Ancak, hükümetin biraz yıpranmış alanı ormanlıktan çı- kardığı bir ülkede, özel sektör böyle bir çabaya mı girer, yoksa işin kolayına kaçıp, kısa sürede gelir elde etmeye mi çalışır? Geçmişteki örnekler ne yazık ki ikinci şıkkı doğ- ruluyor. Bu mantık Küre Dağları'nı kürüyüp, üçe dörde böler, satar... Kaz Dağları'nı kaz gibi yoiup, nesi varsa paylaşır... Toroslar'ın neresine toslayacağı belli olmaz... Erciyes için yas tutmaktan başka seçenek bırakmaz... Borç ödemek için ormanlarımızı da feda eder hale geldik. Bir metrekarelik ormanın dahi feda edilmesinden yana değiliz; AKP'nin yarı resmi ya- yın organları üniversite yerieşkesi için ağaç kıyı- mına karşı kıyameti koparırken binlerce metreka- relik orman alanmın bitişine ses çıkarmıyorlar. Iş AKP'nin orman satışı olunca, pepeleşiyorlar! ankcum@ttnet.net.tr Sezer'den savaş yorumu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Sezer, Irak savaşma ilişkin şu aşamada Türkiye'den bir talep olmadığını belirtirken "Bulunurlarsa düşünürüz" dedi. Rusya Federasyo- nu'nun Ankara Büyükelçisi Petr Vladimiroviç Steg- niy, Çankaya Köşkü'nde Sezer'e güven mektubunu sundu. Sezer, büyükelçiyi kabulü sırasında gazeteci- lerin sorulannı yanıtladı."'Savaş uzun sürecek gibi görünüyor. BuTürkiye'yi nasıl etkiler" sorusuna Se- zer, "Her zaman söylüyoruz savaşa karşı olduğumu- zu. Bunu savaşanlar düşünsün. ABD de bunun böyle olacağına ıhtimal vermiyordu sanınm. Ileride bakıp göreceğiz ne kadar süreceğinı" karşıhğını verdi. Alevj öpgütlerinden tepki • Haber Merkezi - Irak'ta Necef ve Basra'yı kuşat- ma altında tutan. Kerbela'da ise milis güçlenyle ça- tışmaya giren işgal güçleri, Türkiye'deki Alevi örgüt- lerinin tepkısine yol açtı. Karacaahmet Sultan Derne- ği, Şahkulu Sultan Vakfı, Garip Dede. Erikli ve Cu- rababa dernekleri yaptıklan ortak açıklamada, Necef ve Kerbela'nın milyonlarca Alevi, Bektaşi ve Sü için kutsal olduğunu anunsatılarak "Kerbela ve Necef'e dokunmayın" çağnsmda bulundu. Açıklamada şöyle denildi: "'Necef'te Aleviliğin sembol ismi Hazreti Ali, Kerbela'da ise onun oğlu Hazreti Hüseyin yat- maktadır. Bu türbelere verilecek zarar, Irak'taki Şiilerin, koalisyon güçlerinin aleyhine harekete geçmesine yol açacakhr. Kerbela ve Necef'e dokunmayın Bombalar değil, çiçekler yağsın." 'Göç hareketi söz konusu değil' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık Kriz Merkezi'nden yapılan açıklamada, ABD'nin Irak'a yönelik harekâtı nedenıyle şu ana kadar Türki- ye'ye herhangi bir göç hareketinin söz konusu olma- dığı bildirildi Açıklamada. ınsanı destek toplama merkezlerinde misafir edilecek nüfusun ihhyaçlan- nın giderilmesi için 50'şer bın kişilik iki ayn paket halinde malzeme depolaması yapıldığı kaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle