06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 NİSAN 2003 SALI 14 kultur(a cumhuriyet.com.tr TİYATRO DÜNYASINDAN DtKMEN GÜRÜ1V Savaş, savaş, savaş...Bombalar pathyor, kentler, evler, insanlar yok ediliyor, insanlar kaçıyor, insanlar dire- niyor, insanlar ölüyor... Ve savaş sürüyor. Ka- ra gözlü çocuklar şaşkın bakıyorlar çevrele- nne... Ipek gibi olması gereken saçlan keçe- leşmiş, elleri ayaklan çamur ve kan kurusu... Korkunç bır güç gösterisinin orta yerinde tı- kanmış kalmış onca soluk... Bizler de bütün bu olup biteni bir kara kutudan izliyoruz. Hız- la gelışen teknolojüıin getirdiği ürkütücü bir sıkışmışlık. Ortadogu'da yeni dengeler adına, yayılım- cılık adına. para aduıa, petrol adına bir savaş yaşanıyor. Dünyanındörtbiryanındahergün sokaklara dökülen milyonlarca insan kese- miyor Arnerika'dan yükselen savaş tamtam- lannı. Kesemedi, çiinkü o bir Krizçözücü: "Nerde bir kriz var/Gider çözerim! En ya- rarlı sanayi/Savaş sanayi/ Savaşmayan ena- yi/" Dostlar Tiyatrosu'nun 'Yaşasın Savaş' adlı oyununda yer alan bu dizeler (Ferhan Şensoy) sanki yaşanan bunca acıyı özetliyor. Yaşasın savaş Euripides ın dizeleri dikkat çekicidır 'Truvalı Kadınlar'da; "Avrupa insanlan, Asya'yı Afrika'yı hor görürsünüz! Ve bi- ze galiba barbar adını taktınız. Sizler pe- ki?" Savaş yandaşlannı güler yüzlü ve çatal dilli bir ustalıkla yeren sunuş sahnesinden sonra, Zeliha Berksoy"un yonımladığı bu sözlerle başlar Dostlar Tiyatrosu'nda oynan- makta olan 'Yaşasın Savaş'. Genco Er- kal'ın, savaşa, insana, banşa dair oyunlardan, şiirlerden yaptığı alıntılarla, skeçlerle oluştur- duğu kurgu bir kabare düzeni içinde sunul- maktadır seyirciye. Eunpides'ten Brecht'e, Aziz Nesin'den Nâzım Hikmet e. Karl Va- lentin den Ferhan Şensoy'a, Aydın Engin'e uzanan ve farklı üsluplardan oluşan eklektik bir yapıdır bu. Bu yapıda ağırhkh olarak Ze- liha Berksoy, Genco Erkal ve ekibin genç oyuncusu Erdem Akakçe şarkılarla, şiirler- le, sert ve yumuşak esintilerle savaş karşıtı ta- vu-lannı sergilerler. Zeynep Tanbay iki dans- la konuk olarak yer alır bu bütünde. 'Yaşasın Savaş' günümüzde yaşananlarla bire bir örtüşen bir oyun. Bir hesaplaşma... Oyunu izlerken, özellikle Genco Erkal ve Ze- liha Berksoy'u dinlerken hep 'Ben Bertolt Brecht' ve 'Brecht Kabare'yi düşündüm . Gönlüm galiba yıllar öncesinde takıldı kaldı. Bu anlamda bir üçüncü buluşma olarak de- ğerlendirmek mümkün olayı. Genco Erkal ve Zeliha Berksoy gibi iki değerli sanatçının sa- ombalarpathyor, kentler, evler, insanlar yok ediliyor, insanlar kaçıyor, insanlar direniyor, insanlar ölüyor... Ve savaş sürüyor. Kara gözlü çocuklar şaşkın bakıyorlar çevrelerine... Ipek gibi olması gereken saçlan keçeleşmiş, elleri ayaklan çamur ve kan kurusu... Korkunç bir güç gösterisinin orta yerinde tıkanmış kalmış onca soluk... Bizler de bütün bu olup biteni bir kara kutudan izliyoruz. Hızla gelişen teknolojinin getirdiği ürkütücü bir sıkışmışlık. Dünyanın dört bir yanından her gün sokaklara dökülen milyonlarca insan kesemiyor Amerika dan yükselen savaş tamtamlannı. vaşın tüm hızıyla sürdüğü ve giderek şiddet- lendiği bir ortamda sahneden var güçleriyle savaşa karşı seslenmeleri, yaşamsal bir dava- nın arkasında durmalan Dostlar Tiyatro- su'nun çizgisiyle örtüşen doğru bir seçim. Genco Erkal'ın oyunun kurgusunu kabare çizgisine oturtması böyle hassas bir dönem- de seyirciyle kurulan iletişim bağlamında dikkat çekici bir ekip çahşması. Zeliha Berk- soy, Genco Erkal. Zeynep Tanbay, Erdem Akakçe 'Yaşasın Savaş'ın savaş karşıtı karar- lı sesleri... Unutmak Tiyatro Oyunevinin 'Unutmak' adlı oyu- nu. Uluslararası Af Örgütü'nün "unutmaya karşı tiyatro" teması altmda Fransız yazar- lara ısmarladığı oyunlardan beşinı bir araya getirerek kotardığı bir çalışma. Mahir Gün- şiray'ın yonımladığı 'Unutmak'ta yer alan oyunlar Joel Jouanneau'nun "Eğlencelik", Enzo Korman'ın "Şu Koskoca Dünyada tki Kişiyiz Artık", Eugene Durif ın "Jan- darmalar", Eric-Emmanuel Schmitt'in "Şeytanın Okulu" ve yine Eugene Durif in "Ikna Tekniklerinin Üretiminde lîzman- laşmış Şirketin Basın Sözcüsünün Mono- loğu." Üzerinde titizlikle çahşılmış olan 'Unut- mak' savaş, faşist politikalar, baskı yöntem- leri ve belleksiz bir toplum oluşturma meka- nizmalan üzerine yoğunlaşan bir yapıt. Oyunlann buluştuklan ortak nokta gerçeklik duygusunu yitiren, yitirmeye şartlandınlan msanın uyum ve uyumsuzluk bağlamında sorgulanışı, toplum olarak yaşanan unutma sürecinin İTdelenişi ve insanın gözünü alan teknoloji çağında anlamlann içinin boşaldı- ğı bir 'hız' ortamında çelişkilerle sarmalanı- şıdır. Sınır Tammayan Palyaçolar için Ru- anda'yı, Kongo'yu, Çin'i ya da direnişi, aç- lığı, savaşta vurulan insanlan, işkencede ko- pan bir bacağı anlatmak sanki yatıp kalkmak kadar sıradandır. Oyun süresince, bir yandan savaşın korkunçluğu olağan bir dille vurgu- lanırken öte yandan daha da geliştirilmesi ge- reken savaş stratejileri, yeni işkence teknik- ler gündemi oluşturur. Şeytan'ın "Fasafiso bunlar! Sıradan işler!" sözlerinin altmda yatan bu alanda hrmanmakta olan rekabeti vurgulayacaktır. Ekonomik anlamda daha acımasız bir yanş ortamıdır söz konusu olan. Ikna teknikleri, böylesi bir baskı sistemi pi- ramidin tepesinde olduğu gibi dibinde de ay- nı acımasızlığı daha "soft" bir mekanizma içinde sergüeyecektir hiç kuşkusuz. Sorgucu ve Sorgulanan sahnesindeki şiddet daha son- ra ikna teknikleri malzemelerinin üretiminde uzmanlaşmış şirketin basın sözcüsünün "Bi- zimle her şey temiz, tertemiz!" cümlesinde daha da geniş anlamlarkazanacaktır. Savaşın, baskının, iktidar kavramının çeşitlı yönleriy- le irdelendiği önemli bir oyun 'Unutmak'. Günşiray'ın bu yapıtı tiyatro çizgisini güçlen- diren, tutarlı yorumlanna katkıda bulunan ve ilgiyle izlenen bir ekip çahşmasıdır. YAZI ODASI SELİM İLERİ Hisse-i Şayia IbnüiTefik Ahmet Nuri Sekizinci. Çocukken söylemekte ne kadar zortanırdım: Ibnür- refik... Fakat bizim evde adı sık geçerdi. Annem yeniyetme- liğinde, babam bekâriıkyıllannda, Ahmet Nuri Bey'in pi- yeslerini seyretmişler, epey etkılenmişler. Mesela 1930'larda sahnelenmış Son Attes\ Bu 'son altes' ne demekse, sık sık evde tekrarianır, öyle hıtap edilir, sonra gülünür. Işin içınden çıkamıyorum. Guru- rumdan, sormuyonjm da. Hafiften palazlandığım günlerde. Istanbul ŞehirTiyat- rosu'nun Hisse-i Şayia'yı yenıden sahneleyeceği habe- ri evimizde fırtına gibi esti. Tiyatro, kent yaşamının bır nımeti o yıllarda. Büyük kent insanı oyunlan kaçırmıyor, tiyatro kapılannda -ina- nılmaz geiiyor bugün- bilet kuyruklan... Hisse-i Şayia'nın bir başka özelliği, Bedia Muvah- hit'le Vasfi Rıza'nın bırlikte oynayacak oluşlan. Galiba çok uzun süre birlıkte sahneyı paylaşmamışlar Bizim- kiler, Şehir Tiyatrosu'nun en büyük yıldızlan sayıyor on- lan. Hiç unutmam, derierya; gerçekten, hiç unutmam, bir pazar günü, Beyoğlu'nda, Emek sinemasının bitışığin- dekı Yeni Komedi'ye gittik. Yeni Komedi, Şehir Tiyatro- su'nun güldüru eserleri sahneledığı bölümü. Tepebaşı'nda da Dram Tıyatrosu var! Ve Hisse-ı Şayia başladı. Bedia Muvahhit'in, Vasfı Rı- za Zobu'nun yanı sıra, bır de Şaziye Moral'ı hatıriıyo- rum. ötekı oyunculan, yazık ki unutmuşum. Şaziye Moral'ı hatııiıyorum. Çünkü usta ve 'yenilikçi' bir oyuncuydu. Bence, Bedia Muvahhit'ten üstün bir oyuncuydu, gelgelelim yıldızı o kadar parlamamıştı... Yıllar önce seyrettiğim Hısse-i Şayia bende mutiu anılar bırakmıştır. Yıllar geçti, arada bir, gözıimün önü- ne getirmeye çalışır, yine mutluluk duyanm. Bu eseri niye oynamazlar kı, diye düşündüğüm de ol- muştur. ödeneklı tiyatrolanmızın Türk oyun yazarlannın eser mirasına karşı aidınşsız bır tutumu var. Ibnürrefik Ahmet Nun Sekizinci, 1920'lerde. 30'larda, tiyatroya seyircı kazandırmış bir yazar. ödeneklı tiyatrolanmıza nedense çekıcı gelmiyor... Derken, Yedi Tepe Oyunculan'nın sezonu Hisse-ı Şa- yia'yla açacaklannı öğrendım. Bugün gıderim-yann gi- denm... koca sezon geçti, terslıkler üst üste, bir türlü seyredemedim. Geçen pazar, Istanbul'da son oyunmuş, kar atıştın- yor, tam tiyatro seyretme havası. Hemalde kırk yıl son- ra bır kez daha Hisse-i Şayia. Ya düşbozumu olursa? Biraz endişeliyım. Perde açılıyor, şaşakalıyorum: Oyuncular atmosferi hemen yaratıyoriar. Yalnız deneyimli oyuncular değil, gencecik oyuncular da. Geleneksel tiyatromuzun üslu- bu yakalanmış. Hadi Çaman'ın enikonu başanlı nejisi... Ve iki saat boyunca, afır tafırdan uzak, sevgi dolu, sı- cacık bir oyun ızliyorsunuz. Suna Keskin'le Hadi Ça- man'ın karşılıklı oyunlan, bana hep geçmiş günlerden, çocukluğumun mutlu tiyatro seyırlerinden bir şeyler söylüyor. Alçakgönüllü Füsun Erbulak, Kevork Türker, Cenk Sözeri, Eda Özel, Birol Engeter, Merol Koro. hepsi oyuna renk, ışık, sevımlilik katıyor. lyı ki seyrettim. Sonra, Hisse-ı Şayia'nın öyle kolay kolay eskimeye- cek bir eser olduğunu fark ettim. Yedi Tepe Oyunculan, özeli ödeneklisi, her tiyatronun yapması gerekli bır şeyı yapıyor Klasık sayılabilecek bir yazanmızın eserini gündeme getiriyor. İzmit Şehir Tiyatrosu'ndan Mehmet Ergen'in yönetiminde başanlı bir çalışma... Oyun oyunun içinde olursa... HALUK ŞEVKET ATASEYEN îzmit Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu ile tstanbul Büyükşehir Be- lediyesi Şehir Tiyatrosu, aralannda oyuncu ve seyirci değişimi yaparak olumlu bir girişimin hazırlayıcılan ol- muşlardır. "Oyunun Oyunu" ve onun içinden filız veren "çınlçıplak" özgün doğaç- lamanm tngiliz yazan Michael Arayn.. Oyunu yaratıcı gösterim alanına başa- nlı bir çahşmayla aktaran yönetmen Mehmet Ergen, tiyatro yaşamına bu- rada başlamış. sonra tngiltere'ye gide- rek on beş yıl boyunca orada büyük ça- hşmalara imza atmıştır. Bütünü çağdaş açıdan ele almak Böyle sarsıcı ve insanı yönlendirici çalışmalan ne zaman seyretsem, bende bir yücelme duygusu yaratır. Çünkü in- sanı insana anlatan sanatın adı tiyatro- dur... Böyle oyunlara eleştiri yazmak da her zaman bir sorumluluk duygusu gerektirir. Genelde bir eleştirinin taşı- mış olduğu tekdüze mantık anlayışı il- gi alanınuzı yozlaştınr. Bu bakımdan a- maç sağhklı bir bütünü meydana geti- ren öğeleri tek tek değerlendirmek de- ğil, onu yaşama taşıyan bütünü çağdaş açıdan ele alıp değerlendirmektir. Genel bir tanımla eleştiri, eleştirile- cek olan asıl metne kendinden ikinci bir metin ekleyerek hayal dünyamızda oluşturduğumuz diyaloglar dizisidir. Eleştirinin her zaman kendine özgü bir mantık anlayışı vardır denilebilir. Bu- rada klasik mantıkla çağdaş mantığa özgü yaklaşımlan, yönetmen Ergen, Oyunun Oyunu'nda oyuncu öğeler ara- smdaki bağlantılar ve başanlı geçişler- le sihniş ve bütün oyun boyunca oyuna özgü mantığın mantıksızhğını anlamsal çizgisine oturtmuştur. Şimdi eleştirel mantıktan kurtul- duğumuz için rahat bir soluk alabi- liriz. Oyunda yönetmenin bence en etkin olan iki simgesel görünümü vardır. Bunlardan biri sardalyeler, diğen yere düşen lensi arayanlar. Bir benzetme yapacak olursak futbol oyununda oyunu her bakımdan başa- nlı kılan ve oyuna zenginlik katan bir GELMİŞ GEÇMİŞ EN ÜNLÜ PROTEST ŞARKICI Bob Dylan y a Saygı • Kültür Servisi - Dünyanın yeni bir savaş tehlikesi ile yüz yüze geldiği günlerde, protest sanatçılar ve şarkılar daha fazla hatırlanıyor. 60'h ve 7O'li yıllarda, sayısız savaş karşıtı radikal şarkıya imza atan Bob D\ian, onun açtıgı yoldan giden sanatçılar taranndan bir saygı albümü ile hahrlanmış; "Your Song Always Be Song - The Songs Of Bob Dylan". Gelmış geçmiş en ünlü protest şarkıcılar listesinin başında gelmekte. Bob Dylan şarkılannın bır araya getinldiği bu tribute albümde, Bobby Bare tarafindan seslendirilen "Blowin in the Wind", Rita Chiarelli'nin söylediği "Highway 61 Revisited", Jose Feliciano'nun seslendırdiği "Masters Of War"ı, TheJeffHealey Band'ın okuduğu "When The Night Comes Falling From The Sk>"ı, Dream Syndicate tarafindan yorumlanan "BUnd VViüie McTell" ve Leningrad Cowboysun "Knockin On Heaven's Door" yorumunu dınlemek mümkün. 2 -15 Nisan 2003 Osmanlı Saray Ressamı yunda yönetmenin bence en etkin olan iki simgesel görünümü vardır: Bunlardan biri sardalyeler, diğeri yere düşen lensi arayanlar. Oyun boyunca oyunun temel yapısmı ve bütünlüğünü sağlayan oyuncu bireylerin, yerinde ve başanlı bir zamanlamayla kullanılması estetik açıdan ritmin getirmiş olduğu uyum ve dengenin insanı insanla anlatmanm derinliğine götürüyor bizleri. dolaşım öğesi olan 'top'tur. Oyunumuzda da aynı benzer işlevi simgeleyen sardalyelerdır. Oyun bo- yunca oyunun temel yapısını ve bütün- lüğünü sağlayan oyuncu bireylerin, ye- rinde ve başanlı bir zamanlamayla kul- lanılması estetik açıdan ritmin getirmiş olduğu uyum ve dengenin insanı insan- la anlatmanın derinliğine götürüyor bizleri.. Oyunun bütünlüğünü meydana geti- ren oyuncu öğelerin gösterim alanında şaşmayan bir dengeyle ve büyük bir di- namizmle oynamalan her şeyinüzerin- dedir. Eğer bu oyuncu öğelerden binnı oyundan çekerseniz, oyunu bütünüyle yok etmiş olursunuz. Oyunda ikinci bir başanlı yaklaşım da yere düşen lensi arama sahnesidir. Burada oyunun dinamik akışı birdenbi- re durur. öğeler büyük bir sessizlik için- de dizleri üzerinde dolanarak aranıp du- rurlar. Seyirci de bır ara düşüncenin du- rağanlığı içıne girer, gerçekten aranan şey bir lens midir, yoksa başka bir şey midir? Ve, yönetmen, seyirci. hepimiz birden yaşamın bize getirdiği yeni dün- yalan hayal ederiz. Doğa, İnsan, toplum üçgenl Acaba sardalyeler hangi çıkmazını ele geçirmek için bir yol aramaktadır kendince. Ve birden sessiz arayış bozu- lur, herkes kendi boşluğunu doldurmak, yeni görünümler \ ermek ve onlan sar- dalyelerin doğasal bir savaşımı olarak düşüneceklerdir artık. Oyun belli bir aşamadan sonra, yani dizleri üzerinde ve mutlak bir sessizlikte yürüyerek ha- reket halindeki görünümlerine karşvn bu kez iki ayn sahneden sonra bütün oyuncular sanki bir bilinmeyeni kutsal- lar. Bu kez oyun, başkaldıran insanın e\Tensel simgesine özgü bir davranı bü- rününün görkemine bürünmüştür. Burada evrensel bir nitelik taşıyan oyun, başanlı bir dinamızmin, doğa, in- san, toplum üçgeninın yarattığı kaosun sınırlanndan çıkıp insanın her zaman için yeniden sevgiyi aramaya yönelikbir varhk olduğunu ve de olabileceğini gös- termektedır. Alkışladığımız ve inançlar- la yüklü ve hepsı ayn ayn birer yetenek olan genç sanatçılara yolunuz açık olsun diyoruz. Çünkü her insan. insanı insa- na anlatan tiyatronun kendisidir. FAUSTO ZONARO Pittore della Corte Ottomana Retrospektif Resim Sergisi Mostra di Pittura Retrospettiva Ankara Devlet Resim ve He> kel Müzesi Opera Meydanı, Ankara %WrCKISEDI KÛLTÛR SANAT YAYINCIUK Bu setgi, Yapı K«dı Kûltur Sanat Yayıncılılc A.Ş. tarafindan, Yaçı ve K>edt Bankası A^. tçıtı du^nicnmtştır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle