06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 NİSAN 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 İ s İ KâtirnTırtm ZltM 49MBTMH2V o^istgU Uoyttvzt O212.512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97 - Amerika, Irak'taki savaşı kazanmış... "Buaün 1 Nisan!» ÇocukEnir Dikili'de "savaşa hayır" mitingi yapılıyor... Emekli yazın öğretmeni Ali Kaya'nın, miting alanında ilginç bir gözlemi oluyor... Alanda "ABD askeri olmayacağız" sloganı atılırken, beş-attı yaşlannda bir çocuk, yanındaki adama dönüp olanca safliğıyla, "Hiştt amca, senin şapkanda neden Amerikan bayrağı var?" dryor. Adam, şapkasını çıkarhp koltuğunun altına saklıyor. Ali Kaya, "40 yıldır gömleğimizden şapkamıza, hep Amerikan bayrağı taşımamızın, bizi nerelere taşıyarak bugünlere getirdiğini şimdi daha iyi anlıyor insan" diye düşünüyor. vrupa Biriiği, sözcülerinin ağzından en so- nunda baklayı ağzından çıkardı ve Kema- lizm'i Türkiye'nin önündeki en büyük engel olarak gösterdi. Avukat Gülben Özdemir, Türklere ve Türkiye üzerinde oyun oynamaya çalı- şanlara, içimizden destek verenlere" ithaf olunur" di- yerek bir belge göndermiş... Belge, Fener Rum Patriği 5. Gregorius'un 1800'lü yıllann başında Rus Çan'na gönderdiği mektup: "Türkleri, maddeten ezmek ve yenmek mümkün değildir. Çünkü Türkler çok sabırlı ve mukavemetli insan- lardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet-i nefıs sahibidirler. Bu hasletleri de, dinlerine bağlılıklanndan, kadere nza göstermelerinden, ananelerinin (örf, âdet, gele- nek) kuvvetinden; padişahlanna, kumandanlanna, büyüklerine olan itaatlerinden gelmektedir. TahPibat Türkler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk ve kjare edecek reislere sahip olduklan müddetçe de çalışkandırtar. Gayet kanaatkârdırlar. Onlann bütün meziyetleri, hatta kahramanlık ve şe- caat (yiğitlik, yüreklilik) duygulan da ananelerine olan bağlılıklanndan, ahlaklannın salabetinden (sağlamlı- lık) gelmektedir. Türklerde evvela itaat duygusunu kırmak ve ma- nevi bağlannı yok etmek, dini metanetlerini zaafa (za- yıflık, kuvvetsizlik) uğratmak icap eder. Bunun da en kısa yolu, milli ve manevi ananeleri- ne uymayan harici fikirîer ve davranışlara onlan alış- tırmaktır. Türkler, dış yardımı reddederier; haysiyet duygu- lan, buna manidir. Velev (hatta, isterse) ki, geçici bir süre için zahiri (gö- rünen) kuvvet verse de, Türkler dış yardıma alıştınl- malıdır. Maneviyatlan sarsıldığı gün, Türkleri kendilerinden şeklen çok kudretli (kuvvet, güç), kalabalık ve zahi- ren (görünüşte) hâkim kudretler önünde zafere gö- türen asıl kudretleri sarsılacak ve maddi vasıtalann üstünlüğü ile yıkmak mümkün olabilecektir. Bu sebeple Osmanlı Devleti'ni tasfiye için mücer- red (yalnız, tek) olarak harp meydanındaki zaferler ka- fi (yeterli) değildir ve hatta sadece bu yolda yürümek, Türklerin haysiyet ve vakannı (ağırbaşlılık) tahrik ede- ceğinden hakikatlere (gerçeklere) nüfuz edebilmele- rine sebep olabilir. Yapılacak olan, Türklere bir şey hissettirmeden bünyelerindeki bu tahribi tamamlamaktır." Çoban Istanbul'dan Erdem Gülegen, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "koyun gütme" açıklamasından sonra devlet adamlığı sınavı için iki soru hazıriamış: "Soru 1: İki koyun neresinden gûdülür? Soru 2: İki koyundan kaç post çıkmaz?" I I SESSİZSEDASIZ(I) Yüksek Yerilim Hattı N* erdirvcutkuciyahoo.com Böbrek uzmanı oldu ya... Ustalanna TAŞ ÇIKARIYOR! İngiltere'de kimyasal silahlarayatımm! Londra'dan Genç Köytü, BBC Rad- yo 4'ün en etkili haber programı "To- day"de Ingiliz Işçi Partisi'nden bir rnil- letvekili ile söyleşi yapıldığını anlatıyor "Söyleşinin konusu, Amerikalılann Irak'ta kimyasal silahlar kullanmaya hazırianmakta olduğu idi. Millerve- kili, bunun yanlış olacağını söyledi. Program sunuculanndan Sarah Montague de bunun 'insancıl' boyut- larda kullanılmasının neden makul ol- mayacağını sorgulamaya çalıştı. Kul- lanılacak gazın, Moskova'daki tiyatro- da kullanılan cinsten olacağı söylendi. Ertesi gün aynı programda konuyaye- niden dönüldü. Israrla bunun aslında ehveni şer olduğunu kabul ettirmeye çalışıldı. Ardından Londra'nın akşam gazetesi Evening Standard, tüm bi- rinci sayfasında, Irak'ın kimyasal si- lahlar uzmanı Huda Salih Mahdi Amash ısimli hanımın Irak televiz- yonunda Saddam Hüseyin'in ya- nında görüldüğü ve bununla da Irak'ın kimyasal silahlar kullanmaya hazırian- dığını ima etti... Bir şeyler pişirmeye, İngiltere'de halkı kimyasal silahlar kul- lanma fıkrine alıştırmaya çalışıyorlar." Mardin'deki ABD komutanının soyadı Osman olduğu için Kanal 7 tele- vizyonunun muhabın, Türk veya Müslüman kökeninı araştınyor. Ayşe Meral de, "Acar muhabir komutanın 5 kuşak öncekı dedelerinin Türk veya Müslüman olabileceği yorumunu yapryor. lllaAmerikalıdan akraba aramak, bir adım ötedeki Irak- lı akrabalan görmemek ne menem bir kafadır anlamak mümkün değil" diyor. Anti-Emperyalizm, 6 Yeni Yamyamcılık'a Karşı BEDRİBAYKAM Türkiye'nin Irak Savaşı ko- nusunda aldığı tavra, günlük ilişkiter ve aceleci kararlardan sıynlarak, genel bir bakış açısı getirmek gerekiyor. Yıllar son- ra, insanlar, "Irak'ta mazlum bir halk, ABD'nin vahşi, ahlaksız saldınsı ile karşı karşıya kaldı- ğında, diğer devletler buna nasıl tepki gösterdiler" soru- suna yanıt arayacaklar. Ne ya- zık ki hükümetimizin bu konu- daki tavn, tarihimizin en güzel sayfalanndan birini oluşturma- yacak! Ortada yaşanan tablo şu- dur: Irak bizim komşumuzdur. Her iki ülkenin de bulundukla- n yerden "taşınmalan" müm- kün değildir. ABD ise dünyanın her yerinde yaşattığı çıkar sa- vaşlannın en bayağısını, şimdi Ortadoğu'nun petrol yataklan- nataşımış bir "fecai'üzcü"dür. Zengin, küstah ve serseri bir tecavüzcü... İnsan haklannı, uluslararası hukuku, kendi hal- kının ve dünya halklannın tep- kisini hiçe sayan bir saldır- gan... Insanlanmız, haksızlığa tep- ki verir. Komşulanna zora düş- tüklerinde yardımı bir namus borcu bilir. Yaşanan dram or- tadadır Silah ve petrol tüccar- lannın çıkariannı düşünen ABD, gözünü kırpmadan dün- yanın sözde en akıllı, özde en alçak bombalannı komşumu- zun masum insanlannın üstü- ne yağdırmaktadır. Medya ara- cılığıyla gözümüzün önüne ge- len ağlayan bebek fotoğrafla- n, ne yazık ki, aysbergin görü- nen yüzüdür. ABD "koalisyon gücü" adı altında toplayabildi- ği kendi suç ortaklanyla bera- ber bu insanlık dışı işgal olayı- na girişirken, Irak topraklannı bir ahtapot gibi sarmaya çalış- maktadır. Iraklılar ise dünyanın en ileri savaş teknolojisine kar- şı kahramancadirenmektedir- ler. Türk insanlannın ezici ço- ğunluğu, bu müçadelede I- rakın saldırganı bir mucizeyle bertaraf etmesi için her an d- ua etmektedir. Atatürk, benzeri bir ortam- da, o dönemin "koalisyon gü- cü *nün haksız saldınsına kar- şı ükemizi başanyla korumuş, Kurtuluş Savaşı'nı, büyük lojis- tik ımkânsızlıklara rağmen ka- zanmayı, saldırganı pes ettir- meyi başarmıştır. Bugün Irak hakının karşı karşıya kaldığı saJdın da o günlere benzemek- tecir. Burada konumuz tabii ki Atatürk'ü, Saddam'la muka- yese etmek değildir. Atatürk, demokrasinin, Cumhuriyetin ve bir kültür devrimi eşliğinde geen özgürtüklerin simgesidir. Ana iki savaş, özünde "em- peyalist güçlerin melunca gi- rigikleri us ve hak dışı bir sal- drrya karşı" yurdunu savunan orurlu insanlann savaşıdır. Mjstafa Kemal, dünyada ant- emperyalist savaşlann ilkini vererek, 2O.yüzyılda mazlum milletlere ömek oluştuımuştur. Şimdi, hükümetimize soru- yorum: Atatürk bugün sizin, komşunuzun evini basan sal- dırganlarta giriştiğiniz işbiriikçi desteği görse, ne hissederdi? Burada bize düşen, tarafsız ol- mak bile değil, her koşulda, her platformda haklı ve maz- lumdan yana olmaktır. Maddi çıkarlar yüzünden, Türkiye'nin onuruyla oynamayı, kimse gündemine bile alamamalıdır. Aynca, dünya vicdanının bas- kısı ve BM bu ahlaksız savaşı durdurursa, hatta Bush suç- lan yüzünden ABD Başkanlığı- nı kaybederse, o günden son- ra komşumuzun gözlerinin içi- ne nasıl bakacaksınız? ABD, artık kapitalizm ve em- peryalizm dönemlerini kapa- tıp, "Yeni Yamyamctltk" (Neo- Cannibalism) dönemini başlat- mıştıt Onlar doymak bilme- den, karşılanna çıkan her can- lıyı, her petrolü, her alanı ye- mek, yırtmak, silmek, süpür- mek isterier. Yamyam, yaşa- mak için yer, Yeni Yamyam, ye- mek için yaşar. ABD, artık şunu kanrtlamış- tır: Dünyanın sözde en ileri bi- lim, teknoloji, iletişim ve ticaret ağına sahip olan üike, aynı za- manda en ilkel ülkesidir. Bu acı gerçek, insanlık tarihinde bir virajdır. Dünya, kendisine dü- şen mertlikte ABD ile şimdi bir hesaplaşmaya gitmezse, ya- rın yeni Hrtler'imiz çok daha saldırgan ve küstah olarak ye- ni fetihlere geçecektir. Bu yüz- den Irak Savaşı, yalnız Irak hal- kının değil, özgür, demokratik hukuk anlayışı ve banşın ev- rensel savaşıdır. ABD'nin, Amerikan savaş esirleri hakkında Cenevre an- laşmasına uyulması için yaptı- ğı medyatik ve diplomatik bas- kı isetam birkomedidir. Hukuk dışı bir saldın amacıyla Irak'ta bulunan ABD, tam şizofrenik çelişkiler yaşamaktadır. Dünyanın sözde ileri ülkele- rinin, leş kargalan gibi "Savaş sonrası lrak"\ yağmalamak için kendi aralannda ihalelere ve paylaşım kavgalarına şimdi- den girişmeleri, bir utanç vesi- kasıdır. Ne kadar acıdır ki, Türk ba- sınını kuşatmış olan işbiriikçi- ler ordusu, bu utanç verici sa- vaşta ABD'ye hâlâ daha çok ve daha gözle görülür bir des- tek vermemiz için, akla karayı seçmektedirier. Olay basit bir tetikçilikten de öte çirkin bir tablo oluşturmaktadır. Şu dramatik günlerinde Irak halkının yanında olmak, "68 romantizmi" veya "duygusal- lık" değil, insan olmanın baş gereğidir. Uluslar, bu zoranlar- da izledikleri siyasetlerle hatır- lanıriar. Maddi zarariar her şe- kilde geri gelir. Ancak, kaybe- dilen onurun yeniden kazanıl- ması son derece zordur. ÇÎZGtLİK KÂMlL MASARACI BULUT BEBEK MRAY çifrçi bulutbebekc hotmail.com TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN r N/$ANBİR* YA DA 'NfGAN BAUGf 1S64'TK MUCÜN, FKANSA'C* kXKB İHİS4N iciit'şAicACAtı yApujumm BAŞIAN&IO Y/L oesJfr/ıtkeN vu»iM£Gc*e, BSKÎ YHJAŞI SAVtLAtl NİSHNIN İ'İ, YSKİÂjf YENİ Ytl&AŞI OCAK f'£ &MKrYOKDU. ANCAK, A/«S4VW Bİ- RİNOe m£*ÇI tamAUAtAfHHA AUÇUIŞ MUC Ve Y£Nİ rAKTtiUi/ B£ĞENUtVEHL£K O eüu çeşfnJ &USAIAR VE OYUHLAR »V>- 1 Nisan 8ü ÇAJCACAOA 'PotseoN O'AVB/L'(Uİ£AH DEMncTEDiRLER. 8ü BİÜNKKEMOCİS BİKLİtTE, O YIUABOA YAPtLAU 8İH ŞAKAYlA İUSİU OLDUĞU DENÛR BASBAMNBtSMARCK arro VON BISMAKOC ooCov. veeeceĞi uOMftA, iO.rüz. tt. BAftAnmo^^yusrueyM YÖHEriuiNOt 40fc tON PEVLETTEH OLUÇAN BİR KOMPEO£J*4S- YûN OLAN AIMANYA'VI Ö2SUR VBA*7tUM*m EN ÖNEMÜ 6ÛCÛ UAÜNE G£TİK£C£*n1ti. AYlSniftYA VSFftAHS» İt£ YAPHACAK £4trt$- MONARŞİYEOÖNECEMTİR. 81SMAKK, PftUSYA BAŞBAKANUĞİNMYKEN BUMA& &AŞA8A/MK AİMAN iMPAMroGLU&ü'NUHBA$6A/cAHU&NA VÛKS£l£CSKTİR. AHCAK.TUTUOJ VE SB£T POÜrİKASI ÇOK DÜ$MAHKA2ANt>t- t&CAK, OAHA SON& M. V/ILtfeUH 2AMANIMM AZLE&İLECEKTİR.. 00782 Noter Tasdik No'lu 1-50 sayfa arasındaki faturamı kaybettim. Hükümsüzdür. KEREMHALÎM INGILIZCENIZ İNGİLİZCENİZ sorun yaratıyor ise... veya... gelecehte, sevdlklerlnlzln bu sorunları yaşamalarını Istemlyorsani2... The English Centre Dil Okulu size akılcı çözûmler öneriyor genel ingilizce programları çocuklara özel programlar şirketler ve kuruluşlar için özel programlar iş ingilizcesi programları konuşma sınrfları bire-bir eğitim TOEFL - IELTS - KPD5 hazırlıK programları Dataytı BHgl lç*n İSTANBUL Rumali Cad. No:92 80220 Osmanboy Tel:(0212) 225 91 72 - 247 09 83 mal: angHBhcantraOsuparonline.com Intarnat: http://www.ongJishcantre.com http:ZftNww.engM8hcantre.net ENGLİSH CENTRE Cumhuriyet • i. ı t a p 1 a r ı ; Şansm Tüzün HAVANALIİSA YENİ CIKTI Bazen gidilemeyen bir şehir, daha derin izler bırakır ınsanda; yaşanamayan bir aşk gibi tıpkı. Bir şehir aşığıyım ben... Bir gönül gezgini olarak nereye gidirsem gıdeyim, her zaman en büyük ve tek aşkım olarak kalacak şehrim içinse tek bir sözüm var: Dairaa haremindeyim tstanbul... r gT CumhUrİyet Çai Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 1 ^ kitap kulübü (34334) Cağaloflu-tstanbul Tel:(0212) 514 01 96 Nüfus cüzdanımı yitirdim. Hükümsüzdür. SEÇKfrJ TOKTAR KALEM METtN ERKSAN Karl8bad1918 Atatürk,1. Dünya Savaşı sırasında; ağır bir böbrek hastalığı nedeniyle tehlikeli bir biçimde bozulan sağlığına kavuşmak için 1 Haziran/28 Temmuz 1918 arası önce Vıyana'da sonra Karlsbad'da tedavi ol- muştur. Karisbad bir hastane ve termaloji şehridir. Bugün Çek Cumhuriyeti sınırian içinde bulunan ve adı Karlovy Vary olan Karisbad, o sıralar Avustu- rya/Macaristan Imparatorluğu sınırian içindedir. Atatürk "Karisbad Hatıralan"nı 30 Haziran/28 Tem- muz arası bu şehirde yazmıştır. Atatürk'ün kendi el yazısıyia Osmanlıca ve Fransız- cayazdığı "Karisbad Hatıralan" 6 defter oluşumun- da 156 sayfadır. "Karlsbad Hatıralan" günlük anılar ve düşüncelerden oluşur. Atatürk "Karlsbad Hatıralan"n\ şu düşünceler ve saptamalar ile bitirir. "Karlsbad'da geçen günlerimin hatıratını tümüyle ve olduğu gibi bu deftehere yazamadım. Bunun iki neden/ var. Birincisi; gereği kadar yazı yazmak için yetertizamanım olmadı. Ikincisi; herdüşündûğümü, heryaptığımı, yani bütün gizli düşüncelerimi (esran fıkhyemi) ve hayatımı bu defterlere nasıl emanet edebilirdim. Hatta bu yazdıklanmı bile bir gün, ihti- mal pek yakın bir günde mahvetmeyecek miyim... Şimdiye kadar hep böyle olduğu içindir ki yazılmış (mazbût) toplu bir hatıratım (hatırayı-mecmuam) yoktur". Atatürk'ün "Karisbad Hatıralan" nı yazdığı defter- leri tarihbilimci Prof. Dr. Afet Inan 1930 yılında Atatürk'le birlikte yaptıkları tarihbilim çalışmaları sırasında, Atatürk'ün Çankaya'daki eski Cumhur- başkanlığı Konutu'nun kütüphanesinde bulur, okur ve defterleri Atatürk'e gösterir. Atatürk duygulanır. Ancak gelecekte yayımlanmak üzere, hatıralar üstünde düzeltmeler yaparak, saklaması için A. Inan'a geri verir. Türk ve Atatürk tarihinin bu çok önemli ve çok değerli belgesi Atatürk'ün isteğiyle yok olmaktan kurtulur. Atatürk'ün 7 Temmuz 1918 günü "Karlsbad Ha&ra/an"nayazdıklarının küçük bir aynntısını; hem Atatürk'ün düşünce yapısını anlamak için, hem "Iç ve Dış Siyasal ve Askeri Olaylann Çok Duyariı Olduğu Bugünlerde" olaylan doğru değeriendirmek için bir kez daha bilmekte yarar vardır. Atatürk Karlsbad'da daha önceden tanıştığı ünlü gazeteci Hüseyin Cahit (Yalçın) (1874-1957) Bey'e rastlar. Birden bir anısını hatıriar ve defterine yazar. 24 Temmuz 1908'de Hürriyetin ilanından sonra bir Yunan gazetesindeTürk Ordusu'nu çok ağır biçimde aşağılayan bir yazı yayımlanmıştır. Devlet, hükümet ve o zamanki Türk basını bu ağır aşağılamaya hiçbir tepki göstermemıştir. Yalnız H. Cahit Bey bu ağır aşağılamaya, bir yazısıyla karşılık vermiştir. Bu ne- denden ötürü 3. Ordu'ya bağlı Türk subaytan Selanik Orduevi'nde H. Cahit Bey'e bir "Attın Kalem" ar- mağan etmek için bir tören düzenler. Butöreni düzenleyenlerin başında Atatürk'ün Har- biye'den sınrf arkadaşı olan, emekli yüzbaşı Tahsin B«y vardır. Tahsin Bey Selanik'te "Silah" adında bir gazete yayımlamaktadır. Tahsin Bey'in ünlü takma adı "Silahçı Tahsin"dir. 0 sırada kıdemli yüzbaşı olan Atatürk Yunanlı yazarın yazısını okumamıştır. Görkemli törende Silahçı Tahsin Bey, Yunanlı yazar hakkında; küfürlü, aşağılayıcı ve çok coşkulu bir konuşma yapar. Atatürk Silahçı Tahsin Bey'in konuşmasını beğenmez. Atatürk; törende bulunan 3. Ordu Komutanı'ndan izin alarak bir konuşma yapar. Konuşmanın bir bölümü şöyledir: "Tahsin Bey, eğer bir Yunan gazetesinde Türk Ordusu'nu aşağılayan biryazı yayımlanmışsa, bu ağır aşağılamayı Hüseyin Cahit Bey'in bu yazıya karşılık bir yazı yazması kapatamaz. Sorunu cid- di olarak çözümlemek gereklidir. Devletimizin bu konuda resmi bir karşılık vermesi zorunludur. Bu girişimin dışında Türk Ordusu'nun üzüntüsünü ve tepkisini göstermek için, Hüseyin Cahit Bey'in yazısının hiçbir önemi yoktur. Olağanüstülük şöyle olur. Örneğin; sizin gibi kahraman bir ordu üyesi kalkıp Atina'ya gider. Bu gidişi hem kişisel olarak yaparsınız, hem Türk Or- dusu'nun aşağılanmayı kabul etmeyen bir üyesi olarak yaparsınız. Atina'da Türk Ordusu'nu aşağılayan yazıyı yazan yazan ve bu yazıyi yayım- layan gazetenin sorumlu yazı işleri müdürünü bulursunuz. Bu kişileri "Düelloya" davet eder- siniz. Yazar ve sorumlu yazı işleri müdürü düel- lo davetinizi kabul etmezlerse, onlan orada Ati- na'da öldürürsünüz. Sonra gider polise teslim olursunuz. Böylece hem Türk Ordusu'nun şeref ve onurunu kurtarırsınız, hem bu yolda her çeşit sonuca katianırsınız." Köşe yazıma ayrılan yer bitti. Üzülüyorum. Oysa yazacağım o kadar çok düşünce var ki. Gazetemin kurallan, köşe yazılannın aynlan yer sınırian içinde kalmasını istiyor. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Afrika kö- kenli bir dans 11 Ispanyollann sevinçünlemi... Aydın ilinde, "ulusal park'* kapsanuna alın- mış yanmada- nın adı. 3/ Kü- çük çocuklan uyutmak için söylenen tür- kü... Ağzımızdaki diş- lerinbirbölümüneveri- 1 len ad. 4/ iyi güzel... 2 Fazla bön, avanak. 5/ 3 Manisa'niB SaliMi ilçe- 4 sinde, Lidya devletinin 5 başkenti olan ünlü antik _ kent... Eski dilde tüy, 7 kıl.d/Tann... Kınkke- „ mikleri bir arada tut- 1 2 3 4 5 6 7 8 1 2 3 4 5 6 7 8 mak amacıyla kullanı- ' lan tahta gibi düz nesne. 7/ Asya'da yüksek bir bölge... Düz ve geniş arazı. 8/ Maksim Gorki'nin bir roıuanı... Bir durumdan ötekine aşamalı geçişi sağlayan değişim. 9/ Bir sövgü sözü. YUKARTOAN AŞAĞIY\: 1/ Sigortacının, belirli bir zaman içinde tehlike yarat- mamış olan bir sigortalının ödediği primde yaptığı in- dirim... Atın yavrusu. 2/Eskiden kökboya bitkisinden, bugün ise bireşim yoluyla elde edilen kırmızı boyar- madde. 3/ Bir şeyin yapıhnasını yasaklama... Fas'ın başkenti. 4/Yara izi. 5/ Italya'da bir kent... Deriden sı- zan tuzlu sıvı. 6/Lityum elementinin simgesi... Yürür- ken dayanmak için kullanılan kalın sopa... Bir bağlaç. 7/Biriyle eğlenme ve onu küçümseme... Gövde heyke- li. 8V Tohumlardan ezilerek yağ elde edilen yer. 9/ Eli açık, cömert, yiğit... Ünsüzle bıten bir sözcüğün ünlüy- ^e başlayan sözcüğe bağlanarak okunnösı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle