Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25MART2003SAU
10 DIŞ HABERLER dishaba cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
Ne İsa, ne Musa, ne de Muhammed!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
"Türkiye bir devdir önemi azalmaz"
dese de Türkiye ile ABD arasında
"stratejik ortaklık" sona erdi.
Insanlararasındakı dostluklann te-
melinde nasıl "karşılıklı güven" ge-
çerliyse, uluslararası ilişkilerde de
kuşkusuz "ulusal çıkara bağlı karşı-
lıkjı güven "zorunludur. Şeytanın avu-
katlığını yapıp konuya ABD gözü ile
bakalım.
VVashington-Ankara ilişkilen 2. Dün-
ya Savaşı'ndan sonra gelışmeye baş-
Jadı, soğuk savaş sürecinde, Türki-
ye'nin 1952'de NATO'ya girişi ile pe-
kişti. Daha sonraki yıllarda çeşitli iniş
çıkışlaryaşandı. Son 15 yılda Israil'in,
dolayısıyla ABD'deki "Yahudi lobisi-
nin" devreye girişi ile üç ülke arasın-
da "stratejik ortaklık" konusunda
önemli adımlaratıldı. ABD Eski Baş-
kanı Bill Clinton'un Türkiye zıyare-
tinde bu ilışkiler doruğa çıktı. ABD,
Türk ekonomisine destek olma yo-
lunda önemli adımlar atmakla kal-
madı, AB üyelerini kızdırma pahası-
na da olsa, Türkiye'nin AB üyeliğini
gerçekleştirmek amacıyla hertürlü gi-
rişimi yaptı.
George W. Bush, başkan seçil-
diği andan ıtıbaren Saddam Hüse-
yin'i kafasına takmıştı. Ne yapıp ya-
pıp terörü destekleyen, ucuz petrol
üzerinde oturan Saddam diktatörü-
nü yok etmeye kararlıydı. Bu konu-
da planlama çalışmaiannı başlattı. Dı-
şişleri Bakanı Colin Povvell'ın kar-
şı çıkmasına karşın şahinlerin gö-
zetiminde savaş
planlan hazırlandı.
Kamuya sızan ilk
haberlerde "Türki-
ye 'nin karşı çıkabi-
leceği varsayımı" ile
Irak'ın güneyden is-
tilası öngörüldü. An-
cak, bu askeri hare-
kât güç ve uzun sü-
reli olacak, 200 mil-
yar dolarlık ek yük
getirecekti. Bunun
üzerine VVashing-
ton, Türkiye ile ne
kadar iyiilişkilerkur-
muşadamlanvarsa
her gün birini An-
kara'ya gönderip
nabız yoklamaya,
ortam oluşturmaya
başladı. Gefirilen ile-
tilerde "Dost kara
günde belli olur"
sözünden hareket-
le "Türkiye
1
den
stratejik ortak" gibi hareket etmesi
istenir oldu. "Koalisyon hükümeti"
bu isteklere karşı tutum aldı. Seçim-
lerde AKP'nin "tek başına iktidara
gelmesi" Beyaz Saray'ı sevindirdi.
"Ikinci Özal" olarak görülen Erdo-
ğan'ın parayagereksinimi vardı. Be-
yaz Saray, AKP iktidanna "havuç
göstermekte" gecikmedi. AKP, ha-
vuç seven bir at dürtüsüyle Beyaz
Saray'da at pazarlığına başladı. Ulus-
lararası Para Fonu (UPF) kıskacın-
daki Türkiye, 145 milyar dış, 92 mil-
yar dolar iç borç baskısı altındaydı,
bu yıl 77 milyar dolarlık bir borç yü-
küyle karşı karşıya idi. Dolayısıyla
AKR Beyaz Saray'ın uzattığı havu-
ca kilitlendi. Bir yanda havuç çan-
tada keklik görülüyor, öte yandan
da, dünyaya ne kadar banş yanlısı
olunduğunu anlatmak, sözde ban-
şa zaman kazandırmak amacıyla
havanda su döven uygulamalarda
bulunuluyordu. Oldum olası birlik ile
diriikten yoksun Araplan bir araya ge-
tirme hevesine kapılındı. Bağdat da-
hil, çeşitli ülkelere iyi niyet ziyaretle-
ri yapıldı. Sanki Ortadoğu'nun "sü-
pergücü" imiş gibi bir davranış bi-
çimi sergilendi. 'Böylece tavşana
kac tazıya tut' siyasası izlendi.
önce üs ve limanlann yenilenme-
si tezkeresi TBMM'den geçti. Ikinci
tezkerede Kasımpaşa diplomatlan-
nın başından aşağı kaynar sular dö-
küldü. Anayasayı dahi değiştirecek
çoğunluğa sahip AKP, kendi kalesi-
ne gol attı. VVashington "şok" geçir-
di. "Stratejik ortak" sandıklan "at
cambazı" çıkmıştı. Oysa Erdoğan,
Beyaz Saray'da Bush'a ne sözler
vermiştı. (Tutanaklarhâlâaçıklanma-
dı!) Ankara'ya bu kararın düzeltilme-
sı için çeşitli temsilciler gönderildi. O
günlerde Erdoğan ülkenin çıkarian-
nın değil Siirt'te post peşindeydi. Sü-
re daraldıkça, Erdoğan topu taca at-
mayı sürdürdü. Kasımpaşa kahve-
lerinde diplomasi okumuş Erdoğan
ve tayfası Bush'un "blöf" yaptığını
sandı. Oysa, 62 bın Amerikan aske-
rinin Türkiye'de konuşlandınlıp Kuzey
Irak'a girmesi planı daha gündemde
değilken Irak'ın güneyden işgal edil-
mesı planı geçeriiydi. Pentagon'un B
planı da vardı, C ve D planlan da...
ABD Büyükelçısı Robert Pear-
son Dışişleri Bakanlığı'na bir mek-
tup vererek "havucu" geri çektikle-
rini nazik bir dille bildirdi. Mektup
basına da açıklandı. O an Erdoğan'ın
içinde bulunduğu ruh durumunu
Türkçe'nın güzel deyimi "Apışıp kal-
mak" sözü tanımlayabilirdi. Çünkü
acemi çaylaklar, havuç yiyecekleri-
ne o kadar emindiler ki B planı bile
hazırlamamışlardı.
CHP'nin eski genel yazmanlanndan
rahmetli Dr. Kemal Satır, Ismet Inö-
nü'nün çok yakın dostuydu. Satır, sık
sık Cumhuriyet Ankara Bürosu'na
gelir, bızlerle söyleşir, Paşa ile ilgili
anılannı anlatırdı. Ismet Paşa'nın ne
kadar tedbirli olduğunu birkaç kez
şöyle anlatmıştı:
"BakanlarKurulu'nda, özellikte ulus-
lararası sorunlarda
herkesin görüşünü
alır, ortaya çıkan çö-
züm önerilerini mad-
de madde alt alta
yazdınrdı. Diyelim ki,
bakanlardan herhan-
gibirdışsorunailiş-
kin, toplam 10 deği-
şik öneri gelmiş ol-
sun. Bu önerileri bir
kez daha okutur, on-
dan sonra bakanla-
ra döner 'Arkadaş-
lar, şimdi toplantıyı
kapatıyorum. Yarın
yeniden toplanaca-
ğız. Ancak gelirken
11. Öneriyi de geti-
rin!' derdi. Bakanlar
biraz bozulurdu. An-
cak ertesi günü top-
lanıldığında değil 11.,
bazen 15. öneri nin
de geldiğini görür-
dük. Ondan sonra bu
önerilerin her birinin eksileri ile artı-
lan irdelenir, sonuçta gelişmelere gö-
re birbirinin yerine geçecek seçenek-
li çözümler üretilmis olurdu!"
Türkiye bugün böylesine basiretli
biryönetime sahip mi? Iktidar, Was-
hington'a havuca giderken evdeki
bulgurdan da oldu. Havuç gidince,
öfkeyle kalkıldı, Inciriik Üssü'nün iz-
ni de kaldınldı. Böylece, Pentagon'un
Ortadoğu satranç tahtasındaki vezi-
ri de devreden çıkarıldı.
ABD'den sonra AB'den de tepki-
ler geldi. Savaş altındaki Irak yöne-
timi bile Türkiye'nin izlediği siyasa-
ya karşı poposuyla gülen bir açıkla-
ma yaptı. "Ne şiş yansın ne kebap"
diyen AKP iktidan "Ne Isa'ya, ne Mu-
sa 'ya ve hatta ne de Muhammed 'e"
yarandı.
ABD yönetimine yakın "Stratfor"
adli bir düşünce üretme kuruluşu
"Türkiye Üçgeni: Washington-lrak-
Borç Çıkmazı" başlıklı bir makale ile
Bush'un artık Türkiye'yi ne Kong-
re'de, ne AB'de ne de UPF'de des-
tekleyeceğini açıkladı. Yazıda "Za-
man tükeniyor, Türkiye bu yaza ka-
dar meteliksiz ve dostsuz kalacak"
sözleri ile Beyaz Saray'ın düşünce-
lerini yansıttı. Stratfor, Bush'un Türk
yöneticileri "Tıpkı Alman Başbakanı
Gerhard Schrödergibi asla unutma-
yıp affetmeyeceğini" de öne sürdü.
Türkiye, artık ekonomınin "may/n tar~
lasında "yürürken Erdoğan, "Türkiye
bir devdir önemi azalmaz" diyor. Ne
dersiniz yutalım mı?
Kışkırtılan sevgi ve muhabbetler!
Irak Savaşı ile ilgili TV haberleri-
ni izliyorsunuzdur. Haberci "Ame-
rikan uçak gemisinden bugün 14
'sorti' yapan savaş uçaklan Irak'ın
güneyini 'bombardıman' etti" di-
yor. O haberci meslektaşa sormak
gerekir. Fransızca "sorti (çıkış)"
sözcüğünü 67 milyon Türk'ten ka-
çı biliyor? "Bombalamak" sözcü-
ğü dururken neden yine Fransız-
ca "bombardıman"?
Tüm TV haberlerinde, TRT dahil,
hatta hatta bizim gazete de bile
"provakasyon" ya da "provokas-
yon" sözcüğü kullanılıyor. Arapça
"tahrik" sözcüğü kullanılmış bile
olsa Osmanlıca kökeninden öturü
bağışlanabilir. Ancak "kışkırtma"
sözcüğü varken neden "provakas-
yon"'? Bu örnekleri fazlasıyla art-
tırabiliriz.
Başbakan Erdoğan'ın da son
halka sesleniş konuşmasında kul-
landığı "provakasyon" sözünü aca-
ba hangi metin yazarı yazdı ki?
(Sayın metin yazarı! Başbakanın
konuşmasında yan yana sundu-
ğunuz "sevgiler" ve "muhabbet-
ler" ne demek, "tühü-çeşitli" gibi
birşey mi?) Başbakan "kışkırtma-
lara" karşı "kasıtlı habeher" konu-
sunda uyan yaparken biryerde °z"
ile "dezenformasyon", iki cümle
sonra "s" ile "desenformasyon"
dedi. Üstadın, söylemesini bece-
remediği sözcüğü neden ağzına
aldığını ya da metin yazannın bu
sözcüğü kullandığını, doğrusu an-
lamak güç.
Sevgili arkadaşım Mehmet Ali
Birand'ı dinlerken tüylerim diken
diken oluyor. Ne kadar çok "gâvur-
ca" sözcük kullanırsa o kadar iyi
dış siyasa yaptığını sandığı yolun-
daki görüşlere katılmıyorum. Meh-
met Ali'nin, 67 milyon insanın an-
layacağı en iyiTürkçe'yi kullanacak
aydınlardan biri olduğunu biliyo-
rum. Üstelik bu sözcükleri kullanır-
ken dili de sürçmemiş olacak. Böy-
lece, "misenformasyon (yanlış ha-
ber)" dedikten sonra hatasını an-
layıp "dezinformasyon (kasıtlı ha-
ber)" de dememiş olacak.
Elmek: oacar@superonline.com Fax: 0312. 442 79 90
ABD ve İngiliz basını, olumsuzluklar arttıkça ABD'nin savaş planlarını sorguluyor
Askeri strateji çöküyorDış HaberlerServisi -İngiliz ve Ame-
rikan birhklennin Irak'ta karşılaştığı
direniş ve olumsuzJukJar, verdüderi ka-
yıplar ve bunun ortaya çıkardığı moral
bozukluğu, ABD ve ingiliz basınına
da yansımaya başladı. Gazeteler,
ABD'nin savaş stratejisini sorguluyor.
NVashıngton Postgazetesi, "Pentagon
yetidüleri, Amerikan birliklerinin en
azuıdan Güney Irak'ta Şiflertaraûndan
kurtancı göziiyie görüleceğini düşünü-
yoriardı ve askeri stratejiyi bu baktş açı-
sından hazuiajıuşlardı" diye yazdı.
Irak kuvvetlennın. ağır kayıplar ver-
direrek Pentagon'un stratejisini boşa
çıkarmayı başardığını belirten gazete,
Amerikalılann, Irak ordusu ve halkını
Saddam Hüseyin rejiminın devrilişı-
nin kaçınılmaz olduğu konusunda ik-
na edip edemediğini sordu.
New York Times gazetesi de Ameri-
kan askerlerinin esır düşmesinin, bir-
Ofyt tlktsfjfllgtOll flOÖt gazetesi, Irak kuvvetlerinin,
ağır kayıplar verdirdiği Pentagon'un stratejisini boşa
çıkarmayı başardığını kaydetti. Post, askeri stratejinin, en
azından güneyde, kendilerini kurtancı olarak gören Şiilerin
olacağı varsayımına dayandırmasmın hata olduğunu yazdı.
liklerin yeterince güvenlık önlemi al-
madan hızla ilerlemesinin yarattığı sa-
kıncalan gözler önüne serdiğini yazdı.
Gazete, "önümûzdeki günlerin, nis-
peten küçük biriiklerin nıüthiş bir ha-
va gücü tak\1\esiyle Uerleyişinin, ivi bir
karar olup olmadıgını göstereceğüıi"
kaydetti. Gazete, "SavaşuıiIkgünJeriko-
lay geçti ve savaşın temiz olacağı, az ka-
yıp verileceği sanıldı. Haftasonunda ise
muharebe meydanında, ölümJer, insan
hatalan ve başka trajedikrle karşda-
şıldı" ifadesini kullandı ve "gerçek sa-
vaşın yeni başladığmı" belirtti.
Wall Street Journal ıse TV'lerde ya-
yımlanan sa\aş görünrülerinin "şok ve
dehşeften tt
kan ve korku"ya dönüştü-
ğünü kaydetti. Gazete, "IrakbirlikJeri
direniş gösterdikçe hızlı rejim değişik-
liği umutları dağıJdı" dıye yazdı.
'Bağdat yolunda ıstu-ap?
The Independent gazetesi, "Bağdat
Yolunda Isörap" başlığına yer verir-
ken, esır askerlerin TV ekranlanna yan-
sıyan görüntüleri, yanjışlıkla düşürülen
uçak ve Basra'daki ağır düşman ateşi-
ni bu olumsuzluklann başında saydı. Fi-
nancial Tünes gazetesi, müttefik güçle-
rin ilerleyişinin direnişle sarsıldığını be-
lırtırken, The Tımes gazetesi de Ameri-
kaiı yaralı esır askenn fotoğraftna yer ver-
diğı ilk sayfasında, "Savaşın Acı Yüzü
Ortaya Çıkö" başhğını kullandı.
Gazetenın başyazısında "çabuk ve
acısız bir savaş bekJentisi içinde obna-
mn safhk olduğu" ıfade edildı. u
Tür-
khe'nin işbüüği konusunda gecikmesi-
nin ve kuzevden cephe açamamış ol-
tnanın savaşı daha karrnaşık hale getir-
diğuıi" öne süren yazar, savaşın önü-
müzdekı birkaç gününü "son derece
tehükeü bir dönem" olarak niteledı.
The Daıly Telegraph gazetesi de "Müt-
tefikler Savaşın Acısını Hissetti'' manşe-
tinı kullandığı dünkü nüshasmda, önce-
ki gün olan ve moral bozukJuğuna yol
açan gelışmelen özetledı. Haberkanalı
SKY TV'de de savaşın asıl yüzünün ye-
ni göfülmeye başlandığı ve halkın ken-
disini bu tür acı haberlere hazırlaması ge-
rektığı yorumlan yapılıyor.
Irak bu hafla ihaleye çıkıyor
Savaş sonrası yeniden yapılanma konusunda Başkan Bush ve
Savunma Bakanı Rumsfeld'in farklı görüşleri olduğu belirtiliyor
NEW YORK (AA) - ABD
Başkanı George Bush'un, savaş
sona erer ermez başlayacak olan
Irak'ın yeniden yapılanması ça-
balanna BM'yi de dahil etmek
istediği ve bu amaçla Gü\enlik
Konseyi'nden acele bir karar çı-
karmak arzusunda olduğu bıl-
dirildi.
Newsweek dergisi ise, savaş-
tan sonra Irak'ın yönetiminden
bir süre sorumlu olacak olan
Pentagon'un başında bulunan
Savunma Bakanı DonaJd Rums-
feld'in bu konuda başka düşün-
celeri olduğunu duyurdu.
Rumsfeld'in kafasındaki pro-
jeye göre, Irak'ın yeniden yapı-
landırılmasında BM'den çok.
mühendis ve yardım kuruluşla-
n yetkililerinin yanı sıra savaş-
ta Amerikalılara yardım etmış
olan sürgündeki Iraklılann gö-
rev alması gerekiyor.
Toplam tutar 600 mihon dolar
Dergıye göre, toplam tutarı
600 milyon dolan bulan çok sa-
yıda inşaat ihalesi bu hafta için-
de dağıtılacak. Bu ihalelerin özel-
likle yol, köprii, okul gibi bü-
yük çaplı ınşaatlan içereceği be-
lirtildi. Öıalelerin, sadece güven-
lik soruşturmasından geçmiş
Amerikan şirketlerine verilece-
ği de bildiriliyor.
Diplomatik çevreler, inşaat ış-
lerinin sadece Amerikan firma-
larına verilmesinin, Başkan
Bush'un müttefikleriyle başının
yeniden derde girmesine yol aça-
cağını düşünüyorlar.
Küçük yaşında bombalar arasında yaşamak zorunda bırakılan Iraklı çocuğun ku-
lağı radyoda yajımlanaıı sa\aş haberierinde. (Fotoğraf. REUTERS)
BD'NİNTALEBİ
Dünyada
diplomat
kririDış Haberler Servisi -
ABD'nin geçen perşembe
başlattığı saldınnın ardından
uluslararası topluluğa yaptığı
"Iraklı diplomaüan sınır dışı
edm" çağnsı dünyayı
bölerken bu ısteğe uyan son
üç ülke Ürdün. Fılıpınler ve
Italya oldu Manıla yönetımı
bır diplomat ve bır elçıhk
çalışanını sınır dışı ederken
büyükelçilığin
kapatılmayacağını bildirdi.
ttalya da geçen pazar casus
olduklan kuşkusuyla 4 Iraklı
diplomatı sınır dışı etti ancak
büyükelçılıği kapatmadı.
Yunanistan, geçen hafta içinde
bir Iraklı diplomatı sınır dışı
ettiğini açıkladı. Ürdün de
geçen pazar 5 Iraklı diplomatı
ülkeden göndererek ABD'nin
ısteğine uyan ilk Arap ülkesı
oldu. Ancak 35 elçıhk çalışanı
Ürdün'de kaldı Savaşa karşı
çıkan Almanya yıne de bu
isteğe uyarak 4 diplomatı sınır
dışı etti, ancak Irak'Ia
diplomatik ılişkıleri
kesmeyeceğini bildirdi.
Sırbistan, Çek Cumhuriyeti,
Tayland, Isveç, Fınlandıya
bazı dıplomatlan sınır dışı
etti. ABD yanlısı Ispanya,
Bulgaristan \e Portekız bu
konuda henüz karar
vermezken Kanada, Fransa,
Rusya, Vatıkan, Yemen,
Lübnan, Pakıstan, Cezayir bu
talebı kesm dılle reddetti.
Esir düşen Amerikalı askerlerin görüntülerinin televizyonda yayımlanması tartışılıyor
Washinglon6
Cenevre'yi hatırladı
Pazarcı ve Sur.
Çifle
standart
tstanbul Haber Servisi- An-
kara Üniversitesi Siyasal Bil-
giler Fakültesi Uluslararası Hiş-
kiler BölümüBaşkanı Prof. Dr.
Hüseyin Pazarcı, uluslararası
hukukun sılahlı ku\"\-et kulla-
nımınrn sınırlannı behrlediği
kurallarla çatışma başladıktan
sonraki süreci düzenleyen ku-
rallar arasında ayınm olduğu-
nu behrterek. "Taraflardan bi-
rininyapüğı saklın. uhıslarara-
sı hukuka uygun değilse bunu
hukukkorumaz. Ama bu kar-
şıtarafa da hukuka a> kın dav-
ranma hakkmı vermez" dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Devletler Ge-
nel Hukuku Anabilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. Melda Sur
da ABD'nin uluslararası hu-
kuka uygunluk koşulu arama-
dığı bir savaşta kendisi için
hukuk kurallanmn uygulan-
masını ıstemesini "tebessüm-
le" karşıladığını söyledi.
Dış Haberler Servisi - Irak' ın esir Ame-
rikalı askerlerin görüntülerini yayımlama-
sının ardından ABD derhal bu durumun
"Cenevre Sözleşmesi'ne aykın olduğu"
tepkisinı venrken, Kızılhaç da Irak'ta sa-
\
r
aşan taraflann uluslararası yasalara uy-
ması çağnsı yaptı.
Rusya Devlet Başkanı YTadimir Putin
de esir alınan Amerikalı askerlere iyi dav-
ranılmasını isteyerek, Irak'ın, savaş esır-
leriyle ilgili uluslararası sözleşmelenn ge-
relderine uyması çağnsında bulundu.
Amerikan TV kanallan, El Cezıre tele-
\izyonu tarafindan tüm dünyaya dağıhlan
Amerikalı sa\aş esirlen ve ölülerle ilgili
LJğlunu Filipin
TV'sindegördü
ABD'nin New Merico
eyaktinden bir kadın. Irak
tde\iz>onunun önceki gün
yayımladığı sa\aş esirlerinin
görüntülerinde oğlunu
gördüğünü açıkladı. Anecita
Hudson, 23 yaşındaki oğlu
Joseph Hudson'u abonesi
olduğu bir Filipin kanalında
ya>ımlanan görüntülerde
gördüğünü söyledL Czgün
anne, ABD Başkanı Bush'a
seslenerek, oğlunun
kurtanbnasını istcdi. Anne,
oğhınun 5 \aşında bir kızı
olduğunu anlattL (Fotoğraf: AP)
• Irak savaşmda ilk esir görüntülerini medyaya veren, Afganistan'da
esir aldıklan kişilere Cenevre Sözleşmesi'ni uygulamayacağını ilan
eden ABD, Irak'ı sözleşmeyi ihlal etmekle suçluyor.
çekimleri "şimdilik'' yayımlamama kara-
n aldı. Esır askerlenn görüntü lerinin ya-
yımlanmasuıın Cenevre Sözleşmesi'ne
aykın olduğunu bıldıren Uluslararası Kı-
zılhaç Komitesı, Irak'ta savaşan taraflar-
dan uluslararası yasalara uymasını istedi.
Kızılhaç'ın Kuveyt'tekı sözcüsü Tama-
raElRifai, savaşan tarafîann, esirlerin gö-
rüntülerini yayımlama yasağına uyma zo-
runlulukian bulunduğunu söyledi El Ri-
fai, hem Amerikan askerleri tarafindan
esir alınan Irak askerlerinin görüntüleri-
nin televızyon ve gazetelerde yayımlanma-
suıın hem de Irak ordusunun esir aldığı
Amerikalı askerlerin Irak tele\izyonunda
gösterilmesinin CenevTe Sözleşmesi'ne
aytan olduğunu ifade etti.
Irak Enformasyon Bakanı Muhammed
ElSahaf. ülkesinin Cene\Te Sözleşmesi'ne
saygı duyduğunu belirtti. ABD'nm tutu-
munu "adiük" olarak niteleyen Sahaf,
"EüniEedüşenAmerikan askerierini gös-
termeyede\am edeceğiz'' diye ko-
nuştu. Siyasi yorumcular, ABD
ve ingiliz birliklerinin esir aldığı
kişılerin görüntülerinin ajanslar-
da ve başında yer almasının da
Cene\Te Sözleşmesi'ne aykın ol-
duğu ve bu haliyle, sözleşmeyi ilk
ıhlal edenin ABD olduğu yoru-
munu yapıyorlar.
ABD'nm Afganistan'a saldın-
sı sırasında esır aldığı Taleban ve
El Kaide savaşçılanna yönelik ola-
rak Cene\Te Sözleşmesı'nı unza-
lamaması da uluslararası hukuk
açısından bır başka ıhlal olarak de-
ğerlendirılıyordu. 12 Ağustos
1949'da kabul edılen Cene\Te Söz-
leşmesı, 21 Ekım 1950'de yüriir-
lüğe girdi. Hem ABD hem de Irak,
sözleşmeyi imzalamıştı.