05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14MART2003CUMA 14 J. LJ-K. [email protected] Ravel'in 'IspanyolSaati' ve Menotti'nin 'Telefon' operalannın ilk gösterimi bugün AKM'de enbugüne aşk oyunlanGAMZE AKDEMtR îstanbul Devlet Opera ve Balesi (ÎDOB), M. Ravel'in tek perdelik müzikli opera- sı 'tspanyol Saati' ve C. Car- lo Menotti'nin tek perdelik komik operası 'Telefon'un ilk gösterimini AKM'de bu- gün saat 19.30'da gerçekleş- tirecek. İlk kez 1911 'de Paris'te sah- nelenen ve Ravel'in şarkıdan çok söze bağlı müzikal kome- disi 'tspanyol Saati', yaşlı sa- at tamircisi Torquemeda'nın saatlerine daha çok müşteri bulmak adına göz yumduğu çapkın kansı Concepcion'ın âşıklanyla yaşadığı komik olaylan ele alıyor. Conception'un büyük saat- lerin içinde gizlenen âşıklan ozan GonzaKo ve yaşlı zengin Don înigo Gomez bir sonraki âşık adayı, her şeyden haber- siz katırcı Ramiro'nun sırtın- da yatak odasına taşınır. Saat ku- tulanyla inenler, çıkanlar, giz- lenenler, geri dönen koca ve katırcı Ramiro ile Concepcion arasında alevlenen tutkuİu aşk derken işler iyice çığınndan çı- kar. Doğan Çelik'in 'tspanyol Opera- a'nı sahnelemeden önceki duygusu öncelik- le seyircinin isteklerine yanıt verebilecek bir oyun seçmek olmuş. "Oda Tiyatrosu'nun genelde genç ve orta yaş gnıbuna hitap eden bir sahnc olduğunu da göz önünde bulundu- rarak eglenceli, hoşça vakit geçirilebilecek bir oyun seçmeyi tercih ettim. Dünvada aşk olduğu sürece gün- ceffigini ve gerçekHğini koruyacak olan yapıt Ravel taranndan da çe- şitii dokunuşlarla biçimlendirilmiş. Ben de bu şekillendirnıeyi gerek makyaj, gerek kostüm, gerekse ha- reketlerde abartıyı tercih ederek zaman zaman eski Türk filmlerin- den esintiler taşıyan tiplemeleri ka- rikatürize eden bir yorumla des- tekledim. Burada Concepcion olsun, mad- di çıkarlan adına ona göz yuman kocası olsun yaşandan tüm çirkin pazariıklar düşünüldüğünde bir nokta da komedi ile dram iç içe di- yebiliriz. Hareketin siirekliliğiyle de komedi unsurlannı besledik." Funda Güllü, Ari Edirne, Çağn Köktekin,Onay Günay ve Toygar- han Ahuner'in oynadıklan 'tspan- yol Saati'nin metni Franc Noha- in'e, Türkçesi Gül Sabar'a ait. Tetefonun yasamdafcl öncellfl Ilk kez 18 Şubat 1947'de New York Hecksher Tiyatrosu'nda sah- nelenen 'Telefon'u Nazh tktu sah- neye koyuyor. Gonca Gürses ile YücelÖzeke'nin rol aldıklan ve te- lefonun yaşamımızdaki 'önceliği'nin tartışıldığı yapıtta olay baş kahra- man Lucy'nin apartmanında geçi- yor. Lucy'nin sevgilisi Ben, uzak bir yere gitmek üzeredir. Aynlmadan önce sevgilisine evlenme teklifi yapmak istemektedir. Cilveli Lucy Ben'i çok sevmekte, ona küçük aşk oyunlanyla sevgisini sürekli belli et- mekte ama art arda çalan telefo- nundan da bir türlü başını alama- maktadır. Bu nedenle Lucy ile doğ- ru diirüst iki kelime edemeyen ve sabn giderek tükenen Ben, bir ara telefonun kablosunu kesmeye bile çalışır. Telefon ise sanki anlamış gibi yardım istercesine acı acı çalmaya başlar. Lucy de koşarak gelir ve en değerli varlığı telefonu kurtarır. Derken yine telefon çalar. Ben ev- den çıkar, artık tek bir çaresi kal- mıştır, sevdiği kadına evlenme tek- lifini telefonda yapmak. Telefon son kez çalar... Seylrclye hoş göndermeler 'Telefon'u sahneye koyan Nazlı Ik- tu, yapıtla ilgili konuşmamızda ilk olarak Amerikan asıllı Italyan bes- teci C. Carlo Menotti'nin hayatta ol- masının kendisi için önemini vur- guladı ve şu sıralar tüm dünya ope- ra evlerinde 90. yaş kutlamalan çer- çevesinde Menotti'nin oyunlannın sergilendiğini söyledi. "'Telefon'un gflnümüze de özel- Bkle cep telefonlan düşünüldüğün- de çok hoş göndermelerde buhınma- sı Menotti'nin ileri görüşlülüğünün ispaü diye düşünüyorum. Hatta bu- radan yola çıkarak oyunun başın- da ve finaHnde her ne kadar konu 60'larda geçiyorsa da seyirciye cep telefonhı sürprizgöndermelerde de buhınduk. stanbul Devlet Opera ve Balesi'nin sahnelediği Ravel'in müzikal komedisi 'tspanyol Saati', yaşlı bir saat tamircisinin, daha çok müşteri bulmak adma çapkınlıklarma göz yumduğu kansınm âşıklanyla yaşadıklannı konu alırken Menotti'nin 'Telefon' operasında ise çalan telefonlardan başını kaldıramayan sevgilisine bir türlü evlenme teklif etme fırsatı bulamayan bir gencin komik öyküsü anlatılıyor. Menotti'nin çağdaş, yaşayan bir besteci ol- ması ve bu yapıünın nbrettosunun da >ine kendisine ait ohnası -ki bu yapıta daha bir bürünlük kazandırryor- çok ilgimi çekri. 'Te- lefon'u o yıllann büyüsünden kopmamak adına 60'larda geçirmeyi tercih ettim. Dekor ve kostümde Andy Warhol'un dev bir Marilyn Monroe tablosu, peluş yasüklar gibi pop-art bazı unsurlar kullandım. Ve ko- mik unsurlan öne çıkarmaya çalışüm. Ben'in durum karşısmda düşrüğü perişanhğı vurgu- larken Lucy'nin deli dolu, umursamaz ve te- lefona ölesrye sadık tavnna özen gösterdnn." Gonca Gürses ve Yücel Özeke'nin yer al- dıklan 'Telefon'un metni ve Türkçesi Saadet tkesus Altan imzasım taşıyor. Müzik sorumlusu ve piyanoda Ayduı Kar- hbel ve Ann Kışlalı nın yer aldıklan her iki yapıtta da dekorlar Ash Varher, kostümler Serdar Başbuğ, ışık düzeni Taner Aydui'a ait. (0 212 251 56 00) Enver Ercan, dergiyle 'uçsuz bucaksız azınlık'a ulaşmayı hedeflediklerini söylüyor Şiiri sevenlere Yasakmeyve Dergiye hayatveren Enver Ercan "Yasak meyve eğer şiir değflse nedir ki!" diyor. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) Yapı Kredi Kültür Sanat Yaymcılık'ta bu hafta 15 Mart Cumartesi VİYOLONSEL RESfTALİ JiriBarta 1991 RostTDpovich-Hammer Avvard ödüllü Çek cellisti İstanbul'da dinleme keyfi... Genç kuşak müzisyenler arasından hızla sıynlan |iri Barta, çağdaş müzikten barok müziğe konserinde yorumu ile yeni tınılan keşfetmemizi sağlayacak. Konserleri dışında Londra Kraliyet Müzik Akademisi'nde MasterClass sunmak için davet edilen müzisyen, repertuannda çağdaş müziğe verdiği önemle de günü takip edenlerden. Yapı Kredl Ptaza A Blok. saat: 20.00, Giriş ücretslzdir Not: Konser için Yapı Kredi Kültür Merkezinden ücretsiz olarak davetiye almak gereklidir. Bilgi için 252 47 00 / 466 (Sevinç Sencan) Yapı Kredi Kültür Merkezı Isuklâl Cad No 285 Beyoglu/lstanbul Tel |0212J 252 47 00 Faks (0212) 293 07 23 yMcultur^ykykultur com tr B www yfcyfcultur com tr bllgıhattı 0 212 473 0 444 Yapı Kredi Ptaza A Blok. LevenMstanbul |Metro Levent ıstasyonu çıkışı] YAPI^CKREDi KÜLTÜR SANAT YAYINCIUK ECE BAKTIAYA Insanoğlunun, Adem ve Havva ile başlayıp süregelen yeryüzü se- rüveninin şiirde bulduğu kimliği dize dize sunan yeni bir dergi bu- luştu okuyucusuyla; 'Yasakmey- ve'... 'Şiirağırtakb' dergiye hayat ve- ren ise aynı zamanda şair olan En- ver Ercan. 'Tanınnuşlık' kaygısın- dan uzak, her şairin şiirlerine yer vermeyı amaçlayan Yasakmey- ve'nin ulaşmayı hedeflediği kitle ise Ercan'ın deyişiyle "uçsuz bucak- sız azDink", yani şiiri seven her- kes! - Böyle bir dergi çıkarmak flkri nasıl ohıştu? EIVVTR ERCAN - Bu coğraf- yada şiirle uğraşan herkes, raslan- tı bu ya, kafalannda bir, hatta bir- kaç dergi projesiyle dolaşır. Bun- lann çoğu tabii ki hayata geçmez. Ama hiçbir şair. ne kadar hayali de olsa projesinden ölene kadar vaz- geçmez. Ben 60'ını çoktan geçmiş, fakat çıkarmayı belki 30yıldırdüşün- düğü dergiyi ay- nı heyecanla an- lataninsanlarta- nıdım. Benim duru- mum biraz fark- lı, hatta trajik! Kendi dergimi pro- jelendirmeye bile fir- satımolmadı. Şöyle keyifle yaşayamadım bu hazzı. Ya- yın dünyasına bir dergide işe baş- layarak girdım, ardından bırkaç dergide daha hazır bulundum. 13 yıldır da Varhk'tayım. Bu gidişe bir dur demem lazımdı. 60 yaşın- da psikologlara vereceğime, bu pa- rayı şimdi batırmak daha akıllıca geldi bana. Yeryüzü serüveni... - Neden 'Yasakmeyve'? ERCAN-Adem elinı yasak mey- veye uzattığında, başlanna gele- cekleri Havva bile bilmiyordu, in- sanın yeryüzü serüvenini başlattı- lar. Ama bu serüven, şiir olmasay- dı bu kadar şenlikli olmazdı ben- ce. Hatta günümüze kadar ulaşama- yacak kadar sıkıcı olurdu. İşte tam bu noktada yasak meyvenin aslın- da şiir olduğu düşüncesı beliriyor kafamda ve kendimi haklı çıkarmak için sık sık yineliyorum: Yasak meyve eğer şiir değilse nedir ki! - Dinsel merinlere ironik bir yak- laşım olarak da değerlendirebinr mhiz bu sözlerinizi? ERCAN - Kesinlikle hayır, on- asakmeyve' tanınmışlık kaygısmdan uzak, her şairin şiirlerine yer vermeyi amaçlıyor. lar bizim imgelemimizi zengın- leştinyorlar. Yeri gelmişken şunu da belirteyim: Satanist filan deği- lim. Her şairin olması gerektiği gi- bi Tann'ya da şeytana da aynı me- safede duruyorum. •Ağırhk şiirde olacak' - Derginin şiir ağırnkb olmasının sebebi nedir? ERCAN - Yasakmeyve bir şiir dergisi, evet. Yine de 'merkezö' yerine 'ağıriıklı" sözcüğünü yeğle- rim. Mimarlık ya da plastik sanat- lar üzerine iyi kotanlmış bir çalış- mayla karşılaşırsanız şaşırmayın. Ya da bir romandan bölümle veya bir öyküyle. Evet, 'şiirağntkfa' bir dergi. Çün- kü birçok dergide dağıruk olarak ya- yımlanan ürünlerin iki ayda bir de topluca bir gövde gösterisi yapma- sı fena olmaz diye düşündüm. - Nasıl bir yayın çizgisi iziemeyi amaçtayorsunuz? _________^ ERCAN-Akh- I nıza hangi 'çizgT | geliyorsa o değil. Belki aklınıza bile gelmeyenlerdeda- hil, hepsi. Şiirin yönünü belirleme amaçlı her tavrı ko- mik bulurum ben. Bu konuda fiyaka- h laflar etmek ko- laydır ama oyala- nıp durmaktan baş- ™___J ka bir işe yaramaz. O sırada şıır zaten kayıp gitmiştir aMicunuzdan. - Dergi yalmzca tanınmış şairle- re mi yer verecek, yoksa yeni isim- lerin de önünü açacak mı? Bunun için hedefleriniz var mı? ERCAN-Tanınmış-tanınmamış her şaire açık bir dergi Yasakmey- ve. Yeni imzalann önünü açmayı ise çok önemsiyor. Yalmzca şiir ya- yımlayarak da değil üstelik, o şa- irlerin kitaplannı basarak, gerekti- ğinde derginin eki olarak vererek, onlann birbirleriyle iletişimlerine de olanak sağlayarak... Yani hedef- lerimiz çok. - Ne tür bir okuyucu kitlesine ulaşmayı amaçlı^ttrsunuz? ERCAN - 'Uçsuz bucaksız azuı- hk' diye nitelenen şiir okurlanna ulaşmak istiyoruz. Şiir se\Tneyen bir okur neye yarar ki zaten° - Yasakmeyve'yi diğer dergiler arasında nasıl bir yere koyuyorsu- nuz? ERCAN -Bunun yarutını ben de merak ediyorum. Bakalım kendi- ne ne kadarhk bir yer açabilecek ve kendi alanını ne kadarkoruyup ge- nişletebilecek? YAZIODASI SELİM İLERİ Stefan Zvveig Stefan Zvveig, yetişme yıllarımda çok sevdi- ğim bir yazardı. Bu sevgim dindi sanılmasın. Bugün de onun eserini tat alarak okuyorum. Di- limize çevrilmemiş kimi kitaplarının merakı için- deyim. Sözgelimi Marie Antoinette tarihi biyogra- fisi. Bu eseri, bir zamanlar, Ahmet Cemal'den çok dinlemiştim. Ahmet ballandıra ballandıra anlatırdı. Onca abuk sabuk kitabın alıma sunulduğu günümüzde, Marie Antoinette'le yayınevlerinin ilgilenmemesi şaşırtıcı. Stefan Zvveig'la tanışmamı Muazzez Tahsin Berkand'a borçluyum. On bir yaşımda falan ol- malıyım. Macera romanlarına, aşk romanlanna, tarihi romanlara tutkunum. inkılap Kitabevi, Tür- kiye Yayınevi, kapılannı aşındırdığım yerier. Meç- hul Sevgili'y\ de Muazzez Tahsin çevirdiği için ediniyorum. İnkılap Kitabevi'nin yayını... Bu harikulade uzunöyküyü Burhan Arpad, as- lına sadık kalarak, "Bilinmeyen BirKadının Mek- tubu" adıyla Türkçe'ye kazandırmıştır. Sonra keşfettim ve hemen okudum. Daha da tat aldım. Türk okuru, Stefan Zvveig'ı tanımak açısından Burhan Arpad'a her zaman gönül borcu duya- caktır. Zvveig, sözcüğün geniş anlamıyla, 'iddiasız' bir yazardır. Edebiyatı sevdirecek, edebiyat gönül- lüsü bir yazar. Gerek öykülerinde, gerek biyog- rafilerinde. Iddiasızlığı, aşırı entelektüel geçinenlerce kü- çümsenmiş, Yıldızın Pariadığı Anlaryazanrnn seç- kin edebiyatın içinde sayılamayacağı görüşü zaman zaman dillenmiştir. Zvveig, bence, büyük biryazardı. özellikle yir- minci yüzyılın iki büyük savaşına duyduğu de- rin nefretle, insanlığa çok şey söyledi. Ahmet Ce- mal'in inceliklerle donanmış çevirisinden oku- duğum Erasmus denemesi, bireyin tek kişilik mü- cadelesi konusunda bir başyaprttır. Zvveig, "Kişi özgürlüğünü bu yeryüzünün en değerti mülkü" sayıyordu. Kendi özgür iradesiy- le canına kıymayı tercih erti. Ikinci Dünya Sava- şı'nı yaşamıştı. Birincisini, zaten, Dûnün Dün- yas/'nda kaleme getinmiş ve insanlık için nasıl bir kötülük, yıkım olduğunu anlatmıştı. Ikinci büyük savaşta, yerini yurdunu, çok sev- diği kitaplannı bırakıp gitmek durumundaki ya- zar, Amerika'dan Brezilya'ya, göçebe hayatı sür- dürmekten bıkkındı. Ama o kadar mı? Asıl bık- kınlığı, uygariığa güvenini yitirmekten kaynak- lanıyordu. Ahmet Oktay duyarlı şiirinde ("Stefan Zvve- ig", Yol Üstündeki Semender) yorumluyor: "Avrupalı benim belleğim. Yazım da. Geç kaldım yurt edinmeğe gurbeti. Zorbaysa ateşe veriyor dünyayı." Veda mektubunun son satıriannda şunlan söy- ler Zvveig: "Bütün dostlarıma selamlari Uzun geceyi iz- leyecek sabah kızıllığını görmelerini dilerim. Aşın sabırsızlığımdan ötürü onlan bekleyemi- yorum." Gerçekten sabırsız mıydı? Yazarlığı boyunca uygarlığın ve kültürün söz- cüsü olmak istemiş bir sanatçının, "zorba"y\ bir kez daha baş rolde görmekten duyduğu utanç mıydı yoksa? "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu", ilk oku- yuşta, hüzünlü bir aşk öyküsü gibidir. Derinle- mesine düşünüldüğünde ise, insanın insana so- rumluluğu birdenbire karşımıza çıkar. Stefan Zvveig'ın intiharı da sorumluluktu. Her türlü zalimliğe karşı son bir nefret sözü. "(...) her zamankinden daha çok ezginim. Kaybolmuş şeyl&rin hiçbiri birdaha gerigelme- yecek ve yann, geçmiş zamanın sunduğunu asla getirmeyecek." Takvimde lz Bırakan: "Insanlar ne kadar yürek yüreğe olsalar ba- kışlanayngörüyorçokşeyi."PerideCe\a\, Me- lahat Hanımın Düzenli Yaşamı, Can Yay., 1999. Sunay Akın'dan tek kişilik gösteri • Kültür Servisi - Geçen yıl yurtiçinde ve yurtdışında 40 kez sahnelediği 'Şair Sunay Akın Anlatıyor' adlı gösterisi büyük ilgi görerı Sunay Akın'ın 'Kumbaradaki Zürafa' adlı tek kişilik gösterisi yann saat 20.30'da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde ve 17 Mart Pazartesi günü saat 20.30'da Akatlar Kültür Merkezi'nde izlenebilecek. 'Kumbaradaki Zürafa'nın biletleri gişeden ve Biletk'ten alınabilecek. (0 216 336 12 00) K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I 0 fata-kı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle