Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 MART 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 11
Verheugen:
Hükümet
orduyu
konrol
etmeli
BERLJN(AA)- AB Ko-
misyonu'nun genişleme-
den sorumlu üyesi Günter
Verheugen, Türkiye'nin,
AB üyeliğinden önce Kıb-
ns sorununu çözmesi ge-
rektiğini sa\iınurken "Tür-
kiye, kaühm öncesi Kıbns
sonmuraıçözmekzonmda.
Hükümet ve parlamento-
nun Türk ordusunu kont-
rol etmesi gerekir, tersi ol-
mamalT diye konuştu.
Verheugen, Alman Süd-
deutsche gazetesine yaptı-
ğı açıklamada, Kıbns so-
rununun Türkiye'nin AB
üyeliği konusunda büyük
engel teşkil ettiği görüşü-
nü savundu. "Ankara'nın,
görüşmelerin başansızhk-
la sonuçlanmasının kendi
AB üyeliği konusunda do-
ğuracağı sonuçlan tam ola-
rak düşünmesi gerekirdi''
diye konuşan Verheugen
şöyle konuştu:
"Benbugünekadar.K*-
ns meseksinibukadaraçık
konuşabüdiğim bir Türk
hükümeti görmedim. Be-
nim izlenimim, Türk or-
dusunun, hükümete,' Ku-
zey Kıbns' yönetiminebas-
kı yapması için yeşil ışık
yakmaya hazır olmadığı
şeklinde. Bunun dışında,
Türk hükümeti şu sıralar
çok daha büyüksorunlar-
la uğraşıyor. Dünyadaki
mevcutdurum, Ankara'ya
çok büyük iç siyasi sorun-
lar varaüvor."
Kongre
patatesleri
özgürleştipdi1
• \VASHINGTON (AA)
- Fransa'nın Irak'a karşı
ABD'nin yanında yer
almamasıyla başlayan
Fransa karşıtı
kampanyaya Kongre
üyeleri de katıldı. Patates
kızartması isteyen
Temsilciler Meclisi
üyeleri, artık "French
fries" yani "Fransız
kızartması" yerine,
"freedom fries" yani
"özgürlük kızartması"
demeye başladı.
9.5 tonluk
bomba denendi
• EGLEVHAVAÜSSÜ
(AA)-ABDHava
Kuvvetleri, tarihindeki
en büyük bombayı
Florida eyaleti Eglin
hava üssünde dün
denedi. 9.5 tonluk
MOAB'ın (Massive
Ordnance Air Blast:
Büyük Ordonat Hava
Bombası), C-130nakliye
uçağının kuyruk
bölmesinden bırakıldığı
bildirildi. Devasa
bomba, benzeri BLU-
82'denyüzde40daha
ağır. BLU-82'ler,
Afganistan'da sığınaklan
bombalamakta
kullanılmıştı.
İnan'a baskı
artıyor
• WASHINGTON(AA)
- Uluslararası Atom
Enerjisi Ajansı Başkanı
Muhammed El
Baradey'in ardmdan
ABD de tran'dan,
nükleer tesislerinin
önceden bildirim
yapılmadan
denetlenmesini kabul
etmesini istedi. ABD
Ulusal Güvenlik
Konseyi sözcüsü "Iran'ı
ek protokolü
imzalamaya çağınyoruz"
dedi.
Washington, Lahey zirvesinin başansızlıkla sonuçlanmasından hayal kırıklığma uğradı
ABD Denktaş'ı suçladıDış Haberler Servisi - ABD, Birleşmiş
Milletler'in (BM) başansızlıkla sonuçlan-
dığıru açıkladığı Kıbnslı liderlerin Lahey
toplantısının ardmdan, "hayalkınkhğma''
uğradığını belirtirken anlaşma olmama-
sının suçunu Türkiye ve KKTC Cum-
hurbaşkanı Rauf Denktaş'a yükledi.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü RichardBo-
ucher, "Lahey'deki görüşmelerin, BM Ge-
nel Sekreteri Kofi Annan' ın banş planını,
her iki toplumda da referanduma suna-
cak bir anlaşmayla sonuelanmanıasından
derin hayal kınklığına uğradık" dedi.
Boucher, bu gelişmeye rağmen
ABD'nin, adil ve kalıcı çözüm arayışın-
da kararlılığını sürdüreceğini belirtir-
ken, BM'nin Kıbns Özel Temsilcisi Al-
varo de Soto'nun, Kıbns konusunda BM
Güvenlik Konseyi'ne sunulmak üzere
ayrmtılı bir rapor hazırlayacağmı ve bu
• Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Boucher, Denktaş'ın Kıbnslı
Türklerin kendi geleceğini belirleme ve temel konularda oy
kullanma hakkını reddetmesinden üzüntü duyduklannı söyledi.
raporda, kimin ne kadar çaba gösterdi-
ğinin görüleceğini kaydetti.
Boucher, bir gazetecinin, Annan'ın,
daha çok Denktaş'ı suçladığı yönündeki
yorumu üzerine, Genel Sekreter'in hem
Kıbns Rum kesimi lideri Tasos Papado-
pulos, hem de Denktaş "m gerekçeli ya-
nıtlannı açıkladığmı belirtti ve "Denk-
taş'ın, Kıbnsh Türklerin kendi gelecek-
lerini belirlemeve temel konularda oy kul-
lanma hakkını reddetmesini çok üzüntü
verici buluyonız" dedi.
Gazetecilerin ısrarla, neden sorumlu-
luğun Denktaş"a yüklendiği ve Papado-
pulos'a karşı yorum yapılmadığını sor-
masma karşılık Boucher, "Kıbnsh Türk-
lerin, bu konulara bir referandumla ka-
rar vernıe firsaü olmahydı. Konuyu bu-
rada bırakahm" dedi. Bir gazetecinin,
"Peki ya Papadopulos?" demesi üzerine
Boucher, "Konuyuburadabırakacağım.
Her iki tarafda tavnnı ortaya koydu. Ana-
liz etmesi size kahmş" diye konuştu.
'Biz de çok çalışbk'
Türkiye'de yeni hükümetin Kıbns konu-
sundaki tutumunun sorulması üzerine Bo-
ucher. bu konuda konuşmanın spekülas-
yon olacağını söyledi. Boucher, Kıbns'ın,
Türkiye ile ABD arasında yakın danışma
konusu olduğunuve ABD Dışişleri Baka-
nı CoBn PoweD'ın, Türk, Yunan ve diğer
Avrupalı diplomatlarla her görüşmesinde
konunun önemini vurguladığını kaydetti.
Rıchard Boucher. "Anlaşma gerçekleş-
mediği için bir hayal kınkhğj var. BM öne-
risi üzerinde biz çok çahşnk. Sadece Kıb-
nshaDaiçindegfl,Türkhe'ningüvenBğive
AB üyeliği için de avantaj olduğunu düşü-
nüyoruz. Bunlan da görüşmelerimizde sık
sık düe getirdik" diye konuştu.
Boucher, Kuzey Iraklı Kürtlerin, Tür-
kiye karşıtı açıklamalannın, ABD destek-
li olduğu yönünde Türk basınında bazı ha-
berlerin yer aldığını hatırlatan bir gaze-
teciye karşılık, "Böylebirsuçlamayıgör-
medik. Ancak her Türk gazetesinde her
gün çıkan her yanhş suçlamayı \ anıtiaya-
caksam, bu brifing odasmda çok zaman
geçirmemiz gerekecek" dedi.
KIBRIS SORUNU
Bush, Irak
yüzünden
ihmal etti
Dış Haberler Servisi - Kıbns gö-
rüşmelerinde sonuca ulaşılamama-
sı Batı basınında büyük yer bulur-
ken Financial Times, başansızlık-
tan "Irak'la meşgul olan ABD Baş-
kanı George Bush De tngfltere Baş-
bakanı Tony Blair'i sorumhı tuttu.
Financial Times gazetesi, Kıb-
ns'la ilgili haberinde "Avrupa,şa-
vaşuı flk kaybı" yorumunu yaptı.
Gazete, BM Güvenlik Konseyi üye-
lerini, Irak savaşmı desteklemeye
ikna etmekle meşgul olan Bush ile
Blair'i sorumlu tutarken "Kıbns
müzakerelerinin çöküşü, iki h'de-
rmlraktalonnsırunolumsuzyanso-
nuçlanndan biridir~ ıfadesini kul-
landı. Kıbns'ın, Türkiye'nin ABD
güçlerine izin verip vermeyeceğin-
den kaygı duyan Bush'un pek umu-
runda olmayabileceğini savunan
gazete, "Ancak Sayuı Blair'in çok
umurunda olmahdır" diye yazdı.
Kıbnslılann büyük bir şans kaçır-
dığını savunan Financial Times,
son gelişmelerin, üyelerinden biri-
ni tanımadığı AB'ye katılma tale-
binde bulunan Türkiye için de hiç
uygun olmadığını öne sürdü.
The Times gazetesi "Türkiye'nin
AB urnutianna Kıbns darbesT baş-
lıklı haberinde "KıbnshTürkbder
Rauf Denktaş'ı desteklemesinin ve
Türk askerinin kuzeyde kalması-
nın AB'ye kaülma umuüannı yok
edeceği uyansıAnkara'ya en sertbi-
çimde iletikti" diye yazdı.
Fransız Le Monde gazetesi ise
müzakerelenn başansızlıkla so-
nuçlanmasının, Türkiye'nin AB
adaylığını karmaşıklaştırabileceği
yorumunu yaptı.
Lahev'deki
doruğun
sonuçsuz
kalması
adadaki her iki
tarafı da yeni
arayışlarâ
vönel '
Rumlar AB ve propagandaya, KKTC ise tanıtıma ağırlık verecek
Taraflar yolunu çiziyor
REŞATAKAR
LEFKOŞA-Birleşmış Millet-
ler (BM) Genel Sekreteri Kofı
Annan'ın Kıbns sorununun çö-
zümü konusunda başansız kalma-
sı sonrasında Güney Kıbns'la
KKTC'nin yeni stratejıleri şekil-
lenmeye başladı.
Güney Kıbns Rum Yönetimi
lideri Tasos Papadopulos, AB ile
bütünleşme çabalannın yani sı-
ra propaganda çalışmalanna ağır-
lık vereceklerini söyledi. Lahey
doruğunun başansızlıkla sonuç-
lanmasının, Türk tarafının tutu-
mundan kaynaklandıgını savu-
nan Papadopulos, bunu dünya-
ya anlatmak ve Türkiye'yi iş-
galci göstermek için çalışacak-
lannı ıfade ertı."Görüşmetuta-
naklan açıklandığında herkes
• Rum lider Papadopulos, Türkiye'yi işgalci
olarak göstermek için çalışacaklannı bildirdi.
sorumluluğun Türk tarafinda
olduğunu veçözümsüzlüğün Ra-
uf Denktaş'ın uzlaşmazhğından
kaynaklandığını görecektir" di-
yen Papadopulos, BM raporu ve
rapor çerçevesinde çıkacak Gü-
venlik Konseyi karannın öne-
mine dikkat çekerek, Türk tara-
fının suçlanan taraf olacağını
ima ettı. Papadopulos, "Recep
Tayyip Erdoğan'm tutum değiş-
tirdiği görülüyor. Bundan sonra
KKTC'nin tanınması gündeme
gelebüir mi" şeklindekı bir so-
ruya "Bizim AB üyesi oktuğumuz
birdönemdetanmma hiç obnaz"
yanıtını verdi.
KKTC Başbakanı DervişEroğ-
lu ise, Annan belgesi çerçevesin-
de çözüm olasılığının ortadan
kalkması sonrasında KKTC'nin
ekonomik yönden güçlendiril-
mesini ve tanıhlmasını gündeme
getirdi. Eroğlu, öncelikli ekono-
mik sorunlan aşmak için Anka-
ra'dan yardım beklendiğini anım-
sattı.
Eroğlu, "Ülkemizde var olan
bölünmüş görüntüyü ortadan
kaldırmak için hükümet olarak
üzerimize düşen görevleri yerine
getirmeye çalışacağız. Birlik ve
beraberİikiçinde KKTC'nin önü-
nü açacak çahşmalan devam et-
tirmeliyiz. Yoksa cephelere ayn-
larak güçsüzleşiriz ve Güney'in
tavn daha dadeğişir'' dedi. Eroğ-
lu, ekonomik sorunJann çözü-
mü için yeni Türk hükümetinin
göreve başlamasını beklerken, l
katrilyon TL olan KKTC'nin
2003 yılı bütçesinde sadece ca-
ri harcamalar için 370 trilyonluk
açık bulunduğu ve bunun Anka-
ra tarafından karşılanmasının ön-
görüldüğübelirtiliyor. Abdullah
Gül hükümetinin KKTC yardım-
lanndan 50 trilyon TL kısıntı
yaptığına dikkat çeken siyasi çev-
reler. bunun gerçekleşmesi duru-
munda Eroğlu hükümetinin ma-
aşlan ödeyemez duruma gelece-
ği uyansında bulunuyor.
KKTC'nin tanınması ve dış
dünyaya tanıtılması konusunda
ise Ankara'nın, AB üyeliği bek-
lentilerini bir kenara iterek, müt-
tefik ülkeler nezdınde etkin gi-
rişimlerde bulunmasının şart ol-
duğu belirtiliyor.
Laheydeki görüşmelere katılan Prof. Dr. Mümtaz Soysal, doruğun perde arkasını anlatti:
Kıbrıs kazanı artık kaynamamah
LEYLK TAVŞANOĞLU
BM Genel Sekreteri KofiAnnan ve Tem-
silcisi Alvaro de Soto'nun çözüm planınm
boş çıktığı Lahey toplantısının perde ar-
kasını, görüşmelere katılan anayasa hu-
kuku uzmanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal ile
konuştuk. Mümtaz Hoca sözüm ona çözüm
planının Türk tarafi için tuzaklarla dolu ol-
duğunu söylüyordu. Şakalaşmayla başla-
yan konuşmamız şöyle gelişti:
- Hocam, toplanbnın perde arkasını bir
anlatsamz»
Sen perde arkasını daha iyı bilirsin. Me-
sela ben Yunan tarafının perde arkasını
bılmiyorum. Ama senin bildiğinden kuş-
kum yok. Yunan tarafını öğrenmeden Türk
tarafi konuşmaz...
Gülüşüyoruz. Ben ısrar edince Mümtaz
Hoca anlatmaya razı oluyor: "Aleyhimiz-
deki bütün maddelere rağmen Türk tara-
fi müzakerelerin devamına da evet dedL
Planda doldurulması gereken boş sa>falar
1700 sa>fa tutuyordu. Bunlan tamamkmak
içinönce25Mart'a kadarsüreverdiler. Çün-
kü 30 Mart'ta da adada referanduma gi-
dilecekti 25 Mart'a kadar yetiştirilmesi
gereken konularönem sırasına göre şöyky-
di: MiDi marş, bavTak, ortak anayasa. or-
tak ana>asaya uyum çahşmalan, müşte-
rek devietin 29 yasası ve alt yasalar. Aym
25'ine kadar bunlann yazüması gerekiyor-
du. Biz yetişriremezsek Genel Sekreter ya-
zacakn. O da yazamanuşsa vasalan. kuru-
lacak geçici parlamento haziran, temmuz,
ağustos ve kasıma kadar konulmuş olan bir
takvime uygun olarak yapacakn.
İki tarafin İm7alafhğı anta^mal^r da gf>7-
rîST-
layın uluslararası aşaması geçici olarak bitti.
Ama bitmez. AB, ABD, îngiltere, Türkiye
Avrupa aşkına her şeyi verir sanıyor. Kuzey'deki
insanlann, "Türkiye'den nefret
ediyoruz" diyerek Türkiye'den
kopacak raddeye gelmemeleri
gerekirdi. Şimdi, Kıbns için ciddi
bir plan yapılmalı. Andorra,
Monaco, Liechtenstein
gibi olabilir.
den geçirilecekti. Bizim için sadece Türki-
ye'yle yapabihnemiz nedenrv le 100 anüaş-
ma gözden geçirilecekti. Karşı tarafin ise
1600 anlaşması vardı. Bunlann müşterek
de\1eti bağlayıcı olabilmesi için taraflann.
'Kabul ederiz' yoksa,' Yeniden müzakere
ederiz' demeleri gerekiyordu. Bütün bun-
lar olmadığı halde insanlar referandumda
evet, hayu- dedikleri zaman da böyle saç-
mahk obnaz, ben bunaoyvermem diyecek-
lerdi. Bizim tarafta insanlar tamamen evet
psikozuna girdikleri için nasıl olsa evet di-
yecekkri varsayıhyordu."
- BM de iç poütikaya kanşarak da yap-
maması gereken bir şeyi yapb galiba...
Evet, gittiler mitingleri izlediler. Halkın
heyecanı ne düzeyde görmek istediler. "Bu
halk her şeye evet dryecek. Şunu da getire-
Km, ona da evet der" düşüncesiyle 1. ve 2.
planda olmayan bir yenilik getirerek 3.
planın stratejisini değiştirdiler. Ve araba-
yı atın önüne koydular.
- Nasıl vani?
Yani önce referandum, sonra imza.
Ama, nasıl olur?
Olur, olur. Görüşmelere devam edelim, bu
anlayış içinde dahi olabilir dedik. Aym şe-
yi Lahey"de de dedik. Bunlar da süreyi 28
Mart'a kadar biraz daha uzattılar. Referan-
dum tarihi için de 30 Mart değil, 6 Nisan
dediler. Ona da peki dedik. Türk tarafi uz-
laşmaz ya... Ama yine bilgisizliklerinden iki
başkan plana değil, referanduma evet im-
zası atacaktı. Aynca Genel Sekreter, imza
atanlardan referandumda karşı kampanya
yapmamalannı ıstiyordu. Oysa bizim ana-
yasa geleneğimizde en kötü zamanda bile
liderin lehte konuşması vardır. Ama bunlar
lidere yasak koyuyor, halka serbest. Böyle
oyunlar var. Bir de metnin altına incecik
yazılarla konulmuş bir bölüm var. Diyelim
ki referandumda halk da Selanik'e gitmeyi
kabul etmedı; öbür liderin gidip imzalaya-
rak iki halkın iradesini temsil edebilmesi ve
AB'ye girilmesi yer alıyordu.
- Eeee, sonra?
Biz bunlan bile bile buna da evet dedik.
Ama bilgisizliklerinden kurduklan kapa-
nın içine yavaş yavaş giriyorlardı. tki taraf
imza attıktan sonra, Annan da ımzalayacak-
n. Sonra sıra garantör devletler Türkiye, Yu-
nanistan ve tngiltere'ye gelecekti. Ingilte-
re ve Yunanistan, anayasalan bakımından
sakınca olmadığını ve anlaşmayı imzala-
yacaklannı bildirmeye hazırlanıyorlardı.
Bizde ise devletı bağlayıcı imza onaylama
aşamasıdır. TBMM onaylamayı uygun bul-
ma kanunu çıkanr. Meclis Devlet Başka-
nı 'na imza yetkisi verir. Bizim hukukumu-
za göre o aşamada bile eğer müzakere için-
deyse, yürütme artık yetkiyi aldığı için o
onaylamayı da istediği zaman yapar.
- Yani bizim hukuktan habersizlen..
Öyle ya. Sanıyorlar ki Hollanda Büyü-
kelçisi tam yetkiye sahip. Bir imza atarsa
Türkiye bağlanmış olur. Daha önce söy-
Jüyorduk, ama dinlemiyorlardı. Kapının
önünde David Hannay ve bütün zevat işin
bitmesini sabırsızlıkla bekliyordu. Bu so-
nuç onlan çok şaşırttı.
- Bundan sonra ne olacak?
Kıbns'ın kuzeyinde kaynayan kazanın ar-
tık kaynamayan, doğru dürüst bir kazan
haline gelmesi lazım. Olayın uluslararası
aşaması geçici olarakbitti. Ama bitmez. AB,
ABD, îngiltere, "TürkiyeAvrupa aşkma her
şeyi verir" sanır. Kuzeydeki insanlann,
"Türkiye'den nefretedryöruz" diyerek Tür-
kiye'den kopacakraddeyegelmemeleri ge-
rekirdi. Şimdi, Kıbns için ciddi birplan ya-
pılmalı. Örneğin, orası dünyaya açık bir ser-
best bölge haline getirilebihyor mu? An-
dorra, Monaco, Liechtenstein gibi olabilir.
Gerekirse asker de çekeriz.
UlŞfŞLERİ KAYGILI
Kıbns Ha
enkötü
senaryo
• Lahey doruğunun
sonuçsuz kalmasımn AB ile
ilişkileri daha da gereceği
öngörülüyor.
SERKAN DEMtKTAŞ
ANKARA-BM Genel Sekreteri
Kofî Annan'm görüşmelerden
çekiknesi ve Avrupa Birliği
Komisyonu'nun Türkiye'yi "işgald"
olarak tanımlayacağını açıklaması,
Ankara'yı. "en kötü senaryoyla"
karşı karşıya bıraktı. Dışişleri
Bakanlığf nda yapılan
değerlendirmelerde. gelişmelerin
Türkiye-AB arasında ciddi
gerginliğe neden olabileceği
belirtiliyor. Yeni hükümetin, AB'yle
ilişkileri germemek için KKTC
lideri Rauf Denktaş'a baskıyı
arttırabileceği öngörülüyor.
Lahey'de 10 Mart'ta yapılan
buluşmadan bir sonuç çıkmaması
Türkiye'yi de zor durumda bıraktı.
AB ve ABD, Annan planının kabul
edilmemesinin sorumluluğunu
Denktaş'a yıktı. AB Komisyonu'nun
da, "Türkiye, AB topraklaruu işgal
etnüştir" açıklamasını yapması
Ankara-Brüksel hattında ilişkileri
gerdi. Lahey'deki toplanhnın
yansımalan şöyle:
• Dışişleri, Kopenhag Zirvesi
sonuçlanna göre 3 olasılıklı bir
senaryo geliştirmişti. Kıbns
sorununun çözülmemesi olasılığına
göre hazırlanan senaryolann en
kötüsü gerçekleşiyor. AB,
Türkiye'yi işgalci sayacağını
açıklarken Ankara'ya
"böKinmüşlüğü" kabul etmediği
mesajını da veriyor.
• Dışişleri, AB'nın"işgal"
açıklamasınm ardmdan Ankara'daki
AB büyükelçilerine Türkiye'nin
görüşlerini aktardı. Büyükelçilere,
1974 Banş Harekâtrrun 1960'ta
Türkiye-Yunanistan ve Îngiltere ile
Kıbns'taki taraflar arasında
imzalanan Garanti Anlaşması'na
dayanılarak yapıldığı, TSK'nin
varlığmm da bu anlaşmaya
dayandığı aktanldı.
• Dışişleri yetkilileri ise
Komisyon'un açıklamalannın
"bügisiztikten'' kaynaklandığım
behrtiyor. Yetkıliler, "1960
anlaşmalan yünlrhıkte olduğuna
göre oradaki askeri variığumzuı da
yasal ohnayan bir \anı olamaz" diyor.
• AB, "Bir AB üyesi olan Kıbns'ı
tanımadığı için Türkiye'nhı üyeliği
söz konusu obnayacak" diyerek
Kıbns sorununun Türkiye için
önkoşul olduğunu resmen kabul etti.
Kıbns'ta kısa vadede bir gelişme
beklenmemesi nedeniyle Türkiye-
AB ilişkilerinın ciddi bir gerginliğe
doğru ilerlediğı hesaplanıyor.
Dışişleri, "löNisan'dan sonra
masaya Rumlar da oruracak. Ona
göre masada mı kalacağız yoksa
kalkacak mıyız, bunu görmek gerek"
ifadelerini kullanıyor.
• Türkiye, Lahey'in ardmdan
yaptığı açıklamalarda "Annan planı
masadadn". Görüşmeye devam
edeceğiz'' diyerek bundan sonraki
politikalara ilişkin mesaj da veriyor.
İSARCIKL1OĞLU:
Rum halkı
terötisti
başkan seçti
Ekonomi Servisi - tktisadi Kalkınma
Vakfı'nın 39. Genel Kurulu'na Kıbns
sorunu damgasını vurdu. Genel
kurulda konuşan Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğiu AB'nin Kıbns'taki
tutumunun Rumlan uzlaşmaz hale
getirdiğini söyleyerek "AB,
kuruluşundan bu yana en vahim ve
fevkalade olumsuz sonuçlan olabilecek
bir hataya imza atmış olmaktadır"
dedi. AB'nin, Türkiye'nin taraf olduğu
uluslararası anlaşmalan yok saydığın:
kaydeden Hisarcıklıoğiu, bölünmüş bir
ülkeyi AB'ye almaya kalkışmanın
bölgeyi krize sürükleyeceğini söyledi
Rum lideri Tasos Papadopulos'u da
"terörist" olarak nitelendiren
Hisarcıklıoğiu "Rumlar, bir EOKA
teröristini başkan seçerek, Türkteri ile
birlikte yaşamak istemediklerini net bir
şekilde ortaya koymuşlardır" dedi.