04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 SU3AT 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ İNSANIN SERÜVENİ *•***•< TURHAN SELÇUK D7RÜ5T T A B Î A T L I İ5TAN3UL TAM BÎRA441ÂK5IZPI AEDÜLCA2ÎBA2 PAHA.VA ALMlS KACSRALAEI yüzyılda Roma dönemindenimin niyeyaptırdığı büınmıyo sanüiyor r tlkyerleşimin kurulduğu tarihi semt Kaleiçi'ndeki Hıdırtık Kııksi'nin tepesinden AntaJya'nın görünüşü-. Kent ayak atonda; turistler kapıda, fakat kule ziyarete açık değü— (Fotoğraflar: Gürsu KUNT) Antalya'nınsessizkulesi: Hıdırlık /îelki Akdeniz'i gözetleme kulesiydi... Belki ateş yakılıp fener görevi üstleniyordu... Belki bir anıt mezardı... Ama bunlardan bir iz yok G eçenlerde yolum An- talya'ya düştüğünde elime Antalyalılar der- gısı geçti... llk sayısı daha yeni piyasaya çıkmış... Dergı üç aylık ve parasız; An- talya Büyükşehir Beledıyesı yayım- lıyor ve dağıtıyor... Antalyalı aıleler kendi aile tanhlenni yazarak ya da anlatarak kentın tanhıne not düşüyor- lar... Sanınm Türkiye "de bir ilk... Projenin müellifı eski gazeteci dost- lardan AhmetOnıçoğhı... Dergiyi ha- zırlarken. Antalya'da yaşamış ya da yaşamakta olan herkesı "AntaJyai* ka- bul ediyor... Antalya Büyükşehir Be- lediye Başkanı Bckir Kumbul da ay- nı görüşte... Amaçlannın ortak bır kentli kültürü yaratmak olduğunu söy- lüyor: "Her şeyden önce. nereden ve ne zaman gelmis. ohırlarsa olsunlar An- talyalı afleler, geçmişleriyle Antalya'nm geçmişini biıükte anarakyeniden bir- Hkte düşünecekler ve kentk olan bağ- lannı yeni heyecanlarla örecekler." Antalya'ya nereden ve ne zaman gelmiş olurlarsa olsunlar... Antal- ya'nın geçmişi, heyecan vericıdir... Bergama kralının cenneti Tarih, Antalya'yı Attalos'un kurdu- ğunu yazar... Kentin adı kurucusun- dan gelir... Attaleia, Adalya, Antali- ye, Antalya... Ne var ki Attalos, Ber- gamalıdır... Bergama krahdır! Antalya, antikçağın Pamfılya böl- gesınde çok yeni bir kenttır... Kuru- luşu, tsa'dan 150 yıl öncesmdedir.. Pamfilya'da Perge'ye, Termessos'a, Phaselis'e, Olimpos'a, Aspendos'a, Si- de'ye göre Antalya daha dün kurul- muş gibidır ve yine de kendine bır kuruluş söylencesi yaratmıştır... Ber- gama Kralı H Attalos. yeni bir liman kenti kurmak isteyip askerlerini Ana- dolu'ya salarken, "Gidin bana öylebir yer bulun ki. bütün krallann gözü kal- an._ Öyle bir yer buhın ki, hiç kbnse gözünü oradan ayıramasın... Gidin bana yeryüzünün cennetini bulun™" demıştır... Öncü bırlıklerin bulduğu ye- re Attalos gelmiş ve beğenmiş; liman olacak küçük koyun sırtlanna surla- nnı ördürerek kenti kurmuşrur... Bu bir keşıf değildir.. Antalya'nın burnunun dibindeki Karaın ve Beldi- bi mağaralannda on binlerce yıl ön- cesinden insanlann yaşam izleri var- dır... Dolayısıyla Antalya'nın tarıhı, Anadolu"da boy gösteren insanoğlu- nun tarihiyle yaşıt gibidir ve on bin- lerce yıl öncesinde henüz örülmemiş surlann içinde çok kişi yaşamış olsa gerektir ve işte onlar ilk Antalyalılar- dır.. Bugüne gelindığinde Antalya sur- lannın büyük bölümü yıkıhp, yıktı- nlıp gıtmıştir ve artık olmayan surla- nn gerisinde Kaleiçı denilen semtte yaşam kendı nöbeti içinde sürüp git- mektedır... Kaleiçi üzerine çok yaa yazılmıştır ve yazılacaktır... Çünkü daracık so- kaklanyla bır labirentı andıran Kale- içi'nin irilı ufaklı evleri onanlarak ya da yeniden yapılarak turizmın hizme- tine girmıştır... Çok değıl, 40 yıl önce- sinde kentın genişlemeye başlamasıy- la Kaleiçı kimsenin yüzüne bakmadığı ve hatta kaçtığı bır semtken turizmle bırlıkte yeniden hayat bulmuştur... Akdeniz'e falezlerden bakan Kale- içı'nde, denize dımdik inen uçurum kıyısında bir kule vardır: Hıdırlık... Hıdırlık Kulesı, artık ohnayan sur- lann içindedır, fakat surlann parçası ya'ya gelişi onuruna yaptınlan üç gözlü ve görkemli Hadrianus Kapısı gibı o sıra yapılmış olmalıdır. Ama Hıdırlık Kulesı'nde herhangi bir mezardan ya da herhangi bir im- paratordan iz veya herhangi bir yazıt- tan tek satır yoktur... Tek ipucu halk arasında söylenegelen adıdır ve fa- kat Hıdırlık^ u HKhr"dan gelmekte- dir ki Hıdır da Hraradının değişik söy- lenişidir ve bu durumda en yakın ola- sılıkla Selçuklu de\nnde halkın kule çe\Tesınde hıdrellez kutlaması yapmış olması söz konusudur... Kulede 'papaz çıkartmak' Bunlan Antalya'ya yolu düşmüşken Hıdırlık Kulesı'nin öyküsünü yazma- ya kalkışmış hayali geniş bin uydu- ruyor olabilır ama. Antalya'nın eski turizm rehberlerinden ve Antalyah yazar Hüseyin Çimrin de aynı olası- lıktan söz etmektedir... Çimrin'in baş- ise "HKhrhkKuksFndekipapaa" an- latmaktadır: "Hıdniık Kulesi'nin içinde freskkr vanhr. Biz çocukken,buraya girer,du- vara bir kova su serpip, fresklerdeki bir papaz resmini ortaya çıkannhk. Hatta bugün büe "Hıdırlık Kulesı'nde sen hiç papaz çıkarttın mı kı, Antal- yalıyun diyorsun' diye sorariar." O zaman Hüseyin Çimrin'e de ya- şını ve çocukluğunu sormak zamanı gelmiştır... Hıdırlık Kulesi'ne 45 yıl önce 12- 13 yaşlanndagirmiştir... Antalya'ya yolu düşmüşken Hıdır- hk Kulesi 'nin öyküsünü yazmaya kal- kışan hayali geniş adam, o sıra 5-6 yaş- Ianndadır ve konuşmayı öğrenır öğ- renmez babasınm ezberlettiği ev ad- resi hâlâ belleğindedir: "Kdınçaslan MahaDesi Hıdırhk So- kak, numara-J' Hayal değil gerçeğin ta kendisidir... Hıdırlık Kulesi. Demokrat Parti ikti- değildir ve kimı kimsesi yoktur. Duvannın bır köşesıne iliştirihnış tabelada şöyle yazmaktadır: "Kare planb yüksek bir kaide üze- rine oturtulmuş süindirik bir gövde- den ibarertir. 14 metreyüksekliğinde- dir. Doğu cephesindeki kapıdan içeri girilir.buradan dar merdhenle üstka- ta ulaşıhr. Plan itibanyla Roma döne- mi moasoleıunlanna benzemektedir. Mimari karakteri yüzünden MS 2. yüzyda tarihkndirilir.'1 Planı bır mozole, yani anıt mezar planıysa.. içinde mezar olması gere- kır... Mıman karakten Isa'dan sonraki 2. yüzyıla denk geliyorsa, Roma Impa- ratoru Hadrian ın 130 yılında Antal- ka olasılıklan da vardır... Kule, kör- feze gelen gemileri gözetlemek için yapıhnış olabilır ve aynı zamanda te- pesinde ateş yakılarak bir fener göre- vi üstlenmiş olabilir... Olabüir... Fakatkörfezi gözetlemek ya da ateş yakmak ıçin kuleye gerek yoktur... Falezler zaten yeteri kadar yüksektir... Çimrin'in, 1970'lerinba- şında yazdığı "Antalya" kitabında ku- lenin alt kanndaki odanın duvarlann- da fresk kalıntılanndan söz etmesi ise gerçekten ilginç bır bilgidir: "Fresk kahntdan nedeniyle bazı kaynaklarca bir kahraman mezan olarak gösterilmesini de dikkate al- mak laanıdır."* Hüseyin Çimrin, 2002'de yazdığı "Bir Zamanlar Antalya" kitabında Hıdırhk Kulesinin çevTesi 40 yıl önce mezbeleüktL. Bugiin kulenin dışı temizlenmiş, çevresi düzenlenmiş ama içi ne yazık ki terk edilmişügin acısını yaşryor». Tarihi kule, eğer istenirse iyi bir bakım sonrası Antalya'nın kurulduğu >ıllara ev sahipüği yapabiUr» dannda "komünist'' damgası yediği için Istanbul'dan kansı ve 2 yaşında- ki oğluyla Antalya'ya yan sürgüne gelmiş 52 yaşındakı adamın, bahçe ka- hnda kiraladığı evin yanındadır... Evin bahçesi kulenin bahçesi; kulenin bah- çesi e\in bahçesidir... Dışarıdan seylrllk Hıdırlık Kulesı'nin tam dibınde se- kizyıl geçmiştir... Fakat burası, kapısı açık olsa da gi- rilemez ve hatta yakınına bile gidile- mez bir kuledir... Çünkü yaban otla- nnın arası yılanlann egemenliğinde- dir... Akrepler hakeza... Bahçelerde ta- vuk beslemek boşuna değildir... Onca yıl sonra Kaleiçi'ne turistler gelınce kulenin çevresi düzenlenmiş, taşlar döşenmiş, süs bitkileri ekibnış- tir... Lakin, sonradan takılan demir kapı ldlitlidir... Kuleye girmek yok, dı- şından bakmak vardır... Hüseyin Çimnn, bir kere, o da ço- cukken gırmıştir kuleye .. Belediye- den anahtan bulup bir daha var mı- sın, Hıdu-lık Kulesi'ne girmeye... 01- mazolurmu... Birkaç gün öncekı yağmurdan son- ra taşlann arasında biriken sular ıçe- ri sızmaya de\am ediyor... Karanhk... Alt kattaki odayı bu-kaç yıl önce tiyat- ro yapmışlar... Zermne döşenen tah- talar çürümüş... Çıtır çıtır kınlıyor... Dekorda kullandıklan malzemeleri bıle bırakıp gitmişler... Elektrik kab- lolan yerde... Şalteraçık... Duvarda- ki fresk galiba, taşın damarlan ısla- nınca çocuklann yarattığı bir öykü... 19 taş basamaklı dar merdivenden yukan çıkılıyor. Burası kare planlı kısmın ve kapının üstü... Dışanda- yız... Sonra yıne içenden 19 taş ba- samaklı ve yine dar merdivenle daire planlı üst kata çıkılıyor.. Manzara muhteşem... Antalya 360 derece ayak altında... Hıdırlık üzerine bir hayal Hıdırhk Kulesi, Antalya'nın en es- ki tarihi yapılanndan biri... Hoyratça kullanılan bir miras... Dışının temiz- lenmesi 40 yıl almış, içinin temizliğı dört günde yapılır ama yapan yok! Antalya'ya sekizyıllığınayolu dü- şenleri Antalyalı sayarlarsa eğer ço- cukluğu Hıdırhk Kulesi'nin yanında geçmiş o Antah/alının, hayal yüklü bır önerisi vardu1 ... Hayaller smır tannnaz.... Antalyalılar adına Bekir Kumbul, önce kulenin onanmını sağlamış son- ra bir ya da birkaç ressamı davet et- miş; Hıdırlık Kulesi'nden bakınca Isa'dan sonraki 2. yüzyıl Roma döne- minin Antalya resimleri yapılmıştır... Eldeki tarihi bilgileryağlıboya tablo- lara geçmiş. bir fotoğraf gibi günü- müze taşmmışnr... Resimler, Hıdu-lık Kulesı'nin alt katında sergilenmekte- dir... Kulenin üst kannda ise iki taş mankene Romalı giysileri giydiril- miş; iki mankenin arasında bir kişi- lik boşluk ve arka planda Antalya gö- rüntüsü bırakıhnıştır.. Yerli yabancı turistler araya gırip fotoğraf çektirmek- tedir... Yüzyıllardır kimi kimsesi obnayan Hıdırlık Kulesi, Kaleiçi gibi yeni bir hayata layıknr... GEÇMİŞTEIV GELECEĞE ORHANERİNÇ Şantaj Var, Ses Yok Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerginlikten, sa- dece kendi ülkelerini sorumlu tutan aydınlanmız, bu nedenle son gelişmeleri de yorumlamaktan kaçın- dılar. Çünkü yorumlasalardı Yunanistan'ı eleştirmek zorunda kalacaklar ve uluslararası aydın tavırianna da ihanet etmiş olacaklardı. BeJki de gazetelerinde yer almadığı için ne oldu- ğunun farkına bile varmadılar. Geriye gidelim ve önce Yunanistan ordusunu de- nize döken sonra da Lozan Antlaşması ile zaferini perçinleyen Atatürk'ün ökjüğü günün ertesini anım- sayalım. 13 Kasım 1938 günü, Yunanistan Başbakanı Me- taksas, Başbakan Celal Bayar'a gönderdiği baş- sağlığı telgrafında şöyle diyor: "Dost ve müttefik Türkiye'yi pek acı bir suretle üzen milli mateme, kraliyet hükümeti, Elen milleti ve ben çok elemli bir heyecanla katılıyorvz. Bu çok çetin imtihanda bütün Yunanistan 'ın düşüncesi, en derin sempatisini göstermek ve sunmak için asil, dost millete yönelmiş bulunuyor. Ünlü şefi, kahra- man askeri ve Türkiye'nin aydın yaratıcısını yüce- leştirmekte olan Yunanistan, Başkan Kemal Ata- türk'ün, Türk-Yunan anlaşmasının başlıca kurucu- su ve iki memleketi ortak bir ideal ve banşçıl bir iş- biriiği çerçevesi içinde birbirine bağlayan ve çözül- mesine olanakbulunmayan dostluk bağlannı vücu- da getirmiş olduğunu asla unutmayacaktır." Bu tür mesajlar doğal olarak nezaket cümlelerini içerir. Ana cümlelerin, özellikle banşçıl içeriğini yok saymak olası değil. • • • 31 Ocak 2003. Yer: Ankara. Avrupa Biriiği Troy- kası'na dahil Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Pa- pandreu, Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış ile gorüşü- yor. Papandreu, Türkiye'ye Avrupa Biriiği için tâm destek verdiklerini açıklıyor. Ama Yunanistan tarafından yapılmış bir açıklama daha var. Savunma Bakanı Yannos Papandoniu, Atina'da şunlan söylemiş: "Herkes biliyorki Türkiye 'nin AB üyeliğinin anah- tan Yunanistan'ın elindedir. Yunanistan'ın, bu ko- nuda yardımcı olması için Türkiye, Kıbns konusu- nun çözümüne katkıda bulunmak ve Ege 'deki mil- li egemenlik haklanmız aleyhindeki taleplerinden vazgeçmek zonındadır." • • • Açıklama tam bir şantaj örneği. Diyor ki: "Türki- ye'nin Kıbns'ı vermesi yetmez. Ege Denizi'ndeki karasulanmızı 12 mile çıkarmamızı kabul etmeli ve Ege'de uluslararası sular ile Türkiye'nin karasulan kalmamalıdır." Açıklama böyie, ama ne Dışişleri'nden, ne ulus- lararası aydınlanmızdan ses çıkıyor. Bakalım daha nelerle karşılaşacağız. • • • Cumartesi günü, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı ve Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi Ipekçi'nin öldürülüşünün 24'ün- cü yıldönümüydü. İlk kez yaşanan karsız ve yağmur- suz bir yıldönümüydü ama, yakınlan ve birlikte ga- zete hazırlayan az sayıdaki gazeteci ile sanatçı, anı- sı önünde eğilmeye gelmişti. Bu kez, Türkiye ile Yunanistan arasındaki dostlu- ğun gelişmesine{!) katkıda bulunmak niyetiyle oluş- turulan "Abdi Ipekçi Banş ödülü'nün yandaşlan da ortalıkta yoktu. Yüreğim "cız" etti. Kendi adıma büyük gaze- teciden özür diledim. [email protected] Yığılmaya çözüm olmadı Hastanelerde vardiya kalkıyor EBRUTOKTAR ANKARA - Sağhk hizmetlerinde gündüz saatlerinde oluşan yığıl- mayı önlemek için has- tanelerin akşam 16. 00- 22.30 saatlen arasında da hasta muayene etme- sini öngören "vardi>"a sistemi" kaldırılıyor. Sağhk Bakanı Recep Akdağ. geçen haftaki Bakanlar Kurulu'nda, eski Sağhk Bakanı Os- man Durmuş dönemin- de yürürlüğe konulan vardiya sisteminin dok- torlann işgücü verimini düşürdüğünü, hastala- nn da gündüz yerine ak- şam saatlerinde muaye- ne olmasına yol açarak sağhk hızmetlerindeki yığıhnayı önlemediğini vurguladı. Vardiya sis- temini kaldırarak çalış- mayı teşvik edecek ye- ni bir sistem kuracakla- nnı söyleyen Akdağ'ın açıklamalanna Türk Ta- bipleriBırliği(TTB)ise temkınli yaklaşıyor. TTB Merkez Konseyi üyesi Eriş Bilaloğhı, her bakanın yeni bir uygu- lama başlatarak sağlık sistemini arapsaçına dö- nüştürdüğü uyansında bulundu. Sağlık Bakanhğı, "SağjıkDönüşüm Proje- a" çerçev esınde vardiya sistemini kaldınrken doktorlann çahşmasını teşvik edeceğini belirt- tiğı yeni bir sistem getir- meye hazırlanıyor. TTB ise vardiya sisteminin kakünlmasına destek ve- rirken yeni proje konu- sunda bazı kaygılar taşı- yor. TTB Merkez Kon- seyi üyesi Eriş Bilaloğ- lu, vardiya sisteminin yapılan araştirmaya gö- re, hastalann 20'sinin gündüz saatlerinde has- taneye başvurmasına ne- den olduğunu vurgulaya- rak "Yani bu uygulama, sağhksistemine ayakba- ğıohnuştur"dedi. Sorunun çözümü için sağlık ocağı gibi birin- ci basamak sağlık hiz- metlerinin öne çıkanl- ması gerektiğini savu- nan Bılaloğlu, "Çûnkû insanlann sağhk sonın- lannın yfizde 701 sağhk ocaklannda çözûmk- nebaecekhastahldar.Bu yüzden ikinci basamak sağbk hizmetleri olan hastanelere ghmeyege- rek yok" dedi. Bılaloğlu, hastaneler- deki uzman bır hekimin solunum yolu enfeksi- yonlan ile uğraşmak zo- runda kaldığına, bunun da sağhk hizmetlerinde- ki verimi düşürdüğüne ışaretetti. Solunum yol- lan hastalıklan gibi ra- hatsızhklann sağlık ocakJannda çözümlen- mesi gerektığının altını çizen Bılaloğlu, "Dok- torlar da eğitimine, bfl- gisineve uzmanhkalanı- na uygun hizmetler ve- receği için sağfak sistemi daha verimh' bir yapıya ka\ıışur. Mesde, sağhk ocaldaruucazip hale ge- tirmek" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle