23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 &JBAT 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 OnemHsav Alman vakıflan ile ilgili davanın geçen haftak duruşrnasında, Ova- cık'ta altın çKaran Normandy fır- masında çalştıktan bir süre son- ra aynlmış rraden mühendisi Ha- san Gökvardar dinlendi. Gökvardar, duruşmada verdiği ifadede çok ilgi çekici bir sav ile- ri sürdü: "Ovacıkaltm madeninden Nor- mandy şirketinin e/de ettiği altın ve gûmüş kansımı olan maden, ra- fıne edilmek üzere her hafta so- nu Isviçre'ye gönderiliyor. Benim ne kadar attm madeninin rafıne edilmek üzere yurtdışına gönde- rildiği hakkında bilgimyoktur. Mik- tar, sadeceşirketin beyanına gö- redir. Bu hususta bir devlet dene- timi yoktur.'' Ovacık altınının hiç denetimsiz, ocaktan çıktıktan hemen sonra türnüyle yurtdışına gönderilmesi, çok önemli bir sav. Dileriz bu sav, soruşturma dos- yalan arasında yitip gitmez... Huylunun huyu Yıl 1997. Aylardan şubat. Şim- dinin Başbakanı Abdullah Gül, o gün Refah Partili Devlet Bakanı. Milliyet'ten Yasemin Çongar, Gül'ün VVashington temaslannı özettiyor. "Kıbns ve Ortadoğu so- runlannda Türk dış politikasına aykın mesajlar veren Gül, RP'nin düşündükleriyle söytedikleri, söy- ledikleriyle yaptıklan arasındaki çelişkiyi, 'Dogaldır. Bu, Türk stili po- lıtikadır' diye savundu." O tür politikaTürk stili mi, bops- til mi, tartışılır. Doğal karşılanması gereken tek gerçek var: Huylu huyundan vazgeçmiyor. İSIK KAS5I! Orneğe bak, örneğe...Tıpkı A-K-P lideri gibi Türk dış po- litikasını "tüccar" mantığıyla yön- lendirmek isteyenlere her gün bir yenisi ekleniyor. TÜSİAD üyesi, işadamı Şadi Gü- cüm, Kıbns konusuna değinirken, barış anlaşmalannın "ödün" verile- rek imzalandığını ifade etmiş, Lo- zan Antlaşması imzalanırken Musul sorununun çözümünün ertelenme- sini de bir "ödün" olarak nitelemiş... Böyle büyük büyük görüşler öne sürmeden önce tarihi doğaı oku- mak gerekiyor galiba... Musul sorununun Lozan'da çö- zülemediği doğrudur. Antlaşmanın 3. maddesinde, Tür- kiye-lrak sınırının 9 ay içinde Ingil- tere ile dostça belirlenecegi hüküm altna alınmasına karstn, gelisen olay- lar göstermiştir ki, lngiltere hiç de "dostça" davranmamıştır. 1924'teki Haliç (Istanbul) Konfe- ransı'nda Ingilizler, Lozan Antlaş- ması'nda olmamasına karşın Hak- kâri'de bir "Nesturi" bölgesini gün- deme getirmişler, konu Milletler Ce- miyeti'nde görüşülürken de aynı böl- gede Nesturi ayaklanmasını çıkarmış- lardı. Aynı Ingilizler, Nesturi ayaklanma- sının bastınlmasından sonra 1925te Şeyh Sait ayaklanmasını kışkırtmış ve yönlendirmişlerdi. Prof. Dr. Şera- fettinTuran'ın "TürkDevrim Tarihi" kitabında yer aldığı gibi, o dönem- de Bağdat'taki Fransız Komiserli- ği'nin kendi Dışişleri Bakanlığı'na ilettiği raporda bu ayaklanma şöyle değerlendirilmişti: "...bölgede ortaya çıkan olaylar, In- gilizlerin uğradıklan yenilgiden son- ra hiç affetmedikleh Mustafa Ke- mal'e ve Ankara'daki Meclis'e kar- şı yürûttükleh siyasetin birparçası- dır..." Musul, bütün bu ayaklanmalar, kişkırtmalar sonrası 1926yılında im- zalanan AnkaraAntlaşması ile Misak- ı Milli sıntrlanndan kopartılmıştır. TÜSİAD üyesi, işadamı Şadi Gü- cüm'ün Dstünevazifeolmayan bir ko- nuda, Kıbns konusunda -hem de etrafımızda savaş rüzgâıiannın es- tirildiği birortamda- "ödün" önerir- ken verdiği örnek ne denli anlamsız- sa, bir o kadar da düşündürücüdür! İnşallah Hakan Reyhan, "Ulusal" dergisini yeniden canlandırdı. Dergi attı yıl önce doğmuş, uzunca bir süre yayın yaşamına ara vermişti. Ulusal, ocak ayında 8. sayısı ile yine okur ile buluştu. Hakan Reyhan, sunuş yaztsında "ulusal sol" düşüncenin temel özelliklerini nasıl algıladıklarını şöyle sıralamış: "Kapitalizm karsıtlığı. IRusaT yenittenyaymyaşamnda Kapitalizmin neden olduğu (klasik veya çağdaş) sömûrgeciliğe karşt ulusalcı direniş. Bûtün dûnya haiklannın ulusal duyartıkianna sahip çıkma ve mazlumlar entemasyonali ideali. Sömürgeciliğin poiis gücû olan faşizme ve her tûriü faşizan baskıiara karşı ulusal demokrasi mücadelesi. insanm tarih Cıretme potansiyelini açığa çıkaracak özgürlükçülük. Akiın özgürleşmesini engelleyen butûn dogmalardan kurtulma, bilimi ulusal onuria biriikte gerçekleştirme arayışı olarak aydınlanmactlık. Bütün hareket tarzım, her ulusun kendi ulusal gerçekliğinin ve insanlığın ortak tarihsel geçmişinin ışığında gerçekleştirmek şeklinde bir ulusalcılık ve entemasyonalizm." Reyhan, ulusal solun bakış açisının "evrensel", hareket tarzının ise "ulusal" olduğunu da not düşmüş. Ulusal ile iletişim kurmak isteyenler için adres ve telefon verelim: "P.K 47, 06581 Bakanhklar I ANKARA Tei: 0.312.441 45 76" ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞIPAL SosyalGüvenMkKıınımlannda AskerKk Borçlamnasü (2) TC Emdkb Sandığı Emekli Sandığı iştvrakçilerinin askerlik sürelerine ilişkin borçlanma koşulları 5434 sayılı TC Emekli Sandığv Yasası Ek Madde 8'de yer almıştır. Bu koşullar Sosyal Sigortalar Yasası'nda öngörûlen koşullardan çok daha değişiktir. Ek Madde 8'de TC Emekli Sandığı iştirakçilerinden: tf c) Muvazzaf\-e ihtiyat askertikte er olarakgeçen süreleri- nin, d) 1.1.1950 tarihinden sonra yedeksubay okulunda öğren- ci olarak geçen sürelerinin" borçlanılarak, fiili hizmete ek- lenmesi öngörülmüştür. H Askerlik borçlanmasına ilişkin tutar nasıl hesaplanacak- tır?" sorusunun yanıtı ise Ek Madde 31 'de verilmiştir. tt TC Emekli Sandığı*na yaah olarakbaşMirduklan tarih- teki öğrenim durumlanna göre", 657 sayılı Devlet Memur- lan Yasası'nın 36. maddesinde belirlenen, "giriş derece ve kademekri göstergelerinin o taribte yürürlükte olan katsayı ile çarpunı sonunda bulunacak tutarlar esas annarak, yine o tarihteki kesenekve karşıhk oranlanna göre tespit olunur." TC Emekli Sandığı kesenekleri % 15'i iştirakçi payı, % 20'si kurum karşılığı olmak üzere, toplam % 35 oranında- dır. Bu oran, hastalık, analık, iş kazalan, malullük-yaşlılık ve ölüm sigortalannın tümünü kapsamaktadır. TC Emekli Sandığı iştirakçilerinin, 657 sayılı Devlet Me- murlan Yasası'nın 36. maddesinde, öğrenim durumlanna göre belirlenen memuriyete giriş derece, kademe ve göster- gelerine göre ödeyecekleri, 18 aylık askerlik süresine ilişkin borçlan tutan: (1 Ocak 2003'ten geçerli) Kamudaçalışan işçilerinya- sal hakkı olan ikramiyelerinin (ilavetediye) ikinci bölümü ge- çen koalisyon ortaklığı döne- minde verilmemiş, bu yıla sar- krtılmıştı. Türk-lş, şimdi bu ikramiye- lerin ivedilikle ödenmesini is- tiyor. Gölge başbakan Recep Tayyip Erdoğan, aralık ayı so- nunda Demiryol-lş Sendika- sı'nın 50. kuruluşyıldönümün- de şöyle konuşmuştu: "ışçilerimizin bu geciktiril- miş hakkı üzerindeki hassasi- yetim fazladır. İlgili bakanlan- mızla konuyu görüşecek ve bayramdan önce çözülmesi- ne yardımcı olacağım, inşal- lah." Erdoğan, zorunlu tasarruf- lar için de geçen günlerde va- atte bulunmuştu: "Nemalann bir bölümünü şubatta ödeyeceğiz, inşallah." Henüz ortada bir icraat yok ama, maşallah! Gelinim sen anla CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin Istanbul ör- gütüne seslenmiş: "Istanbul'un bûtün beledi- yelehne sosyaldemokratSarge- iinceye kadar hiç uyumadan çalışın." Kimse uyuma niyetinde de- ğil de, "esneyen muhalefet" kavramtnı Türksiyasetine sok- mabaşansını gosteren CHP'nin üst yönetimi uykudan uyanıp bir gerinse, gerisi gelecek... KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behhak@turk.net TC Emekli Sandığı Askerlik Borçlanma Tntarlan (Ksısjşr, 34.300) Oğrenim Dunımu llkokul OrtaoVul Lıse Yûksek5ğrenım(2Yıl) Yûksekö&eninı (3 Yıl) Yükseköğrenim 14 Yıl) Yüksekö|renim(5YıU Yûksekö|remm(6YıU Derece Kademe 15 1 142 133 10/2 10'3 9/1 9ı2 9/3 Aylık Gösterge 500 520 540 600 610 620 630 645 Borçlanma Aylıgı 17.150.000 17.836.000 18.522.000 20.580.000 20.923.000 21.266.000 21.609.000 22.123.500 * o?5 Boıçlanma Tutan 1 Aylık 6.002.500 6.242.600 6.482.700 7.203.000 7.323.050 7.443.100 7.563.150 7.743.225 18 Aylık 108.045.000 112.366.800 116.688.600 129.654.000 131.S14.900 133.975.«OO 136.136.700 139.378.050 Borçlanma tutarlan toptan ödenebileceği gibi, her ay tak- sitle de ödenebilecektir. HARBt SEMtH POROY semihporoyiiyahoo.com BULUT BEBEK MRAYÇİFTÇI bulutbebekohotmail.com MALATYA ASLtYE 2. HUKUK HÂKtMLİĞt'NDEN Esas No: 2002/62 Davacı Gülten Hamança taraftndan davalı Faik Hamança aley- hine açnuş olduğu boşanma davasının yapüan duruşmasında veri- len ara karan gereğince; Bütün aramalara rağmen tebliğe yarar açık adresi tespit edilemeyen davalı Faik Hamança'ya dava dilek- çesi tebliğ ediîemedi|,inden tebligatın ilanen yapılmasına, duruş- nıanın 25.03.2003 günü saat 09.02'ye bırakılraasma karar verildi- ğinden, HüMK.nun 509 ve 510. tnaddeleri gereğince ibraz etmek istedikleri delilleri ile biriikte duruşmaya gelmedikleri takdirde aynca gıyap karan tebliğ edilmeksizin dunışmanın gıyaplannda sonuçlanduılacağı, dava dilekçesinin tebliği yerine geçerli olmak üzeıe ilanen duyurulur. 23.01.2003 Basın: 4517 MALATYA ASLİYE 2. HUKUK HÂKtMLİĞİ'NDEN Esas No: 2002/365 Davacı Aysel Ulutaş vekili Av. Hasan Altıokka tarafrndan davalı Mehmet Ulutaş aleyhine açraış olduğu boşanma davasuun yapılan açık duruşması sırasında verilen ara karan gereğince; Bütün aramalara rağmen tebliğe yarar açık adresi tespit edile- meyen Mustafa oğlu 1961 doğumlu da\'ah Mehmet Ulutaş'a dava dilekçesi tebliğ edilemediğinden tebligatvn ilanen yapılmasuıa, du- ruşmanın 25.02.2003 günü saat 09.00'a bırakılmasına karar veril- diğinden, HUMK.nun 509 ve 510. maddeleri gereğince ibraz et- mek istedikleri delilleri ile biriikte duruşmaya gelmediği takdirde aynca gıyap karan tebliğ edilmeksizin duruşrnamn gıyabtnda so- nuçlandınlacağı, dava dilekçesinin tebliği yerine geçerli olmak üzere ilanen duyurulur. 20.01.2003 Basın: 4583 Nüfus cüzdammı kaybettim. Geçersizdir. SEHER ÇELİK lrafelı koyun Şc-nnsı'mn akîma bf-n 5ty ge\\<r. TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 3Şubat AALTO 'NUN İŞLEVCİ MİMARÎSİ.. 1898'PE BUGÜN, ÜNLÜ FİfJLİ MtMAE ALIfAR. AALTO POG~ MUÇ7V. ÎŞLEVSEL (FONKSİYONCU) MiMA&ifJİN EN ETfCİLE- YiCi SAMAVÇILA&tNOAN BifSİ OCAM AALTÛ, yAPlTLAeiYLA İNLANbİYA SlNlE.LAe.tMI AÇlf ULttS'LAgA&A - Sf TANIMMIŞLIĞA ULAÇ14IÇTVS.. İL£XU-EYEN YtU-ARJ-A B/K.Lİ/CTE, OfZGAMiK. BrÇiM VE MA^-ZeMEYE YÖMELEN MİMAR., ARAZİ- YE UYUM SAĞLAMAYI OA ÇOK ÖNEMSE- SEMİÇTİ. AALTO, ÖZELLİKJM Ş-OÜHY/İ SA- VAŞI'NDA Y/KILAM K£UrUE&İ y€MiC>€M İUŞA BTMEOe UZAMKJLIĞA V/»A4W PLAAJLAAAALA/2 YAPA4IŞT1. Sağda, Aatto'nun 194-9'da ioif-irdi- MRŞEHİRSULHHUKUKHÂKtMLİĞt'NDEN 2002İ177 Davacı Bahri Dinçer vekili Av. Şûkrü Tuzcu tarafindan Kadir Demir ve arkadaşlan hakkında mahkememize açmış olduğu mü- vekkilme ait daireye davalı Kadir Demir'üı maliki olduğu daireden su akması sureti ile parkelerinin zarar gördüğünü, aynca apart- manın ortak kullanım borusunun sık sık tıkandığını ve harcamalan müvekkilinin yapurdığını, bu konuda belgeleri olduğunu ve bu nedenle davalılardan 210.450.000.-TL.'nın dava tarihinden iübaren işleyecek faizi ile tahsüini talep ve dava etmiştir. Da^lüardan Hasan Erdoğan'ın adresi türa araştırmalara rağmen tespit edilememiştir. Mahkememizin 2002/177 Esas sayılı dosyasuıa kaydı yapılan davanın duruşması 03.03.2003 günü saat 09.30'a bırakılmış olup, davahnın belirtilen gün ve saatte duruşmaya katılması, kendisini vekille temsil ettirmesi aksi takdirde yargılamaya yokluğunda de- vam olunup karar verüeceği hususu dava dilekçesi yerine kaim olmak üzeıe ilanen tebliğ olunur. 21.01.2003 Basın: 4230 SAGNAK NtLGÜN CERRAHOĞLU "Mekiğin Hangi Parçası?' "Güneş kadargöz kamaştıncı alevalev birışık, or- manı aydınlatıyor. Yırmi araba ağıriığında ve on beş katlı bir bina yüksekliğindeki füzenin ucu, ağaçlann arasından göğe doğru sivriliyor. Yağmurdolu bulut- lan yanp geçiyor. Tabancadan fıhayan birkurşunun üç misli hızla yükseliyor göğe. Sesi arkadan duyu- yoruz. Motorlann sesi kulağımıza ışık patlamasın- dan sonra ulaşıyor. Birarada kalkan sekizjumbo je- tin gürûltûsügibi... Abş nampasından 6 kitometre uzak- lıkta bulunduğumuz yer deprem gibi sallanıyor... Füze yok olana dek kimse ağzını açmıyor. Ne bir yorum, neb/rctimte. Birdiniritüelgibibu dabiruzay ritüeli işte. Hepimiz aynı anda en ufak hatayı affet- meyen mükemmel bir t&knolojinin ortak büyûsüne kilitieniyoruz..." Guyana'da Arianespace uzay merkezinde "Türk- sat'ın atışını izlerken yazmışım bunlan... Bizzat ya- şayana dek füze atış ve inişlerinde "Canaveral Uzay tissü'vte doluşan Arnerikalılann "naifheyecanını'1 hiç anlamadım. NeticedeTVter vefilmterde defalarca gör- düğümüz şeyler bunlar. Amahayır. Ogeri sayımın ge- rilimi yaşeınmadan hissedilir, anlaşıhr gibi değil. Be- nimtanıkolduğum atış üstelik uzayauydutaşıyan bir füzeydi. İçinde astronot yoktu. Gene de çok etkilen- miştim. Kanıksadığımız o görkemli "take-ofT sahne- Ierinin nelere mal okiuğunu ve arkasında neleryaşan- dığını ilk kez orda, Guyana'da görmüştüm: "Aniden tepemizde kurşun gibi ağır yağmur yûk- lü bulutlarbirikince geri sayım durdunıldu. 'Arianes- pace' kontrol salonunda sinir ve gerginlik son nok- tada. Teknisyen, mühendis, proje şefleri 40 dakika boyunca atışı erteleyip ertelememekkonusunda sü- rekli birbiherine danışıp görüştüler. Biray önce pat- layan 'Ariene 5' fûzesinin ardından ikinci bir başan- sızlığı kimse göze alamıyor..." Guyana'yı yaşamasaydım... "Colombia"y\ duyunca herkes gibi önce "Chal- tenger^ı düşündüm. TV karşısındaki ilk tepkinv. "8u bir arşiv sahnesi mi" oldu. Sanki artık öyle bir fela- ket asla olamazmış, bir daha tekrarianamazmış gibi. Teknotoji mitosuna inancımız öylesine tam, öytesine sarsılmaz ki... Ama yok. Bir savaş eşiğinde durduk yerde "Cr)a/tenger"la uğraşılır mı? Yeni bir kaza bu... Yedi astronot kül olmuş. Guyana'yıyasarnasaydım, "Co/ombia"faciasından bu kadar etkilenmezdim. Global koyun trajedilerine -maatesef- doyduk artık. "Challenger" trajedisininin haberini Madrid'de yaşadığım yıllarda CNN'den de- ğil, arkadaşımın on yaşındaki küçük oğlundan almış- tım. Bugün "felsefe hocası" olan Alberto banatete- fon açmış, çocukheyecanıyla nefes nefese anlatmış- tı: "Mekik patladn Değil CNN, özel TV bile yoktu o zaman Ispanya'da. Haber eş dost arasında ağızdan ağza yayılmıştı. Afrika tamtamlan gibi... "Flaş haber" bombardımanı öncesinde tabii duy- gulanmız ve düşlerimiz vardı. En çok "amatörastro- not" oğretmen Christa McAulrffe'e üzülmüştüm. Içimdeki küçük kız -ki o yıllarda hâlâ vardı- onunla özdeşleştirmişti kendisini. Bugün öylemi? Bunlann hiçbirisini düşünmeye, his- setmeye vakityok. Birtrajedi değil, bir "flaş haber şo- leni" yasantyor sanki. Önce imajlar geliyor ekrana. Bush'un konuşması. "Kahraman astronot" öyküteri, 'medyatik uzman spekülasyonlan' vegazetectterin saç- masorulan... Kamera yerde rasgele bir"mekik parçasına" zum yapıyor mesela. Gazeteci soruyor (BBC'de bizzat iz- ledim): "Sizce bu mekiğin hangiparpasıdır?" Uzman- dan cevap: "Ne desem? Yanıcı bölümlerzaten kûl ol- muştur..." Mekik kalkarken alarm vermiş. Sol kanat hasar al- mış. Misyon niye durdurulmamış? Tozu dumana ka- tacakbir Ortadoğu savaşının eşiğinde illa bir "uzayçı- karmasr propagandasına mı ihtiyaç duyulmuş? Ha- zır astronotlar arasında "ilk kez uzaya çıkan" bir Isra- illi varken... Insansız "uydu uçuşlan" bile "biryağmur bulutu" için böylesine ince elenip sık dokunurken 7 astronot "Ya Allah, ya Bismillah" hesabına mı uzaya fırtatılmış? ABD yönetimi NASA bütçesinde ciddi indirim yap- mış mesela. Uzay araştrmalan fonlan askeri bütçeye kaydınlmış. "Colombia" gibi eski uzay araçlannın ye- nilenmesini öngören projeler askıya alınmış. Amerikan sağı "askeri projeler" yerine NASA'nın bilimsel araş- tırmayla oyalanmasını istemiyormuş. Colombia'nın son uçuşu da böyle akla ziyan araştırmalara aynlmış. Astronotlar, "Kyofo" anlaşmasını reddeden Bush eki- biriın öncelikleri arasına girmeyen "sera etkisi"ve "at- mosfer kirienmesini" inceliyorlarmış. Araştırma sonuçlan tabii astronotlaria biriikteyanıp kül oldu şimdi. Columbia'nın esran çok. Ama gerçek sorulara, gerçek yanıt yok. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5SOLDANSAĞA: 1/Türkiye'nin yerli kuşlann- dan olan, kü- 2 çükbaştanka- ra türii. 2/ Ka- rakter... Bir olayı belli bir 5 görüşe göre g değerlendir- me. 3/ Insan şeklinde mey- veleri olduğu- nainanılanef- sanevi ağaç... Uzak- lık işareti. 4/ Küçük bir alanüzerine odak- lanmış yoğunışıkkay- nağı. 5/Uzak... "Ör- neğin — içiyoruz, içi- mize bir karanfü dü- şüyor gibi" (Edip Cansever). 6/Cimri... Kenarsüsü. 7/I.Dün- ya Savaşı yıllannın ünlü kadın casusu. 8/Bir nota... Afrika zencilerinin çah çırpıdan yaptıklan çardak gibi bannak. 9/ Bir göz rengi... tskambilde bir kâğıt... Eski dilde su. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yurdumuzda da yaşayan ötüciibir kuş... Tavlad< "üç" sayısı. V Sırur nişanı... Kum falı. 3/Gereksiz anlamsız ve boş söz. 4/ Bir tür ince meşin. 5/ Kun soğuk... Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılaral vanlan. 6/ Küçük boylu, uzun ve ipeksi tüylü, saı kık kulaklı bir köpek cinsi... Osmanlı toprak düz« ninde yılhk geliri yüz bin akçeden yukan olan di lik. II Mezopotamya'da kurulmuş en büyük sitele den biri... Gökcisimlerini gözetleme. 8/ Futbolc topa yapüan sert vuruş... Teori. 9/Küçük çocuklî korkutmakamacıylauydurulmuşyaratık... Üstük palı olarak anlatma. b 6 7 8 9 9 Tç E 1 ş 1 K A R A M 1 >1< R A N
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle