Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 &JBAT 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
OnemHsav
Alman vakıflan ile ilgili davanın
geçen haftak duruşrnasında, Ova-
cık'ta altın çKaran Normandy fır-
masında çalştıktan bir süre son-
ra aynlmış rraden mühendisi Ha-
san Gökvardar dinlendi.
Gökvardar, duruşmada verdiği
ifadede çok ilgi çekici bir sav ile-
ri sürdü:
"Ovacıkaltm madeninden Nor-
mandy şirketinin e/de ettiği altın
ve gûmüş kansımı olan maden, ra-
fıne edilmek üzere her hafta so-
nu Isviçre'ye gönderiliyor. Benim
ne kadar attm madeninin rafıne
edilmek üzere yurtdışına gönde-
rildiği hakkında bilgimyoktur. Mik-
tar, sadeceşirketin beyanına gö-
redir. Bu hususta bir devlet dene-
timi yoktur.''
Ovacık altınının hiç denetimsiz,
ocaktan çıktıktan hemen sonra
türnüyle yurtdışına gönderilmesi,
çok önemli bir sav.
Dileriz bu sav, soruşturma dos-
yalan arasında yitip gitmez...
Huylunun huyu
Yıl 1997. Aylardan şubat. Şim-
dinin Başbakanı Abdullah Gül, o
gün Refah Partili Devlet Bakanı.
Milliyet'ten Yasemin Çongar,
Gül'ün VVashington temaslannı
özettiyor. "Kıbns ve Ortadoğu so-
runlannda Türk dış politikasına
aykın mesajlar veren Gül, RP'nin
düşündükleriyle söytedikleri, söy-
ledikleriyle yaptıklan arasındaki
çelişkiyi, 'Dogaldır. Bu, Türk stili po-
lıtikadır' diye savundu."
O tür politikaTürk stili mi, bops-
til mi, tartışılır. Doğal karşılanması
gereken tek gerçek var:
Huylu huyundan vazgeçmiyor.
İSIK KAS5I!
Orneğe bak, örneğe...Tıpkı A-K-P lideri gibi Türk dış po-
litikasını "tüccar" mantığıyla yön-
lendirmek isteyenlere her gün bir
yenisi ekleniyor.
TÜSİAD üyesi, işadamı Şadi Gü-
cüm, Kıbns konusuna değinirken,
barış anlaşmalannın "ödün" verile-
rek imzalandığını ifade etmiş, Lo-
zan Antlaşması imzalanırken Musul
sorununun çözümünün ertelenme-
sini de bir "ödün" olarak nitelemiş...
Böyle büyük büyük görüşler öne
sürmeden önce tarihi doğaı oku-
mak gerekiyor galiba...
Musul sorununun Lozan'da çö-
zülemediği doğrudur.
Antlaşmanın 3. maddesinde, Tür-
kiye-lrak sınırının 9 ay içinde Ingil-
tere ile dostça belirlenecegi hüküm
altna alınmasına karstn, gelisen olay-
lar göstermiştir ki, lngiltere hiç de
"dostça" davranmamıştır.
1924'teki Haliç (Istanbul) Konfe-
ransı'nda Ingilizler, Lozan Antlaş-
ması'nda olmamasına karşın Hak-
kâri'de bir "Nesturi" bölgesini gün-
deme getirmişler, konu Milletler Ce-
miyeti'nde görüşülürken de aynı böl-
gede Nesturi ayaklanmasını çıkarmış-
lardı.
Aynı Ingilizler, Nesturi ayaklanma-
sının bastınlmasından sonra 1925te
Şeyh Sait ayaklanmasını kışkırtmış
ve yönlendirmişlerdi. Prof. Dr. Şera-
fettinTuran'ın "TürkDevrim Tarihi"
kitabında yer aldığı gibi, o dönem-
de Bağdat'taki Fransız Komiserli-
ği'nin kendi Dışişleri Bakanlığı'na
ilettiği raporda bu ayaklanma şöyle
değerlendirilmişti:
"...bölgede ortaya çıkan olaylar, In-
gilizlerin uğradıklan yenilgiden son-
ra hiç affetmedikleh Mustafa Ke-
mal'e ve Ankara'daki Meclis'e kar-
şı yürûttükleh siyasetin birparçası-
dır..."
Musul, bütün bu ayaklanmalar,
kişkırtmalar sonrası 1926yılında im-
zalanan AnkaraAntlaşması ile Misak-
ı Milli sıntrlanndan kopartılmıştır.
TÜSİAD üyesi, işadamı Şadi Gü-
cüm'ün Dstünevazifeolmayan bir ko-
nuda, Kıbns konusunda -hem de
etrafımızda savaş rüzgâıiannın es-
tirildiği birortamda- "ödün" önerir-
ken verdiği örnek ne denli anlamsız-
sa, bir o kadar da düşündürücüdür!
İnşallah
Hakan Reyhan, "Ulusal"
dergisini yeniden
canlandırdı. Dergi attı yıl
önce doğmuş, uzunca bir
süre yayın yaşamına ara
vermişti.
Ulusal, ocak ayında 8.
sayısı ile yine okur ile
buluştu.
Hakan Reyhan, sunuş
yaztsında "ulusal sol"
düşüncenin temel
özelliklerini nasıl
algıladıklarını şöyle
sıralamış:
"Kapitalizm karsıtlığı.
IRusaT yenittenyaymyaşamnda
Kapitalizmin neden
olduğu (klasik veya
çağdaş) sömûrgeciliğe
karşt ulusalcı direniş.
Bûtün dûnya haiklannın
ulusal duyartıkianna sahip
çıkma ve mazlumlar
entemasyonali ideali.
Sömürgeciliğin poiis
gücû olan faşizme ve her
tûriü faşizan baskıiara
karşı ulusal demokrasi
mücadelesi. insanm tarih
Cıretme potansiyelini
açığa çıkaracak
özgürlükçülük. Akiın
özgürleşmesini
engelleyen butûn
dogmalardan kurtulma,
bilimi ulusal onuria
biriikte gerçekleştirme
arayışı olarak
aydınlanmactlık. Bütün
hareket tarzım, her
ulusun kendi ulusal
gerçekliğinin ve
insanlığın ortak tarihsel
geçmişinin ışığında
gerçekleştirmek şeklinde
bir ulusalcılık ve
entemasyonalizm."
Reyhan, ulusal solun
bakış açisının "evrensel",
hareket tarzının ise
"ulusal" olduğunu da not
düşmüş.
Ulusal ile iletişim kurmak
isteyenler için adres ve
telefon verelim:
"P.K 47, 06581
Bakanhklar I ANKARA
Tei: 0.312.441 45 76"
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞIPAL
SosyalGüvenMkKıınımlannda AskerKk
Borçlamnasü (2) TC Emdkb Sandığı
Emekli Sandığı iştvrakçilerinin askerlik sürelerine ilişkin
borçlanma koşulları 5434 sayılı TC Emekli Sandığv Yasası
Ek Madde 8'de yer almıştır. Bu koşullar Sosyal Sigortalar
Yasası'nda öngörûlen koşullardan çok daha değişiktir.
Ek Madde 8'de TC Emekli Sandığı iştirakçilerinden:
tf
c) Muvazzaf\-e ihtiyat askertikte er olarakgeçen süreleri-
nin,
d) 1.1.1950 tarihinden sonra yedeksubay okulunda öğren-
ci olarak geçen sürelerinin" borçlanılarak, fiili hizmete ek-
lenmesi öngörülmüştür.
H
Askerlik borçlanmasına ilişkin tutar nasıl hesaplanacak-
tır?" sorusunun yanıtı ise Ek Madde 31 'de verilmiştir.
tt
TC Emekli Sandığı*na yaah olarakbaşMirduklan tarih-
teki öğrenim durumlanna göre", 657 sayılı Devlet Memur-
lan Yasası'nın 36. maddesinde belirlenen, "giriş derece ve
kademekri göstergelerinin o taribte yürürlükte olan katsayı
ile çarpunı sonunda bulunacak tutarlar esas annarak, yine o
tarihteki kesenekve karşıhk oranlanna göre tespit olunur."
TC Emekli Sandığı kesenekleri % 15'i iştirakçi payı, %
20'si kurum karşılığı olmak üzere, toplam % 35 oranında-
dır. Bu oran, hastalık, analık, iş kazalan, malullük-yaşlılık
ve ölüm sigortalannın tümünü kapsamaktadır.
TC Emekli Sandığı iştirakçilerinin, 657 sayılı Devlet Me-
murlan Yasası'nın 36. maddesinde, öğrenim durumlanna
göre belirlenen memuriyete giriş derece, kademe ve göster-
gelerine göre ödeyecekleri, 18 aylık askerlik süresine ilişkin
borçlan tutan: (1 Ocak 2003'ten geçerli)
Kamudaçalışan işçilerinya-
sal hakkı olan ikramiyelerinin
(ilavetediye) ikinci bölümü ge-
çen koalisyon ortaklığı döne-
minde verilmemiş, bu yıla sar-
krtılmıştı.
Türk-lş, şimdi bu ikramiye-
lerin ivedilikle ödenmesini is-
tiyor.
Gölge başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, aralık ayı so-
nunda Demiryol-lş Sendika-
sı'nın 50. kuruluşyıldönümün-
de şöyle konuşmuştu:
"ışçilerimizin bu geciktiril-
miş hakkı üzerindeki hassasi-
yetim fazladır. İlgili bakanlan-
mızla konuyu görüşecek ve
bayramdan önce çözülmesi-
ne yardımcı olacağım, inşal-
lah."
Erdoğan, zorunlu tasarruf-
lar için de geçen günlerde va-
atte bulunmuştu:
"Nemalann bir bölümünü
şubatta ödeyeceğiz, inşallah."
Henüz ortada bir icraat yok
ama, maşallah!
Gelinim sen anla
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal, partisinin Istanbul ör-
gütüne seslenmiş:
"Istanbul'un bûtün beledi-
yelehne sosyaldemokratSarge-
iinceye kadar hiç uyumadan
çalışın."
Kimse uyuma niyetinde de-
ğil de, "esneyen muhalefet"
kavramtnı Türksiyasetine sok-
mabaşansını gosteren CHP'nin
üst yönetimi uykudan uyanıp
bir gerinse, gerisi gelecek...
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behhak@turk.net
TC Emekli Sandığı Askerlik Borçlanma Tntarlan (Ksısjşr, 34.300)
Oğrenim
Dunımu
llkokul
OrtaoVul
Lıse
Yûksek5ğrenım(2Yıl)
Yûksekö&eninı (3 Yıl)
Yükseköğrenim 14 Yıl)
Yüksekö|renim(5YıU
Yûksekö|remm(6YıU
Derece
Kademe
15 1
142
133
10/2
10'3
9/1
9ı2
9/3
Aylık
Gösterge
500
520
540
600
610
620
630
645
Borçlanma
Aylıgı
17.150.000
17.836.000
18.522.000
20.580.000
20.923.000
21.266.000
21.609.000
22.123.500
* o?5 Boıçlanma Tutan
1 Aylık
6.002.500
6.242.600
6.482.700
7.203.000
7.323.050
7.443.100
7.563.150
7.743.225
18 Aylık
108.045.000
112.366.800
116.688.600
129.654.000
131.S14.900
133.975.«OO
136.136.700
139.378.050
Borçlanma tutarlan toptan ödenebileceği gibi, her ay tak-
sitle de ödenebilecektir.
HARBt SEMtH POROY semihporoyiiyahoo.com
BULUT BEBEK MRAYÇİFTÇI bulutbebekohotmail.com
MALATYA ASLtYE 2. HUKUK
HÂKtMLİĞt'NDEN
Esas No: 2002/62
Davacı Gülten Hamança taraftndan davalı Faik Hamança aley-
hine açnuş olduğu boşanma davasının yapüan duruşmasında veri-
len ara karan gereğince; Bütün aramalara rağmen tebliğe yarar
açık adresi tespit edilemeyen davalı Faik Hamança'ya dava dilek-
çesi tebliğ ediîemedi|,inden tebligatın ilanen yapılmasına, duruş-
nıanın 25.03.2003 günü saat 09.02'ye bırakılraasma karar verildi-
ğinden, HüMK.nun 509 ve 510. tnaddeleri gereğince ibraz etmek
istedikleri delilleri ile biriikte duruşmaya gelmedikleri takdirde
aynca gıyap karan tebliğ edilmeksizin dunışmanın gıyaplannda
sonuçlanduılacağı, dava dilekçesinin tebliği yerine geçerli olmak
üzeıe ilanen duyurulur. 23.01.2003 Basın: 4517
MALATYA ASLİYE 2. HUKUK
HÂKtMLİĞİ'NDEN
Esas No: 2002/365
Davacı Aysel Ulutaş vekili Av. Hasan Altıokka tarafrndan davalı
Mehmet Ulutaş aleyhine açraış olduğu boşanma davasuun yapılan
açık duruşması sırasında verilen ara karan gereğince;
Bütün aramalara rağmen tebliğe yarar açık adresi tespit edile-
meyen Mustafa oğlu 1961 doğumlu da\'ah Mehmet Ulutaş'a dava
dilekçesi tebliğ edilemediğinden tebligatvn ilanen yapılmasuıa, du-
ruşmanın 25.02.2003 günü saat 09.00'a bırakılmasına karar veril-
diğinden, HUMK.nun 509 ve 510. maddeleri gereğince ibraz et-
mek istedikleri delilleri ile biriikte duruşmaya gelmediği takdirde
aynca gıyap karan tebliğ edilmeksizin duruşrnamn gıyabtnda so-
nuçlandınlacağı, dava dilekçesinin tebliği yerine geçerli olmak
üzere ilanen duyurulur. 20.01.2003 Basın: 4583
Nüfus cüzdammı kaybettim.
Geçersizdir. SEHER ÇELİK
lrafelı koyun Şc-nnsı'mn akîma bf-n 5ty ge\\<r.
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 3Şubat
AALTO 'NUN İŞLEVCİ MİMARÎSİ..
1898'PE BUGÜN, ÜNLÜ FİfJLİ MtMAE ALIfAR. AALTO POG~
MUÇ7V. ÎŞLEVSEL (FONKSİYONCU) MiMA&ifJİN EN ETfCİLE-
YiCi SAMAVÇILA&tNOAN BifSİ OCAM AALTÛ, yAPlTLAeiYLA
İNLANbİYA SlNlE.LAe.tMI AÇlf ULttS'LAgA&A -
Sf TANIMMIŞLIĞA ULAÇ14IÇTVS.. İL£XU-EYEN
YtU-ARJ-A B/K.Lİ/CTE, OfZGAMiK. BrÇiM VE
MA^-ZeMEYE YÖMELEN MİMAR., ARAZİ-
YE UYUM SAĞLAMAYI OA ÇOK ÖNEMSE-
SEMİÇTİ. AALTO, ÖZELLİKJM Ş-OÜHY/İ SA-
VAŞI'NDA Y/KILAM K£UrUE&İ y€MiC>€M
İUŞA BTMEOe UZAMKJLIĞA V/»A4W
PLAAJLAAAALA/2 YAPA4IŞT1.
Sağda, Aatto'nun 194-9'da ioif-irdi-
MRŞEHİRSULHHUKUKHÂKtMLİĞt'NDEN
2002İ177
Davacı Bahri Dinçer vekili Av. Şûkrü Tuzcu tarafindan Kadir Demir ve arkadaşlan hakkında mahkememize açmış olduğu mü-
vekkilme ait daireye davalı Kadir Demir'üı maliki olduğu daireden su akması sureti ile parkelerinin zarar gördüğünü, aynca apart-
manın ortak kullanım borusunun sık sık tıkandığını ve harcamalan müvekkilinin yapurdığını, bu konuda belgeleri olduğunu ve bu
nedenle davalılardan 210.450.000.-TL.'nın dava tarihinden iübaren işleyecek faizi ile tahsüini talep ve dava etmiştir.
Da^lüardan Hasan Erdoğan'ın adresi türa araştırmalara rağmen tespit edilememiştir.
Mahkememizin 2002/177 Esas sayılı dosyasuıa kaydı yapılan davanın duruşması 03.03.2003 günü saat 09.30'a bırakılmış olup,
davahnın belirtilen gün ve saatte duruşmaya katılması, kendisini vekille temsil ettirmesi aksi takdirde yargılamaya yokluğunda de-
vam olunup karar verüeceği hususu dava dilekçesi yerine kaim olmak üzeıe ilanen tebliğ olunur. 21.01.2003
Basın: 4230
SAGNAK
NtLGÜN CERRAHOĞLU
"Mekiğin Hangi
Parçası?'
"Güneş kadargöz kamaştıncı alevalev birışık, or-
manı aydınlatıyor. Yırmi araba ağıriığında ve on beş
katlı bir bina yüksekliğindeki füzenin ucu, ağaçlann
arasından göğe doğru sivriliyor. Yağmurdolu bulut-
lan yanp geçiyor. Tabancadan fıhayan birkurşunun
üç misli hızla yükseliyor göğe. Sesi arkadan duyu-
yoruz. Motorlann sesi kulağımıza ışık patlamasın-
dan sonra ulaşıyor. Birarada kalkan sekizjumbo je-
tin gürûltûsügibi... Abş nampasından 6 kitometre uzak-
lıkta bulunduğumuz yer deprem gibi sallanıyor...
Füze yok olana dek kimse ağzını açmıyor. Ne bir
yorum, neb/rctimte. Birdiniritüelgibibu dabiruzay
ritüeli işte. Hepimiz aynı anda en ufak hatayı affet-
meyen mükemmel bir t&knolojinin ortak büyûsüne
kilitieniyoruz..."
Guyana'da Arianespace uzay merkezinde "Türk-
sat'ın atışını izlerken yazmışım bunlan... Bizzat ya-
şayana dek füze atış ve inişlerinde "Canaveral Uzay
tissü'vte doluşan Arnerikalılann "naifheyecanını'1
hiç
anlamadım. NeticedeTVter vefilmterde defalarca gör-
düğümüz şeyler bunlar. Amahayır. Ogeri sayımın ge-
rilimi yaşeınmadan hissedilir, anlaşıhr gibi değil. Be-
nimtanıkolduğum atış üstelik uzayauydutaşıyan bir
füzeydi. İçinde astronot yoktu. Gene de çok etkilen-
miştim. Kanıksadığımız o görkemli "take-ofT sahne-
Ierinin nelere mal okiuğunu ve arkasında neleryaşan-
dığını ilk kez orda, Guyana'da görmüştüm:
"Aniden tepemizde kurşun gibi ağır yağmur yûk-
lü bulutlarbirikince geri sayım durdunıldu. 'Arianes-
pace' kontrol salonunda sinir ve gerginlik son nok-
tada. Teknisyen, mühendis, proje şefleri 40 dakika
boyunca atışı erteleyip ertelememekkonusunda sü-
rekli birbiherine danışıp görüştüler. Biray önce pat-
layan 'Ariene 5' fûzesinin ardından ikinci bir başan-
sızlığı kimse göze alamıyor..."
Guyana'yı yaşamasaydım...
"Colombia"y\ duyunca herkes gibi önce "Chal-
tenger^ı düşündüm. TV karşısındaki ilk tepkinv. "8u
bir arşiv sahnesi mi" oldu. Sanki artık öyle bir fela-
ket asla olamazmış, bir daha tekrarianamazmış gibi.
Teknotoji mitosuna inancımız öylesine tam, öytesine
sarsılmaz ki... Ama yok. Bir savaş eşiğinde durduk
yerde "Cr)a/tenger"la uğraşılır mı? Yeni bir kaza bu...
Yedi astronot kül olmuş.
Guyana'yıyasarnasaydım, "Co/ombia"faciasından
bu kadar etkilenmezdim. Global koyun trajedilerine
-maatesef- doyduk artık. "Challenger" trajedisininin
haberini Madrid'de yaşadığım yıllarda CNN'den de-
ğil, arkadaşımın on yaşındaki küçük oğlundan almış-
tım. Bugün "felsefe hocası" olan Alberto banatete-
fon açmış, çocukheyecanıyla nefes nefese anlatmış-
tı: "Mekik patladn Değil CNN, özel TV bile yoktu o
zaman Ispanya'da. Haber eş dost arasında ağızdan
ağza yayılmıştı. Afrika tamtamlan gibi...
"Flaş haber" bombardımanı öncesinde tabii duy-
gulanmız ve düşlerimiz vardı. En çok "amatörastro-
not" oğretmen Christa McAulrffe'e üzülmüştüm.
Içimdeki küçük kız -ki o yıllarda hâlâ vardı- onunla
özdeşleştirmişti kendisini.
Bugün öylemi? Bunlann hiçbirisini düşünmeye, his-
setmeye vakityok. Birtrajedi değil, bir "flaş haber şo-
leni" yasantyor sanki. Önce imajlar geliyor ekrana.
Bush'un konuşması. "Kahraman astronot" öyküteri,
'medyatik uzman spekülasyonlan' vegazetectterin saç-
masorulan...
Kamera yerde rasgele bir"mekik parçasına" zum
yapıyor mesela. Gazeteci soruyor (BBC'de bizzat iz-
ledim): "Sizce bu mekiğin hangiparpasıdır?" Uzman-
dan cevap: "Ne desem? Yanıcı bölümlerzaten kûl ol-
muştur..."
Mekik kalkarken alarm vermiş. Sol kanat hasar al-
mış. Misyon niye durdurulmamış? Tozu dumana ka-
tacakbir Ortadoğu savaşının eşiğinde illa bir "uzayçı-
karmasr propagandasına mı ihtiyaç duyulmuş? Ha-
zır astronotlar arasında "ilk kez uzaya çıkan" bir Isra-
illi varken... Insansız "uydu uçuşlan" bile "biryağmur
bulutu" için böylesine ince elenip sık dokunurken 7
astronot "Ya Allah, ya Bismillah" hesabına mı uzaya
fırtatılmış?
ABD yönetimi NASA bütçesinde ciddi indirim yap-
mış mesela. Uzay araştrmalan fonlan askeri bütçeye
kaydınlmış. "Colombia" gibi eski uzay araçlannın ye-
nilenmesini öngören projeler askıya alınmış. Amerikan
sağı "askeri projeler" yerine NASA'nın bilimsel araş-
tırmayla oyalanmasını istemiyormuş. Colombia'nın
son uçuşu da böyle akla ziyan araştırmalara aynlmış.
Astronotlar, "Kyofo" anlaşmasını reddeden Bush eki-
biriın öncelikleri arasına girmeyen "sera etkisi"ve "at-
mosfer kirienmesini" inceliyorlarmış.
Araştırma sonuçlan tabii astronotlaria biriikteyanıp
kül oldu şimdi. Columbia'nın esran çok. Ama gerçek
sorulara, gerçek yanıt yok.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5SOLDANSAĞA:
1/Türkiye'nin
yerli kuşlann-
dan olan, kü- 2
çükbaştanka-
ra türii. 2/ Ka-
rakter... Bir
olayı belli bir 5
görüşe göre g
değerlendir-
me. 3/ Insan
şeklinde mey-
veleri olduğu-
nainanılanef-
sanevi ağaç... Uzak-
lık işareti. 4/ Küçük
bir alanüzerine odak-
lanmış yoğunışıkkay-
nağı. 5/Uzak... "Ör-
neğin — içiyoruz, içi-
mize bir karanfü dü-
şüyor gibi" (Edip
Cansever). 6/Cimri...
Kenarsüsü. 7/I.Dün-
ya Savaşı yıllannın
ünlü kadın casusu. 8/Bir nota... Afrika zencilerinin
çah çırpıdan yaptıklan çardak gibi bannak. 9/ Bir
göz rengi... tskambilde bir kâğıt... Eski dilde su.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Yurdumuzda da yaşayan ötüciibir kuş... Tavlad<
"üç" sayısı. V Sırur nişanı... Kum falı. 3/Gereksiz
anlamsız ve boş söz. 4/ Bir tür ince meşin. 5/ Kun
soğuk... Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılaral
vanlan. 6/ Küçük boylu, uzun ve ipeksi tüylü, saı
kık kulaklı bir köpek cinsi... Osmanlı toprak düz«
ninde yılhk geliri yüz bin akçeden yukan olan di
lik. II Mezopotamya'da kurulmuş en büyük sitele
den biri... Gökcisimlerini gözetleme. 8/ Futbolc
topa yapüan sert vuruş... Teori. 9/Küçük çocuklî
korkutmakamacıylauydurulmuşyaratık... Üstük
palı olarak anlatma.
b
6
7
8
9
9
Tç
E
1
ş
1
K
A
R
A
M
1
>1<
R
A
N