03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 ŞUBAT 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA JvUl-j.1. U-K- kultur(S cumhuriyet.com.tr 15 Bata Ztia'nn aftiimü bahara • Kültür Servisi - Zen grubunun üç üyesi tarafindan kurulan \e 'Tabutta Rövaşata' fılmine yaptıklan miizıkle tanınan Baba Zula, 3 yıldır üzerinde çahştıklan yeni alhümün mıxlen için çalışmalanna başladı. Baharda Doublemoon etiketiyle çıkacak albümün adı 'Ruhani Oyun Havalan' olacak. Albûmün mıxlerini, tngiliz elektronik uzmanı olan, Massive Attack, Beashe Boys ve Jamıroquai gibi önemli müzisyenlerle çalışan Neil Fraser yapıyor. Vasconcelos Koç AHianz da • Kültür Servisi - Koç Allianz Oditoryumu, 2003 sezonunu perküsyon ustası Nana Vasconcelos konseriyle açıyor. 5 Şubat'ta Koç Allianz Oditoryumu'nda yapılacak konserde Vanconcelos'a Levent Altındağ (saksofon), Murat Verdi (keyboard - perküsyon) ve Mısırlı Ahmet (perküsyon) eşlik edecek. Bugüne kadar Don Cherry, Lee Konitz, Ed Blackwell, Jack DeJohnette, Pat Metheny, Jan Garbarek, Mıchael Brecker, Collin Walcott, Trilok Gurtu, Mike Richmond, tsmet Sıral, Jean-Luc Ponty, B.B. King gibi caz ustalanyla birlikte çalan Vanconcelos, geçen yıl 'Minha Loa' adlı bir albüm çıkardı. (Biletûc: 0 216454 15 55) Blanchett île nvesterne dönüş • Kültür Servisi - Genç oyuncu Evan Rachel Wood, Tommy Lee Jones ve Cate Blanchett, 'The Missing' adlı filmde buluşuyor. .. 0~ Thomas Eidson'un Last Ride 1 adlı kitabından Ken Kaufman'ın beyazperdeye uyarladığı fılmin yönetmeni ise Ron Howard. 2004'te vizyona girmesi beklenen western filmde, Cate Blanchett, haydutlann kaçırdığı kızının peşine düşüyor. Fecr Rlm Festivali sürüyor • TAHRAN (AA) - tran'da cumartesi günü başlayan 21. Uluslararası Fecr Film Festivali 11 Şubat'ta sona erecek. Iran Islami îrşad ve Kültür Bakam Ahmed Mescid Camee'nin açıhşını yaptığı festi^alde, Iranlı ve yabancı yönetmenlerin 500 kadar belgeseli ile kısa ve uzun metrajlı filmi izlenebilecek. Ulusal yanşma bölümü ile uluslararası bölümde 22'şer filmin gösterileceği festivale, Türkiye'den Handan îpekçi'nin yönetmenliğini yaptığı 'Büyük Adam, Küçük Aşk1 filmi katılıyor. • Kültür Servisi - Bu yıl 24'üncüsü düzenlenen ÎFSAK Ulusal Kısa Film ve Belgesel Yanşması'nın sonuçlan belli oldu. Yanşmaya katılan 87 kısa film ve belgesel arasuıda yapılan ön elemeden sonra finale kalan 25 kısa film, sinema yazan Tunca Arslan tarafindan belirlendi. Sema Demir'in 'Ebru'su en iyi video canlandırma filmi, Demet Yüzen'in 'Özel Bir Hediye'si en iyi video belgesel filmi, Selma Köksal'ın 'Çarpışma'sı en iyi video kurmaca filmi seçildi. Aynca en iyi video deneysel film ödülü Tolga Demirci'nin 'Hayatımın Özeti'ne, belgesel video özel ödülü ise Armağan Pekkaya ve Orhan Eskiköy'ün yaptığı 'Dışanda Ohnak' filmine verildi. FİLMOR KADIN FİLMLERİ FESTİVALİ • FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİnde 14.30'da 'Jane: Bir Kürtaj Servisi', 16.30'da 'Kadınlann Sinemaya Katüımı' konulu söyleşi, 18.30'da 'Ruhlan Çağırmak 1 ve 20.00'de 'Evim Hapishanem'. (0 212 334 87 40) • BİLGİ ÜNtVERStTESt DOLAPDERE KAMPUSU'nda 13.00'te 'Adım Adım Feminist Hareket 1941 - 1977'. 14.30'da 'Kaçış' ve 18.30'da 'Kısa FUmler'. (0 212 238 10 10) Hep aşk,hep tutkuyardıInsan olduğumuzu hatırlatan bir oyun, bir kitap... Yıldız Kenter amansız bir hesaplaşmaya girişmiş ZEYNEP ORAL Yeryüzünün iyice pislendiğine, pisle- tildiğüıe ve bu pislikten hepimizin pay aldığına inandığım bir anda, sanki bu pislikten annmış gibi oldum... tnsan oldugumu hatuiadım... Popülarite ve sansasyon uğruna sana- tın aşağılandığı, yozluğun ve kolaycılı- ğın yüceltildiği bir ortamda, bu çarka meydan okuyan, bu çarkın dişlileri ara- sında ödün vermeden mesleğine ve ya- şamına sımsıkı sanlanın karşısında say- gıyla eğildim... Duygu dünyasuıın, düşünce ve yaratı- cıhkla beslendiğinde, ufkumuzu nasıl genişletebileceğine tanıklık ettim... Yaşamanın, insan onuruyla, sorumlu- luk bilinciyle, bilgı birikim ve yetenek- le, çalışma azmiyle ve bir de aşkla, tut- kuyla bütünlendiğinde müthiş bir serii- vene, olağanüstü bir şölene dö- nüştüğünü gördüm... Bir kez daha yaşama şükrettim. Bunlan bana söyleten, önceki akşam yeniden izlediğim "Hep Aşk Vardı" adlı oyun. Önceki ak- şam Kent Oyunculan'nda, sahne- de izlediğim o eşsiz olay, şimdi önümdeki kitabın sayfalannda yaşamaya devam ediyor. "Hep Aşk Vardı", Yıldız Ken- ter'in yazdığı, ilk kez 2000 yılın- da Uluslararası Istanbul Tiyatro Festivali'nde oynadığı, şımdi ye- niden sahnede hayat bulan ve lş Bankası Kültür Yayınlan'nca basılan oyunun adı. Yıldız Kenter, burada çınlçıplak. Bu- güne dek oynadığı tüm rollerden sıynl- mış. Bugüne dek oynadığı tüm rolleri sırtlanmış, onlarla bütünleşmiş. Hem tiyatroya, hem yaşama asılışı müthiş! Hem tiyatroya hem yaşama mı dedim?.. Zaten bu ikisı bırbirinden ay- nlmıyor ki onda! Yıldız Kenter, üç insanı bir bedende, var ediyor: Annesi Olga Cynthia'yı (ya da Bandırmah ISadide'yi), kendisini ve kızı Leyla'yı, oyunculuk sanatınm sınır- sızlığında var ediyor. Mekân-zamanbirliğınıunutun! Birin- den ötekıne ancak onun gibi yaratıcı yo- rumculann başarabıleceği ustalıkla ge- çiyor. Bu üç insanın farklı dönemleri, bu üç insanın sevinçleri, acılan, korkulan, umutlan, isyanlan, pişmanlıklan, kav- Feeryüzünün iyice pislendiğine, pisletildiğine ve bu pislikten hepimizin pay aldığına inandığım bir anda, bu pislikten bizleri anndırdığınız için teşekkürle.r... tnsan olduğumuzu hatırlattığınız için de... Sonsuz bir dûnya Bu eserde (sahnedeki ya da sayfalar- daki -artık ıkısinı bırbirinden ayırmam olanaksız, çünkü gördüm, izledim, ya- şadım sözcüklere kattığı yorumu...) Yıl- dız Kenter amansız bir hesaplaşmaya gi- rişmiş. Dünyayla, ülkesiyle, sanatla, ti- yatroyla, uzak ve yakın çevresiyle, en çok da kendisiyle giriştiği amansız bir hesaplaşma... Kendini hiç kayırmadan, kollamadan, acımasızca sürdürdüğü bir hesaplaşma... Yıldız Kenter, sınırsız... Savunmasız... Apaçık... Yaşamla ve ölümle dıdişiyor, sonsuz bir cesaretle... galan, düşleri, mutluluklan, "tüm bir yaşama" dönüşüyor. "Oynamak, yaşamaktı" diyordu a- ma, oynamıyordu yaşıyordu, yaşarken yaratıyordu. Ve bu yaratma gücünü hem dünden, hem yanndan alıyordu. O gen plandakı koca ağaç gibi: Köklenni de- rinlere saldıkça yeni filızler veren, yem yapraklar açan ağaç gibi... Sahne düze- ni için Osman Şengezer'e teşekkürler... içten ve satılcl "Tut elimden yaşam, tut, bırakma bırakma..." Sahnedeki bu ses, bu bakış, bir yüze, bir bedene, bir devinime dönüşüyor ve sayfalar boyu sizi terk etmiyor. Sahne- deki ve sayfalardaki ıçtenlik ve sahici- lik için, iyi ki diyor insan, iyi ki kendi yazdı oyunumı. "HepAşkVardı"yıiz- lerken de, okurken de Yıldız Kenter'in söyledi- ği her söze sonuna dek inandım. Onunla ağladım, onunla güldüm, onunla öfkelendim, onunla ıs- yan ettim. Onun düşle- riyle kanatlandım... Yıldızının parladğı an- larda onunla coştum... "Anne olmak"la "Çocuk olmak" arasındakı o ıpince, o müthiş çizgide uçurumlar- dan yuvarlandım, sevgi yumağında sarmalandım... Bir ara hani "kendimi bir toz zerresi gibi hissetim" dediği anda, başkalan- nın nasıl toza dönüştü- ğünü göriip utandım. Bugüne dek sahnede canlandırdığı oyun ki- şiliklerinden aldığı sözleri, bu kez kendi sözüne, kendi çığlı- ğına. kendi fısıltısı- na dönüştürdüğün- de, bir kez daha ti- yatro sanatını kutsa- dım... Soluk soluğa, dolu ™"~ dolu yaşadım, tüm bir yaşamı... Yaşadığınız ve yaşattıgı- nız için teşekkürler Yıldız Kenter... Kendınızi aştığı- nız için... Annenızin çocu- ğu olduğunuz için... Çocu- ğunuzun annesi olduğunuz için. . Biz, ölümlü izleyıcile- nn de yıldızlannı parîattığı- nız için...Tiyatroyu yüceltti- ğiniz için... Yaşamı yüceltti- ğinız için... Yeryüzünün iyice pislendi- ğine, pisletildiğine ve bu pis- likten hepimizin pay aldığına inandığım bir anda, bu pislik- ten bizleri anndırdığınız için te- şekkürler... İnsan olduğumuzu hatırlattığı- nız için de... Enver Ayseverin yazıp yönettiği çocuk müzikali 'Güneşi Güldüren SoytarV çevre sorunlan üzerine Aydınlık bir gelecek için tiyatro GAMZE AKDEMİR Mydonose Showland, 25 Ocak'tan bu yana her cumartesi pazar saat 13.00'te Tiyatro Çısenti ve Mydono- se Productions'ın ortaklaşa gerçek- leştırdiği çocuk müzikali 'Güneşi Güldüren Soytarı' ile perdelenni çocuklar için açıyor. Enver Aysever'in yazıp yönettiği müzikalin koreografisi Gülüm Pe- kan'a, müzıği Alper Maral'a, dekor ve kostümleri Şirin Dağtekin'e, ışı- ğı ise Yüksel Aymaz'a ait. Amaçlannın 'Güneşi Güldüren Soytarı'nın kendilerıne sanatsal ve teknolojik büyük olanaklar tanıyan Mydonose sahnesinden dünyaya açıl- ması ve tüm dünya çocuklanna ulaş- ması oldugunu söyleyen Enver Ayse- ver'in vurguladığı noktalardan bırı, uluslararası düzeyde bir yapım olarak nitelediği müzikalin yüzde yüz yerli yapımı olması. Karanlığa tutsak bir dünya 'Güneşi Güldüren Soytan'nın konusu 20. yüzyılın sonunda çevre sorunlan üzerine yapılanıyor. Insan- lar ve hayvanlar arasında bir anlaş- mazlık olur. Insanlar bir grup hayva- nuı ormanmı alarak üzerine nükleer santral yapmak istemektedirler. Hay- vanlar bunu kabul etmezler, çünkü daha önce kandınlmışlardır, orman- lan kesilip ev yapılmıştır. Insanlar onlan bir yolunu bulup yine kandınr- lar ve ormanlan yok ederler. Hayvan- lar bunun için son derece üzgündür. Sonunda gelinen noktada insanla- nn doğaya verdikleri bu tahribata karşı güneşin aldığı tavır ise Ayse- ver'in de güçlü bir imge olarak kul- landığı gibi bir daha hiç doğmamak olur. Dünya karanlığa tutsak olmuş- tur. tnsanlar güneşin niye doğmadı- ğını sormaya başlarlar. Yanıtlar bir- çok toplumsal göndermeleri içer- mektedir. Çünkü çocuk tıyatrosu su- ya sabuna dokunmalıdır. Aysever'in de dediği gibi 'siyasallaşmah'dır. Sıyasallaşmak derken güncel polı- tikadan bahsetmiyor Aysever. "Laik, ran ınsanlar çoeuğu gerçekte unut- rular. Ve çocuk maalesef birtakım tica- ri tiyatrolann eline düştü. Okullar- da sahnelenen abuk sabuk oyun- larla çocuklar tiyatrodan soğudu. Tüm bunlar çocuğun aktif ve tica- ri bir organizasyon içinde olması anlamına geldiği için Güneşi Gül- düren Soytan'da hiç çocuk oyuncu rol alnııyor. Ben çocuk tiyatrosun- da çocuğun olmasını etik olarak doğru bulmuyorum" diyor. Çocuk tiyatrosundaki didaktik ve demagojiye varan tutumu onaylama- dığını özellikle \-urgulayan Aysever'e göre çocuk tiyatrosu çok ciddi bir iş- tir ve çocuk oyuncağı değüdır. Oyun- culuğun yanı sıra şarkı söyleyen, dans eden sanatçımn çok az olduğu ülkemızde üçünü de gerçekleştirebi- len ve kendileri için ilerideki proje- leri içinde çok iyi bir çekırdek kadro anlamına gelen 22 genç oyuncuyla çalışıyor Aysever. ~_ Sahnelenecek yeni oyunlar • "Laik, demokrat insanlardan oluşacak bir toplum özlüyorsak bunu mutlaka çocukla çözeceğiz" diyen Enver Aysever okullara tiyatro dersinin koyulması gerektiğini söylüyor. Devlet Tiyatrolan ve Şehir Tiyatrolan'nın yaptığı çocuk oyunlarına hiç güvenmiyor; çünkü ona göre bu kurumlar siyasi iktidann etkisi altında. demokrat insanlardan oluşacak bir toplum özlüyorsak bunu mut- laka çocukla çözeceğiz" diyor, ti- yatro adına tartışmanın doğru zemi- ninin çocuk tiyatrosu üzennden oldu- ğunu düşünerek. Aysever'in çözüm önerilerinın ba- şında okullarda yapılan çocuk tiyat- rolanmn yasaklanması ve buna öna- yak olan kamu görevlilerinin de en- gellenmesi gelıyor. Daha da önemli- sı, çocuk tiyatrosunun ayn bir bölüm oldugunu, pedagoji eğitiminin şart koşulması ve okullara tiyatro dersinin konması gerektiğini söylüyor Ayse- ver, "Dolayısıyla çocuk tiyatrosu Kültür Bakanlığı'na değil Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanmah" dıyerek. Bu noktada siyasal iktidarla mücadele etmenin yüz, iki yüz kişi- lik salonlarda mumkün olmadığı ka- nısında. 'Çocuk tlyatrosunu yetlşklnler oynamalı' Devlet Tiyatrolan ve Şehir Tiyat- rolan'nın yaptığı çocuk oyunlanna hiç güvenmiyor Enver Aysever. Dü- şüncesi bu kurumlann siyasal iktida- nn tesiri altında olduğu yönünde. Türk tiyatrosundaki temel tıkanıklık ise Türk tiyatrosunun duayenlerinın dogurduğu tıkanıklıklardır. Temel iş- lev unutulmuştur, tiyatro toplumsal- laşamamıştır. Entelektüelhk ile snop- luk kanştınlmıştır çünkü. Durumun bu boyuta taşınmasını çocuk tiyatrosunun çok gayn ciddi ve ticari yapılmasıyla da örtüştüren Aysever, "Tiyatro müzelik değildir. Aksini söyleyen insanlann duygu- su ve düşüncesi müzelik olabilir. Türk tiyatrosunun tıkanıkhğının temel suçlusu seyirci değildir, tiya- roculardır. Çünkü çocuk seyirciyi doğru dürüst yetiştirmeyen ınsan- lar, oturduğu yerde dünyayı kurta- Aysever ve ekıbı, Mydonose Pro- duction ile birlikte hem yetişkinlere hem de çocuklara yönelık prodüksi- yonlara devam edeceklerini söylüyor. Çocuk prodüksiyonlanndan biri demokrasiyı sorun edinen ve çocuk ile demokrasi ılişkisini konu alan 'Renkler Cumhuriyeti' adlı oyun olacak. Ardından da "Oyuncak Arkada- şım' adlı oyuncaklann canlanacağı, internetteki oynama bıçimiyle bili-' nen geleneksel oynama biçimi ara- smdaki farklılığı ve değışkenliği irde- leyen bır oyun sahneleyecekler. (6-10-15 milvon olan göstenmn bi- letleri '0 212 4681 468'ten Mydono- se Call Center'ı arayarakve Galleria AhşverışMerkezi, EXPACE fVellness Center (Bağdat Caddesi), Mydonose Showland'de (gösteri öncesi) yer alan satış noktalanndan temın edile- bilecek. Aynca Taksim, Mecıdiveköy, Bakırköy, Kadıköy ve Suadiye nokta- lanndan ücretsiz servıs hizmetleri olacak) (0 212 465 66 66)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle