Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYTA CUMHURİYET 27ŞUBAT2003 PERŞEMBİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
ETET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Yeniden 'Kuvvayı
Milliye../
1957 yılında Amasya'dan gelen yaşlı bir köylü,
Ankara'ya MaJiye Bakanlığı'na başvurmuş. Elinde
'Tekâlifi Milliye' emirterine göre devlete teslim et-
tiği mallara ait birtırtanak var. Eski yazı bu tutanak-
ta köylüden alınanlann hesabı yazılıdır. Aradan bun-
c& yıl sonra köylü parasını istemektedirt
'Tekâlifi Milliye' nedir?
Hikmet Özdemir'in "Cumhuriyet" yayıfılannda
çıkan 'Tekâlifi Milliye'si şu günlerde öneı^le okun-
ması gereken bir krtap... ztfüvvayıMiHiye* anlayı-
şının örnek alınacak bir uygulamasrıın öyküsü... Sa-
<arya Savaşı öncesinde TBMM bu yasayı, daha doğ-
-usu bu emriher yanıyla tartışmış; kaçınılmaz bir
;özümolarak*uygulamış...
TBMN\Başkanı Mustafa Kemal Paşa imzasını
taşıyan 'TkkâRfiMlliye; emirlerinden bjrörftek:
"Her iiçede bulunan ilçe hane sayısınca birer ta-
Kim çamaşk, bırer çift çorap ve çanğın en son 10
Eylül 1921 gününe k'adar hazırlanması ve komis-
/on ambarianna verilmesi zorunludur. örnek ola-
•ak 10 bin hane bir ilçe, kesinlikle lObin takım ça-
•naşır ve10bin çank ve çorap verecektir... Topla-
nan çamaşıriar ve çoraplar yerel komisyona halk
'arafından teslim edilecek ve toplananlar, komis-
/onun her görevlisinin sorumluluğu altında koru-
lacak ve bağış sahiplerine, komisyonlarca bağış
tniktannı ve gününü belirten bir makbuz verile-
cektir."
Çoraplar, donlar, gömlekler, çanklar, hepsi Türk
askeri içindi. Ankara'nın kapısına dayanmış düş-
man ordusuna direnmek, ülkeyi kurtarmak içindi.
Vıllar yılı süren savaşlarla bitmiş tükenmiş Anado-
lu halkının malına, mülküne, eşyalanna el koyma
yasası sayılabilecek Tekâlifi Milliye' emirlerine kim-
se karşı çıkmadı, elinden ne gelirse verdi.
Bir başka emirde de istekler şöyle belirtilmiş:
"Tüccar ve halk elinde bulunan, rengi ne olur-
sa olsun çamaşırfık bez, Amerikan patiska, pa-
rnuk, yıkanmış yün, yıkanmamış yün, tiftik, fante-
zi kumaşlar dışında erkek giyimi yapılmasına uy-
gun her tüıiü yazlık ve kışlık kumaşlar, kalın bez-
ler, kösele veiğne, taban astariığı, san ve siyah me-
şin ya da sahtiyandan yapılma yemeni, çank, po-
tin, çank yapılacak deri, demir, kundura çivisi, tel
çivi, kundura ve saraç iplikleri, nal, mıh, yem tor-
bası, yular, belleme, kaşağı ve urgan vb. stoklan-
na hemen el konulacak... Mal sahiplerine imza ve
mühür bulunan bir tutanak verilecektir."
"Tekâlifi Milliye" emirteri tüm gıda maddelerini,
un, şeker, çay, gaz, pirinç... Bu arada taşıtlar, ayn-
ca halkın elindeki silahlar, av tüfekleri, tabancalar,
kılıçlar, palalar, benzin, oto ve kamyon lastiği, kab-
lo, pil... Milletin nesivarnesiyoksaKuvayı Milliye'nin
zafer kazanması için! Trablus, Balkan, Dünya sa-
vaşlanyla zaten gücü tükenmiş, milyonlarca şehit
vermiş Anadolu insanının, bu kez, kanı canı, tüm
varlığı Mustafa Kemal Paşa'nın emrindedir...
Böyle kazandık bir savaşı, böyle kurduk tam ba-
ğımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni!.. Milletin donuna,
gömleğine, çanğına kadar her şeyi seferber ede-
rek...
Geçen gün okudunuz, bir bayan şarkıcı "Savaş
çıkarsa benim arabamı da alırlarmı?"ü\ye somıuş.
"Dünya yansa benim hasınm yanmaz", "Ben ken-
di keyfime bakanm, dünyadan ulustan bana ne?"
diyenler, görüyoruz ki az değil! Onur, bağımsızlık,
özgürlük, kimseye tutsak olmamak, kimsenin em-
rinegirmemek... Bütün bunlareskimiş birer masal
mı?
ABD'ye borçlanmızı ödemenin tek yolu var: Ye-
niden Kuvvayı Milliye ruhunu canlandırmak... Ye-
niden milletçe neyimiz varsa bu uğurda harcamak,
Bush'lann, bilmem kimlerin hakaretli sözlerinden,
isteklerinden, emirlerinden kurtulmak.'.. Kaç milyar
dolar borcumuz olursa olsun, bu millet, bu ağır
yükten kendini kurtaracak güçtedir. Yanmış yıkıl-
mış, tükenmiş Anadolu insanı nasıl başardıysa, na-
sıl özgürlüğü, bağımsızlığı, onuru yaşattıysa, işte
öyle...
Ne demişti Mustafa Kemal Paşa: "Kuvayı Milli-
ye ne cinnettir, ne de kutsallıktır. Hesaptır hesap."
Bilmem 1920'lerdeki onurlu ulus muyuz?
hizimrivatıBizim Tivatro
01 Mart 18,30: Kadıköy Barış Manço
K.M. (0 216) 41895 49 ve 19 Mart'
20.00 : Avcılar Banş Manço K.M.
17 yıldır sahnelerde..
Savaş karşıtı oyunların
en görkemlilerinden ! Dıper,
olaganüstü bir yorumla
bütün bırçağın, savaşın. insani
değerlerin yargılanmasını dıle
getirıyor.. Yargı'yı görmemek,
20 yüzyıia ait bilgilerinizde
ciddı boşluklaryaratabilir..
Savaşın korkunçluğu. ancak
Zafer Diper'in oftaya koyduğu
gibı bir oyunculukla bu kadar
inandırıcı olabilir. Bu nefis
tıyafro metnini, virtüöz oyunculuk
gösterisini kaçırmayın... BASIN
tvM/ l)iüi<jil Tivatrn Odiilii
»nline.cımt
•SVKKHASHNES 'tiazisrr
Annan Belgesi: Refah mı Yıkım mı?..
Annan Belgesi çerçevesinde, KKTC, verimli ve ekonomik değer yaratabile-
cek topraklarından yüzde 66.4'ünden vazgeçmek durumunda kalacaktır.
Doç. Dr. HUNER TUNCER^
B
M Genel Sekreteri Kofi Annan
tarafından 11 Kasım 2002 ta-
rihinde hazırlanarak KKTC ile
Güney Kıbns Rum Yöneti-
mi'ne (GKRY) sunulan ve 10
Aralık tarihinde de yeniden gözden geçiri-
lerek ilgili taraflara bir kez daha sunulan
"Kıbns Sorununun Kapsamh Çözümü İçin
Anlaşma TemeH"nde ekonomik konulann
oldukça sınırlı tutulduğu görülmektedir.
Ölçek itibanyla oldukçaküçük olan KKTC
ekonomisi, kamu sektörünün ve özellikle de
hizmetler sektörünün ağırlıkta olduğu bir ya-
pı sergilemektedir. Halen var olan önemli
oranda dışalım (ithalat) bağunlıhğı, ihracat
yetersizliği, üretimde rekabetçi bir yapının
oluşmaması ve yüksek dış fınansman gerek-
sinimi, ekonomide istikrarsız bir büyüme-
ye neden olmuştur. KKTC ekonomisi, ya-
pısal sorunlan nedeniyle, dış etkilere son de-
rece açık, kınlgan bir ekonomi olarak tanım-
lanabilir.
Annan Belgesi, Kuzey Kıbns'ta, özellik-
le mülkiyet ve toprak konulannda çok cid-
di sorunlaryaratmaktadır. Sorunlann tam bir
çözüme kavuşmasına değin, sorunlu sayı-
lan topraklann mülkiyetle ilgili statüsü be-
lirsız kalacaktır.
Bu durumda, çözüm sonrası KKTC'ye
geleceği varsayılan yabancı sermaye, mül-
kiyet statüsünün belirsiz olmasından ötürü,
fiziki yatırım yapacak alan bulamayacak-
tır. Bunun sonucu ise, yine işsizlik ve üre-
timsizlik olacaktır. îşsizlik, özellikJe tanm
alanında çok önemli bir sorun olarak kar-
şımıza çıkacaktır.
Bugûn Kıızey Kıbns'm Rum taranna dev-
retmesi öngörülen beürii bölgelerinde, beffi
başhtanm ürünlerindeuzmanlaşnuş(naren-
crve,patatesgü>0KKTC vatandaşlan bulun-
maktadır. Ancak, bu kişikrin uzmanlaşük-
lan bu alanda üretim yapabikcekferi başka
tanm alanlan Kuzey Kıbns'ta yoktur. Bu iş-
gücünün yeni iş alanlanna uyum sağlama-
9 ise çok uzun zaman alacakttr. Kuzey Kıb-
ns, bu denfi kökhî değişünJerikaldırabüecek
bir altyapiya sahip değfldir.
Annan Belgesi çerçevesinde, KKTC, ve-
tıhm Üniversitesi Öğretim Üyesi
rimli ve ekonomik değer yaratabilecek top-
raklarından yüzde 66.4'ünden vazgeçmek
durumunda kalacaktır. Bunun sonucunda
ise, 2001 fiyatlarına göre, her var olan na-
renciye üretiminin yüzde 67'sinin, patates
üretiminin yüzde 75 'inin, sebze üretiminin
yüzde 50'sinin ve hububat üretiminin yüzde
70'inin Rumlara devredibnesi gerekecekrir.
Tanm sektörünün ticareti, yaklaşık 7 trilyon
TL kayba uğrayacak ve KKTC ekonomisi-
nin yüzde 50-60 oranında küçülmesi söz
konusu olacaktır.
KKTC, Annan Belgesi'ne göre, toplam
topraklannın yüzde 23-24 'ünü yitirmiş ola-
caktır Toprak düzenlemeleri sonucunda
Rum tarafina bırakılması öngörülen Güzel-
yurt bölgesinde, KKTC'ye ait toplam 318
kuyudan yalnızca 165 su kuyusu kalacak-
tır. Bunlann yüzde 55.2'si çok tuzlu, yüzde
25'i tuzlu ve yalnızca yüzde 19.4'ü iyi su
kuyusudur. iyi kalite su kuyularuun yüzde
75.6'sı ise Rum tarafında kalacaktır.
KKTC'nin su gereksinmesinin yüzde 71 'inin
Güzelyurt bölgesinden sağlanmakta olma-
sı, bu bölgeye stratejik bir önetn vermekte-
dir.
Yer değiştirmek zorunluluğunda kalacak
olan Türklerin sayısı (52.867 verilecek top-
raklardan ve 56.000 Türk "parça devle-
ti"nde) yaklaşık 110.000 kişidir. Bu rakam,
KKTC nüfusunun yansından fazlasının göç
etmek zorunda kalacağı anlamına gelmek-
tedir. Aynca, KKTC'de sürekli oturma izni
hakkı alamayan Türk vatandaşlanna,
KKTC'de asgari 5 yıl yaşamış olmalan ve
anlaşmanın yurürlüğe girmesinden itibaren
en çok 5 yıl süresince ülkelerine geri dön-
meleri koşuluyla, 4 Idşilik bir aile için 10.000
Euro yardım yapılması öngörülmektedir.
Bu da KKTC'deki Türk nüfus oranını dü-
şürecektir.
Annan Belgesi çerçevesinde, Rum "par-
ça devieti"ne verilmesi öngörülen 51 yerle-
şim merkezinde ikamet etmekte olan 52.867
civannda Türk, 3 yıl içerisinde göç etmek
zorunda kalacak ve bunlar için 14-15.000
konutun yapılması gerekecekrir. Öte yandan,
üçüncü yılın sonunda 20.000 Rum, halen
KKTC topraklannda bulunan, 30 yıl önce
terk ettikleri mülk ve konutlanna geri dö-
necek ve bu durumda, bu konutlarda otur-
makta olan Kıbnslı Türkler için ek 5.000 ko-
nutun daha yapılmasına gereksinme duyu-
lacaktır.
Annan Belgesi 'ne göre, Rumlara verilme-
si öngörülen topraklarda, imalatla uğraşan
160 işyeri vardır ve bunlann da Rum tara-
fina devri söz konusudur. Bunun sonucun-
da, devredilecek olan bu işyerlerinde çalı-
şacak yaklaşık 825 kişi işsiz kalacaktır. Ön-
görülen toprak ayarlamalan sonucunda, ay-
nca 442 ticarethanenin ve 188 otel ve lokan-
tanın da Rumlara devri söz konusu olacak-
tır. Yalnızca 1 yıl içerisinde emek ve toprak
üretim faktörlerinin doğuracağı ulusal ge-
lir kaybı ise, 200.3 milyon USD olacaktır.
Bu, KKTC'nin 908 milyon dolar olan 2001
yılı gayri safi milli hasılasının yüzde 22'si-
ne eşittir.
GKRY'nin halen 12 milyar dolar düzeyin-
de iç ve dış borcu bulunmaktadu". Belge'ye
göre, bu borçlara
ortakdevlet''in üzerine ak-
tanlmaktadır. Annan Belgesi'ne göre, büt-
çe ve maliye konulan ortak devlete bırakıl-
makta, vergiler de merkezi hükümet tara-
fından toplanmaktadır.
Bu durumda, Türk tarafindan toplanacak
olan vergilerin bir kısmının, Rum tarafının
bugüne değin yapmış olduğu borçlann öden-
mesinde kullanılması söz konusudur. Böy-
Ielikle, Türk tarafı, Rum tarafinın borçlan-
nın dörtte birini (3 mih/ar dolarük kısmı) öde-
me sorumluluğunu kabul etmek zorunda
kalacaktır. Bu yeni gelişmeler karşısında
Türkiye'nin izlemek zorunda kalacağı eko-
nomik politikaya gelince; KKTC'yi şu an-
da dahi Türkiye'ye bir "kütfet" olarak gö-
renler varsa, Annan Belgesi'nin uygulama-
ya geçirilmesiyle birlikte, Türkiye'nin önü-
müzdeki 3-4 yıl içerisinde KKTC'ye yap-
tığı ekonomik yardımlannı en az 2 kat art-
tmnak durumunda kalacağını bilmelidir.
Türk politikasının ve ekonomisinüı, bu yü-
kü kısa bir sürede kaldırmasının söz konu-
su olamayacağı açıktır. Halen Türkiye,
KKTC'ye yılda 250 milyon dolar düzeyin-
de ekonomik destek sağlamaktadır. Bu yar-
dım borç değildir. Bu, Kıbns Türklerinin hak
ettiği bir yardımdır. Şunu da dile getirmek
isteriz ki KKTC, bugün dünyada borcu ol-
mayan tek ülkedir.
Gericilik, Halkı Kandırmacılık...
Gerçekte halkımızın yüzde 25'inin oylan ile iktidar olan
bu yönetim, tüm ulusumuzu temsil etmiyor. Ulusumuz
hak ettiği çağdaş ve uygar yönetimi, günü geldiğinde
bulacak, gericiliği marifet sayanlardan kurtulacaktır.
Erol ERTUĞRUL Hukukçu
"İdarenin her tfirlfi eyiem ve
işkmkrinekarşı yargıyolu açık-
ür» Cumhurbaşkanının tek ba-
şına yapacağı işlemler 0e Yük-
sek Askeri Şûra'nın karaıian
yargı denetimi dışmdadır." Ana-
yasamızın 125. maddesi böyle
söylüyor. Bu hükmün anlamı,
idarenin her türlü işleminin, yar-
gı denetiminden geçeceğidir.
Yine bu hükme göre, Cumhur-
başkanının tek başına yapacağı
işlemlerle, Yüksek Askeri Şûra
kararlan, yargı denetimi dışın-
dadır. Bu kararlara karşı yargı yo-
luna gidilemeyecektir.
Geçmişte irtica'ya kanştıkla-
n gerekçesiyle Türk Silahlı Kuv-
vetleri ile ilişkileri kesilmiş olan
bir grup subayın bu işleme kar-
şı, Avrupa însan Haklan Mah-
kemesi'ne yaptıklan başvuru
geri çevrilmiştir. 1995-1997 yıl-
lan arasında, TSK ile ilişkileri
kesilen subay ve astsubaylann
yaptıklan başvuru geri çeviri-
lirken AİHM, gerekçe olarak
"Türkijıe'de subaj' ve asrsubay-
lar askerigörev veyükümlülük-
leri çerçevesinde,diniinançlan-
nın gereğini yerine getirebiüıier.
Her üikede olduğu gibi, Tüıid-
ye'de de silahta ku^etler, belb'
bir disiptin çerçevesinde görev
yapaıiar. Sflahh kuvvetlere gi-
ren herkes, bu disipüne uymak-
la yûkümlüdûr. Bu karatiar ce-
za yasası çerçevesinde incelene-
mez ve insan haklan sözleşme-
sinin adfl yargı ile ilgili nıadde-
sine aykın değildir" demiştir.
Bu karar, Anayasamızın 125.
maddesinin, evrensel hukuk ku-
rallanna da uygun olduğunu gös-
termektedir. Bu kuruma giren-
ler, belli bir disiplini bilerek, ka-
bullenerek girmişlerdir. Bu ne-
denle haksızlık iddiası boşuna-
dır.
Her yıl YAŞ toplanır. Irtica-
ya kanşmış subay astsubayla-
nn durumunu görüşür ve gere-
kirse onlann TSK ile ilişkileri-
ni keser. Doğal olarak bu gö-
revlilerin durumlan, önceden
incelenir.
Bilgi ve belgeler inandıncı
bulunursa, durum kanıtlanırsa,
TSK ile ilişkilerinin kesilmesi
YAŞ karan ile gerçekleştirilir.
Anımsayacaksınız, epey birsü-
re önce YAŞ toplandı. Bilindi-
ği gibi Yüksek Askeri Şûra'ya
Genelkurmay Başkanı ve Kuv-
vet Komutanlannın yanında Mil-
li Savunma Bakanı da katılıyor.
Ve Şûra'ya Başbakan başkanlık
ediyor. 2002 yılının aralık ayın-
da yapılan son YAŞ toplantısın-
da, 7 subayın irticaya kanşmış
olmalan nedeniyle TSK ile iliş-
kilerinin kesilmesi gündeme ge-
liyor. Şûra tarihinde ilk kez, Baş-
bakan ve Milli Savunma Baka-
nı bu karara karşı çıkıyorlar. Oy-
lama yapılıyor. Oy çokluğu ile
karar veriliyor. Ve AKP'li Baş-
bakan ve Milli Savunma Baka-
nı, karann altına "YAŞ karaıia-
nna karşı, yargı yohınun kapa-
faobnasına" itiraz ettiklerini be-
lirterek karşı görüş yazısı yaza-
rak imza atıyorlar. Böylece, ilk
kez, ortada apaçık bir anayasa
hükmü olduğu halde bir Başba-
kan ve Milli Savunma Bakanı bu
hükme karşı çıktıklannı yazılı
olarak ortaya koyuyorlar. Ana-
yasaya uymak zorunda olan ve
anayasaya bağlıhk andı içmiş
bulunan bir Başbakan ve bir
Milli Savunma Bakanı, anaya-
sayı hiçe saydıklannı YAŞ ka-
ran altına yazıyorlar. Ülkemizin
de\ let geleneğuıde ilk kez yaşan-
mış bu olayla, gerçekte bu sayın
baylar irticaya sahip çıkıyorlar.
Bir başbakanın görevi, bir ba-
kanın görevi öncelikle anaya-
saya uymaktır. Milletvekili olur-
ken, bu yolda ulusumuzun önün-
de ant içmişlerdir. Bu üikede
geçmişte, cumhurbaşkanlan,
başbakanlar, bakanlar anayasa-
ya uymadıklan için yargılan-
mışlar, cezalara uğratılmışlar-
dır.
Avrupa İnsan Haklan Mahke-
mesi kararlanilede anayasamı-
zın 125. maddesinin,evrensel hu-
kuk kurallanna uygunluğu ka-
nıtlandıgına göre, arakbu mad-
denin uygulanmasına karşı çık-
mak TSk'yi inkayateslim etme-
ye çahşmak anlamına gehnekte-
dir.
Uzunca bir zamandan bu ya-
na TSK'nin irtica'nınhedefi ol-
duğu bilinmektedir, önce imam-
hatip liselerini bitirenlerin
TSK'ye girmeleri sağlanmaya
çalışıhTiış, bu gerçekleşemeyin-
ce, bu kez de TSK ıçındeki irti-
cacı subaylara arka çıkılmak yo-
lu tutulmuştur. AKP yönetimi,
göreve gelir gelmez, türbanı dev-
let protokolüne taşımanın yanı
sıra, TSK ile çatışmayı da ma-
rifet sanmıştır. Genelkurmay
Başkanı, yaptığı açıklamada
YAŞ'a gelen bir dosya için en
az iki yıllık bir araştırma yapıl-
dığuu, tarikat ve cemaat örgüt-
lenmesinin, TSK'deki emir ko-
muta yapısmı çatallaştırdığım
belirtmiştir. Genelkurmay Baş-
kanı'nın "Cemaat üyesi bir bnı-
başı, bir astsubaym emirlerini
yerine getirmek durumuna dü-
şüyor, çünkü, tarikatta o astsu-
ba> binbaşıdan daha önde bir
görevde imiş,bu kabul edilemez
bir şey. Sıkınönın özünde bu var-
dır*
1
biçimindeki açıklaması ise,
tek sözcükle bu durumun ne
denli rahatsız edici olduğunu
ortaya koyuyor. Bu durumu bi-
lerek YAŞ kararlanna karşı çık-
mak ise açıkça irticaya destek ol-
makrır.
Bu yönetimin irtica yandaşı
eylemleri, saymakla bitmiyor.
AKP'nin hükümete gelmesinden
sonra, ilk kez gerçekleştirilen
açıköğretim lisesi sınavlannda,
türbanlı öğrenciler sınava alın-
mıştır. Böylece türbanyasağını
delme marifeti gösterilmiştir.
Ankara Milli Eğitim Müdürlü-
ğü tarafindan salon görevlileri-
ne bu yolda emirlerverildiği öğ-
renihniştir.
Öyle görülüyor ki, bu yöne-
tim irticadan yana yüzünü orta-
ya koyuyor. Davos'ta yapılan
zirvede AKP Genel Başkanı 'nın
ve Başbakan'uı türbanlı eşleri-
nin Batı ile yüz yüze gelmeleri
ise Türkiye'nin uygar ve çağdaş
bir Avrupa ülkesi olduğu gerçe-
ğini sarsmıştır. "Türkiye'yi, tûr-
banh bir başbakan eşi>1e AB'de
düşünebiliyormusunuz?" soru-
suna, Avrupa Parlamentosu Baş-
kan Yardımcısı Renzo tmbe,
"Böyle bir şeyi düşünemem, bu
tutarh obnaz. Gelenek özel alan-
la sınıriı kalmah" diye yanıt ver-
miştir. Onlara bakmca AvTupa,
tüm Türkiye'yi öyle sanacak.
Oysa ki gerçekte halkımızın
yüzde 25'inin oylan ile iktidar
olan bu yönetim, tüm ulusumu-
zu temsil etmiyor. Ulusumuz
hak ettiği çağdaş ve uygar yö-
netimi, günü geİdiğinde bula-
cak, gericiliği marifet sayanlar-
dan kurtulacaktır.
PENCERE
At Pazarı...
"Yeni Dünya Düzeni" Imparatoru Bush Beyaz
Saray'da bizimkilere sormuş:
"At pazannı bilir misiniz?.."
Bizimkiler şaşırmışlar...
"Bizimkiler" dediğim Türkiye'nin Dışişleri Baka-
nı Yaşar Yakış ile Devlet Bakanı Ali Babacan...
ABD Başkanı'na göre bizimkiler at pazannda in-
san pazariamaya kalkışan uyanıklar...
Ama Bush daha uyanık...
"- SizJn" demiş, "burada işinizyok, gidin Mec-
lisinizden tezkereyi tez çıkann..."
Ne yapsınlar bizimkiler, zılgıtı yiyince apar topar
döndüler, şimdi "Bush'un talimatı veçhile" Mec-
lis'ten tezkere çıkarmaya çalışıyorlar.
•
At pazan, tavuk pazan, beygir pazan, balık pa-
zan, insan pazan birbirine kanştı...
Bizim durumumuz ne?..
"At çalındıktan sonra ahınn kapısını sıkı sıkıya
kapayan" kâhyaya döndük...
At üzerine çok deyiş var:
"At elin it elin bize ne...
At izi it izine kanştı...
Ata binmeden ayaklannı sallar...
Ata nal çakıldığını gören kurbağa ayaklannı uzat-
masın mı!..
Atı alan Ûsküdar'ı geçti..
Atı eşkin kılıcı keskin...
Atla deve değil ya...
At sahibine göre kişner...
Attan inip eşeğe binmek..." '
Peki, beygir de nesi oluyor?..
Beygir enenmiş, yanı iğdiş edilmiş ata takılan ad-
dın bu nedenle aşağılanır:
"Atına beygir mi dedik!.."
Biz at pazannda, beygir değil, insan pazaıiayan
açıkgöz derekesine düştük; Allah daha fazla dü-
şürmesin!..
•
Ünlü Roma Imparatoru kafadan çatlak Caligu-
la'nın gözü gibi sevdiği atın adı:
IncitatusL
Caligula Incitatus'u birara Roma'ya konsül yap-
mayı bile tasarlamış; ata insanmış gibi davranıyor-
muş...
Ata insan gibi davranan, atını insan değerinde
sayan imparatortarihe geçti...
Ya insanına at gibi de değil, beygir gibi davra-
nanlar tarihe geçmeyecekler mi?..
Insanını at pazannda beygir gibi pazarlayıp sa-
vaşta kullanmak isteyenlerin üstelik Islamcı olma-
lan rastlantı mı?..
Hazreti AJi 'Düldül'üne çok iyi bakardı; bizim Is-
lamcılar Türkiye'nin insanına Düldül kadar değer
verseleryeter...
•
Meclis'ten ne tezkeresi çıkacak bilinmiyor, sü-
recin hukuk yanı arapsaçından beter...
Yainsanlıkyanı?..
Dilimizdeki çok geçerli söyleyişlerden bin de "at
pazannda eşek mi yellendiriyoruz" deyişidir...
Islamcılanmız atı, beygiri, eşeği pazarda bir ya-
na bırakıp insanı düşündüklerinde, kıldıklan na-
mazlar sakatlanmaktan kurtulacaktır...
Yoksa istedikleri kadar nafile namazı kılsınlan
hiçbir işe yaramaz.
Demirtaş Ceyhun,
ımTMaıı-\icin illâ da târban ve oiciı
pjrnı.ıkkapnk. 1H3 Bciııihı H.
Ttl-Fa\:0212.2494774 İUH&l
VtZE SULH HUKUK
HÂKİMLİĞI'NDEN
Dosya No: 2002/38
Duruşma günü: 7.3.2003
Duruşma saatı: 10.55
Davacı Seferuş Çelikkanat vekili Ay. Rafet Kırko-
yun tarafindan davalı Mehmet Ferhat Özşahin, Kazım
Yaşar Gidiş, Feride Aynur ve arkadaşlan aleyhine
açılan ortaklığın giderilmesi davasının yapılan açık
duruşması sırasında verilen ara karan gereğınce;
Vize ilçesi, Çakıllı kasabasında ikâmet ettikleri be-
lirtilen ve tebligat yapılamayan davalı Feride Aynur -
Servet Aynur - Hasan Tarcan'a ilanen tebligat yapıl-
masına karar verilmiş olup, adı geçen davahlann du-
ruşma günü ve saatinde Vize Adhyesi'ndeki duruş-
mada hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekille
temsil ettirmeleri aksi halde yargılamanın yoklulda-
nnda yapılıp karar verileceği tebliğ yerine kaim ol-
mak üzere ilanen tebliğ olunur.
21.3.2003
Dava konusu taşınmaz: Vize - Çakıllı kasabası
Ada. 168,
Parsel: 14 ada: 168.
Parsel: 15.
Basın: 8374
TELSİM FATURALI HAT ABONE-
SİYSENİZ ÇOK ŞANSLISINIZ.
CEPPAZAR BAŞLADI. BUNDAN
BÖYLE, PAZAR GÜNLERİ, TEL-
SİM'DEN TELSİM'E KONUŞMAK
% 50, % 60, % 70 İNDİRİMLİ.
TELSİM'E 2002 YILIN-
DA ABONE OLDUYSA-
NIZ%50, 2001 YILIN-
DA ABONE OLDUYSA-
NIZ%60, DAHA ÖNCE
ABONE OLDUYSANIZ % 70
İNDİRİMLİ KONUŞACAKSI-
NIZ. TELSİM'DEN TELSİM'E
HER ARAMADA, HER PAZAR,
SINIRSIZ.
İNDİRİMLER. 31 TEMMUZ 2O03'E KADAR VE IÛM TARİFELER İÇİN GEÇERLİOİR. CfPPAKET, CEPVIP
VIP 210, VIP 90 VE CEPfREE »BONELERİ, KENOİLERİNE VERİLEK TOPLU SÜREYİ AŞAN ARAMALARINDA
İNDİRİMLEROEN YARARLANABİLİRLER. ÖZEL SERVİS ARAMAURI. BU UYGULAMANIN DiŞiNDApiR 444 0 S42 www.telsim.com.tr
* T C