Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT 2003 PAZARTESİ
HABERLER
l*abzonve
Aröahan'm
kurtuluşu
• ANKARA(AA)-
Ardahan ve Trabzon'un
düşman işgalinden
kurtuluşu bugün törenlerle
kutlanıyor.
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, Ardahan'ın
düşman işgalinden
kurtuluş yıldönümü
aedeniyle Vali Mustafa
Yiğit'e bir kutlama telgraft
gönderdi. TBMM Başkanı
Bülent Annç da
Ardahan'ın düşman
işgalinden kurtuluş
yıldönümünü kutladı.
Annç, Vali Yiğit'e
gönderdiği kutlama
mesajında, "Bu arüamh
günde, vatan topraklannın
düşman işgalinden
kurtanlması yolunda aziz
canJannı feda eden
şehitlerimizi rahmet ve
minnet, gazilerimizi
saygıyla anıyorum.
Ardahanlı vatandaşlanma
selam ve sevgilerimi
ilefiyorum" dedi.
Erbakan'dan 200
rralyarlık düğün
• îstanbul Haber Senisi -
Siyasi yasağı dün sona
eren Necmettin Erbakan
çifte sevinç yaşadı.
Erbakan, oğlu Fatih
Erbakan" ı, Beyza Molu ile
200 milyar liranın
üzerinde bir maliyetle
gerçekleştirildiği belirtilen
düğünle evlendirdi. SP
Genel Başkanj Recai
Kutan, Yasin Hatipoğlu,
Bahri Zengin, Istanbul
Büyükşehir Belediye
Başkanı Ali Müfit
Gürtuna, SP'li Konya
Büyükşehir Belediye
Başkanı Mustafa Ozkafa
gibi isimlerin katıldığı
Çıragan Sarayı'ndaki
düğün, basına kapalı
gerçekleştirildi.
BDDK'de sıkı
ilkeler
• ANKARA(ANKA)-
Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurulu
(BDDK) üyeleri ile
çalışanlan için getirilen
sıkı mesleki ilkeler Resmi
Gazete'de yayımlandı.
Buna göre kûrul üyeleri ve
kurum personelinden
oluşan "çalışanlar", siyasi
partilere üye olamayacak,
iş takibı niteliginde
görüşme yapamayacak,
hisse senedi satın
alamayacak, uygun
koşullu kredi
kullanamayacak, hediye
kabul edemeyecek, ticari
faaliyette bulunamayacak.
KESKBiMfpe
Toplantısı
• ADANA(AA)-Kamu
Emekçileri Sendikalan
Konfederasyonu (KESK)
Merkez Yönetim Kurulu
Üyesi Mustafa Ecevit,
TEKSÎF Sendikası Adana
Şubesi salonunda yapılan
KESK Bölge
Toplantısı'ndaki
konuşmasında,
Türkiye'nin, Irak'a
yönelik olası operasyon,
kamu emekçilerinin ise
hûkümetin personel
politikası, toplusözleşme
gorüşmelerinin başlama
tarihi ile nemalann
ödenmemesi konusunda
lcitik günler yaşamaya
bişladığını söyledi.
Doğa ve kültür mirasına duyarlı yeni validen 'öncelikli' beklentiler
Güler'e İstanbıü raporuOKTAYEKİNCİ
Yeni Istanbul Valisı Muam-
mer Güler'in, özellikle tarihsel
ve doğal mirasa olan ilgisiyle ta-
nınması. yıllardır bu değerlen-
ni talana kurban eden kentın
duyarlı kesimleri arasında da
yeni bir umut yarattı. Daha ön-
cekı 6 yıllık Gaziantep Valiliğı
ve son zamanlardaki kısa Sam-
sun Valiliği görevlerinde, kül-
türel değerlerin korunması için
önemli çabalar gösteren Mu-
ammer Güler'inîstanbul'da da
aynı tutumunu sürdürmesi bek-
leniyor...
Nitekim Güler'in basında yer
alan ilk görüşleri de bu yönde-
ki umutlan desteklernıtelikte...
Örneğin, daha ilk gününde, *su
havzalarmın korunmasınm en
önemükonıT olduğunu belirten
Güler, Istanbul'un güzellikle-
rini göstermekten öte "sahip-
lenilmesüün" gerektığini vur-
guluyor. (Sabah-16.02.2003)
Biz de Istanbul'un yıllardır öz-
lemini çekriği işte bu "söylem
ve niyettekT birvahye destek ol-
mayı görev bilerek ilk hizmet
olarak kendisine kısa bir "Ön-
celikler Raporu" hazırladık.
Nüfusu bile tam bilinemeyen
12 milyonluk bu tarihi metropo-
lün gerçekten en yaşamsal so-
runu "içme suyu havzalannın
VALİLtK ONAYIYLA 'BELEDİYE' OLDULAR - Istanbul'un su havzalannı ve korunacak ye-
şil alanlaruu işgal eden kaçak yerleşmeler, önceki valikrin "uygun" görüşlerryle befediye olarak,
imar talanına bu kez 'Hasal vetkrvle" devam ettiler.
yasalveyasachşıimarişgaliyledo-
ğal değerlerini hızla yıtirmesL."
Bu ışgalin "yasaT desteklen
arasında, kaçak yapılaşmış hav-
za yerleşmelerinın "bağunsız
beJediye'' yapılarak çevreyi gö-
zetmeyen imar yetkilerine kavuş-
turulmalangeliyor... tştebube-
lediyelerin, bu hassas alanlarda
ve böylesi denetimsiz imar yet-
kileriyle kuruhnalannda, daha
önceld valilerin hep "ohımhı gö-
rüşleri'' bulunduğundan, şim-
dı Güler'in arukbu "duyarszres-
mi geteneğT durdurması tarihe
geçecek bir tutum olacak... Yi-
ne su havzalanndaki, "ValiMk
irinlT ve nâznn planlara aykın
"mevzii planlarla" gerçekleşen
ayncalıkh "doğa ve onnan içi vil-
la sitelerine", aynı bölgelerde
göz yumulan "kaçak yapdaş-
malara" ve son olarak da Ömer-
lı havzasında bulunan bir vakıf
arazisinde "Formula 1 pistleri
ve kahcı rurizm-işletme-ticarive
konut tesislerinuT yapılması gi-
rişimlerine de artık "dur" diye-
bılecek bir Istanbul Valisı'nın,
Muammer Güler olması bekle-
niyor...
'Kültür mirası pazan'
Muammer Güler, yine ilk
günlerindeki bir röportajında
söylediği gibı; kenti "tebdüila-
yafet" gezerken Çukurcuma,
Galata, Üsküdar, Beşiktaş ve
Aksaray gibi semtlerdeki "an-
tikacdara" da uğrarsa, Anado-
lu'nun değışikyerlennden "ta-
rihi konak parçalannın" sökü-
lüp getinlerek kımi kültür yok-
sunu zenginlere "dekorarif"
amaçlı pazarlandığını görecek-
tir. Bu tahnbat ve pazarlamanın
da "yasadışı" olduğu, bu eski
evleri söküp parçalayanlann ve
satanlann açıkça suç işledikle-
rini ve valiliklerin bu talanı ön-
lemelen gerektigı yönündeki,
Kültür Bakanlığı'nın 1 Mart
1994 tarih ve 852 sayılı genel-
gesi de hâlâ "yûrûrlûkte" oldu-
ğuna göre, yeni valiye düşen
sadece gördüğü her eski ev par-
çası için soruşturma açmak ve
bu talancı tahribatı da durdur-
mak olacak...
'İşgaldekT vakıf eserler
Yasalarla Vakıflar Genel Mü-
dürlüğü"ne tüm ulus adına "ema-
net" edilmış tanhı vabf binala-
nnın. "shasi yandaşlarca işgati
ve özensiz kuUanımlaıia tahrip
edflmea", buna uygun en fazla
yapının bulunduğu Istanbul'da
artık tam bir "kültür kattiamı-
na" dönüşmüş durumda... Ör-
neğin Tarihi Rarru Kışlası, Istan-
bul'da genci siyasal örgütlen-
menin de en yaygın sektörünü
oluşturan "gıda toptancılannın"
depolan olarak tanhten sılinir-
ken Süleymaniye, Beyazıt ve
Fatih çevresindeİd Osmanlı han-
lan, sebiller ve hatta "anrtsal"
yapılarda bile aynı kesımden her
türlü ticarethaneler, üstehk "sem-
bolik" denecek ücretlerle bura-
lan kullanıp kentin tarihini "hur-
daya" çeviriyorlar... Devletinhi-
mayesindekı bu eserlenmizi de
kurtaracak bir "devletvafis" öz-
lemıne. bundan böyle artık Mu-
ammer Güler"in yanıt vermesi
bekleniyor... îstanbul'un külrü-
rel. doğal ve kentsel değerleri-
ni koruyarak gelişebilmesi için,
valiliğin "öncefikle" eğilmesi
gerektiğine inandığımız bu ko-
nulann dışındaki diğer sorun-
lara ise "raponımuzun" gelecek
yazılannda değıneceğiz...
KAMU PERSONEL REJİMÎ TARTIŞILDI
Çelebi: Sosyal
udaşmaşart
ANKARA (Cumnuriyet
Bûrosu)-Sendikacılar, hü-
kümetin kamu personel re-
jimini yeniden yapılandır-
ma hazırhğına tepki gös-
terdi. Türk-Iş Genel Baş-
kanı Salih Kıhç, kamu per-
sonel rejiminde yaşanan so-
runlann temelinde düşük
ücretlerin olduğunu belir-
tirken DÎSK Genel Başka-
nı Sükyman Çelebi, hükü-
meti, yapılacak değişiklik-
lerde sosyal uzlaşma ara-
ması konusunda uyardı.
Başbakanlık
Devlet Personel
Başkanlığı ile
TürkAğırSana-
yii ve Hizmet
Sektörü Kamu
Işverenleri Sen-
dikası'nın (TÜ-
HİS) düzenlen-
diği "Türkiye'de
Kamu Personel
Rejiminin Netü-
denYapdandml-
maaSempozyu-
mu" dün sona '
erdi. Toplantının ikinci gü-
nünde hûkümetin kamu per-
sonel rejimi değişiklikpla-
nım değerlendiren Türk-Iş
Genel Başkanı Salih Kıhç,
kamu hizmetlerinde yaşa-
nan sorunlann temelinde
düşük ücretlerin olduğunu
belirtti. Kıhç, "Kamukesi-
mindeistihdam fazblığı yok-
tur. Diğer A>Tupa ülkeleri-
nebakıldığında istihdanı ra-
kamlannın nüftısa oranı, ol-
ması genektiği gibidir" de-
• TÜTk-lş
Genel Başkanı
Salih Kıhç,
kamu
hizmetlerinde
yaşanan
sorunlann
temelinde düşük
ücretlerin
olduğunu
belirtti.
di. KESK Genel Başkanı
Sami Evren de kamu bütçe-
lerinin giderek kısıtlandı-
ğına dikkkat çekti. Kamu
hizmetlerinde çokuluslu
şirketlerin payının arttığını
vurgulayan Evren, yaşanan
sorunJann temelinde de bu
değişikliğin olduğunu söy-
ledi.
Hak-tş Başkanı Saim Us-
lu ise kamuda çalışan sayı-
sının azaltılmamasını istedi.
Uslu, "Devieti küçültmek
adına sosyal devletitaroşıhr
hale getirmenin
ekonomiksonuç-
lanyanındasiya-
si sonuçlan da
78 'liler 12 Eylül'le hesaplaşacak
var" dedi.
Türk kamu
personel sistemi-
nin radikal bir
degişime ihtiyaç
duyduğunu be-
lirten TlSK Ge-
nel Başkanı Re-
fikBaydurda ka-
mu çalışanlan-
mnmahhaklan-
nın düzeltilmesi gerekriği-
ne dikkat çekti. Türkiye Ka-
mu-Sen Genel Başkanı Bir-
can Akyıldız da hûkümetin
"eşitişeeşitücret" pohtika-
sını yaşama geçirmesinin
zamanjıun geldiğini belirt-
ti. Kapanış konuşmasını ya-
pan Başbakan Yardnncısı
MehmetAli Şahin ise kamu
personel rejiminin yeniden
yapılandınlması konusun-
da hûkümetin nutuk atma-
dığını söyledi.
78Tfler "Ezgilerimiz ve Biz* adh gecede bir
gekti. 78'Hler Vakfi Girişimi taranndan Kadırga
Kültür Merkezi'nde düzenlenen gecede, Balkan
müziği alanmdaki çaüşmalanyia tanuıan
Muammer Ketencoğiu ile Grup Göçebe konser
verdi Şair Şükrfi Erbaş ve Sezai Sanoğhı'nun da
şnrlerivle renk katoğı buhışmada bir konuşma
yapan 78'Hler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can,
saydan 25 bini bulan 78'lilerin snasi ve toplumsal
açıdan önkrindeki hukuki engeOerin kaJdmlmaa
için yürüttülderi çahşmalann beffi bir noktaya
geldiğini söyledL Medis'te bulunan AKP ve CHP
temsflcüeriyle vapöklan görüşmelerde her iki
partinin de kendilerine destek sozü verdigini
belirten Can, haklannın iadesini «»glariılrtan
sonra, 12 Eylül'ün mirası\1a hesaplaşma>a
girişeceldeıini MirguladL
(Fotoğraf: ÖZGÜR BURAK ÖZTÜRK)
Türk-îş insan hakları bürosu kurdu
AiVKARA (AA) - Türk-Iş bün-
yesinde, insan haklan ile çalış-
ma yaşamına ilişkin hak ve öz-
gürlüklerin kullanıhnası sırasuı-
da yaşanan sorunlan gidermek
amacıyla "İnsan Haklannı İzle-
me Bürosu" kuruldu.
Bölge temsilcilikleri aracılı-
ğıyla tüm illerde yaşanan insan
haklan ve çalışma yaşamma iliş-
kin ihlaller, konfederasyon bün-
yesinde oluşturulan "İnsan Hak-
larmı tzleme Bürosu"na iletile-
cek. Bölgelerden gelen bılgiler
doğrultusunda her 3 ayda bir dü-
zenli şekilde rapor hazırlanarak
bu rapor insan haklanndan so-
rumlu Devlet Bakanlığf na ileti-
lecek ve gerekli önlemlerin alın-
ması talep edilecek.
Türk-lş Genel Teşkilatlandır-
ma Sekreteri Çetin Altun. temel
insan hak ve özgürlükleri kapsa-
mında ağırlıklı olarak yer alan ör-
gütlenme, toplu pazarlık ve grev
hakkı gibi çalışma yaşamım doğ-
rudan ilgilendiren hak ve özgür-
lüklerin kullanımında zaman za-
man aksaklıklar yaşandığını be-
lirterek bu aksaklıklann gideril-
mesi amacıyla "Insan Haklan-
nı tzleme Bürosu"nu kurdukla-
nnı bildirdi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr
Necmettin Erbakan hapishane arka-
dişımdı. Recai Kutan, Süleyman Arif
Emre, Şevket Kazan, Fehim Adakda 12
E'iül döneminde hapishaneye girenler
arasındaydılar. 0 dönemde Bölent Ece-
wt, AJparslan Türkeş de aynı cezaevin-
deydiler. Şu anda siyaset sahnesinde bu-
luıanlann ne kadan 12 Eylül öncesinden
kaima? Deniz Baykal onlardan bin.
CHP'de başka bazı isımleri sayabiliriz.
AKP'de 12 Eylül öncesinden kalma han-
gsimler bulunuyor? Köksal Toptan, dö-
rKmin başbakanı Süleyman Demirel'ın
i : Eylül öncesi genç ve umut veren ba-
kîilanndandı, şimdi AKP miHetvekili. Meh-
net Dütger de aynı dönemin siyasetçi-
l^endendi. Sonuç olarak 12 Eylül öncesi-
nn Erbakan lıderliğindekı MSP'sinden
A(P içinde pek fazla isim kaJdığı söyle-
rwnez.
• • •
Necmettin Erbakan, mısyon sahibi bir
Kışağın temsilcilerinden. Bu kuşak içın-
d Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş, Süley-
rran Demirel de vardı. Bu kuşak ilk çocuk-
Erbakan'm Siyasete Dönüşü mü?
luk ve gençlik yıllannı Cumhuriyet'in ku-
ruluşdönemindeyaşadı. "Kurtanc/"birku-
şağın çocuklan olarak yetiştiler. Babalan.
anneleri yeni bircumhunyetin parçalany-
dılar. Toplumu etkileyen misyon onlarada
geçti. Farklı sjyasi görüşlere sahıp olsalar
da, hep bir mısyonun temsilcısı oldular.
Erbakan, "s/yas/7s/am"diyetanımladı-
ğımız misyonun son kırk yılına damgası-
nı vuran önemli bir lider. Hapislere girdi,
kurduğu partiler defalarca kapatıldı, fakat
o misyonunu savunmaktan vazgeçmedı.
Siyasi Islamcı hareketı, çok ciddi bir sıya-
si akım olarak örgütleyip büyüten Nec-
mettin Erbakan'dı.
0 Anadolu'da örgütlenen muhafaza-
kârticaret kesiminin sözcüsü olarak si-
yasi yaşama atıldı. Taşralı bir ideolojik
ve siyasi zeminin üzerinde duruyordu.
Zaman içinde büyük şehirierin esnafla-
rına yöneldi. 0 esnafın ideolojik önderi
haline geldi. Oyunu yüzde yirmilerin üze-
rine çıkardı.
•••
Erbakan, siyasette gerginlikten hoşla-
nan bir sryasetçiydi, tıpkı aynı dönemde
politika yaptığı Alparslan Türkeş, Bülent
Ecevit ve Süleyman Deminel gibi... Onlar,
kamplara bölünen Türkiye'nin siyaset mi-
marlanydılar. Yeteneklerini kamplaşma
üzerinden geliştirdiler.
Bu kamplaşma çizgisi Erbakan'a da,
diğer politikacılara da pahalıya mal oldu.
Bir kısmı, bunlardan ders çıkardı, adımla-
nnı daha dikkatlı attılar. Erbakan, bu ko-
nuda hep gözü kara gitti. öyle olduğu için
de başı dertten kurtulmadı. Bir yasak, iki
yasak derken kendi yanında yetişen genç-
ler onu terk etmeye başladılar.
Recep Tayyip Erdoğan, Abduliah Gül,
Bülent Annç, Erbakan'ın öğrencılenydı-
ler. Mutlaka ondan çok şey öğrendiler.
öğrendikleri en önemli şeyierden birisi de,
Erbakan'ın gerginlik sfyasetini terk etmek-
ti. Düzenle daha uyuşan, daha liberal bir
söylem tutturmayı, büyümek için daha
önemli gördüler.
• • •
Erbakan, tüm cumhuriyet kuşağı gibı
devletçiydi. Erbakan, hem devletçi. hem
Islamcı, hem de millıyetçiydi. Bu neden-
le "Kıbns Fatihi" olarak takdim edılmeyı
en büyük övünç saydı. Şimdi Kıbns'ta
çözüm diye ortaya çıkan Tayyip Erdo-
ğan'la Kıbns konusunda çok farklı yerler-
de durmalannın sebebı de belki bu ide-
olojik farklılıktı.
Islamcı hareket, süreç içinde dünya-
dakı gelışmelere de paralel olarak "libe-
ral" söylemler kullanan bir akımı kendi
içinden yarattı. Bunu AKP'liler "muha-
fazakâr-demokrat" diye tanımlamayı uy-
gun görüyorlar. Necmettin Erbakan, "de-
ğişmeyen" birsiyasetçiydi. Bu nedenle
Tayyip Erdoğan vearkadaşlannın geçir-
diği değişimi, bir "dönüş" olarak yorum-
laması çok normal.
* • *
Erbakan'ın destek olduğu Saadet Par-
tisi son seçimlerde yüzde 2.5 oy aldı. Yüz-
de 20'lerden yüzde2.5'leredüşen bırba-
şansızlık eğnsi söz konusu. Erbakan'ın
misyonunun bittıği söylenemez mi? Çıp-
lak bir göz bu bitişi gorebilir. Ama Erba-
kan kuşağı öyle değildir. Onlar düşüp ye-
niden ayağa kalkmaktan hoşlanırlar. Ece-
vit ve Demirel öyle yapmadılar mı?
Erbakan, siyasi ve ideolojik olarak dev-
rini tamamlamış bir misyonun sahibi de-
gil mi? Artk onun zamanı geçmedi mi? Şim-
di Türkiye'de Islamcı hareket farklı bir yol
izliyor. Bir zamanlar onsuzolamayacağı dü-
şünülenler kendi başlanna önemli bir güç
yarattılar.
Necmettin Enbakan'ın, yaşı seksenlere
dayanmışken, srfırdan yeniden siyasi ya-
şama girmesı, aynı zamanda bir inadı da
kanıtlıyor. Gerçekten siyasete yeniden li-
der olarak girerse, bu onun için olduğu
kadar bizler ıçın de izlenecek ilginç bir
deney olacak.
2000'Lt YILLARDA
ERDAL ATABEK
Önyargılar ve Savaş...
Savaşlarda toplumsal önyargılar her zaman çok
önemli bir yer tutmuştur. Çünkü, bir savaşı haklı
gösterebilmek, savaşın psikolojik kazanımı için
zorunludur. Onun için de sömürge savaşlannda "vah-
şileri uygarlaştırmak" amacı öne sürülmüş, bunun
için de yerel toplumlann vahşi olduklan önyargısı-
na yaslanılmıştır. Gruplar arası savaşlarda da din
aynlıklan, mezhepaynlıklan, etnikfarklar, renkfark-
Iılıklan gibi aynmlar için her zaman geçerii önyar-
gılar kullanılmış, böylece asıl amaçlar gizlenmek
istenmiştir. Günümüzde de bu durum geçerlidir, ör-
neğin Irak için de çeşrtli önyargılar kullanılmıştır.
Iraklılar, (genel olarak da Ortadoğulular) tembel,
kuralsız, çıkarcı, sorumsuz, yerel kültürden öteye
gidememiş kişilerden oluşmuş bir toplum olarak
gösterilir, bu toplum diktatörler tarafından yönetil-
meye layıktır, bundan rahatsız olmaz, uluslararası
hiçbir kuralla da kendilerini bağlı duymazlar. Böy-
le olunca da Irak, kitle imha silahları yapabilir, nük-
leer silah yapabilir, biyolojik silah yapabilir, bunla-
n kullanabilir. Dikkat edilecek olursa burada yas-
lanılan, "Iraklılann (genel olarak da Ortadoğulula-
nn) tembel, çıkarcı, kumaz olduklan, kendilerini hiç-
bir evrensel kuralla bağlı saymadıklan" önyargısı
çok önemli bir rol oynamaktadır. Eğer bu önyargı
olmasa Iraklılann sayılan kötülükleri yapabilmele-
rine inanmak ve başkalannı inandırmakçokzorolur-
du. Uluslararasında birbirleri hakkında oluşmuş
önyargılar vardır, sosyal psikoloji bilimi bu konu-
da araştırmalar yapmıştır.
Amerikalılar: Bağımsız, girişimci, çalışkan.
Ingilizler: Soğuk, hedefçi, kendi çıkarlanna dö-
nük.
Almanlar: Çalışkan, disiplinli, kültüriü.
Italyanlar: Sıcak kanlı, sanatçı, numaracı.
Fransızlan Kendini beğenmiş, zevkine düşkün,
yaşamayı seven.
Araplar: Tembel, sorumsuz, şehvet düşkünü.
Türkler: Sıcak kanlı, alıngan, şiddet egilimli.
Japonlar: Ince duygulu, kendini adayan, itaat
edici.
Çinliler: Sinsi, birbirini tutan, yayılmacı.
Bu önyargılar genel olarak "Batılı kültüre sahip
toplumlann" kendilerine olumlu, kendi dışındaki top-
lumlara olumsuz bakış açılanndan kaynaklanmak-
tadır. Çoğunlukla kişisel gözlem ve deneyimlerin
genelleştirilmesinden kaynaklanan önyargılar son-
radan yaygınlaşmakta, kuşaktan kuşağa geçirilmek-
tedir.
Şimdi Amerika'nın Irak'a yönelik saldın hazırlık-
larının "Ortadoğu'yu yeniden biçimlendirmek, bu
bölgeyi ve petrol kaynaklarını kontrol altına al-
mak" amacına yönelik olduğu bilindiği halde, Irak
ve Ortadoğu halklanna ilişkin önyargılar bu amaç-
lan örtmeye yaramaktadır.
Bilgisayar programlanna musallat edilen virüs-
lerin adlannı Bin Ladin ya da Saddam koymak da
bu psikolojik savaşın bir parçasıdır.
Avrupa Topluluğu'na girişte Yunanistan ile Tür-
kiye arasında aynm yapmak, Yunanistan için gös-
terilen kolaylıklann Türkiye için engel yapılmasın-
da da bu önyargılardan yararlanılmaktadır. Onun
için de savaş stratejisi için en önemli araçlardan
birisi olan "psikolojik savaş silahı olarak önyargı-
lar" çok önemle dikkate alınmalıdır.
Bize hiç önemli görünmeyen irili ufaklı pek çok
konu bu önyargılann oluşmasında önemli roller
oynamaktadır. örneğin, bizim sadece sağlık açı-
sından baktığımız "uygunsuzyerierdekurban ke-
simi" olayı başka kültürier tarafından "hayvanlara
zulmeden şiddet yanlısı bir kültürûn göstergesi"
olarak kabul edilmektedir. Aynca bu durumun pek
de yanlış olmadığını insaf sahipleri de kabul ede-
ceklerdir.
Bir savaşın önlenmesinde en büyük etken, "bu
savaşın haksız, yanlış, çıkarlar amacıyla insanları
öldürmek, göçezoriamak, yersizyurtsuzbırakmak"
olduğunun ortaya konmasıdır.
Türkiye "Kurtuluş Savaşı "nı bu büyük etkeni en
iyi biçimde yürüriüğe koyarak kazanmıştır. Eğer o
büyük istilayı kendi aklımızda ve yüreğimizde red-
detmeseydik kazanamazdık.
Savaşlar önce akıllarda ve yüreklerde kazanılır
ya da kaybedilir.
Bu Amerikan saldırısı da önlenebilir. Toplumlar
bu dönemde Amerika'nın ortada olan savaş amaç-
lannı açıklayarak, reddederek, bunu da sürekli ola-
rak yapariarsa bu saldın geriletilebilir. Bu da tari-
hin çok büyük bir dönemecini oluşturur.
"Amerika'nın bu çıkar ve yağma savaşına ha-
yır" diyelim.
Tarihte yapılamamış en büyük banş savaşımını
gerçekleştirelim.
Bu savaşımı kazanalım. Dünyayı kazanalım. Ge-
leceği kazanalım.
Ölümünün 11. yıldönümü
Velidedeoğju
anılıyor
Istanbul Haber Seni-
si-1961 Anayasası mi-
marlanndan, îstanbul
Üniversitesi Hukuk Fa-
kültesi öğretim üyelerin-
denOrdProf.HıfeıVel-
detVelidedeoglu, ölümü-
nün II. yıldönümünde
anılıyor.
Cumhuriyet gazete-
sinde 50 yıl yazılanyla
okurlan hukuk, demok-
rasi ve laiklik konusun-
da aydınlatan Od. Prof.
Hıfzı Veldet Velidede-
oglu için bugün saat
ll.OO'de Karacaah-
met'teki kabri başında
ailesi, dostlan ve öğren-
cilerinin katılacağı bir
anma töreni düzenlene-
cek.
24Şubatl992'dekay-
bertiğimız Velidedeog-
lu, Cumhuriyet gazete-
sinde 1943 yıhnda baş-
ladığı yazılanyla adeta
Hıfa VeldetVetidedeoğhL
bir "halk kürsüsü" kur-
du ve cumhunyetin çağ-
daş, laik niteliğini tüm
boyutlanyla topluma an-
latmaya çalıştı. Henüz
16 yaşındayken 23 Ni-
san 1920'deaçılanMec-
lis'te göre\' alan Velide-
deoglu, ölümünden biı
gün önce 23 Şuba'
1992 'de yayımlanan ya-
zısında gençlere şöylt
seslenmişti: "Gençler
Atatürk'ün cağdaşlaşnu
yürüyüşünü sürdürünüz
Bunun için ikinci bir Mil
B Mücadele başjaünız."