28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19ARALIK2003CI OLAYLAK VE GORUgLER İŞGAL altına düşmüş birlrak'ın "kurtuluş sava- fj"nıkimyapacak? Yapılmakta mıydı yok- sa? Eğer intihar saldınla- nrı ı, kimin tarafından kime <arşı yapıld/ğı bilinmeyen suikastlan, şurda burda patlatılan bombalan kurtuluş sa- vaşı sayıyorsanız, belki. Ama, bun- lara gerçek bir kurtuluş savaşı de- nebilir mi? Yotea, başlamıştı da Saddam mı yapmaktaydı? öyle olsaydı, böyle bulunur ve böyle yakalanır mıydı? Kim yapacak? Bağdat çevresindeki Sünniler mı? Bir ayaklan iran'da bulunan ve şımdiden hafiften hafife Ingilizler- le işbirfiği yapmaya başlayan, es- ki devlet başkanlann/n yakalanışı- na bayram eden güneydeki Şiiler mi? Yoksa, kuzeyde kendi devletle- rini kurmaya hazırlanan, ama ken- dı bölünmüşlükleri ve içlerindeki PKK kalıntılanyla o devleti nasıl kuracaklannı, kurmaya kalkışıriar- saAnkara'dan nasıl bir karşılık gö- ACI MUMTAZ SOYSAL Irak'ın Kurtuluş Savaşı? receklerini kestiremeyen Kürtler mi? Türkmenler ne ister? Demek ki, bir devletin gerçek bir "ulus-devlet" olup olmadığı böyle durumlarda belli oluyormuş. Şöyle ya da böyle, tek partilil/k- le yönetilmekte olsa da, hatta ken- disini yönetenlerden nefret etse de işgal altına düşmüş bir gerçek "ulus", bu koşullarda, "kurtuluş savaşı"rv çoktan başlatmış olur- du. Hele, işgal ya da istila "demok- rasi getirmek, insanJığa karşı kit- le imha silahlarıyla suç işleyenle- riyakalamak" gibi bahanelere da- yandınlsa da asıl nedenin "pet- rol" olduğu cümle âlemce bilin- mekte ise. Ortadoğu'daki Baas partileri- nin, "ulus-devlet" yerine, "Arap sosyalizmi" gibi ulus teme- li belirsiz bir doktrinle yo- la çıkışlarının ve "ulusya- ratma" hedefini ikinci pla- na itişlerinin yanlışlığı şim- di daha iyi anlaşılmıyor mu? özellikle de bütün bu olup bitenler karşıs/nda darmadağın Arap dünya- sının tepkisizliğini gördükçe. Daha da önemlisi, Mustafa Ke- mal'in, Karadeniz'den başlayıp devrimci cumhuriyetle sonuçla- nacak bir "i$tiklalHarbi"ne hazır- lanırken, niçin "Şark Vilayetle- n"nden başladığı, mezhep baş- kalıklanna bakmaksızın niçin bü- tün Anadolu halkını toparlamaya önem verdiği, bazısı adlannda bi- le etnik köken fark/ılığı taşıyan çe- te gruplarıyla yetinmeyip neden "muntazam bir millîordu " kurma- ya çabaladığı bütün bu olanları gördükten sonra daha iyi anlaşıl- mıyor mu? Türkiye'yı zayıflatıp kolay yem durumuna sokmak isteyenlerin, ulus devleti ufalamak için kamu varlıklannı talanla yetinmeyip et- nik köken ve dil aynlıklannı vurgu- layışlan da, Irak örneğinden son- ra, daha da ilginçleşmemiş mıdir? Toplumsal Alan Artık Kamusal Alandır Nasıl dünyanın herhangi bir yerinden ekranlara yansıyan gamalı haç pazıbentli mangalann görüntüsü yalnız o yer için değil, bütün insanJık için bir tehdit oluşturuyorsa şeriat devletini simgeleyen örtünme biçimleri de toplumsal alana indirildiğinde, artık inançla olan bağmı yitirmekte, açık bir tehdit oluşturmaktadır. Mucize ÖZİJJSALHukukçu zel alan, top- lann ölçeklerine erişmek O lumsal alan, kamusal alan tartışmalan bizim yirmi- birinci değil ondokuzun- cu yüzyıh yaşamakta ol- duğumuzu ortaya koydu. AyduıJanma devrirrümi- zin tamamlanamadığını da belirterek... Cumhu- riyetle birlikte ömek al- dığımız aydınlanma dev- rimini tamamlamış ulus- YENİ YILA MAXİMUM'LA GİRİN, HAYALLERİNİZ GERÇEK OLSUN! - Maximum Kart sahiplerinin yeni yıl neaıyeıen iş Bankası'ndan. 31 Aralık'a kadar her 50 milyonluk harcamaya bir şans numarası. Maximum Kartı'nı daha çok kullanana, daha çok kazanma şansı. İKIŞIYE PEUGEOT 307SVVPACK1.6 10KIŞIYE DELLD500 DIZÜSTÜ BİLGİSAYAR 5KIŞ1YE VESTEL ONYX FLAT 106 PLAZMA TV \H1 VO\ n DFGERTNDF MAXÎPUAN kullanıldığınd kazandırır ma amum BupivangoMPInın2l II 2003 <wftı re BÛ71MP1 li 13.00 C2,-1710-7685 sayUı ıznı Ue d4M*MJii»lır 22üxm-3I jtalıi 2003 anUeri arasınd» iş Bsnkasl knSıtartıile npıJaMk alışwrft ve MİU) cdone ıjteafcaiııilı lur M mlffOn Tl ve katla-ım t»m-çek)İ!Sha«avra*ceknr I Bl)»İJ 21TO ft«S*« M7 SW i t o 1 a oBmtaU üffih» 20M P H ı ^ 2M ^ »OT(*metk^^lOTn»alMGK^X75dl#aHı<tokamı«, I0UİİM DoinıdmPiiHitmaHiziMdml^şaJPM^C^^ n(di8ı*y«rf>HiHh»BlfiUeraUdam»ılwM»M^ ukııJIra^meııgı^sBİKrtı^ tna kun torat oedmj ıfe yt»! taklpR bukmta krerfı kam sahlpfert. 1} Bsokaa. ffedrf Tuın.cı çjjıs^iton ve 18 vj^nttoa kiçfikler bu Jampmy»)» HnİMnaaar. kMılıp kaansstar dahl bedıyden «Mlım edıloaz laksab tfferafcnfe. kjmçmyi dSKmjmfe nüf»l tuıfiuluı gnteklıştııDen HJuıtil «hfmsflenn. nx Itıııifniij* Jönör.l ıçens&detortıkarc hesap tenM yımruı aksıt rt dikJ " * www.isbank.com.tr | 444 02 02 TÜRKİYE % BANKASI kuşkusuz yaşayarak ola- cak. Kentsoylu sınıf. bizde henüz egemenlığınin do- ruğuna yönelmiş, işçj sı- nıfinın sınıfsal kimliğı de buna koşut olarak belir- meye başlamışken örnek aldığımız toplumlardan farklı koşullarla yüz yü- ze geldik. Bu. iletişım devriminin bızim aydın- lanma devrimi sürecimı- ze müdahalesiyle oldu. Örnek aldığımız devTİm süreçlerinde salon top- lantılan, okuma matine- leri ile başlayan tartışma süreçleri rasyonel eğitim yöntemlerinı kullanarak siyasal akıl yürüten ka- muoyunu, siyasetle ahla- kı uzlaştıran aleniyet ilke- sini, akılcı düşiinen top- lumu yaratırken bizde. bu sonuçlara ulaşacağı kes- tırilebilen Köy Enstitü- leri ve Halke\ len doğar- ken boğuldular. Böylece akılcı kültür de\Tİminın önünegeçilmiş oldu. Bu karşı devrimi engellemek için bütün cephelerde ıle- ricilerle gericılerin sava- şı sürerken feodalizmin üst yapısı kınk dökıik pi- yasa ekonomısı üzerine taşınmak istendi. Jşbir- likçi gerici ıktidarlar ne yârdan ne serden vazgeç- tıler. Hem pıyasa ekono- misinin yalnızca nimetle- nni toplamak, hem de fe- odal ılişkileri iktıdarla- rının payandası olarak kullanmak ıstiyorlardı. Böylece yalnızca devlet erkinin kullanıldığı ka- musal alan. eğitim ku- rumlan yozlaşmış, kül- türü ulusal olmaktan çı- karak taklitçiliğe yönel- miş, akJen değil naklen fi- kirlerle donatılmış birey- lerden oluşan toplumsal alan. bu bıreylerin feodal yükler taşıdıkları özel alan ortaya çıktı. Bu tablo doğal seyrine bırakılsaydı belkı daha çabuk yakalanabılecek kırılma noktasından bir çözüme, yani özgurakıl- la düşünen bıreylerden oluşan bir toplumsal ala- na erişilebilir, böylece si- yasal kamusallığa da ah- İak egemen olabilirdj. Sö- mürgen ülkelenn elıne geçen iletişim devnmi- nin silahlan, bu gerçek- leşebilir sürece müdaha- leettıler. Kültürpolitika- ları, eğitim politikalan oluşmamış. tahrip edil- miş. aleniyet ilkesı oluş- mamış toplumsal ve ka- musal alanla feodalizmin yükü altında bulunan özel alana televızyonlarla, bil- gisayarlarla. elektronik sitelerle oluk oluk akma- ya başladı. Bilimin aklın yerine ınançların. dog- malann açıktan konulu- şuna tanık olduk. Top- lum mühendisliği verile- ri ile soğuk savaş taktik- leri köleliğin küreselleş- mesi için ustaca kullanı- lıyordu. Bu nedenle bu üç alanın yeniden tanım- lanması gerekliliği orta- ya çıktı. Tanımlama sı- nırlamayla mümkündür. Hem de eskilerin deyişi ile "ağyannı mani eflkâ- nnıcami" olmalıdır. Öz- gürlükler ancak sınırla- rıyla tanımlanabilirler. Inançlann bireysel özel alanla ilgisindeki şaşmaz sonuç inanç belirteçleri- nin toplumsal alanda da kullanıJamaz olmasıdır. Toplumsal, ekonomik ve siyasal alandaki uzlaşma olmadan çatışmayı, gide- rek de kaosu engellemek mümkün olmayacaktır. Birilerinin inançlanru ve- ya siyaset haline getir- diklen inançlannı öteki- lerin üzerinde bir baskı, tehdit oluşturacak biçim- de teşhir etmelerine izin verilemez. Allah ile al- dahnanın Islama da aykı- n olması biryana canlı bir hücreye benzetilen top- lumların metabolizması- na yapılan böylesi mü- dahalelerin ona hayat ve- ren dengeyi bozacağı bel- lidir. iletişim devrimi ile dünya artık "Yuvariak Köy" durumuna gelmiş- tir. Bilgilenme. haberal- ma özgürlüklerinin ha- yata geçirilmesinde bilgi- İendırme. haberiendirme çok etkin olmaktadır. Öte yandan hızh iletişim top- IumsaJ alanı kamusal alan durumuna gehrmektedir. Nasıl dünyanın herhan- gi bir yerinden ekranlara yansıyan gamalı haç pa- zıbentli mangalann gö- rüntüsü yalnız o yer için değil, bütün insanlık için bir tehdit oluşturuyorsa şeriat devletini simgele- yen örtünme biçimleri de toplumsal alana indiril- diğinde artık inançla olan bağını yitirmekte. açık birtehdit oluşturmaktadır. Bizım tophımumuzun ko- lay etkilenen, geç tepki veren özellikleri dikkate ahndığında özel alan dı- şındaki toplumsal. siya- sal, ekonomik ilişkileri hızlakamulaştıran bu sü- reçte en az devrimini ta- mamlamış örnek ülkeler kadar uyanık olmalıyız. Siyasal içerik kazandınl- mış örtünme biçimleri inanca dayalı olduğu ile- ri sürüldüğünden, ancak özel alanla sınırlandın- labilir. Bu sınır inanç öz- gürlüğünün dogası gere- ğidir. Toplumsal alana üı- dirilmesine izin verilme- sinin "öteJd" yurttaşlann özgürlüklerine bir kısıtla- ma getirerek baskı oluş- ruracağı açıktır. Bu ör- tünme biçimi. savlandığı üzre inançla ilgiliyse top- lumsal ve kamusal ala- nın dışında tutulması uh- re\iyetin saygınlığı, mah- remiyeti gereği örtünen- lerin talebi olmaiıdır. Bunun tersini ileri sü- renlerin, bilinçsizce onla- nn peşine takılanlann ga- malı haç pazıbentli man- galan çağnştıracağı açık- tır. Türkiye'nin Bankası CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ ARAL1K AYI ETKİNLİKLERİ (5) Cumartesi Söyleşileri "Tiyatromuzun Dünü, Bugünü, Yarını" Müjdat GEZEN (20 Aralık 2003 Cumartesi Saat: 15.00) Krtap Imzası: Mûjdat GEZEN, tartışmalara neden olan son yaprtı "GALİBA BEN SANATÇIY1M" adlı kitabtnı da imzalayacak. Yer: Cumhuriyet Kitap Kulübü İstiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Beyoğlu/İSTANBUL Tel: 0212 252 38 81 -82 Etkinlikler Koop-C tarafından düzenlenmekiedir. Ccretsiz ve herkese açıktır. Kafeteryamız pazar dabıl her gun saat' 10 00 - 21.00 arası açıktır PENCERE Eski Bir Yazı... Bir okurum 9 Şubat 1969'da bu köşede yayır lanmış aşağıdaki yazıyı yollamış... Kaç yıl geçmiş aradan?.. Yazı beni düşündürdü, sizlerle paylaşmak istı dim, birlikte okuyalım ve eleştirelim. • "Yoksullukayıp değil, diye birsöz vardırdilimi; de. Nice zenginin ayıbı Türkiye'yi ilkel bir toplu mun rengine boyarken yoksulluğun ayıbında, bahsetmek zaten ayıptır. Çevremize baktığımızda mutlu azınlığın utanı lacak hayatını elle tutulur biçimde görûyoruz, ga zetelerde okuyoruz. Fakir Anadolu 'nun karanlığ üstüne lüks ve sefahat boy atmaktadır. Biryanda küçük çocuklarbesinsızlikten kuruyup ölür ve has- talarilaç bulamazken öte yandan vurpatlasın çal oynasın biryaşam sûrülmektedir. Ayıp olan yoksulluk değil, bu iki uçlu gelişme- dir. Fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapan dü- zendir ayıp olan... Bir ülkenin veya bir insanın uygarlık ölçüsü pa- ra vezengintikdeğildir. Işte KuveytŞeyhliğ/.. adam başına düşen milli gelir bakımından dünyanın bi- rincilerinden... Ne varki, tüm zenginlikler, Kuveyt Şeyhinin veailesinin elinde toplanır. Kadın malgi- bidir, insanlar kul... Çöl geriligini sürdüren düzen toplumun temeli iken adam başına düşen milli gelirin yüksekliği kaç para eder? Zenginlik ve se- faiet yanyana ıken ve ülke yan-sömürge derece- sinde yaşarken memlekette bazı kişiler milyoner veya milyarder olmuşlar.. Hangialın lekesi silinir? Bir insanın uygarlık ölçüsü para değıldir. iran Şahı'nın ailesine, İran kompradorlannın yaşayışı- na baktnız; dünya jet sosyetesinde fink atan, ya- zın su kayağı, kışın kar kayağı yapan, lüks kulüp- lerde kumar oynayıp, gece kulüplerinde dans eden, bale, film, tiyatro kaçırmayan bu güruh uy- gar mıdır? Aynı ölçüyü Türkiye'de uygulayın. Ana- dolu'nun fakir ama aydın öğretmeni Istanbul'un asalak kompradorundan çok daha uygardır. Bel- ki öğretmen ilkel koşullaraltında yaşıyordur; evin- de akar su yoktur, elektrik yoktur, düdüklü tence- re bile yoktur; dağdan odun kesip ısınıyordur bel- ki... Ama Istanbul'un lüksündeyaşayan, birsorum- suz, toplumun sömürüsü üstüne kavuştuğu lük- se dayanarak 'Ben uygar insanım...' diyemez. Milletlehn hayatı da buna benzer... Milli gelir he- sabı belki bir ölçüdür uluslar için, ama kesin uy- garlık ölçüsü değildir. Milli geliri düşük birçok ül- kenin, milligeliriyüksek birçok ülkeye kıyasla ça- ğımıza yakışırbir toplumun düzeni içınde yaşadı- ğı açıktır. Anadolu 'da kölelik düzeni sürdükçe, ka- dın çarşafa girdikçe, mal gibi satıldıkça, şeriatın karanlığı körpe yavrulan sardıkça, nice köylü ço- cuğumuzun ıstırabı mezara gömüldükçe, mütegal- libe egemenliğini sürdürdükçe, milli gelihmiz üç artmış, beş artmış ne çıkar? İran 'ın da artıyor mil- li geliri.. Suudi Arabistan'ın da aynı hikâye.. Irak, Gana, Nijerya, Güney Afrika da öyle.. Türkiye çağdaş uygarlığa reformsuz,devrimsiz ulaşamaz; geri ve sömürücü düzeni yıkıp yerine çağdaş düzeni getirecek uygulamadan yoksun kaldıkça iflah olamayız, belki milli gelirimiz üç beş artar, ama bu artışgeriliğimizi perçinlemekten baş- ka bir işe yaramaz. Dâva şudur: Kompradorsuz, mütegallibesiz, sömürgensiz bir Türkiye istiyor muyuz, istemiyor muyuz? Eğer çağdaş insana ve topluma yakışacak bir düzende yaşamak istiyorsak... Düzeni değiştirme çabalarına katılınz. Yok... kompradoruyla, mütegallibesiyle, köle- siyle, kuluyla, şeyhiyle, seyyidiyle, aşiretiyle, ya- bancı güdümünün batağında yaşamak işimize ge- liyorsa düzenideğiştirmekisteyenlerekomünist de- yip durumu kurtardık sanırız. Türkiye'ninyoksulluğu ayıp değildir, milligeliri- nin düşüklüğü de ayıp değildir. Ayıp olan bu yok- sulluk ortasında komprador zenginliği, mütegal- libe sultası ve yabancı güdümüdür. Ayıplan te- mizlediğimiz zaman hem ka/kınma yoluna giril- miş, hem de çağdaş toplum şereflerine kavuşul- muş olur." Cumhurlyet mahallesi 18 Ay Vadeli Arsalar Cumhuriyet Mahallesi'nin detıize açılan pcnceresı, Kınalı'da işler hızla Uerüyor, evler yûkseüyor. Onttmazdeki yaz Kınak Mahallesi nde yajam başlayacak. Ve Kınalıhlar, kendilerine kom$u gelecek aileleri bekiiyor. Fiyat ve Odeme koşullan son derece elverisli. örnegin 500 metre kareKk arsayı 4 milyar TL pesinat ve 18 ay vadeyle alabüecekler 500 metre kare arsanın Peşin Fiyatı: 10.000.000.000 n. Vadeli Fiyatı: 15.300.000.000^ lyisi mi siz bu sana kaçuıaayın. Hemen jimdi Yap-C'ye bir telefon edin, ödeme fcoşullannı ve Cumhuriyet Kınalı Mahaüesi'mn size saglayacagı olanaidan ve alt yapı dahfl arsa fiyatjartnı ögrenin •Arsalangörmek isteyenler için Cumartesigünü servisimiz vardır. YAPI-C : Tûrfcocağı Cad. Basn Sarsyı No. 1 K*t. A (Gazetecilef Cemiyetj ûstü) Adres Tel : (0212) 520 21 91-92. (0212) 522 49 2 6 faks : (0212> 520 50 23 Gazetetel : (0212) 512 05 05/550-561 E-Posta : yapac@yapic.com.tr www.yapic.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle