24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ARJBLIK 2003 CUMA CUMhUR'YFl SAYFA 17 * laüTa fUmtir da ,_ luvonatyontıuş. 2 "tttûnbaHesatar" ü Jhı rıı^ımiMı» f o* mfonarnKŞ! Bektrorek posta: derazsom©cumhuriyetcom.tr www.denfesom,com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97 - Polis yere düşene vurmayacakmış... "Düşürene kadar vurabilir!" Ayşegül Tokatlı'dan bir Çin atasözü: "Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa orada güneş batıyor demektir." SOP Kaya Çetin: "AKP, AB'ye girme konusunda istekliyse temel hukuk kurallan ve laikliğe neden düşmanca tavır takınıyor? AB, Türkiye'yi bünyesine almaya istekliyse neden kriterler içine temel hukuk kurallanyla laikliği de koymuyor?" 100bin r Mete Apak: 'Islami büyüklerimizden üstatlann üstadı Necmettin Erbakan, 1973 yılında iktidar ortağıyken 100 bin tank, 100 bin uçak yapacaklannı söylüyordu. Tayyip Erdoğan da aradan 30 yıl geçtikten sonra bir yılda 100 bin konut yapacaklannı söylüyor. Hocası ile öğrencisi aynı dili konuşuyor." uzey Kıbns'takı seçim sonuçlarına göre ik- tidarından muhalefetine, Avrupa Birli- ği'nden Türkiye'ye kadar herkesin ve her kesimin kaybettiğini belirtmiştim... DSP'den eski Bursa Milletvekili Ali Rahmi Beyre- li, kaybedenler listesinin eksik kaldığını söylüyor "KKTC'dekı seçimlerin sonunda maalesef kay- bedilen çok önemli bir husus vardır. Bu seçimler ve sonuçları göstermiştir ki (aslında son bir yıldır bu husus belirgınleşmişti ama şimdi emin olduk) Kıbns Türklerınin yarısı vatan bilinçleri- ni, ulusal benliklerini kaybetmek üzereler; belki de kaybettiier. Bu seçimler göstermiştir ki, Kıbns Türk toplumu- nun yarısı kendilerine maddi çıkar, zenginlik vaat edilince (sadece vaat) hemen ulus devletlerinden, vatanlarından vazgeçebilme eğilimindeler. Mütare- ke basınını aratmayacak kadar işbirlikçi bir kısım medyamızda bu durumu normal karşılayanlar, bu Para için yaklaşımı doğru bulanlar, hatta son bir yıldır açıkça destekleyip propagandasını yapanlar vardır. Para için her şeyi yapmalı mı bir insan? Bir insan para için namusundan vazgeçer mi? Toplumlar için vatan artık namus olmaktan çıkmış mıdır?Aynı mantıkla bakarsak kişi başına milli geli- ri 3 bin dolar civannda olan ülkemiz parlamentosu ya da Türk halkı sırf zenginleşmek için vatanından vazgeçip, devletini feshedip, zengin bir devlete bağ- lanmak istese normal mi karşılayacağız? Her şey- den önemlisi büyük önder Mustafa Kemal Ata- türk ve silah arkadaşlan bu tür eğilimlerin egemen demeyeyim ama belli bir orana ulaştığı bir toplum- da Ulusal Kurtuluş mücadelesinden başan ile çıka- bilirter miydi? Yoksa bugün bir manda devlet mi olurduk? Aslında Kıbns Türk toplumunun belli yaklaşımla- rını beğenmiyor eleştiriyorum ama, ülkemizde de belirli birgrubun (ki Erol Manisalı bunlara içimizde- ki Danimarkalılar diyor) durumu da bu anlamda pek farklı değil. Ellerinden gelse ulusal devlet anlayışı- mızdan, ulusal degerlerimizden kolayca vazgeçebi- lecekler. Sağ olsunlar bir kısım medya da bu eğilimi yurt sathına yaymak için son yıllarda, özellikle son bir yıl- dır büyük çaba sarf ediyor. Ulusal değerlerimize, la- ik-demokratik cumhuriyetimize, sosyal devlet anla- yışımıza sahip çıkmak için topyekün bir mücadele- ye başlamanın zamanının geldiğini düşünüyorum. KKTC seçimleri bize ders olmalıdır diyorum. Ben- zer oran Türkiye'de oluştuğunda Atatürk Cumhuri- yetine veda ederiz. Her geçen gün laik-demokratik cumhuriyetin, u- lus devletin, sosyal devletin aleyhine işliyor." SESSİZSEDASIZ(l) / Yüksek Yerilim Hattı i erdincutku(<7 yahoo.com i Uluslararası sorunlan, ulusal sorunlanmızdan daha fazla konuşuyoruz- Bu da bizim ulusal sorunumuz! Akr partinin milletvekillerinin "ak'lığı Izmir Karşıyaka'dan Mete Neptun, Alman Anayasası'nın birinci maddesi- ni anımsatıyor: "Insanın onuruna dokunulamaz." Neptun devam ediyor: "Alman milletvekillerinin dokunul- mazlığına gelince, iki örneğin yeterii olduğu kanısındayım. Birincisi, Türk asıllı Alman millet- vekili Cem Özdemir'in, hakkındaki usulsüz kredi iddiası nedeni ile isti- fa etmiş olmasıdır. özdemir'in istrfa etmesi için bir iddia yeterli olmuştu. Ikincisi, özgür Demokratlar Partisi milletvekili Jürgen Möllemann'ın hakkındaki yolsuzluk iddialan nedeni ile intihar etmiş olmasıdır. Deneyimli bir paraşütçü olan Mölle- mann uçaktan atladıktan sonra para- şütünü açmayarak herkesin gözlerinin önünde fecı bir şekilde can vermişti. Gelelim Türkiye'ye ve AKP milletve- killerine. Hiç kimse onlardan istifa ve hatta in- tihar etmelerini beklemiyor. Yargının önünü açsınlar yeter. Birkaç gerçek suçlunun diğer mil- letvekillerini ve dolayısı ile vekili ol- duklan Türk milletini töhmet altında bırakmaya hakkı yoktur. Hiçbirzanlının 'Başkalan da aynı su- çu işledi' savı ile yargıdan kurtulma hakkı yoktur. AKP milletvekillerinin partilerinin 'ak' olduğunu iddıa etmekle kalmayıp bi- rer 'ak' milletvekili olduklannı kanıtla- malannın zamanı gelmiştır..." Tamer ve Mumcu DENİZBANOGLU 6. Sinema ve Tarih Buluş- ması'nın Lütfü Kırdar'daki açı- lışıyla ilgili yazı yazmayı dü- şünmediğim halde, pazargü- nü aldığım Milliyet gazete- sindekı köşesinde konuya iliş- kin Meral Tamer'in yorumu üzerine görüşlerimi aktarmak istedim. Ister kültürel, sanatsal ister- se bilimsel ya da başka konu- larda olsun. kamuya açık böy- lesi toplu etkinliklerin açılışla- nnda siyasi otoritelerin uzun konuşma yapmalanna, ben de meslektaşım Tamer kadar hep karşı olmuşumdur. Ne var ki, bu noktada aynı görüşte olduğumuz halde, Kültür ve Turizm Bakanı Er- kan Mumcu'nun neredeyse 15 dakikayı bulan "medeni- yetler çatışmasına" ilişkin öz- gün konuşmasına seyircilerin gösterdiği tepkiyi, "önyargılı fawr" olarak nitelemesini doğ- ru bulmadığımı söylemek iste- rim. Seyircinin neden tepki gös- terdiğini sorgulamak ya da ir- delemek yerine, "AKP'yi hâlâ öcü gibi görûyor olabilir, Er- kan Mumcu 'yu sevmeyebilir- siniz" şeklinde "seyirci adına" yorum yapmakla, bence Me- ral Tamer'in kendisi önyargılı davranmıştır. Seyircinin ne- den tepki gösterdiğinin önyar- gılanması doğru olmadığı gi- bi, eğer mutlak yorum yap- mak gerekiyorsa, bence tep- kinin Mumcu'nun siyasi kişili- ğinden çok, "konuşmasının gereğinden fazla uzamasına" yönelik olmalıydı. Evet, açıkça söylemek ge- rekirse, kesinlikleAKPyanda- şı olmadığım, sıkça bakanlık değiştiren Erkan Mumcu'yu "tüm belagat" yeteneğine karşın, ille de sevmediğim hal- de, benim de tepkicilerin ara- sında olmamın gerçek nede- ni, içeriği ne denli iyi olursa ol- sun, bir açılışta böylesi uzun bir konuşma yapılmasınaydı. Seyircilerin bekleme sabrı öy- lesine taşmıştı ki, Korhan Abay'ın "çok önemli" bularak konuşmayı İngilizce çevırme- sıne bile izın verilmedı. Kaldı ki Erkan Mumcu, "sinema tarih buluşmasının" ana teması olan "medeniyetler çatışma- s/"na ılişkın özgün görüşlerinı dile getirdiğı o uzuuun konuş- masını, pekâlâ meslektaşım Meral Tamer'in yazısının so- nunda verdiği "kısacıközetiy- le" yapabilirdi. Ne kadar önemli olursa olsun, Mum- cu'nun konuşmasının yeri, bi- limsel olmasına özendiğı içe- rığı ve uzun olması nedeniyle, ancak bir açık oturum ya da paneldir. Böylesi kültürel ortamlarda iyi, etkın, etkili konuşmanın esası ise, "az ve öz" konuş- mak değil midir? Kendi kışisel görüşüm ise, özellikle çok bo- yutlu ulusal, uluslararası sa- natsal etkinliklerde, gösteriler- de, konunun nedenlı, neölçü- de maddi, manevi destekçisi olursa olsun, "siyasi otoritele- rin" konuşmalarına yer veril- memesidir. Şayet protokol ge- reği bu mutlaka yapılmalıdır denıyorsa, o zaman lütfen, "siyasi endişelerden" annmış, etkinliğin gerçek özüne ilişkin "kısa, açık, net, seyirciyi sıca- cık kavrayan" iletiler venlme- lidir? Bu da benim görüşüm. Son olarak, "açılış filmı ola- rak mükemmel bir seçim" olarak nitelediği Bertoluc- ci'nin filmini, meslektaşım Meral Tamer, hangi nedenler- den ötürü seyredilmesini önerdiğınin yorumunu da yapmalıydı, diyorum... Sade- ce iyi bir sinema seyircisi ola- rak, filmi eleştirmek boyumu aşar da merakımdan soruyo- rum. Yanılmıyorsam, kendisi "Sinema Tarih Buluşması'nın gazeteci olarak seçici kurul üyesidir" de. denizbanc ixir.com KİM KtME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak't turk.net ÇİZGtLÎK KÂMİL MASAR.ACI kamilmasaraci mynetcom HAYAT EPİK TÎYATROSU MUSTAFA BİLGIS ĞUVENLlSlMÎZ, "£İNIRLERÎ BOZUK 6UVENUIÇ GÜCLEBT YÜZÜNDEN ALLAHA EMANET!.. ...ONDAN SONRA DOKTOR OTOBÜSTEKtLER KEMAL URGESÇ k_urgenc(a yahoo.com z \jolkn, \fafmi5' vr <*lk 1/2- / /• * * S\ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19Arahk tcuw.mumtaz-arikan.com TURN£R'İN ÖNCÜLÜGO.. 18S1'PE &UGÜN,ÜNLÜ IUGIUZ fteSSAHll JVSEPU SML- LORP Vt/ILUAM 7UBA/EX, 76 YAŞtUDA ÖCDÜ. KEfiM YAPMAYA ÇOCLUC YAÇTA BAŞLAAAtŞ, İLK SE/ŞGrSİHİ 15 YAŞMPA AÇMIÇri. KRAUrer AKAD£AM£İ'Mt>e GÖGEM TURNEJ? OAHA SOUG4 AYMt ÖSRETİM ÜYESl OLMUfTU. OZELUICJ-E SULU- BOYA PEYZATLA&J (*/IAH2AgA') İLE TAN'NAN RES- SfiıM,&JUANDIĞ< fftetAK /SeHKL&e VE ATMOS- FERLE, <SEUÇ İZLENİMCİ (eMPSeSYi ZeSSAMLASA ILHAM VEfZECEKT/'. TEN DE, 6AZ/ fSESfMLERİ /2LEMİMC/ ANLAYIŞLA YAPILMIŞTI. 77 YERLERDE R£SlM YAPMA GELEMEGİNl 13. YLUYILDft İLK KJİZAN SANATÇl- AN1LVRA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOGLU Gerçek Bayram29 Ekim Yılın belli günlerindetelefonla, mektupla, rastge- lirse evıme gelerek beni kutlayan, onurlandıran dostlanm var. Ayda bir, dahası yılda bir gördüğüm dost kişiler. Ama bıraktığımız yerde sürer söyleşi- miz. Yeni ufuklann sevinciyle gülümserız birbirimi- ze. İnsan olmanın dayanılmaz yazgısı bu. Her gün birkaç ölüm, korkunç kazalar, bebekler ölüyor, bü- yükler yaralanıyor, bombalar patlıyor, kollar, eller uçuyor havada, savaşın kaçınılmaz resimleri. Ama nereye kadar? Sorulann sonu gelmiyor, yanıtlar inandıncı olmuyor, karamsarlığın bilinmezligini de- rinleştiriyor ancak. Okurlarım biliyor, karamsarlığı değil aydınlığı aranm ben, biliyorsunuz iyimseriiği kolay kolay yitirmıyorum. Bugünlerde herkesin ye- ri var zamanı var. Belli dostlanm Nermin Abadan Unat, Gönül Kayra, Lale Kura, Daver Darende, sözleri, renkleri, şiirierıyle güç veriyor bana. Der- ken Özger Akad ile güzel eşi gülümsüyor. Topra- ğın ötesine ne zaman, ne kadar çabuk gittiler. Kuş- kusuz güzel izlemler bırakarak. Dost çevresinde çok sevilen bir kankoca. Dostluğuna güvenilir ki- şilerden, ama dünyamızda çok az kaldı. Kim ne- rede, ne kadar, ne zamana kadar yaşayacak bil- miyoruz, bir gün ansızın aramızdan uçuyor sevgi- liler, geride güzel izlemler bırakıyor. Penceremde karakış var, ama soğuk değil. Kır- mızı japon güllennin ateşı bahçeyi sarmış gibi. Ye- nı renklere yenı düşüncelere sanlıyorum. Gönül Kayra'ya selam. Ne güzel bir uğraş verdi bana. "Biz Cumhuriyet kızlarıyız, yalnız 29 Ekim'i kutlamalıyız" diye gerçek bayramı duyurdu bana. Acaba kutlayabiliyor muyuz? Bayram sevincini duymayanlar, duymadan yitirenler de var. Biz on- lardan değiliz. Ancak biraz gerilerdeyiz, görevimi- zi yeteri kadar yapamıyoruz. Oysa gerçek görevi- miz bu değil mı? Başka, bir kitabınyayımlanması,şiirdalındaNâ- zım'dan bir dize yakalamak, resim dalında bir ma- vıye ulaşmak da beni mutlandıran olaylar. O olay- larla yaşar dost bahçelerinde mavi mavı dolaşınm. Bu bayramın sevincini yaşanm. Evet ölüm de var hastalık da, küçük bebeklerin yaşamını solduran acı gerçekler. Kömür çuvallan- na gözleri parlayarak bakanlar, doktor bekleyen küçük bebekler de her gün karşımızda. Gündüzü- müzü de gecemizi de solduruyor. Ancak bir dam- la sevincın verdiği güzellikler de var. • • • Vaktiyle okuduğum bir Japon öyküsünü anım- sıyorum. Ünlü bir ozan Batı ülkelerinden gelen bir dostunu ağırlıyor. Büyük bir acıya uğradığını his- settirmiyorkonuğuna. Dostça bir gün geçiyor. Oy- sa gün sona ererken Japon ev sahibi iki sözle özür diliyor konuğundan. - Bugün benim güneşim soldu, diyor. Oğlunu yı- tiren bir baba olarak ağıriamış dostunu. Başka bir söz etmiyor. Bütün bir günü oğlunu yitiren bir ba- banın acısıyla geçirdiğıni artık fark etmiş konuğu. Baba sessiz sedasız, acısız, gözyaşı dökmeden anlatıyor konuğuna. Bu öyküyü çok severim, paylaşmanın derinliği- ni duyurur bana. Bir de paylaşılmayan duyguların yalnızlığı var değil mi? BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 SOLDANSAĞA: 1/ Mobilyacı- lıkta kaplama işlennde kul- lanılan düz ya da desenli ince levha. 2/ tstenılen nite- likleri taşı- yan... Ağzı yayvan top- rak kap. 3/ Dört teker- lekli bir at arabası... Birnota. 4/ Kızılırmak Delta- sı'ndaki ormanın 2 adı. 5/ Maden eşya 3 üzerine vurulan bir 4 cins cila... "Şener- 5 -": Oyuncumuz. 6/ 6 Ilgi eki... Aldatma işi. hile... Birmeyve. 8 II Yararlanılan uy- 9 gun koşul... Güney Afrika Cumhuriyeti'nin pla- ka işareri. 8/KJşiler, zatlar... Gümüş. 9/Uzun tü- tün çubuklan kullanıldığı dönemlerde odanın or- tasına yerleştirilen kül çanağı. \XTCARIDAN AŞAĞI\'A: 1/ Bir çeşit pamuk ipliği. 2/ " — Baydar": Yaza- nmız... Ege Bölgesi'nde ünlü bir antik kent. 3/ Tütsüyle kurutulmuşu oldukça süriimlü olan bir bahk..'. " — Gardner": ABD'li aktris. 4/Bir savı güçlendirmeye yarayan tanıt. 5/Çok sevilen kim- se ya da şey... Dar ve kalınca tahta. 6/ Hititlerin Anadolu'da yerleştikleri ilk kent olan ve günü- müzde "Kültepe" diye adlandınlan yer. 7/Bahk yakalama aracı... Evcil bir geyik... "Ruhi —": Türkü ve saz ustası. 8/Közlenmiş patlıcan, sanm- saklı yoğurt ve kıymayla yapılan bir yemek. 9/ Kastamonu'nun bir ilçesi... Eski bir Hint tannsı. MUAMMERMRACA TJYATROSU GişeTel:2494278 21 ArahkPazarSaat:20.00 AVCILAR BARIŞMANÇO KÖLTÜR MERKE2İ , GişeTel:509 9055 • Ç j Çağn Merkezi Tel: 0216.45415 551 Bilgi Vel: 0212.2915196-97 '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle