28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 ARALIK 2003 CUMARTESİ 8 HABERLERİN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edırne Kocaelı Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Y Y Y Y Y Y Y Y 11 8 12 12 16 15 17 16 Sınop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas PB PB PB Y Y PB S 13 12 12 10 10 11 7 PB 12 Adana B 19 Zonguldak PB 12 Antalya PB 21 Kars Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siırt Hakkân Van PB B B B B B B 9 12 13 11 12 10 9 ptalıa w r~ M ,_^. Yurdun kuzey ve ba- tı kesirnlen çok buluîJu Marmara, Ege. Iç Ana- dolu nun kuzeybatısı ıle Boiu Duzce ve Karabuk çevrelen yağmuriu, dı- ğer yerier az bulutlu ge- çecek. Yurdun ıç ve do- ğu kesımlennde yer yer sıs gorulecek. Hava sı- caklığı kuzeybatı kesım- lennde azalacak. dığer yederde onemlı tnr değı- şıklık olmayacak DIS MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn K K K Y Y Y Y Y 2 1 3 13 17 12 11 11 Münih K 8 Zürih Bertın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y PB PB PB PB PB PB Y y 3 15 3 5 4 15 18 PB 3 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflıs Kahıre HB B PB PB PB K B PB -1 0 -13 0 8 -2 7 25 : HÇIK Parçal, bulutlu Sısl ^ } Buıutlu ^ ÇoK ousutlu ı Yağmuriu Kart Gok gurultulu * * G U N C E L CÜIVEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1, Sayfada Bilgi Yayınevi'nin yayımladığı satışa birkaç gün önce sunulan "AB, AKP ve Kıbrıs" adiı son kita- Dı dolu dolu 590 sayfa. Kitabın her sayfası AKP iktidarı ile başlayan ye- ni süreçte KKTC'ye dönük politikalardaki iniş çı- kışları, 3 Kasım 2002 genel seçımlerinden beri Kıbrıs politikasındaki gelişmeleri, zikzakları, gü- nü gününe aldığı notlarla akıcı birliktelik ıçinde yansıtıyor. Kuşku yok; Bilal N. Şimşir bu kitabında AKP ik- tidarında Kıbrıs sorununda yaşanan aymazlıkla- rı, AB uğruna ulusal bir davadaki hesapsız kitap- sız sapmalan olduğu gibi, gerçekçi saptamalar ve çekici bir üslupla aktarıyor. "AB, AKP ve Kıbrıs" başlıklı kitap, "Son aylar- da Kıbrıs 'la ilgili önemli gelişmeler yaşanıyor. Ge- lişmeler, AKP'nin iktidara gelişiyle çok yoğunlaş- tı ve gittikçe kaygı verici boyutlara ulaştı" cümle- leriyle başlıyor ve... • • • ... Şu satırlara imza atmaz mısınız: "Bugün, dı- şardan desteklenen, yabancıların güdümündeki sivil toplum kuruluşlan aracılığıyla, KKTC ve hat- ta koskoca Türkiye, adeta kuşatılmak, işgal edil- mek ve içeriden çökertilmek istenmektedir... 200 bin nüfuslu KKTC'de bugün 600 kadar sivil top- lum kuruluşu (Güncel'in notu: Bir yığın dışa ba- ğımlı parti) faaliyette imiş. Bunların birbölûmünün yabancılarhesabına çalıştıklan, bazılannın AB'den ve başka yerlerden para aldıkları ortaya çıkmış ve belgelenmiştir... Kimin ne olduğunu, kimin hangi yabancı ülkeye veya ülkelere hizmet ettiğini, kim- lerin yabancılar tarafından düpedüz satın alınmış olduğunu teşhis edebilmek için, bunlann yaptık- lanna, söylediklerine veyazıp çizdiklerine şöyle bi- raz dikkatlice bakmak yetecektir sanınz." Yabancılar tarafından kimlerin düpedüz satın alındığını görebilmek için; NTV'de Kıbrıs parti li- derlerinin katıldığı önceki günkü açık oturumda AB'ye sevdalı ve aynı isimli muhalif partinin ku- rucusu Ali Erel'in yüzüne sahibi olduğu tuğla fab- rikasının ürünlerini Güney'de satabilmek için AB'yi savunduğu söylendiğinde yüzünün kızar- maması veya muhalefet liderliğine soyunan M. A. Talat'a "Türkiye benim anavatanım değildir" sö- zü Kıbrıs gazetelerindeki manşetler gösterilerek yüzüne çarpıldığında suspus olduğu gibi örnek- lere bakmak yeteıii olacaktır ve... • • • ... Şu satırlar gerçekleri yansıtmıyor mu: "...Içi- mizde gerçekten Yunanistan'la işbihiğiyapanlar, Yunan emellerini destekleyenler var. 'Kıbrıs'ı ver de kurtul' diyen çarpık bir Türk basını yaratılmış ve beslenmiş, adına 'Mütareke basını' diyorlar. Kurtuluş Savaşı'nda işgalci düşmanla işbirliğiyap- mış ve Mustafa Kemal'e sürekli saldırmış olan Ali Kemal'/eri taklit eden (Güncel'in notu: Türk ka- muoyunun yakından bildiği, isimlerini belleğine yazdığı) seviyesiz kalemşoriar (Güncel'in notu: Mangırsal yararlar uğruna iktidarla can ciğer ku- zu sarması olan holding babalarının desteğinde) köşe başlarını tutmuş; (Güncel'in notu: Kimler ol- duğu çoktandır saptanmış, her biri malum) çığırt- kan televizyon programcılan tozu dumana katıyor. Devletıni teslim etmeyen KKTC Cumhurbaşka- nı Rauf Denktaş a (Güncel'in notu; hele içlerin- den birisi, Rum muhibbi, Karen Fogg yardakçı- sı) amansızca saldırıyorlar; güçleri yetse onu bir kaşık suda boğacaklar. Nerede görülmüş: Bir Cumhurbaşkanı korumaya ant içtiği devleti tes- lim edermiş? Bunu düşünen kim? Mütareke ba- sını, zihinleri bulandınyor, sapla samanı kanştırı- yor, Cumhuriyet Türkiyesini sanki Harb-i Umumi mağlubu Osmanlı ülkesiymiş gibi, hep taviz ver- mek zorundaymış gibi gösteriyor. Kurtuluş Sava- şı'ndaki kötülükleh, hıyanetleri yüzünden umumi aftan yarahanmayıp yurtdışına sürülmüş 150'lik- ler arasında 13 gazeteci vardı; bugün listeye gi- recek (Güncel'in notu: Isimleri de sayıları da bili- niyor) kimbilir kaç150 'lik gazeteci çıkar? Basın yo- luyla Türkiye'ye ve KKTC'ye karşı sistematik bir psikolojik harekât yürütülmüş ve yürütülmektedir. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş çok haklı olarak yakınıyor: 'Annan Planı'nı halkımıza kabul ettirmek için tevessül edilmiş olan çirkin ve anar- şiye kapıyı açan paralı parasız oyunlar maalesef anavatan basını tarafından da teşvik edilmekte- dir'. Bir Cumhurbaşkanı bundan daha açık konu- şabilir mi?.." Bir büyükelçi, araştırmacı bir yazar, düşün ve yazın adamı, Bilal N. Şimşir; AKP döneminde Kıb- rıs üzerinde oynanan oyuniarı sayfalarca sergile- dikten sonra yüreğinden kopan duygulan kitabı- nın -birkaç paragrafını aldığımız- önsözünde iş- te böyle sergiliyor. Bu kitabı okumakta, Kıbrıslı Türk'ün okuma- sında sayısız yararlar var! İnsanlar haklarmı sahiplenmeli' TYS'deninsan haklan söyleşisi tstanbul Haber Ser- visi - Insan Haklan Haf- tası dolayısıyla, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Bakırköy Temsil- ciliği ve Bakırköy Bele- diyesı bırlikte bir "şöy- leşi" düzenledi. Yunus Emre Kültür Merkezi'nde önceki gün yapılan söyleşide konuşan TYS Bakırköy Temsilciliği Yönetim Kurulu Başkanı Mine Ergen, 'İnsanlar, ya- şadıkları toplumun her alanına eleştirel bakmalı ve her sosyal çevrede haklarını sa- hiplenmeli. Bu da an- cak bilgilenmeyle ola- sı" dedı. Söyleşiye katılan ga- zetemiz yazan Sönmez Targan da çeşitli özgür- ]ük mücadeleleriyle oluşan insan haklannın "aslında haksızlıklar tarihi olduğuna" dik- kat çekti. Lıse diplomamı kaybettim. Hükumsüzdür. ÖZLEM DOĞAN Nürus cüzdanımı kaybettim Hükümsüzdür AML YILDIZ Kaplan'ın iadesi yine gündemdeANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Almanya'da yasaklı Ana- dolu İslam Federe Devleti Ör- gütü (AFİD), diğer adıyla "Kaplancılar"a yönelik kap- samlı operasyonun ardından li- der Metin Kaplan'ın Türki- ye'ye iadesi yeniden gündeme geldi. Kaplan'ın iadesinı ger- çekleştirmek için Alman hükü- metı de yargı yolunu zorluyor. Almanya'da işlediği suçtan yargılanması süren Kaplan'ın Türkiye'ye yönelik işlediği suç- lar için iade edilmesi süreci Ada- let Bakanlığı'nın başvurusu üzerine başladı. Türkiye'nin bu yöndekı ıstemı, geçen mayıs ayında Düsseldorf Yüksek Eya- let Mahkemesi'nce uygun bu- lunmadı. Mahkeme, Türk yargı- sına ilişkin olumsuz değerlen- dirmesi nedeniyle bu karara var- dı. Bunun üzerine Alman hükü- meti Kaplan'ın iadesi için idan yollara başvurdu. Alman hükü- metinin bu amaç doğrultusunda açtığı dava ağustos ayında bir alt ıdare mahkemesınce yıne aynı gerekçelerle reddedildı. Alman hükümetinın alt mah- kemenin karanna yönelik itıra- zını inceleyen Münster Yüksek Idare Mahkemesı. kasım ayı ba- şında davanın yeniden görüşül- mesıne karar verdi. Alman hü- kümeti itiraz sürecinde başanlı olabilmek ıçın Türkiye'nın ya- kın işbirliğine ihtiyaç olduğunu belirterek Ankara' ya bir sualna- me gönderdi. Ekim ayında Ada- let Bakanlığı'na iletilen sualna- meyle Kaplan'ın avTikatlarınm öne sürdüğü argümanlan etki- sız kılacak bilgi ve güvenceler talep edilmışti. Kasım ayında sualnameye ya- nıt veren Ankara'nııı bu konuda- kı yaklaşımıyla Almanlan mem- nun ettiği belirtiliyor. Alman îçişleri Bakanı Otto Schily, 21 Kasım'da yaptığı açıklamasında Kaplan davası konusunda iyim- ser olduğunu belirterek "Tür- kiyenin açıklamaları. sınırdı- şı talebini reddeden alt mah- kemenin kaygılannı gidermek açısından uygun görünüyor" dedı. Schily, alt idare mahkeme- sınin olumsuz karanndan sonra eylül ayında Ankara'yı ziyaret ederek itiraz sürecinin başany- la sonuçlanmasını sağlamak için Kaplan'a ilişkin ek güvenceler istemiş, bunun ardından da ekim ayında Ankara'ya söz konusu sualname gönderilmişti. Türki- ye'den sağlanan ek bilgiler ışı- ğında mahkemenın karannı ye- ni yılda vermesi bekleniyor. Almanya'da 1994yıhnda Ce- malettin Kaplan tarafından ku- rulan Kaplancılar. 29 Ekim 1998 günü Cumhuriyet Bayramı kutlamalannda Anıtkabir'e sal- dın hazırhğı yaparken güvenlik güçlerince ele geçirildi. Babası- nın ölümünün ardından kendi- sini "halife" ılan eden Metin Kaplan'ın, örgüt içınde "Genel Emir" konumunda bulunduğu ve Türkiye'de eylem planlan yaptığı belirlenince hakkında gı- yabi tutuklama karan verildi. ICCBüyesibir Türktııtııkkındı BERLİN (AA) - tslami Cemiyet ve Cemaatleri Birliği'ne (İCCB) yönelik Almanya'daki operasyonlarda gözaltma alınanlardan bir kişi hakkında Federal savcılık tarafından tutuklama karan alındı. Savcılıktan yapılan açıklamada, tCCB'nın eski bir üyesi olan 41 yaşındaki kişi hakkında Silah Yasası'ru ihlal etmek suçlamasıyla tutuklama karan çıkanldığı bildirildi. Bu kişinin yanı sıra 5 kişinin de uyuşturucu ticaretinden ve yasadışı olarak Almanya'da bulunmaktan gözaltına alındıklan kaydedildi. Operasyonda 5 tabanca, 2 tüfek ve yaklaşık 500 mermi ile birlikte kurusıkı tabancalann da ele geçirildiği belirtildi. Almanya'nın Bavyera Eyaleri îçişleri Bakanı Günther Beckstein, suç işleyen ve terör zanlısı yabancılann sınır dışı edilmelerinin kolaylaştınlmasını istedi. Beckstein, "Metin Kaplan'ın da bugüne kadar sınır dışı edilememesi çok üzücü" dedı. Almanya'da 800 üyesi var Kaplancılar, en tehlikelilerden AıMCARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya'nın Kaplancılar örgütüne karşı başlattığı operasyon, dikkatleri Islamcı örgütlerin bu ülkedeki faalıyetlerine çevirdi. Almanya Anayasayı Koruma Örgürü'nün 2002 yılı raporuna göre. ülkede güvenliği tehdit eden tslamcı örgütlerin yaklaşık 30 bin 600 üyesi bulunuyor. Bunlar arasında Türkler 27 bin 300 kişiyle başı çekiyor. Türkiye bağlantılı 5 Islamcı grup içerisinde Milli Görüş yaklaşık 26 bin üyesi ile ilk sırada yer alıyor. Şiddete başvuran tehlikeli bir grup olarak nitelenen Kaplancılar'ın da Almanya'da 800 üyesinin olduğu tahmin edıliyor. 11 Eylül saldırılannın ardından, ülkedeki tslamcı örgütlerin üzerine gitmeye başlayan Alman hükümeti, son yılların en büyük operasyonunu Kaplancılar olarak bilinen Hilafet Devleti'ne karşı gerçekleştirdi. Vakit'in 'baskın 'sıhntısı tstanbul Haber Servisi - Anadolu'da Vakit gazetesi, Alman polisinin, Kaplancılara yönelik operasyonunu "Büyûk taciz" başlığıyla, birinci sayfanın altında tek sütuna verdi. Vakit, 13 eyalette düzenlenen operasyonun "sabah namazı saatlerinde dûzenlendiğini, taciz edilen birlik ûyelerinin neye uğradıklarını şaşırdıklaruu, evleri talan eden polisin adeta terör estirdiğini" yazdı. Vakit, tslami terör ve Hizbullah konusunda CHP Meclis Grubu'na brifing veren gazetemiz Yurt Haberleri Servisi Şefî Mehmet Faraç'ı da hedef gösterdi. Gazete, "CHP'nin kılavuzu yasakh kitap" başlıklı haberinde de, Faraç'ın "Kod Adı Hizbullah" adlı kitabının yasaklı olduğunu öne sürerek okurlanru yanılttı. Her yerde satışı yapılan Kod Adı Hizbullah'ın, toplatıldığını yazan Vakit, CHP'yi çelişki içinde olmakJa, Faraç'ı ise imam hatip lisesi düşmanlığı yapmakla suçladı. 'Devrimismnacağız' îstanbul Üniversitesi (t.Ü.) Rektörlüğü, Fen Fakültesi Ord. Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferanş Salonu'nda düzenlediği bir törenle, tî "nün yarım asırlık mezunlarına plaket verdi. Törenin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Kemal Alemdaroğlu, Türkiye'de bugün tekkelerin açılması için Meclis'e önerge veren bir zihniyetin var olduğunu ifade ederek "tÜ, Cunıhurivet'in üniversiteleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri, buna gerekli cevabı vermektedir, verecektir" dedi. Yaklaşık 130 eski mezunun katıldığı tören, IÜ Devlet Konservatu\arı sanatçılarının verdiği mini konserle başladı. Daha sonra 50 yıllık mezunlara plaketleri verildi. Alemdaroğlu, törenin, gelenekselleşerek devam edeceğini söyledi. Törende konuşan bazı mezunlar da Atatürk ilkelerine bağlilık mesajı verdi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada rı numaraladım, 49 sayfayı bulmuş. Başta Istanbul'daki terör olaylan olmak üzere her şey konuşuldu. Bunların yazılması için en çok bas- tıranlardan biri bendim. Atasagun, "Biz böylesi bir terörolayıyla ilgili sizi bilgilendirmek istedik. Durumun ciddiyetinipaylaşalım istedik... Medyada adımın geç- mesinden hoşnut değilim" deyince de takılmadan edemedim: "Adının açıklanmasını istemeyen bir MlTMüsteşa- nderiz..." Sonuç olarak, yemekte konuşulanların yazılma- ması istemine bütün meslektaşlarımız evet dedi. Bu, mesleğimizin temel ilkelerinden biridir, muhatap ol- duğunuz kişi "offthe record" diyorsa, saygı duyma- nız gerekir. Ancak Hürriyet'in Genel Yayın Yönetme- ni Ertuğrul Özkök. yemeğe karikatür yarışması ödül töreninde olduğu için katılamayan Sedat Ergin'den aldığı bilgiyi, MITolojik bir havayla yazdı. Sohbetin bir bölümünde Atasagun "Buraya katı- lan 14 arkadaşımızdan 10'u bizim müşterimizdi" de- dikten sonra buna açıklık getiren şeyler söyledi. MlT'in eskiden herkesi potansiyel suçlu olarak gö- rüp hakkında dosyatuttuğunu anlartı, bugün bunla- rı bıraktıklarını ifade etti. Hepimiz birbirimize baktık, Milli Gazete-Yeni Şafak'tan Cumhuriyet temsılcisine kadar geniş bir yelpazenin olduğu masada, geçmiş- te kimin hakkında ne tür dosya tutulmuş olabilece- ği açıktı! özkök'ün bunu ikinci elden alıp, heranlama gele- bilecek yorumlarla yazması en azından Hürriyet oku- runa saygısızlık. Gazetecileri tartışmalı hale getirip, bunu bir hünermiş gibi sunan özkök, kendisine kı- zılmasından hoşlanabilir. Bu yanı bizi ilgilendirmiyor, psikologların işi. Hürriyet'in yayın ilkeleri özkök, 90'ların sonundaki bir yurtdışı gezisinde, zaman bolluğunda sohbet ederken şöyle demişti: "Hürriyet'le Cumhuriyet'in ülke hassasiyetlerine bakış açısı aynıdır. Aktarma biçimi iki gazetenin ya- pısına göre değişir..." Bu geçmişte gerçekten böyleydi. Ancak, özkök yönetiminde Hümyet'in, son aylarda genel yayın yö- netmeninin seçtiği yazı konulanndan da anlaşılaca- ğı gibi, aynı yapıda olduğunu söylemek zor. önem- li haberleri artık gazetenin iç sayfalarında buluyoruz. Genel Yayın Yönetmeni'nin köşesinde, geleneksel bir çizgiden çok "kâranlık" bir hava esiyor! 25 Ağustos 2002'de Hürriyet gazetesinde iki tam sayfayı kucaklayan "yayın ilkelerimiz" başlıklı bir bil- diri yayımlanmıştı. Ayırıp arşivime koymuştum. 20 maddelik ilkelerden konumuzla ilgili olan 3'ü şöyle: Madde 9: Soruşturması gazetecilik olanaklan için- de bulunan haberler soruşturulmaksızın ve bundan ne sonuç alındığı belirtilmeksizin ve/veya doğrulu- ğundan emin olunmaksızın yayımlanamaz. a) Do- ğan Medya Grubu'na bağlı basın organlarında yan- lış haber veren ve/veya yayımlayan gazeteci 7/7- far'dan 'iş ilişkisinin kesilmesi'ne kadar uzanan bir yaptırıma hedef olur. Madde 14: Saklı kalması kaydıyla verilen bilgiler, kamu yararı ciddi bir biçimde gerektirmedikçe ya- yımlanamaz. Madde 19: Yayın tarihi için konan zaman (ambar- go) kaydına uyulur. özkök, 9 ve 10 Aralık tarihli yazılarıyla 20 ilkenin neredeyse 10'unu ihlal ediyordu... Ne diyelim? öz- kök, ilkeleri ilk eler! özkök o yazılarıyla gazeteciler hakkında her şeyin söylenebileceğini biliyordu. Bu, ortaçağ ve öncesin- de insanlan aslanların önüne atıp sonucu seyret- mekten başka bir şey değil. Böyle bir duyguya sa- hip kişinin ruh hali de ayrı bir inceleme konusu olsa gerek... Bu medya yapısıyla biz AB'ye değil, girsek girsek birbirimize gireriz. özkök'ün 9-10 Aralık yazılarında "neden" arıyo- rum; olmadık sonuçlara varıyorum ama, yine de "ne- den" sözcüğüyle takılıp kalıyorum: Nedensiz... Neden siz... Ne densiz! ankcum ' ktv.ttnet.net.tr 6 Delifler silindi9 iddiası ÖZGÜR ERBAŞ Kadıköy Mavi Çarşı'da 1999 yı- lında meydana gelen ve 13 kişinin ölümüne neden olan molotofkok- teyllı saldınya ilişkin davada adli emanette bulunan yer gösterme vi- deo kaydımn bir bölümünün silin- diği ıddıa edıldı. Davada daha ön- ce de Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Laboratuvan'na DNA testi için gönderilen saç kılının yan- Iışlıkla yandığı belirtilmişti. İstanbul 3 No'lu DGM'de dün ya- pılan duruşmaya rutuklu sanıklar Azime Işık, Metin Yamalak. Er- gin Atabey \e Abdullah Günay katıldı. Sanık vekillennden Ayhan Erdoğan. Metin Yamalak'ın yer gösterme video kaydında bulunan "Komutanım" ve "Burada ko- mutan yok. Hepimiz polisiz" ıta- delennin silindiğinı ıddıa ettı. Kasetin Adli Tıp kurumuna gön- derilmesüıi isteyen Ayhan Erdoğan, "Devletin güvencesinde olan bu kasete müdahale edilmesi, dava- nın nasıl oluşturulduğunun da göstergesidir. Bu kişiler. bu denli cesaretlidir" diye konuştu. Sanık MetinYamalak da söz ala- rak önce emniyette polislerce, ar- dından Sangazi'de askerler tarafın- dan sorgulandığını söyledi. Sanık MetinYamalak'ın avukatı Mehmet Emin .\lbayrak ise müvekkilinin olay tanhinde Adana'da bulundu- ğunu ve suçsuz olduğunu belirterek tahliyesini talep etti. Duruşmanın sonunda mahkeme heyeti, yer gös- terme video kasetinin Adli Tıp ku- rumuna gönderilmesini reddetti. SanıkJarın tutukluluk halinin deva- mını kararlaştıran mahkeme heye- ti, duruşmayı erteledi. Solda birlik çağnsı :ANP EZAN, HAZAI SESİYLE / f İJZYILLARCHL . ŞOKAKLARDA1 BARIŞ İÇİNDE YAŞAI IARIŞ İÇİNpE YAŞAMAYA •VAH EDECEİ Mustafa SARIGÜL 'Şişli Belediye Başkanı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - SHP, ÖDP, YTP, DEHAP, E- MEP, SDP ve HAKPAR'ın Ankara ıl örgütlerinden temsilciler, dün bir araya gelerek yerel seçimlerde ortak tavır sergileme istemini dile getirdi. YTPAnkara İl Başkanı Cem Ece- vit, ÖDP Ankara II Başkanı Hasan Tatar. EMEP'ten Haydar Kaya, HAKPAR'dan Şahin Ayaz, SDP .Ankara II Başkanı Sema Kıhç. SHP Ankara II Sekreteri RamazanTalaş ve DEHAPAnkara II Başkanı Meh- met Bozdağ dün ortak basın top- lantısı düzenlediler. ÖDP'lı Tatar, yerel seçimlerde halkın istemleri doğrultusunda or- tak bir tavır sergilemek istediklerini kaydetti. Demokratik, şeffaf, katı- lımcı yerel yönetim anlayışına sahip olduklannı anlatan Tatar, "Yerelde halkın ikridan adım adım kurula- bilmelidir. Celladına âşık olma durumunu ortadan kaldırmak için buradajız" dedı SHP'li Talaş ise demokrasinin parmak hesabına hapsedildiğini, tüm sol hareketlerin birlikte davranması gerektiğini kay- detti. YTP'li Ecevit de halhn diğer partilere yönelmesinin suçunun sol partılere ait olduğunu savunarak "Son 20-30 yüdır devleti hep hal- kın önüne koyduk" dedi. AKP ik- tidan nedeniyle gelecek günlerde anti-laık uygulamalann süreceğini \iirgulayan Ecevit, cumhuriyet dev- rimlenne sadakat konusunda zaafla- nn ortaya çıkabileceğini kaydetti. AKP'nin teknolojiyi kullanarak mi- ni referandumlaryapabilecegini an- latan Ecevit, "Bir sonraki aşama Cumhuriyet'in, Atatürk'ün dev- rimlerinin sorgulanması. Bu ka- bul edilemez. Türkiye'de zihniyet devrimine ihtiyaç var" dedi. TerSr saldınları sonucımda kan kaybettik, can kaybettik. \ Bu acjlar bizi yıkmadı, aksme daha da yüreklendik, kenettendik...^- \, ı Kaybettiğimiz yurttasUrımiî amsır»a """' U Araiık 2003 Pazar günü saat 12.00'de $i$U Halaskargazi Caddesi, Nakiye Etgün Sokakta. anma töreni düzenledik... Tüm yurttaşlanmızı karanfiUeriyle beküyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle