23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 KASIM 2003 SAU HABERLER Gazetemiz yazan Cüneyt Arcayürek, son kitabında 28 Şubat'ın bilinmeyenlerini anlatıyor Karadayı:îştebuIranT| Mlli Güvenlik Kurulu 'nun 28 Şubat 1997 'deki tarihi /\/i toplantısından sonra Demirel anlatıyor: Askerler önce JL V-i. projeksiyonla anlattılar. 'Cumhuriyet kurulduğundan beri bu kadar vahim tehlike ile karşılaşılmadı' dediler. Nitekim daha sonra bir miîingde örtünmüş kadınlar da gösterildi. Arapça yazılı pankartları, fotoğrafı Genelkurmay Başkanı çevirip Erbakan 'la Çiller'e gösterdi ve eliyle işaret ederek 'îşte bu îranl' dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemiz yazan Cüneyt Arcayürek' in "Büyüklere Masaflar, Küçüklere Gerçekkr" kıtap dızısımn son halkası "İJzakta Kalan TarüV; yakın siyasi geçmişin en hareketli dönemi olan 28 Şubat sürecınin giz perdesini kaldınyor. 28 Şubat 1997'deki tarihi Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının bilınmeyen birçok aynntısı, "postmodern darbe" olarak adlandınlan gerilimli dönemin perde arkasındaki ilginç gelişmeler Arcayürek'in anılanyla gün yüzüne çıkıyor. Büyük bölümü Cüneyt Arcayürek'in Çankaya Köşkü'nde başdanışmanlık yaptığı dönemin anılannı kapsayan dizi, 11. kitapla tamamlandı. "Uzakta Kalan Tarih" adh kitap, Ocak 1997'den REFAHYOL'un son bulduğu 1997'nin ikinci yansına uzanıyor. Cüneyt Arcayürek'in anılanyla yakın tanhin perde arkasından bazı örnekler şöyle: 28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu toplantısından sonra Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, toplantıyı anlatıyor: - Askerler önce projeksiyonla anlattılar. Çok güzel toparlanmıştı. Bir soru söylüyor ve tedbiri şu, diyorlar. "Cumhuriyet kurulduğundan beri bu kadar vahim tehlike ile karşılaşılmadı'' dediler. Nitekim daha sonra bir mitingde örtünmüş kadınlar da komutanlar tek tek konuştular. Sıra sivillere geldi. Çiller 'Biz laikliğin teminatıyız' deyince... Karşı sırada oturan Jandarma Komutanı Teoman Koman Paşa; 'Onca olay geldi geçti. Siz neyin teminatısımz' dedi. Oramiral Güven Erkaya da sıraladı olayları. 'Siz neyin teminatısımz? Siz laikliğin güvencesi olamazsımz' dedi. Erbakan garip bir konuşma yaptı. Ne MÎT raporuna ne de Genelkurmay raporuna itiraz etti. • Karadayj, 28 Şubat'taki MGK'de Refah Partisi'nin mitinglerindeki fotoğraflan göstererek, tehlikeye işaret etmişti. Milli Güvenlik Kunılu'nda askerlerin REFAHYOL koalisyonunun bderlerine gösterdiği fotoğraflarda bu görüntükr yer abyordu. Erbakan'dan sadece Karadayı değil, generaller de subaylar da çok rahatsız 'Bu adamdan kurtulmamız laum' gösterildi. (Kara çarşaflı kadınlar.) Arapça yazılı pankartlan, fotoğran Genelkurmay Başkanı (Orgeneral tsmail Hakkı Karadayı) çevinp bu ikisine (Erbakan'la ÇiDer'e) gösterdi ve eliyle işaret ederek "Îşte butran!"dedi. - Sonra komutanlar tek tek konuştular Sıra sivillere geldi. Çıller "Biz(DYT) laikliğin teminaüyız" deyince... Karşı sırada oturan Jandarma Komutanı Teoman Koman Paşa; "Onca olay gekö geçti" dedi. Yani Sincan, Kayseri gıbi demek istedi. "Siz neyin teminausınız'' dedi. Tabii Denizci de... (Oramiral Güven Erkaya) O da sıraladı olaylan. "Siz neyin teminatsmız? Siz laikliğin güvencesi olamazsuuz" dedi. 14, 24 ve 174. maddelenn (anayasa) uygulanmadığını söyledıler. Çiller, Erbakan'ın yanında oturuyor. O zaman söylediler. Bir de "Ben yumuşattnn" falan diyor (Çiller). Neyi ve nasıl yumuşattın? Bu lafi yedin! - MGK'de okunan MİT raporu çok iyi hazırlanmış. 29 sayfa. Öyle hükümler var ki doğrudan bunlara (RP'ye) ait. Şunu yaptı, bunu yaptı gibı. MİT Müsteşan bu raporu Erbakan'a da vermiş. Raporda uzunca bir de önlemler bölümü var. Büyük kısmı MGKnin saptadığı önlemler. Zaten MİT raporu askerlerle beraber yazıldı. - Erbakan garip bir konuşma yaptı. Ne MİT raporuna ne de Genelkurmay raporuna itiraz etti. "Şimdi bir avuç bunlar (köktendincfler). Ancak daha da büyürler" dedi. Ve "Bunlan önlemenin çaresi,rtinimi7iiyi öğrenmek" dedi. Ekonominin çok iyi gittiğini söyledi. Dikkat edin: "Bir avuç bunlar" diyor ve "daha da büyüyeceklerini'' söylüyor. Jandarma Komutanı oradan patladı: "tyi" dedi, "demek bir avuç olan bunlarla mücadele dinimizi öğrenmekle olacak, öyle mi? Ekonomi de iyi! Oyleyse niye biz burada oturmuş konuşuyoruz? Hadi gkJetinT dedi. - Genelkurmay Başkanı, MGK kararlarmı hemen orada imzalatmamı istedi. ertelenmemesi için durmadan işaret ediyor. Önlemler okunurken her maddede Erbakan'a "Buna itiraz eden var mı" diye soruyordum. elini kaldırarak bana "Hiç buna itiraz ediKr mi" diyordu. - Şimdi... Bu adam (Erbakan) hükümetten gitmemek için her şeyi yapar. MGK kararlan için ben bu ikisine (Erbakan'la Çiller'e) "Askerleri uyutmaya kalkmaym" dedim. Onlar uyutubnaya kalkılırsa askerler arkasını bırakmazlar. Süleyman Demirel, askeri kesimdeki rahatsızlığı deneyımlerine dayanarak yorumluyor: SD: Askerlerle her şeyi konuşuyorum. Allah var. Benden hiçbir şeyi gizlemiyorlar. Ne varsa getırip veriyorlar. Ama Genelkurmay Başkanı çok rahatsız. Erbakan'ın ikide bir "Orduyla aranıızda bir sonın yok" demesinden... Geçende Estonya Cumhurbaşkanı karşılanırken Erbakan'ın sırtını okşarken gazetelerde çıkan resimden fevkalade rahatsız. Sadece Karadayı değil, altındaki generaller de, subaylar da çok bozuluyorlar Bana söylemedi ama Karadayı, "Bu adamdan kurtulmamız lazun" diyor. MtT Müsteşan ile son zamanlarda daha sık görüşüyor Genelkurmay Başkanı. Ona söylemiş. Karadayı da biliyorsun efendı bir insan. Bana "Sizden hiçbir şey saklamryorum, saktamam" dedi. Ancak benim anladığım şu: Eğer bir şey yapmaya karar verseler. Karadayı'yı aşacaklardır! Orduda alt taraf meselesi bu! Bunlann (komutanlann) altlannı tutması fevkalade güçleşiyor. 'Erbakan'ı tesllm almıslar SD: Erbakan'ı teslim ahnışlar. Artık tek başuıa değil. Altındaki kadro, örgüt, onu zorluyor! CA: Kimler? Parti örgütü mü? SD: Hayır. Milli Görüş Vakfı örgütü! Daha önce verdiklerinin karşılığını istiyorlar artık. Zorluyorlar Erbakan'ı. Cumhunyete karşı bir siyasi parti Cumhunyet hükümeti. iyi mi? Bu tezat şundan ileri geliyor: Bana göre döjure, iüegaldir. m ^p m ** Ama defakto, mevcuttur. jr \ Bu olayın bilinmeyen çok tarafi var. \ Bu olaylardan şu çıkıyor ortaya yeniden: Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde asker bir vakıadır. Askere teslim ohnayın, evet! Ama askeri de küçük düşürmeyin. Ben bunlann (askerin) kazığını yedim. (Gülüyor) • "Her şeyin iyi olduğunu söyleyen" Çiller ve Erbakan'a sinirlenen Koman, "Niye burada oturmuş konuşuyoruz, hadi gidelim" dedi. Başbakanlık'taki tarikat yemeğine dönemin Cumhurbaşkanı Demirerin tepkisi: Bu kadar dangalaklığı anlamıyorum 1 Ocak 1997Cumartesi günü Başbakanhk'ta tarikat yemeği. - "Tarikat şefleri v Başbakanhk konutunda beyefendi" dedim: "Değişik bir iftar yemeği!" *'. Demirel şöyle \arutladı: "Vallahine varsa & çıksuı orta yere. Kim varsa çıksın orta yere. Hadise budur. Gizli örtünün altında hiç kimse kalmasm. Türkiye'nin khindekilerie aleyhindekilerie bir hesaplaşahm. Böyle aklanacak, başka yohı yoktur bunun. Eğer korku tophımun hür ve serbest ohnasmı önlerse bir yere varamayız. Yani ben o korkuyu devlet çapuıda yenmeye çahşryorum. Benim aylardır uğraşnğım o. Hiçbir kural tanunayan insanlara devleti teslim ederseniz, böyle ağzma yüzüne ederier. Ben bu kadar dangalakhğı anlanuyorum. Bu kadar basiretsizüği anlamıyorum. Bunlar zannettifcr ki Bızım dışımızda kimse yok artık. Hayat hakkı bızimdır." Ah bu kafa, ah bu kafa!" SD: Bakınız Cezayir'de 150 kışiyi kestiler. Bunlara (askerlere) SİNCAN'DAKİ GERİCÎLÎĞE KARŞI DURUŞU KÖŞK ONAYLAMADI: Halkına karşı tankçıkanlmaz 4 Şubat 1997'de Sincan'da tanklann gericiliğe karşı gösterisinin ardından: CA: Herhalde "Sincan'dan tanklann geçişi nedir" diye sordunuz? SD: Söylediler. Sordurdum, "Bu nedfa-?" diye. Efendim tatbikatmış. Yalnız... Kendi halkına karşı tank çıkanlmaz. (Birdenbire bu cümle önüme düştü.) CA: Komutanlar dün gece toplanmışlar. SD: İyi ama tank çıkanp ne yapacak? Kendi halkına karşı tank çıkanlır mı? Bir serserinin veya birçok serserinin yüzünden. Türkiye Sincan'dan ibaret değil ki. söylüyoruz. Bu işı bırakın, demokratik yollardan götürelim. Bir senedir söylediğimiz bu. (Demek ki Demirel askerlerin bir yıldır bir şey yapacağmı görüyor ve demokratik yoldan gitmeyi öneriyordu.) 'Serlat kanunla gelecekl' CA: Peki efendim siz böyle söyleyince ne diyorlar? SD: Hiçbir şey demiyorlar, ama "Biz rahatsızız" demekle yetiniyorlar. Yahu kardeşim Türkiye'de şeriat nasıl olacak? Kanunla olacak! Adam diyor ki (Erbakan): "Ben yüzde 20 oyta yeni bir hayat tarzı empoze edeceğim. Şeriat da değiL Yeni bir hayat tarzı empoze edeceğun." Onlar (RPTiler) çıldırdı canım. Her türlü densizliği yapıyorlar. Sonra süngüyü görünce fevkalade riyakâr biçimde hizaya geliyorsun. Kavgayı yine bize bırakıyorsun. Yüzde 20 oyla nerenin milli iradesisin sen? Varsayalım yüzde 40 oyunuz. Nerenin ve kimin milli iradesisiniz siz? Kaldı ki milli irade dahi bir referandumla kendini kayıtlamış. Yani şöyle kayıtlamış: Milli irade bir ülkenin insanlannı bir anayasaya angaje etmiş. O anayasada 2. madde var ya, "Türkiye laik, demokratik, htıkuk devletidir" diyor. Bu karşılıklı bir taahhüttür. Şimdi bugünkü azınlık tahakkümü. Yüzde 20 oyla ülkeye egemen olmak ve ulusal iradeyi temsıl etmek! Olacak şey değil. Yahu dıyorum. bir kez, hiç değılse bir kez demokratik yollardan, darbe olmaksızın sorunu çözmek. SALI ORHAN BURSALI KÖPlüklenin Yansıması Istanbul'la birlikte dünyayı etkileyen bombalar kc- nusunda, gazetelerin başlıklannda ve siyasilerin ağız- larında dolaşıp duran "Kör terör" söylemi dikkatini- zi çekiyormu? Neredeyse, "Kardeşim kimi hedefalı- yorsan onu vur" diyeceğiz. Bugün yaşadığımız terör, kör mör değil... Niteliğı ve yöneldiği hedeflerfarklı sa- dece... 70 milyonluk bir ülke ve ülkenin yönetimi söz ko- nusu ise, amacı da bence, yine dillere yapışıp kalan "yılgınlık yaratmak" falan hiç değil... Terör, teröristin veya terörcü düşüncenin bir "var- lık, varoluş" biçımi. Terönst. terörle sadece "kendinden bahsettiriyor".. Dünya çapında bir "kuvvet gösterisi'' yapıyor. Bir meydan okuma söz konusu. Ama terörün bir "kör" tarafi var. Bu, dayandığı, güç aldığı düşünce-ideolojidir. Burada "kör düşünce" ve "kör kteoloji"lerden, "kör inanç"lardan bahsedebilinz. Bu anlamda, bütün "körlükler"in ortak paydası, "akıP'dan yoksun olmalan, "akılla ilişki" kurmama- landır. Inançlann, ideolojilenn, düşüncelenn, akılla yoğrul- madıkları sürece, ınsanlığa ve uygarlığa katacaklan hiçbir şey yoktur. Bu körlük, eleştirel akıldan kopmuş bütün ıdeolo- jiler- düşünce sistemlerı için geçerlidir. Akıldan kop- muş Marksizm için de, ırkçı milliyetçıler- faşistler için de. Akıl, eleştirel akıl, düşünce sistemlerini-ideolojile- ri gerçeklikle besler; onları yaşar kılar, geliştirir, yeni- ler, canlı tutar, değışen koşullara uyum sağlatır, on- lara hatalarını gösterır ve değişim-gelişim yolunu açar. • • • Din, konumuz olan Islam dini, akılla ilişki kurabi- lir mı? Kurar. Kurabılir. Dünyada bunun ömekleri var. Iş- te koskoca Hınstıyanlık ve daha birçoğu. Zaten kuramazlarsa yaşayamazlar uzun vadede. Ama kuramayabilır de. Tarihi ıçinde toplumsal ge- lişimini-dönüşümünü gerçekleştirememiş ise, "kör inanç" sürebilir. Islamın dünyada "kör inanç" yönü oldukça etkin. Ama ülkemizde Cumhuriyet ve laıklik ile birlikte, Is- lamın akılla birlikte varolma şansı doğmuştur. Din için en büyuk tehlike, toplumu yönetme iddi- asıdır. Bu sadece din ıçın değil, toplum için de tehlikedir. Din toplumu, din iktidarı ıddiası totaliteriiktir. Akıl- la ilişkisini kesmiş diğer kör ideolojılerden farkı yok- tur. Totalitertik, toplumun ortak aklını yok eder, toplu- mu yaşayan bir organızma olarak çökertir, çürütür, ezer geçer. Ortak aklı ancak gerçek demokrasiler yaşatabilir. Dinin de toplum için yararlı kullanımına, ancak la- iklik ve demokrasiler fırsat verebilir. Laik cumhunyetimiz, 80 yıldır aslında, bu anlam- da dine ve dinin akılla varoluşuna hizmet etmekte- dir. Ama, toplumu her kademe Islamlaştırma-dinleş- tirme, dine irili ufaklı egemenlik alanlan açarak, dini gıderek bir yönetım biçimı haline getırme çabası ıçin- de olan siyasıler, muhaleferteyken bu gerçeği göre- bılecek akıldan, siyasal ve uygarlık kültüründen yok- sundular. Bu yoksunluklan, örneğin Çelik vb. gibiler için, ik- tidardayken hâlâ sürmektedir. Ama iktidarda laiklık gerçeğinı, laik demokrasinin önemini görme şanslan şimdi daha fazladır. Erdoğan, Islam ve şeriat kökenlı bombalar karşı- sında, ilk kez laik cumhuriyerten bahsetmiştir. Gönül ister ki, bu, ınsanlık-uygarlık kültürünün, la- ik cumhuriyetin ve demokrasinin bilincinın ciddi bir şekilde oluşumunun da işaretı olsun. • • • Emperyalizmin Ortadoğu ve Irak'taki saldınlan, ne yazık ki Islamın kör inanç yönünü siyasal-top- lumsal ve ekonomık bakımdan çok hızlı besliyor. Bızım ve dünyanın karşı karşıya olduğu temel so- runlardan biri ne yazık ki budur. Amerikan emperyalizminin Ortadoğu ve Irak'taki "kör" politikasının bir anlamda, karşı tarafın kör sal- dınlannın yansımalandır yaşadığımız. Emperyalizmin bu politikasının, ülkemizde, heraçı- dan beslenmekte olan şeriatçılığın yarattığı kör inanç- lann ürünleriyle de bütünleştiğinı görüyoruz. Bombalar, tamamen bu ıç ve dış inanç politikala- nnın yansımalanndan başka şey değil. • • • Ramazan bayramınız kutlu olsun. Bombasız, acısız, kansız günler dileklerimle. obursali@cumhurryet.com.tr. Komutanları emekli etme planı Çiller okumadan 'yalan'dedi ...... SD:Bukadın28Şu- bat'tan sonra... CA: Mart başlann- da... SD: Çiller üçbeşki- şiyle toplanmış. "Ko- motanlan emekli ede- Km" diye konuşmuş. Fakat içlerinden biri yazmış bunlan. Onlara (askerlere) göndermiş. Bir nüsha da bana. Çil- ler randevu istemiş. Ko- mutanlann da katılaca- ğı bir görüşme. Karada- yı, "Obnaz.Birşey söy- fcyecekseniz gelin be- nimle konuşun" diye haber göndermiş. Ka- dın gelmiş. Karadayı, "Size içerde ve dışarda artık inanmrvorlar ve siz kaldıkça TürkiyeŞi AB'ye ahnayacaklar" diye konuşmuş ve son- ra... Iki sayfa olan Çil- ler'in toplantı rutana- ğını önüne koymuş. Da- ha okumadan Çiller, "Yalan" diye bagırmış. SD: Geçende Köksal (MİT Müsteşan Sön- mez Köksal) bana gel- di. "Bazı kıpırdanma- larvar,Özer'iMiracak- lar, ne yapahm" dedi. "Gidin adama haber verin" dedim. Sonra bir de baktım, haber bu- gün gazetelerde. CA: Gazetelerdeki Çakıa'nın sözleri: "Bu adamı MiracağHn" di- yor. SD: Çok fena olur. Başımıza iş çıkar. CA: Canım Özer'i vururlarsa anlatmak ko- lay "Bir menfaat işi- dn-" denilir, geçer gi- der. Ama herhangi bir siyasetçiyi vururlarsa anlatmak zor. SD: Evet. Benimkor- kum. tam işler bu hal- de giderken böyle bir olayın patlak vermesi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle