04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 25KASIM2003SALI OLAYLAR VE GORUŞLER AKADABİR NUSRET ERTÜRK öjretmen BirSözüytefemethönü... "Bir jvemlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekete kurtuluş yoktur." (5.7.-1931, Ismetlnönü) Atatürk'ün en yakın arkadaşı, büyük devlet adarnı. demokrasimizin kurucusu, ikinci Cum- hurbaşkanımız Ismet Inönü'nün. aramızdan ay- nlışının (25.12.1973) 30. yılındayız. O, yaptıklany- la, düşünceleriyle, anılanyla hep aramızda olacak. Inönü, yukandaki sözünü, sanki bu günleri göre- rek söylemiş. Cumhuriyet kazanımlannın, biri- kimlerinin kemirildiğı, aydınlığımızı yok etmek için kabaran koca dalgaların günden güne, yıldan yı- la çoğaldığı, olumsuzlukların olağan duruma gel- diği günümüz için bize sesleniyor... Bize güven, bize dayanma gücü veriyor, yüreklilik aşılıyor. Bu sözü, kocaman harflerle duvariara, alanlara, be- yinlere yazmalryız. Günde, üç beş kez seslice haykırmalıyız bu sözü. Neredesiniz ey namuslular? Siz, bu ülkede azın- lık değıl, büyük çoğunluksunuz. Ah şu dağınık- lık, ah şu sessiz kalmak yok mu? Silkinelim, kişi- liğimizi bulalım. Kurtuluş, Inönü'nün yukandaki sö- zünde gizlidir. Cumhuriyetimizin kurulduğu yılla- nn, o büyük katılımlann özlemi içinde yaşamaya- lım. Bir tehlikeyi korkusuzca karşılayana yürekli di- yoruz. Acaba birey olarak, toplum olarak ne ka- dar yürekliyiz? örneğin, en azından bir haksızlı- ğa uğradığımızda, hakkımızı alma, aramayürek- liliği gösterebiliyor muyuz? Içimize sindiremedi- ğimizi tepkimizle belli ediyor muyuz? "Aşağı tükürsem sakal, yukan tükürsem bıyık" sözü, yürekliyeyakışır mı? "Ne şiş yansın, neke- bap" sözünün izi yüreklide olur mu? "Bana do- kunmayan yılan bin yaşasın" deyişi, yüreklinin yakınından geçebilir mi? Karşınızdakinin (o kim olursa olsun, bakan, başbakan bile olsa) yalanını, dolanını, ikiyüzlülü- ğünü, hırsızhğını, arsızlığını... yakaladığınızdatep- ki gösteriyor musunuz? Doğru bildiğiniz düşün- cenizi yazılı, sözlü olarak iletebiliyor musunuz? Korkaklığın bir göstergesi de haklıdan yana ol- mak varken güçlüden yana durmaktır. Kızım Gök- çe, Anadolu'nun bir yatılı bölge okulunda öğret- mendi. Onu görmeye gitmiştim. Yaz dinlencesi- ne girilmişti. fiin valisi, sözünü tutmayınca, mah- keme karan gereğince köylü, okulun suyunu kes- mişti. Otuz aile ve okulun ağaçlan, çiçekleri su- suz kalmıştı. Okulda bir damla su akmıyordu. Ya- nm saat öteden, elle su taşınıyordu. Olacak şey değildi. Okul müdürünün bir şey yapacağı yok- tu. 7-8 öğretmenden cılız seslergeliyordu. Benim de ağırıma gitmişti bu olay. Bir şeyler yapmalıy- dım. En azından valiliğe telgraf çekmeliydim. II- çeye indim. Yazdığım telgrafı bir daire müdürü gör- dü, okudu. Kulağıma eğildi: "Sonra Gökçe öğ- retmene bir zarar gelmesin!" Düşünebiliyor mu- sunuz? Biz susuzluktan ölüyoruz, onun korkusu- na bakınız. Su, akşama akmıştı. Ozan şöyle demiş: "Köpek, kralın köpeği/ Sı- kıysa at taşı" Gerekiyorsa krala bile taş atmalı- yız. Atatürk de "Gerçeklerikonuşmaktan korkma- yınız" dememiş miydi. Alnımızda kara yok. Onlar korksun. Paşam, sen çok yaşa... Atatürk'ün Türkiye'si Bugün Nerede Olurdu? Geride bıraktığımız yüzyılm en büyük ekonomik bunalımı, bütün dünyada 1929- 1933 yıllan arasında yaşanmıştır. Şimdi 1 milyon 500 bin TL sınınna dayanan bir ABD Dolan o tarihte, (bırakın tedavülde kalmasını, hafızalan- mızda bile silinen) kuruşla ifade ediliyordu. 1 ABD Dolan 75 kuruştu. Yani bir liramız bir Amerikan Dolanndan yüzde 30 daha değerliydi. Yilmaz ATEŞ TBMM Başkamekili, C umhuriyetimizin 80. yılındayız ve 1 milyar 250 müyoıvnüftıslu Islam dun- yasmda demokratık bir yönetıme, Cumhuriyete sahip olan tek ülke Tür- kıye'dir. Eksikliklerine rağmen de- mokratık kurumJar, hukuk kurumlan işliyor. An- cak son yıllarda giderek ağırlaşan ekonomik kri- zin büyük kitlelerde yarattığı çöküntü, "kusur Cumhuriyette mi, yönetenlerde mi?" tartışması- nı başlattığı gıbi "Atatürk'ün yohında gidibeydi Türkiye bugün nerede olacaktı?1 " sorusunu da gündeme getiriyor. Evet eksfldik ya da kusur nerede veya kimde? 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet kurulduğunda. Tür- kiye'de kişi başına düşen milli gelir45 Amerikan Dolan'ydı. 0kuma-ya2ma oranı kadınJarda bın- de 10, erkeklerde yüzde 4'tü. Doktorumuz. mü- hendisimiz, kaptanımız, pilotumuz yok denecek kadar azdı. Birinci Dünya Savaşı" nın hemen ardından baş- layan Ulusal Kurtuluş Savaşımız sonrasında Ana- dolu yanmış yıkılmış. gelır kaynaklan tükenmiş- ti. Bir topluiğne dahı üretemiyordu Üstüne üst- lük Osmanlfdan da önemli mıktarda borç kalmış- tı. Mustafa Kemal'in önderliğüıdekı genç Türki- ye Cumhunyeti, devrimlerini ve ekonomik kal- kınmasını bır arada yürütüyordu Hanedanlık sona erdi. Kılık Kıyafet Devrimi yaçıldı Latin alfabesine geçildi Ozelleştirme adı altında şımdi \andaşlara peş- keş çekilen KlTler (Kamu tktisadı Teşekkülle- ri), içi boşaltılan bankalar o dönemde yeşermeye başladı. Bütün devnmler ve sanayileşme, dış dün- yadan borç alınmadan, Türk Lırası pula çevrilme- den yapıldı. Geride bıraktığımız yüzyılın en büyük ekono- mik bunalımı, bütün dünyada 1929-1933 yılla- n arasında yaşanmıştır Şimdı 1 milyon 500 bin TL sınınna dayanan bir ABD Dolan o tarihte. (bırakın tedavülde kalmasını. hafızalanmızda bile silinen) kuruşla ifade ediliyordu. 1 ABD Dolan 75 kuruştu. Yani bir liramız bir Ameri- kan Dolanndan yüzde 30 daha değerliydi 1923-1938 yıllan arasında toplam enflasyon artışı yüzde 4'tü. Şimdı ayda yüzde 4 enflasyon artışı tutturuJduğu zaman yönetenler kendilerni başanlı ılan edebıliyorlar. Yine aynı dönemde (1923-1938) dünyada yüzde 96 oranında büyü- yen üç ülke var. Ankara Milletvekili 1. Mustafa Kemal ve CHP'nin yönetimindeki Türkiye Cumhuriyeti, 2.SÖ>yetlerBirngi, 3. Japonya. 1950 yılında çokpartıli siyasal yaşama geçışle Demokrat Parti ıktidara geldiğinde durum şoy- leydi: Osmanh'dan kalan tüm borçlar ödenmıştı. Tek kuruş borç yoktu. Hazine'de 140 ton dolayında al- tın vardı. Türkiye ile ttaha'da kışi başına düşen millı gelır eşitdüzeyde, 200 ABD Dolan civann- daydı Şimdi sormak gerekir. Aradan geçen 53 yılda ne oldu da Italya'da kişi başına düşen milli gelır 21 bin dolara yükselirken, Türkiye'de kışi başına düşen mıllı gelir 2400 dolarda kaldı9 "Terör, koalisyonla yönetihne" bahane gösteri- lemez Çünkü Itarya terörden Türkiye 'den daha çokçekft İçlerinde başbakan ve bakanlann da yer aldığı 39 parlamenterinı teröre kurban verdi. Uzun yülar 5-6'lı parhlerden oluşan koalisyon hükümet- leriyle yönetildi. Olayın aslı şudur: 1950'den sonra Türkiye, yeni partiler, değişık görüşler ve farklı polırikalarla tanıştı Siyası are- nadahepaynıpartılergörüldü Popülistyaklaşım- lar Türkiye'yi bugün içinde bulunduğu sorunlar- la buluşturdu. 1950'den sonra sonınlara kalıcı çözümler aran- mamış, ulusal çıkarlara uygun politıkalar üretıl- memış. uygulanmamıştır Odanın içinde biriken tozlar hep halının altına sürülmüştür. Bugün ar- tık kendıleri de nefes alamaz duruma gelmışler- dir. Kayuıbirader, enışte, bacanak, dünür, aile bi- reyleri, yandaşı zengin etmek, Türkiye halkına ve çıkarlanna hep tercih edilmıştir. Üretken. emeğinın karşılığını alan bir Türkiye, üretmeden lüks tüketen, lüks yaşayan. paradan pa- ra kazanan bir ülkeye dönüştürüldü Hırsızlık, çalma-çırpma, adam kayırmalardan hesap sorulmadı. sorulamadı. Bakanlar müste- şarlannı, partiler bakanlannı korur hale geldi Bu çüriimüşlüğün sonucu olarak Türkrye'nin bugün geldiğı nokta ıçler acısıdır 1990-2001 arasındaki 10 yılda sadece borç fa- izlerine 190 miryar dolar ödendi. Aynı dönemde devletin sağlıktan. eğitim ve sa- nayileşmeye kadar yaptığı yatınm ise 49 mıryar dolardır. 1998 sonlannda, bankalann içinin bo- şaltılmasından ötürü Türkiye'nin kaybı 3.6 mil- yar dolardı. Sonraki yönetimlerin de önlem almak- ta yetersız kalması üzerine. bu zarar 43.6 milyar dolan aştı. Artık ısım bulmakta zorlanılan operasyonlar- la ortaya çıkanlan yolsuzluk, hayalı ıhracat vur- gunlan ile Türkiye'nin kaybının 300 milyar do- lar düzeyinde olduğu söylenmektedir. Cumhunyetin ve demokrasinin denetleyen ku- rumlannın devredışı bırakılması sonucu Türkiye hırsızlıklar- yolsuzluklar cermetine dönüştürül- müştür Osmanlı İmparatorluğu iflasını ilan etti- ğı zaman toplam borçlannın milli gelire oranı yüzde 70 dolaylanndaydı. Şimdi ise Türkiye'nin iç ve dış borçlannın toplamı 200 milyar dolar olan milli gelirimizi aşmak üzeredir. Toplam vergı gelirlerinın, borçlann faizlerini karşılayamadığı dönemleri yaşadık. Yani Türkiye şu anda Ulusal Kurtuluş Savaşı- nuzın başladığı günlerden çok daha olumsuz bir noktaya getinlmiştir. Uiusal Kurtuluş Savaşı, karşıhksız para basıl- madan verilen, bılındiği kadan ile dünyada üdn- ci savaştır. (Tanhte Napolyon'un da karşılıksız para basmadığı kaydedilmektedir.) Atatürk ve ar- kadaşlannın hangi bılinçle, ilkelerle savaşı kaza- nıp, Cumhunyeti kurduğunu, geliştirdiğini anla- mak için Rıza N'urun anılanna bakmakta yarar var. Ulusal Kurtuluş Savaşı yıllannda YusufKemal Tengirşenk ve Dr. Rıza Nur'dan oluşan heyetimız Moskova'ya giderek. 30 milyon altın yardım ıs- ter ve ancak 1 milyon altın alınır. Buna karşılık StaBn ve Çiçernı kâgıt para basmamızı önerirler. Rıza Nur anılannda olayı şoyle anlatıyor: "Ruslar bize bir düzine kâgıt para basmamızı tavsiye ettiler. Moskova'da bedava basabikcekfe- rini vaat edhorlann. Biz ise daha önce Heyeti \e- kile'de (Bakanlar Kurulu"nda)bumeseleyigörüş- müş, bütün veidller bila istisna, bunun aleyhine hü- küm \ermistir Paramız böyle kalsın" dedik. Bu iş Heyeti Yekile'nin en mühim işlerindendir. Eğer yeniden kâğıt bassa idik,Türkiye'nin iktisadi, ma- ti itiban tamamryla vefat etmiş olacakn." Atatürk'e layık, onun belırledığı ilkelerle Tür- kiye yönetilmış olsaydı bugün hangi noktada ola- caktı 0 Bu sorunun cevabını Devlet Istatisrik Ens- titüsü'nün verilerine dayanılarak hazırlanan 9 Ni- san 2001 tarihli Sabah gazetesi haberinden vere- lim:"Türkiye eğer Atatürk dönemindeki yüzde 7.4'lük\ılhk büyüme hızını desam ettirsey di, 2000 yınnda kişi başına düşen miDi gelir 19.698 dolar olacaktı. Bu rakam da I ürkhe've; İngittere, itaJ- ya seviyelerinde bir yaşam seviyesi sunacakn. Bir diğer ifade ile Türkiye Atatürk'ün hedef göster- diği muasır (çağdaş) medenhet seviyesine ulaşa- cakn. Gayn Safi Milli Hasılası da 201.2 milyar do- lar yerine, 1 trilyon327.2 milyar dolar veABD, Ja- ponya, Almanya ve Fransa'nm ardından dünya- nm beşinci büyük ekonomisi olacakn." Oğlumuz AH dünyaya merhaba dedi. Dostlarımıza duyurulur. Bahar - Dr. Cengiz ALATAŞ Oh, Meğer Rüya îmiş!. Erhan EKİCI Türkçe Öğretmeni B irgazeteyiaçryorum. Ga- tolu bir yazısında yönetimin, zetenin yansı kadar bir Kemalizm'i yasaklayan öner- manşet; A\Tupa Birliği Üyesiyiz! Tarihine bakıyorum: 29 Ekim 2050. Gazetenin orta- sında bir Türkiye haritası! Gö- zümü ovuşrurup algılamaya ça- lışıyorum. Ankara'nın sınınrun doğusun- da Kürt Demokratik Eyaleti! Ege kıyılarında Yunanistan'a egemenlik sırurlan Izmir'e ka- dar. Gazetenin daha lcüçük pun- gesi... Ordunun AB kuv\ etleri- nin bir tümeni olduğu... Başka bir haberde türbanlı öğ- retmenler toplantısı... Q. W, X harflerinin bolca kullanıldığı ad- lar... ikinci sayfayı açıyonım. bir köşe yazan, sivil toplum örgüt- leri olan tarikatlann yeni yapı- lanmadaki yeri ile ilgili bir in- celeme yazısı yazmış. Başka bir köşe yazısında AB Borsası' nın, Türkiye şubesindeki yabancı ya- tınmcılara daha geniş haklar ta- nımasıyla ilgili önerileri... Bir başkasında Kıbns Türklennin anayurda dönmesinin önlenme- siyle ilgili görüşler... Hemen yanında AB Yüksek Komiserliğı'nin içişlerine verdi- ği buyrıık! Spor sayfasını açıyorum sı- kıntıdan. Türkiye fiıtbol maçla- nnın A\-rupa kentlerine alındı- ğına ve barbar Türk seyircisinin bu maçlara alınmayacagına iliş- kin bir haber. Türk takımlannın Avrupa liglerinde temsil edile- meyeceğine ilişkın bir AB bil- dirisi! O sıkıntıyla sanat sayfasını açıyorum. Ulusal sanatın ilkel- liği üzerine bir araştırma... Si- nemalarda dehşet saçtıgı ileri sürülen ve ulusal bilinci yay- makla suçlanan Türk fîlmlerinin kara listesi... Bogulacak gibi oluyorum. Bir fırlıyorum ki yerimden...! Bir Avrupa Birliği rüyası. Oh! He- nüz geç değil. RENAULT İCangooRENAULT OTOMOBİLLER YARATIR Kangoo Multix'(e ticaret keyif veriyor! Otomobillere özgü konfor, ticari araçiarın özellikleriyle butuşuyor! Multix'in ticari zekast: • 750 kg. taşıma kapasitesi • 2750 dm 3 e kadar çıkjbılen ıç hacim • I.SrfCİ dize! motor • 100 km.de 4,9 It. yakıt tüketimi' • fkı yanda sürgülü kapılar "Ticari Zeka" ve "Pratik Zeka" onda bir arada: Kangoo Multix Multix'in pratik zekası: • Klima • Sürücü hava yastığı • Tavan rafı • Hidrolik direksıyoi • Elektrikti camlar • Direksiyondan kumandalı radyo-teyp • Uzaktan kumandalı merkezi kilit Şimdi tüm Renault'lar avantajlı! PENCERE Vesikalık Fotoğraf... Daha 6-7 Eylül'ü yaşamamış Istanbul'da, Pan- galtı'dan Harbiye'ye doğru yürürken, sağda Mu- hallebici Yordan ve Hay-Layf Pastanesi'ni geçtik- ten sonra, solda Venüs Fotoğrafhanesi vardı; vit- rinindeki resimlerin arasında simsiyah saçlı Zaru- hi gelen geçene bakar, erkeklerin gözünü alırdı. O yıllarda Kurtuluş'ta oturan Zaruhi'yi, Turhan, Abdülcanbaz'ın kahramanlan arasına katıp ölüm- süzleştirdi; ama, Zaruhı'nin bundan haberi olma- dı. • Bir gün Yusuf Ziya Ortaç'la konuşuyoruz, üs- tadın eski günlerini deştim: - Ziya Bey, dedim, sizin gençliğinizde kadın hep kapaiıydı, evde hapisti, insan arasına çıkamazdı, zor bir dönem değil miydi?.. Yusuf Ziya tam anlamında nüktedandı; Akba- ba'nın kapağında çıkan çoğu karikatürün esprisi- ni bulup çizerlere verirdi... Dedi ki: - Ah llhancığım, ne diyorsun sen, bizim kuşak fotoğraflardan metres tutardı. • Fotoğraf an'ı vurgular. An, sürecin parçası.. An'ı saptamakta fotoğrafın üstüne yoktur; saatin değil, dakikanın ve saniyenin değil, ne kadar poz versen de, adı konamayacak kadar küçük bir za- manın parçası fotoğraf... Peki, bu fotoğraf nasıl oluyor da bütün zaman- larayayıhyor?.. Her kadının gençlik fotoğrafı, sabıka kaydı gibi ömür boyu albümde kalır. • Çoğumuz tüm yaşamda 'altı adet vesikalık fo- toğrafı' kim bilir kaç kez çektirdik?.. Vesikalık deyip geçmeyin... 4.5 - 6 santimlik bu fotoğraf bir insanı ömür bo- yu takip edebilir... Orhan Veli ünlü şiirini nasıl bitirir "Nasıl unutunım seni ben Vesikalı yârim" 'Vesika'nm yeni dildeki karşılığı 'belge'dir, ama, kimi zaman bu iki sözcük birbirini karşılamaz; Ve- sikalı yârim' yerine 'belgeli yârim' denemez... 'Vesikalı'da bir suç kokusu seziliyor, kötü yola düş- müşlük anlamı vurgulanıyor. Cumhuriyet'in dünkü sayısında iki fotoğraf var; birincisinde Başbakan Recep Tayyip, ikincisinde Recep Tayyip'in TRT'nin başına getirmek istediği Şenol Demiröz görülüyor. Birincisinde Başbakanımız Recep Tayyip, Gül- beddin Hikmetyar'ın dızinin dibinde.. İkinci fotoğrafta Başbakan Recep Tayyip'in TRT'nin başına getirmek istediği Şenol Demiröz, Gülbeddin Hikmetyar'ın ayağının ucuna çömel- miş.. Peki, kim bu Gülbeddin Hikmetyar?.. Islamcı terörist.. Ha Usame bin Ladin.. Ha Hikmetyar!.. • Peki, bu iki fotoğrafın anlamlan nedir; bir an'da zamanı donduran bir sanat değeri mi var?.. Yoksa bir başka zamazingoyu mu sergiliyorlar?.. Fotoğraf garip bır şey.. Hem belge değeri var.. Hem vesikalık!.. ACI KAYBIMIZ Cemiyetimiz üyesi değerli arkadaşımız TAIMER KUTLAY'l 23 Kasım 2003 Pazar günü yitirdik. Vefatı topluluğumuzda üzüntü yaratan Kutlay'ın cenazesi 24 Kasım 2003 Pazartesi günü Türkiye Spor Yazarlan Derneği'ne getirilerek burada bir tören düzenlendi. Kutlay'ın cenazesi daha sonra memleketi olan Aydın - Bozdoğan'a götürülerek 25 Kasım 2003 Salı günü toprağa verilecek. Kutlay'a Tann'dan mağfiret kederli ailesine ve üyelerimize başsağlığı dileriz. TÜRKİYE GAZETEdLffl CBVİYETİ VEFAT Konya Ereğlisi eşrafından, Şükran Hüküm'ün hayat arkadaşı, Uğur ve Tuğrul Hüküm'ün sevgili babalan, Nilgül Hüküm'ün kayınpederi, Zeynep ve Sinan Hüküm'ün biricik dedeleri ÜÜŞEFİK HÜKÜM 24.11.2003 tarihinde Izmir'de vefat etmiştir. Cenazesi Izmir Çandarlı Mezarlığı'na defnedilecektir. Ailesi adına UĞUR HÜKÜM BİLGİ RENAULT: (0212) 327 11 27 ' C£E normUnna 9 0 T şthırdtjı yakıt tüketimi ynl, yük vt ujrikf SıelKklcriiK gbrc farkhhk güstCTrbilir. fienautt ototnobılkrmın taksitiı vc kampanyalı sjtrçfan MAtS A^> tarsfmdan dûzenlcnmdttc ve MAİS A.Ş. YetkıU Satıolan kanalı ılc uvşulanmaktadır. Kampanya kojuliarı modele görc dt^ıjmcktrıln. Kampanya sınırlf sayEda otomobili kapumaktadır. ngoo Multıx 1.5 dCİ etîci fîrmanın, öncedcn belirtmeden model, renk, teknik özellik, ekipman ve aksesuar değişıkliği hakkı saklıdır. ORDU AİLE MAHKEMESİ'NDEN Sayı 2003 37 Davacı Arife Uzunlar vekılı Av. Alı Kemal Şen tara- fından davalı Yaşar Cemal Uzunlar aleyhine açılan nafa- ka miktannın artınmı davasımn yapılan 03.11.2003 ta- rihlı yargılamasrnda verilen ara karan uyannca; Dava dilekçesi davalıya teblığ edılememış olup, bugü- ne kadar da yapılan araştırmalarda davalının kesın adresı tespit edilemedığınden ılan yolu ile darvalıya davanın ve duruşma gününün tebliğine karar verilmış olup, davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davada. davacı ıçın aylık 150 000.000.-TL. yoksulluk nafakası ve çocu- ğu için 75.0OO.0OO.-TL. iştırak nafakası olmak üzere toplam 225.000.000 -TL aylık nafaka talebi olduğu da- va dosyasının duruşmasının 19 01.2004 tarihine bırakıl- dığı ilanen tebliğ olunur Basın 57598
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle