04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 KASIM 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR [email protected] 15 Antik Sanat Galerisi'ndeki '80m2 Müzik' sergisi bir ses ve renk cümbüşü Müziğin resminiizlemekÖZLEM ALTUNOK Küratörlüğünü Ferhat Özgürün üstlendıği '80m2 Müzik' sergisi. hem görselliğin müzikle bıçimlen- dirildiği hem de müziğin görüntü- lerle dile geldığı bır ses ve renk cüm- büşü. KJasık bır beste değil karşı- mızdakı, 9 sanatçuıın oluşrurduğu 'çok sesli bir beste'. İlhan l smanbaş. Abmet Soysal. Selda Asal, Lütfi Özden, Hakan Gürsovtrak. Gülsen Bal, Şener Özmen, Borga Kantürk ve Ferhat Özgür'ün ışlennin yer aldığı sergi, farkJı dısiphnkri müzik ve görsellik ilişkisı üzennden bır araya getirir- ken bugünün sesıru ve rengıni de su- nuyor izleyıcı ve düıJeyicilere. Once Diyarbakır'dan ince bır ay- nlık türküsü sanyor çe\Tenızı, Ye- şılçam filmlerinden bugüne düşen bir şarkının sözleri günü kurtarma- ya yetmıyor. Olmayan orkestranın şefi, sessızlığın sesinı duymaya ça- ğınrken '21. vüzyıun şarkısı' kay- bedilmek ıstenen sesJeri ımlıyor bir yandan... Bedeninden ayn düşmüş bır ses tanımlanmak istıyor, okudu- ğunuz notalar ise çoktan bürünmüş- lerbircisme... Ortak termlnolojller - Müzik ve görselliğin kesiştiği bu serginin oluşum süreci nasıl gerçekieşti? FERHAT ÖZGÜR - Rh-Sanat Dergisi'ni yayımlayan Antık Sanat Galerisi dergi için hazırlayacaklan 'müzik' özel sayısı için benden bu bağlamda bir sergiyı gerçekleşrirrne- min mümkün olup olmadığıru ısor- duğunda, benim için uykuda yatan bir projeyi de hayata geçirme fırsatı doğmuş oldu. Müzik ve görsel sanatlar sıkça or- tak termınolojılerle ifade edilmek- teydiler. 'Armoni', 'ton', 'tını', 'modülasyon' ilk akJa gelenler. Ay- nca görsel sanatlarda, özelJikle re- sımde 'rengin sesi\ müzikte de 'se- sin rengf denen bir olgu vardı ama asıl ılgrncı görsellikİe sesın ihşkısı- ni eie almaktı. Galeri 80 m2 olduğu için serginin adını böyle düşündüm. Ama bıldığimız bir 'müzik' tanımı '21. Yüzyıhn Şarkısı' -Lürfi Ozden • Önce Diyarbakır'dan ince bir aynlık türküsü sanyor çevrenizi, Yeşilçam filmlerinden bugüne düşen bir şarkının sözleri günü kurtarmaya yetmiyor. Olmayan orkestranın şefi, sessizliğin sesini duymaya çağınrken '21. yüzyılın şarkısı' kaybedilmek istenen sesleri imliyor bir yandan... Bedeninden ayn düşmüş bir ses tanımlanmak istiyor, okuduğunuz notalar ise çoktan bürünmüşler bircisme... yapılmayacaktı bu sergide. - Rengin sesini duvroak ya da se- sin rengini görmek. ne kadar ma- temarik, ne kadar duygu kesişme- sivle ortaya çıkan bir oluşum? ÖZGÜR - Aslında matematik de- ğil kesinlıkle. Tamamen hissedilebi- lir bir şey. Duyguya bağlı, evet. Bir ara müzikle uğraşırken arkadaşlarla böyle denemeler yapardık. İjçümûz bir sesi farldı perdelerden verir ve kesıştırmeye çahşırdık. Sonra da 'Tamam, ses renk verdi' derdık. Renkte de böyle bır durum var. Ren- gin karakten ve gücü onun 'ses'inı oluşturuyor. Renk tınlar. Bu çok uzun bır konu gerçekten ama bu duy- gu kesişmesi hıssedilebilir. - Sergide, bir yapırtn temelini müziğe dayandırmak mı. müziği yapıfın parçası yapmak mı söz ko- ÖZGÜR - Ikisi de söz konusu. Sergide birleşık sanatlara dayalı bir konumlandırma oluşrurmak için müzikten felsefeye. resimden fbtoğ- rafa ve videodan yerleştirmeye kadar uzanan bir yelpaze mevcut. Örneğm tlhan Usmanbaş doğrudan doğruya müzik alanından geldiğı ıçın onun fotoğraf olarak sergılenen grafiksel nota partisyonlan bürünüyle müzik üzerine temellenıyor. Felsefeci Ah- met Soysal'ın çalışmasında hem gör- sel imajlar, hem sesler, hem tınılar var... - Güncel sanatta müziğin kapla- dığı/tamamladığ] alanı nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? Bunu sergiy- le ilişldlendirdiğinizde ortaya na- sıJ bir sonuç çıkıyor? ÖZGÜR - Gördüğüm yurtıçi ve yurtdışı pek çok güncel sanat etkin- lığınde müzik ahşılagelmışin dışın- da. sınırlan epeyce genışletilmiş ola- rak yapıtlara eklemlenıyor. Müzik kımı video çahşmalannda vurguyu güçlendıren 'melodik' bır yapı ola- rak ortaya çıktığı gibi hem vıdeolar- da, hem de kimi yerleştirmelerde 'ses ve tını' olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla 'en soyut sanat' biçimi olarak tammlanan müzik ve ses sa- natı fiziksel olarak inşa edihne ko- şulu bulunan. bu yönüyle de 'mad- desel' olana tekabül eden görsel sa- natlarla bir araya geldığınde bızi bir kesişme noktasında buluşturuyor. Sonuçta, görüntünün sesle bırleştiği her nokta kendi öze! atmosfenni oluşturur. Söz konusu bu durumu '80m2 Mözik' sergisıyle vurgula- maya çalıştık. Galeri mekânında bir- bırinın ıçine gızlenmiş, birbinne mü- dahale eder gıbi görünen sesler. tını- lar, melodıler ve imajlar bulunuyor. Bir oda müzifll - Bu serginin oluşrurduğu beste- yi nasıl tanımiıyorsunuz? ÖZGÜR - Bir oda müziği gerçek- leştirdik. Gınşte Şener özmen. Bor- ga Kantürk ve benım işlenm 'ada- gio' olarak ağırdan konuşuyorlar. Sonra Gülsen Bal'ın vıdeosu, Hakan Gürsoytrak ve Lütfi Özden'ifl çalış- malan 'andanre' bölümünü oluşru- ruyorlar. Kondorun ortasından iti- baren sesler daha da güçleniyor ve fl- han Usmanbaş'ın partisyonlannı, Ahmet Soysal'ın yerleştırmesinı, yi- ne Lütfi Özden ve Hakan Gürsoyt- rak'ın boya resimlerini, benim vide- omu ve Selda Asal'ın video yerleş- rirmesini bestenin 'allegro di mol- to' bölümü oJarak çalıp sergiyi biti- riyoruz. (Sergi 30 Kasım 'a kadar Antik Sa- nat Galerisi 'nde 0 212 224 74 31) Mehmet Zaman Saçlıoğlu, teknolojiye dayanan sanatlann hızlı gelişip eskidiğini belirtiyor Eski(!) sanatlar varlıklarını koruyor / Lluslararası bir bienalin amacı, katılan ülkelerin sanatlanndaki son eğilimleri bir araya gerirmek ve yeni gelişmelerin önünü açmaksa tstanbul Bienali bu amaca ne kadar katkıda bulunuyor? 2Küreselleşmeden en çok yarar sağlayan çokuluslu ya da büyük ulusal kuruluşlann, bienal vb. sanat etkinliklerine sponsor olmalan, sanatın, düzeni sorgulayıcı yanını zayıflatıyor olabilir mi? Bu olgunun, sanatın kitlelerden uzaklaşmasında birpayı olduğu söylenebilir mi? % Katılan sanatçılann ne oranda temayia ilişkili, ne oranda kendi sanatçı nitelikleriyle seçildiğini düşünüyorsunuz? Türkiyeli sanatçılan bu açıdan nasıl değeriendiriyorsnnuz? yâ Son bienalde de görüldüğii /E gibi resim, heykel vb. plastik ^m sanatlarm yanı sıra video-art, yerleştirme gibi yeni sanat türlerine yöneliş gittikçe axtıyor. Sizce bunun nedenJeri nedir? Sanatçılar, klasik plastik sanatlarda artık yeni hiçbir şey yapılamayacağını düşünüyor olabilırler mi? Başka bir deyişle, sizce de resimde, heykelde yolun sonuna mı gelindi? Bienalde sizi en çok etkileyen, aklınızda kaJan ış hangisiydi?5 MEHMET ZAMAN SAÇUOĞLU* 1) Bienallerde ülkelerin sanat- lanndan değil de yeni ve eski tek- niklerde, sanatçılann bireysel söyleyiş denemelerinden söz edi- lebilir belki. Bu da oldukça küre- selleşmiş bir nitehkte bence. Ye- ni bir söz bulmak olası mı bil- mem; ancak, sözün söylenişinde- ki yeniliğin değerlendinlmesini sağlayacak bir sergi ve tartışma ortamı yaratması açısmdan, kata- loglardan ızleme fırsarını bulabıl- diğim başka bienallerden farkı yok sarunm. 2) Yazık ki büyük sanat etkin- likleri için büyük sermaye gereki- yor. (Her iki büyük de nicel an- lamda) Büyük sermaye ya da ege- men güç, kendisüıin ve dayandı- ğı düzenin eleştirilebilme sınınnı da kendisı çiziyor. Bu sınır aslm- da sanatın, atını özgürce içınde oynatabileceği izin verilmiş bır alan. Böylelikle. sanatın tammı da bu alanın içinde yapıhıuş oluyor. Sanatın dünyayı değiştirebiünesi olasıhğı sanat dılınin yaygmlaş- masma bağlıdır. Oysa öncü sanat- ta aramlan yeni diller, yaygınlaşa- madan değişmekte. Bu yüzden günümüz öncü sanatı, hangi alan- da olursa olsun izleyıcisinden ko- puyorvehemyapmak, hemdeta- dma varmak için daha çok eğitim. daha çok bilgi gerekiyor. Ortak dili en çok yakalayabilen popüler sanatın yönetimi ise zaten egemen gücün elmde olduğundan, dünya- nın sanat yoluyla değiştirilebıl- mesi inancı da siliniyor. Ancak bu bienal açısından, bağımlıhğın sponsorlann çıkarJanyla değil, küratörün siyasal kimliğiyle ilm- tili olduğunu söylemek daha doğ- ru geliyor bana. Bienal ve metnin gücü 3) Küratörün temayı açıklayan sağlam mernini okuduğumda ve sergiyi gezdiğımde ilkin, bu met- ni küratörün değil de başka biri- lerinin hazırlamış olduğu düşün- cesi belirdi, çünJkii sergi bütün • Yeni sanatlann dillerini jargona benzetiyorum. Kaotik bir anlam-estetik alan jargonu. Aynca bu tür sanatlan yapmak güçlüklerle dolu bir sanat eğitimi gerektirmiyor. Zekâ ile hoş sonuçlara ulaşıhyor, bir oyun gibi. Bu da kimilerine çekici geliyor. Bu hoş sonuçlann, yine (bu kez küçük) güç odaklanyla günün asıl sanatı olarak sunulması da çok sürmeyecek. olarak bu metnin gücünü karşıla- mıyordu. Birçok yapıtm temayia ılışkısıni kurmak için imgelem gücümü zorladım. Sonra, böylesı büyük bir sergide temanın yahıız- ca bir bahane olduğunu, temanın anlamuıın ve yansımasının kişi- den kişiye değişebileceğini, belki de yapıtta benim bakış açımdan bulunamayabileceğini, bu yüzden beni yanlı düşünmeye zorlayan te- mayı aramadan yapıtı tammanın daha doğru olacağını düşündüm. Küratör, temayla doğrudan ilişki- li olan vasat bir ış ile temadan ba- ğımsızgibi duran iyi biriş arasm- da nasıl seçim yaptı bihniyorum. (Vasat ile iyı tanımlan açısından da küratörle her bir izleyici ara- sında bir koşutluk bulunacağım sanmıyorum.)Türk sanatçılannın yapıtlan, çizihniş sınınn içinde, ötekilerden aşağı kalmayacak dü- zeydeydi kanımca. 4) Video art ve yerleştirme de bir ölçüde eskidi artık. Zaten tek- nolojinin hızlı gelişimiyle bu tür- ler kendi yaratı, yaşam ve ölüm hızlannı arttırdılar. Ayn bir yol- dan gitmekte olan resim, heykel, edebıyat kendi yavaş zamanlan- nın içinde ve kendi sağlam gra- merleri sayesinde hâlâ sağlıklı ya- şıyorlar. Bu 'eski!' sanatlar, fo- toğrafın, sınemanın karşısında na- sıl varlıklannı kendilenne yeni değerler katarak korudularsa şim- di de koruyorlar. Onlann değil, hızla gelışen teknolojilere yasla- nılarak yapılan sanatlann sorunu var aslında. Eskl. büyük romanların fzf Bu yeni sanatlann dillerini jar- gona benzetiyorum. Kaotik bir anlam-estetık alan jargonu. Ayn- ca bu rür sanatlan yapmak güç- lüklerle dolu bir sanat eğıtimi ge- rektirmiyor. Zekâ ile hoş sonuçla- ra ulaşıhyor, bir oyun gibi. Bu da kimilerine çekici gehyor. Bu hoş sonuçlann, yine (bu kez küçük) güç odaklanyla günün asıl sanatı olarak sunulması da çok sürmeye- cek. Ben kendi hesabıma, büyük yazarlan yeniden dönüp okuma- nın verdiği hazzı ve kazancı, za- mana dayanabilmiş resim ve hey- kellere bakmakla da aldığımı söy- leyeceğim. 5) Birçok işi zekice, hoş, espri- li, sanatsal ve güzel buldum. Aına üzerimde etkisi kalan iş, Emily Jacir'in. 'Geldiğimiz Yer' adh çalışmasıydı. Bu işi, görsel an- lamda 'sanatsal' bulmasam da anlamı ve süreci açısından etki- lendim. Yeni ve ilginç teknoloji- lere dayanmıyor, hoşluk ya da pı- nltılı bir espri taşımıyordu. Ön- da, plastik sanatlann değil de es- ki büyük romanlann izini bulur gibi oldum. Küratörün sunduğu 'Şiirsel Adalet'in bizim gibi top- lumlarda hıç de bilinmedik olma- yan ve bendeki karşılığı 'Vic- dan'ı bu çalışmada duyumsadı- ğımdaa etkilenmiş olabilirim. * (MU Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi, yazcp, şair) KUKLA OYUNU STRASBOURG'DA Semaver 'in 'önlenemez yükselişi' Kültür Servisi - Theatre Jeune Public (TJP), 2003 - 2004 sezonunun ana temasım, devlet ödeneği ve desteği olmadan tiyatro yapan tiyarro topluluklanna ayırdı. TJP'nin sezon programında yer venlen tiyatrolardan biri de Türkiye'de kamu tiyatrosu - tican tiyatro aynmı yapıhnadığı için devlet desteğine kurulduğundan bu yana başvurmayan Semaver Kumpanya. Oyun ise; geçen sezondan bu yana Semaver Kumpanya'nın evi Çevre Tiyatrosu'nda sahnelenen 'Merao'nun Önlenemez Yükselişi'. Bugün, yann ve cumartesi günü Strasbourg'da TJP sahnesinde oynanacak olan kukla oyunu Ernst VVenström'ün 'Benim Küçük Üçkâğıtçım' öyküsünden sahneye uyarlanmış. Zeynep Avcı'run yazdığı oyunu Işıl Kasapoğlo yönetiyor. Açtıkça önünüze açılması gereken yeni kutular çıkaran bir 'hayatın sıradan sürprizleri' oyunu 'Memo'nun Önlenemez Yükselişi'. Alışageldiğimiz para ve ticaret hayatının çocuk gözüyle aktanmı. Paranın döngüsüne, hangi çerçeveden bakılırsa bakılsm; oyun, günümüzde para çarklannın ışleyışmi kutulann içine kurulan minik tezgâhlarda çikolata satan 'bıvıklı amca' kuklalanyla en yalın şekliyle anlatıyor. Nilüfer AJptekin, Bülent Çolak. Ahmet Kaynak ve Güliz Gençoğlu nun rol aldığı kukla oyununda, kukla tasanm ve uygulaması Karina Cheres, dramaturjgi Günay Erteldn, ışık tasanmı Sema Öztaş ımzalannı taşıyor. Agopa dergisi edebiyat ödüfleri • Kültür Servisi - Agora dergisi, 2004 yılından başlayarak 'Agora Dergisi Yeni Binyıl Edebiyat Ödülü Yanşması' düzenleyecek. Ödül, ilk olarak Öykü dalında verilecek. Yayımlanmamış tek öyküyle katılabilinecek olan yanşmamn seçicı kurulu Afşar Timuçin, Nalan Barbarosoğlu, Cemıl Kavukçu, Dinçer Sezgin, Hayn K. Yetik, E. Bülent Yardımcı, Hasan Özkılıç'tan oluşuyor. Yanşmaya gönderilecek olan öykünün daktilo veya bilgisayar (12 punto) ile çift aralıkla yazıhnış ohnası, sekiz nüsha olarak başvuru adresine göndenunesı ve katılımcılann, başvuru dilekçelerinde kısa özgeçmişlerini, açık adreslerini, telefon numaralannı belırtmeleri gerekiyor. Yanşmaya son katılım tarihi 31 Ocak 2004 olarak belirlendi. Ödüller TÜYAP Izmir Kitap Fuan 'nda düzenienecek bu törenle sahiplerine sunulacak. Ödül, yahıızca birincilik olarak verilip paylaştmhnayacak. Seçici kurulun belirleyeceği, kitabı yayımlanmamış, umut veren altı genç öykücünün birer öyküsü 2004 yılı içinde Agora dergisinde yayunlanacak. îlk olarak birinci seçilen öykü Agora'nın Mayıs-Haziran 2004 sayısında, M. Sadık Aslankara'nm öykü üzerine değerlendirmesi ile birlikte yer alacak. (Gaziosmanpaşa Bulvan No: 87/602 Yenigün/IZMİR. Posta Kutusu Adresi: Hasan • Özhhç P.K. 91 Basmane/İZMİR Bilgi için Tel: 0 232 441 86 56) Oasis'ten yeni albüm • LONDRA (BBC) - Oasıs, 2004 yılı başında yeni albümleri için stüdyo çalışmalanna başlayacak. Gallagher kardeşler, bu albümlerinde, Death In Vegas adh topluluktan Tım Hohnes ve Richard Fearless'la birlikte çalışacaklar. Liam Gallagher, 'Death In Vegas'ın son albümü 'Scorpio Rising'de sesiyle konuk sanatçı olarak yer aknıştı. Noel Gallagher yaptığı açıklamada, yeni albüm için 13 şarkının hazır olduğunu belirtti. BUGÜN • NÂZIM KÜLTÜREVİ'nde 19.00'da 'Gözler Önünde Saklı' filminin gösterimi. (0 212 245 04 81) • BAŞKA KÜLTÜREVİnde 17.00'de 'Güzel İnsanlar' fihninin gösterimi. (0212 249 12 84) • NARDİS JAZZ CLUB'da 21.30'da Sarp Maden ile Bora Çeliker'in konseri. (0212 244 63 27) x
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle