07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 €KİM 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIZI îlçe merkezindeki kent yaşamı E-5 karayoluyla kesiliyor ve varoş gerçeğiyle yüzleşiliyor Kadıköy'ü ayırançizgi \ı j (stanbul'un görünmeyen yüzü: Vşroşlar Barış DOSTER • Oktay APAVDIN A nadolu yakasının en çağdaş ve / | kentli ilçesi kuşkusuz ki ^A. Kadıköy. Ilçenin merkezınde, kent yaşamının tüm özellikJeri ortaya çıkarken bu görüntüler, keskin bir çizgiyle, yani E-5 karayoluyla kesiliyor ve yolun üst kısmında, varoş gerçeği tüm çarpıcılığıyla insanı karşılıyor. E- 5'ın altında, ilçenın merkez semtlennde eğitimli, orta ve üst gelir dılimine mensup, kentli sınıflar yaşarken yolun üst tarafında ise Anadolu'nun dört bir yanından gelenlerin oluşturduğu mahalleler görülüyor. Kayışdağı Vlahallesı, Küçükbakkalköy, Büyükbakkalköy, Fıkirtepe, Yenisahra gibi yerler ile Bağdat Caddesi, Moda gibi semtler arasında sanki bir karayolu değil, yıllar ve dağlar var. Kahvelerdekl örgütlenme Kayışdağı; Kars. Erzurum, Sıvas, Tunceli ve Erzincan'dan göç edenlerin ağırlıkJı olarak yaşadıklan bir mahalle. Sayılan 100'ü geçen, köy, mezra, ilçe derneklerinin tabelalan her yerde görülüyor. Bu derneklerin. genellikle kahvehanelerde örgütlendiği dikkat çekiyor. Çalışanlann. işçilik, küçük esnaflık ve seyyar satıcılık yaprığı mahallede, dinsel yapılanmalar arasında başı Nakşibendiler çekiyor. Bir başka varoş olan Fikirtepe'de ise varoş- kent arası bir yaşam söz konusu. Yıllar öncesinin gecekondu mahallesi olan Fikirtepe, günümüzde kaçak, çarpık, düzensız, plansız yapılaşmanın tüm örneklerinı sergiliyor. Tek göz oda gecekondulann yerini, çok katlı apartmanlann aldığı Fıkirtepe ve Inönü mahallelennde de ağırlığı yıne Sıvas, Sinop, Kars ve çevresinden göç eden yurttaşlar oluşturuyor. Dernek örgütlenmesınin etkin olduğu mahallelerde, Sarıkamış tlçesi Karakurt ve Köylen Derneği'nden Sinoplular Dayanışma Demeği'ne dek birçok köy, kasaba ve hemşeri derneğı etlanlik sağlama uğraşı veriyor. Bu böigelerde dikkat çeken bir diğer konu da, geçim sıkıntısı çeken, ezilen, eğitimsiz kitlelerin "kotoni" biçiminde bir yaşam tarzını benimsemiş olmalan. Bu dernekler etrafında örgütlenmeyi yeğleyen yurttaşlar, her seçım öncesinde kendi derneklerinden temsılcilerini değişik partilerden aday göstermek için büyük çaba gösteriyorlar. Yöneticisi olduklan derneğin tüm üyelerini, aynı partiye yönlendirme konusunda iddialı olan yöneticiler olsa da. seçim sonuçlan, bu yöneticilerin, sözlerini tutamadıklannı ve yanıldıklarını gösteriyor. Kadıköy'ün hemen yanındaki tarihi bir ilçe olan Üsküdar'da da, tarih modern zamanlarla. kent yaşamı varoşlarla iç içe geçmış durumda. Üsküdar'ın Kadıköy'den farkı, hem varoşun hem de kent olarak anılan bölgelerin ağırlıklı biçimde çeşitli tarikat ve cemaatlerin etki alanı haline gelmiş olması. Seçlmln gallbi AKP İkinci kuşak olarak amlan bölgede de son seçim sonuçlan değerlendirildiğinde, Kadıköy ve Maltepe dışında kalan yerlerde yurttaşlann AKP'yi tercih ettikleri ortaya çıkryor. Sultanbeyli ilçesinde, 2002 genel seçimlerinde, 101.308 kayıtlı seçmenden, oy veren 79.981 seçmenin 40.217'si AKP'yi tercih etmiş. CHP'nin oyu ise 5760'ta kalmış. Maltepe"de ise 1999 seçimlerinde DSP 59.211, ANAP 30.914, FP 31.620 oy almış. 2002 genel seçimlerinde ise AKP 64.603, CHP 63.894 oy alabilmış. Kadıköy'de, varoş olarak anılan Kayışdağı Mahallesi'nde son seçimlerde AKP oylann yüzde 44.8'ini, CHP yüzde 24.1 'ini almayı başarmış. Fikirtepe'de de AKP yüzde 48.4, CHP ise yüzde 16 oranında oy almış. ilçe genehnde ise geçerli oylann yüzde 43.8'ıni CHP, AKP ise yüzde 21.7 sini alabilmiş. Üsküdar'da 1999'da DSP 78.961, FP 59.899, ANAP 44.988 oy alırken 2002'de tablo bütünüyle değışmış. AKP 112.503. CHP 70.318 oy alırken diğer partiler fazla varlık gösterememişler. Beykoz'da da son genel seçimlerde CHP 16.524 oy alırken AKP 47.219 oy alarak açık farkla birinci parti çıkmayı başarmış. Prof. Dr. Sencer Ayata'nın yapüğı araştırmaya göre, büyük kentlere son 10 yüda göç eden yurttaşlar büyük güçlük çekiyor. Evde ağlayan çocuklannı duymamak için evlerine geç giden babalar bulunuyor. Toplumun en yoksul kesimini oluşturan yüzde 30'luk grup kendini sistem içinde görmüyor. Dışlanmışhk duygusuyaşiyorlar ODTÜ Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sencer Ayata'nın, Türkiye genelinde yaptığı bir araştırmaya göre, ülkemizin en yoksul kesimini oluşturan yüzde 30'luk kesim, toplumdan ve sistemden dışlanmışlık duygusu yaşıyor. Ayata'nın çalışmasından bazı bölümler şöyle: t/ Aile içinde, 1 kişinin bile düzenli gelire sahip olup olmaması önemli. i/ En yoksul yüzde 10'luk kesim ki buna 10. basamak da deniyor, yardım bağımlısı ailelerden oluşuyor. Bu kesimin üstünde olan, yüzde 10 ile yüzde 35 arası kesim ise geliri düşük ailelerden oluşmakla birlikte, düzenli gelir sahibi. */ En yoksul yüzde 10 diliminde 7-8 aile tipi bulunuyor. ı/ Hastalar, özürlüler ve sakatlann olduğu ailelerde, sakat kalan kişinin hem çalışamaz durumda ohnası hem de ailesi için yük ohnası, aileyi çok fazla zorluyor. \/ Yaşlı, çalışamayacak ya da çalışacak kimsesi olmayan aileler büyük zorluk çekiyor. t^Hane halkı reisinin kadın olduğu aileler de, çok güç koşullarda yaşıyor. f/ Eve asgari ücret giren 5 kişilik bir ailede, her hafta 8-9 milyon lirayla da olsa pazara çıkılabiliyor. Asgari oranda da olsa protein alınabilıyor. Bu aileler, "tavuk kanadT, "inek memesi" ve "akriger" alabiliyorlar. >/ Hiç pazara gıdemeyen ailelenn oranı yüzde 5 ile 10 arasında. Bu evlere et, süt, yoğurt girmiyor. Bu ailelerin giyecek masrafı da yok. f' Büyük kentlere son 10 yıl içinde göçen aileler büyük güçlük çekiyor. \/ Yoksul aileler, un türevi gıdalarla besleniyorlar. Makarna, bulgur, pirinç, ekmek en çok tüketilen gıda maddeleri. \/ Halk arasında "kınk pirinç" de denen en ucuz pirinci tüketiyorlar. •" Bu ailelerin, tencereyi kaynatmak için gereken asgari ürünleri evde stok olarak tutacak güçleri yok. \/ Evde aç yatan çocuklannın ağlamasını duymamak için, akşam evden çıkıp çocuklan uyuduktan sonra, geç vakit eve dönen babalar var. \/ Bu tür aileler, yine kendileri gibi yoksul olan ailelerin bir gecelik makarna, pirinç yardımıyla günü kurtanyorlar. GÖÇ ALIYORLAR Avrupa yakası gettolan / stanbul'un Anadolu yakasındaki varoşlannda görülen özellikler, Avrupa yakasında da geçerliliğini koruyor. Ashnda varoş gerçeğiyle ilk tanışan Avrupa yakası olmuş, yıllar önce Zeytinbumu ve Gaziosmanpaşa ile başlayan, Küçükçekmece ile süren Sanyer ve Kâğıthane ve Bayrampaşa'da devam eden Hazuıe arazilerinin gecekondulaşma ve talan kenrin yeni gettolannı ya da bir diğer deyişle "varoşlanıır yarattı. Avrupa yakasında 70'li yıllarda ilk gecekondulaşmanın görüldüğü Zeytinbumu bugün daha çok gelişen bir kent görüntüsü verse de, seçmen profili, yaşam standartlan baknrundan tipik özellikler taşıyan bir varoş bölgesi olma özelliğini koruyor. Bir dönem Bulgar, Arna\Tit, Yugoslav göçmenlerin yerleştiği Zeytinbumu, aldığı göç nedeniyle bugün Kars'tan Sinop'a, Azeriden Türkmene değin geniş bir toplum profili ve yurttaş zenginliği yaşıyor. Bu zenginJiğe bağlı olarak seçmen tercihleri de değişiklik gösteriyor. Her bölgede yaşandığı gibi Zeytinbumu'nda da özellikle yoğun olan genç nüfus işsizlik, eğitimsizlik ve ekonomik güçlüklerle boğuşuyor. Kadınların eğitimsizliği, erkeklerin iş bulmada güçlüğü de eklenince Zeytinbumu sorunlar sarmalında güç günler yaşıyor. Zeytinburnu'nun önemli bir bölümünde yine tarikat- cemaat ilişkileri yurttaşlan yönlendiriyor. Tarikatlann etkisinin büyük olduğu ilçede 25 bin aile aşevleri aracılığıyla doyuyor Gaziosmanpaşa'da işsizlik gölgesi / stanbul'da tankat-cemaat ılışldlerinin en yoğun yaşandığı yerlerden biri olan Gaziosmanpaşa, külliyeleri. Kuran kurslanyla da bir döneme damgasını vurmuştu. tstanbul'un 28 mahallesi, 5 beldesiyle en büyük ilçelerinden biri olan ve nüfus bakımından da büyük bir yoğunluk taşıyan Gaziosmanpaşa'da Hazine arazilerinin neredeyse tümüyle talan edildiği acı bir gerçek olarak gözler önüne seriliyor. Hazine arazilerinin büyük bölümünün talanının ise tarikat ve cemaatler aracılığıyla yapılması da buralardan elde edilen katrilyonluk rantlann nerede ve hangi amaçlar için kullanıldığı konusunda önemli ipuçlan veriyor. Gaziosmanpaşa'da halen bir milyonun üzerinde insan yaşarken seçmen sayısının ise 500 bin civannda bulunduğu belirtiliyor. Gaziosmanpaşa'da son on senediryönetimde olan sağ iktidarlann talan ve yağma politikalanyla yeşil alanlar ve park sahalan camiler ve Kuran kursu binalanyla donatılırken tarikat-cemaat ağı giderek tüm ilçeyi sanyor. Yemek ve kömür yardımı Aşe\ leri yoksullann karnını doyurmak için en büyük umudu olmayı sürdürüyor. Özellikle, Bitlis, Siirt, Diyarbakır, Kars, Hakkâri, Erzurum gibi Doğu illerinden büyük göç alan Gaziosmanpaşa'da geçen yıllarda önemli bir çoğunJuk olan göçmenlerin ise etkinliğini yitirdiği gözleniyor. Göçmen nüfusta görülen eğıtım düzeyinin yüksekliğı bu grubun varoş özellik- lerinden hızla uzaklaştığı görüntüsünü veriyor. Ancak özellikle Doğu'dan gelen yurttaşlarda ise eğitimsizliğin önemli bir boyutta olması dikkat çekiyor. Gaziosmanpaşa'da bir başka acı gerçek ise ilçe belediyesinin kurduğu aşevleri aracılığıyla yoksullara dağıtuğı yemek ve ekonomik yardımlarda ortaya çıkıyor. Beledıye günde 25-30 bin aileye düzenli olarak üç öğün yemek venyor. Aile nüfuslan göz önüne alındığında karşıhksız yardımdan yararlanan toplam nüfus sayısının 250 büıin üzerine çıktığı dikkat çekiyor. Belediye ve dini vakrflar ile cemaatlerin toplandığı dernekler, yoksul Gaziosmanpaşa halkının, dini motifleri kullanarak duygulannı sömürürken bir yandan da göz boyama denilecek biçimde değişik yardımlarda da bulunuyor. Belediyenin de içinde bulunduğu bu organizasyon ile özellikle ramazan ayında tonlarca erzak dağıtılırken yine tonlarca kömür de ailelere ücretsiz olarak veriliyor. Tarikat ve cemaatlerin yardımlanyla çalışmadan geçimlerini sürdüren Gaziosmanpaşa haÜanın tercihi de elbette bu tarikat ve cemaatlerin kontrolü altındaki partiler ve gösterdiği adaylar oluyor. Önceükli sorun olarak ise işsiz sayısı yüz binlerle ifade edilen Gaziosmanpaşa'da yüzde 50'nin üzerindeki genç nüfusuna eğitim ve iş olanağı sağlamak görünüyor. Blne yakın dernek var Külliyeleri, tarikat ve cemaat merkezleri, sayılan 400'ün üzerindeki camileriyle değişik bir görüntü çizen Gaziosmanpaşa'da dernek sayısının boyutlan da çok büyük rakamlara ulaşıyor. Resmi kayıtlara göre 500'ün üzerinde bitmiş inşaatı süren cami derneği, 222 değişik amaçlı dernek, 300'ün üzerinde ise çeşitli yörelere ait dernekleriyle neredeyse bu ilçede yaşayan herkesin üyesi olduğu bir cemiyetin bulunması dikkat çekiyor. Kuran kurslan ile ilgüi ise verilen bilgiler sayınm gayri resmi kurslarla birlikte binin üzerinde olduğunu gösteriyor. Okul sayısı ise bunun ancak onda birine denk geliyor. Eğitimsizliğin, tarikat ve cemaat egemenliğinin hüküm sürdüğü bu ilçede yaşam savaşı veren yurttaşlann çıkış yolu bulmakta büyük güçlükler çektiği gözlerden kaçmıyor. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHANERİNÇ Tezkere Geçti Ama... Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) işgali altın- - daki Irak'a asker gönderilmesine ilişkin tezkere, Tür- kiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) geçti. Geçti ama tartışma biteceğe benzemiyor. önce tezkerenin kendisi tartışmalı. Tezkere de- yip geçivermek kolay ama "Ne tezkeresi?" soru- suna tek ve kesin bir yanıt bulmak zor. Iktidaryöneticilerine ve Dışişleri Bakanı'nın, dün ısrarla birkaç kez vurguladığına bakarsanız tezke- re "yetki tezkeresi". Her ne kadar anayasada Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin "izin verme" konusunda yetkili oldu- ğu belirtiliyorsa da iktidarın kendisini hem anaya- sa ile hem de Anayasa Mahkemesi'nin karariarıy- la sınırlı saymama alışkanlığını dikkate alırsak faz- la yadırgamamak gerekiyor. Iktidar madem ki "yetki" diyor, bize de değer- lendirmek için sözlüğe bakmak kalıyor. Türk Dil Kurumu'nun yayımladığı Türkçe Sözlük, yetki kelimesini şöyle açımlıyor: "Birgörevi, bir işi yasalann verdiği imkânlara gö- re belli şartlarda yürütmeyi sağlayan hak, selahi- yet, mezuniyet." Bu duruma göre hükümete verilen izne yetki de- menin olanağı yok. Çünkü bir yıllık süre dışında belirlenmiş hiçbir ko- şul yok. Asker sayısı kaç? Hangi yolla gidecek? Nasıl gidecek? Nereye gidecek? gibi birbirini izleyen sorulann hiçbirinin yanıtları şu anda bilinmiyor. Peki nasıl belirienecek? Türkiye Hükümeti ile ABD Hükümeti temsilcile- rinin bir araya gelerek yapacaklan pazarlıklar so- nunda imzalanacak ortak protokolle. Ancak protokolün "Hangi yolla gidecek?" so- rusuna getireceği yanıt şimdiden biliniyor. Zira ABD sözcülerinin yaptığı ve yapmakta ıs- rar ettikleri açıklamalara göre bu sorunun yanrtı- nın "Kuzey Irak'tan geçmeden" olacağı anlaşılı- yor. ABD "Kuzey Irak'ı bize bırakın" diyor, PKK/KA- DEK'in terör örgütü olduğunu, bu nedenle de o so- runu kendisinin çözümleyeceğini söylüyor ama yerinde saymanın dışında bir harekette bulunmu- yor. Hatta, önceki gün radyodan dinlediğim biraçık- lamanın sahibi olan ABD yetkilisı; Türkiye'nin PKK/KADEK için yeni bir af yasası çıkarmasının ge- rektiğini söyleme hakkına sahip olduklarını göste- ren bir tutum sergiliyor. Yani ayak sürümenin en somut ömeğini gündeme getirirek görevin aslın- da Türkiye'ye, dolayısıyla da TBMM'ye düştüğü- nü hıç de sıkılmadan anımsatmaya çalışıyor. • • • Askerin nasıl gideceği sorusuna yanıt aranırken dile getirilen seçenekler arasında "tren yolu" da yer alıyor. Ancak Irak'a ulaşmak için Suriye'den geç- mek gerektiğinden Suriye'den de izin alınması zo- runluluğu varmış! • • • AKP iktidannın, dereyi görmeden paçayı sıva- ma yaklaşımına, reddedilen tezkere nedeniyle ta- nık olmuştuk. Dileriz bu kez aynı duruma düşmezler. Pazarlık sonrasında askerimizin gitmesi kesin- leşir ve Kuzey Irak'tan geçilmesi kabul ettirilemez- se, sadece olası şehitlerimiz ile yakınlarının değil tüm savaş karşıtlannın ellerinin yakalarınayapışa- cağını akıllanndan çıkarmasında. oerinc(« cumhuriyet.com.tr. 75 bin çocuk okula gitmiyor IstanbuVun dörtte biri okumayazma bümiyor Devlet Istatistik Enstitüsü (DlE), 2000 yıh nüfus sayımından sonra. Istanbul'un nüfusunu 9 milyon 804 bm 468 olarak açıklamış, bu nüfüsun 2 milyon 537 bin 200'ünün, yani yaklaşık dörtte birinin okuryazar olmadığmı ya da bir okul bitirmediğini belirtmişti. DlE verilerine göre, îstanbul'da okuma yazma bilmeyen insan sayısı 593 bin 606, okul bitiremeyen yurttaş sayısı ise 1 milyon 703 bin 739. Kenrin bucak ve köylerinde okuma yazma bilmeyenlerin sayısı 63 bin 617, okul bitiremeyenlerin sayısı da 173 bin 238. Bir okul bitirmeyen ya da okuma yazma bilmeyen kadın sayısı, erkeklerden daha fazla. Il genelinde 1 milyon 468bin310kadımn okuma yazma bilmediği ya da bir okul bitirmediği saptanırken bu sayı erkeklerde 1 milyon 68 bin 890. Temel eğitim çağındaki 75 binden fazla çocuk okula gitmiyor. Okuma yazma bilmeyenlerin oranının, özellikle varoşlarda yüksek olduğuna dikkat çekiliyor. îstanbul'daki ilçeler ve okuryazar olmayan sayısı şöyle: Adalar: 2.717, Avcılar: 49.196, Bağcılar: 147.816, Bahçelievler: 107.677, Bakırköy: 29.381, Bayrampaşa: 53.891. Beşiktaş: 24.069, Beykoz: 40.322, Beyoğlu: 56.276, Büyükçekmece: 6.531, Çatalca: 3.651, Eminönü: 11.004, Esenler: 98.570, Eyüp: 56.460, Fatih: 86.826, G.Osmanpaşa: 174.702, Güngören: 61.049, Kadıköy: 108.882, Kâğıthane: 82.882, Kartal: 77.723, K.Çekmece: 145.214, Maltepe: 71.908, Pendik: 97.459, Sanyer: 46.164, Silivri: 10.471, Sultanbeyli: 58.821, Şile: 1.699, Şişli: 51.644, Tuzla: 26.993, Ümraniye: 109.343, Üsküdar. 101.505, Zeytinbumu: 60.133.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle