25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 EKİM 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ D E N I Z S O M denizsom.com e-posta: denizsom@cumhuftysL0om.tr TefsikheCamisi'ningenişavlusunda her dainı kalabalık cemaatli cenaze namazla- n kılıımor. Trafik, cenaze olsa da olmasa- da hep yoğun_ Caminin girişi, Osmanh'nın devlet kapılannı andınvor. ///. Selim 'in ova çıkıp nişan talimiyaptığı Beşiktaş sırtlanna mahalle kurulmasınıAbdülmeddistemişti TeşviktenTeşvikiye'ye• • ğleye doğru yağmur, O şöyle bır yağıp durdu. tstanbul'da trafik hemen nezle oldu. Teşvikiye'de ise yağmur yağsa da yağ- masa da trafiğin kronik nezlesi sürü- yordu. Maçka'dan Nişantaşı'na bu bölge hep böyledir; hele Teşvikiye Camisi'nin önüne varabilmek sabır is- ter. Ya caminin avlusunda, cemaati ka- labalık bir cenaze vardır ya da cad- dede alışverişe çıkmış canlı kalaba- lık... Gel de bu kalabahğı: Teşvikiye'nin Istanbul'un en önemli alışvenş ve ti- caret merkezierinden biri olduğunu Sultan Abdülmecid e anlat 1 Tabii önce Teşvikiye Caddesi'nin üzerinde Maçka Karakolu'nun yanı başında duran taşın üzerindeki Arap- ça yazıyı anlamak gerek... "Cedlde-I Teşvikiye" Önünden gelip geçen çok kişinin belki de "awettir" diye içinden dua oku- duğu bu taşın üzerinde "Eser-i Ava- ûf-ı Mecidiye MahaDe-i Cedide-i Teş- vildye" yazıyor. Türkçesi: Abdülme- cid'in karşılıksız iyilikseverliğinin eseri olan yeni Teşvikiye Mahaîlesi. Belli ki, 19. yüzyılın ortasında ts- tanbul, artan nüfusu ile yeni yerleşim- lere gebe kalmış; Abdülmecid de Be- şiktaş'ın arka sırtlanndaki bu arazi- nin bir mahalleye dönüşmesini iste- miş... İstemekle kalmamış, buraya yerleşilmesini "teşvik" ermiş... Buranuı adı "teş\ik"ten olmuş Teş- vikiye.. III. Selim'in nişan taşı Teşvikiye. çayır çimen iken. 18. yüzyılın sonunda DL Selim gelir, av- lanırmış... Nişan talimleri yapar; ok atarmış... Teşvikiye Camisi'ninavlu- sundaki taşlardan biri 1790 tarihli ve Sultan III. Selim'in nişan taşı... Av- ludaki öteki taş ise 1811 tarihli ve Sultan ILMahmut'un nişan taşı..Ta- bii o sıra cami yok. mescit var: IJJ. Se- lim avlanmak ve nişan talimi yap- mak için bu küçük tepeyi seçince 1794'te küçük bir mescit yapılmış... Mecld'den Hamld'e Abdülmecid, Galata bankerlerine ilk borçlanmayı başlatıp, borç parayla görkemli saraylar, köşkler, kasırlar inşa ettiren "zevk sahibi" sultan... Fulya Deresi'nin kıyısında Ihlamur Kasn da Abdülmecid için inşa edil- miş... Abdülmecid, kasnn hemen üs- tüne de kullan yerleşsin isteyince; mescidin yerine 1854'te cami yap- tırmış. Ne var ki, Abdülmecid'in teş- vikleri, ahalinin Teşvikiye gibi bir "dagm başı"na gelip yerleşmesine yetmemiş. Şimdilerde, boş arsa bulunsa bir metrekare toprağı servete bedel Teş- vikiye'ye kimsenin dönüp bakma- ması: tarihin cilvesi olmah. Teşvikiye'nin teşvikçisi her ne ka- dar Abdülmecid ise de, bölgede yer- leşimin başlamasının asıl müsebbibi n. Abdülhamid Abdülhamid 1876'da Yıldız Sarayı 'na taşınınca saray aha- lisi de sarayın yakın çe\Tesine yerleş- meye başlamış... Hanım sultanlar, şehzadeler, paşalar, efendiler, beyler hemen çayır çimeni parselleyip yeni konaklannı kurmuşlar... Konaklann yerini sonradan palas- lar ve apartmanlar aldı; arhk Istan- bul'da palaslan bilenler de pek kal- madı. Palaslar, en gözde yapılardı... Büyük ve görkemliydiler... Dönemi- ninhertürlükonforunutaşırlardı... Çok lükstüler... En gösterişli ve en lüks apartmanlara palas denirdi... Teşviki- ye'de, zamana direnen eski palasla- nn yaşatılması teşvik edilmeli... Cündüz ve gece Teşvikiye. Istanbul'un dünkü ın<ı- hallesi s?yı!at>ilir, 100 yıiı ancak de- virmiş... Ama birkaç yılda gecekon- dulann çevirdiği mahallelerden hiç ol- mamış... Sakinleriyle hep belli bir düzeyi tuttunnuş... Teşvikiye'de, ilk teşvikler sonunda nüfus 5 bin kişiyi bulmuş... 20. yüz- yılın son çeyreğine doğru nüfus 15 bin olmuş... Küçük bir alan için iyi nü- fus... Lakin, bugün Teşvikiye, gündüz yaşayan bir semte dönüşmüş durum- da; iş ve alışveriş merkezlerinin ka- labalığı çekildiğinde yerleşik nüfus 10 bine iniyor... Gidişat kötü... Dar sokaklardaki bitişik diizen apartmanlarda yaşamak giderek zor- laşıyor... Evinizin önüne, alttaki dükkâna ge- len müşteri otomobilini park ediyor; belediye de bilet kesiyor... Trafîği dü- zenlemek adına sokağınız girişe ka- patılıyor; trafik lambalanyla sokak- tan çıkış daha da sıkışıyor... Teşvikiye, ticaret ve ahşveriş mer- kezi olmanın dayanılmaz cazibesini yaşıyor: ev yaşamına giderek daha az izın veriyor. Ve Teşvikiye Camisi... Her daim, kalabalık cemaati olan bir cenazenin kaldmldığı cami... Cenaze Camisi, dense yeridir! Devlet dairesi glbi dairesi girişi gibı... Kapının önünde dört ince mermer sütunyükseliyor... Tepedeki kemerin ortasında, yeşil ve kırmızı bayraklı armalar, tuğra yer alıyor; iki yanında kitabeler... Aynen, Osmanlı 'nın devlet kapısı. Minare olmasa, cami demezsiniz. Böylesi bir giriş, cami için alışılma- dık bir giriş. Demek ki Abdülmecid, biraz res- miyet istemiş. Flktif strüktür Teşvikiye Camisi'ne rağbetin nede- ni. avlusunun büyüklüğü olmah. Yok- sa, caminin içı küçücük: selarin de- nen sultan camılennin yanında ufa- cık, 150 metrekare var yok... Minaresi bile tek ve alçacık. Miman bılinmiyor. Caminin girişi, Osmanirnın devlet Abdülmecid'in 1854'te yapürdığı Teşvikiye Ca- misi'nin avlusunda nLSeHm 1790 ve II.Mah- mud'un 1811 tarihli nişan taşlan duruyor. Sekiz dilimli ahşap kubbesi kâgir yapı üzerine oturtulmuş Teşvikiye Camisı'ni, Osmanlı dönemi camile- rinden ayıran özelliği ise "kasnak öğesi"nin olmayışı şeklinde açıklıyor Afife Barur ve bu özelliği şöyle an- latıyor: "AJtyapı kubbeye dAğrudan bağla- nır. Karealtyapıdan sekizdilimli kub- beye geçiş öğesi biçimlerinden çok farklı bir düzenleme yapılnuşar. Kö- şelere sekizgenin etefini oluşfurmak üzerediyagonalbirer köşelentosu yer- leştirilmiş. üçgen köşe alanlan düz- lem olarak kapatünuş ve efi boğriin- de benzeri eğrisel konsol öğeleri des- tek fıgürü olarak yerleştirilmiştir. Os- manlı mimarhğmda başka örneği oi- mayan bu uygulama ve destek öğele- rinin fıgüratif biçimleri sonraki yıDa- nn neogotik yaklaşımlannı anımsat- maktadır. Bu destek öğeleri, dört kö- şedeki son derece ilginç biçimleri olan dekoratifkoionlarla birfikte caminin içinde fıktif bir strüktür imgesi yarat- maktadırf Işte böyle... Istanbul'da Teşvikiye Camisi'nde bir cenaze namazına giderseniz; avluda epeydir görüşmediğiniz dostlarla soh- beti kısa kesip biraz da caminin içi- ni gezmelisiniz... Gerçektengüzel... Biraz dikkatli bakarsanız, diyago- nal köşe lentolannın eğrisel konsol öğeleri desteğindeki fiktif strüktür imgesini de görebilirsiniz... Bu yaz da tatil bürnunuzdan geldi; En iyisi abone olun... c yakmda Ege'nin ilk sarayı Helenistik ve Roma dönemindeki mimari gelişmelerin temelini oluşturan Mausolos Sarayı 'na Bodrum Kalesi 'ndeki kazılarda ulaşıldı OZCANOZGUR MUĞLA- Merkezi Kopenhag'da bulunan Carlsberg Beer Union Com- pany'nin sponsorluğunda Bodrum Kalesi içinde sürdürülen kazıda, son olarak Pers Satrabı (Vali) Mauso- los'un sarayı gün ışığına çıkanldı. Ingiliz araştırmacı ve arkeolog Newton, 1856-1857 yıllarında böl- gede yaptığı araşrırmalarda, sara- yın, bugünkü Çarşı Mahaîlesi'nde- ki Turgutreis İlköğretim Okulu'nun bulunduğu yerde olduğu savını ile- ri sürmüş, kazılarda saraya ait bir iz bulunamamıştı. Sarayın kalıntılan- nı kale içinde bulan Bodrum Müze- si ve Güney Danimarka Üniversite- si'nden 14 kişilik ekibüı içinde yer alan Bodrum Arkeoloji Müzesi Mü- dürii Oğuz Alpözen, kazının MÖ I. yüzyılda yaşamış Romalı Mimar Marcus V ıtruvius'un mimarlık ince- lemesi olan Latince elyazması 10 ciltlik "Mimarlık Üzerine" adlı ki- tapta yer alan bilgiler ışığında yapıl- dığını belirterek şunlan söyledi: "Mausolos Sarayı çok büyük bir projenin çok küçük bir bölümü. Ça- hşmalanyıflaröncesineda\anı>»r.Ar- kaik dönemde çok fazla olmasına rağmen, klasik dönemde 100 yıl ka- darhiçbirmimari eserckığmanuş. Fa- kat Mausolos'la birlikte 4. >üzyılda mimari adına çok önemli olan İon Devrimi başbyor ve mimari adına çok önemli eserler ortaya konuyor. \lausolos'un sarayı da mimaride va- şanan yeniliğin küçük bir parçası. Sarayuı bizim için önemli olnıasının nedeni, Helenistik ve Roma döne- mindeki mimari gelişmelerin teme- lini oluşturması." Müze müdürü Oğuz Alpözen, sa- rayın Ege'nin ilk sarayı olduğunu vurgulayarak, "MausolosSarayı" ile ilgili sergileme çalışmalannın da başlatıldığını kaydetti. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHANERİNÇ Pilavın Suyu... Yüksek Seçim Kurulu, 3 Kasım seçimlerine ya- pılan itirazlan 1 kabul oyuna karşılık 6 oyla reddet- tiğini açıkladı. Ret kararının gerekçesi henüz yazılıp açıklan- madığı için nasıl bir hukuksal akıl yürütüldüğünü bilemiyoruz. itirazlann reddedildiğini artık biliyoruz. Ama baş- vurulann hepsi iptai isteğini içermiyordu ki. HADEP'Iİ- lerbaşvurularındaoylarının, dolayısıylaseçimin ip- tal edilmemesini istemişlerdi. Açıklama, başvuru- lann "topluca reddedildiği" yönünde. HADEP'lile- rin başvurusunun nasıl değerlendirildiği konusun- da bir bilg; de yok. BaşvurJ geçersiz mi sayıldı, yoksa o başvuru da ret kapScJnına mı alındı? Oyleyse HADEP oylan ge- çersiz, oolayısıyla seçim de geçersiz haJe gelme- di mi? Gel de çık işin içinden. Arapçanın ve Mecelle'nin hâkim olduğu dönemlerde, yanıtı kara kitapta bu- lunmayan sorunlardan kurtulmak için "Tılke me- seletün uhra"yani "Obaşka sorun", derlermiş ya. 3 Kasım sorunu da bu duruma düştü. Düşerken de hukukla siyaseti birbirinin içine sa- rıp sarmalayan bir durum yarattı. • • • Karar, "insanın ağzı torba değil ki büzesin" sav sözünü bir kez daha doğrulayan bir ortam oluşturdu. Hukukçuların, siyasetçilerin ve seçim uzmanla- rının değerlendirmeleri, hem dallar arasında hem de kendi aralarında görüş birliği olmadığını göste- riyor. önde gelen neden de zamanımızın kara kitabı olan anayasada bulunan boşluk. Sonrasında da se- çime ilişkin yasalar yer alıyor. Karara yöneltilen eleştirelerden biri de YSK'nin başvurulan değerlendirme yetkisinin bulunmadığı iddiasına dayandınlıyor. Ve deniyor ki: "YSK'nin 3 Kasım seçimlerinin tümüne ilişkin karar alma yet- kisi milletvekili listelerinin kesinleştihldiği toplan- tıda alınan kararla sona ermiştir. YSK'nin ret ka- rarı alması, iptal karan alabileceği yetkisinin variı- ğını da kabul etmesi anlamına gelir ki buyetkiyal- nızca seçimin yenilenmesine karar verme yüzün- den sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne tanın- mıştır. Cumhurbaşkanına tanınan yetki ise bakan- lar kurulunun oluşturulamamasıya da 45 gün için- de güvenoyu alamaması ile sınırlıdır." Bir başka eleştiri, seçimlerte sınırlı olmasına kar- şın vereceği yalanlama ve düzeltme yayınlatma kararlan bile kesin olan, kararlan pek çok hukuk- sal sonuç yarattığı için yargı organı sayılan YSK'nin, yüksek yargı organları arasında yer alan Yargrtay'ın kararını dikkate almaması ile ilgilidir. Bu iddiaday göre HADEP yöneticilerinden dördünün işlediği suçlarla 3 Kasım seçimlerinde "tam kanunsuzluk yapıldığı" vurgulanmışken ret kararı verilmesi ye- rinde olmamıştır. • • • Tartışmalara siyasal partiler açısından bakınca on- lann da ikiye aynldığı görülüyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bir daha 3 Kasım'da yakaladığı oy oranı ve milletvekili sayısına ulaşa- mama endişesi, Anavatan Partisi de (ANAP) he- nüz derlenip toparlanamamış olması nedeniyle ka- rardan memnun görünüyor. Demokrasi ve Halk Partisi'nin (DEHAP) memnun- luğu ise olasıdır ki oylannın yok sayılmaması ile seç- menine verdiği güvenden kaynaklanıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi de (AKP) iktidar te- keline çomak sokulmamış olmasından, önünde kadrolaşmak için zaman yaratılmış olmasının ra- hatlığı ile neredeyse çevreye gülücükler dağıtıyor. Mutlu olmayanlann başında ise Doğruyol Parti- si (DYP) var. Onu Genç Parti (GP) ile Saadet Par- tisi (SP) izliyor. ••• Peki, YSK'nin kararı, kesin bir yargı karan oldu- ğuna göre, biri kalkar da Avrupa Insan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurursa ne olur? Uyum yasalanyla AİHM'nin kararlanna uyma ve gerekirse yeniden yargılama ilkeleri kabul edildiği- ne göre bir tehlike de 0 nedenle gündeme gelme- yecek mi? ••• Atalarımız, boşuna "Bu pilav daha çook su kal- dırır" dememişler. Su katma görevinden payımıza düşeni burada bitirip bekleme görevine geçelim. Pilavı lapa yap- mayı görev sayanlara da yol açılmış olsun... oerinc@cumhuriyet.com.tr Kazı arastırma merkezi Kalehöyük'e Japon desteği SELAHATTİNŞAHİN NEVŞEHİR - Japon Imparatoru Hirohito Mikasa'run yeğeni Prens Tomohho Mikasa, Kırşehir'in Kaman ilçesi yakınlanndaki Kalehöyük'te bir kazı arastırma merkezi kuracaklannı açıkladı. Kapadokya bölgesindeki tarihi ve turistik merkezleri ziyaret eden Prens Mikasa, büyük bir kültürün odağında bulunan Türkiye'yi 5 kez ziyaret ettiğini belirtti. Japon arkeologların 17 yıl önce Kırşehir-Kaman yakınlanndaki Kalehöyük'te bır kazı çalışmalan başlattığını anlatan Prens Mikasa "Dünyada ilk kez bir kazı yapılan alana büviik bir araşarma merkezi yapmayı amaçlıyoruz. Japonya'da bu çevçevede çanşmalanmızı sürdürüj'oruz" dedi. Merkezi için Japonya'da 400 milyon Yen'lik bir yardım topladıklannı ifade eden Prens Mikasa, kültürel amaçlı çalışmalar maddi katkı sağlayanlan Kalehöyük'te biraraya getirecekJerini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle