Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 EKİM 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
IX. I I I i I |J _|\ kultur(acumhuriyet.com.tr 15
Kurtalan Ekspres ilk solo albümü '3554'ü bugün Manhattan Music Club'da tanıtacak
Müziklerinin yolu sevgi
! 'AsmalıKonah'iyEkim'de
• Kültür Servisi - Sevilentelevizyon dizisi
'Asmah Konak'ın uzun metraj sinema filmine
çekilen ve Abdullah Oğuz'un yönettiği final
bölümü 17 Ekim'de sinemaseverlerle
buluşacak. Çekimleri Kapadokya ve
Amerika'da yapılan filmde Bahar'ın
yakalandığı amansız hastalığm tedavisi için
Amerika'ya giden Seymen ve Bahar'ı bu
ölüm kalım mücadelesinde nelerin beklediği
sorusu açıklığa kavuşacak. Türkiye'de 400
sinema salonunda birden gösterime girecek
film aynca Amerika, Almanya, Avustralya,
Hollanda, Belçika'da da gösterilecek.
Mahinur Ergun ve Meral Okay'ın özgün
öyküsünden Ergun ve Oğuz tarafindan
senaryolaştınlan filmin başlıca rollerinde
Özcan Denız, Nurgül Yeşilçay, Selda Alkor,
Menderes Samancılar, James Altuner, Kenan
Bal, Ipek Tuzcuoğlu, Efsun Alper ve Ege
Aydan yer alıyor. Çekimlerde aynca
28 Amerikalı oyuncu da rol aldı. Biletler
sinema gişelerinden ve Biletix'ten edinilebilir.
Ressamlarıımza Belçika'dan ödiü
B Kültür Servisi - Abant Izzet Baysal
Üniversitesi (AİBÜ) Eğitim Fakültesi
Resim-Iş Eğitimi Bölümü öğretim görevlisi
Hatice Bengisu ile aynı bölümde yüksek
lisans öğrencisi olan Burcu Günay,
Belçika'nın Mons kentindeki Decourtenay
Galerisi'nde düzenlenen 'Uluslararası
Genç Sanatçılar Yanşması'nda 'baskı'
dalında 'Başan Ödülü' kazandılar.
Sanatçılara ödülleri Brüksel Büyükelçiliği
yetkililerince, Mons Belediye Başkanı Elio
di Rupo ve AB parlamenterlerinin katıldığı
bir törenle verildi.
Oğur ve DemircioğhJ Bahreyıfde
• Kültür Servisi - Bu yıl düzenlenecek
'12. Uluslararası Bahreyn Müzik
Festivali'ne katılacak 6 ülkenin müzisyenleri
arasında, Erkan Oğur ile Ismail Demircioğlu
da yer ahyor. Iki sanatçı 8 Ekim günü bir
konser verecek. Her yıl 1 Ekim'de başlayan
ve bir hafta boyunca devam edecek olan
festivale; Bahreyn, Lübnan, Fransa, -
Almanya, Japonya ve Türkiye'den
müzisyenler katıhyor. • .
Pi topluluğunun ilk albümü çdctı
• Kültür
Servisi - 2000
yılında Kerim
Koyuncuoğlu,
Erkin Bayram,
Berk Kula ve
Hakan
Hamuroğlu'nun
kurduğu Pi'nin
ilk albümü 'Her
Şey Zor'
Eserbaba
prodüksiyon
imzasıyla
müzik
marketlerdeki yerini aldı. Önceleri cover
parçalar seslendiren topluluk zamanla kendi
bestelerine yöneldi. 'Sing Your Song' adlı
yanşmaya katıhp finale kalarak adını
duyuran Pi, Türkçe sözlü alternatif rock
müziğine yeni bir soluk getirmeyi
hedefliyor. Albümde yer alan tüm parçalann
besteleri Erkin Bayram'a, sözleri ise
Hakan Hamuroğlu'na ait. Topluluğun
albümü aynca (www.herseyzor.com)
adresınden de edinilebilir.
Amatöp tiyatro toplulukları
• SAMSUN (AA) - Samsun'daki amatör
tiyatro topluluklan sahneledüderi oyunlarla
kentin kültür ve sanat yaşamını
canlandınyor. Düşevi Oyunculan yann,
Metin Piyale'nin çağdaş Türk yazarlannın
yapıtlanndan derlediği, Hakan Alkan'ın
sahneye koyduğu 'Körleşme' adlı oyunu
sahnelenecek. Tiyatro Amisos,
9 Ekim'de Kemal Şenkal'ın yönettiği
'Uçan Şemsiye' isimli çocuk oyunuyla
mınık seyircileri eğlendirecek. Aynı günün
akşamı ise 'Biz Adam Olmayız' adlı oyunla
Samsun Sanat Tiyatrosu seyircisinin
karşısına çıkacak.
Japon Çağdaş Sanatlar Sergîsi
• ANKARA (ANKA) - Japon
Büyükelçiliği'nin 2003 Güz EtkinJikleri
kapsamında, Türk Japon Vakfı ve
Japan Foundation tarafindan bugün
'Japon Çağdaş Sanatlar Sergisi' açılacak.
Sergiye, Shigeo Sawado, Haruo Higuma,
Tokio Maruyama, Nobuki Yamamoto,
Shigenobu Yoshida katılacak.
Etkinlikler kapsammda aynca atölye
çalışmalan da yapılacak.
4. KİTAP DÜNYASI FUARI'NDA BUGÜN
• DOLMABAHÇE KÜLTÜR
MERKEZİ'nde 15 15te Tuncel
Altınköprü'nün 'Aile İçinde Çocuğun
Eğitimi' konulu semineri, 16.15'te de imza
günü var. (0 212 261 03 13)
GAMZE AKDEMİR
Kurtalan Ekspresin ilk solo al-
bümü '3554' bugün saat 21.00'de
Galatasaray'daki Manhattan Music
Club'da yapılacak tanıtımıyla satı-
şa sunuluyor. 30 yıllık başanlı bir
meslek yaşamından damıtılan al-
büm, adını Kurtalan Ekspres'in ba-
ca numarasından alıyor.
Ahmet Güvenç, Bahadır Akku-
zu, Cihangir Akkuzu ve Eser Taş-
kıran'ın, üst üste ertelemelerin ar-
dından, müzikseverlerle buluştuğu
albümün konusu çağın kargaşasın-
da yitirilmiş bir duyguya, 'sevgi'ye
temelli.
'3554', aslında Barış Manço
'Mançoloji' adlı son çahşmasına
girmeden önce biçimlenmiş. An-
cak sanatçı Mançoloji için stüdyo-
ya girmeye karar verdiğinde ona
duyduklan saygıdan dolayı ertele-
dikleri albüm tasanstnı, üzücü ha-
berin ardından da vefasızlık ve duy-
gu sömürüsü gıbı algılanabilir dü-
şüncesiyle bir kez daha ertelemiş-
ler.
Böylece, beste çalışmalan 6 yıl
öncesine dayanan '3554', ülkede e-
sen savaş rüzgârlan ve bu nedenle
piyasalann sarsılması araya girince,
ancak sunulabilmiş.
Düzenlemelerın E. Taşkıran'a
aıt olduğu albümde, Kurtalan Eksp-
res'in 10 ('Hiçim', 'Ardından',
'Kıssadan Hisse', 'Bacaksız',
'Kâbus', '3554', 'Mor Elbisen',
'Turluyoruz', 'Yananm', 'E, Be
... Kardeşlik'): Banş Manço'nun
da birparçası ('Nazar Eyle') bulu-
nuyor.
Bu arada 'Ardından' adlı parça-
yı 25 yılı paylaştıklan Banş Man-
ço'nun anısına adamışlar. Albümün
ilk klibiniyse Nemrut Dağı'nda
çekmeyi tasarlıyorlar.
Fotoğraflar Ara Cüler'den
Albüm kapağı için gerçek bir
Kurtalan Ekspres treni hazırlanmış.
Ara Güler de topluluğa verdiği de-
ğerden dolayı, Sirkeci Gan'nda art
arda deklanşörüne basmış, kendi-
sinden sadece bir tek kare rica edil-
mesine karşın. A. Güvenç'ın söy-
lediği gibi Ara Güler'in yapısı da
onlar gibi bir kareye uygun değil-
dir çünkü.
'3554', Kurtalan'molgunlukdö-
30yıllık başarılı bir meslek yaşamından damıtılan sevgi
temelli albüm, adını Kurtalan Ekspres'in baca numarasından
alıyor. Ahmet Güvenç, Bahadır Akkuzu, Cihangir Akkuzu
ve Eser Taşkıran, "Anadolu'da yaşadığımız sevgiyi
unutamıyoruz. Edebiyatımızda, şiirimizde de hep sevgi vardır.
Biz de bu albümle yüreklerde gerilemeye, unutulmaya
yüz tutan sevgileri canlandırmak istedik" diyorlar.
nemınin ürünü demek yanlış ol-
maz. Özle yoğrulu sazlann imece-
siyle evrilen -özellikJe de komalı
sesleriyle 'özel'lik sunan Türk mü-
ziğinin notasyonuna, karakterine
uygun gamda seyredebilen Arap
kemanlann-, A. Güvenç'in ıronik
bir dille betimlediği gibi 'hafif' de-
ğil 'ağır Türk müziği' formu ku-
laklann pasını silecek türden.
Arap kemanlarla en büyük müzi-
kal yararda birlikteliği C. Akkuzu
şöyle açıklıyor topluluğun açık gö-
rüşlülüğünü vurgulayarak: "Bu-
gün Arap kemanlar olur, yann
kemençe. Anadolu'nun bütün
kültürlerini genlerimizde taşıyo-
ruz. Bunları bir süzgeçten geçire-
bileceğimiz bir fornıül düşün-
müştük ve albümde de bunu uy-
guladık.
Dünya müziklerine bakıldığın-
da çerçeve gittikçe dağılıyor. Bu
anlamda albüm aslında çok şans-
lı bir konumda, özden bir müzi-
ği açılımlarla işleme çabası söz
konusu çünkü". A. Güvenç de C.
Akkuzu'ya "Biz Amerikalı olma-
dığımızı çoktan beri biliyoruz"
dıyerek katıhyor esprili bir dille
Plnleylclyle sohbetl özledlk'
- Müziğinizde dinleyiciyle bir
dertleşme var, dert yükleme de-
AHMET GÜVENÇ - Çok doğ-
ru. Dertleşme, sohbet var dinleyi-
ciyle. Çünkü sohbetı de özledık on-
larla. Çok güzel, slogan gibi oldu.
BAHADIR AKKUZU - Biz şu
andapiyasada 'tutulanlar'ın, 'be-
ğenilenler'ın paralelinde ya da dü-
men suyunda hareket etmek ıste-
medik, kendımize özgü bir şey
yaptık. Kullandığımız motıfler bü-
tünüyle bızden motıfler, alrta yıne
paşa paşa 'sound'umuzu kullan-
dık, üst yapıda bıraz Doğu öğeleri-
ne yer verdik. Öncü bir toplulu-
ğuz, öyle olmak durumundayız da.
Bıraz daha araştırmacı müzığe yö-
neldik, biraz daha çeşıtlı gamlan
düşünerek, ınsanlann açılımlanna
bakarak hareket ettik.
ESER TAŞKIRAN - Bugün
müzik teknığınizi ilen aşamaya u-
laştırabilmenız, yaratıcılığınızı ge-
lıştirebılmenız çok zor. tnternetten
her türlü çalgıyla ilgıli teknık kıta-
ba, dünyanın en büyük müzısyen-
lerinin teknik anlatımlarına ulaşa-
bilırsinız mesela. Iletışımin yaratı-
cılığı getirdiği bu kısırdöngüde
duygulanmıza kulak verdik.
Sevgislzllğln egemenllğl...
- Son zamanlarda dünyada ya-
şanan felaketler ortada, tüm bu
olumsuz gelişmeler albümünü-
zün konusundan yola çıkarak so-
ruyorum, müziğinizi nasıl etki-
led'i?
B. AKKUZU - Doğru bir teşhis,
biraz önce söylediklerimizle de gü-
zel bu- örtüşme yarattı. Son dönem-
lerde yaşadığımız nedir? Bir anar-
şi, kaotık bir ortam, ekonomik sı-
kıntılar, halkın sefaleti, ülkelerin
dağılması. Dünyada sınırlar kaldı-
rılmak, kendı içinde de sevgisiz
olan toplumlar karşı karşıya getiril-
mek isteniyor. En basitinden futbol
maçlanna bakarak bile söylenebi-
lir sevgisızliğin egemenliği. Al-
bümde tüm bu nedenlerle sevgi de-
dik, çağnda bulunduk. Insanlan se-
"H viyoruz.
f A. GÜVENÇ - Sohbetimız de
t£ sevgiden geçiyor. Ters düştüğümüz
hiçbır şey müzığımizde saldırgan-
lık olarak dışa vurmuyor. Elbette
biraz dayaşmeselesi. 18-19 yaşla-
nnda biz de öyle yaptık yani pro-
testtik. Ama bunlan daha doğru al-
gılayabilecek ve başka mesajlar ve-
rebilecek olgunluktayız artık.
B. AKKUZU - Evet, büyüdük
artık. Daha bırörnek olmahyız. Kı-
yısından köşesinden birilerini ya-
kalayabilirsek, çarşafla onlan yu-
kan çekebıleceğız.
GİHANGİR AKKUZU - Ana-
dolu'da yaşadığımız sevgiyi unuta-
mıyoruz. Edebiyatımızda, şiirimiz-
de de hep sevgi vardır. Belki de şu
anda dört kişi bir yerden yürekler-
de gerilemeye, unutulmaya yüz tu-
tan o sevgi len başlatmaya çalışa-
cak; belki de bu stadyumlara gire-
cek
B. AKKUZU - Ölmeye ölmeye
geldik demeyecek mıllet belki de.
- Birbirinize müdahale eder
nıisiniz?
A. GÜVENÇ - Ufak tefek tartış-
malar elbette oluyor, ama biz 13
yıldır bırlıkteyiz, dolayısıyla bırbi-
rimizi çok iyi tanıyoruz.
C. AKKUZU - Evh bir çiftin
arasında yaşanabilecekler, ufak te-
fek didişmeler gibi düşünebiliriz
(gülüyoruz).
Çatalhöyük, bellekpolitikası, tiyatro,
Her sanat eseri 'zaman la hesaplaşamk kendi 'bellekpolitikası 'nı şekillendirir, tanığı olduğu zaman içinden neleri
hatırlanmak üzere seçtiğini, geleceğe hangi soluğu iletmek istediğini aktarır: Însana, topluma, evrene dairsözünü söyler
AYŞE EMEL MESCİ
Her oyunun kendıne özgü bir atmosfen var-
dır. Daha doğrusu kendine özgü bir atmosfer
yaratmayı başaran tiyatro yapıtlan, gündelık
döngüyü parçalayıp seyirciyi "oyun zama-
m"na, farklı bir evrene sürüklemek konusun-
da avantaj sağlarlar.
Bir oyunu okurken, hatta kimi zaman sade-
ce konusunu düşünürken belleğıniz ve ımge-
leminız el ele verip sözcüklen, ızlenimleri, dü-
şünceleri görüntülere dökmeye başlar. Bazıla-
n doğrudan anı arşıvmizden çıkan, bazılannı
da yenıden yorumlayıp montajladığınız bu gö-
rüntülerden bıri ya da birkaçı gıderek ağır ba-
sar, ımgelem coğrafyanızın egemen manzara-
sını oluşturur. Bu arada oyunun ritmı ruhu-
nuzda neredeyse müzıkal bir partısyon halinı
alır; replikleri hemen bedenlenmiş halde gö-
remeseniz de onlar bir nota ve durak anlan di-
zisı olarak ıçinızde dolaşmaya başlar. Oyunu
öncelikle ımge, ritün, ışık'gölge ve ses'sus-
kunluk düzeylerinde hıssedersıniz. Sonra bu
atmosfen yaratmaya, gerçekleştirmeye sıra ge-
lir: Bu da önce dığer çalışma arkadaşlannız-
la, en sonunda da seyırciyle bırlikte gehştiri-
lecek ve tamamlanacak bir süreçtir. Ana sorun
o önceden hissedilmiş, içselleştirilmiş atmos-
fen, "oyun algısı"nı sahneye taşımak, orada
gündelik zamandan apayn bır "oyun zama-
nı" yaratmaktır.
Zamanla hesaplaşma
Sonuçta her tiyatro esen, hatta genellersek
her sanat eseri 'zaman'la bir hesaplaşmadır.
Tiyatroysa sahne zamanını, sinemaysa film
zamanını, resimse çizgırenk zamanını, kısa-
ca kendine ait, yaratılmış, kurmaca zamanını
dışandan, gündelık zamanı sırtında taşıyarak
gelen seyırcıye, ızleyıciye kabul ettırmek ıçın
mücadele eder bir yandan. Diğer yandan ken-
di ıçindekı farklı bmmlenn farklı zamanlan-
nı deyim yerindeyse senfonik bir bütün ıçın-
de kaynaştınp atmosfennı kurmaya uğraşır.
Üstelık toplumsal zamanla hesaplaşarak ken-
di "bellek politikası"nı da şekıllendinr, tanı-
ğı olduğu zaman içinden nelen hatırlanmak
üzere seçtiğini ya da dünden bugüne nelen ta-
Çatalhöyük
kazılarını yürüten
ekibin başındaki,
Cambridge
Üniversitesi'nden
arkeoloji profesörü
Ian Hodder, 'Atlas'
dergisindeki
'Belleğin Rolü'
başlıklı yazısında,
"Çatalhöyük
evlerinin
kullanımında kilit
noktayi" belleğin
oluşturduğunu
belirtiyor.
Anımsatıcı bellek ve
alışkanlık belleği
olarak ikiye ayırdığı
hatırlama eylemini
Çatalhöyük'tekj
kentleşme
kurgusunun
eksenine oturtan
Hodder ekliyor:
"Anıların kuşaktan
kuşağa aktarılması
ve paylaşılması
belleğin
kurumsallaşmasına
bağlıdır."
şıdığını, geleceğe hangı soluğu ıietmek ıstedı-
ğinı aktanr: însana, topluma, evrene daır sö-
zünü söyler.
çatalhöyük ve bellek polltlkası
Çatalhöyük kazılannı yürüten ekibin başm-
dab. Cambridge Üniversitesi'nden arkeoloji
profesörü Ian Hodder, "Atlas" dergisınin,
Temmuz 2003 5ayısında yayımlanan "Belleğin
Rolü" başlıklı yazısında. "Neyi anımsadığı-
mız kim olduğu muza bağlıdır" saptamasının
ardından, "Çatalhöyük evlerinin kullanı-
mında kilit noktayı" belleğin oluşturduğunu
belirtiyor. Anımsatıcı bellek ve alışkanlık bel-
leği olarak ıkiye ayırdığı hatırlama eylemmı
Çatalhöyük "tekı kentleşme kurgusunun ekse-
nine oturtan Hodder ekliyor: "Anıların ku-
şaktan kuşağa aktarılması ve paylaşılması
belleğin kurumsallaşmüsına bağlıdır."
İçinde yaşadığımız çağın ayırt edici nitelik-
lerinden biri kitlelerin hızla unutma özellıği,
toplumsal bellek yıtimı. Ülkemiz de bu süreç-
ten payına düşenı hele son yirmı, otuz yıldır
fazlasıyla aldı. Şımdı, 9000 yıl öncesine açı-
lan bır pencere olan Çatalhöyük "te yaşanan
dün ile bugünün karşılaşmasında, bizim tüke-
tim çağı modernıtemize tutulan bu aynada hem
düşündürücü hem de ironik bir yan yok mu?
Bellek yitimi
Her yerde olduğu gibi bizde de belleksiz-
leş(tir)me, belleğin kurumsallaşmasını sağla-
yan en önemlı araçlann uğradığı saldınlar, ya-
ni kültürsüzleştirme ve sanatsızlaştırma saye-
sinde mesafe katediyor. Akıl, bilgi, derinlik ve
emek gibi kavramlar rafa kaldmlırken, anın-
da tüketihnekten başka bir şey beklemeyen
sığ ve "popüler" anla>ışlar yayguılaştınlı-
yor. Sanatın en önemli öğesi, belki de özü olan
insanın zamanla ka\gası giderek dışlanıyor,
anlamsızlaştınlıyor.
Ian Hodder'ın Çatalhöyük'te ev mimarisi
ve kullanımı eksenınde açıkladığı bellek po-
litikası, antikçağ Yunanistanı'nda her yıl dü-
zenlenen tiyatro yanşmalannı getıriyor aklı-
ma; tiyatro sanatının çıkışından itibaren hatır-
lama eylemiyle, zamanla ve kimlik kaygılany-
la mutlaka bir ilişldsi olması gerektiğini dü-
şünüyorum. ÇataUıöyük'te zeminlerin altına
atalann gömüldüğü e\lerden geçen bellek po-
litikası Ege ve Akdeniz'de eksen olarak amfi-
teatrlan seçmiş olabilir mi dıye soruyonım
kendıme.
Tiyatronun toplumsal belleği canh tutan,
sığlaşmaya ve akıntınınpeşinde sürüklenme-
ye direnen, kültürel kimliğin harcından etki-
lendiği kadar ona bir şeyler de katan özünü
günümüzde de mutlaka canlandırmak gerek.
Kendi ıçindeki yenilenmesini bile hep hatır-
lamaya. geçmişinden öğrenmeye, köklerini
araştırmaya, geleneklerinı yeniden yorumla-
maya dayandıran tiyatro, toplumun bellek-
sızleştirilmesi ve kültürsüzleştırilmesi süre-
cine karşı mücadelenin en ön saflanndaki ye-
rini almalı, dünü, bugünü ve giderek gelece-
ğı yitırme tehlikesine karşı sesini yükseltme-
lidir.