Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 EKİM 2003 SALI
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
Istanbul
Edırne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
Y
B
Y
B
B
B
Y
Y
10
7
10
10
18
17
18
17
Sinop Y 11 Adana
Samsun Y 11 Mersin
Trabzon _Y 18 Dıyarbakır
Giresun Y 15 Şanlıurfa
Ankara 8 Mardin
Eskişehir
Konya Y 11 Hakkâri
Sıvas 8 Van
Zonguldak Y 9 Antalya Y 23 Kars
bulutlu
Butun bolgelerımız
parçalı çok bulutlu.
Marmara'nın batısı ıle
kıyı Ege dışında tum
yurt yağışlı geçecek
Yağışlar Marmara'nın
doğusu, Batı Karadenız,
Güneydoğu Anadolu ıle
Do^u Anadolu'nun gu-
neydogusunde yer yer
etkılı olacak. Hava sı-
caklığı tum yurtta 8-10
derece azalacak
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
K
K
K
B
B
B
B
B
8
6
8
12
9
9
9
7
Münih B 9 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
B
B
Y
B
Y
Y
Y
Y
8
8
16
8
9
10
16
18
B 9 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahıre
K
Y
B
B
Y
B
K
B
-1
21
2
25
17
18
3
31
B 24
> ÇoK bulLtlu ı YagmurİL/ : Kartı Sulu kar i Gök gurüfîüJu
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Olayı kadrolaşma hareketlerine bir örnek diye gös-
teren CHP'nin girişimi duyarlı kesimlerde, medyada
yankı bulmuyor.
CHP gibi sesini güçlü biçimde duyurma olanağı-
na sahip bir siyasal kuruluşun bu türden haklı, ama
sözde kalan, yaptırım içermeyen muhalefeti sonuç
vermiyor.
Hareketsizlikten mustarip bir partinin liderinden
milletvekiline değin söz sahibi kadroları; hastalığı
kendi bünyelerinde arayacakları yerde, iktidar bizim-
kini değil, askerin sözünü dinliyor diye sürekli yakı-
nıyor.
Oysa, CHP Genel Merkezi'nin durağan, bir atım-
lık barut örneği muhalefet anlayışına karşı olduklan-
nı kurultay delegeleri Kemal Derviş'e oy itibarı gös-
tererek kanıtladılar.
Derviş halkçı değil Amerikancı, çok pazarcı, içten
pazariıkh. Delegelerin bu türden siyasal anlayışı gör-
mezden gelmelerinin bir nedeni olmalı.
Neden; genel merkez politikalanna oranla Derviş'in
yeni yöntemler içeren daha atak politikalar izlemesi-
ni savunur görünmesinden kaynaklanıyor.
• • •
Hay huy arasında kimi önemli sorunlar kaynayıp gi-
diyor.
AKP'nin üyelerine başannın sıriarını öğreten "Siya-
sette Yeni Ufuklar" kitabındaki görüşler, hükümetin
ve genelde görevli kadroların uygulamalardaki ana il-
keleri özetliyor.
örneğin kitap "esnek olun, karşınızdakinin esneme
payını da yok etmeyin" diyor. Bu, RTE'nin izlediği
yöntemler ile bütünleşiyor, örtüşüyor.
RTE bugüne kadar çeşitli sorunlan öyle bir çıkışla
başlattı ki, olurları olmaz noktasına taşıdıgı için şid-
detli bir eleştiri yağmuru ile karşılaştı. Ne yaptı?
Eleştirilere hak veriyormuş gibi göründü. Bu dav-
ranışı medyada, muhalefet çevrelerinde "geri adım
attı" diye nitelendi.
Oysa RTE, yandaşı partililere, yönetici kadrolara
"esnek olmalanm" önerirken -kitaptaki bir diğer ör-
neği anımsatıyor- "birağaçkakanın gagasıyla saniye-
de 25-30 defa vurarak ağacı delmesi gibi, hedefe ula-
şabilmek için pes etmeden çok çalışmak gerektiğini"
içeren politik davranışı salık veriyor.
• • •
Son gelişmeleri bu örneklerle değerlendirmek ge-
rekiyor. Pazardan beri medyanın baş haberi; Üniver-
sitelerarası Kurul'un ME Bakanı Hüseyin Çelik'le yap-
tığı son toplantıdan uzlaşma çıktığını yayıyor.
Acaba Bakan Çelik geri adım attığı için mi uzlaş-
ma sağlandı, yoksa? Evet yoksa, Bakan -tabii RTE-
hedefe pes etmeden ulaşmak için tıpkı ağaçkakan
gibi çalışmanın peşinde mi?
Bu iktidarın YÖK'le ilgili son manevrası -kitapta
yazıldığı gibi- "şahı korumakiçinpiyonlan feda etme"
politikası mı? Henüz bilinmiyor.
Üstelik ME Bakanı'nın son açıklamalarındaki gizli
kimi işaretler mide bulandırıcı nitelikte.
Uzlaşmanın tepe noktası, anayasanın 130-131.
maddeleri. Bakan Çelik bu maddeleri değiştirmek-
ten "şimdilik vazgeçtiklerini" açıkladı. Bu, bir.
Iki; ÜAK'nin "hazırlayacağı taslakla 'makul bir süre
içinde' kendilerine geleceğini" ve bu çalışmayı "'bir
heyetle' -üniversite temsilcileh bu heyette bulunacak
mıdır, belli değil- yasa tasansı haline getirip" hükü-
mete sunacaklannı söylüyor.
Söylemin püf noktasına gelince; Bakan Çelik, kı-
sa ve orta vadede üniversitelerin eksikliklerini gider-
mekten söz ediyor ama...
Kadrolaşmanın önemli ayağı imam hatiplere üni-
versite kapılarını açan kararlı tutumlannın tasarıda
yer almayacağını söylemek bir yana ima bile etmi-
yor. ÜAK taslak hazıriar, sonra tasarıda oldubittilerle
karşılaşır mı? Ne dersiniz?
AL GÖZÜM SEYREYLE
IŞIL ÖZGENTÜRK
Dağbaşında EnternasyonaL..
• Baştarafı Arka Sayfada
tiyarlar hemen bataklığa da-
lıp kızı kurtanyorlar ama o
da ne. kendileri usul usul
batmaya başhyorlar. O sıra-
da ışıklı bir hare onlan ay-
dınlatıyor ve onlar batıyor-
lar, hep birlikte el ele, tabii
hep aynı marşı söyleyerek.
Bu filmi kahkahalar ve göz-
yaşlan arasında izledik ve
ınadına bütün gün Enternas-
yonal söylememiz bu yüz-
den. Ölürken bile birini kur-
tardık ya.
Doğu'dayız ya, mucizeler
devam ediyor. Tarık Akan,
beni, Tuncel Kurtiz'i ve
SKY Türk TV'nin gencecik
programcısı Lale Şırgın'ı
yanına ahp Arpaçay ilçesin-
de bir çiftlik evine götürü-
yor. Burası, Tank'ın seksen-
li yıllarda hücrede tanıdığı
arkadaşı Metin Aksoy'un e-
vi. Kapıda Metin Bey'in eşi
Lale Hanım; Metin Bey, on
üç yaşındaki kızlan Selvi ve
yedı yaşındaki spastik ço-
cuklan Selin karşılıyor bizi.
Selin annesinin kucağında a-
ma az sonra yürütecıne bi-
nip salonu bir boydan bir bo-
ya dolanacak.
Bu evde sevgi bir mucize
gerçekleştirmiş. Doktorlann
asla yüriiyemez dedikleri
Selin, artık kendi başına bil-
gisayann başına kadar gide-
biliyor. Kendi yemeğini ken-
di yiyor. Bütün bunlar uzun
kış günlennde sabırla Se-
lin'e bir şeyler öğretmeye
çalışan Lale Hanım'ın, Me-
tin Bey'in, abla Selvi'nin ve
evın kedisinın başardığı bir
mucize.
Selin ilk kez kediyle oy-
narken doğrulmuş ve ilk otu-
ruşunu yapmış. Bu kedilere
boşuna kutsal dememişler.
Lale Hanım. inatçı, sevgi do-
lu bir kadın. Kapmın önüne
bırakılan köpekleri doğurt-
mak da onun işi, Seline oku-
ma yazmayı öğrermek de.
Selin, kız adı gibi geliyor a-
ma o yakışıklı bir delikanlı
adayı. Yüzünde gülümseme
hiç eksik olmuyor.
Biz de oradan Lafe Ha-
nım'ın. "Ben hiçbir zaman
umutsuzluğa düşmedim,
kimse de düşmesin" sözle-
riyle. gözlerimiz yaşlı ama
vüreğimiz sevinç içinde ay-
nlıyoruz.
Fakat mucizeler devam
ediyor. Sinema salonu tıklrm
tıklım dolu, Sürü filminde
gençlerin çogu ayakta. Uzak
tartışılıp duruyor, Avnıpa si-
nemasuıın yaklaşık oruz kı-
sa filmi, satrr satır izleniyor.
Aşk olsun, mücadele olsun.
çevre kirliliği olsun her bıri
kendi meselesinı cesaretle
savunan filmJer. Zaten Ah-
met Boyacıoğlu ve güzeller
güzeli Başak'ın kötü bir iş
yapma şanslan hiç olmadı.
Şimdi hedefleri Van. bu yıl
Kayseri ve Kars'ı program-
lanna aldılar. lyi ki almışlar,
bu festival Kars'a çok yakış-
tı.
Biraz da kendimizden söz
edelim; atölye öğrencileri-
min yaptığı "savaş ve terör
karşıtı" on yedi kısa filmin
hemen hepsı alkışlandı ve
şimdiden Kars 'tan on öğren-
cimiz oldu.
Yönerge var, yasası yokB Baştarafı 1. Sayfada
ne, anayasal düzenine, toplu-
mun huzur ve giivenliğine yö-
nelik iç ve dış tehditlere kar-
şı Türk milletini Atatürk ilke
ve inkılapları, nıilli birlik ve
milli değerler etrafında bir-
leştirerek, birlik ve beraber-
lik içerisinde milli hedeflerin
gerçekleşmesini sağlamak
üzere yetkili makamlarca ha-
zırlanan psikolojik tedbirle-
rin Bakanlığımızın görev ala-
nına ait olanlarının uygulan-
masını sağlayacak olan mer-
kezde Toplumla flişkiler Da-
ire Başkanlığı ve tllerde Top-
lumla İlişkiler Bürolarının
kuruluş, görev ve çalışma iş-
leyişini düzenlemektir."
Bu maddede, Türkiye Cum-
huriyeti'nin kuruluş temelini
oluşturan Atatürk ilkelerinin
gizli bir çalışmanın konusu ya-
pılması dikkat çekici.
'Kapsam'ı düzenleyen 2.
madde ise şöyle:
"Bu yönerge 3152 sayılı
İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Ka-
nun'da değişiklik yapılana
kadar Merkezdeki Toplum-
la İlişkiler Daire Başkanlı-
ğı'nın teşkilatlanmasını ve
valilik, kaymakamlık bürola-
rı kuruluş, görev ve çalışma
yönetmeliği çerçevesinde tl
Toplumla ilişkiler Büroları-
nın oluşturulup bunların gö-
rev, yetki ve sorumlulukları
ile iş ve işlemleri kapsar."
Bu madde. Içişleri Bakanlığı
bünyesinde 81 ile yayılan bir
PH çalışmasının yasal dayana-
ğının henüz oluşmadığını açık-
ça ortaya koyuyor. Hukuksal
temei olarak bakanlığın genel
yasası gösteriliyor.
Uygulamanın dayanağı
bulunmuyor
"Hukuki dayanak" konusu-
nu düzenleyen 3. madde şöyle:
"Bu yönerge 3152 sayılı Içişle-
ri Bakanlığı Teşkilat ve Görev-
leri Hakkında Kanun'un 33.
maddesi hükmü ve Bakanlık
Makamının 13.12.2002 tarih
ve 223 sayılı onayı uyannca ha-
zırlanmıştır."
Yönergenin ikinci bölümün-
de "kuruluş ve görevler" yer
alıyor. Uygulamanın yasal da-
yanaktan yoksun olduğu yö-
nergenin 5. maddesinde şöyle
ifade ediliyor: "Yasa çıkarı-
lıncaya kadar merkezde bir
daire başkanının sorumlulu-
ğunda Toplumla İlişkiler
Başkanlığı kurulur."
6. maddede Toplumla Ilişki-
ler Daire Başkanlığı 'nın görev-
leri 15 ana başlıkta toplanıyor.
Bunlar şöyle:
1 - Iç ve dış tehditlere karşı
yetkili makamlarca hazırlanan
ve uygulanmak üzere Bakanlı-
ğımıza gönderilen görevler için
Bakanlığın görev alanına gi-
renleri ilgili birimleri ile koor-
dine ederek, yurt düzeyine her
türlü psikolojik tedbirleri al-
mak üzere uygulama emirleri-
ni hazırlayarak, Bakanlık mer-
kez ve taşra teşkilatmca tedbir-
lerin uygulanmasını sağlamak,
uygulama sonuç raporu düzen-
leyerek yetkili makamlara ilet-
mek.
2- Halkın milli birlik ve mil-
li değerler etrafında birleşme-
sini sağlayacak her türlü özel
ve resmi faaliyetlerden Bakan-
lığımız görev alanına ait olan-
lannın hedefine ulaşması için
gerekli tedbirleri almak ve bu
faaliyetleri koordine etmek.
3- Uygulamada etkinliği ar-
ttırıcı araştırmalarda buluna-
rak, prensip ve metotlar geliş-
tirmek.
4- Uygulanmakta olan faali-
yetleri izleyerek iller. Bakan-
lık, kurum ve kuruluşlar arası
eşgüdümü sağlamak.
5- Yetkili ve ilgili kurumlar
ile Bakanlık merkez ve taşra bi-
rimleri ile diğer kaynaklardan
gelen rapor, bilgi ve teklifleri
incelemek, öneri ve sonuçlan
ilgili kurumlara ileterek buna
göre işlem yapmak.
6- Konu dahilındeki ihtiyaç
ve aksaklıklann tespitini yapa-
rak uygulamaya dönük tered-
düt ve suallerin cevaplandınl-
masını, gerektiğinde ilgili ku-
rumlarla koordine ederek sağ-
lamak.
7- Uygulama planlannda be-
lirlenen faaliyetlerin hedef kit-
leye ulaştınlmasında yararlanı-
lacak metot ve materyalleri tes-
pit ederek gerekiyorsa temini-
ni yetkili makamlardan isteye-
rek kullanımını sağlamak.
8- Örnek uygulamalan 'bil-
gi beslemesi' amacıylaplanla-
yıcı ve uygulayıcı birimlere ak-
tarmak.
9- Işitsel, görsel ve yazılı ba-
anat-
sever Kurum
Onur
Ödülü'ne
değer
görülen
Cumhuriyet
gazetesinin
ödülünü,
Cumhuriyet
gazetesi
adına Kültiir
Servisi şefi,
şair Egemen
Berköz aldı.
Onur Odülleri gecesiKültür Servisi - TÜYAP 22. Istanbul Kitap Fu-
an ve 13. Istanbul Sanat Fuan / Art-Ist 2003'ün
• düzenlemiş olduğu geleneksel yemek gecesinde
'Onur Odülleri' sahiplerini buldu.
'Sanatsever Kurum Onur Ödülü'ne değer gö-
rülen Cumhuriyet gazetesinin ödülünü. Cumhuri-
yet gazetesi adına Kültür Servisi şefi, şair Egemen
Berköz aldı. Doğan Hızlan. ödülü verirken
"Uzun yıllar Cumhuriyet'te çalıştım. Çoğu
dostum, sanata çokça yer veren Cumhuriyet
gazetesinde bulunuyor. Bunun yanında Ege-
men Berköz gibi bir şaire ödül vermekten se-
vinç dujTiyorum." dedi.
DYO'ya \erilen 'Koleksiyoner Kurum Ödü-
lü'nü ise SelçukYaşar Resim Müzesi adına Sel-
çukYaşar aldı. 'Eleştirmen Onur Ödülü', Kıy-
met Giray'a, 'Sanatçı Onur Ödülü' ise Naile
Akıncı'ya verildi. Ödülünü Bülent Kınalının
elinden alan Akıncı için Erhan Karaesmen, şun-
lan söyledi: "Naile Hanım'ın resimleri birbiri-
ne benzemez. 84 rengi bir arada kullanan, akıl
almaz bir konsantrasyon ve azimle deseni ya-
kalayan Akıncı, başkaHaliçleryapacakvehiç-
biri birbirine benzemeyecektir. Naile Akıncı,
peyzajın büyük yakalayıcısıdır." dedi. Ana tema-
sı 'Kent Kültürü ve Istanbul' olan bu yılki Ki-
tap Fuan'nın 'Onur Yazan' Tahsin Yücel için
geçen yılın onur yazan AdaletAğaoğlu 'nun gön-
dermiş olduğu yazıda şu sözler yer alıyordu:
"Tahsin Yücel, edebiyatın derinlik kalitesine
katkısı büviik bir yazardır. Yalanım varsa "Ya-
lan' beni çarpsın."
Bremer Ankara'yı kızdırdı
$eyreyleisil(S yahoo.com
isilozgenturk" superonline.com
• Baştarafı 1. Sayfada
de, ABD'nin Irak'taki yöneticisi
Bremer" in Türk askerine ilişkin
sözleri tepki çekiyor. Dışişleri Ba-
kanlığı'ndan bir yetkili, Bre-
mer'in sözlerinin resmi birnitelik
içermediğini, Washington yöneri-
miyle yapılan herhangi bir resmi
temasta gündeme gelmediğini
kaydettı. Yetkili, "Bizim asker
gönderme konusunda tek mu-
hatabımızABD'dir. EğerTürki-
ye asker gönderecekse. bunun
çerçevesi ABD ile belirlenecek-
tir" dedi.
Türkiye'nin asker gönderme
konusunda Irak Geçici Hükümet
Konseyi ile temasa geçmek gibi
düşüncesinin olmadığı da kayde-
dıldi. İleriki günlerde Geçici Kon-
sey'in başına geçecek olan Irak
Kürdistan Yurtsever Birliği
(IKYB) lideri CelalTalabani'nin
19 Kasım'da yapması beklenen zi-
yaretin de bu gelişmelerle ilgisi
olmadığı bildirildi. Aynı yetkili,
asker gönderme konusunda AB-
D'den herhangi bir haber gelme-
diğini, müzakerelerin başlaması
yönünde de bir gelişme olmadığı-
nı kaydetri.
Bağdaftaki saldınlann giderek
yoğunlaşması ve ülkedeki güven-
lik sorunun hâlâ çözümleneme-
miş olmasından Ankara'nın da
memnun olmadığını anlatan yet-
kili. "Irak'ta gidişat kötü" de-
ğerlendirmesini yaptı.
Ankara, başta Bremer olmak
üzere ABD'li yetkililerin Irak ko-
nusunda kafalannın iyice kanştı-
ğını, başta güvenlik olmak üzere
sorunlann çözümü yönünde hâlâ
etkin bir adım atılamadığını dü-
şünüyor. Mevcut koşullarda Türk
askerinin gönderilmesi konusun-
da bir adım atılmasının güç oldu-
ğunu düşünen Ankara, Bremer'in
"Osmanlı Irak'ta sömürgeciy-
di" ıfadelerinden de rahatsız oldu.
Dışişleri yetkilisi, Bremer'in "or-
tahkta" dile getirdiği bu açıkla-
maların "iyice düşünülmeden"
yapıldığını belırtırken "Peki İngi-
Uzler Irak'ta neydi?" sorusunu
yöneltti. Dışişleri Bakanlığı'nın
Bremer'in ifadelerine ilişkin bir
gınşim yapması beklenmiyor.
ABD Temsılciler Meclisi heye-
ti, Irak ve Ürdün'deki temaslannm
ardından Türkiye'yi ziyaret edi-
yor. Uluslararası ilişkiler Komite-
si'nin Cumhuriyetçi üyesi Ed-
ward Royce başkanlığındaki he-
yet, başkentte bugün temaslarda
bulunacak.
sın ile diğer kaynaklardan alı-
nan bilgi ve belgeleri uygulama
planlannın amacı kapsamında
değerlendirmek.
10- lllerdekı Toplumla ilişki-
ler Büro Personeline Bakanlık
içi ve dışmdaki ilgili birimler-
le işbirliği yaparak psikolojik
harekât eğitimi planlamak ve
uygulanmasını takip etmek.
11- Aksine görevlendirme
yapılmadıkça görev alanı ile il-
gili her türlü Bakanlık içi ve dı-
şı toplantı vb faaliyetlere iştirak
etmek ve Bakanlıkta yapıla-
caklan düzenlemek. sonuçlan
ilgili birimlere duyurmak.
12- Faaliyet programlanna
ait dosyalama işlemini koordi-
nesinde yürüterek, gelen ve gi-
den evrakın kayıt. dağıtım,
gönderme ve arşivlenmesini
sağlamak.
13- OHAL sonrası alınması
gereken yasal ve idari düzenle-
meler ile ilgili çalışmalan yü-
rütmek.
14- Görev alanına giren ko-
nularda yazıh ve sözlü görüş
bildirmek.
15- Bakan tarafından konu
kapsamında verilen diğer gö-
revleri yapmak.
Clzll Ar$lv
Yönergede, daire başkanlığı-
nın bu görevleri sıralandıktan
sonra illerdeki bürolann göre\ -
lerine yer veriliyor. Bu görev-
ler, daire başkanlığının işlevi-
nin her ilde sürmesini sağlaya-
cak içerik taşıyor. Bürolara ilin
"huzur ve güvenliğine yöne-
lik tehditleri saptama ve
gereken önlemi alma" gö-
revi veriliyor.
Merkezde görevlendirile-
cek personel konusunda da,
uygulamanın henüz yasal da-
yanağı olmadığı bir kez daha
vurgulanıyor. Bununla ilgili
9. madde şöyle: "Merkezde-
ki bu hizmetler Toplumla
tlişkiler Daire Başkanlığı
yasası çıkarılıncaya kadar
mevcut personel tarafın-
dan, gerekiyorsa merkez bi-
rimleri ve bağlı kuruluşlar-
dan görevlendirilecek yete-
ri kadar personel tarafın-
dan yürütülür." Yönergede
aynı değerlendirme illerdeki
bürolar için de yer alıyor.
Yönergenin son bölümü,
"ortak hükümlere" aynlı-
yor. Bunu düzenleyen 12.
madde şöyle: a-Yönerge hü-
kümleri uygulamaya konul-
duktan itibaren işleyişte bir-
liğin sağlanması için valilik-
lerin farkJı birimlerinde
mevcut olan PH plan ve uy-
gulama programlanna ait
tüm dosya ve evrak bulun-
duğu birinıden teslim alına-
cak ve tüm dokümanın dos-
yalama işlemi, kayıt, dağı-
tım, gönderme ve arşivlen-
mesi Toplumla İlişkiler Bü-
rolarınca sağlanacaktır.
b- Personel seçiminde
azami hassasiyet gösterile-
cek, görevlendirilecek bü-
tün personel gizlilik derece-
li yerlerde çalışmaya uygun
nitelikte olacak ve müm-
künse kalıcı veya uzun sü-
rece görev yapabilecek per-
sonel seçilecektir.
c- Görevli tüm personel
nüfus ettiği her türlü bilgi
ve belgenin gizliliğine bil-
mesi ve bilinmesi gereken'
prensibine riayet etmeye ve
gizlilik dereceli evrak için
mevzuata uygun tedbir al-
maya mecburdur. Gizli bil-
gi ve belgenin açığa vurul-
ması, yetkisiz ve ilgisiz kişi,
kurumlara verilmesi yasak-
tır.Aksi davranışlar ceza so-
ruşturmasına tabidir.
d-Toplumla İlişkiler Bü-
roları, Bakanlık Toplumla
İlişkiler Daire Başkanlığı
ile koordineli ve işbirliği
içinde çalışır." 30.4.2003 ta-
rihinde "bakan onayı" ile
yürürlüğe giren yönergenin
yasal dayanağı konusunda
henüz Meclis'e ulaşmış bir
çalışma bulunmadığı, ancak
bu yönde bazı taslaklann ha-
zırlandığı öğrenildi.
GUNDEM >IUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
"Türbana her yerde özgöhük" isteyenler, başlı-
ca dayanak olarak AB standartlarını gösteriyorlar.
Rastlantının bu kadarı olur; Sezer'in, türban ko-
nusundaki tavrı nedeniyle eleştirildiği günlerde
AB'nin lokomotifi olarak kabul edilen iki ülkenin
cumhurbaşkanından art arda "türban değerlendir-
meleri" geldi.
Fransa'da okullarda türban tartışmasının gide-
rek yükselmesi üzerine Cumhurbaşkanı Jacques
Chirac, laikliğin erozyona uğratılmasına dikkat
çekti ve net bir tavır koydu:
"Laiklik tartışma konusu olamaz. Gerekirse ya-
sa çıkartınz."
Chirac'ın ardından Almanya Cumhurbaşkanı
Johannes Rau'nun görüşü gündeme geldi. Tabii
Türkiye'de değil, Avrupa'da! Türkiye'de Sezer'in
eleştirildiği günlerde Rau şunu söylüyordu:
"Devlet okullannda tarafsızlık ilkesi korunmalıdır.
Bu anlamda kamu kurum ve kuruluşlannda başör-
tüsü ile çalışılmasından yana değilim."
Rau'yu bu değerlendirmeyi yapmaya iten, ülke-
deki bazı yerel mahkemelerin işyerlerinde türban-
la çalışmaya izin verilmesine ilişkin kararıydı.
Chirac ve Rau, ülkelerinin en üst noktasındaki
yöneticiler olarak, dini simgelerin bir aynmcılık un-
suru olabileceğini, dikkat edilmesi gerektiğini söy-
lerken bu konudaki hassasiyetini Cumhurbaşkan-
lığı koltuğuna oturduğu günden beri sürekli koru-
yan Sezer eleştiriliyor!
Ne adına?
özgürlükler adına, AB adına!
AKP'lilerin sorunu
Türkiye'de türbanla okula gitmek isteyen öğ-
renciler, 9O'lı yıllar boyunca defalarca yargı ku-
rumlarına başvurdular. Hem Türkiye'de hem Av-
rupa'da. Tümünden de şu ortak karar çıktı:
"Dini simgelerin üniversite gibi bilimsel kurum-
larda kullanımı aynmcılıkyaratır. Bilim her şeyi sor-
gular, din ise tartışılmaz kurallara sahiptir. Bir gru-
bun dini simgeleri kullanması, ötekiler üzerinde
baskı anlamına gelir."
Benzer durum, kamusal alanlar için de geçerli.
Konu karmaşık gibi görünüyor ama, öyle değil.
Daha doğru tanımla, bilerek karmaşık hale getiril-
mek isteniyor.
Türkiye'de herkes istediği gibi giyinebilir. Buna
karışan yok.
Devlet kurumları gibi topluma ayrımsız hizmet
vermesi gereken yerlerin ise kendi kuralları vardır.
Buna uymak da herkesin görevidir.
Güncel duruma gelirsek, Cumhurbaşkanı'nın
görevi de bu yönde hareket etmektir.
AKP'liler Sezer'e soruyor:
- Iki yıl önce Köşk'e türbanlı çıkanlar olmuştu. O
zaman cumhuriyet mi yıkıldı? Aradan geçen za-
manda ne değişti?
AKP'lilerin bu soruyu Sezer'e değil, kendileri-
ne sorması gerekiyor. Geçen yıl 3 Kasım seçim-
lerinin ardından AKP'lilerin ilk delmek istedikleri
şey, protokoldü. Başta Meclis Başkanı olmak üze-
re kimi AKP'liler, her türlü fırsatı değerlendirip bu-
nu denediler. Sezer de bunun üzerine 24 Kasım
günü ayrıntılı bir açıklama yapma gereği duymuş-
tu. Ardından 23 Nisan'da benzer durumu yaşadık.
AKP'liler devlet protokolünün kurallarını bilmi-
yor mu?
Bal gibi biliyoriar... Ama bütün bunlan yok sa-
yıp, her şeyi tartışmalı hale getirerek kendi kural-
larını koymak istiyorlar. Son tartışmayla türbanı
bir kez daha siyasetin tam ortasına koydular. Tür-
banı siyasete kurban ettiler.
AKP'nin sorunu davetiye değil...
Cumhuriyetin bütün değerterini tartışmaya da-
vetiye çıkarma!
ankcumfâ ktv.ttnet.net.tr
THR ve TÜPRAŞ özeUeştirmeleri
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TÜPRAŞ'ta özelleştirme için teklif veren
firmalar revize tekliflerin alınmasının ardından
açıklanacak. Alınan bilgiye göre, cuma günü
itibanyla TtrPRAŞ ve TEKEL'de teklifler
alınırken dün toplanan ihale komisyonu,
tekliflerdeki belgeler üzerindeki
değerlendirmelere başladı. Ihale komisyonu
çalışmalannda, tekliflerin geçerli olup
olmadığma bakacak, gerekli belgelerde
eksiklik durumunda, teklif sahibi şirkete
dönerek bunlann tamamlanmasını sağlayacak.
TEKEL ve TÜPRAŞ'ta 2-3 hafta içinde ihaleye
çıkılması hedefleniyor.
ESK Başkanlık Divanı toplandı
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ekonomik ve Sosyal Konsey (ESK) Başkanlık
Divanı, Devlet Bakanı Abdüllatif Şener
başkanlığında toplandı. Şener, ESK bünyesinde
oluşturulan 12 çalışma kurulunun üyelerinin
toplantıda belirlendiğini bildirdi. Şener çalışma
kurullannın Makro Ekonomik Politikalar, AB
Dış İlişkiler, Tanm-Orman Köyişleri, Sanayi-
Teknoloji, Enerji, Ticaret, Esnaf Sanatkâr ve
KOBt'ler, Tüketici, Çevre, Bölgesel Gelişme,
Insan Kaynakları, Bilgi Toplumuna Geçiş
alanlannda oluşturulduğunu bildirdi.
VERDİ ilk kongresini yaptı
• İstanbul Haber Servisi - Almanyanm en
büyük sendikası VERDl (Birleşik Hizmet
Sendikası) 1. Genel Kurulu'nu 26 Ekim'de
Berlin'de yaptı. Beş büyük sendikanın
birleşmesiyle 3 milyon üyeye ulaşan
VERDl'nin 1. genel kurulunda, Alman işçilerin
sorunlan tartışıldı. Türkiye'den davetli olarak
kongreye katılan Tez-Koop Iş Genel Başkanı
Sadık Ozben yaptığı konuşmada, Türkiye'de
çokuluslu şirketler ve bunlara bağlı
mağazalarda yaptıklan örgütlenmeyi anlattı.