23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 EKİM 2003 PAZAR HABERLER DUNYADABUGUTV ALt SİRMEN Bütün Yollarında Canım İstanbul'un Sevgili, Bilmem sen de benim gibi, biten yazın acısını, ilk yağmurda giydiğin pardösüde eski bir tanıdık, dost bularak hüzne çevirdin mi hiç? Bilmem sen de benim gibi, çocukluğunun büyük bölümünü ve ilk gençliğinin bir kısmını yatılı okul- dageçirdiğinden, yazı özgüriük veyaşamlaözdeş- tirip, tatilin sonunu haberveren ilkyağmuriarveso- ğuklarla birlikte, kendi kendine, acı bir tevekküllle mınldandın mı, - Demek bir gün yaşam da böyle bitecek, 'evet herşey buraya kadar" diyecekler sonra da... diye? Artık okul yıllan çok gerilerde kaldı, ama yine de biten bende hep hüzün uyandınyor... Neyse ki, Istanbul'da yaşıyoruz. Istanbul'da yaşamak ne demek, romantizme, mistik duygulara, varlıkla yokluk denklemlerine faz- la dalamadan, hemen hoppadak günlük kaygıla- nn, çilelerin, mihnetlerin içine düşüp, kendi fena bu- lacak yaşamımızı falan bir kenara itmek; büyük hü- zünleri, üzüntüleri, günlük kaygılarla unutmak de- mek. ••• İlk kez kazak giydiğim, cuma günü, uzaklaşan ya- zın yokluğu çağnştıran gidişinden ürperdiğim, yi- ne garip düşüncelere daldığım bir sırada, canım İs- tanbul'un sokaklan beni kurtardı, kendime getirdi bir defa daha. Gazetenin bulunduğu Türkocağı Caddesı'ne gi- rer girmez, daha yeni düzenlenmiş sokakta, yine arabalann "park yapılmaz" levhalannın altına park ettiklerini, kaldınmaçıkmamalan için konulmuşde- mirleryüzünden bu kez sokağın ortasında durduk- lannı gördüm. Birkaç ay sonra bu sokak ile tanışalı, otuz yıl ola- cak. Otuz yılda hiçbir iktidar, sokağın efendisi keyfili- ği yenemedi. Yüz binlerce kişiyi hapse atan, mil- yonlan fişleyen, askeri diktatörler bile pes ettiler sokak karşısında. Bu ytlın başında sokak yeniden yapılıp düzenle- nirken, gazeteden bir arkadaş, - lyi oluyor abi dedi, demirler de koyacaklar, öy- le herkes yansı kaldınm üstünde yansı yola taşmış şekilde park edemeyecek. Canını sıkmak istemedim, gençti. Gençlik umut demekti. - Inşallah, demekle yetindim, Inşallah... Cuma günü, genç arkadaşımı anımsadım. - Keşke dedim, kendi kendime, bu demirieri hiç koymasalardı, hiç değilse arabalann yansı kaldınm üzerine taşıyor, geçecek daha fazla yol kalıyordu. • * • Birçok dostum, hep sorar: - Neden yazmıyorsunuz kardeşim? Yazsan ne olacak ki?... Polisin olaydan haberi var zaten. Hatta zaman za- man, bir memur sokağa geliyor, ama sanma ki, park edilmeyecek yere bırakılmış arabalan çekmek ya da ceza yazmak için. Ceberrut denen sistemimizin polisi, fevkalade halkçı oluyor, vatandaşla bütünleşiyor, onayardım- cı olmak için, özelleştirilmiş bir kurumun değnek- çisi gibi elinde düdük, trafiği düzenliyor. Camdan kafanı uzatıp, - Memur Bey, desen, bırakın değnekçiliği de, şu yanlış yere park eden arabalan... Herkes sana, tuhaf tuhaf bakacak, bu devlet va- tandaş kucaklaşmasını bozduğun için kızacaklar- dır. Hem, park eden adamın da mazereti vardır. - Mal boşaltıyoruz abi, diyecektir. Türkiye'de insan haklannın en birincisi ve en kut- salıdır mal boşaltmak hakkı. Çok konuşur, biraz hak hukuk dersen, o zaman da, sana "vatan haini" muamelesi bile yapabilirler. Çünkü orada duranlann bir kısmı trikotajcı. Küçük küçük han odalannda ürettikleri mallarla ihracat yapıyorlar, döviz getiriyorlar. Döviz diyorum, döviz.. boru mu bu!?... Hem bugünkü duruma şükretmek gerek, çünkü tekstilcilerin bir bölümü, el emeği daha ucuz oldu- ğundan Anadolu'ya, Bulgaristan'a, Moldavya'ya gittiler de... O akşam Cağaloğlu'ndan Taksime tam 1 saatte getdim... Bizim sokağı da fazla abartmamak gerek. Bu kış bütün sokaklannda canım İstanbul'un öy- lesine bir trafik yaşayacağız ki.. bize geçim sıkıntı- sını, Ortadoğu krizini, geride kalan yazın hüznünü, ölüm düşüncesini unutturacak. Bir küçük aralıktan sıynlabilmek, beş kilometre- lik yolu, bir saat yerine kırk dakikada geçmek bile bize dünyalara bedel küçük mutluluklar verecek. Hey gözünü sevdiğiminin Istanbul'u.... Loodra'da bir Tiirk öUürüldü • LONDRA (AA) - Ingiltere'nin başkenti Londra'nın Tottenham semtinde önceki akşam 4 kişilik bir grubun saldınsına uğrayan Imam Ortaç (33) adlı Türk yaşamını yitirdi. Saldın sonucu derin bir bıçak yarısı aldığı bildirilen Ortaç'ın yaralı halde ana cadde üzerinde Türklere aıt Yağmur Minı Market'e kadar ulaşmayı başardığı açıklandı. tki çocuk babası Ortaç'ın kaldınldığı hastanede yaşamını yitirdiği öğrenildi. Türklerin yoğun olarak yaşadıklan bölgedeki şiddet ve ırkçılığın her geçen gün daha da arttığına işaret eden bölge sakinleri olayı protesto ederken dün akşam Türkiye ve İngiltere ulusal takımlan arasında oynanan ftıtbol maçı öncesinde bölgedeki gerginliğin arttığına dikkat çektiler. Kayıp yakrtanndan Bustfa mekftv • DİYARBAMR (Cumhuriyet Bürosu) - Şımak'ın Silopi ilçesinde 25 Ocak 2001'de jandarma karakoluna girdikten sonra bir daha kendilerinden haber ahnamayan HADEP Ilçe Başkanı Serdar Tanış ile Ebubekir Deniz'in yakınlan ABD Başkanı George Bush'a mektup yazarak yardım istedi. Tanış, gönderdiği mektupla ilgili olarak, "ABD, bu konuda Türkiye'ye baskı yaparak, en azından bizce belli olan faillerin, ifadesinin alınmasını sağlayabilir" dedi. Bugün yapılacak kongrede yanşın Ongun, Aydın ve Bahçeli arasında geçmesi bekleniyor MHP'de düğümçözülüyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 3 Kasım seçimlerinde baraj altın- da kalan MHP, 7. Olağan Büyük Kongresi'nde yeni yönerimini be- lirleyecek. Kongrede. Koray Aydın ve Ramiz Ongun genel başkanhk için yanşacak. Resmen açıklama- masına karşın dolaylı yollardan aday- hğını ilan eden Devlet Bahçeli de ya- nşa katılacak. Aydın ve Ongun'a karşı uzun süre sessiz kalan Bahçe- li'nin kongrede sert bir konuşma yapması bekleniyor. MHP'nin "Yeni bir dünya ve yeni bir Türkiye için büyük buluşma" adını verdiği 7. Olağan Büyük Kong- resi bugün Atarürk Spor Salonu'nda gerçekleştirilecek. Kongre sabah sa- • MHP, bugün yapılacak 7. Olağan Büyük Kongresi'nde yeni yönetimini belirleyecek. Devlet Bahçeli, resmen adaylığını açıklamamasına karşın yanşa katılacak. Aydın ve Ongun'a karşı uzun süre sessiz kalan Bahçeli'nin kongrede sert bir konuşma yapması bekleniyor. at 10. 00'da başlayacak. Kongrede, Başkanı Devlet Bahçeli de adaylığı- arada kongrenin yapılacağı Atarürk 1076'sı seçilmiş 1180 delege, MHP'nin yeni genel başkanını se- çecek. Üç turlu seçim MHP tüzüğüne göre, ilk iki turda salt çoğunluk sağlanamaması duru- munda üçüncü turda en çok oyu alan aday genel başkan seçiliyor. MHP Genel Başkanlığı için Koray Aydın, Ramiz Ongun, Aytekin Yddınm ve Taner Ünal aylar öncesinden aday- lıklannı açıklamıştı. MHP Genel nı açıklamamasına karşın bugünkü yanşta yer alacak. MHP delegeleri kongrede, 70 kişilik Merkez Yöne- tim Kurulu ve 9 kişilik Merkez Di- siplin Kurulu'nun üyelerini de belir- leyecek. Kongrenin yapılacağı Atarürk Spor Salonu'nda, "100 yıh Türkçe oku- mak", "YenibirdünyaveyenibirTür- kiye için büyük buluşma" afışlen yer alacak. Kongre süresince çevik kuvvet polisleri salon çevresinde ge- niş güvenlik önlemleri alacaklar. Bu Kapalı Spor Salonu önündeki Cum- huriyet Bulvan gün boyu trafığe ka- patılacak. Aydın'ı 'Vurgun' zorlayacak Kongre öncesinde genel başkan adaylanndan Koray Aydın dün ak- şam Ankara'da, partilıler ve delege- lerle bir araya gelerek durum değer- lendirmesi yaptı. Vurgun Operas- yonu'nda adının geçmesi ve hak- kındaki yolsuzluk iddialanrun kong- rede Koray Aydın 'ı zorlaması bek- Yurt Partisi'yle görüşme BCP veCDP ittifakı genişliyor • BCP ve CDP'nin eylül ayı içinde oluşturduklan 'eşgüdüm mekanizmalanna' Yurt Partisi de katılmaya hazırlanıyor. Soysal, Özden ve Tantan'ın önümüzdeki hafta içinde ortak basın toplantısı düzenleyerek karan açıklaması bekleniyor. MUSTAFAÇAKIR ANKARA - Bağımsız Cumhuriyet Partisi (BCP) ile Cumhuriyetçi Demok- rasi Partisi (CDP) arasında birleşmenın ilk adımı olarak oluşturulan "eşgüdüm mekanizmalanna'" Yurt Partisi de katı- lıyor. BCP Genel Başkanı Mümtaz Soy- sal, CDP Genel Başkanı Yekta Güngör Ozden ile Yurt Partisi Genel Başkanı Sa- dettin Tantan önümüzdeki hafta içinde düzenleyeceklen basın toplantısı ile ka- ran açıklayacaklar. BCP ile CDP eylül ayında merkezde ve illerde ortak "eşgüdüm mekanizma- lan" oluşturulmasını kararlaşlaştırmış- lardı. Bu kapsamda iki partinin merkez organlan arasındaki eşgüdüm, her iki par- tinin genel başkanlan ve birer genel baş- kan yardımcısı ile genel sekreterlerden oluşan komite tarafindan sağlamyor. tki parti arasında oluşturulan bu birhkteli- ğe, Yurt Partisi de katılmaya hazırlanı- yor. Soysal: Birieşme değil birliktelik BCP Genel Başkanı Mümtaz Soysal, Yurt Partisi'nin de birlikteliğe katılma durumu oldugunu, bu nedenle önümüz- deki hafta içinde ortak basın toplantısı düzenleyeceklerini söyledi. 3 parti ara- sında "Eşgüdüm mekanizmalan'' oluş- turulacağuıı dile getiren Soysal, bunun "birieşme değil birliktefik" oldugunu vurguladı. CDP Genel Başkanı Yekta Güngör Özden de önümüzdeki hafta basın toplantısı yapılacağını doğruladı. Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, partiler arasında görüşmelerin sürdüğünü, kendilerinin herkesin birlik- te çalışmasından yana oldugunu söyledi. Parti birliktelikleri için taban hereketi- nin gerektiğini belirten Tantan, "Taban örgütlenmesi obnadan çaü örgütlenmesi}- le bu iş olmaz. Biz de taban örgütJenme- sini yapalım diye uğraşryoruz." dedi. Pârtilenn bırîıkte hareket etmesi ile bir- leşmesinin farklı şeyler olduğuna işaret eden Tantan, "Ashnda toplum şu anda tek vücut hareket istiyor. Yoksa 30 tane parti bir araya gelse ne olur. Onu tek bir çanda toplamak lazım. Onun için uğra- şıyoruz" açıklamasuıı yaptı. ISUlfl. KÜLTU Burdur'da kurulan Fakir Baykurt Derneği (Faldr-Der) tarafindan düzenle- nen organizasyonlara yurtiçi ve yurtdışuıdan çok sayıda okuyucu ve sanat- sever katılıyor. (Fotoğraf: AA) 4. Faldr Baykurt Kültür ve Sauat Günleri BURDUR (Cumhuriyet) - Türk edebiyatının önemli yazarlarından Fakir Baykurt anısına, ölümünün 4 T üncü yılında, "4. Fakir Baykurt Kültür ve Sanat Günleri" düzen- lendi. Burdur'da kurulan Fakir Bay- kurt Derneği (Fakir-Der) tarafin- dan düzenlenen organizasyonlara yurtiçi ve yurtdışından çok sayıda okuyucu ve sanatsever katılıyor. Fakir-Der'in başkanlığını da yü- rüten Burdur Belediye Başkanı Ahmet Nejdet Ögün. "4. Fakir Bay- kurt Kültür ve Sanat GünlerTnin açılış töreninde yaptığı konuşma- da, 1929'da Burdur'a bağlı Akça- köy'de doğan Baykurt'un 60 yıl- lık yaşamında kendini kültüre, sa- nata ve halka adadığını söyledi. Konuşmasında Baykurt"un "Be- nim dilegim, yüzyıldan fazla yaşa- makdeğfl/BirküçükdiegimvarhaJ- kımdan/Birtürküsüresianımsan- mak/ Onu da paşa gönlü bitir" dı- zelerini okuyan Başkan Ilgün, Bay- kurt'u büyük bir sevgi ve özlem ile andıklannı söyledi. 'Her alanda aydınlanma mücadelesi verdT Ugün şöyle konuştu: "FakirBay- kurt'un Cumhuriyet'in aydınlan- ma projesinde kilometre taşı olan Köy Enstitüsü'nde okuduğu yıl- larda ulusal kalkınmaya tophımcu dünyagörüşüyle bakmaya başladı ve köy öğretmenliğiyle başladığı eğhim emekçiliği dönenünde, köy gerçeklerinden sömürüye kadar her alanda halkın a> dınlanması ve büinçlenmesi mücadelesi verdi. Ya- aya adanmış ömrü. şüıie başlayan serüvenindeöykü, roman, deneme gibi büyük birikünlere yöneldi. O sadece bireğhımci değil,foUdoruz- manıydL" Ilgün, Baykurt'un bir diğer önemli yanının da örgütçülüğü ol- dugunu 1965 yılında Türkiye Öğ- retmenler Sendikası Genel Baş- kanlığı ile başlayan öğretmen ör- gütü liderliğinin Türkiye Öğret- men Demekleri Milli Federasyo- nu Genel Başkanlığı ile sürdüğü- nü anımsattı. Etkinliklerkapsamında, "Ana- dolu Aydmlanmasında Köy Ens- titülü Yazar ve Fakir Bayİcurt", "Köy Enstitüleri ve Yeni Arayış- lar",""Köy Enstitüleri ve Sanat", "Fakir Baykurt'un Romanla- nnda Kadüı" ve "Köy Roman- ianm Eleştirenlere Eleştirel Ba- kış" konulu orurumlar gerçek- leştirilecek. leniyor. 3 Kasım seçimlerinin ardın- dan parti yönetimi MHP'nin baraj al- tında kahnasında Aydın hakkında- ki iddialann da etkili oldugunu dile getirmişti. Ramiz Ongun'un ise par- ti tabanında etkili olduğu biliniyor. Parti tabanında sevilen bir isim olan Eskı Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüs- nü Yusuf Gökalp de kongrede Ra- miz Ongun'u destekliyor. Kongre- de, Aydın ve Ongun, Bahçeli'yi 3 Ka- sım seçimlerindeki yenilginin so- rumlusu olarak gösterecekler ve aday olmamasını isteyecekler. Aydın ve Ongun'un eleştirilerine uzun süre sessiz kalan Bahçeli'nin ise bugün kongrede sert bir konuşmayla iddi- alara yanıt vermesi bekleniyor. Mütarekenin yıldönümü Mudanya'da 81.yü kutlaması BURSA (Cumhuriyet) - Mudanya Mütarekesf nin 81. yıldönümü, törenle kutlandı. Iskele Meydanı 'ndaki Atarürk Anıtı ve Ismet lnönü Anıtı'na çelenk konulmasıyla başlayan törenler Mütareke Meydanı'nda devam etti. Mudanya Kaymakam Vekili Ali Karatekcli Belediye Başkan Vekili Hikmet İlhan ve Garnizon Komutan Vekili Yüzbaşı Mehmet Kurt ile yurttaşlann katıldığı törende şiir, kompozisyon ve resim yanşmalannda dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Ardından Mütareke Evi Müzesi zıyaret edildi. Müzede sergılenen 12 Ekim 1922 tanhlı "Tevhid-i Efkâr" gazetesi, Mudanya Gazeteciler Derneği'nce Arapçadan Türkçeye çevrilerek, müzeye hediye edildi. Uludağ Üniversıtesı (UU) Eğitim Fakültesı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erkan Şenşekerci. Montania Hotel'de düzenlenen "Bir strateji oyunu: Mudanya Mütarekesi" konulu konferansta, mütarekenin, Mudanya'nın smırlannı aşan psikolojik bir savaş oldugunu söyledi. Mütareke bir bilgi hazinesi Şenşekerci, mütarekeyi Türk tarihindeki önemli dönüm noktalanyla karşılaştırarak, şöyle konuştu: "Zamanın hangi noktasından giriş yaparsamz, açık pencerelerin hangisinden bakarsamz, Mudanya Mütarekesi açıya göre yeniden anlamlanan bir bilgi ve tarih hazinesi olarak karşınıza çıkar. İster ka\TamsaI bir sorgulamayla yaklaşıp, Mondros Mütarekesi ile karşılaşünn; isterseniz Lozan'daki kapitülasyonlan reddetme inadımıza nasıl da> anak oluşrurduğuna bakın. Sonuçta, her bakışta öğretici, her okuyuşta düşündürücüdür." Alternatif cezaevi izleme grubu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Yasayla kurulan Cezaevi izleme Ku- rullan'nm işlevsizhalegetirilmesi al- ternarifkurullann oluşumunu günde- me getirirken; İzmir Barosu öncülü- ğünde, "İzmir Ceza ve Türukevleri Bağımsız îzleme Grubu" kuruldu. Baronun yanı sıra İzmirTabib Oda- sı, TMMOB îzmir îl Koordinasyon Kurulu, tHD, Çağdaş Hukukçular Der- neği ve Türkiye Insan Haklan Vakfi İzmir Temsilciliği'nin yer aldığı olu- şumun, salt izmir sınırlan içindeki olaylarla sınırlı kalmayacağı ve Ege Bölgesi'nin degişik illenndeki sivil toplum kuruluşlanyla işbirliği halin- de çalışacağı bildirildi. Adalet Bakanlığı'na bağlı kurulla- nn bağımsız denetleme işlevini yeri- ne getiremediğini söyleyen izmir Ba- rosu Başkanı Bahattm Ozcan Acar, "Yasal düzenlemenin arkasındaki si- yasi iradenin cezaevi sorumına \akla- şumdaha işin başında vasanın,gerçek bir shil izleme sağlamaktan uzak ola- cağının habercisiydi" dedi. Acar, ce- zaevleri izleme kurullannın işle\ inin göstermelik oldugunu söyleyerek, "Bu saptamalanmız ışığında. cezae\ lerin- deki ruruklu ve hükümlülerin insan ve nıahpus haklan bağlanundaki hak- lannın güvenceye kavuşturulması \e cezaevleri konusunda kamuoyunun a>dınlaülmasıamacr\la bağımsız iz- leme kurullannın oluşturulmasını bir zorunluluk oiarak gördük" dedi. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Avukat ve insan hakları savunucu- su Şirin Ebadi'nin Nobel ödülü alma- sından bu yana Iran'dan gelen haber- ler, aslında bu ülkenin içindeki hava- yı dayansıtıyor. Iran hükümet sözcü- sü Abdullah Ramazanzade, Şirin Ebadi'nin bu ödülü almasından bü- yük mutluluk duyduklarını ve Eba- di'nin uzman görüşlerinden daha faz- la yararlanabileceklerini belirterek Iranlı Müslüman bir kadının banş uğ- rundaki çabalarıyla uluslararası top- lulukça ödüllendirilmesine sevindik- lerini vurguluyordu. Bu açıklamanın ardından yeni bir açıklama daha geldi. Hükümet söz- cüsü Ramazanzade hükümetin görüş- lerini değil kendi kişisel görüşlerini açıklamıştı. Iran'daki manzara buydu. Halkın büyük çoğunluğu gibi hükümetin bü- yük çoğunluğu da molla rejimine kar- şıydı ve demokrasinin gelişmesinden yanaydı. Anlaşılan o ki, hükümet söz- cüsünün bu açıklaması hükümet için- deki muhafazakârların tepkisine ne- Nobel Ödülü ve îran'ı Anlamak den olmuş ve sözcünün bu açıklama- yı yapmaya hakkı olmadığını ifade ederek açıklamayı düzeltmesini iste- mişlerdi. Şirin Ebadi, Iran'ın önde gelen mu- halif kadınlarından. 2000 yıh içinde tutuklanmıştı. İnsan haklan alanında etkin bir şekilde faaliyet yürütüyor- du. Geçen aylarda meydana gelen gençlik olaylannın ardından Ensari Hizbullah adlı sertlik yanlısı muhafız- ların gençlik yurtlarınayaptıkları bas- kın ve sindirme hareketine karşı çıkan- ların başında Ebadi geliyordu. Şirin Ebadi, rejim muhaliflerinin etkili isim- lerinden birisi olarak ödül alınca, bel- li ki hükümetin çoğunluğu da buna se- vinmişti. Şirin Ebadi'nin aldığı Nobel Barış ödülü'nün, Iran'da demokrasi mü- cadelesi yürütenler için çok büyük bir anlam ifade ettiğini şimdi daha iyi biliyorum. Iran'dan döndüğümüzgün- den bu yana Iran'la yatıp kalkıyoruz. Merak eden arkadaşlarımız izlenim- lerimizi dinlemek istiyorlar. Bizler de dilimizin döndüğü kadar anlatmaya gayret ediyoruz. Hemen yanı başımızdaki komşu bir ülkeyi ne kadar az tanıdığımızı, îran'ı arkadaşlarımıza anlatırken daha iyi kavnyoruz. Iran, Sadi'nin, Hafız'ın, Ömer Hayyam'ın ülkesi. Anadolu'nun Mevlana'sı ise eserlerini Farsçayaz- mış. Daha saymakla bftmeyecek bağ- lar var aramızda. Şiilik, Aleviliğin kar- deşi, en azından benzertarihsel kök- ler, bağlı bir ortaklıkları var. Azeriler, Iran toplumunun önemli bir unsuru. Bütün bunları, bugünün Iran'ını an- latmak için değil, îran'ı anlamamız gerekirken neden anlamadığımızı ör- neklemek için aktanyorum. Dindeki hi- yerarşilerini belirleyen değişik sarıklı din adamlan, "Bismillahirmhmanir- rahim" diyerek başlayan konuşmala- rı ve örtülü kadınlarıyla Iran, yalnızca bağnazlığın egemen olduğu bir ülke gibi görünüyor. Bir haftalık gezimiz ve iki aya yakın okumalarımızla Iran'ın dışandan gö- ründüğünden oldukça farklı bir iç di- namizme sahip olduğu gerçeğiyle yüz yüze geldik. 25 yıllık Tslami reji- min yasakları sonunda hükmünü yi- tirmeye başlamış. Yasak, yoksulluğu da beraberinde getirmiş. Islamiyeti hayatın her alanına yaymak isteyen totaliter rejim halkı mutsuz etmiş. Bu hoşnutsuzluk, yıllann birikimi ve direnişiyle, molla rejiminin yasak du- varlannı sallamaya ve delmeye baş- lamış. özgürlük sözcüğü artık, Iran'daki çoğunluğun ortak sesi ha- linedönüşmüş. Buses her yere ege- men. Biz bunları anlattıkça bazı ar- kadaşlarımız haklı olarak, "Ama adamlar sanklı, kadınlar örtülü" di- yorlar. Unutmayın ki, dün Isveç'te Nobel Banş ödülü'nü alan Şirin Eba- di de Iran'da başı örtülü gezmek zo- runda kalıyor. Ancak bir gerçek da- ha var, Şirin Ebadi ödülü alırken ba- şı açık. Demokrasi konusunda kor- kusuz konuşuyor ve ülkesindeki mü- cadeleye devam edeceğini belirttik- ten sonra şunlan söylüyor: "ödül, demokrasi için mücadele eden tüm Iranlılaradır. Bu ödül hayatımda çok büyük değişiklikleryapmayacak, an- cak Iran vatandaşlan ve insan hak- lan konusunda çalışmalanm için çok önemli olacak." Iran'da bu ödülün çok etkili olaca- ğını sanıyorum. Seslerini yüksettmek- ten korkrnayan Iranlı demokrasi ve öz- gürlük yanlıları şimdi her zamankin- den daha gür konuşmaya başlayacak- lar. Artık Iranlı muhaliflerin ellerinde bir de banş ödülü oldugunu unutmamak gerekiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle