Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1ZEKİM2003PAZAR CUMHURİYET SAYFA
P A Z A R Y 4 Z E L A R I dishab@cumhuriyet.com.tr 11
ABD'de medya savaşlan...
Aşağıda uzun bir hikâye var. Amerika'daki
medya savaşlannı anlatıyor. Önce
karakterleri tanıyalım ve olan biteni
hatırlayalım. FCC (Federal Communication
Commission), Amerikan medya ve iletişim
sekröründeki her türlü düzenJemeden sorumlu,
Kongre'ye bağlı bir kurum. FCC, başkan
tarafından atanan ve senato tarafindan
onaylanan 5 üye tarafindan yönetiliyor. 5
yıllığına seçilen bu üyelerden biri başkan
taraftndan kurumun başkanı olarak
beLirleniyor ve yalnızca 3 üye aynı partinin
temsilcisi olabiliyor. Kurumun başkanı şu anda
Dışişleri Bakanı Cotin Poweü'ın oğlu Michael
Pöwefl. Powell'la birlikte 3 üye Başkan
Bush un partisi Cumhuriyetçi Parti'den.
Sonuçta, Amerikan kamuoyunun
şekillenmesinde büyük bir önemi olan
medyanın yönetilmesi böylesine siyaset ile iç
içe bir kuruma bırakılınca büyük fırtınalar
kopuyor. Her gelen yönetim kendine
yarayacak düzenlemeler peşinde koşuyor. Son
çıkan firtına ise hâlâ dinmiş değil. Amerikan
medyasına 4 büyük şirket; Time Warner,
Viacom, General Electric, News Corp. hâkim.
Time Warner CNN, TBS ve WB'ye, Viacom
MTV, CBS üe UPN'ye, General Electnc
NBC ve CNBC'ye, Dısney ABC'ye, News
Corporation Fox ve Fox News ChanneFa
sahip. Bu şirketlerin varlıklan sadece
televizyonlarla sınırlı değil, radyo, internet ve
basıh yayın alanlannda da uzantılan var.
Viacom'un sahip olduğu CBS, toplam
izleyicilerin yüzde 40"ına hitap ediyor, News
Corp'un Fox'u ise yüzde 35'i geçmiş
durumda. Yani halkın gördüğü, duyduğu
hemen her bilgi bu kanallann, daha doğrusu
bu yayın araçlannın sahipleri tarafindan
yönlendiriliyor. Medya kavgası, iki yıl önce
başladı. Michael Powell. 300'den fazla yayın,
uydu ve kablolu kanalı elinde bulunduran 5
büyük şirketin aslında medyanın yüzde 25'ine
sahip olduğunu, fakat bunlann popülerliği
nedeniyle halkın yüzde 80'inin bu kanallan
izlemeyi tercih ettiğini söyledi. Oysa Powell'a
göre, bir şirketin medya sektöründeki varlığını
NEW YORK
ZULAL
KALKANDELEN
toplam izleyici sayısının
yüzde 35'ı ile sınırlayan
yasa, internetin ve uydu
yayıncılığının
gelişmediği döneme aitti
ve gelişen iletişim
sektöründe yatırım
yapmak isteyen büyük
sermaye sahiplerinin önünü tıkıyordu. 0
nedenle, medya sahipliği yasalannda
düzenleme yaparak "tiberalleşme" yönünde
adım atılması gerektiğıni savundu Povrell.
Sonunda FCC'nin 3 Cumhuriyetçi üyesinin de
desteği ile yeni yasa önerisi 2 Haziran'da
kurumdan geçti. Bu düzenlemelere göre. a) tek
başına bir televizyon kanalının ulaşabileceği
limit, toplam izleyici kitlesinin yüzde 35'inden
yüzde 45'ine, b) aynı sermaye grubunun sahip
olabileceği gazete, radyo istasyonu ve yerel
televizyon kanallannın oranı ise toplam ulusal
ve yerel sektörün büyüklüğü baz alınarak
arttınbnak istendi. Bundan rahatsızlık duyan
bazı kesimler de FCC'nin iki demokrat
üyesine katılarak karşı kampanya başlattılar.
Demokratlann yanı sıra, bazı kadın dernekleri,
Katolik rahip örgütleri ve Ulusal Tüfek
Kurumu'nun da destek verdiği bu karşı grup,
ideolojik farklılıklar nedeniyle ilginç bir grup
oluşturdu. Bazı Cumhuriyetçi senatörler bile,
FCC'nin yeni kurallannın megamedya
kuruluşlannın daha da büyümesine ve halkın
gördüğü ve duyduğu üzerinde çok fazla
kontrol kurmasına neden olacağını açıklayarak
bu karşı gruba katıldılar. Asıl firtına ise 23
Temmuz'da Temsilciler Meclisi'nde yapılan
oylamayla patladı. Bu oylama sonucu 400'e
karşı 21 oyla alınan bir kararla, FCC'nin dev
şirketlerin toplam izleyici kitlesinin yüzde
45'ini kontrol edecek büyüklüğe erişmesi
reddedilerek eski düzenleme geçerli sayıldı.
Oylama sonucunun, Cumhuriyetçi partinin
Temsilciler Meclisi'ne uyguladığı baskı ve
bizzat Bush'un engelleme karannı veto
edebileceği uyanlanna karşı alınması ise
kayda değerdi. Bir diğer önemli gelişme ise
beklenmedik bir anda ortaya çıktı.
Philadelphia'da bir grup gönüllü tarafindan
işletilen, kâr amacı gütmeyen ve bu nedenle de
gücü önemsenmeyen yerel bir radyo istasyonu,
FCC'nin yeni kurallanna karşı dava açtı. The
Prometheus Radio Project adlı bir projeyle
işbirliği halinde, bu konuda bir kampanya
başlatıldı. Özgür Radyo Hareketi'nin
savunuculuğunu yapan bu proje, radyo
yaymcılığının demokratikleştirilmesi için diğer
tüketici haklan derneklerini bir araya getirdi.
Sonunda 3 Eylül'de Philadelphia mahkemesi,
FCC'nin önerilerine karşı karar aldı. 16
Eylül'de senatoda yapılan oylamanın sonucu
ise FCC kurallannın 55'e karşı 40'la
reddedilişiyle sonuçlandı. Artık bunca olandan
sonra konu kapanmıştır diye düşünüyorsanız
yanılıyorsunuz. Amerikan medya savaşlan
bitmez. Nasıl bitsin ki? Demokrasi
bilgilendirilmiş, eğitimli vatandaşlann
varlığıyla güçlenmiyor mu? Herkes hep bir
elden halkı bilgilendirmeye(!) çalışıyor ki,
demokrasi gelişsin. AJı, ne onur...
kzulal@yahoo.com
Amerikan mı
yoksa Rus
salatası mı
4 "IV^onuşma
J^Lözgürlüğünü
garantileyen askerdir "
dedi General Rkk Hillkr,
"gazeteci değü"\ Askerdir
dedi; politikacı değil,
demokrasiyi garantileyen.
Askerdir dedi; bürokrat
değil dünya üzerinde
ulusumuzun değerlerini,
görüşlerini, inançlannı,
ideallerini yayan,
savunan. Ve dedi ki;
askerdir, bayrağa sanlı
tabutu ile en tehlikeli ve
zor şartlarda
inançlanmızı savunmanm
bedelini bizlerin gözleri
önüne seren. Askerdir...
Geçen perşembe
Kâbü'de, araçlannın
mayına çarpması üzerine
iki Kanadalı asker öldü.
Amerikan askerlerinin
açtığı dost ateşi ile 2002
yılında ölen dört
Kanadalı askerden sonra
bu, Kanada'nın ilk kaybı.
Yukandaki sözler de, bu
iki askerin yaşadıklan
şehirde anılanna yapılan
törende söz alan General
Hillier'in konuşmasmdan
bir parça. Burada önemli
bir not daha: Şu anda
Kâbü'de görev yapan
Kanada birliklerini
kumanda eden Hillier,
Savunma Bakanı ve
Savunma
1*1
Bakanlığı'na
hitaben
yazdığı
mektupta,
politikadan
uzakdurma
isteğinden olsa ^ ^ ^ ^ ^
gerek, törenin
daha çok asker ve
askerlerin yakınlan için
olduğunu belirtir ve
kibarca törene
gehnemelerinin daha iyi
olabileceğini ima eder.
Gerçekten de, ne
Başbakan ne de Savunma
Bakanlığı'ndan kimse
törene katılmaz...
Bütün dünya hayır der,
uzak dururken.
askerimizin Irak'a
yerleştirihnesi kararmın,
mönüde Rus salatası mı,
Amerikan salatası mı
yazılsın tartışmalannı
yapan Meclisimize teslim
edildiği bugünlerde,
Kanada'nm askerine
saygısını, inancını ve
sorumluluğunu gösteren
bu konuşmayı ve tavn
sizlerle paylaşmak
istedim. Aynı
sorumluluğu ve saygıyı
hükümetimizden
bekleyerek. "Kanada
ordusundaki askerin
onurhı görevi. heyecanlı ve
ödüllendiricidir, anıa son
derece de zorlayıcıdır. Bu
ulusun üniformasım giyen
üstün kadın ve
erkeklerimiz, dünya
üstünde ghükleri her
yerde guruıia bizün en
önemli değerlerimiz
haline gelmişler, 31 milyon
Kanadahyı başanyla
tenısil etmişlerdir. Kendi
ülkelerinde bazen hak
ettikkri takdiri
görmezken, kendi ülkeleri
dışında büyük saygryla
karşüanmışlardır. Bu
askerler. doğum günlerini,
doğumlan, ilk kenmeleri,
ilkadımlan,
yıldönümlerini,
kardeşlerinin evliliklerini
kaçıruiar. Hatta bazen, en
sevdiklerine dahi
hoşçakalın deme şansuıa
sahip olmadan, görev
başına geçerler. Bu
askerierimize
yapabileceğimiz en büyük
övgü, onları sadece
'Kanada askeri' diye
adlandırmaktır.. Onlar
dıştan çivi gibi sert ama,
içten yumuşacık bir
dokuya sahiplenfin.
Onlar, daha diğerleri
harekete geçmekten
bahsederken, harekete
geçmişlerdir bile. Fakat,
onları süpermen diye
tanımlamak da vanhş
olurdu, çünkü değülerdL
Onlar, sadece rastgele bir
Kanada vatandaşı idi,
kendini olağanüstü işler
yapmaya adamış rastgele
Kanadahlar... Asker, zorhı
görevini gönullüce seçer,
riskleri binr ama aynı
zamanda bitir
kionun
kararhğıçok
şey demektir.
BUirki,onun
BERNA varhğıve
DEMtRYOL Çahşmaa,
ölünı ve
TOR0NT0
yaşam
arasındaki çizgiyi çeker.
BUir ki, onun varhğı,
umut ve umutsuzhığu
birbirinden ayınr. Onlar,
yapüklan işleri
seviyorlardL tşlerini
yaparken cesurduriar. Ve
bu yüzden biz onlaıia
gunır duyuyoruz. Onlar,
dünyanm çok ihtiyaç
duyduğu, Kanada
kahramanlandır. Susan.
Joshua. bir yaşmdaki tath
Maddy™ Keümeler
ulusumuzun sizlere ne
kadar müteşekkir
olduğunu anlatmaya
yetmezJ"
Fazla söze ihtiyaç yok.
Yukandaki sözler, iki
Kanadalı askerin kaybı
üstüne edilmiş sözler.
Türk ulusu askerine en
çok değeri veren
uluslardan biri, belki de
birincisidir. Bir tek Türk
askerinin yaşamının, tüm
ulus için çok kıymetli
olduğunu bilerek sorumlu
ve alnı açık kararlar
verilmesi umudundayız.
Evet askerdir, bayrağa
sanlı tabutu ile en
tehlikeli ve zor şartlarda
inançlanmızı savunmanın
bedelini bizlerin gözleri
önüne seren. Askerdir.
Ama, hangi inançlar için,
hangi amaçlar için?
Terminatör
gençken...
Kanforniya \alisi
seçilen üıilü aktör
Arnold
Schwarzenegger
bugünlerde bir
fotoğraf sergisiniıı
he\ecanını yaşryor.
New York'ta bulunan
dünyanın en eski
fotoğraf müzesi
George Eastnıan
EvTnde kasunda
düzenlenecek sergide,
sinema ovuncusu ve
fotoğrafçı C andice
Bergenın 1971-76
yıllan arasında çektiği
ünlülere ait 25 resim
yeralacak.
"Terminatör", 1976'da
Bergen tarafindan
çekilen bu fotoğrannda
New York'taki bir
vücut geliştirme yanş
masına hazırlanıvor.
(Fotoğaf: REUTERS)
îsveç feminizmin neresinde?
Isveç Parlamentosu'nda 7
parti var. Bunlardan Sol Parti
en solda olanı. Çizgisi
"feministsosyafist". Parti içine,
partinin Sol Parti komünistleri
adını değiştirmeden önceki
zamamndan kahna "eski tüfek
komünisder" ile "çağdaşlaşma
yanhsı sosyaüstler" çekişme
içinde. Parti, parlamentoya
girme barajı olan yüzde 4'ler
civannda sefilleri oynarken
genel başkan olan ve bir ara
partiyi ülkenin üçüncü en
büyük partisi haline getiren
Gudnın Schyman, saçmasapan
bir vergi beyannamesi
usulsüzlüğü nedeniyle çıkan
skandaldan dolayı görevinden
aynldı. Parti, gelecek yıl
yapılacak olan kongresine
kadar geçici bir başkanla idare
etmekte. Schyman, şimdi tam
vakit feministlik yapıyor. Kendi
deyişiyle, parlamentoda,
"feministleri tenısil ediyor".
Hem parlamento içindeki hem
de dışındaki feministleri. Sivil
toplum örgütleriyle parlamento
arasında bir köprü
oluşturduğunu söylüyor. Bunu
yaparken, "herhangi bir
partinin çizgisini izleyerek
kendini sınırlamayacağını*' da
açıkça belırtiyor. Tabii bu
mesaj, en çok Sol Parti'ye
yönelik. Her ne kadar Isveç
basını, Schyman'uı halka
fenunizmi öğretmek için
konferanslar verirken para
almasının siyasi ahlaka uyup
uymadığı konusuna büyük
öncelik tanırken, böylesine
deneyimli ve
başanlı bir kadın
politikacının neden
bu yolu yeğlediği
konusu geri planda
kalıyor. Akla gelen
bazı nedenleri
sayalun hele:
tsveç'te bugün 10-
11 yaşmdaki çocuklar için
sutyen ve "string" külot
üretüiyor. tçine "yumuşak
yasokçık" konulan ve üzerinde
Disney figürlerinin resimleri
olan sutyenler, açık veya gizli
reklamlarla "çocuk
tüketfcikre" tanıtılıyor. Daha
büyük kız çocuklan ve genç
kızlar için bir "popo endüstrisi"
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
oluşturuhnuş durumda. Bunu
görebilmek için kişinin "kart
kurt, körpe kuzu sendromuna"
yakalanmış ohnasma gerek
yok. Efendim, külodun
kenarlan dışardan
görünmeyecekmiş! Biryandan
karşı cinse "seks objesi" olarak
bakılması eleştirilirken,
gencecik insanlann ortalıkta
"Taxi Driver" fihnindeki genç
fahişe gibi dolaşması "normal"
kabul ediliyor.
Isveç'te bugün
kadınlara, gece
yalnız olarak ev
dışuıda
dolaşmamalan salık
verilebüiyor. Bu
_ _ _ ^ ^ ^ yılın ilk 9 aymda
pohse ulaşan cinsel
teca\üz olaylan sayısı 500"ü
geçti. Kadına yönelik şiddet
olaylanndan dolayı ülkedeki
kaduılan konıma evleri çatı
katına kadar dolu. Gece geç
vakit bir eğlence yerinden
çüanca evine güven içinde
dönebilmek için taksiye binen
kadınlar, kayıtsız taksi
sürenlerin saldnılanna
uğruyorlar. Geçenlerde bir
gazetede, Isveç'in en başanlı
kadın atletlerinden bazılannın
menajeri olan bir tiple yapılan
röportajda adamın, "Kadın
sporculann yanş pistinde seksi
ve çekki görünmeleri gereküdir,
aksi takdirde vannş nıeslek
seçmişler demektir" şeklindeki
sözleri yer aldı. Önce kendi
kendıme. "Tamam, şimdi bu
hıyara yanıt yağar" dedim.
Kimseden çıt çıkmadı! Sonunda
ben bir yanıt gönderdim ve "asıl
bu zaun yanhş meslek seçmiş
olduğunu. pop yüdızlaruıa
menajerlik etmesinin daha
uygun olacağını" yazdnn. Nasıl
olduysa yazım yayunlandı.
Yine kimseden çıt çıkmadı.
Diğer birçoklannın aksine,
rumuz kullanmamış olduğum
halde. Biz hangi Isveç'te
yaşıyoruz ve bu ülke
feminizmin neresinde kaldı,
yine hâlâ kendime
sormaktayun.
Işte belli ki Gudnın Schyman
da kendine aynı soruyu
soruyor. Ona bir bardak demli
"pazar çayı" da benden...
Terminatör politikacı oldu!
Ve Arnold Schwarzenegger
Kaliforniya Valisi seçildi. Son bir
aydn- Amerika'yı çalkalayan ve birçok
espri ve şakaya yol açan
Kaliforniya'daki "recalT (geri abna)
seçimleri renkli geçti. ABD'de
seçmenler seçtikleri görevliyi süre
dohnadangörevdenalabilir. 7
Ekim'de yapılan seçim iki bölümden
oluştu: Seçmenler önce "Gary Davis
valilikten ahnsuı mı" sorusuna cevap verdi
Evet. Dcinci soruyakarşılık\erilen oylar
ise Avusturyalılann gönlünü okşadı. Vali
adaylannın sayısı Kaliforniya tarihindeki
en yüksek sayıymış: Tam 135. Aralannda
ünlü Arnold Schwarzenegger, yıllann
porno yayıncısı Larry Fhnt, çocukken
aktörlük yapan Gary Cokman ve porno
yıldızı Mary Care>
-
vardı. Terminatör
fıhnlerinden çok iyi tanıdığımız
Schvvarzenegger yürekten fakat ılımlı bir
Cumhuriyetçi. 30 Temmuz 1947'te
Avusturya'da doğan yeni vali dört çocuk
TEKSAS
BARIŞ
GÜNERSEL
babası; 1993'te
Amerikan vatandaşı
olmuş. Kansı Maria
Schriver eski başkan
Kennedy'nin
yeğenlerinden.
Schvvarzenegger'in
geçmişte siyahlara ve
kadmlara karşı kabalık ettiğine dair pek
çok haber var. Altı kadın, onu göğüslerini
ellemekle suçladı. Bu suçlamalara karşı
Schvvarzenegger, "Bunlann hepsi asüsızdır.
Ancak hep şöyle derim; ateş olmayan
yerden duman çıkmaz. Yani insanlara,
özelUkle hammlara, saygısızca yaklaşoğun
hissini vermiş olabinrim, ama bunlar
geçmişte kaldı. Hepsi için, herkesten özür
dilerim!" dedi. Politika dünyasındaki ilk
"kamu önü" tartışması 24 Eylül akşamı
Sacramento'da gerçekleşti. Arianna
Huffington'la ateşli bir tartışmaya giren
aktör. "Sizin v^ergi açığuuz o kadar büyük
ki içinden traktörümü geçirebilirim!" dedi.
Bayan Arianna altta kahnayarak "Ben
şiddet dolu filmler yaparak 20 mihon dolar
kazannuyorum" diye cevap verdi; sonra
rakibini maço tutumu ve kadınlara
saygısızlığı konusunda sıkıştınnca, aktör,
"Büiyor musunuz, sizin için Terminatör-
4'te harika bir rolüm \^ar!" diye yanıt
verdi. Terminatör 3'ü izlediyseniz fihnde
Schvvarzenegger' in kadm robotu nasıl
parçaladığmı hatırlarsınız.
Schwarzenegger'in ettiği komik laflar
gerçekten akıldan çıkacak gibi değil. Biri:
"Bence eşcinsel e\ lüiği bir kadınla bir erkek
arasında ohnah.'' Bir diğeri ise Bill Clinton-
Monica Lewinsky skandalı hakkında: "tşte
bunun için Cumhuriyetçi Parti'yi asla
affetmeyeceğim. O de\irde kendime
Cumhuriyetçi demekten utanrvordum."
Amerikalılar Kaliforniya'nın haline
gülerek bakıyor, kendileriyle dalga geçiyor.
Ama kim ne derse desin nüfusu 35 milyon
olan Kaliforniya'da yeni bir dönem başladı.
bgunersel2(2 hotmail.com
Beşikten
mezara
şeriati I l e n terör istiyorum. Ben Usame bin
J^Ladın obnak istiyorum. O, tkiz
Kukleri bir daha yerle bir etsin!"
Süleymacılann Duısburg'daki yatılı
yurdunda kalan on bir yaşındaİd Türk
öğrencinin geçenlerde ele geçirilen
defterinde yazıyor bu sarırlar. "tDe de
başörtümle ders vereceğün" diyen Afgan
asıllı Alman vatandaşı öğreöiıen bayan
Ludin sonunda istediğine kavuştu!
Almanya'yı kanştu-dı, yakuıda AB de
kanşacak gibi. Stuttgart'taki Baden-
Württemberg Eyalet Eğitim Bakanlığı
aleyhine beş yıl önce açtığı davanın
sonunda pek haklı çıkmadı, fakat şu
aşamada kazanan taraf yine de Ludin ile
arkasındaki Islamcılar. Federal bir ülke
olan Almanya'da şimdi her eyalet "suufta
türhan sorununu" kendi başına çözmek
zorunda. Bütün ülkede geçerli ortak bir
eğitim yasası olmayan Almanya
eyaletlere bölünmüş ohnanm "cezaa"nı
çekiyor. Mehmet Erbakan'm Alman
asıllı yengesi Emine Erbakan birkaç yıl
önce yazdığı bir kitapta sorunlu
Müslüman gençlerini, "Ahnanlaria ülke
yasalannı kuDanarak nasıl mücadele
edecekkri" konusunda aydınlatmakta.
Kimsenin, ötekinin sorunlan ile pek
ilgilenmediği, bu tepkisizliğüıi
"hoşgörü" diye adlandırdığı ve karşı
çıkarsa "yabancı düşmam" damgası
yemekten korktuğu Almanya'da şeriat
sevdalılan son 20 yılda istedikleri gibi at
koşturdu! Iranlısmdan Suudisine,
Türk'ünden Mısırlısına, Filistinlisinden
Libyalısı, Cezayirlisine, Afganından
Pakıstanlısma, tümü de aklına geleni
yaptı. Ne toplum, ne politikacılar ne de
kilise ses çıkardı.
STUTTCART Hele Sosyal
Demokratlar ile
Yeşiller'in
yönetimde
olduğu
eyaletlerde dini
^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ bütünler el
üstünde tutuldu.
Böyle olmasa bundan 30 yıl önce 15 olan
cami sayısı şimdi 2500'e çıkar mıydı?
Çocuk yuvasından cenaze vakfina her şey
ellerinde, her ipte bezleri var Almanyalı
şeriatçılann! Ortaokul çocukJanna
özellikle Süleymancılarla Milli
Görüşçüler kancayı takmış. Bütün haftayı
teşkilatın yatılı yurdunda geçiren
öğrenciye sadece cumartesi akşamlan
ana babasmı görmesine izin veriliyor.
Sayılan on binleri aşan, içlerinden birçoğu
imam eğitimi de gören bu çocuklar
yurtlarda ne yapıyor, ne ders görüyor
hiçbir yetkilinin haberi yok! Yasalar, resmi
makamlara denetleme haklonı bile
vermiyor! Liseli gençlerimizle ise daha
çok Fethullahçılar ilgileniyor, onlara
İcocaman dershaneler açıyor! Bunu
organize etmesi için on yıl kadar önce
Türkiye'den yollanan Halfl Şimşek,
Almanya "misyonu''nu bitirdi. Görevine
şu sualar Ispanya'da devam etmekte!
Stuttgartlı Fethullahçılann geçen yıl
Alevileri de\Teden çıkararak İ.2 milyon
Euro'ya satuı aldıklan ve bir o kadar da
tamirine harcayacaklan 2500 metrekarelik
binaya okul ve dershane açmalanna
belediye izin verdi. Yuvadan başlayarak
"bilenen" çocuklanmızı üniversiteye
geldiklerinde "ağabe>leri" bekliyor. O
güne dek sabu'lı bir "eğitim
w
den geçirihniş
"misyon"a hazn- bu gençleri artık hiç
kimse bükemez! Alman üniversiteleri çoğu
Türk asıllı, şeriatçı kafalı deneyimli
öğrencilerin ve onlann arkasındakilerin
eline geçmiş durumda. Atalanmızın "Kişi
ektiğmi biçer!" sözü şu sıralar
Abnanya'da hem politikacılar hem de
şeriat sevdalılan için geçerli!
AHMET
ARPAD