22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKİM 20O3 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 19 Hükümet tradan sOrtan nedetı atmaya htnrbmyorf 8ıtntiâetmekIçiı! Elektronik posta: denizsofn#cumhuriyet.com.tr Te: 0.212,512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Medyada tekelleşme kavgası yokmuş... "Tekellesememe kavaısı vari" SebepVımetMeteA- aak "Zamanın Dumhurbaşkanı Uelal Bayar, Bursa ko- luşmasında 'Kore'ye •sker gönderme gerek- ;esini burada elimde >lmayan sebepten do- ayı açıklayamayaca- |im' demişti ve Kore'de i50 askerimizi şehit bı- aktık" diyor. Aynı 'se- >ep'ten şimdi de Irak'a ısker gönderiyoruz a- na bu kez kamuoyu, I- ak'ta vereceği şehitle- in hesabını fena halde soracağa benziyor. Jcuzluk £| Nâzım Hikmet'in bir ^jŞ şiirinde ABD için ~"_ Kore'ye gönderilen " Türk askerlerinin can bedelinin 70 sente çeldiğini yazmıştık... Emekli binbaşı Erol Soy- sever'den düzettme gel- d; 70 değil 23 sentmiş... Cönemin ABD Dışişleri Bakanı Dulles, açıkla- rnış Türk askerlerinin çok ucuza geldiğini. rtadoğu uzmanı gazeteci Faik Bulut Berfin Yayınlan'ndan çıkan son kitabı "Arapların Gözüyle Irak lşgali"nde, ABD'nin başlattığı savaşın Arap cephesinden nasıl yorumlan- dığını, Araplann ABD'yi. Avrupa'yı. Türkiye'yi ve ken- di rejimlerini nasıl algıladıklarını anlatıyor. Alt başlığı "Binbir Gece Savaşlan" olan kitabın ilginç bölümlerinden biri de Arap aydınlannın görüşleri. örneğin Mısırlı yazar Muhammed Ibrahim Mab- ruk şöyle diyor: "Hangisini istemeli: Şeriatı mı, özgüriüğü mü? Amerikan savaşının Islamcılar arasında yeniden gündeme getirdiği soru budur. islamcılann çoğu, Saddam ile ABD'yi aynı anda reddediyor. Şeriata öncelik veren Islamcılann tezleri herkesçe malum. özgürlüğe öncelik tanıyanlar, şu ge- rekçelere dayanıyor: 'özgürlük, şeriat düzeni talep et- mek için uygun bir ortam hazırlayan zorunlu bir giriz- gâhtır. Pratikte Islamcı hareketler, yalnızözgürlüğün ol- Araplar duğu ülkelerde gelişirler. Despotik yönetimlerde Is- lamcılar, kendini ifade edebilmek için şeriat ile özgür- iüğü birlikte dile getirirler. Ek olarak, eğer bir seçim fır- satı sunulursa dini güdülerine güvenen halk, Islam dü- zeninden başka bir şeyi tercih etmez.' Şeriat yanlılan, yukandaki gerekçeleri şöyte yanrtlı- yoriar: 'Esasen şeriat talebi, aynı zamanda hürriyet talebini de içeriyor. Zira, dinde zoriama yoktur ve Ku- ran ayeti, 'size efendi degilim' mealinde bir buyruk içe- rir.' Hürriyet ile şeriat arasındaki kopmaz bağa gerçek- ten inanıyorlarsa, literatürlerinde ve davetlerinde (Is- lam'a çağn propagandası) neden bu tehlikeli ilintiyi görmezlikten geliyoriar? özgürlükten ve yaşamın diğer temel konulanndan bahsedilirken ve keza ilerleme, kalkınma ve toplum- sal adalet kavramlanna değinilirken, neden bu kav- ramlar islami söylev biçiminden bağımsız şekilde ele alınıyor? Şeriat yanlılannın unuttuğu temel şey ise, hürriyet talep ederken bunu, tüm halk için değil, kendi siyasi cemaatleri için bir istek olarak dile getirmeleri ve öz- güriüğü kendi içlerinde asla uygulamamalandır. Her Is- lamcının kendi dini anlayışı ve perspektifi çerçevesin- de talep ettiği özgüriük, ilerleme, kalkınma ve birlik; bunu gerçekleştirecek olan 'Allah'a kulluk' zemininde öne sürülüyor ki; bu da onlan insanlığın dünyevi ve maddi amaçlannın gerçekleşmesi için çabalayan re- formcu laiklerin konumuna düşürüyor. Bizce Islamcılar arasındaki esas kriz, kendi içlerin- de diğer bütün krizleri banndınyor. Bu kriz, Islamcıların yaşadığımız merhalenin dayat- tığı uygariık fikrini derinleştirme yönünde çaba göster- memelerinde yatıyor." Silgi AkifKökçe:"Ye- tişkinlerin yan- lışlannı silebilecek boyutlarda silgi yapıl- malı çocuklara." Yüksek Yerilim Hattı erdincutku " yahoo.com Doğum tarihiyle başladı, narsistin tarihi! Yangın söndür(me) helikopterleri Burgazada yangınında, yangın sön- dünme helikopterierinin sözleşme sü- resinin bitmiş olması gündeme gelmiş- ti... Bu helikopterlerde görev yapmış emekli pilot yarbay anlatıyor. "Orman Bakanlığı'ndasezon başın- da bir hesap yapılıyor, kaç helikopter kiralanacağı belirieniyor ve ihaleye çı- kılıyor. Bir ihale şartnamesi var ki oku- sanız şaşırırsınız; Orman Bakanlı- ğı'nda kerameti kendinden menkul görevlilerın hazırladığı bir askeri emir- name. Ama, ihaleye katılan şirketlerin helikopterinin Türkiye'de bulunması koşulu yok; kazanırsa getirecek! Kaza- nan da ya getiremiyor ya da yeterli sa- yıda getiremiyor. Bu yaz başında Or- man Bakanı, 17 helikopter olduğunu söylediği zaman Türkiye'de bir teki bi- le yoktu. Sonradan ise 10 helikopter geldi... Oysa ihaleye herşirket getire- bileceği sayıda helikopterie katılabilse ve işin süresi bir yıl yerine üç-dört yıla çıkarılsa aksaklıklann önemli bir kısmı giderilmiş olur... Bu nedenle de işi ya- pabilecek şirketler ihaleye katılmıyor... 1 Ekim'de sözleşme süresi bittiği ve biri Bodrum'daöteki Izmir'de birerhe- likopterin süresi uzatıldığı için Burga- zada göz göre göre yandı. Böyle bir havada Istanbul'un başka bir yeri de yanabilirdi. Yangına başlangıçta mü- dahale edemezseniz, helikopter bir işe yaramaz. Bir başka sorun da emekli subay pilotlann, orman memuriarının emrine verilmesi; orman bekçisi 'suyu iyi atamadın albayım' diye çıkışabiliyor! Gerisini siz düşünün artık." ÇED KÖŞESf OKTAY EKİNCt Raci'nin '40. Mumu' Her Yerde Yanıyor... Yaşamını Anadoluya. tüm insanlık değerlerine ve "ban- şa" adayan sevgili arkadaşımız Raci Bademü yle 1 Eylül 2003 tekı "Dünya Banş Gü- nü"nü karşılarken vedalaşmış- tık... Bugünlerde de "40'uu" çı- kardık... Yanı ölümünün üze- rinden geçen 40 günün acısını içimize gömdük... Sadece OD- TÜ'nün değil, "Türkiye'nin sevgili şehircisinT sonsuzluğun büyüklüğüne teslım ettik... Bu gibi "dayaıulmazaynhk- lann" ardından yıne yazmış- tım... "Azerilerin" ınancma göre, çok sevdiğınızden aynl- dığınız zaman, yüreğinizde "40 ımınT birden yanar \ e ru- hunuzu dağlar... Geçen her gün biri söner... 40. gün tek kalan mum ise artık siz yaşadıkça yanar durur... Ne zaman içiniz- de bir sıcaklık olsa, işte o, yü- reğinizdeki sönmeyen son mumdur... Raci'nin 40. mumu ise arük her yerde ve her za- man kendini hissettirecek._ Nalet hastalığının henüz umutla birleştıği günlerde, yıl- lardır birlikte tasarladığunız "imarcinKkleri'' kitabımızdan söz etmiştim... Uyanık vatan- daşlanmızın imar düzenbaz- lıklannı anlatıp gülerken, bunlan bir kitapta derle- menin özlemini çektiğimizi yaz- mıştım... (Cum- huriyet - 29 Hazı- ran2OO3) Şimdi, nerede bir 'imar oyunııy- la" karşılaşsam yüreğimdeki sı- caklık artıyor... Eğilimli arazide "kottan kat kazananlan". yo- ğunluk hesabını arsanın "brüt aJanı" üzerınden yapıp ınşaat büyüklüğünü arttıranlan; yapı alanına girmeyen balkonlan o- da boyutunda tutarak, ıskân- dan sonra kapatanlan.. ve da- ha sayısız cinlikleri gördükçe, Raci sanki kulağıma fisıldıyor: "- Kabahat biraz da bu akıl- lan veren mimar ve plancılar- dadeğflmi?-" GeBbolu'dan BursaVa... Geçenlerde Assos'takı bir toplantıdan İstanbul'a döner- ken, GeKbohı Tarihi Milli Par- la'nı insanlığın "Dünya Banş Parkı''na dönüştüren projeyi de Racı'yi anarak konuştuk... 0nun emekleri ve katkılan ol- masaydı, ülkemizin gururu olan böyle bir proje yanşması, bu denli insan, doğa ve tarih sevgisiyle yüklü olarak ger- çekleşebilır mıydi?... Tarihi KenÜerBirfiğirun 25- 27 Eylül 2003 günlerindeki tz- mir buluşmasında sunuş ya- pan Bursa Büyükşehir Beledi- yesi plancılan, 2020 yılını he- defleyen master planlannı an- Iahrken; "Raci Bademli hoca- nın yaşam kavnaklan üzerin- deki tüm hassasiyetini sürdü- rüyoruz.." dediler... Aynı top- lantıdan bır hafta önceki Yapı- Yaşam Kongresinde de Bur- salı mimarlar, mesleklerinin kente karşı sorumluluklannı öğreten sev gili hocalan için bir saygı panosu düzenlemişler- dı'.. Raci Bademli, bir bakıma "Kars'tan Edirne'ye kadar" ülkemizin hemen her yerinde- ki kültür ve çe\Te mirasının ko- runması çabalanna ya katıldı ya destek verdi; ya fikir üretti ya da koüannı sıv ayıp kendisi sorumluluk üstlendı... Metin Sözen. bu nedenle "Kentier Düşünenini Yrtirdi" dıye yaz- dı... (Cumhunyet-16 Eylül 2003) Kıbns'tanKâbü^e^. Raci Bademli, Türkiye dı- şında da aynı sevdanın peşini bu"akmadı... Örneğin herkes Kıbns'ta tatil ya- pıp, *iş" takibin- de dolanırken, Prof. Dr. Ruşen Keleş'le birlikte önce Lefkoşa'nın sonra da tüm Ku- zevKıbns'marnk "planhgeKşmesi" çalışmalanna bıl- gisini ve birikim- lerini kattı... Ağa Han Mi- marlık Ödülleri Vakfı Genel Sekreteri Istan- bul-2005 Dünya Mimarlık Kongresı Başkanı SuhaOzkan anlatıyor: "Savaşın tahrip etti- ği Aiganistan'ın başkenti Kâ- bil'in yeniden planlanması ça- hşmamıza Raci Bademli'vle birlikte başlamışûk.. Sokakta- ki çocuklardan 1 dolara aldığı kent harilasu iik planlama bel- gemiz oldu._" Şimdi bütün bu kentlerle, bütün bu projelerle, bütün bu duygulu çalışmalarla ve her yerde, her zaman doğa, tarih ve insanlarla birlikte olurken, yüreğimizdeki 40. mumun sı- caklığı da hep bizlerle dolaşa- cak, bizlerle yaşayacak... Hem de aynı kentlerin ru- hunda "kuşaktan kuşağa" ak- tarılarak... Oekinci >; cumhuriyetcom.tr KÎM KtME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakı turk.net ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACl kamilmasaraci a mynet.com %&&* 1 u • » r 9- a b-A KEDİ LEVO APTLUKA aptull n hotmail.com HAYAT EPİK TİIATROSÜ MLSTAFA BÎLGL TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN UEkim www.nuuntaz-arikan.coni EĞRİ'NİN FETHİ.. 1S9Ğ 'DA 8USÛM, AU/rt'£TL£e/A/£ rEOL/M OİMUfTU. O Sl- H£D£MIYL£, SADSAZAM/K D/l EROEL 'fM GOV£M£-fĞ/A//A/ SASSfLMAS'f, &4O/'- ŞAHIU K4/Ç,4£W0ı4 ETT&Lf O£MUŞ7TJ. EYLÜL AYINOA KALEYİ KUÇATHN OSMAMLI O££XJGU, SOM OEKECe £y4ĞL/U SOA/İ/Ç ALAM<Wf, eÜM SuRMUfTtÜ. SOfJUMDA m-MEHMEr, K4LE- YE "Es/si FAr/'Mf "ı/Kiı/HMryL4 SreM/çrr.. GORUŞ TURKKAYA ATAOV ABD ve Dünya Parlamentosu Sıradan Amerikalıdan ve dünya yurttaşlanndan büyük ölçüde gizlenmesine karşın, dünya halklan- nın sorumlu aydınları, az kazançlı gruplan ve gele- ceğin kuşaklan olan gençlik, Yeni Delhi'den Mad- rid'e, Moskova'dan Johannesburg'a meydanlan dol- durup Amerikan yayılmasını protesto ettiler. Bazı New York gösterilerine ben de yerinde tanık oldum. Bunlar Bush'un açıklamalarına, yaptıklanna ve ta- sarladığı anlaşılan şeylere karşıydı. Tekelci serma- yeyle askerî-endüstri kompleksinin egemen olduğu Beyaz Saray yönetiminin insanlık ideallerine ters düştüğünü ifade ettiler. Aynı güçlerin hizmetinde olan medya bu eğilimi gereği gibi yansıtmadı. öte yandan, halklann protesto birikimi de sonucu değiştirmedi. Yakın geçmişte demokrasi ve özgür- lük adına yapıldığı söylenen savaşlar yıkım, işgal, baskı ve gasp getirdi. Olaylar ve geçen zaman ise Bush'un ardındakilerin değil, dünya halklannın pro- testolannın doğruluğunu kanıtladı. Ne varki, adalet- ten ve banştan, demokrasiden ve özgüriükten yana olanlann muhalefeti, protestonun ötesine geçmek zorundadır. Dünyanın bu yönde yeniden biçimlen- mesinin somut adımlara gereksinımi var. Emperya- lizm, küresel egemenliği nasıl açıkça savunuyorsa, küresel demokrasi isteyenler de onlar kadar kararlı, atak ve örgütlü olmak zorundalar. önemli soru şu: Halklann bu enerjisi nasıl uyumlaşacak, bütünleşe- cek ve kurumlaşacak? Bir yol, üyelerini yurttaşlann doğrudan seçeceği Dünya Parlamentosu 'dur. Birteşmiş Milletler sıradan yurttaşlann değil, devletlerin örgütüdür. Oradaki tem- silciler o sırada başkentierde oturan iktidariann tali- matına uyariar, o kadar. Uymayan görevden alınır. Oysa, Amerika'ya ilişkin tavır konusunda meydan- lan ve caddeleri dolduran kalabalıklann tavn karşı yönde olabilir. Bu insanlan kim temsil edecek? Ulus- lararası sahnede etkili halk savaşımı verecek orga- na gereksinim var. Böyle bir organ kurulacak olsa, bundan yeni bir iktidar kaynağı da doğabilir. Dünya Partamentosu, meşruluğunu, her ülkenin kendi halkı tarafından aracılar olmaksızın seçilenler- ce oluşmasından almalıdır. llk başlarda, günümüz 193 devletinin yurttaşı yerine diyelim 25-30 kadan- nın oyuyla seçim bile yeterii olabilir. Gene başlarda, işlevi bir konuşma, açıklama, tartışma ve tavsiye ye- ri olmakla sınıriı kalabilir. Ama kulaklar böyle bir ku- ruluşa uzun süre kapalı kalamaz. Hele karariar alma- ya başlayınca bugün var olan IMF gibi örgütlerin oyunlan ancak bir alay konusu düzeyine iner. Seçi- lenler kendi yöneticilerini değil, yurttaşları simgele- yecektir. Gene böyle bir meclis, savaş denilen silahlı çatış- mayı uluslararası bir olay olmaktan çıkarabilir. Kant'ın kaç yıl önce dediği gibi, gerçek demokrasi- de halk egemen olursa, savaşlar da olmaz. Günü- müzde savaş isteyenler, kendileri savaşmayacak olanlardır. Irak'ta 1991 savaşının mimarı baba Bush'un yardımcısı ûuayle ve Haiti'ye asker yolla- yan Clinton, yedek askeriik görevini bile yapma- mışlardı. Türiü şiddet yoluna sapanlann bazı şikâyet- leri böyle bir mecliste banşçı yoldan işrtilirse, terö- ristlerin yandaş toplamaya güçleri de kalmayacak, gerekleri de. Böyle bir demokratik açılım sömürgenlerie em- peryalistlerin korkulu rüyasıdır. Onlar bu seçimlere de hile karıştıracaklar. örneğin, Amerika'dan R. Falk, K. Van Heuvel ve R. Clark'ın seçilmelerine izin verirler mi? Dünya Parlamentosu için sabır ge- rek. Ama denemekte yarar var. ötesi, böyle bir ku- ruluş "halklar süpergücü" için gerekli bir mücade- le aracıdır. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLD.4NSAĞA: 1/ Bir işin so- nuçlanıncaya değinboşyere uğradığı ge- cikmelerin tü- mü. 2/Namaz çağnsı... Acı, keder. 3/Man- tarlann nem ve ısı etkisiyle organik mad- deler üzerinde oluşturduğu yeşiltabaka... Deniz- cilikte sancağı, yel- keni ya da sereni di- rekten aşağı ahna. 4/ Küçük mağara... Edirne'nin bir ilçesı. 5/Hertarafiçıtleçev- rili koyun ya da keçı ağıh. # Itırlı bir bit- 8 ki... Yanarken güzel 9 koktuğu için tütsü olarak kullanılan ağaç. III Dinsel inançlan olmayan. 8/"— Orta": Türkiye'nin uluslararası ilk bayan futbol hakemi... Telli balık- çıl. 9/Vaktinden önce doğmuş bebek. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Toprak üstündeki doğal set... Yiğit, kahraman. II Can sıkıntısı, üzüntü... Tehlike durumu, imdat, yardtm. 3/Sergen... Gemilerde türlü işlerde kulla- nılan bir tür demir halka. 4/ Ses... "Atma bu taşla- n ben yaralıyım/ — al giymiş ben karalıyım" (Tür- kü). 5/ Gelenek. 6/ Başkası tarafından yapılan bir zaran ödeme... Bilgisiz, kültürsüz kimse. 7/Vücut- taki AIDS virüsünü saptamakta kullanılan test... Motorlu taşıtlann elektriğini sağlayan aygıt. 8/Do- ğu Anadolu'da kullanılan bir tür küçük zurna... Ge- cikme. 9/Eski dilde bağırsaklar... Küçük akarsu. ANKARA10. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No. 2002 3 P Davacı Sezaı Saka vekılı Av. Emel Cıcıgül tarafından davalılar Hüseyın Alp ve arkadaşlan aleyhine mahke- memıze açılan ızale-ı şuvıı davasında: Davalılardan Hüseyın Alp, Mehmet Alp (Alı oğlu). Mehmet Alp (tbrahim oğlu). Süleyman Ulutaş ve fbra- him Acar'm "Karacakaya Cad. No: 36 Siteler Ankara" adresınde yapılan teblıgatlann bılateblığ dönmesı \e davahlann açık adresı tüm araştırmalara ragmen tespıt edilemedığınden duruşma tarihi olan 5.11 2003 günü saat 9.25'te mahkememız duruşma salonunda hazır bu- lunmalan \eya kendılennı bir vekılle temsil ettirmelen. aksı takdırde davaya yokluklannda de\am edıleceğı ve karar verileceğı hususu tebligat yenne kaım olmak üze- re ılanen teblıg olunur. Basın: 47237
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle