04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 OCAK 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER TÜRBAN TASARISIGÖRÜŞÜLÜYOR AKR YÖK sonrasıyla hesaplaşıyor • AKP'liler "1981-82'den başlayarak her ne sebepten olursa olsun" ûniversitelerden atılan tüm ögrenci, öğretim üyeleri ve memurlann da af kapsamına alınmasını istedi. Bu düzenleme yasalaştmhrsa üniversitelerde YÖK sonrası 20 yıllık süre için bir genel af yürürlüğe girmiş olacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Milli Eğitim Alt Komisyonu, türbanlı öğrencilere af yolunu açan tasan üzerinde çalışmalannı tamamlama noktasına gelirken; AKP'liler "1981-82'den başlayarak her ne sebepten olursa oisun" ûniversitelerden atılan tüm öğrenci, öğretim üyeleri ve memurlann da af kapsamına alınmasını istedi. Bu düzenleme yasalaştmhrsa üniversitelerde YÖK sonrası 20 yıllık süre için bir genel af yürürlüğe girmiş olacak. CHP'li komisyon üyeleri rapora muhalefet şerhi koyacak. TBMM Milli Eğitim Alt Komisyonu, tasan üzerindeki çalışmalannı haftalardır sürdürüyor. Komisyonun AKP'li üyelerinin rapora son biçimini verdiği, ancak henüz CHP'lilere raporun verilmediği öğrenildi. CHP'liler AKP'lilerin çerçevesini genişlettiği af düzenlemelerine muhalefet şerhi koyacak. AKP'li üyeler, "toplumda genel bir uzlaşma sağlanması için" tasan kapsamındaki öğrenci affinın çok genel bir affa dönüştürülmesini istiyor. Daha önceki toplantılarda "199^-94'ten başlayarak her ne sebepten olursa olsun* ûniversitelerden atılan tüm öğrenciler, öğretim üyeleri ile üniversite çahşanı memurlann da af kapsamına alınmasını isteyen AKP'lilerin son geldikleri noktada, af kapsamını daha da genişlettikleri ögrenildi. Hazırlanan rapora göre, 1981-82'den başlayarak her ne sebeple olursa olsun ûniversitelerden atılan tüm öğrenci, öğretim üyeleri ve üniversitelerde çalışan memurlara af yolu açılacak. "Her ne sebepten olursa olsun" vurgusu nedeniyle devamsızlık, başansızlık, dısiplın suçlanndan üniversitelerle ilişiği kesilenlerin yanı sıra diploma denklikleri kabul edilmeyen başta El-Ezher Üniversitesi mezunlan olmak üzere birçok öğrenci de aftan yararlanacak. KURUCU MECLÎS'tN YILDÖNÜMÜ 27 Mayıs bir devrimdir • 1961 Anayasası ve Demokrasi Vakfı tarafindan düzenlenen yıldönümü etkinliğinde yapılan konuşmalarda, 27 Mayıs'ın 12 Eylül ve 12 Mart gibi bir darbe değil devrim olduğu belirtildi. tstanbul Haber Servisi - 27 Mayıs'ın, 12 Mart ve 12 Eylül gibi bir darbe değil, devrim olduğu vurgulanarak, AKP'nin seçimlerden önce söz verdiği "demokratik anayasa " konusunda vaatlerini tutmadığı belirtildi. 1961 Anayasası'nı hazırlayan Kurucu Meclis'in ilk toplantısını yapmasının 42. yıldönümü nedeniyle, Pera Palas Oteli'nde bir toplantı düzenlendi. 1961 Anayasası ve Demokrasi Vakfı Başkanı Numan Esn'in oturum başkanlığını yaptığı toplantıya, Yenigün Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve yazanmız Dr. Alev Coşkun, Hürriyet gazetesi başyazan Oktay Ekşi, Prof. Dr. Ismet Giritf, Prof. Dr. Aydın Aybay, Prof. Dr. Rona Aybay ve çok sayıda davetli katıldı. Alev Coşkun, 61 Anayasası 'nın, Türk anayasa tarihindeki en devrimci ve ilerici hukuk kurallannı getiren anayasa olarak anıldığını ıfade ederek "tnsan haklanna en üstün değeri veren, sosyal devleti ve hukukun üstünlüğünü hayata geçiren, laiklik ilkesinc ve milti mücadek ruhuna bağh olarak bağımsızhğı savunan 61 Anayasası geçerü oteaydı, Kopenhag Kriterieri'ne gerek kamıazdı" diye konuştu. Oktay Ekşi de AKP'nin parti programında, 82 Anayasası'na alternatif olarak hemen herkesin onaylayacağı, demokratik ve özgürlükçü bir anayasadan söz edildiğini, ancak iktidara gelindikten sonra, uygulamalann hayal kınklığı yarattığını söyledi. Prof. Dr. Ismet Giritli ise 61 Anayasası'nın 27 Mayıs'ın en önemli sonucu olduğunu belirtti. AKP'nin anayasa değişiklikleri konusundaki politikalannı eleştiren Giritli, "Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararlarnun yargı denetnninde olmamasııun, hukuka aykm olduğunu söyiüyorlar. Ancak, Avrupa tnsan Haldan Mahkemesi (AtHM) burada ahnan kararlann hepsini doğru bulmuş, aksi yönde bir karar bile vermemiştir. AKP'nin asıl yapmak istediği, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içine birtakun aşınhklann girmesini sağlamaknr" diye konuştu. Prof. Dr. Rona Aybay da 61 Anayasası'nın en büyük talihsizliğinin kötü bir yönetimin eline düşmesi olduğunu öne sürdü. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarımız îlhan Selçuk: Ruhi Suy ya saygı, savaşa karşı çıkmaktır TürkülerbanşiçinHATİCE TUNCER T " ^ uhi Su Kültür ve Sanat Vakfı tarafindan düzenlenen "Ruhi Su Sanat § ^ Gecesi-Türküler îmecesi"nde konuşan gazetemiz imtiyaz sahibi ve Halk müziğınin büyük sesı, yenilık- £ \ ^ başyazan Ilhan Selçuk. Ruhi Su'nun büyük bir banşçı olduğunu çı onden Ruhi Su, oncekı gece Ataturk , ,. , *f_, , v . . /_. , ... . . . t> ..1 , .. Kültür Merkezi'nde türküler, şiirler ve belırterek "Banşnı yanında savaşa karşı gerektıgı şekılde sesımızı yükseltelım. banş istekleriyle anıldı. Ruhi Su Kül- Ruhi Su'ya karşı en büyük saygımız bu olsun" dedi. Tiyatro sanatçısı Mümtaz tür ve Sanat Vakfı tarafindan düzenle- Sevinç'in Metin Altıok, Arif Damar ve Hasan Hüseyin'in Ruhi Su'ya yazdığı nen "Ruhi Su Sanat Gecesi-Türküler şür le ri okuduğu gecede daha sonra Kardeş Türküler sahneye çıktı. lmecesi"nde konuşan Cumhuriyet Ga- zetesi İmtiyaz Sahibi veyazanÖhanSel- ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ _ __ çuk, Ruhi Su'nun büyük bir banşçı ol- ^^^^^^^^^^^^^^^^^^mMM W Kardeş Turkufcr, duğunu belirterek "Banşın yanında sa- vaşa karşı gerektiği şekilde sesimizi yük- selteüm. Ruhi Su'ya karşı en büyüksay- gımızbu olsun" dedi. Ruhi Su'nun ölü- münün 18. yılında anma etkinlikleri kapsammda düzenlenen gece, sanatçı- nın sesinden dinletilen "Merhaba" tür- küsüyle başladı. Tiyatro sanatçısı Müm- taz Sevinç tarafindan sunulan gecede bir konuşma yapan Ilhan Selçuk, Ruhi Su'nun yalnız türkülerle değil, toplum- culukta, devrimcilikte ve insanlıkta bir önder olduğunu söyledi. Türküyü senfoni glbl dlnlemek Selçuk, dostluk etme mutluluğunu yakaladığı Ruhi Su için kaleme aldığı bir yazıdan özetle şu bölümü okudu: "Türküler bestelenmez türküler yakı- hr. Sen yanmazsan ben yanmasam, o yanmasa nasılyakıhr türküler? Ruhi Su yakılan türkülerin ateşinde ulusal kül- rürümüzü sesiyle yalazlandırdı." Ilhan Selçuk bundan sonra sözlerine şöyle devam etti: "Yüreklerimizi ısıüp bUincimizi uyardı. Çalarken, söylerken türkü türküleşirdi Ruhi su, geİmeden önce acaba türkü var mıydı? Vardı el- bet Ataturk' ün Cumhuriyetdevriminin önderiiğl, halk değeıierini ortaya çıka- np insanlarla paylaşmasıdır. Bu bir kül- tür devTimidir aynı zamanda. Bu kül- tür devriminin belki en önde gelenle- rinden biri Ruhi Su idi. Halk katman- lannda söylenen ve uzun yüzyülardan beri gelen rürkülerimizi bulup çıkanp aydınhğımızı türkülerle buluşturan in- san. Ruhi Su bir Anadohı türküsünü Be- ethoven'in 9. Senfonisi gibi dinlemesi- ni bize öğrettL" Büyük bir banşçı olan Ruhi Su'nun sesinden "Çanakkale Içinde Vurdular Beni" türküsünü dınlemenın banş sev- gisini yeniden algımak olduğunu ifade eden Selçuk. "Biz Ruhi'ye bu gece sevgi- mizi vesaygımıa gösteriyorsak onun banş- Ruhi Su'dan öğrendiklerini ifade ettikleri Burçak Tarlasf ndan sonra Kürtçe \lirkut ve Leyla, Ermenice Bingöl rürkülerrv le salonu doldoranlardan büyük alkış aldı. Ruhi Su'nun sesinden çafanan "Drama Köprüsü" sanatçüarve AKM'nin büyük salonunu tamamen dolduran izlevkiterle bir güç, Türkhe'yi savaşa sürüklüyor. Buna karşı yeterince ses çıkarümıyor. Yahıız türkülerimizin sesinde değiL ken- di çevrelerimizde de bunu dile getirelim ve banşuı yanında savaşa karşı gerekti- ğişekilde sesimizi yükseftetim. Ruhi Su'ya karşı en büyük saygımız bu olsun." Mümtaz Sevinç'in Metin Altıok, Arif Damar ve Hasan Hüseyin' in Ruhi Su'ya yazdığı şiirleri okuduğu gecede daha sonra Kardeş Türküler sahneye çıktı. Kardeş Türküler, Ruhi Su'dan öğren- diklerini ifade ettikleri Burçak Tarla- sı'ndan sonra Kürtçe Mirkut ve Leyla, Ermenice Bingöl türküleriyle salonu dolduranlardan büyük alkış aldı. Ruhi Su'nun kurduğu ve ölümünden sonra karşılaştıkları zorluklara karşın çalış- malannı sürdüren Cengiz Ünal yöneti- mindeki Ruhi Su Dostlar Korosu, "Bir Dalda tki Elma", "Karanfilim Susu- zum", "Dereyi DereyeÇatüm'' rürküle- rini seslendirdi. Selda Bağcan'dan türkü zlyafetl birağızdan söylenerek sanat gecesi Ruhi Su adına yalaşır biçimde sona erdL İlhan Selçuk'un Ruhi Su için kaleme aldığı yaZldaii: Türküler bestelenmez türküler yakıhr. Sen yanmasan, ben yanmasam, o yanmasa nasıl yakıhr türküler? Ruhi Su yakılan türkülerin ateşinde ulusal kültürümüzü sesiyle yalazlandırdı. Yüreklerimizi ısıtıp bUincimizi uyardı. (Fotoğraflar: KAAN SAĞANAK) çıhğını da dile getirmek zorundayız. Sava- şın karşısmdayızve banş istiyoruz. Anado- lu'nun, Ortadoğu'nun, tüm insanbğm ba- nş içinde yaşamasuu diliyoruz. Dünyaya posta koymakisteyen ve kendi çıkarlaruun güdüsünde insanlığı kana bulamak isteyen Muammer Ketencoğju'yla Balkan şar- kılannı seslendıren ve Balkan danslan sunan koroyu da izleyiciler ayakta al- kışladı. Yıllann deneyimli sanatçısı Sel- da Bağcan. güçlü sesiyle "Metris'ten Haber Geldi", "Üşür Ölüm Bile", "Yü- rü Bre Hızır Paşa", "Yüriiyorum Di- kenlerin Üstünde", "Srvas Yollan"ndan sonra "Uğuriar Olsun"u seslendirdi. Dostlar Korosu'nun da sahneye gele- rek sesleri ve halaylanyla eşlik ettiği Selda, "Aldırma GönüTle programına devam etrı. Selda aynlırken istek üzerine yeniden sahneye dönerek "Sıvas El- leri r 'ni okudu. Ruhi Su'nun sesinden çalınan "Drama Köprüsü" sanatçılar ve AKM'nin büyük salonunu tamamen dolduran izleyicilerle bir ağızdan söy- lenerek sanat gecesi Ruhi Su adına yakışır biçimde sona erdi. Türkiye Komünist Partisi ve Nâzım Kültürevi'nin mesaj gönderdiği "Sanat Gecesi''nı, Ruhi Su Kültür ve Sanat Vak- fı Başkanı Sıdıka Su, Ilgm Su, Esenyurt Belediye Başkanı GürbüzÇapan. TKP Genel Başkanı Aydemir Güler, eski ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, gazetemiz yöneticileri ve çalışanlarırun da aralannda bulunduğu sanat, siyaset ve basın dünyasından türkü ve Ruhi Su dost- lan ızledi. Şefika Kutluer'in hedefi Bach'ın ardından Barok dönemi ve Uzakdoğu müzikleri üzerinde çalışmak Müziğiyle ruhu zenginleştiriyor BAHAR TANRISEVER ANKARA - Dünyaca ünlü flüt solisti Şefika Kutluer'in Johan Sebastian Bach'ın konçertolan ve sonatlannı seslendirdiği iki CD'si müzikseverlerle buluştu. Ruhu zenginleştirmenin ve derinleştirmenin en güzel yolunun müzikten geçtiğini anlatan Kutluer, "Şifa olarak müziği veriyoruz" diyor. Kutluer, Bach projesinı tamamladıktan sonra Barok dönem ve Uzakdoğu müzikleri üzerinde çalışmayı planlıyor. Flüt solisti Şefika Kutluer, uzun süredir çalışmalannı yürüttüğü 4 CD'den oluşacak Bach serisi kayıtlannın 2 CD'sini tamamladı. Kutluer'e Berlin Filarmoni Orkestrası'nın eşlik ettiği CD'lerin kayıtlan Almanya'da yapıldı Kutluer için özel aranJe İlk CD'de, Bach'ın önemli flüt suiti ve Air adlı eserinin yam sıra keman ve piyano konçertolannın flüte aranjesi ile Bach'ın orjinalini org için bestelediği ünlü "Re minör Füg"ün flüt ve orkestra için aranjesi yer alıyor. Müzikologlar, Bach'ın Re minör Füg'ü bir solo enstrüman için bestelemeyi düşündüğünü SÜRPRİZ İKİ CD GELİYOR Klasik müzikteki kalıcılığın, popüler müzikte bulunmadığına ışaret eden Kutluer, "Bach'tan bahsedhoruz, nasıl bir zaman dilimi öncesinden... Şu anda ben hâlâ Bach hayramyım. Bach'ın eserlerini çalarken her seferinde daha işin ne kadar başında olduğunuzu algüı>orsunuz. Öylesine derinliği olan bir kuyu ki, gittikçe gidiyorsunuz. Sonsuzluğa açılan bir pencere. O kadar muhteşem bir olay ld" diyor. Kutluer, projenin diğer 2 CD'si hakkında aynntılı bilgi vermekten kaçmırken müzikseverlere bir "sürpriz" hazırladığını söylüyor. Kutluer, Bach projesini tamamladıktan sonra "diyaloglann bile şairane" olduğu "ihtişamh" Barok dönem eserlerini seslendirmeyi planlıyor. akustiği çok güzel oluyor ve flüte çok uygun. Doğal bir ortamda, müzisyen sayısı da çok olmayınca daha kolay oluyor kiliselerde kaydetmek. Çünkü koskoca bir filarmoni orkestrasını küiseye sokmak, teknik aletleri açısından da zor. Biz az bir gnıptuk. Çok güzel bir armosferde. çok güzel bir kayıt yaptik orkestra üyelerijle." Çalışmalan sırasında çok zorlandığının altım çizen Kutluer, şunlan söylüyor: Bach'ın müziği mükemmel belirtirken Kutluer için özel olarak yapılan bu aranje ile yüzyıllar sonra Bach'ın bu dileğinin yerine getirilmiş olduğu görüşü dile getiriliyor. Ücinci CD'de ise Bach'ın klavsen ve viyolonsel eşliğindeki flüt sonatlan yer alıyor. Bu yıl yapmış olduğu Tango Goes Symphony isimli CD'si ile klasik müzikseverler dışında da geniş kitlelere ulaşmayı amaçlayan Kutluer, ilginç projelerle çalışmalannı sürdürüyor. Kutluer, neden Bach'ı seçtiğinı anlatırken "G*rçekten bir müzisyen olup Bach'ın müziğinin etldsinde kahnamak elde değir diye konuşuyor. Flüt repertuvanmn çok önemli eserlerini, Bach'ın yapıtlannın oluşturduğunu belirten Kutluer, Bach CD'si kayıtlannı Berlin'e 20 dakika uzaklıkta bulunan bir kilisede gerçekleştirdiklerini anlatıyor. Kiliselerde kayıt Kutluer, şöyle konuşuyor: "Akustiği çok çok güzel bir kflise. Genelde küiselerin "Teknik olarak zor ama o sesler bir araya geldikten sonra, yani o notalar bir araya , geldikten sonra ' müthiş bir bütünlük ortaja çıkrjor ve hepsi doğru çabndığı anda gerçekten inandmaz bir forma ulaşıyor. Bach'ın müziği, matematik açısından o kadar mükemmel ki. nereden başlarsanız başlayın her zaman bir bütünlük yakalıyorsunuz. Onun için bütün müzis>enler ve cazcılann her zaman ilgi odağı olmuşrur Bach'm müziği.'' Ruhu zenginleştirmenin ve dennleştirmenin en güzel yolunun müzikten geçtiğini anlatan Kutluer, "Şifa olarak müziği veriyoruz" diyor. Cazcılar buluştu Caz sanatçısı Okay Temiz Bulgaristan'm gözdemüzik tophıluklanndan Zoni C ile tsmet tnönü Kültür Merkezi'nde bir konser verdi. Temiz ve caz müziğin ünlü Bulgar dörtlüsü ZoneC birükte hazırladıklan yeni projeyle İzmirli müzikseverlerî coşturdu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle