Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 OCAK 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMÎ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
Eczacıbaşı: İlaç
sektörü nefes
alacak
• Ekonomi Senisi- İlaç
Endüstrisi Işverenleri
Sendikası Başkanı Bülent
Eczacıbaşı, SSK
alacaklan sorununun
çözümünün sektör
tarafindan olumlu
karşılandığını belirterek,
"İlaç sektörü nefes
alacak" dedi. Eczacıbaşı
sorunun çözülmesi ile
hastalann ilaçsız kalma
ve tedavi edilememe
tehlikesini de ortadan
kaldırdığını söyledi.
Vergi zamları
yürürlükte
• ANKARA (AA)-
Vergi ve harçlardaîd
zamlı tarife, dün
yürürlüğe girdi. Geçen
günlerde yayımlanan
Bakanlar Kurulu kararlan
ve Maliye Bakanlığı
tebliğleri ile motorlu taşıt
ve damga vergisi ile
harçlar ve vergi
cezalanna 1 Ocak
2003'ten geçerli olmak
üzere yüzde 59 oranında
artış yapılmıştı.
TSK'ye ücretsiz
hizmet
• ANKARA (ANKA)-
TRT ve Türk Telekom,
sahip olduğu teknik
altyapıdan Türk Silahlı
Kuvvetleri'ni (TSK)
indirimli tarifeyle ya da
ücretsiz olarak
yararlandırabilecek.TSK'
nin yararlandınlması,
4736 sayılı yasadan muaf
tutuldu.
Yılın zam
şampiyonları
• Ekonomi Servisi -
lstanbul Ticaret Odası
(İTO), 2OO2'de en yüksek
fiyat artışının yüzde
306.1 'le mahkeme ve
avukathk ücretlerinde
yaşandığıru bildirdi.
ITO'ya göre şampiyon
olan mahkeme ve
avukatlık ücretlerini,
yüzde 191.7'likartışla
hastane yatak ücreti ve
yüzde 130.3 'lük artışla
limon izledi.
Kamu ihalelerinde
yeni dönem
• ANKARA (ANKA)-
Kamu ihale sisteminin
AB'yeuyumu ve
saydamlaştınlması
amacıyla geçen yıl
çıkanlan Kamu îhale
Yasası ve Kamu Ihaleleri
Sözleşmeleri Yasasf nın
dünden itibaren
yürürlüğe girmesiyle yeni
dönem başladı. Ancak
hükümetin, gelen tepkiler
üzerine ertelemekten
vazgeçtiği söz konusu
yasalarda geri adım
sayılabilecek nitelikte
önemli değişiklikler
içeren bir yasa tasansını
önümüzdeki günlerde
TBMM'ye sunması
bekleniyor.
Rekabet Kurumu
yenilenecek
• ANKARA (AA)-
Rekabet Kurumu'nda üye
yenilenmesi sürecinde
geri sayım başlarken
kurulda yenilenecek 5
üyelik için Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı,
Yargıtay, Danıştay ve
TOBB, belirleyecekleri
2'şer adayı, 6 Ocak 2003
tarihine kadar kuruma
bildirecek. Alınan bilgiye
göre, 5Mart 1997
tarihinde göreve başlayan
5 Rekabet Kurulu
üyesinin görev süreleri 5
Mart 2003 tarihinde sona
erecek.
ATO'ya göre Türkiye, son 3 yılda faize ödediği parayla 7 adet GAP bitirebilirdi
İnsana değil, faize yatırımANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafindan
hazırlanan "Mflenyum'un 4 yıh" rapo-
ru, Türkiye'nin son 3 yılda 100 milyar
dolan borç faizine harcayarak milenyu-
ma kötü bir başlangıç yaptığını ortaya
koydu. Rapora göre bu 100 milyar do-
larla 1000 kamyon altın alabilme şansı-
na sahip Türkiye, neredeyse her gün bir
kamyon altını borç faizine vermek zo-
rundakaldı.
Raporda, 100 milyar dolar ile lOton-
luk 1000 kamyona sığacak 10 milyon
kilo altın alınabilineceğine dikkat çe-
kildi. Yine bu para ile 900 milyon do-
lardan 111 baraj yapılabilir, yıllık 27
milyon tondan 18 yıllık ham petrol tü-
ketimi karşılanabilir, 14 milyar dolar-
dan 7 adet GAP yapılabilir, kilometre-
si 3 milyon dolardan 11 bin 166 kilo-
metre demiryolu inşa edilebilirdi.
ATO'dan yapılan açıklamada,
2003 'de 34 milyar dolar borç faizi öde-
yecek olan Türkiye'nin milenyumun ilk
dört yılında toplam 134 milyar dolar fa-
iz ödemesinde bulunacağı belirtildi. Ra-
porda, Türkiye'nin, 79 yıllık tarihi so-
nucunda ulaştığı 148 milyar dolarlık
milli gelire yakın bir parayı 4 yılda fa-
ize harcadığına dikkat çekildi.
ATO'nun raporunda, 2003 yılında
ödenecek 34 milyar dolarlık faizin fizi-
ki büyüklüğü de hesaplandı. Buna gö-
re 34 milyar dolar, 1 dolarlık banknot-
lar halinde uç uca eklendiğinde dünya-
nın etrafını 13 kez dolaşabiliyor. ATO
Başkanı Sinan Aygün, son yıllann kötü
idare edilen Türkıyesi'nin büyük firsat-
lar kaçırdığına dikkat çekerek "79 yıl
boşa çahşmış olduk" dedi.
Aygün "UmuÜarbağladığımızmilen-
yıunıın ilk yıllannda hüsrana uğradık.
Bu kadaryüksek faizleri spekülatörlere
verdik'' diye konuştu.
İTHİL EDEIDİK. İNIL EBİT8IBI, İIIIÇ EBECEfiİZ
1930'luyıllann gençeumhuriyetindetaıialaraatılan ilk to- 1940'larda yaşanan bunalım Türk sanayüni de doğmdan Liberal ekonomiye geçilen 1950'li yıUarda Türkiye arök
humlar. birkaç yıl sonra ülkeyi ithaJattan kurtaracaktı... etkiledL.. Savaş masrafları enflasyonu körükledL.. devlet eliyle yaraülmış bir ekonomik güce kavuşmuştu...
Tarlîdaıtlaıı fabrikalara
Savaşın küllerinden kurulan Türkiye Cumhuriyeti 'nde devlet eliyle
ortaya çıkanlan sanayi hareketinin inişli çıkışlı öyküsü
Ekonomi Servisi - lstanbul
Sanayi Odası'nın (İSO) 50. ku-
ruluş yıldönümünde yayımla-
dığı "TürkSanayiP adlı kitabı,
devlet eliyle savaşın küllerin-
den ortaya çıkanlan sanayi
hamlesinin inişli çıkışlı 79 yılı-
nı anlatıyor. Sanayi Kongre-
si'nde sunulan kitapta, Türkiye
Cumhuriyeti'nin yakın tarihi ile
ekonomide kilometre taşlan ay-
nntılı biçimde ele alınıyor. Ön-
de gelen sanayiciler, ekono-
mistlerve politikacılann görüş-
lerine de yer verilen kitap, sana-
yileşme hareketinin, "Atatürk
tarafindan çizflen Cumhuriyet
yohı hedefıne ulaşmanın yönte-
mi olduğu" düşüncesi üzerine
oturtuluyor.
Kilometre taşları
Türk sanayii kitabında yer
alan belli başlı kilometre taşla-
n, ekonomi ve siyaset tarihini
de aynı pota altında eritiyor:
Izmir tktisat Kongresi: Libe-
ral ekonomiyi hedef gösteren
kongrenin ardından Türkiye Iş
Bankası, Türk özel sektör yatı-
nmlannı finanse etmek için
Türkiye Sanayi ve Kredi Ban-
kası, Emlak ve Eytam Bankası
ile Merkez Bankası kuruldu.
tlkTicaret Borsası: Ticaret ve
Sanayi Odalan Kanunu'nun
çıknğı 1925 yılında Istanbul Ti-
caret Borsası fiilen çalışmaya
başladı.
İlk fabrikalar: 1926'da Al-
pullu ve Uşak Şeker Fabrikala-
n açıldı. Eskişehir Tayyare Ba-
kım ve Tamir Fabrikası devre-
ye girdi.
1929 bunahmı: Amerika ve
Avrupa'daki buhran, Türkiye'de
sanayinin devlet eliyle gelişti-
rilmesi anlayışını zorunlu kıl-
dı. Bu bakış, 30'lu yıllan Türk
sanayii açısından "ahn akma"
dönüştürdü. 1934'te Birinci
Beş Yıllık Sanayi Planı'yla sa-
nayide planlı kuruluş safhasına
geçildi.
tkinti dünya savaşı: Yaşanan
ekonomik küçülme süreci Tür-
kiye'ye de olumsuz yansıdı. Sa-
vaş masraflan enflasyonu kö-
rükledi. Ekonomik tedbirlerne-
deniyle Sanayi Teşvik Kanunu
kaldınldı, Muamele Vergisi yü-
rürlüğe girdi.
tki kutuplu dünya: IMF ve
Tüpgazdan margarine pek çok ihtiyacın karşılanamadığı 1970'li >ıllarda bile otomotiv, demir-çelik. (ekstil gibi sektörlerde büyük yabnmlar vapildı.
Yok yıDarı abkmlara sahne oldu
Birinci ve Ikinci Beş Yıllık Kalkınma Planlan'nda hedeflerin
tutturulamaması sonrasında kamu maliyesi açıklan,
enflasyonist ortam ve azalan ihracat 1970 bunalımını
getirdi. IMF'nin müdahalesiyle tekrar devalüasyona gidildi.
12 Mart 1971 Askeri Muhtırası ve Kıbns Harekâtı'nı izleyen
dönem, ekonomide "yokyıflanna'' dönüştü. Enflasyon,
devalüasyon, kamu kesimi ücret zamlan birbirini izlerken
ucuz döviz politikası döviz girişini azalttı, enerji ve
hammadde ithalatında sorun baş gösterdi. Elektrik kesintileri
ve akaryakıt yokluğu yaşanıyor, kaloriferler yanmıyor,
mutfaklar çalışmıyordu. Tüpgazdan margarine, akaryakıttan
enerjiye pek çok ihtiyacın karşılanamadığı 1970'lerin "yok
yıDan" ile 1960'lar Türk sanayisi açısından, her şeye karşın
atılım yıllan oldu. Bu dönemde, otomotiv,
demir-çelik, petrokimya, meşrubat, tekstil, çimento
sektörlerinde birbiri ardına tesisler kuruldu, Kocaeli bölgesi
gelişen yatınmlanyla öne çıktı. 1960'larda Çamlıca, Fruko-
Tamek, Coca Cola, Efes Pilsen, Tuborg markalannın pazara
girmesiyle meşrubat sektörü oluştu. Otosan, Anadol, Oyak ve
Koç Grubu dışında, TOFAŞ'ın oluşturulmasıyla Türk
otomotiv sanayiinin kuruluşu gerçekleşti. 1965-74 arasında
Ereğli Demir Çelik Fabrikalan, Izmit Yanmca Petrokimya
Kompleksi, Iskenderun Demir Çelik Fabrikası, Aliağa Petrol
Rafinerisi, Etibank Seydişehir Alüminyum Tesisleri kuruldu.
Kocaeli'nde 30'lu yıllarda SEKA ile başlayan sanayileşme,
7O'lerde birbiri ardına açılan tesislerle ivme kazandı. Trakya
Sanayi, Kartonsan, Petkim, İGSAŞ, TÜPRAŞ, Nuh Çimento,
Kırlangıç gibi dev kuruluşlar açıldı.
Dünya Bankası (DB) yeni libe-
ral dönemin kurumİan olarak
ortaya çıkarken NATO'yla bir-
likte, iki kutuplu dünya oluştu.
Türkiye, tercihini Batı Blo-
ku'ndan yana yaptı.
Devalüasyon dönemi: Türki-
ye, IMF'ye üye olabilmek için,
liradaki ilk büyük devalüasyo-
nugerçekleştirdi. 1946'da dolar
1.27 liradan 2.8 liraya yüksel-
di, devlet bütçesi açüc verdi.
Iiberafleşmeye doğru:
1950'li yıllar, liberalleşme ça-
lışmalannın en hareketli döne-
mi oldu. Avrupa Ekonomik tş-
birliği Örgütü ülkelerine yüzde
60 oranında ticaret serbestisi ta-
nınması ve Yabancı Sermayeyi
Teşvik Yasası başlangıçtı.
ISO kuruldu: 30 Mart
1952'de lstanbul Sanayi ve Ti-
caret Odası'nın içinden çıkan
lstanbul Sanayi Odası, sanayi-
ye özel ilk odası oldu.
60ÎhtilaB: Ihtilal, ekonomide
tam devletçi yapıyı ortaya koy-
du. Devlet Planlama Teşkilatı
kurulurken tüm sanayi ve tica-
ret odalan kapatıldı. Ancak yo-
ğun lobicilik faaliyetleri sonra-
sı yeniden oluşturulan ISO, bir
sanayi bakanı seçmekle görev-
lendirildi. Şahap Kocatopçu, sa-
nayi bakanı olurken hükumetle
sanayinin ilişkileri de yeniden
oluşturuldu.
AvTupa'ya yönetim: Ankara
Antlaşması ile 1963'te Avrupa
Ekonomik Topluluğu ile ortak-
lık başvurusu somutlaştınldı.
24 Ocak Kararlan: Yaşanan
istikrarsızlık ve ekonomik bu-
nalım 24 Ocak 1980 kararlannı
getirdi. lurgut ÖzaTın, Başba-
kanlık ve DPT Müsteşan sıfa-
tıyla, hazırladığı bu kararlar,
ekonomi içindeki bölüşümü bü-
yük ölçüde özel sektör lehine
çevirdi.
MaKpiyasaatakta: 1980dar-
besinden 3 yıl sonra yeniden de-
mokrasiye geçildi. Bu arada,
bankacılık atağa kalktı. Yaban-
cı bankalar Türkiye'de şube
açarken ulusal bankalar da yurt-
dışı şubeleri açtı. 1981 'de Ser-
maye Piyasası Kurumu, 1985'te
ÎMKB resmen kuruldu.
thracatayönetiksanayileşme:
24 Ocak kararlan ile uygulama-
ya konan dış ticareti arttırma,
ihracatı teşvik, gerçekçi kur po-
litikalan gibi uygulamalar sa-
nayide ihracata yönelimin ilk
ciddi adımlanru oluşturdu.
1987'de AET'ye tam üyelik
başvurusu yapıldı.
OzeDeştirme: Özelleştirmede
somut adım aülması için Özel-
Ieştinne Yüksek Kurulu oluş-
turuldu.
1994 krizi: Türkiye'nin kre-
dibilite notunun düşürülmesi
sonucu dış borçlanmanın zora
girmesi, ödemeler dengesinin
zayıflaması ve faiz-kur kıska-
cında döviz ayağının destekle-
nememesi 1994 krizini getirdi.
Gümrük Birliği: 6 Mart
1995'te alınan bir kararla Tür-
kiye Gümrük Birliği'ne girdi.
İŞÇİlNİVEVnRENİNDEN
ŞUKRAN SONER
Zum
Fotoğraf makinesi kadar yansız, ayrıntılı görün-
tü vermek güç. Yine de televizyon ekranlarına yan-
sıyan yeni yılın coşkulu kalabalıkları arasına karış-
manın, bir kareyi olsun paylaşmanın, gözlemle-
menin çekici bir yanı olmalı.
Normal gecelerin birkaç katı fıyatına, varsa da-
ha kötü bir müzikle, yılbaşı gecesi diye, kendini eğ-
lenmeye zorlamanın dayanılmaz çekiciliğini(l) an-
layabilmiş değilim. Sokaklarda, binlerie, onbinler-
le, yüzbinlerle birlikte olmak, mantığı olmasa da bir
sevinci paylaşmak, biraz çılgınca, abartılı eğlenme-
ye çalışmak, daha doğrusu kurtlarını dökmek, bi-
zim ülkemizde de giderek yaygınlık kazanıyor, mo-
da oluyor.
Özendirici konserler olmadığı, AKP iktidannda
yeni yıl kutlamaları öne çıkarılmadığı halde, göz-
lemleyebildiğim kadan ile lstanbul sokakları her
zamankinden daha kalabalıktı. özellikle saat
20.00-21.00 sonrası, galiba ekonomik neden öne
çıkmış olarak, insanlar evlerinde yemeklerini yedik-
ten sonra, sokaklara akın artmıştı. Taksım'e yöne-
lik otobüsler daha ilk duraktan dolmuş oluyor, ağır-
lıklı genç gruplan, en yoğun iş saatlerinde görül-
meyen bir itiş kakış içinde otobüslerin içine sığma-
yaçalışıyorlardı.TrafikTaksim'e doğru kilitlendiğin-
den, Şişhane'den, Şişli'den, Karaköy'den olukoluk
insanlar, merkeze doğru kitleler halinde yürüyerek
yol alıyorlardı.
Beyoğlu'nun bütün ara sokakları, en lüksünden
en salaşına bütün kafeleri, barları, meyhaneleri, iç-
kili-içkisız yiyecek satan, oturulabilen, tabure ko-
nulabilen köşeleri doluydu. Oturulacak ne kelime,
ayakta duracak yer yoktu. Itilip kakıldığından de-
ğil, kalabalıktan, grup halinde gelenler birbirlerin-
den kopmamaya çalışarak, adım adım yol alıyor-
lardı. En komiği de merkez Taksim sayılsa da yö-
nü belli olmaksızın, yürümüş olmak için. •
Galatasaray'dan Beyoğlu'na girebilmek için ara
sokaklarda nerede ise sıra bekleyen kalabalıkları,
şüphesiz olay çıkmaması kaygısı ile dikkatle izle-
yen polis gruplan, yaşlıları ve çocuklu aıleleri "Si-
zin ne işiniz var?" anlamında uyarmaya çalışıyor-
lardı. Laf aramızda bir sürü genç erkek ya da kızın
oluşturduğu gruplar bile aralannda "Olayçıkarmı?
Bomba patlar mı?" soruları ile korkularını, kaygı-
larını dile getiriyorlardı. Ama kalabalığın içinde ol-
maktan vazgeçmiyor, daha kalabalık anayola yü-
rüyüşlerıni sürdürüyorlardı..
Bir maç kutlamasında dahi açıklaması olan çoş-
ku, sevinç çığlıklan, yönlendirmesiz kopan büyük
gürültü, şamata, ister istemez ürküntü yaratıyor.
Nedensiz ağızla çıkartılan düdük sesleri her yan-
dan kulaklan tıkatacak bir uğultu yaratmıyormuş
gibi, renkli, yaldızlı kaynanadili zınltılarının sesleri,
sarhoş kahkahaları birbirine kanşıyor. Hertaraftan
atılan maytaplar çok hoş görüntü verse de, üzeri-
nize gelmesi, zarar vermesi riski ile eğilip duruyor-
sunuz.
Sizi bilmem ama ben hiç bu kadar çok sarhoş
genç gruplarının arasında olmadım. Şöyle bir akıl-
cı düşünmeye kalktığımda, "Yolu kapatıp anket
yapsak, yarısından fazlası işsizdir" diye bir sonu-
ca da varabiliyorum. Genç, işsiz, umutsuz, ufuk-
suz, çok sarhoş, gruplar halinde bir arada... Pat-
lamaya hazır bomba gibiler... Çoğu ellerindeki ku-
tulardan da anlaşılacağı üzere, bira sarhoşu. Da-
ha pahalısını ıçecek paralan mı var ki?
Yeni yıla girmeye daha saatler varken, ne kadar
çok zom olmuş, boş bakışlarla durağan hale gel-
mişler var. Kalabalığın, şamatanın içinde anlık çıl-
gın sevinç gösterisi, çıglık atma, ıslık çalma, bağır-
manın ötesinde, anlık öylesıne durağanlaşıyor,
gözleri öylesine donuk bakabiliyor ki... Içiniz bir-
den üşüyebilıyor.
Tabii kalabalıkla birlikte sürüklenen satıcılar. Ak-
la gelebilecek her şey, elbette en çok renkli şap-
kalar, zırıltılar, kaynanadilleri, maytaplar, yiyecek
ve içecekler satılıyor. Satarak para kazanmaya ça-
lışan gençlerle alıcıları sık sık aynı mahallelerden
arkadaş da çıkabiliyor. En güzel yanı, bu kadar
sarhoş kitlenin içinde, en az onlar kadar sarhoş,
sayıları azımsanmayacak yabancılar, genç kız
gruplan, çocuklu aileler, hallerinden hoşnut. Ne
kadar da çok türbanlı genç kızımız var?
Hedef sözde Taksim'e varmak değil mi? Istklal
Caddesi'nin ortasından biraz ilerde yol tamamen
tıkanıyor. Yürüyemeyen kitleler ya geriye dönüş
turu yapıyor ya da ara sokaklardan yürümeyi sür-
düruyorlar. Sonuçta bir o yana, bir bu yana bir şa-
mata, birkargaşa. Meydandayayatrafiğınden oto-
büsler dönüş yapamıyor. Durağınagelebilen anın-
da doluyor. Bir yandan yeni gelenlerden, yeni ka-
labalıklar, oluk oluk sokaklara akıyor.
Savaş, ekonomik kriz, umutsuzluk, ufuksuzluk,
yobazlık, insanların, hele de gençlerin, yeni yılı *ut-
lamak, eğlenmek, kitlelere katılmak, yaşarr^ is-
temelerine fren olamıyor. Uzaktan, televizyon ek-
ranlanndan göründüğü gibi yakından coşkulu, şen-
likli olamasa da yeni yılın umutlarını paylaşmak ıs-
teyen kalabalıklara katılmanın dayanılmaz çski-
ciliği var... Yaşam ağır basıyor...
soner(g cumhuriyet.com.tr
EICONOMİ
TAZİHİNDE GUÇÜN
f939t Bursa Merinos Fabrikası üretime başladı.
1944; Kame ile kişi başına ıkı ayda bir 20 gr. çay dağıü-
mına başlandı.
1950: Gelir Vergisi Kanunu yürürlüğe girdi.
7963: Izmftteki Goodyear Lastik Fabrikası'nda ilk oto-
mobil lastiği üretikji.
196& Kat Mülkiyeti Kanunu, yürürlüğe girdi.
1974:50 yıl sonra ilk kez tuza zam yapıldı. Tuzun kilosu
150 kuruşa yükseldi.
1977: Kapıcılann 8 saat çalışacağı açıklandı. Genel-lş
Sendikası, kapıcılann 09.00-17.00 arasında çalışacak-
lannı, fazla mesai verilmediği takdirde kabriferferi yak-
mayacaklannı söylediler.
1984:20,50 ve 100 liralık madeni paralar çıkanldı.
f985; 6 tatlı reçete. Memur maaşlan yüzde 21 arttı.
Dilekçelerden pul kalktı. Kıdem tazminati tavanı 82
binden 140 bin liraya yükseldi. Ücretlilere vergı iade
oranlan arttınldı. Gelir vergisi 5 puan azakjı. Öğren-
ci kredileri 4600 lira oldu. 6 acı reçete: Yüzde 10 KDV
uygulaması başladı. Radyo-TValım vefgisi yürürlü-
ğe girdi. Yurtdışı telefon görüşmeleri zamlandı. Es-
nafa noter onaylı fatura yükümlülüğü başladı.
Elektrik faturalan yüzde 10 zamlı düzenleniyor.
2001: Borsa yeni yıla 9.437, dolar 677 bin,
mark da 322 bin liradan başladı.