10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EYLÜL 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA J\ LJ JL J. U I X kultur(a cumhuriyet.com.tr 15 eknoloj i ön planda... GÖNÜL DÖNMEZ COLİN MONTREAL 2 Eylül'de sona eren '26. Montreal Dünya Film Festivali'nde bu yıl da değişik ülkelerden kimi ilginç, kimi sıkıcı bır çok film izledik. llk yönetmenlik denemesiyle 'en iyi yönetmen' ödülünü kazanan Sophie Marceau'nun 'Bana Aşktan Söz Et'inin de (Parlezmoı d'amour) katıldığı yanşmalı bölümde bu yıl iyi filmlerin az olmasi, katıldığım Uluslararası Film Eleştirmenleri Jürisi de dahil tüm jürilerı zorladı. Almanca konuşulan Çin filmi, lngilizce konuşulan Norveç filmi gibi garipliklerin yanı sıra belki de 11 Eylül'e bir tepki olarak aile kavramını konu alan bir alay film, erkeklenn sürekli ağladığı sözde feminist filmler ve ünlü Rus yönetmen Aleksei Balabanov'un, açıkça Rus propagandası yapan 'savaş' filmi birkaç örnek. İran'dan katılan 'Terk Edilmiş İstasyon' (Istgahe Matrouk) filmi Abbas Kiarostami'nin bir öyküsünden yola çıkmış ama öyküye sinematografi açısından hiçbir şey katmamıştı. Bizden Tayfun Pirselimoğlu'nun Jüri Özel Ödülü kazanan ilk Türk filmi olan 'Hiçbiryerde'si özellikle konusuyla ilgi çekti. Zuhal Olcay'ın nüanslı oyunu ve bir iç yolculuğunu incelikle yansıtan titiz kamera çalışması da gözden kaçmadı. film kotaran D'Alatri, ne yazık ki fazla ahlakçı bu filmde. ABD'li Karen MoncriefTın ilk filmi 'Mavi Araba' (Blue Car), şair olma çabalannda ailesinden destek görmeyen bir genç kızın, yaşamında mutsuz orta yaşlı edebiyat öğretmeni tarafından baştan çıkanlışını anlatıyordu melodrama kaçmadan. 26. Montreal Film Festivali'nin yanşmalı bölümünde iyi filmler azmlıktaydı EStNTİLER ZEYNEP ORAL Sevgilı Sezen, Nereden başlasam... 3035 yıl öncesinin o küçük kız çocuğu görünümlü, yeryüzüne şaşarak, sevgiyle, gülerek bakan ama azimli, ama inatçı, ama inançlı kişiliğinden mi... Yaratıcılığı ve çalışkanlığı, duyarlılığı ve içtenliği, sonsuz bir düş gücüyle harmanladığın, dolu dolu geçen bütün o yıliardan mı... Emeğe duyduğun, senden öncekilere, senden sonrakilere duyduğun saygıdan mı... Kendinden çok, yaptığın işi önemsediğin için, kendinle de "dalga geçebilme" gücünden, dünyaya ve çevrene gülerek, ama eleştirel açıdan bakmandan, bu bakışı, mizahla yoğurmandan mı... Taş taş üzerine değil, emek emek üzerine, duygu duygu üzerine, yürek yürek üzerine, renk renk üzerine koyarak, tüm birikimlerinle günden güne inşa ettiğin o yapının harcına her şeyden önce sevgiyi katmandan mı... Yoksa en sondan mı başlasam: "Türkiye Şarkıları" konserlerinin sonrasından... Sonraki kimi olumsuz tepkilerden... Çoğumuza utanç veren tepkilerden... Bize verdığin derse karşı hâlâ direnenlerden mi... Bize, çoğumuzun içimizde hissettiği, elbet büyüklerimizin de bildiği ama bilmek istemediği, anlamak istemediği bir şeyi gösterdin: Bu coğrafya içinde yaşayanların kendi dillerinde bir arada türkü söylemek istediklerini, bu istekle yanıp tutuştuklarını gösterdin. Ve söyleyebileceklerini de... Bu istek, bu arzu, insanlarımızı bir arada tutan güçtü aynı zamanda. Bu güç, bir arada yaşama tutkusudur. Bu gücü sen sanatınla bize bir kez daha anımsattın, görmemizi sağladın. Bu güce karşı koyanlara, bu isteği görmezlikten gelenlere ya da anlamayanlara eşsiz bir ders verdin. Zaten karşı koyanlar, görmezlikten gelenler, bu ülkenin insanlarına güvenmeyenlerdir. Aman hiçbir şey değişmesin diyenlerdir. Bu halk yalnızca yasaklarla güdülür, baskıyla, balyozla, topla tüfekle yola gelir diyenlerdir. Şu son zamanlarda hükümet uyum yasalarını çıkardı, devletin bakanları, yüksek bürokratları dil kurslarının tüzüğü üzerinde çalışıyor... Ancak, senin de çok iyi bildiğin gibi, devleti devlet yapan yalnız hükümet, bakanlar, bürokrasi ya da öteki büyüklerimiz değil ki! Devleti devlet yapan vatandaşlar! Vatandaşların düşüncesi, tutkusu, birikimi, ufku, ıdealleri... Insanlarımızın bir arada yaşama isteği, bir arada var olma tutkusu... Bu isteğin, bu tutkunun, bu duygunun, Istanbul, Izmir'de de, Diyarbakır Hakkâri'de de çok güçlü olduğuna inanıyorum. Sen, bu coğrafyanın tüm kültürlerini sahiplenirken, bu zenginliği bizlerle paylaşırken, hertür siyasi, etnik, ırkçı, ideolojik, militarist, fanatik çıkar hesaplarından uzak, yalnızca bu toprakların farklı dillerdeki, farklı türlerdeki, farklı renklerdeki şarkılarını söylemiyordun, bize aynı zamanda özgüvenimizi geri veriyordun. Sonsuz teşekkürler Sezen! Sezen Aksu'ya... Vincent Perez'in ilk filmi Tanınmış genç oyuncu Vincent Perez'in ilk filmi, Guillaume Depardieu'nunherfırsattahıçkırıklara boğulduğu 'Peau D'ange' da baştan çıkarılış ve aldatılış üzerine. 'En iyi sanatsal katkı ödülü'nü kazanan Carlos Saura'nın, ilk bölümü belgesel havası taşıyan ve ikinci bölümünde sahne içın hazırlanan 'Salome'yi olduğu gibi veren 'Salome'sine ise film demek zor. Pirselimoğlu'nun 'Hiçbiryerde'si ve İpekçi'nin 'Büyük Adam Küçük Aşk'ının yanı sıra yine Türkiye ile ilgili bir film, festivalin en çok sözü edilen filmlerindendi. tstanbullu bir Türk anne ile Rum babanın Kanada'da doğan kızları Filiz Katrapani'nin ilk uzun konulu filmi, 'Home', festival yönetimince ilginç bir deneme için seçildi. Kökleri başka ülkelerde olan insanların kimlik arayışının yanı sıra, 'yuva' kavramını da sorgulayan ve önemli bir bölümü Ege Bölgesi'nde çekilen filmin galasıyla aynı anda intcrnette de izlenme olanağı yaratıldı. Festivalin kapanışı, Francois Ozon'un, geçen Berlin Film Festivali'nde Gümüş Ayı almış ve 8 oyuncusuna Catherine Deneuve, Isabelle Huppert, Emmanuelle Beart, Fanny Ardant, Virginie Ledoyen, Danielle Daneux, Ludvine Sagnier, Firmine Richardtoplu olarak sanatsal katkı ödülü verilen '8 Kadın' adlı filmiyle yapıldı. 21.yflzyılın Şili'si... Yanşan filmler arasında tek gerçek aeteur filmi kuşkusuz Raul Ruiz'in 'Şili Rapsodisi' adlı yapıtıydı. Yirmi yıllık Fransa sürgününden dönen yönetmen, üç yabancının açısından, gereğinde sürrealist imgeler kullanarak 21. yüzyılın Şih'sini anlatmış bu dijital denemede. Yanşma dışı gösterilen filmler kesin olarak daha nitelikliydi. örneğin İran'dan Bahman Farmanara'nın 'Su Üstüne Yapılmış Ev' (Khanehyee Rouyeab) filmi dinsel iletisi bir yana yetenekli bir yönetmenin imzasını taşıyordu. Yine tran'dan Dariush Mehrjui'nin 'Bemani' filmi de ataerkil toplumlarda kadınların çilesini sergiliyordu. Kr/ysztof Zanussi'nin son yapıtı 'Ek' (Supplement), yaşam ve ölüm üzerine felsefi bir filmdi. Zamanımızı Yansıtan Sinema bölümünde Handan İpekçi'nin 'Büyük Adam Kiiçük Aşk'ının yanı sıra Vietnam'dan Pham Nhue Giang'ın 'Terk Edilmiş Ova' (Thung Lung Hoang Vang) filmi, Andy Warhol üzerine bir belgesel, Stanislaw Mucha nın 'Absolut VVarhola'sı da ilgı çektı. Yarının Sincnıası bölümünde Hindistan'dan Fareeda Mehta'nın 'Kara Şalvar' filmi bir hayat kadınının öyküsü aracılığıyla dın ayrılıklarını yansıtıyordu. Marat Sarulu'nun 'Ipek Yolu' filmi ıse Kırgızistan'tan ınsan manzaraları sergiliyordu siyah beyaz imgelerle. f,' üri Özel ödülü'nü kazanan Tayfun Pirselimoğlu'nun 'Hiçbiryerde'si özellikle konusuyla ilgi çekti. Handan İpekçi'nin 'Büyük Adam Küçük Aşk' filmi de adından çok söz ettirdi. bir kadının öyküsünü getirdi perdeyeYanşmalı bölümde belirli konular dikkat çekti. Bir kere filmlerin çoğu yeni yetişenlerin sorunlarını anlatıyordu. Bir ikincisi birbirlerini ne denli sevseler de evliliklerini sürdüremeyen çiftlerin öyküleriydi. Evlilikleri yıkan baş neden ise ihanet değil, para hırsından fazla çalışıp ailesine zaman ayıramayan erkekler. Ve bir de iki arada kalan çocukların öyküsü var. Örneğin bir Alman filmi olan, Dani Levy'nin dijital tekniğın konuyla ustaca bağdaştınldığı ve sevgı dolu bir ilişkinin yıpranmasına neden olan öğelerı araştıran 'Baba' yapıtı. ttalya'dan Alessandro D'Alatri'nin 'Casomai' filminin de ana konusu evlilikti. Daha doğrusu, 'Evlilik öldii, yaşasın evlilik'. Rahat anlatımı ve başarılı oyuncuları sayesinde izlenebilir bir Briand'ın cambazhkları Festivalin açılışı, FransızKanadalı genç kadın yönetmen Manon Briand'ın 'La Turbulence des fluides' adlı filmiyle yapıldı. Briand, teknik cambazlıkların öne geçtiği filminde Japonya'da deprem bölgeleri üzerine araştırma yapan genç Faks: 0(212) 257 16 50 eposta: zeynep ' zeyneporal.com Filmlerini dünya izliyor, pek çok festivalde ödül alıyorlar ama... Iraıılılar sinemaya ilgisiz ENGtN AŞKIN TORONTO Dünya sinemasının en özgün bölümlerinden biri olarak ünlenen Iran sinemasını, tran seyircisi hiç tanımıyor. Toronto Uluslararası Film Şenliği'ne 5 ünlü yönetmeninin yapıtlannı yollayan Iran, sinema seyircisinin gittikçe azalmasıyla, birçok sinema yapısının kapılarını kapatmaya zorlandı. Toronto'ya gelen ünlü Iranlı yönetmenlerin yakındığı ilgisizlikte internet, CDROM ve DVD gibi aygıtların önemli payı olduğu ortaya çıktı. Iran Meclisi'nin Kültür Kurulu üyesi milletvekili Ali Aşgar Şerdost, sinemaya yönelen umursamazlığın hızla büyüdüğü ülkede, geçen yıl ancak 20 milyon bilet satıldığını açıkladı. Kanada'daki konuk Iranlı film yönetmenleri, ilgisizlikten yakınan Iran milletvekillerinin "sinema seyircisinin azalımında, cins ayrımı olayının önemli payı olduğunu belirtmediğine" dikkati çekti lcr. tran'da yapımı düşünülen çağcıl sinema yapısının, ilgi yokluğundan ötürü yapımından vazgeçildiği belirtiliyor. Kendi ülkelerinde çok yakında tümüyle seyircisiz kalmasından kaygılanılan Iranlı yönetmenler, geçen yıl katıldıkları şenliklerde ve şenlik dışı gösterimlerde 93 ödül aldılar ve t r a n , bu yılki Toronto Film Şenliği'ne 5 ünlü yönetmcninin yapıtlannı yolladı. '10' filmiyle katılan tran sinemasının duayenlerinden Abbas Bunlardan biri de şenliğe • Kültür Servisi Antalya Kültür Sanat Vakfı, bu yıl Osman Dikiciler'in, Kemal Sunal'dan Şener Şen'e, Münir özkul'dan Adile Naşit'e kadar birçok oyuncunun yetiştiği Arzu Film'i anlattığı "Arzu Film Ekolü" ve Akın Ok'un yönetmen ve bestecilerle görüşerek hazırladığı, "Türk Sinemasf nda Film Müzikleri" isimli kitaplarını basacak. Eserler, Altın Portakal Film Festivali'nin 37. yılında başlatılan, sinema üzerine yazılan eserlerin basımına yönelik çalışma kapsamında yayımlanacak. ilk olarak "Atatürk ve Sanat" isimli derlemeyle başlanan çalışmada, geçen yıl Alim Şerif Onaran'ın "Lütfi ömer Akad Sineması" isimli kitabı basılarak sinema dünyasına kazandırılmıştı. Sinema kitaplığı büyüyor Maslak Venue'de yaza veda • Kültür Servisi Hip Productions, bugün saat 22.00'de Maslak Venue'de düzenlenecek muhteşem gecede trance / progressive house ve techno müziğin ünlü isimlerini müzikseverlerle buluşturacak. Yaza veda partisi konseptinde, iki ayn platformda yerli ve yabancı DJ'lerin katılımıyla renklenecek partide, Dave Seaman, John Creamer, Darren Roach, Murat Uncuoğlu, DJ U.F.U.K ve DJ Met yer alacak. l • ERZURUM (AA) Erzurum Devlet Tiyatrosu, yeni sezonu 3 Ekim'de, Turan Oflazoğlu'nun kaleme aldığı 'Genç Osman' adlı oyunla açacak. Ferdi Merter'in sahneye koyduğu oyunda görev alan 50 kişilik kadro, hazırlık çalışmalannı sürdürüyor. Kiarostami. baf ise 11 Eylül olayını ele alan ABD karşıtı "özel antoloji" dizisindeki kısa çekimli filmiyle katılıyor. "Letters In The VVind Rüzgârdaki Yazıtlar" adlı bir başka Iran fliminde, seçkin yönetmen Ali Rıza Anıini'nin yepyeni sürprizlerini izlemeye hazırlanıyoruz. Genç tranlı yönetmen Maniceh Hikmet, "Women's Prison Kadınlar Hapishanesi" ve yönetmen Nasır Refai "Exam Sınav" adlı yapımlarıyla şenlikte yer alan diğer iki Iranlı yönetmen. 12 Eylül 27 Ekim tarihleri arasında Türk ve tslam Eserleri Müzesi'nde sergilcnccck. Anadolu 'nun 'Sa/dı Hazineler'i KültürServisiAkbank'ın kültür dünyamıza armağan ettiği ' T ü r k ve tslam Eserleri Müzesi' adlı Türkçe ve Ingilizce kitabın gün ışığına çıkardığı, Türk ve Islam Eserleri Müzesi'nin koleksiyonundan 'Saklı Hazineler', Akbank'ın desteği ile 12 Eylül27 Ekim tarihleri arasında T ü r k ve tslam Eserleri Müzesi'nde sergilenecek. Türk ve Islam Eserleri Müzesi'nin kırk bini aşan koleksiyonunun bugüne kadar sergilenmemiş parçaları arasından uzmanlarca seçilen 'Saklı Hazineler', ağırlıklı olarak el yazmaları, halı, ahşap, seramik, maden, taş ve etnografik eserlerden oluşuyor. Akbank'ın bir süre önce yayımladığı Türk ve tslam Eserleri Müzesi adlı kitapta ise sergide yer alan 'Saklı Hazineler', konularının uzmanlarınca detaylı olarak inceleniyor ve özgün eserlerin ayrıntılarını da gösteren Ali Konyalı tarafından çekilen fotoğrafları ile kamuoyuna sunuluyor. (Türk ve tslam Eserleri Müzesi: 0 212 518 05 05) tüm dünya ülkelerinde 2001 yılı içinde Iran filmlerinin 933 kez izlendiği bildirildi. Iran'a kaçak olarak giren yabancı filmlerin ayrı bir sorun oluşturduğu ve ülkede sinemalarda sunulan fılmlerden 14 kez daha çok gelir sağladığı belirtiliyor. Bu yılki Toronto Uluslararası Film Şenliği'ne 5 yapıtla katılan Iran'ı, Batı'da çok iyi tanınan seçkin adlar temsil ediyor. Iran sinemasının " d u ayenlerinden" biri olan Abbas Kiarostami şenliğe " 1 0 " adlı yapımıyla, kızı yönetmen Samira Makmal B)T, sezonu Genç Osman'la açacak BUGUN ^ RANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ'NDE BU AY Gösteri, sergi ve film günleri Kültür Servisi Eylül aymı tiyatro, sergi ve sinema ile karşılayan Fransız Kültür Merkezi, Tem Production Topluluğu'nun, tek uğraşlan oburluk hastası efendilerinin açlığını yatıştırmak olan iki hizmetçinin öyküsünün anlatıldığı 'Lahana Sarma' adlı gösterisine ev sahipliği yapacak. 'Lahana Sarma', 20 ve 27 Eylül'de saat 20.00'de, 21 ve 28 Eylüldedesaat 14.00'te izlenebilecek. Sanatseverlerle buluşacak bir diğer etkinlik de, 20. yüzyılın önemli fotoğraf sanatçılarından Jacques Henri Lartigue'nin (18941986) büyük klasik yapıtlarından oluşan 'Fotoğraflar' adlı retrospektıf sergi. Sergi 26 Eylül20 Ekim tarihleri arasında gezilebilecek. Ayrıca 20 Eylül ile 26 Eylül tarihleri arasında 'Komedi Filmleri Günleri'ne ev sahıplığı yapacak olan Fransız Kültür Merkezi, bu etkinlikte genellikle festival ler tarafından değerlendirilmeyen bir sinema tarzını ve başyapıtlannı ön plana çıkararak gündeme getirmeyi hedefliyor. Jacques Demy'nin 'Cherbourg Şemsiyeleri', 'Rochefort'un Genç Kadınları', '26.1çinÜçYer've'Lola' gibi müzikal filmlerine ağırlık verileceği etkinlikte Agnes Varda'nın Demy'yi konu ettiği 'Nantes'lı Jacquot' adlı bir belgesel de sunulacak. (0 212 252 61 55) • İŞ SANAT'ta 'Sinema Şenliği' kapsamında 12.00, 14.15, 16.30 ve 19.00'da Wong Kar Wai'nin yönetmenliğini yaptığı 'Aşk Zamanı'. (0 212 316 10 83) • BEKSAV'da 15.00'te 'Salgın', 17.00'de 'Tesadüfl Bir Kronolojinin 71 Parçası' ve 19.00'da Babam ve Ustam 1 adlı filmlerin gösterimi. (0 216 349 91 55) • NÂZIM KÜLTÜREVt'nde 17 OO'de 'Ben Kübayım' adlı filmin gösterimi. (0 212 245 04 81) • BAŞKA KÜLTÜREVİ'nde 15.30'da 'Kafka' adlı filmin gösterimi. (0 212 24912 84) • BEYOĞLU StNEMASI'nda 12 15, 14.30, 16.45, 19.00ve21.15'te'Şarküteri'. (0 212 251 32 40)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle