Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30EYLÜL 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çiller: Benim RP'ile hükümet kurmamı istemeyenler AKP'yi iktidara getirmek için şövalyelik yapıyor
Aklın yolu DYP-CHPMISTAFABALBAY
ANKARA - DYP Genel Baş-
kam Tansu Çiller, AKP ile geç-
mişte hükimet kurduğu RP'nin
bir elmanm iki yansı olduğunu
belırterek "RPflehükümet kur-
mamamiçinşövahetikyapanla-
n n bugün AKP'yi iktidara ge-
tinnek için şövalyetik yapoğını
görüyorum, şaş^nyorum. Garip
şey"1
dedi.
Çiller, DYP'nin tek başına ik-
tidar olamaması halinde aklın
yolunun, DYP- CHP koalisyo-
nu olduğunu vurgulayarak ''Geç-
mişte yapük. başanh oldu. Ra-
kamlar ortada" dıye konuştu.
Çiller, bakanlığı döneminde sert
eleştiriler yönelttiğı KemalDer-
viş'in de "değeriibir kişi" oldu-
ğunu belirterek CHP ile koalis-
yon olursa "AB'dcn sorumhı ba-
kan olabikceğüır söyledi. Çil-
ler küskünlenn seçımi erteletme-
sinin topluma ihanet olacağını,
maçın 60 dakikasının oynandı-
ğını söyledi.
DYP lideri Çiller, Şanlıurfa
mitıngi dönüşü, sorulanmızı
şöyle yanıtladı:
- AKP'nin yükseiişine karşı
ortayakonan seçenekleri nasd de-
ğerlendiriyorsunuz?
- AKP, sağdan oy alacak olan
birparti. Buna karşı CHP'yial-
ternatif olarak koymak doğru
biryaklaşım değil. Türkiye, yüz-
de 30 sol, yüzde 70 sağ seçme-
ne sahip. Solun yüzde 10'u, sa-
ğın yüzde 20'si radikal diyelim,
ortada 2O'ye 50'lik bir denge
kahyor. CHP ve AKP'nin oy
alacağı kaynaklar bunlar. Bu
tabloda Türkiye'yi DYP rahat-
latır. AKP ve MHP, 'Bizıııerkez
parthiz,sağınbü>Tİkpartisi\iz'
diyor. Hayır sağın sahibi var.
Siz bir günde, ya da bir seçim
döneminde merkez sağın sahi-
bi olamazsınız.
- Böyie değerlendiriyorsunuz
ama taUo ortada. Tüm anket-
ler sağın büyûk partisinin DYP
otnuıvacağını gösteriyor. Bunu
değiştirebikcek misiniz?
- Değiştireceğiz. Seçime iki
hafla kala tüm dengelerin deği-
şeceğine inanryorum. Hatta inan-
makla kalmıyorum, iddia ediyo-
rum. Zaten seçim son gün ka-
zanılır. O günü görmeden şim-
diden yapılan tahminlere itibar
etmemek lazım.
- Durumda dbette değişmder
olabilir. Ancak son birkaç seçim-
dir sandıktan hep koalisyon çt-
layor. Bu yöndeki senaryonuz
nedir?
-Biz tek başımıza iktidan he-
defliyoruz. Ama bu olmazsa, o
gün sonuca bakılır değerlendi-
rilir.
- Sanki DYP-CHP koalisyo-
nu eğilimindesiniz. Ö>1e mi?
- Olabilir. Geçmişte yaptık.
Şimdi niye yapmayalım? Türki-
ye'yi en azından bugünkü ikti-
dardan daha iyi yönetmedik mi?
Yönettik. Rakamlar ortada.
-Böyie birobsıhkgündemege-
Brse, Kemal Deniş faktörü ne
olacak? Ekonomi yönetiminin
Deniş'e verflmesini kabul eder
misiniz?
Dervls'i dıslamıvoruz'
- Tabii şimdıden bağlayıcı ko-
nuşmak olmaz. Ancak geçen
dönemdeki DYP-CHP koalis-
yonunun başanlı olmasımn ne-
deni, ekonomınin DYP'nin elin-
-Küskünler hareketinin başa-
nb olacağını düşünüyor musu-
nuz?
-Olmamab. Sandık namustur.
Meclis de büyük bir ekseriyet-
le bu namus sözünü vermiştir.
Millet, sandığı engelleyen siya-
silerin yüzüne bakmaz. Üstelik
maçuı 60 dakikası oynandı.
- Seçim atmosferine girerken
mUkrvekiIkrinin dokunulmaz-
hktarnşmasından yarguun ka-
rarlanna kadar nasıl bir siyasi
tabk) görüyorsunuz?
- Yargı meselesi önemli... Her
şeyden önce biz Meclis'in yar-
gı yeri olmamasını, milletvekil-
lerinin, bakanlann parmak he-
sabıyla yargılanmamasını istiyo-
ruz. Bunu düzeltmek lazım. îk-
tidar gücü adalet aracı haline
gelmemeli.
- Siz 1994'teki ekonomik kri-
madı? Krizin en önemli nedeni
bu. Burada haksızlığa uğrayan-
lar, devlete güvendiği için kay-
bedenler de oldu. Ancak işin te-
melüıde bu kadar bankaya izin
vermek ve denetlemeyi ciddiye
almamak yatıyor. Ben başba-
kanken bir tek EGS' ye izin ver-
dim. Egeliler geldiler, büyük bir
atılım yapacağız dediler, kabul
ettim. Siz bakmayın, bir banka
tabelası kaç milyon dolar... Bu
izinleri dikkatli vermek gereki-
yordu. Son knzin toplam fatu-
rası 200 milyar dolar.
- Sizin döneminizde verüen
mevduatagarannnindesonkriz-
lenk payı oldu deniyor»
- Evet o garantiyi 5 Nisan ka-
rarlannın atmosferi içınde ver-
dik. 1996'da ANAP'la koalis-
yon kurduktan hemen sonrabu-
nu kaldıralım dedim. Kavga et-
Küskünlerin başansı
Ecevit'e bağlı
Çiller, küskünler hareketinin başansı-
nm Ecevit'in tutumuna bağlı olduğunu
söyledi. Ecevit'in "çok net ifadeter kul-
lanmaktan kaçındığmdan" yakınan Çil-
ler, bu konuda ilginç bir anısını da anlat-
tı. Çiller'in, "E*evitdenilince hep akhna
geldiğuıi" söylediği anısı şöyle:
"DYP-CHP koalisyonunu farklı Mer-
lerle sürdfirdük. Son olarak Baykal
CHP'nin başma geçtiğinde, durum de-
ğertendirmcsi \apnk. Baykal, hükümeti
bhlrmekvesecimegitmekistedi.Ben'yap-
mayalım, hükümete devam edelim, 5-6
ay sonra seçimi gündeme alahm' dedim.
Kabul etmedi. Hükümet bo/uldu. Ben
azınhk hükümetini gündeme getirdim.
Liderterle konuştum. Kimi sözkr aldık.
Ecevit de azmhk hükümetini destekkye-
ceğmi söylemişti. DSP'yi de hesaba kabp
hükümetikurdum-Banapek çokpartides-
tek verdi. Hatta CHP'Merden biledestek-
leyen oldu, EcevitdestekvermedLEcevit'e
güven deyince, akhma ilk bu anı gefiyor."
kaldıracağız.
-EMF'yi bu sözterinizin nere-
sine koyuyorsunuz?
iMF'yle yeniden
masava otururuz'
- IMF'yle yeniden masaya
otururuz. Onlara, "Gidinkarde-
şim, sizin borçlaruuzı ödemeye-
cegun" diyemeyiz. IMF bıze re-
kor düzeyle kredi açmış. Bun-
lan ödeyeceğim.. ama onlara
"Hem borcu ödeyetim hem aya-
ğa kalkahm, bu sizin de lehini-
ze" dıyeceğiz. Onlann lisanıy-
la konuşacağız. Bu program bi-
zi fakirleştirir, şunlan yapalım
diyeceğiz. Ilk iş olarak da An-
kara'yı küçülteceğiz.
- Partiler temel sorun işsizlik
üzerine sözler veriyorlar. Sizin
yaklaşunınız nedir?
- Biz işsizliği yüzde 7'de bı-
raktık. Şimdi 2.2 milyon kdşi iş-
siz. Gizli işsizleri falan kattığı-
mızda 4.5 milyon eder. Yüzde
1 'lik büyüme 65 bin kişiye iş
sağhyor. Sorunun büyüİdüğü-
nü tasavvur edin. Bu tabloya
karşm ben Türkiye'nin bir gü-
ven ortamında bunlan kısa sü-
rede aşacağını sanıyorum. Bize
Özal'a tanınan 8 yılın 2 yılını
versinler yeter. 1. yıl yüzde 8
büyüme sağlayacağız. Bütün
planlanmız hazır. Bunlan gö-
rünce, uygulamaya geçince, mil-
let şaşkına dönecek.
- Yeniden siyasete dönersek,
Süleyman Demirel'le Uişküeri-
niz sıklaşn. Neden?
'Demlrel'ln oyunu
merak edlyorum
1
de olmasıydı. Biz onu isteriz.
Bunu söylerken Derviş'i dışla-
mak istediğim anlamı da çık-
masın. Der\iş çok değerli bir
kişi. Daha başka alanlarda hiz-
met edebilir. AB'den sorumlu
bakan olabilir. CHP'nin görünü-
müne bakınca bir tarafta altı ok
var, bir tarafta Derviş'in yakla-
şımlan var. Millet ne katı dev-
letçiliği istiyorne de Deniş'in-
ki gibi toplumu aç bırakan po-
litikalan...
- Barajı kaç parti aşar?
-Şu anda DYP, CHP, AKP gö-
rünüyor.
zin başbakanrydınız. O günle
bügünü nasıl karşdaşnn>'orsu-
nuz?
- Çok farklı. Bir defa biz 6
ayda düzlüğe çıktık. Ekonomi
yönetimi başbakan olarak be-
nim elimdeydi. Başkasına âev-
retmedim. Yabancı komutan ge-
tirmedim. Zaten yabancı komu-
tanla bu tür savaşlar kazanıl-
maz. Başbakanken benim önü-
me üç bankayla ilgili murakıp
raporu getirildi. 12 saat bekle-
medim, hemen işleme konsun
dedim. Şimdi 8 ay beklemiş du-
rumlar var. Neden önlem alın-
mekten bunlara firsat bulama-
dık ki. Sonrasında REFAH-
YOL'da da Erbakan'a bizzat
söyledım. Orada da yine başka
kavgalardanfirsatolnîadı. Bu ga-
rantinin sınırlandınlması gere-
kiyordu.
- Bu aşamadan sonra siz na-
sd bir ekonomi sozü veriyorsu-
nuz?
- Biz her şeyden önce üretim
dıyeceğiz. Eximbank'ın 400 mil-
yon dolan var.. dağıtamıyor. îk-
tidara gelir gelrnez ihracatçıya
2 milyar dolar vereceğiz. Nere-
den buldunlan, şunlan bunlan
KİT yönetim kuruhına yüzde 100 zam
EBRUTOKTAR
ANKARA-3 Kasım'dayapılması plan-
lanan erken seçim öncesinde memur ma-
aşlarma zam yapan hükümet, yandaşlan-
nı doldurduklan KİT Yönetim Kurulu
üyelerinin maaşlarmı yüzde 100'ün üze-
rinde arttırdı.
KÎT Yönetim Kurulu üyelerinin maaş-
lannı 143 milyon liradan 300 milyon lira-
yaçıkardı.
Hükümet, memur maaşlanna yaptığı
zammın ardından yaptığı seçim yatınm-
lannı sürdürüyor. 22 Eylül'de Resmi Ga-
zete'de yayımlanan "399 Saydı Kanun
Hükmünde Kararnamenin 34. Maddesi-
ne Tabi Yönetim Kurulu Başkamye Üye-
leri ile Denetçi ve Tasfı>e Kurulu Üyekri-
ninÜcretwHaklanHakkındaTebİiğ" ile
KÎT Yönetim Kurulu üyelerinin ücretleri
yüzde 100 arttınldı.
Özellikle özelleştirmeden sorumlu Dev-
let Bakanı Yıbnaz Kar&koyunhı'ya bağlı
Sümer Holding, Et Balık Kurumu ve Eti
Holding ANAP'ularca, agustos ayına ka-
dar MHP'nin idaresindeki Ulaştırma Ba-
kanlıgı'na bağlı Aycell de MHP'lilerce
yapılan seçimlik kadrolaşmaya sahne ol-
du. Devlet Memurluğu Sına\T (DMS) ko-
şulunun aranmadığı, bakan taraftndan doğ-
rudan doğruya KİT yönetim kurulu üye-
üklerine atananpartiUlere ödenenkıyak üc-
retler de 300 milyon liraya çıkanldı.
KİT'lerdeki kadrolaşmamn en büyük
örnegi de Aycell'de görülüyor. Ankara 2.
bölgeden 8. sıra MHP miîletvekili ada-
yı olan Aycell Yönetim Kurulu üyesi
Muharrem Beşir, KİT çalışanlannm se-
çimlerde aday olmasına karşın görevin-
den istifa etme zonmluluğu obnadığı için
300 milyon liralık ücretini almaya de-
vam ediyor.
- Kendisiyle iyi bir diyaloğu-
muzvar. Görüşmelerimizde se-
çimin kaçuıılmaz olduğunu söy-
ledi. Oyunu kime vereceğini
söylemedi. Ben de merak edi-
yorum. 3 gün kala açıklayaca-
ğını beyan etti. Biz sağda büyük
bir bütünleşme olsun diyoruz.
Sanmm o da kıratı seçer.
- Sağda bütünleşme diyorsu-
nuz ama sağ paramparça. DYP
veANAP'mkarşüıkh olarakher
seçimdeoy ka>1)ettiğigörülüyor.
Bundakendipaynuzvarmı? Bu
konudaki arularmızı eksilerini-
zi nasıl görüyorsunuz?
- Haklısınız ama ben geldi-
ğimde zaten sağ bölünmüştü.
ANAP'la DYP aynydı, öteki
partiler vardı. Sonra başka bö-
lünmeler de oldu ama şimdi
onlar geride kaldı. Sağın sahi-
bi biziz.
-RPüe 1996'dahükümetkur-
dunuz. Yaşananlarortada. Aca-
ba AKP'yi nasıl buluyorsuntız,
AKP ile RP'yi karşılaşnnr mı-
sınız?
-Bir elmanın iki yansı. Ben
bunlan önceden tanıyorum.
Diyeceğim bu.
-AKP'Kbiriktidarbuanlam-
da bir macera mı getirir?
- Bakın ne güzel söyledi-
niz, macera. Türkiye'de ra-
hatlama, merkez sağın ikti-
danyla olur. Burada beni şa-
şırtan bir şey var. RefahTa hü-
kümet kurarken banakarşı çı-
kan şövalyeler şimdi AKP'yi
hükümet ortağı haline getir-
mek için şövalyelik yapıyor.
Çok garip dogrusu. Ashndabu
soruyu bana değil, CHP'ye
sormamz gerekli.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr
Ya ben görmeyeli benim
meslektaşlara bir haller olmuş
ya da burada olmadığım için
benim bir şeylerden haberim
olmamış. Bilgisine. deneyimi-
ne, haber alma yeti ve yetene-
ğine pek güvendiğim arkadaş-
lanm da dahil pek çok gaze-
teci yarından sonrası için bil-
giç bilgiç gülüp "Ertelenebilir
abicim" diyorlar ve ekliyorlar:
- Mesele üç beş küskünün
milletvekilliği süresini birkaç
ay daha uzatma manevrasın-
dan ibaret değil. Bu işin arka-
sında 3 Kasım 'da yok olabile-
cek partiler var...
Bunu diyorlar ve ardından
esrarengiz bir gülücükle sözü
noktalayıp susuyorlar.
Acaba benim esrarengiz gü-
lüşlii, bilgiç susuşlu meslektaş-
larımın yine de bir bildikleri mi
var?
Anladığım şu:
Yarın Meclis açılacak. Ardın-
dan önergeler mönergeler ve-
rilecek ve Meclis "açtım-kapa-
dım" oyunundan vazgeçip se-
çimleri 2003 ilkbaharına erte-
leyip işine devam edecek...
Esrarengiz Gülüşlü, Bilgiç Susuşlu...
İyi de hangi işine?
Benim bildiğim Meclis'in işi
yasa çıkarmak. Bir de içinden
bir hükümet çıkarmak. Arada
sırada da kavga çıkarmak...
Sonuncusunu hakkıyla yeri-
ne getirecekleıine kuşkum yok.
Ama...
Ama bu Meclis'in bu kom-
pozisyonuyla herhangi bir ya-
sa çıkarması olası mı? Vaz-
geçtim "uyum yasalan" filan gi-
bi temel yasalan; vazgeçtim
ister AB zoruyla, ister namus
belasına çıkarılması gereken
"demokratikleşme yasalan "nı,
bu Meclis'ten bilmem ne ba-
kanlığının bütçesine üç kuruş-
luk ek getirecek bir "gösterme-
lik yasa" çıkması bile bence
olanaksız....
Zaten şu anda miîletvekili
olanların da "Hay allah unut-
muşuz. Şu, şu ve şu yasalan
bir an önce çıkarmamız gere-
kiyor" dedikleri filan yok.
Peki yasa çıkarmayı yani çı-
karamamayı anladık. Meclis'in
bir işi de içinden hükümet çı-
karmak.
Eee? Yani bu Meclis yasa
çıkaramayacak ama içinden
bir hükümet mi çıkaracak?
Hükümet dedigin başbakan-
la olur. Başbakanı Çankaya
seçer. O başbakan da bakan-
larını saptayıp Meclis'in kar-
şısına çıkar; güvenoyu ister.
Alırsa hükümet olur, alamaz-
sa boyunun ölçüsünü alır...
Esrarengiz gülüşlü, bilgiç su-
suşlu meslektaşlarım içime
kurt düşürdü ya, ben de "Bu
Meclis'ten üç beş ay ömürlü
bir hükümet çıkar mı" sorusu-
na hemen "Haydi canım sen
de" demeden derin derin dü-
şünüyorum. Doluyu boşa ko-
yuyor, boştan doluya aktarı-
yorum...
l-ıh, çıkmıyor. Bu Meclis'ten
ne başbakan çıkıyor ne hükü-
met...
Peki hükümet çıkaramaya-
cak, yasa çıkaramayacak, bun-
lan çıkaramadığı için kavga da
çıkaramayacak bir Meclis 1
Ekim günü kural ve yasa ge-
reği toplanıp, ertesi gün deta-
til kararı alıp, seçimlerin 3 Ka-
sım'da yapılmasına razı olmak-
tan öte ne yapabilir?
Sorunun yanıtı bence tek
sözcük: Hiç!..
• * •
Ama yine de içime kurt düş-
tü bir kere. Konuştuğum ga-
zeteci tayfası üç haftadır bu
ülkede degilim diye benimle
dalga mı geçiyor, yoksa sahi-
den bir bildikleri, sağlam yer-
den bir duyduklan mı var?
Varsa ne olabilir?
l-ıh... Aklım ermedi, ermi-
yor...
Öyleyse iki gün sonra, mes-
leki anlamda kepaze olmayı
göze alarak, "Aydın Engin sen
artık bu mesleği bırak; semt
pazannda limon sat" diye dal-
ga geçilmesini de göze alarak
daha bugünden yazıyorum:
3 Kasım'da seçim var!..
Sorun da belki tam burada.
3 Kasım'da seçim olacak da
ne olacak?
Valla görünen o ki ilginç şey-
ler olacak. İyi mi, kötü mü di-
ye tartışmıyorum. Ama ilginç
şeyler olacak besbelli.
Bir kere 20 yıldır siyasi ha-
yatımızda var olan ANAP ga-
liba artık olmayacak. (İyi haber)
Merkez sağın kanatları al-
tında tetikçilik yaparken yük-
selen milliyetçi (ulusalcı) dal-
gayla kendini Meclis'in ikinci
büyük partisi ve koalisyonun
neredeyse eşit ağırlıklı ortağı
olarak bulan "üMicü"kardeş-
lerimiz de yeniden eski günle-
rine ve asıllarına dönecekler.
(Bu daha iyi haber)
Ayrıca Türkiye siyasetinin
son kırk yılına damgasını vu-
ran Bülent Ecevit yeniden şi-
ire ve şiir çevirmenliğine döne-
cek. (Bu da en iyi haber)
Satt bu saydıklanmı görmek,
yaşamak için bile 3 Kasım se-
çimlerini iple çekmekteyim.
Benim bilgiç meslektaşlara
kulak asmayın; siz 3 Kasım'da-
ki şenlikli günlere hazırlanma-
ya bakın...
Yılmaz 'kralın atına İngilizce
öğretmek istiyor'...
ANAP lideri Mesut
Yılmaz'ın seçimlerı
erteletme çabaları, partı
içindeki muhalıflerını
kızdırdı. Gazetecilerie
sohbet eden bir ANAP
miîletvekili, "Mesut Bey,
kralın atına İngilizce
öğretmeye çalışıyor"
dedi. "Nasıl" sorusuna
da bir fıkrayla yanıt
verdi:
Bir gün Fransa'da krala
ağır hakaretlerde
Mesut Yıhnaz.
Mahkûm karşılık verir:
Kralın atına İngilizce
öğretmek ıstiyorum.
Şaşkın yetkıliler bu işin
ne kadar süre içinde
olacağını sorunca
mahkûm "Bir yıl
içinde" diye yanıt verir.
Meraklı bir görevli,
idam gömleğini çıkaran
mahkûma "Peki niye
bir yıl" diye sorunca şu
yanıtı almış: "Bu bir yıl
içinde kral ölebilir,
bulunan ve ölüm cezasına
çarptırılan mahkûma usulen
sorulur:
- Son isteğin nedir?
yerine gelen benı affeder. Belki
ben ölebilirim, kralın atı ölebilir. Ya
da bakarsın at İngilizce
öğrenebilir."
Bahçeli, Izgi'nin
tavuklarını kurtardı!...
TBMM Başkanı Ömer Izgi, seçim
kararı alınmadan çok önce
siyaseti bırakacağını ve zamanını
tavuk, horoz ve köpek gibi çok
sevdiği hayvanlanyla
değerlendirecegini söylemişti.
Izgi'nin o dönem yaptığı
açıklamalan anımsatalım: "Her
şeyi tadında bırakmak gerektiği
düşüncesindeyim. Ben hiçbir
zaman miîletvekili olmayı
dûşünmüyordum. Aysel Hanım
çok ısrar ettiği için girdim. Şimdi
de bırakmak gerektiğini
söylüyorum. Ben bir daha aday
olmayacağımı bıktığım için
söylemiyorum. Ben bir daha
milletvekilliği yapacak enerjiyi
k&ndimde görmüyorum." Izgi'nin
bu sözlerine en büyük tepki, eşi
Aysel Izgi'den geldi. Aysel Hanım
o kadar sinirlendi ki, tehditler
savurdu: "8unca memleket
meselesi dururken, şimdi
tavuklarta uğraşma zamanı mı?
Evdeki tavuklann hepsini
keseceğim. Siyaseti bırakmasına
izin vermeyeceğim." Aysel
Hanım'ın bu tehdidı mi etkili oldu
bilinmez, Ömer Izgi yeniden aday
oldu. Hatta "eğilim yoklaması"na
bile katıldı. Gerçi "eğilim"
yoklamasında 11. sırada çıktı
ama, lideri Devlet Bahçeli
kendisine sahip çıktı. Konya'da
liste başından aday gösterildi.
Böylece, evdeki tavuk ve horozlar
canıns kurtardı!...
MHP 'transfer' yasağı
sözünü unuttu..
MHP, 1999 seçim bildirgesinde
miîletvekili transferierine çok kesin
ifadelerte karşı çıktı. Bildirgenin bu
bölümü şöyleydi: "Vatandaşlanmızın
oylannı istismar edici şekılde,
milletvekillerinin ve belediye
başkanlannın siyasi parti
değiştirmelennde caydıncı olması
için yeni bir düzenleme yapılarak
partisinden aynlan miîletvekili veya
belediye başkanına 2 yıl bağımsız
kalma zorunluluğu getihlecektir."
Bu yönde bir düzenleme yapılamadı
• ••
ama, MHP uzunca bir süre
miîletvekili transferine kapılannı
kapattı. Ancak daha sonra transferler
bir bir gerçekleşmeye başladı. Ilk
önce bağımsız milletvekilleri, sonra
da partisinden istifa edenler, 2 yıl
bağımsız kalmayı bırakın, istifalannın
üzerinden bir hafta bile geçmeden
MHP'Iİ oluverdi. MHP, dün yeni
seçim bildirgesini açıkladı. 1999
seçim bildirgesindeki hedeflerin
büyük bölümü yinelenirken,
transfeıierle ilgili tek bir satır yoktu...
'Bektaşi torunu'
Cem'e sitem...
Seçim tarihi
yaklaştıkça, Ikjerler oy
potansiyeti vaat eden
belirli toplumsal
kesimlere mesajlar
vermeye çalışıyor. YTP
Genel Başkanı Ismail
Cem de, geçen hafta
"dedesinin aslında bir
Bektaşi olduğunu"
açıkladı. Cem,
Çorum'da halktan
gördüğü ilgtnin "adının
/sfliaif, soyadının Cem
olmasından
kaynaklandığım" öğrenmesini de
mutlu bir şaşkmlıkla anlatıyordu...
Partisi seçime katılamayan SHP'nin
Genel Başkanı Murat
Karayalçın'ın Ankara il örgütü
yemeğindeki gündemi de bu tür
mesajlardı. Karayalçın, Cem'in
seçimlere 35 gün kala dedesinin
kökenini vurgulamastnı ve CHP'li
Yaşar Nuri Öztürk'ün ezan okuma
yöntemiyte propaganda yapmasmı
tsmaüCem.
eleştirdi. "S/yasefı nasıl
yapariarsa yapsınlar
itirazım yok. Ama bunu
sol adına yapmalannı
kabul edemiyorum. Bu
kepazeliklere solu atef
etmesinler'' diyen
Karayalçın, sözlerini
şöyle sürdürdü:
Mrthat Paşa,
yargılama sonunda
ıdama mahkûm edilir.
Bütün Avrupa
ülkeierinin elçileri,
idama karşı olduklannı
belirterek sadrazamın huzuruna
çıkariar. Sadrazam, heyetin içinde
ıran'ın büyükelçisinin de
bulunmasına şaşınrve 'Haydi bu
adamlan anlryonım da. sana ne
oluyor? Sen niye idama itiraz
ediyorsun' diye sorar. Iran
büyükelçisi yanıt verir: Efendim,
bizim Mithat Paşa'yı asmanıza hiç
itirazımız yok. Bizim ağınmıza giden
hukuku bu olaya alet etmeniz.1
'
Liderler 'oligarşikmiş'L
Seçim karan, vekillerin hızlı değişim
kabiliyeti ve "as/ında nasıl
demokrasiye meftun olduklannı"
kamuoyunun bir kez daha görmesini
sağladı. 31 Temmuz 2002 tarihınde
seçim kararı alınırken, YTP rüzgârları
esiyordu. YTP Genel Başkanı ismail
Cem, hükümetin ve eski partisi
DSP'nin "geçmişte başanyia
taşıdıklan işlevi artık yapamayacak
duruma geldiklerini" ilan etmişti.
YTP Genel Sekreteri Istemihan
Talay, seçim karannın alındığı gün
Meclis'te, "Yenıleşmenın yolu
seçimdir. Bunu görmezden gelmek
hem kurumlar, hem de kişilerin
itiban açısından inanılmaz yaralar
doğurur" diyordu. O günlerde
yüzde 10 baraj ne demek, YTP için
yüzde 4O'lar, 50'ler, hatta 70'ler
telaffuz ediliyordu... Sonra, rüzgâr
yön değiştirdi. YTP'liler, bir zamanlar
"Artık hükümeti yönetemıyor"
dedikleri Başbakan Bülent Ecevit'in
yeniden peşine düştüler. Barajı
yüzde 5'e düşürme mücadelesine
girdıler. "Küskünlerin" önderlerinden
YTP'Iİ Gönül Saray Alphan da
seçimleri erteletmek için açık
mücadeleye gırdi. Diğer miîletvekili
arkadaşlannı, "Benim dışımda
hıçbirı yiğitçe savunma yapmıyor"
diye eleştirmeye başladı. Alphan,
liderteri de "oligarşik" diye suçladı.
Alphan'ın 3.5 yıl boyunca bu
"oligarşik" liderlikle ilgili bir tek
eleştirisini duymadık. Hatta, temmuz
ayının ilk haftasında diğer kadın
milletvekilleriyle birlikte TBMM'de
düzenledikleri basın toplantısmda
Ecevit'e bağlılık açıklaması yaptığını
ve bu açıklamadan bir iki gün sonra
DSP'den istifa ettiğini de
unutmadık...
Siyasette 24 saat çok uzun bir
zamandır; iki ay, hele seçim karan
sonrasında iki ay da çok kısaymış...
Ve "ufuk açıcı, vekillerı lider
oligarşisine karşı
özgürleştıriciymiş"...
Türey Köse, Emine Kaplan, Bûtent Sanoğlu, Sertaç Eş
tbmmcum'a ttnetnettr